19 Meyes 1944 L Demek ki Muhterem Boris baba bu ak- Tın mahiyetini öğrenece; ap eden şeylerin birer kopya- | sını çıkaracağız. Bütün'bu işle- Fin öğleye kadar bitirilmesi lâ- zımdır. Zira Mülâzim Cevdet öğ- leden sonra her an gelebilir. Yanef birdenbire sesinin to- aunu değiştirdi: — Muhterem pederim! De -| min Annadan deriğ etmediğiniz | ütfu bana karşı da #östermehi- | zi rica edeceğim. Bu işte benim | de hayatım tehlikededir. Benim | de kaçamadan yakalanmam, öl-| lürülmem, yahut Türklerin eli- Je düşmem çok muhtemeldir. Hayatımda büyük bir günah iş- edim. Bu günahımı affettirme- den evvel ölmek istemiyorum. 3eni itiraf höcresinde dinleme - rizi istirham ederim. Bunları söylerken yan gözle le Annava bakıyordu. Annanın yüzü kızarmıştı. Bu halile o ka-| lar güzel, o kadar genç ve o| çadar arzu uvandırıcı idi ki| şayrüihtiyari kalbinin daha hız 1 çarpmaga başladığını hissetti Boris baba —Hay hay oğlum! diye aya- şa kalktı. Onlar kilisenin loş | lehlizlerinde ilerlerken, Anna “la yavaş adımlarla sokağa çık- 1 ve doğruca evine döndü. Yanefin son sözleri Annanın zalbinde garip akisler uyandır - uştı. Bir ara “Acaba Yanef be-| *i hakikaten seviyor mu?,, diye iüşündü. Evet Bu yaman komi- | acı şefi kendisine pekâlâ âşık | ylabilirdi. Ve hakkındaki niyeti le pekâlâ meşru - sayılabilirdi. 2sasen Yanef de kendisini sev- iğini ve evlenmek — istediğini “öylememiş miydi? | Vakıâ Yanef arzusunu pek sirkin bir şekilde izhar etmiş ve orla taarruza kalkmıştı. Fakat | yunda kendisinin her nekadar sabahati varsa da içtiği ispirto-| wn da dahlini kabui etmek ıâ—* aımdı. Anna bu mütalealarla Yanefe | carşı daha az seftihareket et - Ü, neğe karar verdi. 1 Ertesi günü işler umulduğu tbi gitmedi. Zira Cevdet gece vine avdet etmişti. Sabahleyin | Wana uyanıp da pencereye koş- Uğu zaman Böyaz evin pence- elerinin açılmış ve perdeleri- n de kaldırılmış olduğunu ördü. | Az sonra ikisi de Türk kıya- tinde oldukları halde Yanefi etrof'da göründüler. — Anı mdilerine vaziyeti anlatınca iların da canı sıkildi >rdelerin arkasından dikk rassut ettiler. Bir ara alerden birinde Türk zal aşı göründü. Anna arhal tanıdı. Hiç değişmemiş- Yalnız bu müşahedesi & edense onda bir heyecon ya: attı. İşte'öldürmeğe memur ol-| uğu adam karşısında durüyor- 1. Bu cidi yüzlü, temiz bakışlı şenç adam birkaç gün #onra o- un kurşunile ölmüş - olacaktı. Yanef başını kaşıdı | — Bu erken dönüş işleri al ist etti. Ne yapmalı? | Petrof sordu | — Acaba burada çok kala ak mı? — Belli olmaz. >n, w beş gün kalır he — Şu halde vaz mı uz? — Vazgeçmek Çimbilir bu h aükim şeyler vardır” Ne mü-| dam Hakilertler meydana çıkı- addtar? — © halde? | — Bekliy: ok defa boş kalır lece bir emirberi yardır iet dairesine gittikten vi tanzim eder, Sonra ( eğini dı viuc mu bi ıkıp g ler, Mülâzim öği şarıda yediği için ancak ak şamları döner. Binaenaleyh bu birinden #tmemize hiçbir mâni yoktür satlardan istifade | Yanef Annaya döndü. Yüzü- 1e bakmadan yumuşak bir ses 6 konuştu — Siz de bunun için, teç-bbü- sünüzü tehir edeceksiniz. An gak küâğıtları okuduktan, Türk-, lerin gizil kararlanıca