ANLATAN : —60— Calibenin annesi beni görünce pek sevindi: — Evlâdım Keraminin hiç aklımızda yokken Amerikadan | çıkıp gelmesine bile sevinmemi-| ze mâni oldun, oğlum!. dedi. Böyle bir sırada hastalığın bizi o kadar kederlendirdi!. Ne| ise, seni iyi görüyorum, iyi ob muşsun maşallah!. Calibenin bedbaht — annesi Fatiha hanıma teşekkür ettim. Kadıncağız sonra garip bir helecanla: — Keramiyi gördün mü?.. Oğlumla görüştün mü?. diye Bordu. * — Kendilerile teşerrüf et- tim.. Pek sevimli bir zat!. Fatiha hanım hiç gülmiyen, durgün bir yüzle: — Kerami âdeta Amerikahı olmuş! Çok değişmiş değil mi? Gedi. Onu ancak siz takdir ede- bilirsiniz, Fatiha hanım!.. Ben kendilerini evvelce tanımadığım | için ne derece değiştiğini ışhın bilemem!.. O vakit yatalak — kadıncağız | garip nazarla dalgın bir halde boşluğa bakarak, âdeta kendi kendine söylenir gibi: — Hayır!. Sanki o değil!.. kadar değişmiş!.. diye mmıduı di.. O vakit Fatiha hanımın (ev- lâdım) dediği Keraminin ansı- gıkagelmesinden hiç de memnun olmadığını hisseder gi-| bi oldum. Bunu fırsat bilerek Calibenin | annesinden, şiddetle merak et- im bazı pek mühim noktalari öğrenmek için: — Fatiha hanım!.. dedim. Hazır lâfı açıldı da... Sizden pek merak ettiğim bam cihetleri sormak isterim!. Müsaade & dzr misiniz?. ç Kadıncağız, ilk defa, benim ka: da ürkek bir tavırla ko-, ştu. n — O da ne demek?, Elbette!. bi bir cevap verdiyse de, atte, onun kendisine soru- sualleri az çok tahmin & derek hayli canı sıkıldığını fark ettim. Buna rağmen: — Kuzum Fatiha hanım.. de-| dim. Sormak ayıp olmasın am- ma... Ne siz, ne de Calibe, aca- ba neden şimdiye kadar Ame- ikadaki oğlunuzdan hiç bah- ediniz?. — Kimden, Keramiden mi?. Bvet!. imidi kesmiştik ki.. Bilmem, Ana hiç evlâdından bahset- durabilir mi?.. Fakat, ki meden biz Keraminin artık bir daha memlekete döneceğinden o ka- dar ümidi kesmişiz ki... Bilmem ki.. Onu unutmaya - çalışıyor - duk! — Affedersiniz, Fatiha ha- mım!.. Sizi belki münasebetsiz bazı slnllcrlı. üzmüş olacağım!. Fakat, malüm a, merak — bu.. Bühassa, takdir edersiniz Calibeye ait ailevi her türlü his'eri hı_ im de tamamile bil- — Tabü, tak lum!.. Fakat bu sözlere ne lü- zum var!.. Ne öğrenmek istiyor- san açıkça söyle oğlum!. — Fatiha hanım!.. Kerami beyin gençliğinde merhum ba- basile yaptığı bir kavga üzeri- e kalkıp Amerikaya gittiğini B . Yeni Sabah ABONE BEDELİ Türki; Ecnebi i SENELİK — 1400 Krş. 2700 Krg. S AYLIK — 750 » 1450 » 3 AYLIK — 400 » 800 » . 