ANLATAN : TERERERLTSERENL GA İSTANBULDA BİR. ÖLÜARANIYOR! | BİR. GAZETECİ FOnlara acı gözlerle bakarak İ&edim ki: — Maalesef, beyhude uğraş- muş olacaksınız!.. Sanırım, iş iş- İten geçmiş bulunuyor!. Korka- | am ki, bundan sonra Nimet ha- nımda da bazı gayritabii haller ve, esrarengiz gece dolaşmaları |başlıyacaktar! Yahut ayni şekil- 'de uyuyacaktır!.. | Mühendis Yücelten tekrar Hehşle yüzüme bakarak: | — Ricaederim!. dedi. Nimet, Bizin öyle garip bir şekilde (Tw- zak! Tuzak!) diye bağırmanız Üüzerine bu hale uğradı!. Biliyor sunuz ki, o sinirli bir kadındır!. 'Onun yanında böyle garip bir Söz söylenir mi?. Zavallı kadın |hakikaten bir tuzak olduğunu |zannetti. Yahut kimbilir ne zan- İnetti.. Korktu!. Bu karku ba - İyılmasına benziyor, baksanıza!. | — Korku bayılması değil, Bay Yücelten! — Değil mi?.. Mühendis bana garip ve hid- detli nazarlar fırlattıktan sonra | Câmiye dön | — Kuzum Câmi!. Sana rica| ederim!. Koş, içeriden doktor | R. ye telefon et!.. Katalokta te-| Nefon numarasını bulursun!. He | men gelsin!.. Çabuk!. Cümi fırladı. Mühendis, gayet asabi — bir Yüzle tekrar bana dönerek; — | — Korku bayılması değil, di-| yorsunuz hâlâ!, Korku değil de | “ne olabilir?. |hakkaktır ve hakikattir! Benim |buraya akla gelmiyecek şeytan-| 'ca hilelerle getirilmiş olduğuma | şimdi tamamile kanaat getiriyor rim!. Siz ne demek- istiyorsu - İnuz?.. Ne hileleri?.. Burası... Mühendisin sözünü kestim. ,Son derece sinirli ve, heyecanda 'idim. — Fakat kendimi zapta çalışarak: | — Aziz Yücelten!. dedim. Si- ze bir tariz veya ithamda bu- /lunmak istediğimi zannetmeyi 'eski bir dostumsunyız, çok-muh- terem tanıdığım ve sevdiğim bir “dostumsunuz!. Benim - başıma gelenlerin, bundan böyle sizin de başınıza geleceğinden kork - tuğum içindir ki hemen size dü-| celerimi açık söylemek ve. Bizi ikaz etmek istiyorum!, Mühendis hayretle: — Ne gibi?. Dedi. — İstanbulda yeni ve müthiş| — Evet, azizim Yücelten!. Yeni ve müthiş bir cani!, Za- , çok rica ederim!,; Siz, benim | vallı Nimet hanım da, eminim kat'iyyen bilmeden, belki kat- iyyen haberi olmadan İstanbul- da, dönen bu müthiş entrikala- | Trın içine girmiş bulunmaktadı Artık o da kendisine hâkim ola- | mıyacaktır, Bu caninin pençesin | de bir oyuncak, korkulu, garip, | feci bir oyuncak olacaktır!. Aı.ıW Yücelten, şu İtaiyan kadmım içinize soktuğunuz için müthiş | bin hatada bulundunuz, müthiş | bir hatada!. Melâhatin kolonya ile hâlâ friksiyon yapmağa uğraştığı karısmı kucağına alıp kanape- | nin üzerine kaldırmaya hazır- | lanan mühendis birdenbire hay- | retle durdu: — İtalyan kadım 'mı? Madam Kagliyari, mi?. — Evet, Yücelten!.. Ben bu kadının veya omu âlet edinen | A TN eni Sabahi ABONE BEDELİ Türkiye — Ecnebi SENELİK — 1400 Krş. 2700 Krş. K AYLIK — 780 » 460 » BH AYLIK — 400 » 800 TAYLIK — 160 3 200 16 Mayıs 1941 PERŞEMBE Rebiülâhır 1860 2 Mayıs 13657 Gün 135, Ay 5, Yık: 941 - Hızır 10 Güneş — Öğle — İkindi DA — &5l 8BAS Ezani SAS IZI0 — 1606 — Vasati Akşam — Yatsı — İmsak 1200 — 150 — 720 zani 1919 — 2109 — 229 — Vasati || Dİ EKAT “Yent Gebaha