ve mak- sütlarına agük aldukima sa0ca v wi yapasatammız Yazan: MURAD SERTOĞLU Türk zabiti vazifesinde ne kadar sert, atılgan ve mahir ise, hususi hayatında da o derece hassas bir gençti Tefrika No. 23 | Anna yavaş bir sesle muka- bele etti: — Nesil tensip ederseniz! — Şimdi sizin vazifeniz evi daimi bir tarassut altında bu- lundurmak, Türk zabitinin han- gi saatlerde eve girip çıktığını, hangi saatlerde evin boş kaldı- ğını kat'i olarak öğrenmektir. Sabah ve akşam eve bir sütçi uğrıyacak, size süt bırakacak- tır. Sütçü bizim adamımızdır. Müşahedeni bir kâğıda yazarak | kendisine vereceksin. O bana| getirecek. Ben de akşamları e- ve uğrar, size lâzım olan şeyle- ri getiririm. — Teşekkür ederim. | — Şimdilik bizim burada ar- tık işimiz kalmadı. Gidelim.| Bakalım mel'un zabit ne işler becerdi? Yeni bir arkadaşımızi daha avladı mı? İki adam evden çıktılar. Anna yine yalnız kaldı. Ve doğruca | Ppencerenin önüne geldi ve per- | denin arkasından beyaz evi rassuda başladı. Cn, 'ön beş dakika sonra mut- fak kapısının açıldığını ve Türk mülâziminin bahçeye çıktığını gördü. Yanında emirberi bulu- | nuyordu. Askerin elinde bir su-| lama tenekesi ve ufak bir çapa| vardı. Anlaşılan Türk zabiti çi-| çekleri çok seviyordu. Askere| bir şeyler söyledi. Ve asker çi-| çek tarhlarını çapalamağa ve sulamağa başladı. Genç zabit bir | ——Sabah 22 ygıla sığdırılan mucize erhum Ata'nın 19 Mayıs 1919 da Samsunda ilk karaya adım atışının üstünden yalnız yirmi iki yıl geçti Bir milletin hayatı bakımın- dan bir saniye sayılabilecek bu| kısa müddet içinde 1919 Türki- yest ile 1941 Türkiyesi arasın- daki aşılmaz uçurumun kena-| rında gözlerin kararmamasına imkân var mı?. 1919 Türkiyesi harpten mağ- lâp'çıkmış, harap ve - perişan bir ülke idi. 1941 Türkiyesi, yeni bir har-| bin perişan ve harap cttiği bü-| tün bir felâket âleminin yanı- başına mes'ut yaşıyan mamur bir sulh diyarıdır. 1919 Türkiyesi düşman'arının istilâsına uğramış ve müttefik- leri tarafından kendi mukaddı ratına tevkedilmiş gayrimüte - anis, mühmel bir öksüzler memleketi idi. 1941 Türkiyesi bütün dünya- nın hürmet ve takdirini kazan- mış dür ine müttefikini de, müttefikinin düşmanını d; andırmış alnı yukarıda, göğsü kabarık hür ve müstakil insan- lar yurdudür. 1919 yılının bitkin Türkiyesi, mirasını paylaşmak icin başına üşüşülmüs, harta bir ihtiyardı 1941 senesinin gürbüz Türki- yesi hiçbir. devletin mirasına ını çevirip bakmaya bile te- nezzül etmiyen; hattâ bu yol- da yapılan tekliflere iltifat et- miyen tuvana bir gençtir. İ İşte 19 Ma; mâ azin dünle iftihar veric göğüs kabartıcı bugün arasın- daki büyük ve baş döndürücü farkta gizlidir Nurlar içinde yat aziz Ata ve nızdan eksik olma, binler aşa sevgili Milli Şef. A. Cemaleddin Saraçoğlu bi müddet onu seyretti. Sonra içe- | AMammnmnaAMAma AAA ri girdi. Uzaktan bir kapının kapanışını duydu. Karakola git | mek üzere evden çıkmış olacak- | tı. Nefer öğleye kadar bahçede meşgul oldu. Düşen yaprakları topladı. Yolları süpürdü ve| tanzim etti, Sonra iceriden bir | masa ile sandalye cıkararak a ğaclardan birinin altına