1 AYLIK TAKVİM 31 Mayıs 1941 CUMARTESİ 4 Cemaziyelevvel 1360 150 » — 300 » 13657 y 5, Yık ©41 - Hızır 26 Öğle — İkindi 858 — 438 — 837 Ezani 431 02 — 1611 Vasatl Akşam — Yatsı — İmsak 1200 159 — 643 — Ezani 19833 — 2132 Vasat! BEF DİKKAT -a «Yeni Sabah> a gönderilen yazılar ve evrak neşredilsin edilmesin iade olunmaz ve bunların kaybolmasın. dan dolayı hiç bir mesuliyet kabul) edilmez. BİR GAZETECI %EH!R" Hââ BERLERİ— MELELEA söylüyorlar!. Hattâ bu kavga - 'nın da bir define meselesinden çıktığını rivayet ediyorlar!. Siz annesi olmak sıfatile elbette ki bu mühim kavgayı ve sebebini yakından bilirsiniz!.. Söyledik- leti doğru mudur?. Fatiha hanım yattığı yerden, | birdenbire, yüzüme keskin ve helecanlı bir nazar fırlattı: — Âh. şey... Evet. demek bunu duydunuz? Dedi . — Evet Fatiha hanım!. Hem de yeni duymuş da değilim!..| Fakat gize şimdiye kadar bah-| setmemiştim... Madam ki mese- le bitti. Kerami bey geldiler..| Şimdi bahis mevzuu —etmekte bir beis yok, zannederim!.. Ha- kikaten böyle bir define mese- lesi var öyle mi?. Fatiha hanım yattığı yerde, derin bir heyecan ve teessüre kapılmış gibi gözlerini yumdu. Böylece bir müddet sustu. —| Sonra, ayni halini muhafaza ederek: — AÂh! oğlum!.. dedi. Keşke bundan yine bahsetmeseydin.. — Bahsetmeseydim mi?. Fa- kat niçin, Fatiha hanım?. ) — Niçin mi?. Çünkü.. Fatiha hanım tereddüt edi - yordu. Yüzü, nefsile şiddetli bir mü- cadele imiş gibi takallüs et - mişti. Bir aralık gözlerini tekrar a- çıp derin bir endişe ve âdeta | âşikâr bir korku ile yüzüme baktı. Benim tepeden tırnağa merak | kesilmiş bir halde gözlerimi ©- | nun dudaklarına dikmiş oldu 'W ğumu görünce, meyus bir ta - varla: — Anhyorum!. Bazı şeyler , bildiğini anlıyorum, oğlum! de- di. Onün için sana hakikati söy- lemesem yüreğinde ukde kala cak., Bundan şüphem yok!.. Söylesem.. Fatiha hanım yine iıeddud: düştü. | Ovakit yarı asabileşmiş bir halde: — Ah! fakat sevgili Fatiha hanıimcığım!.. dedim. Bu mese- le, söylenmiyecek kadar mühim ve müthiş bir mesele mi ki te- reddüt ediyorsunuz!. Fatıhı -hanım birdenbire 'he- — O halde? Sizden bu riva- yetlerin hakikatini soruyorum. | Niçin çekiniyor gibi davranıyor | sunuz?.. Yoksa hâlâ boyle bir mesele devam mı — Hayır.. hayır.. — O halde?, — Hayır.. Ben de pek iyi bil- miyorum da hani omün için!, — | — Pek iyi bilmiyor musun?.. | Fakat her halde birgey biliyor - sun, Fatiha hanım!. Lütfen bu kadarcığını söyle.. - Her halde takdir edersin ki ben sizin ya- bancınız değilim!. — Şüphesiz! şüphesiz!. — Bu define meselesi nedir kuzum?. Eminim ki, bunu sen- || den iyi bilecek kimse yoktur,| muhterem Fatiha hanım!. | Fatiha hanım benim şiddetle | ısrar ettiğimi görünce nihayet' dayanamadı: — Ah, oğlum!. Bu çok eski bir meseledir!. dedi. Bizim ai- lemizin felâketine sebep olmuş| tu da onun için söylemek iste - miyorum!.. — Ne gibi felâketine?. — Yani.. Bu yüzden bu kadar senedir yetişmiş bir oğlumuz -| dan olduk! Kerami tâ Amerika- | lara geçip gitti. . — Felâket dediğiniz bu mu?. | — Hayır.. Hepsi bü kadar mı | ya?. Calibenin amcası vardı. Hafız Dursun derler... Elbette önu da duymuşundur oğlum!.. — Hayır!. Hiç bilmiyorum!. | — Bilmiyor musun? ya? de- mek Calibe sana bundan bahset | meyi muvafık görmemiş.. Va-| kıâ Calibem o vakit küçüci çocuktu, pek - hatırlamaz!. vallı