BOünkü yazının hulâsası Şeması bol yıldızk bir gece PöL Herkes derin uyküyüa dal- Mmuytı. Badece bahçede blir ağacın altında oturan — Hazreti Yakup uyanıktı. Yakup, hayran bakıp- darını, başını dizine koyup uyu- yan sevgili — Yusufunun yüzüne dikmiş onu seyrediyordu. Yakup için başlı başına bir ci- han olan Yusuf, birdenbire, yük bir korku He uyandı. Firler yıp ayağa kalktı. Yakup, fevka- Püde tel inmuşt. Sevgili Yu- sufun — hemen . kolları arasına alıp bağrına bastı. — Söyle yavrum! Ne oldu, Bana ? Yusuf, mütemadiyen - titriyor e hızlı hızlı nefes alıp veriyor- du: — Korktum, babacığım, brb- tum !, Diye inledi ve babasının ıuı— ları arasından — sıyrılarak ilâve etti — Korkuttular beni, baba- r — Kim korkuttu, yavrüm? — Yıldızlar! Yıldızlar mı? — Bvet babacığım, yıldızlar!. 'Az daha korkumdan aklımı oy- | natacaktım. — Ne söylüyorsun Yusuf?. Yıldızlar insanı korkuturlar mı hiç? . Beni rorkuttular babacı- | ğım! Rüyama girdiler de kor- kuttular beni!. — Nasıl korkuttular, yav- | nım | — Sadece yıldızlar değil. A- alayında sy, Ja yariı, güneş Yakup, — meraktan - çatlaya- cak hale gelmişti. Artık titre- miyen, fakat üzerindeki heye- canı henüz atamıyan — Yusufu takrar kucaklayıp bağrına bas- — Hayırdır - inşaallah yav- rum! Aydan, güneşten ve yıl- | dızlardan insana fenalık gelmez. Onlar seni korkutmamıştır; onlırdan - korkmuşsundur. Yusuf, babasının kolları ara-| sından gene sıyrılıp cevap ver- Te — Hayır babacığım! Beni on- lar korkuttu! — Anlatsan a evlâdım, nasıl korkuttular seni? Yusuf, sırtını bir ağaç göv-| desine dayadı. Gözlerini yumdu. Ve o vaziyette kaldı. Yakup, merakla, heyecanla, onun söyle-| anlatmasını bekliyor: sabırsızlığından — mütemadiyen | sa'lan!yordu — Anlatsan a evlâdım, na- sıl korkuttular seni? Diye tekrar etti. Yusuf, va-| ziyetini bozmadı, sadece gözleri- ni açtı ve helecanh bir sesle ba-| basıns sordu: | — Neyi anlatayım, babacı- n ?. — Yıldızların seni nasıl kor- kuttuklarını!. HAZRETİ YUSUF İLE T GÜZELLER GÜZELİ ZÜLEYHA 'Yazan « Muharrem Zeki KORGUNAL d öt — Çok fena korkuttular ba- bacığım!. — Ne yaptılar sana evlâdım? | — Bir şey yapmadılar.. j — Bir şey yapmadılar da ni- çin korktun, Yusufum? — Benim yerimde sen olsay-| din, sen de korkardın baba ... ük kardeşlerim de H ae Yeni Sabah ABONE BEDELİ | | büsbütün kıskanırlar. Korkarım Türkiye — Ecnebi SENELİK — 1400 Keş. 2700 Krg. || SAYLIK — 750 » 1460 » ; SAYLIK — 400 » 800 » TAYLIK — 1860 » 300 » TAKVİM | 17 Haziran 1941 SALI 21 Cemaziyelevvel 1360 4 Haziran 1357 Gün 168, Ay 6, Yık 941 Hızir 48 Güneş — Öğle — İkindi 845 — 432 — 8,38 — Ezani 428 —azik — 1616 Ezani Akşam — Yatsı — İmsak 1200 — 204 — 624 — Ezani 1948 — 2147 — 207 — Vasati | H e A Ve | W DİKKAT —€ | «€Yeni Babah» a gönderilen yazılar | ve evrak neşredlisin edilmesin lade #lunmaz ve bunların kaybolmasın- | dün dolayı hiç bir mesuliyet kabul edilmez. S' korkarlardı. Karanlık