koydu. Anlaşılar zabit aksamları çi- çekler arasında bahcede otur- maktan zevk duyuyordu. Sonra içeri girerek kapıyı kapadı. (Arkası var) Britanyaltarla mlüttefikleri- nin başlıca plânı Çanakkaleye Dir baslinle Hücum etmek ol- ması idi. Eğer bu hütum mu- vaffak olursa | Almanyanın şarka doğru inişine tek siper di. Rusyayı ayakta tutacak tek Ççare idi ve Rumanyayı Cermen ittifakının ablukasın - dan kurtaracak tek vasıta idi O zaman Alman plânlarının uryadaki kıt'aları da top layıp garpte Verdun'a büyük çapta bir taarruz yap mak olduğunu biliyoruz. Böy- le bir sırada du ve donanma ( ra: belki de kat'i neticeyiktemin e- decekti. Eğer bu hareket ha ziranda nihayete erdirilirse Rumanya da- tereddütten kur- k ve Brosilof orduları karşı anakkalenin aarruza hazırlanirken Avu: stana hücuma aftan şarki Akde- » müttefik kuvvetlerin bü yük tahaşşütleri tamomlan kte, Mısırda v arda büyük mikyasta g küçük gemi toplanmıştı nlar ister Gelibolunun A sahilin Dedi Bulayır üzerine bir maya müsait ve hazırdı O sıralarda Almanların Onlarda bir çıkmaz içinde... Alman başkumandanlığı bir düşünce içinde Hdi. O larda Almanyanın üğünü başkumandan Fal hayn'ın hatıratından anlı z. Falkenhayn Avusturya nın İtalyaya karşı bir taarru: » girişmesin halif olma makla beraber taraftar da de gildi. Buna mukabil İngilt ye şarktan bir taarruza g meyi de hiç arzu &Elmiyordu Hatıratında diyor ki “Selâniğe veya Süvey5 k Sü: & Iraka nalına, yahut karşı bir taarruza ğirtp mitızaf Fer olmaleülm için * Akdentr Fiyat mürakabe komis- yonunun toplantısı Fiyat mürakabe - komisyor: bugün toplanmıyacaktır. Ko - misyonun bugün toplanmama - ma sebep, malüm olduğu üzere | 19 Mayıs gününün resmi ta-| til günlerinden biri olmasıdır. Bu eihetle komisyon, mutad toplantısını önümüzdeki — per- gembe günü yapacaktır. Bu top- lantıda kuzuü - fiyatlarının — bi raz daha indirilmesi muhtemel- | $ DÜNYA H | dilmemesini Atatüirkün Hayatından Yazılmamış Hatıralar AARARARARARAAARARARLRRARAAARADADAE 19 Mayıstan Evvel Atatürkün müracaatine Mareşal İz- ızet gaflet içinde cevap vermişti (Baş tarafı 1 Inci sayfada) | ti. Düşman ağır ağır ilerliyordu.| nülmeden ve hedef ve maksadı (korgeneral Muharrem — Maz- lumu) ve bir yaveriyle beraber düşman üniformasına yakın bir gekil vo kıyaletle takip ederek Rayaka geldiğini ve bu suretle esaretten kurtulduğunu -mem- nuniyetle hikâye'etmişti. Kumandanım; miralây- Refet beye, kendisini Balbekte bekle- mesini ve oraya muvasalatında vaziyete göre yeni bir vazife vereceğini söyleyerek — mirimu- maileyai Balbeke uğurlamış'ı. Biz de bir gün sonra Balbeke muvasalat etmiştik. Fakat Re- fet beyi bulamamıştık. Halebe çekildiğimiz zaman Refet beyin İstanvula gittiğini, ve umun jandarma kumandanı olduğunu öğrenmiştik. Kuman- danım Refet beyin bu hareketini en ağır şekillerde tecziyeye ka- dir iken müsamaha ettiğinin se- bebini o zaman anlayamamış - tım. Fakat Milli Kurtuluş faali -| yetlerinden kusurlu, kusursuz; şöhretli, şöl.retsiz her türlü e- lemanından istifade — ettiğini gördüğüm zaman büyük ada - mın; büyüklüğü nisbetinde her vatandaşın hal ve sanına