Hafız Dursun, bizim rah-| metli efendinin küçük karde - şiydi.. O da bu yüzden öldü!. — Öldü mü?. — Bvet!. — Define meselesi yüzünden W — Evet!. İşte onun için bu mesele ailemize felâket getir - Mmiştir diyorum a... — Demek ki Fatiha hanım, bu define meselesi hayli mühim mesele olmuş?.. (Arkası var) | cektir. Ekmek | fiyatları Yeniden ucuzlatı- labilecek mi? İstanbul Belediyesi ile fırın- cılar arasında bir çuval undan çıkacak ekmekler hakkında yi- ne ihtilâf çıkmıştır. Belediye, bir çuval undan 96 ve ekmek- çiler de ancak 94 ekmek çıkabi- leceğini iddia etmektedirler. İh tilâfı kat'i bir hal çaresine bağ- lamak için belediye riyaseti ye- ni bir tecrübe yapmağı kararlaş tırmıştır. Bu tecrübe ekmekçilik mütte- hassısı Esad, Şehir meclisi aza- sından Ferid Cemal ve belediye iktısad işleri mürakiplerinden birinin riyaseti altında yapıl - mıştır. Tecrübe sonunda bir çuval undan norma| vezinde 103 ek - mek çıkarılmıştır. Belediye ek- meklerin bir kaç tanesini tah- lil ettirmek üizere kimyahane - ye göndermiştir. Kimyahane - den ekmekler hakkında müsbet bir rapor alındıktan sonra ek- mek narhı yeniden tetkik olu - nacaktır. Belediye bugünkü ek- mek fiyatlarını bir cuval undan 96 ekmek çıkacağını nazarı iti - bara alarak tesbit etmişti. Bir Çuval undan 103 ekmek çıkacağı sabit olduktan sonra ekmek fi- yatları bir miktar daha ucuzla- tılabilecektir , Diğer taraftan bu vaziyet kar şısında fırıncilar cemiyeti ev - velce istediği ekmek başına 20 para zam talebinden vaz geçmiş tir. x Be gilk y e la d ) Kaatlınne civarı- mnın imarı Belediye imar müdiriyeti kâ- athane ve civarının tanzimi i- çin bir plân hazırlamaktadır. Plânda Kâğıthanenin hususi - yola çıkarılan bir çok llmon Sardıklarının hududda geri çev- rildiği haber alınmıştır. Söylen diğine göre bu sandıklar içinde ancak 10 kadar sağlam limona. tesadüf edilmektedir. BELEDİYEDE Çamlıcanın istimlâki Belediye Çamlıca istimlâk sa-| hasındaki istimlâklere devam| etmektedir. Saha üzerindeki va- kıflara ait yerler tesbit oluna | cak ve bunlar belediye tarafın-| dan satın alınacaktır. Hazineye ait yerler için de milli emlâk i-| daresile anlaşmalar yapılacak -| tır, | Belediye istimlâk işleri - mü- dürü ile Üsküdar kaymakamı hafta içinde Çamlıca tepesine | giderek istimlâk olunacak mın- takayı kat'i olarak tesbit ede- İstimlâk işleri bu safhada ilerlerken Belediye imar müdür- lüğü sahaya ait tanzim plânla-| rını hazırlamaktadır. | Gazi bulvari Unkapanından Yenikapıya ka dar imtidad edecek olan Gazi| bulvarı üzerindeki istimlâkler| süratle ilerlemektedir. Vali ve| Belediye Reisi Doktor Lütfi' Kırdar istimlâkler devam eder- ken bir taraftan da yolun açıl- ması ve tanzimini alâkadarlara emretmiştir. | Bu itibarla bugünlerde bele - diyenin mütehassıs bir heyeti Gazi bulvarının tanzimi hazır lıklarını tetkik etmek üzere tet-| kikab yapacaktır. Heyet bu hu susda