bir yer- de oturuyordum. — Karanlık bir yerde mi otu- ruyordüun? — Evet babacığım! Karanlık | bir yerde oturuyordum. Göz gö- zü gözmiyordu. Birdenbire gök yüzü aydınlandı. — Sonra.. Sonra.. Yavrum.. — Gök yüzti aydınlanınca on bir tane yıldız peyda oldu. — Bukea n Bektan'eeegilı Yusufum? — Hayır babacığım! Bundan | korkar mıyım hiç? Sonra bu| on bir yıldız yere indi. — Yere mi indi? — Hem de benim ayaklarımın dibine., — Eh... sonra, — Sonra bana - seçde ettiler, | ay ile güneş de gelip ayni şeyi| yaptılar, o kadar fena kork- tum ki.. Yakup, hemen yere diz. çök-| tü. Gözlerini ve ellerini semaya | kaldırdı: — Çok şülkür Allahım, çok Şükür!, Diye bağırdı. Yusuf, bunum — Ne yapıyorsun baba? — Allaha şükrediyorum, ev- lâdım!, — Yıldızlar beni yakıp kül etmediler diye mi? Yakup, doğruldu. Saf kalbli| yavrusunu kucaklayıp alnından | öptü: — Hayır evlâdim, hayır! Al- Jaha Şunun için gükrediyorum ki o yıldızları, ayı ve güneşi se- nin ayaklarının dibine serdi. Yusuf, afallamıştı. —Yakup devam etti: — Ne mutlu sana ki ileride sultan olacaksın. — Sultan mı olacağım ? — Evet yavrum, evet evlâ- emri yerine gelmelidir. Rüya - da gördüğün on bir yıldız, on bir kardeşine işarettir. Güneş bana, ay da seni Ööz annen gibi gefkatle büyüten teyzene işa- rettir. — Demek kardeşlerim de be- nim önümde eğilecekler . — Evet sevgili “Yusufum! Onlar da eğilecek, teyzen de eği- lecek, ben de eğileceğim. Sen, bizim ve bütün insanların en büyüğü olacaksın. Yusuf, sevincinden gülmeğe, zıp zıp zıplamağa başlamıştı: — Rüyamı kardeşlerime an- latırsam kimbilir ne kadar sevi- nirler... Dedi. Hazreti Yakup, deh-| şetle gözlerini açtı — Sakm ha!.. Sakm ha!. Bu| rüyayı kimseye söyleme? Hele kardeşlerine hiç anlatma.. — Niçin baba? Kardeşlerim memnun olmazlar mı? — Olmazlar — yavrum.. Seni zaten kıskanıyorlar. O zaman ki sana bir fenalıkta bulunur -| lar. — Kardeşlerim bana fenalık | yaparlar mı hiç babacığım? — Yaparlar, yavrum, yapar- | lar!. — Fakat onlar beni çok sevı— yorlar. | — Çok da kıskanırlar yav-| rum. — Amma o zaman, büyük ol- duğum için, sen beni çok sevmez sin ki. — Seni daima severim y rum! Seni bugün kıskanan kardeşlerin ileride yükselmeni | V- hiç istemezler. — Neden istemesinler baba- ağım? Hattâ iftihar etmeleri Tâzımdır. rçek — söylüyorsun - ço-| cuğum, amma onları şeytan kan dırıyor. Şeytan, insanların — en| büyük düşmanıdır. Bütün fe- nalıkların sebebi o mel'undur. | O olmasa, dünyada hiç bir fe- | malık olmaz. Şeytana uyup rü- anı kardeşlerine söyleme ki ileride kardeşlerin de — şeytana | 1 ? Yusuf, saf ve temiz Yu- | ndisini çok seven ıhlıyur nın elini öptü Peki babacığım! Söz veri- yorum ki bu rüyamı kardeşle- rime s“ylemiyeceğim. Hazreti Yakup, Yusufun al- nına sıcak bir baba busesi da- ha kondurdu: — (Arkası var) Buf bal oyup sana fenalık yapmasın - Öğretmen Okulu talebesii —0? Takastetkik burog I Ticaret Vekâleti