göre memleket işlerinden mahrum e- ve bu kabil her hizmet ederin millet huzurun- da kıymet ve bahasının seçilme- ini arzu ettiğini idrâkte güçlük çekmemiştim. Humusta, mareşal -Leyman fon Sandersle bir kaç saat gö- rüşen Atatürk; Halepte yeniden yedinci ordunun teşkili emrini tekrar almıştı. Yıldırım ordu - ları da Adana havalisinde bu- lunan ikinci ordu ile yedinci or- dudan torekküp edecekti. Dör- düncü ve sekizinci ordular da- ha evvelce tabiatiyle lâğvedil - mişlerdi. Halepte yirmi dört gün ka- zanılmıştı. Bu müddet zarfında rahatsızlanan Atatürk öon gün içinde hastahanede tedavi edil- mekle berabör yatağında mü- temadi mesais;ne devam — edi- yordu. Bu müddet zarfında Ku- düs cephesinde ricata başlayan ve ekserisinin ayakları - şişen yirmi dört bine yakın asil Türk erlezi yedinci orduyu teşkil et- Halep sokaklarında — ürbanla | bizzat Atatürkün emir ve kuman dasında verdiğimiz bir kanlı mu- harebeden sonra ordu kerargâ- hi Katmaya rekilmişti. man yalnız İngiliz ordu- su değildi. Türk ondusuna kar- g1 her Suriyeli de müntekim birer düşman kesilmişti. Halep- teki tevakkufumuzun son gün - lerinde Beron otelinde bulunan rargâhımız her gece Halep evlerinden atılan mermilerin he- defi olmakta idi. Buna rağmen Atatürk Halepten - çekilirken | Halep eşraf ve âyanını topla- yarak muhtar mahalli bir arap hükümeti kurmekla milli üm - delere riayetkâr olduğunu gi terdi. 3 üncü kolordu Müslimi- ye ve Katma istasyonları civa- rında kademelenmişti. İ 20 inci kolordu Halebin beş kilometre şirnalinde Helan - El- yniye hattında bulunuyor- . Kah n kumandan Ali Fuat paşa kolordusiyle bu cep-| hede İngiliz fırkalariyle Arap muüfrezelerinden mürekk kolordusuna faik bir tasrruzunu Kabul etti. Cereyan | eden muharebede — düşman ta- mamiyle mağlüp ve perişan e- dildi. Bu muharcbeden sonra düşmanın mütcaddit teşebbüs leri her defasında zayiat verdi- Zilerek kırıldı. Mütarel lunduğu 31 Bi- | rinciteşrin 918 günü Belâ - Diri- cemâl ürrifat hattiyle İ5- | kenderi'n ve Antakya ha yedinci ve ikinci orduların — iş- gal ve muhafazasında kalmış - ti Atatürk, mareşal Leyman fon Sandersin yerine Y.ldırım orduları kumandanı oldu. Mü- tareke gününün bir gecesinde te beliüğ ettiği bir emre tebaiyet- le katmadan “hareket - edilmi bin müşkülâtla ertesi günü ze - | valinde Adanaya muvasalât o- | Tunmuştu. | | İlk iş olarak Halepten Vahi-| deddine tav ğ al t -kabines için bütün düşündüklerini ma- | kine başında sadrazama yazmak | elde mevcut iki orduyu -—mu- | g etmek gayes iyle -düşü- la 4 (YENİ SABAH)IN BÜYÜK SİYASİ TEFRİ .A3İ Balkan ve Çanakkale hezimetleri milletlerinin ve mmüzlüman âla minin şüpheaini uyandirtanktan lterenin hiçbir - puretle yer irilemiyeceğini rmekten başka işe yara: z. Büyük Tskenderin Hind ya Mesir aelerleri: gihi mu harebelerin de âniğfe vüru lacak keskin hir taraftarlarının gibi bu harh bir ayı B evamını bil darhenin de zannettikleri n noticesi nde h olmaz. iri keni taarru: reddediyordu Aldığımız bütün ki bu d n dabili mi artmaktadır bütün mânasile bir yaya k göyle impara külleri Bi Kelimenin htilAL Rus ti bekle arığıldi