keşifnameler de hazırlı - yacaklardır. Bulvar 40 metre Zenişliğinde beton asfalt bir yol olacaktır. Muhtekirlerin devamlı ta kibi ve tecziyesi müspet netice vermeğe başladı Alâkadar makamlar gehrimiz- deki ihtikâr vak'alarının yüzde 50 nisbetinde azalmasını hay - retle — karşılamamışlardır. Bu tenakusa, bir taraftan hükü - metin aldığı tedbirler, diğer ta- raftan halkın gösterdiği uyanık lık en nihayet de fırsat düşkü - nü bazı kimselerin ihtikâra te- şebbüs ettiği takdirde mutlaka yakalanacağına dair yavaş ya- vaş edindikleri kuvvetli kanaat birer sebep olarak gösterilmek- tedir. Son günlerde Büyük Millet Meclisindeki müzakereler esna> sında Ticaret Vekilinin ihtikâ- rın kat'i Burette önüne geçtiği- ne dair verdiği teminat da muh tekirleri hayli düşündürmüşe benzemektedir. Maamafih hükümet, ihtikâr vak'alarının böyle yarı yarıya azalmasına rağmen ihtikâr - ile mücadele eden teşkilâtı da tak- viyeden hali kalmamıştır. Bu cümleden olarak fiyat müraka- be teşkilâtına yeniden 60 kadar memur ahnacaktır. Bu memur- ların kurslara tâbi tutulacağı- nı evvelce yazmıştık. -Kursda muvaffak olanlar, baremdeki derecelerine göre maaş alacak. ları gibi lüzum görülen vilâyet- lere de gönderilebileceklerdir. Kurslara orta mektep, Jise ve yüksek tahsil mezunu mürakabe memuru 'natzedleri iştirak ede- cektir. Bunlar arasında 15 tane bayan 'vardir. Kurs, hazırlıkları tamamen bitirilmiş, tedris kad- rösu hazırlanmıştır. 2 Haziran Pazartesi günü kurslar , şehrimizde — faaliyet geçecektir. Kurs müddetinin ne ikadar olacağı hakkinda ' kat'i bir malümat elde edilmemiştir. Diğer taraftan fiyat müraka- be-bürosu, ihtikâr ile mücade - Dün asliye ikinci ceza mah- kemesinde garip bir ihtikâr da- vasına bakıldı. Ve mahkeme safahatı cidden enteresand. Çok dikkati çeker taraflarını alarak bu davayı — ve mevzuu- nu okuyucularımıza . veriyo- Tuz. Evvelce ot müteahhidlerin - den Eminin 2177 sayılı oto- sunda şoförlük etmiş olan ve Beşiktaş Şenlik dede mahalle- sinde Dere sokağı 18 sayılı evde oturan Nevzat Budar, iş- siz bulunduğu için Beşiktaşta İranlı Mehmedin kahvesinde otururken ve arkadaşlariyle konuşurken sivil memurlar - dan Şemsi elinde bir kese kâü- gitla içeriye girmiş ve selâm- laşmışlardır. — Nedir 0?, Verde biz de ye- yelim. Diye kese kâğıdını sormuş- Şemsi de: — Geçerken Tahmis soka- ğındaki kuru kahveci Meh- metten “yarım- kilo kavrulmuş çekirdek kahve aldım. Çok tir- yaki değilim amma, bulunsun işte.. cevabını vermiştir . — Kaça aldın?. — 90 kuruşa.. — İyi yahu.. Haydi sen şu- nu bize sat.. — Verin 90 kuruşu alın.. — En tiryakimiz Nevzat Budardır. Ona sat.. demişler ve Nevzatla Şemsi de razı ©- lup 90 kuruşa yarım kilo kav- rulmuş çekirdek kahveyi Nev- zat almıştır. Aradan bir müddet geçmiş; kuru kahveci Mehmedin yanın da çalışan müstahdemlerden Saim adında bir müşteri daha gelmiş ve kahve bulamadığını, çok satılıp