tarafından lâğvolundu Ticaret Vekâleti, bir karar- name ile dünden itibaren bütün. takas tetkik büroları ile heyet- lerini lâğvetmiştir. Karar, alü- kâdarlara tebliğ edilmiştir. LAğ vedilen takas tetkik börolarının ve bu arada İstanbul takas tet- kik bürosunun cari işleri ay ba- Bına tasfiye edilecektir. Takas tetkik beyetlerinin işlerinin bir kısmm, takas limited şirketine, diğer bir kasmı da Ticaret Ve- kâletinde Müsteşarın reisliğin- de toplanacak bir komisyona devredilecektir. İstanbul takas tetkik bürosu iki senedenbeni 20 bin dosyayı tetkik etmiştir. İkmal kursları Tem- Muzda açılıyor İkmal kursları 16 'Temmuzda açılaçaktır. Bu kuralara kayıt- lar her okulda Pazartesi Per - şenibe günleri saat 9 dan 12 ye Kadar 'yapılacak ve bu hususta herkes kendi mektebine müra- Stiz de kayıt hi KN tlar kapanacak ve ayni 'gün İstanbül Maarif Mü - dürlüğünde okul direktörleri toplânacak ve bu toplantıda MAARİFTE İzmir Fuarında İstanbul mekteplerinin eserleri teşhir olunacak 26 Ağustosta açılacak olan bu seneki — (İzmir Enternasyonal: Fuar) ında orta okullar, kız, enstitüleri ve öğretmen okulla. Tının resim ve yazı dersleri / fa> | aliyetine aid talebe resimleri ve el yazıları teşhir edilecektir. . telif sınıflarından 25 - 30 tane Tesim alınacak ve bu resimler yaşlara ve sınıflara göre tak- Sim edilerek sergide - gösterile- cektir. Mekteplerden toplana - cak olan resimler Vekâlet okul Müzesi adresinö gönderilecek ve orada tedkik ve tanzim olunduk- tan sonra İzmire yollanacak- tır. Serginin adı (Türk mekteple- ri resim ve el işi sergisi) ola - caktır. Hususi ve Yabancı okullara talebe kaydı hakkında Hususi Türk ve azlık ve ya- bancı okulların talebe kayd ve kabul işleri hakkında Maarif | Vekâleti yeni bazı kararlar vermiş ve bu kararları alâkadar lara tebliğ etmiştir. Verilen yeni kararlara göre, resmi orta okul veya liselerden hususi okul ve ya liselere naklen gelen talebe ellerindeki vesika- | ların gösterdiği sınıflara imti - hansız alınacaklardır. Yalnız Galatasaray 9 uncu | sınıfından gelen talebe lise bire imtihansız, 10 uncu sınıftan ge- | lenler İise bire imtihansız, ikin- ci sınıfa imtihanla, l1 inci g- nıftan gelenlelr de lise ikiye im- lise üçe imtihanla alı- Ayni lisenin 9, 10, 11 ve 12- inci sınıf talebeleri İstanbul A- merikan kollejinin mukabil sı- | nıflarına imtihansız olarak gi- | rebileceklerdir. Hususi Liselere girecek Hususi liselere kabul edilmek | üzere müracat eden öğretmen okullarının — meslekf — sınıfları talebeleri, evvelâ taahhüdlerin- den ibra edilecek, sonra -resmi bir lisede imtihan verecek, bu suretle hususi bir Hisaye yazı- lacaklardır. YENİ SABAN Dahiliye Vek sületi bazı ihl İ '_ ihha N Dü rlar hakkında tahkikat açılmasını Belediyeye emretti Istanbul belediyesine Dahili- ye Vekâletinden yeni gelen bir tebligatla asker aileleri için ya pılan tahakkukat ve bunların tahsil şekilleri etrafında