patlak vereceğ rın Rusyayı pek kisa >bir harbi. terketmefe i tahmin edebili ei nde ati bir almak üzere girişilecek akeri dat'alarımıza manda bu riz. neti bir taacrı yeni cepl gayretler tiyatlarımızdan bizi ektir li ibm edi Büununla berâber toprak şartları nisandün — evvel müsait değildir Ukraynanın tasavvur hedefi t raya giten muvasala yol. Daha yoyun Ja böyle bir taarruzun sina zengin - tor dilebilecek y Pa ları gâne eşkil ediyor ları kâfi ya Ru değildir manyaya mek, yahut bü memlelet ile harp edip onu bertaraf etmek Tâzamı resburg üzerine ğe Çörçi! 7, bir ilerleyiş muvaffak olduğu takd'rde bizim gıda stokları miza bir mily yeni bir. yük — yüklene kat'i bir neteci tem Moskova üzerine yü bize bir tün bu seheplere bi —— Yaza | v. ütusile Şi halde etmez mek de ektir. Bil. ven Rüs ti sahm alınmak Vüzam erinin şey getirmi ya, bir taarruz harek larak hesaba £ z b gil sıhapleri (Böyle bir s2fere neden lüzum görüldü ve nasıl karar verildi ? Balkan milletleri tesir yapmak ve tir bilmek manı onları birleş rdim ede düş Ru: liğer yimal cenahımı çe ek "y taraftan ok eye karadan ve de nizden | darbesi indir mek Bu tasavvur, garp cephesin. de bir barekete — geçmekten sok — farklı idi. NWe denizde karada bizim başlıca men balarımızı. tehlikeye yecekti ve van o *hülhiş mukavömetini çL KaANMIyYACAkM düşürmi arnıza Almanya mi raj suretle Türklerin Kafkasyaya Ğh | 1914 senesi sonunda * n yedi takviye kıt'aları gönder- i telif vesilele ilkbahar İ Mmelerini, hattâ oradaki asker- | yeni plânlar hazırlamak üzere Ie tl umümi olarak t harp etmekte oldukları halde Rus başkumandanı bir care bü- ne edilmeden — aktolunan Mondros — Mmütazekenamesinin bilhassa on altıncı maddesinin | ahkâmına orduyu kurban ver-| memek için Suriye hududunu tesbit ve tamim etmek — oladu. Mondros — mütarekenamesinde birde Kilikya ismi mevcuttu. Şayanı hayrettir ki zamanın sadrazamı bu kelimenin ihtiya ettiği sahayı bilmiyor ve bütün Adana havalisine r-ci — bulun - duğundan bihaber bulunuyor- du. Atatürk, emir ve ihtaratına bakmıyarak Suriye hududunu Lâzkiye şimalinden Hanı Şey- kun cenubundan, ve Halebin seksen kilometre — cenubunda bulunan Mamuretünnümandan şarka uzanan bir hat olarak tes- bit etti. Ve orduk “ına — milli| Türk hududunun aahilinde bu- lunmaları için icap eden emirle-| ri verdi. “Bu hudud, bugün gü | 1 Hataya sahip olmakla nis- eten temin edilmiştir. ,, Bu münasebetle; emri altında | bulunmıyan, fakat muhabere ir- tibatı muhafaza edilen ve müta- reke akdi hengâmında Musu-| lun epeyce cenubunda ordusile müdafaada - - kalmıs * bulunan (6)- ncı ordu kumandanı — Ali| İhsan “Paşayı da düşmanın ya- pabileceği tehlikeli bir hareke-| tiyle ordusunun müskül vaziye- te düşeceğini ikazda da - gecik- medi. Yıldırım orduları girupu kıta: | un bulunduğu — İskenderunu | işgale gelen Fransız donanma-| sına-topçu ateşiyle mukabele €- Atatürk tarafından | Bunun üzcrine düş - imani işgalden sarfı | zi halde; Atatürkün tahmini gibi mütareke ahkâ-| mına- riayetkâr kalarak silâh mış bulunan 6 nci orduya | paskın yapan düşmaan Musul izerine yürümüş ve şimaline