kendilerine kalma - dığını söyleyince, Nevzat der- hal: — Bende yarım icilo var. İs- tersen sana satayım. le faaliyetinde şimdiye kadar ikinci el ve perakendecileri göz önünde tutuyordu. Büro, — ihti- kâr ile mücadelede münhasıran perakendecilerle — uğraşmanın doğru olamıyacağını nazarı dik- kate alarak fabrikatör ve — sa- nayi erbabı ile bir noktai nazar mutabakatı hâsıl etmeği dü - günmüştür. Büunun için de toplantılar ter- tip edilmiştir. Pazartesi ilk olarak kumaş fabrikatörleri fiyat mürakabe bürosunda top- lanacaklardır. Ondan gonra da el dokumacıları toplantıya çağı rılmıştır. Bu toplantılarda ma- liyet fiyatları ve kâr hadleri üzerinde görüşmeler cereyan e- deceği anlaşılmaktadır. Bu anlaşmaya varıldığı tak- dirde ikinci el ve perakendeci leri kontrol daha ziyade kolay- laşmış olacaktır. DD ZUĞAT TORLEK OEEEEMENN " ihtikâr Vakaları Azalıyor Kuru seb- ze fiatları yükseliyor İhracat işlerinin son günler- de tevessü etmesi üzerine ihraç edilen malların fiyatları şehri mizde yükselmektedir. Bu vazi- yet karşısında belediye iktısad işleri müdürlüğü şehrimizdeki Elda maddelerindeki fiyat yük- sekliklerini tetkik etmeğe baş- lamıştır. Bu tetkikler neticesin de fiyat yüksekliğinin bilhassa kuru sebze fiyatları üzerinde ol- duğu anlaşılmaktadır. Buna mukabil yaş sebze fi - yatlraında geçen seneki fiyatla ra nazaran hiç bir yükseklik görülmemektedir. Hattâ — yaş sebze fiyatlarında — bir miktar düşüş de kaydolunmuştur. Belediye kuru sebze fiyatla -| rındaki yükselişi anormal bul- maktadır. Bu itibarla bazı kim selerin kuru sebze stokları ya- parak piyasadaki perakende sa- tış fiyatlar üzerine âmil olduğu zannolunmaktadır. Sebepsiz olarak W | | ALTI LİRAYA KAHVE Yaran' kilosum; 300 kuruşa sa- a| tan-açık göz-bir şoför yakalandı Şeker saklayan bir Üccar mahküm oldu Koordinasyon heyeti kararı- na rağmen mevcut şekerini be- yanname ile göstermediği anla- şılarak dükkânında yapılan a-| iraştırmada stok'gizli şekeri bur!| Tunan şekerci Rifat Erkan ad-| liyeye verilmiş. ve'dün ikinci asliye cezada muhakeme edil - miştir. Suçlunun bu hareketi sa- bit görüldüğünden 25 ilra ağır para cezasına ve 3 gün dükkâ - nının seddine; — karar kat' kesbettikten sonra bir süreti- nin Yeni Sabah gazetesile ilânı- na karar verilmiştir. Demiştir. Bu sırada âdeta bir müzayede başlamış.. — Bir liraya bana ver!, — Hayır bir buçuğa ben a- lırım. — Benden iki ilra... Denilmekte iken Nevzat : — Üç yüzden aşağı vermem, Nafile yorulmayın. Demiş. Kuru kahveci Meh- medin yanında çalışan Saim de gizlice — şoför Sırrıyı polise koşturup ihbarda — bulunmuş- tur. Biraz sonra sivil memur- lar gelmiş ve onların yanında yarım kilo kahveyi 30 kuruşa Saima satan Nevzat yakala- narak karakola götürülmüş - Milli korunma kanununa mmuhalif görülen bu hareketten dolayı mahkemeye verilen suç- lu dün ikinci asliye cezadaki duruşmasında — Efendim biz lâtife