tahki- kat yapılmasını istemektedir. Vekâlet bu tebligatında, alâka - dar bazı kimseler tarafından yapılan şikâyetlerden dolayı as ker ailelerine yardım miktar - ları tahakkuk ettirilirken, bele- diye daimt encümeni tarafından tesbit edlien nisbetlerden daha noksan tahakkukat yaptırılıp yaptırılmadığını, — ve yardımla- mükellef addolunmak için lâzım gelen şartları havi olan bazı kimselerin tahakkukat harici bı rakılıp bırakılmadığını sormak tadır. Vekâlet bu hususta yapılacak seri bir tahkikatın neticelerinin Vekâlete — bildirilmesini mektedir. Belediye bu tahkika-| tı belediye teftiş heyetinden se- yaptıracak ve neticelerini " bir raporla vekâlete bildirecektir. BELEDİYEDE Şişliden Maslağa kinci bir yol Belediye Maslak yolunda sık Bik kaza olmasını nazarı itiba- ra alarak bu yola müvazi ve o-| 'nun sağ tarafından gidecek ye- ni bir yol yapmayı kararlaştır. mıştır. Bu yolun Şişliden itibaren ilk | T kilometrelik yol bu sene ya- pilacaktır. Gazi bulzarı inşaatı Belediye Heyeti Fenniye mü- dürlü Gazi bulyarı için ha - zırlanan tanzim plânlarını / İmar | Müdürlüğünden istemiştir. — Bu plânlar üzerinde heyeti- fenni- ye müdürlüğü - Unkapanından | itibaren 500 metrelik ilk kısmı- nm keşif ve projelerini hazırla- yacaktır. Diğer taraftan Tuşkışla Dolmabahçe makdamı — yol im- şaatı ihale olunmuştur. Beyazit ıııeydanndı bir helâ' yapılıyor. — | münakasaya çıkarılmıştır. - Di- ğer tarafdan Bayazıtta bir yer altı helâsı da inşa olunacaktır. Francela imalâtı arttırılacak mı 7 Francala almak için beledi- yeye bir çok müracadtlar ya- pılmaktadır. Belediye francala imalâtı için günde ancak 12 çu- val un verdiğinden bütün bu müracaatları karşılamak imkâü- | m bulunamamaktadır. Halkın | bü müracaatı karşısmda — bele- diye francala imalâtını tezyid W için Dahiliye Vekâletine müra- cast edecektir. | | kuruşa Satmak suçiyle MÜTEFERRİK Üsküdarda mühim bir toplantı Üsküdar Halkevinde bir top- lantı yapılmıştır. Bu toplantıya Üsküdar kazasına bağlı bulunan bütün parti nahiye teşkilât reis leri ve belediye — reis muavini Lütfi —Aksoy iştirâk etmiştir. Toplantıda nahiyelerin yol, su, | işık ve kültür ihtiyaçları ve parti faaliyeti mevzuu bahsol- mMmuştur. Devlet Dsmiryollarına alınacakların imtihanı Devlet »Demiryolları istas -| yenlarında çalışmak üzere ida- | reğye yeniden müstahdemin alı- nacağı yazılmıştır. Taliplerin im tihanları dün Haydarpaşa ve Sirkeci garlarında yapılmıştır. Tevkif edilen manifaturacı iste-| 3 “7ââ“ülm | | yet, kahve tevziatı hazırlığına gilecik olan bir kaz üüüi Taeden b ae - çalışacak . büri Kahvo tevziatı Hazırlıklar tamam- landığı takdirde bu hafta yapılacak Dün sabahtan itibaren vilâ- başlamıştır. Ticaret Vekâleti, kahve tevriatı için vilâyete mü- sade vermiştir. Ancak vilâyet, kahve tevziatı her şeyden evvel bir teknik ve usulü isi olduğu için Mıntaka Ticaret Müdürlü - müutemed bulunmasını istemiş - tir. Diğer