de| geçmişti. Ordu kumandanını da| ir ederek: Maltaya kadar gö- ürmüşlerdi. Yıldırım orduleri grupü kü- Taandanı Atatürkün ilmi ve| tarihi Türk Milli hudutlarını vaktiyle çizmiş- olduğundandır (Sonu sayfa 5 sütün 7 de) F idrâk bildirildi. | cağını vüâdetmişti. ; Ruslara yardım | edemeyiz ! Rus kumandanı bun'un- üzeri İngiliz harbiye nazırına üracaat etmiş ve Türklere rşı ya Genizden - yahut ka- n bir nümayiş yapmak, bu r.nden bir kısmını geri çek- lerini temin etmek: müm - vaziyeti k n ettik kün olup olmadığını sormuş - 1 İkincikönun 1915 de ma- tu. liye nazırı Llayd George gayet — Lord Kiçner, bana mektup mühim”bir muhtıra dolaştırdı. - görderdikten sonra bizzat be- €Ş | Şimdilik ÂAÂmerikanın —Hİ Bu kadar! akıllı PF siyaseti Dünkü yazımda — Fransamıt| iyi teçhiz edilmemiş bir ordu ile harbe iştirâk etmesinin başlıca sebebi felâketi olduğu- nu kaydetmiştim, Filhakika bu ordu Almanların karşısında bir! ay içinde eridikten sonra Framı sa harp harici kalmış, bunurt neticesinde Almanlar Atlas de-« nizindeki bütün Fransız üsle « rinden İngiltere aleyhinde isti- fade etmek fırsatını bulmuş « lardı, Netice itjparile İngilizler hazırlıklısız bir şekilde harbe girmelerinden son derece mu- tazarrır olmuşlardı; hâlâ da ol« maktadırlar. i Bu hadiseden alınan A dersler F ransa hâdisesi bütün düd-! yadaki akıllı milletlere şu bakikati kat'i bir şekilde ifham ve ilham etmiştir: Hazırlıksız. harbe — girmek, harbe girmemekten daha evlâ- dir. Amerikanın takip ettiği : siyaset Aerika da işte ayni haki” kati anladığı için sadece hislerine kapılıp derhal harbe girmemiştir. — Hazırlıksız, or - dusuz, kâfi derecede modern tayyare ve harp gemilerinden | mahrum bir Amerikanın harbe girmesi, İngiltereye harbi asla kazandıramazdı. Harbi lâf de- gil, hia değil, nümayişler değil, parlak rmakaleler ve nutuklar değil, silâh ve azkor Kkazanır. OÖnun için her şeydem evvel Amerika modern ordusunu yar ratmak üzere çalışmazı başlar dı. Bu hususta dev adımlar at mağa başladı. Harp - patledı, zaman 240.000 kişiden mürek- kop olan ordusunun sayısı şim- diden milyonlara vardı. Birkaç sene cevvel “sezgâhlara konan modern harp gemilerinin inşa- atı tesri olundu. Ve daha şim : diden bunların ikisi hizmete girdi. Meraleketin her tarafında modern tayyare ve tanklar imal edilecek fabrikalar — kuruldu. Ayni zamanda devam edegel - mekte olan İngilz - Alman har- binin safhaları yakından takip edilmeğe ve buradan alınan derslere göre harp tekniği ıslah edilmeğe başlandı. Hazırlıklar bittikten sonra B. yet u hazırlıklar o gekilde tan- im edlmistir ki, bir, niha- i sene sonra “Amerika | dünyanın en büyük ve modera ordusuna, en muazzam hava ve deniz kuvvetlerine malik ola- caktır. Ve o zaman mutlak su- rette İngilterenin yanında harbe girecektir. Böyle muazzam bir kuvvetin harbe müdahalesi İn- giltere hesabına çok büyük bir kazanç olacak ve üç senedenberi harp ede ede yıpranan Alman kuvvetleri, muazzam kaynak - lara sahip bu taze ve en modern silâhlarla mücehhez, kendisin - den çok kalabalık ordu karşı - sında müşkül mevkide kalacak- tır. Almanya da bunu biliyor Iğtanya