a.gönderilen yazılar Ve evrek negrediln'n edilmesin ia: elunmaz ve bunların — kaybolmasın- 'dan dolayı hi bir mesuliyet kabul edimez. bir adamın, öyle kendilerinin id- dia ettikleri gibi bir medyum| değil, âdi, fakat çok mahir bir manyatizör olduğunu — zannedi: yorum!.. Bu kadın veya bu a-| dam, bu korkunç cani, birtakım | masum insanları, bilhassa ipno-| tizma edilmiye elverişli, telkine müsait tabiatta, zayıf ve hasta- hkh kadınları habersizce man- yatize ederek maksatlarına, an- laşılmaz ve müthiş maksatları- | na âlet etmektedirler!.. Mühendis, yerinde donmuş gibi yüzüme bakıyondu. Deh-| getle: — Ne diyorsunuz.?. Diye kekeledi. — Evet, aziz kardeşim!. Da- ha da kimbilir nekadar masum İnsanları, kendilerinin haberi| olmadan ayni hale düşürecek -| lerdir!.. Kardeşim!.. Benim ni-| ganlım Calibenin de Nimet ha- nımın ayni âkıbetine duçar ol -| duğundan şüphe ettiğimi açıkça söyliyebilirim!.. Mi hanım yabancımız - değil!.. meçhul caniler, her ne sebeple ise, buraya da el atmış bulun- dukları için, hattâ Melâhat hanı mı da ihtiyata ve teyakkuza da-| vet ederim!. Uyanık olunuz, çok | uyanık olunuz, muhterem kar- deşim!. Sizin ailenize de ayni caninin el attığını gördüğüm - Bu Çin sizi alelâcele ikat ediyo-| Tum!. Mühendis san derece şaşala - mıştı: — Fakat, zabıtaya... Diye kekeledi. — Evet, doğrusu, ben de bu kadının artık ortaya — çıktığımı gördükten sonra zabıtaya mü - racaata karar werdimle Nimet banımn bu kadın tarafından harikulâde bir meharetle — manyatize edilmiş olduğuna kat'iyyen şüphe etmi- yorum!... Belki de bugin mat - baada garip surette telefon &- den, belki de bilmedem, sırf man Mühendis dehşetle kekeledi: K üku — Eyel!. Bilmiyorum! Fakat öyle zannediyorum!. Azizim Yü- celten!.. Bu akşamki hâdiseleri| görünce, şeytanca bir tertip ile | buraya kasten sürüklenmiş ol- duğuma hiçbir şüphem kalma- di benim?.. Karısının kaskatı bileğini. & lime almış olan mühendis, bir ölü eli tutmuş gibi Nimetin hi- leğini ürpererek bıraktı ve ba- na âdeta ürkmüş bir hayretle: — Kasden mi sürüklendiniz? Ne gibi bir kast?. dedi. — Şu anda rahatça bir cina-| yet yaptıklarını, beni türlü en- trikalarla buraya kadar uzak -| laştırmalarından — hükmediyo - rum!. Oh!. Azizim Yücelten!.. Kimbilir, şu anda, belki de E- renköyünde... Fakat sizden Ti- ca ederim, şimdi hemen ve han- gi vasıta ile olursa olmun Eren- köyüne gideceğim Hayretle bizi dinlemekte olan Melâhat atılarak: — Erenköyüne mi gideceksi- miz?. dedi. Fakat bu saatte?. — Evet!. Zira, korkuyorum.. Beni böyle bir tuzakla uzuklaş- fırmış olmalarından, yapacak- ları yeni bir cinayet için serbest kalmak istemelerinden korku - yorum!.. Onun için, beni ma - Zur görün, azizim Yücelten Maalesef vaktim yok ve şu hal-| de, şu vaziyette, size lâzımgel - diği kadar da izahat veremiyo- rum!. Fakat, sizden ricam, ba- na gerek Nimet hanımın âkıbı ti ve gerek bundan sonra ola çak hâdiseler hakkında mutla - ka malümat vermelisiniz!. Dile- rim ki Nimet hanımın hali kork tağum gibi olmaz!. Melâhat hanım!.. affedersi -| niz.. Ben hemen gitmeliyim! Sizlere