taraftan fiyat müraka- be komisyonu da tevzi edilecek | kahvelerin meşru setış hadleri- ni tesbit edecektir. Usule ait bütün bu hazırlıkların bu hafta içinde ikmali istenmektedir. Ha- zırlıklar bittiği takdirde tevzia- ta bu hafta sonlarında başla - nacaktır. Bu suretle ilk tevzi e | dilecek kahve miktarı 1368 çu- valdır. Zincirleme tel ihti- kârı tahkikatı (Baş tarafı 1 İnci sayfada) nadoluya yayılarak orada bul- dukları telleri toplamışlar, bun- lardan bir kısmını Anadoluda bırakarak mütebakisini İstan-| bula getirmişlerdir. Tel ihtikârı ile uğraşan bu kimseler, Dör - düncü Vakıf hanında bir de ya- zahane tutmuşlardır. İşin garip tarafı, ihtikâr ile mücadele eden | İstanbul fiyat mürakabe ko- misyonu ile bürosunun da ayni handa çalışmakta bulunması - ında — tuhafiye- Sltanhamamı €i İsak Benlevi 45 kuruşa satıl- | ması icap eden bir kumaşı 80 cür- mümeşhut yapılarak dün adli- yeye verilmiş ve ikinci ağliye ce- | zada duruşmasında tevkifine karar verilmiştir, Büyük liste asmıyan gazinoculara ceza Belediye tarafından verilen tasdikli - tarifeleri büyülterek halkın görebileceği bir yere as- madıkları görülen Suadiye plâ- j gazino sahibi Mustafa Güler ve Caddebostanı İskele caddesi 59 numarada gazinocu İbrahim Artun ve yine ayni caddede Bos tancı gazinosu sahibi Mehmet Bale ceza zabıt varakaları kesil miştir. — Yaman hırsız ! — Fincancılar yokuşunda yüklü bir araba- dan kumaş çalmağa kalkmış ? Dün İstanbul Sultanahmet sulh ceza mahkemesine cid- den cür'etkâr bir hırsızlık vak- asının -cürmümeşhudu gelmiş ve sür'atle neticelendirilen du- ruşması sonunda suçlu ceza - landırılmıştır. Muhakeme safahatına — ve dinlenen şahidlerin — ifadesine göre hâdise şöyle olmuştur Bir mağaza nam ve hesabına yüklemiş olduğu kumaş bal- yalarını arabasiyle götürmek te olan arabacı Murad oğlu Mehmed Mercan yokuşu Fincancılara — doğru çıkr ken yan taraftan kendisi de arabayı iterek kolaylıkla çık- mayı temin uğraşmakta iken birdenbire etraftan bağrıldı - ğgını işitmi Arabacı dikkat et Ar- kadan eşya çalıyorlar Bu feryad üzerine hemen geri dönen arabacı elindeki kırbacı arabanın arkasıma Şöy- le bir dolamıştır. Bu sırada bir adam tam oradan çıkarak ters yüzü kaçmağa başlamıştır Fakat etraftan yetişenler bunu tutmuşlar ve elindeki ça- kı ile birlikte arabanın yanma getirmişlerdir. Yetişen — po- lislerle birilkte halk bir kere arabanın arkasına göz gezdi- rince onun çakısı ile denkleri çevreleyen ipleri kestikten son ra balve çuvalını da yarıp için- den kumaş çekmeğe başlamış olduğunu ve tam bu sırada - rabacıya malümat verildiğini hayretler görmüşlerdir Suçlunun tahkikat neticesinde Şükrü adında eski bir sabıkalı olduğu — anlaşılmış ve sabıka | kaydında da hırsızlıktan ve ka çakçılıktan iki sene beş ay hap- se mahkümiyeti ve 225 lira - hk tam teşebbüs haline diğinden üçte ikisini tenzil sabıkadan altıda birini ilâve ederek bir ay