da bu hakikati pel âlâ idrâk ediyor. Onün için ne yapıp yapıp Amerikan Bu muhtırada — Ba'kanlı ni görmeye geldi. Rusyadan müttefikler lehine bir cöre - a!dığımız haberleri bildirdi v . (£ | yan uymdıracak olan bir ta- - benden donanmanın nasıl faal gğ | arruzun lüzumundan bahsedi- - bir. rol oynıyabileceğini sordu. liyordu. Çanakkale komisyo - Türk harekât sahnesi hakkın- ($ | nunün (ki bu kemisyon Tür- - da uzun boylu münakaşalarda gf | kiye harbe girer girmez kurul - bulunduk. Mısırdan getirileci | müştu) imzaladığı bir muh- - kuvvetleri - Geliboluya çıkar- € | trada bizim 1915 deki hakiki mayı bahis mevzuu — ettik faaliyet sahâmızın yakın şârk İstanbulu hedef - ittihaz e- Ş)| olması Tâzımgeleceğini göste- . derek yapılacak bir tazrruzun riyordu. Ben bü iki muhtırayı g da okuduktan' sonra ikinc'sini * t başvekile verdim ve dedim ki Ben Çahakkaleyo. derhal tanrruza geçilmesine tarafta < vcum. O gamandanberi- müşkü: ât arttı. Harp komitesi -gö- xi decoir hafta her gün toplanma- -di ada yen İki gün sonra harbiye nazı- et rından şu mektubu aldı d Acoba Türklere karşı bir eniz Lanrruzuna geçersek -On- - ga ların İstanbuldan Kafkasyaya - * Peçirmelerine mâni ola neticeleri hakkında müt- fik olduğumuzu anladık ciddi bir a geçmek imkânı mev oğu için düşmani bir şle ikaz etmekten çekin kanaati: ğ el İâzamgeldiği ik. Ruslara- yardım etmek ü- ve ben başka çareler tavsiye tim. Fakat Lord Kiçner elin: kâfi derecede as olma ni ileri sürdü. O gün ak- m üstü (2 ikincikânun) Lord enerden şa mektubu aldım “Rusların Kafkasyadaki va cağımızı zanneder misiniz? — - yiyetlerine faydalı bir hareket Bu aualin sebebi şu idi t fbulunabileceğimizi €| 1915 başından-bir hüfta ev- - miyorum. Şüphe yok iti, Türk Türlkler Kafkasyada 'Rus - ler: *Edirnedeki lerini kuvvetlerine karşı bir Çevirme . geri çekip” bunları Kafltasya hareketine - girişmiş olduklurı ya Bü için ciddi endişelere sehep ol muşlardı. - Kafkasyadaki Rus imandanı — acele - takviye ni kat'aları isle Birçok Kaf . ye denn askorleri dahinanlara İçarç ndı n şimalim ti fenadır Wmmm ÇArkase van) VAA RARIMALRIPRPPRRPROEPİD ) PRE O PT TARIAI U L ARUŞIŞARELARDRRRARRARARR ID ÜBi ) ToN SNUT kuvvetleri imdada gelmeden evvel harbi bitirmek mecburi - yetindedir. Bunun için de önün: de sonbahara kadar üc dört ay vakit vardır. Binaenaleyh Al- manyanın kat'i neticeyi almak ök yakın bir turihte İn- nihai harekete çeceğine kat'i nazarla bakmak ndeyiz. Yakın şark- harpler sadece ana- giliz küvvetlerini za - yıflatmağa matuf hareketler * dir. Fakat İngilterenin * Yakın şarka anavatandan bir - türlü takviye kıtaatı göndermediğine bakılacak olursa, bu oyuna ge- leceğine hiç ihtimal verilemez, MURAD SERTOĞLU ............. Göçmenlerle - birlikte nakledilenlere verilen tohumluk mıktarı Ankara, 18 (Husausi) — menlerle nakledilen , kimselei talimafnameye göre verilmekte lan yemlik ve tohumlu 5 kuruş yerine 2! tılması. — Heyeti tırıldı. un yev kuruşa Vekileda Ankara, — Us mumi Mürakabe hgyötr müte * hağsudarımılan Naliz — Kıcıman Umunü , Murakabir Höyeti âzall> İ 1 İ j eX 45 SAĞAĞ Ha değlin aa A Li T