yardım edemiyeceğim i- Çin son Kuzum, rahatsız. olmayını Ben kendim giderim. Allaha, Fakat daha sözümü ikmal et memiştim ki Câmi salona telâş- la gridi, Benzi 'cenaze gibi sapsarı ke- gilmişti. Harikulâde korkmuş gibi bir hali vardı. Câminin bu halini gören Me- lâhat dehşetle ayağa kalktı — Doktor evinde yok mu imiş?. Diye sordu. Câmi şaşkın şaşkın bakina- rak: — Yook!.. Doktora - telefon ettim.. Şimdi gelecek!.. Dedi. (Arkası var) Son kafilelerin sevki enüz gitmiyenle- rin vaziyeti Bugün saat 13 de kalkması kararlaştırılan Kadeş — vapuru, İzmire son meccani yolcu ka- filesini götürecektir. Evvelki seferleri kaçıran bir çok kimseler bugünkü son Eğe seferini kaçırmamak — için alâkadarlara müracaat etmiş- lerdir. Yarın da Karadenize soruncu meccant sefer yapılacaktır. Bu seferi yapacak olan Ankara vapuru, Ordudan ileriye olan yolcuları götürecektir. Karadeniz hattına meecani bi- | det aldığı halde vaktinde yeti. şemiyen kimselerin bu sonuncu seferi — kaçırmamaları — kendi menfaatleri iktızasındandır. Diğer taraftan, trem yolile A- nadoluya geçmek isteyip de be- yanname mukabilinde - bilet a- İan yolcuların nakillerine dün de devam edilmiştir. Dünkü kafile de posta treni ile gönderilmiştir. Tren yolile nakliyat Mayısın 18 ime kadar devam edecektir. Bilet alan va- tandaşların vaktinde hareket e- dip nakil işini kolaylaştırmala- rı Jâzımdır. Kendi sıraları esnasın- da sevk olmıyanların vaziyeti i İstanbuldan Anadoluya gide- cek olanların normal program | dahilinde sevkine devam olun- Mmaktadır. Dün vilüyete, bilet aldıkları| halde muhtelif öebepler döla - yısiyle gidemiyen “bazi vütan- daşlar müracaat ederek sevkle- rini rica etmişlerdir. Bunlar nor mal seferlerie sevkolunacaklar- dir. ADLİYEDE Bir kahve muhtekiri- Eminönünde kahveci, Filipes, | " kahve ihtikârından adliyeye ver Filmiştir. Yenikapıda eczacı Leon da| 120 kurüşluk ilâcı -300 kuruşa yaptığından dolayı adliyeye ve- rilecektir. İki zina suçlusu mah- küm oldu Fuat isminde biriyle evh d— duğu halde Osman adında bağka bir suçlu Makrohinin asliye ikinci cezada devam eden muhakeme - leri dün neticelenmiş ve suç sa- bit görüldüğünden Makrohinin iki ay on beş gün, Osmanın da 3 ay mahpüsiyetlerine karar ve- rilmiştir. Suçlu Arif mahküm oldu Gülizer adında bir kızı iğfal e- derek — tecavüzde bulunmakla| suçlu Arifin birinci ağır ceza- daki muhakemesi diin neticelen- miş ve 9 ay hapsine karar veril- miştir. Sahte nüfus kâğıdı ç- karanlar hapsolumnacak Yenikapıda oturan Artine sahte nüfus kâğıdı çıkarıp ver- mekle suçlu olan nüfus memu ru Zekinin birinci ağır cezada- ki muhakemesi dün neticelenmiş ve Zekinin dört buçuk ay ve Ar-| tinin de bir buçuk &y hapislerine' karar verülmiştir. DAVETLER Umumi Meclis âzasını dâvet İstanbul Vali ve Belediye Re- isliğinden: | İstanbul Umumi Meclisi bi- rinci reis vekili Necip Serden - geçtinin vefat etmiş olduğu te- es: ğrenilmiştir. Merhu- mun cenazesi 15/Mayıs/1941 şŞembe günü saat 11.30 da oğlu Zükür hastahanesin-| kaldırılacak, cenaze namazı| > vakti Beyazıt camiinde acak ve Bakırköyüne - göl h rülerek aile makberesine tevdi olunacaktır. | İstanbul Umumf Meclis âzamı- nin cenaze merasiminde hmr bulunmaları rica olunur. DAVET C. Müddemumumiliğinden İstanbulda bulunduğu anlaşı- lan Tekirdağ Sulh Hakimi Ne-| bihe Saysanm acele emuriye>| timize müracaati. SABAR ; Maarif Vekili âr. Yukarıdaki C“’E;HEW E m:..