beş gün hapsine ve derhal tevkifine karar ver- miştir. da para cezası bulunduğu gö rülmüştür | Üçüncü asliye ceza —mahke mesinde dünkü duruşmada suç- lu Şükr bu sabıkaları s0- rulurken Hatırlayamıyorum — ki hangii Diyerek bundan başka - ha bir © abıkaları bulu ı ğunu zımnen olsun itiraf et - miştir Mahkeme şahidler dinle dikten sonra icabım —düşün millg ve'üç ây Tmuhkümiyetine lüzum görmüş de hirsi: dar! Maamafih, mürakabe teş- kilâtı, tel muhtekirlerini yaka- lamakta gecikmemiştir. Yakalanan kimseler, ilk elin kim — olduğunu bılmedık.lennı söylemişlerdir. Maamafih, suçun büyüğü A- gop ve Horhoroni adındaki Şa- hıslarda toplanmaktadır. Bun- lar ve diğer suçlular adliyeye , verileceklerdir. Diğer tarafan vilâyet maka- mu da bu tel ihtikârı hâdisesi ile meşgul olarak fiyat mürakabe komisyonundan izahat almış - tır. | Verilen izahata göre, şebe - kenin «€linde 20 - 30 ton kadar haval tel bulunmuştur. — Fiyat mürakabe bürosu — şefi de ko- | misyona bu hususta şifahen izahat vermiştir. POLİSTE Sütçü beygiri çarpan çocuk yaralandı Beykozda Alibey caddesinde numarada oturan 15 yaşında Jâ Yıldırım Beykozda otu ran sürücü Şerife ait beygirin ürkmesi neticesinde hayvanın çarması neticesi düşerek başın- dan yaralanmış ve müdavatı yaptırılmıştır Yoda düşen gazete müvezzii bacağını kırdı Üsküdarda Çolaksinan — ma: hallesinde Pınar caddesinde 61 numaralı evde oturan 14 yaşın- daki gazete müvezzii Şaban oğ: lu Yaşar Ö: T dün sabah 10.30 da koşar zete satmak ta iken di sol bacağı kırılmıştır. Küçük müvezzi Nü- hastahan kaldırıla- altına alınmıştır 51 müş mune n rak Sopa ile başını yarmış Kadıköyünde - Kızıltoprakta Kozyatağı Eskiciler sokağında 8 numarada bahçıvanlık eden Hasan oğlu İsmail ile Hasan kavga etmişler ve Hasan bir sopa ile İsmailin başını yararak yakalanmıştır. Yaralının teda - visi Bacası tutuşan fırın umıştır Yeniköyde evvelki gece - bir yangın — başlangısı — olmuştür Köybaşı caddesinde sayılı Ardaş Ormanaya ait sigortasız fırınım baca - kurumları tutüş- Muş ise de etrafa sirayet etme den itfaiye tarafından söndürül müştür. | 17 Haziran 1041 Samamm Yameamemz YAKVİRDEN VD SBİR YAPRAK Toska'dan sonra Madam Baterflay Yazan: ULUNAY Falih Rifkı Atay, Ankarada Halkevinde muvaffakıyetle tema sil edilen Madam Baterflay o- perası hakkında (Ulus) da ga- 'et mühim bir makale yazdı, ika ve Ciakoza'nın yazdıkları ve meşhur musikişinas Puççint- nin bestelediği bu hârikulâde e- gerin Türk tiyatrosunda, beğ senede yetişiveren Türk tenor- ları, Türk bâritonları, Türk prima donnaları — tarafından ü in — iltifatını ceb- bedecek kadar, kusursuz oynan- ması fevklâde bir hâdisedim Bunu ben de kâbül ediyorum. Fakat bu hâdiseyi milli kabiliye- timiz noktasından muhakeme &- dince, “bir mucize,, gibi telâkkd etmiyorum. Türk, dünyanın en medeni, en zeki, en uyanık bir kavmidir. Yeter ki istidadıma, zekâsına müsaid bir zemin bulsun. Asır- lardan