ediyor- duk. Maksat şaka - idi. Bi sahiye almış. Nitekim sonra- dan parasını verdik. Ben de kahve mi aldım ve mükemme- len içtim, hattâ bitirdim bi- le. Diyerek işi şakaya hamlet- mek istemiş ise de bu sözleri- ni isbat edememiştir. Şahitler aleyhte şahadette bulunmuş- lardır. Bunun üzerine müddeiumu- mi muavinin talebi ile suçlu Nevzadın 25 lira ağır para cezasına — malikümiyetine ve Mmüsaderesi icap eden kahveyi Nevzada iade ettikleri anlaşı lan polis komiseri ile memur- ların aleyhlerinde kanuni ta- kibat yapılmasına karar veril- Mmiştir. Bu suretle; 90 kuruşa al- dığı kahveyi 300: kuruşa satıp yevmiyesini — doğrultmak isti- 'yen açıkgöz şoför; üstelik 25 İlra ödemeğe de mahküm ol- muştur. den yapilacaktır. Tramvay ücretleri Bir odacı mahküm Trâkya tren güzer- | gâhının tanzimi — Belediye imar müdürlüğü | Kumkapı ve civarı ile Saraybur| nundan Yedikuleye kadar imti” dad eden sahanıh imar plânla- rını şehircilik mütehassısı Pros tun verdiği direktiller üzerine hazırlamağa başlamıştır. Eminönü meydanından sahili | takiben açılacak geniş ve bul - varlı bir yol Sarayburnu parlıı- | na.kadar gelecek ve Saraybur nunda tesis olunacak sahil gezi- | si ile birleşecektir. Ve buradan yol ayni genişliği takip ederek Yedikuleye kadar uzıyacaktır. . | Eminönü meydanından itiba- ! ten Sarayburnuna kadar uzaya- cak sahil hakkında belediye - i- mar müdürlüğü Nafia Vekâleti ile de temas edecektir. Prost Yedikule ve Gülhane parki etrafındaki surların - ta- Mmamile muhafazasını istemek- tedir. Fakat sürla üzerinde yol güzergâhi oladak Kkapilar ağıla- caktır. Almanlar kâğıt satmak istiyor | Şehrimiğe gelen bazı Alman mümessilleri, alâkadar makam- larla temasa geçerek bize k: satmak istediklerini bildirmi | lerdir. Almanlarla bir anlaşma ya varıldığı takdirde mübadele hususi takas esasları üzerin- SY sağeağin Artmıyor. Yalnız tünel birinci mevki biletlerine (10 ) para zam yapıldı 1 Hazirandan itibaren tünel birinci mevki biletlerine on para zam edilerek 3.75 kuruştan 4 kuruşa iblâğ edilecektir. Bu zam nakliye vergisinden — ileri gel- miştir. Tünelin ikinci mevki biletleri-| de zam yapılmamaktadır. ALDİYEDE ne oldu Belediye odacılarından İbra- him Ethemin istediği kimselere fakrühal ilmühaberi tanzim e-| derek vermek suçile birinci as liye cezada görülen emniyeti ve vazifeyi suiistimal davası neti. celenmiştir. Suçlunun bu hare- keti sabit görülmekle hakkında bir sene hapis cezasına ve 22| lira para ödemesine karar ve- rilmiştir. Damgasız kantar kulla- nan kömürcü Küçükmustafapaşada kömür | cü Hüseyin damgasız kantar| kullandığından dolayı — ölçüler | kanununa muhalif hareket su çile adliyeye verilmiş ve muha- kemesi yapılan birinci asliye ce- zada 10 lira para cezasına mah- küm edilmizstri. — OKUYUCU | toru 31 Maym 1941 —a LDİYORKİ: 550 CU Noter memurlarının Adliye Vekilinden dilekleri Noter memuru - olan bizle- rin gördüğümüz hizmet ta- ren — âmame hizmetidir. 