sonra bu istidadı inkişaf ettirecek şerait kargısında ka- hnca neler yapmadı? Ve nedem yapmasın”, Son Türk inkilâbıma kadar bu istidadın inkişafından — kor- kan rejimler milletin kabiliye- tini körletmek için ne mümkün- se yaptılar. İkinci Abdülhamid, | sarayında hususi tiyatro yap- tırmış, Avrupadan san'atkârlar getirterek — (Nefsi nefisi şaha- ne) sini hiç bir şeyden mahrum etmediği halde menilekete “Ab- dürrezzak,, igminde bir komiği bile çok görüyordu. Atatürk inkılâbı milletin bü- tün istidatlarına öyle bir mey- dan açtı ki bugün kendimize baktığımız zaman yapılan de- ğeşiklikler karşısında ağyardan ziyade ” biz- hayrete düşüyor, “biz ne idik,He olduk!,, diyoruz. Türk öperasının bu ikinci a- dımıdır. Bundan iki buçuk ay. evvel Ankarada gene Puççini'nin Toska'sı oynanmıştı. Demek oluyor ki “Türk operasının Te- pertuvarında iki- mühim eser mevcuttur. Ve opera kısmında bütün şartları câmi olarak bir eser çıkarmak muazzam bir me- seledir. Falih Rifkı Atay bu muvaf- fakıyet karşısında bir noktayı kurcalıyor: Bazı kimseler bizim milli mu- sikimiz bu mu olacaktır? Milli musiki an'anesinden —uzaklaşa- rak milli benliğimizi kaybetmi- yor muyuz? — diye sorabilirler, diyor. Ve buradan tutturarak Türk musikisinin yavaş yavaş H Mliye kamişanağım ve yerini garp musikisine terkedeceğini anlatıyor. Pek vâkıfane an bü makalede şü noktalar dikka- ti celbeder: “Biz eskiden başka bir yıl- dızda oturuyorduk. anlı Türkü olarak şark - islâm me- deniyet âlemine mensuptuk. Bu medeniyet — Araplar, İranlılar, Türkler ve diğer milletler ara- sında müşterekti. Terkettiğimiz divan edebiyatı Osmanlı icadı r. Fasıl musikisinde husu- »i bir sesimiz var ki bizim olan © idi...,, Biz Türkler, şark - islâm me- deniyeti âlemine mensup olmak- la beraber gerek Divan edebi- yatında gerek diğer san'at şu- belerinde hususiyetimizi — hiç bir zaman kaybetmemişizdir. Farsçayı — öğrendiğimiz de bunu bir Iranlıdan büsbütün başka türlü kullanırız; ona ken- dimize hâs olan bir edâ veririz. Bir İranlımn tarzında , şeklinde knlhnıın ki de Ööyle. Şark Musi- kisi bizim zarafet potamızda kaynadıktan Ssonra büsbütün b bir incelik almıştır; — ve he yok ki Araplarda, İrani- lerde ayni usul ve makama bi olan şark musikisi bizdeki kadar hiç bir zaman mükemmei olamamıştır Şarkta yaptığım seyahatler- de bu ciheti çok tedkik ettim Nüğmelerin seyri ve kararı iti- z makamlar ve şark memleketlerin- bariyle yap! fasıllardan den çoğunun haberleri bile yok- tür Garp musikisi ftarlığı muüsi- e eskiden- nevcut bir di Bu dâ- vayı Ahmet Rasim merhum bana şöyle şerhetmişti Garp musikisi, fennin mu- sikisidir ve beynelmileldir. Bi- m musiki milli sesimizdir. Di- ğerini bir Fransız, bir İtalyan, bir Japonyalı, bir Türk anlar ve anlamalıdır. Milli sesimiz olan m musikimizi ise yalmız biz anlarız Bu bakımdan muhakeme &- dilince garp musikisi ile milli (Sonu sahife 3 sütun 7 de)