'azifemizden dolayı memur- lar gibi Türk Ceza kanunu hükümlerine tâbiyiz. Fakat Cümhuriyet — hükümetimiz bütün ücretli memurlar için bile tekaüt hakkı lütfünü ib- zal buyurmakta olduğu bu zamanda gene hukukumuz mühmel kalmıştır. Noter ka- nunundaki muayyen hizmet- ler mukabili tanılan hiç me- sabesindeki tazminatı; mik- tarı mahdut olan fevkalâde sınıf haricinde kalan noterle- rin hayatımızın dönüm nok- tasında bizlere ödemesine maddi imkân olamadığından bu hükümde tatbik kabiliyeti mefkuttur. Yeni noterler ka- munu tadilâtında ceza evleri- ne tahsisi teamül buyurulan gelirleri yüksek noterlerin fazla gelirlerinden yüzde elli ve yüzde yetmiş beşinin muh- taç olan biz zavallılara terki ve senelik hizmet mukabili tazminata bedel gayri safi maaşlarımız nisbetinde noter- lerin aylık gelirlerinden yüzde on ve kendi maaşlarımızdan dahi yüzde beş kat' ve tev- kifi suretiyle bir noter me- murin “yardım sandığı tesisi- le ihtiyarlık ve malüliyet ha- linde bizlerin ve ölüm halin- de evlâd ve iyalimizin hima- ye ve siyanetini kamınun tadili sırasında pek sayın ve- kilimizin yüksek adil ve şef- katini celbe delâletinizi dile- Tim. Adres: Bursa - birinci noter başkâtibi İhsan Ak'ün Yardım sever Bayanlar Gönüllü hastaba- kıcı kursları 8 Ha- ziranda faalıyete geçiyor İstanbul yardım sever bayan- ların yetiştireceği hasta bakıcı lara ait kursların tesisi faali; tine hararetle devam 9lunmak- tadır. Bu kürşlârşehrimizin muh- telif semtlerindeki resmi ve hu- susi hastahanelerde hep birden faaliyete geçecektir. Bu faaliyet tarihi 8 Haziran ölarak karar - laştırılmıştır. Birinci devreyi teşkil olan bu kurs da hep b gönüllü hasta bakicı yetiştirile Mktu Şimdiye kadar gönüllü ha tabakıcı olarak yetis yardım sever bayanlar İstanbul şubesinin muhtelif ka kezlerine 600 gönüllü hasta kıcı bayan kaydolunmu: Bu miktar her yeni mü aatlarla dır. Yardım sever bayanlar tanbul şubesinin yaptığı t minlere göre şehrimizde sürat- le 1700 gönüllü hasta bakıcı ba- yan yetiştirilecektir. Diğer taraftan gönüllü hasta bakıcı bayanlar İstanbul şubesi İstanbul vilâyetine: bağlı mül- hak kazalardan 3 b: n £ tanbula gönderilerek burada kursa tâbi tutulmasını iste Bu bayanların de mi; yardım ti tarafın- lerdi. ibateleri şehrimi ver bayanlar c dan temin olun POLİST 18 yaşında bir kız bal- kondan düşüp öldü Kumkapıda Gerdanlık — s0- kağında 1 numarada oturan O- sep kızı 18 yaşındaki Arşaloz dün sabah evlerinin üst kat balkonundaki çiçekleri sularken müvazenesini kaybederek soka- düşmüş ve derhal ölmüştür . ayenesini yapan adliye dok- Hikmet Tümer cesedin defnine ruhsat vermiştir. Atla çarparak yaralamış Galatada Arkovanı — sokağı 6 sayıdan oturan Jan tanburi atla gezerken Hidayet kızı Rabiaya çatparak alnından ve yüzünden yaralanmasına se- bebiyet vermiş ve vakalanmış- tır. Yaralının müdavatı yaptı « rılmıştir