*"— Ç —Z Basın Kurumunda ; Şehrimizde bulunan —Maarif Vekili Hasan ÂH — Yüce, Parti Müfettişi Bay Reşad Mimuroğlu Kurumuna gelerek gazeteciler İle hashihalde — bal Wekil ayni zamanda Basın Birliğindeki resim sergisini de gez- de Maarif Vekili ilo Parti | gazotociler azasında gürilyorsunul- YŞ ”Mî ile birlikte dör Basın nuşlardır. Müfettisini ASA AMAD çıkmış ve tevessüüne Eir ,,ı.uun imalâthane- si yanıyordu On bin liralık si- gortası varmış | Beyoğlunda — Hamalbaşında Recep Abbas hanının birinci katında 10.000 liraya sigortalı olduğu anlaşılan Yorgiye ait aucuk imalâthanesinden yangın meydan verilmeden söndürülmüştür. İ- Malâthanenin sigortalı — olması bakımından - tahkikat .gıımun tır. Yangının sebebi araştırıl maktadır. Mağşuş Afyonlar | Şehrimizdeki Ücüret mabati- lere göre AL| he gelen habeki manya, kiyeye demir ver-| miek istemektedir. da abiren parafe edilen 105 milyon liralık ticaret anlaşma- “glahnlkrl dahilinde yapılan k ler. tetkik. edilmektedir. 105 milyon ile beraber evvelki anlaşmadan kalan üç milyon /Brayı ilâye edersek aradaki ti- “Türkiye ile Almanya arasın- | Almanya bize 'demir satacak Almanyanın Kliring he- saplarından kalan alaca- ğı 4,5 milyon liraya indi yandığı anlaşılır. SÖYİBId.Igme göre Almanya demirden — baş- ka bazı ham sanayi maddesi de vermek istemektedir. Bu ticar ret anlaşması tarafoyn hükü - metleri tarafından tasdik edil -| dikten sönra tatbikata geçilece- ği haber verilmektedir. Diğer taraftan, Almanyanın, eski kilifing hesaflarından ka- lan alacâği 45 milyon liraya inmiştir. Bunâ Seböp, Almanya Hükümet bir defa-| ya mahsus olmak üzere satın alacak Hükümet, bir defaya mahsus | olmak üzere müstahsilin elinde bulunan mağşüş ve yuğurulmuş afyonun Toprak Mahsulleri O- fisi tarafından satın alınması - na karar vermiştir. Mübayaat İstanbul ve Afyon şubelerinde yapılacaktır. 1941 afyon rekoltesi idrak edilinceye | kadar mübayaata devam olu - nacak, yeni mahsul elde edil - dikten sonra mağşüş afyonlar satın alınmıyacaktır. Bu kara- rın köylüyü sevindireceği mey- dandadır. Fiyatlar da iyidir. O- fis, morfin derecesi başına bir kilo ince afyona 50 kuruş, ka - balara 37.5, ve mağşüşlara da 25 kuruş ödiyecektir. Halen köylü eliride büluhan yuğurulmuş ve mağşüş afyon- larım ne miktarda olduğu, mük Et narhı — Fiyat mürakabe komisyonu, Büğün toplanacakar. Bugün kuzu etine narh konulması muh temeldir. Tutulan hesaplardan — koyün eti fiyatlarının indirilmesine | inikân görülmemiştir. Maami- fih bu hususdaki kat'i karar, cektir. Dünkü ihracat Dünkü ihracatın yekünu 2, 5 bin liradır. Dün, Filistine iç nar yaprağı hülâsası, Alman - yaya çini mamulâtı ve”işlenmiş av derisi satılmıştır. fındık, Rumanyaya torik, engi-| Cam, yaprak tütün, Amerikaya | caret 13.5milyon| yazyapıları 'ihrütatın 'arttırıl “| bayaat işi bittikten sonra anla; iliralık biz mübadöle esasına;dar| mış bulunmasıdir. şılacaktır. İKTİSAT Bir dokt _istan sine 1 milyon | (Bap tarafı 1 inci sayfada) leketin istikbali yolunda çalış | mak üzere - gençliği hazırlıyan büyük ilim evimiz üniversiteye | tahsis etmesi münevver zümre- | de olduğu kadar bütün mem lekette bü; bir alâka ve tak-| dirle karşılanmıştır. Bu güzel hareketiyle Doktor Ziya Gün ayni zamanda çok asll bir misal de vermektedir. Bu hususta dün üniversite rektörü Cemil Bilsel, kendisi görüşen bir arkadağımıza şu beyanatta bulunmuştur : n üçüncü sulh ceza mah- kemesinde bir sarkintılık cür- mü meşhuduna bakıldı ve üç genç delikanlı suçlu olarak ve- rildikleri bu mahkemede ayrı ayri takibata maruz kaldılar. Orhan, Sahir, Hasan ismini taşıyan bu üç genç Üskü- darda tesadüf ettikleri evli bir kadın olan Mediha ile ya nındaki Muallâ adında genç bir kıza takılmış ve İstanbula kadar peşlerinden gelmişler Her fırsatta söz atarak bir şekerci dükkânına, dar ta kip ettikleri kadınların dük- Kâna girip şekerci Arif ile u zun uzun konuğmalarını görün ce Orhan dayanamıyarak şeker almak bahanesile içeriye gir- miş ve o sırada Mediha; koca- Bi olan şekerci Arife bu deli- kanlıların kendilerine takıl makta olduklarını — söylemek: ten kendisini alamamıstır. Bü vaziyet karşısında şe - Kkerci Arif; Orhana biraz çı- ÜÇ ÇAPKIN GENÇ—, Üsküdardan beri peşlerine düştükleri kadınlar tarafından cürmümeşhuda verildiler aralarında lamiştir giren. Ha- ve ba: kışmak istemiş bir dalaşmadır Bu arada içeri san, kendisini polis gibi | tererek işi-örtbas etmeğ hışmış ise de Mediha bunun da peşlerii akılanlardan. - biri | olduğunu söyleme ine iş $ üp adliy k kal etmiştir Üçüncü sulh cezaya veri len cürmü meşhud evrakı di hal mahkeme başlama, neticel, Hasanın kendisine p i verdiği için kin tahkikat açılmasına ve taki - | bat yapılmasına Mediha, ile (| Muallâya — sarkıntılık , ettiği || sabit olan Orhanın da ,derhal || tevkifine karar verilmiştir Fakat davacı şekerci Arife yapılan istirhamlar ve rica - lardan dolayı davasından vaz geçmesi üzerine dava sukut etmiş bu çapkın gençler de bu suretle yakalarını güç belâ kurtarabilmişlerdir. eeei? | müteha bul Üniversite- ira teberrl etli “— Müderris Doktor- Ziya Günün servetini üniversiteye bu- rakmak arzusunda “ olduğunü ve buna verilecek şekil üzerinde görüşmek istediğini müdavi ta- bibi profesör doktor Mazhar Esat Güçhan bana haber verdi. Bu işlerde ihtisasları' müsellem olan profesör Ebulülâ Mardin ve Sıddık Sami Onar ile görüştük- | ten sonra profesör Sıddık Sami | Onarla noteri alarak yanına gittim. Cerrahp hastahane- |hanına naklolundu Si başbekimi Esad ve asabiye ssısı doktor Şükrü Hâ-| zım, göz ürofesör vekili Naci| Bengisu hazir oldukları halde | kendisi ile arzunsunun yerine| getirilmesi için yaptığımız ko-| nuşmalarda Doktor - Ziya Gün| muhtelif şekillerden ölümü bağlı tesis. şeklini tercih | ettiğinden noterce bu arzuya | göre hazırlanan senet kendisi- le şahitler tarafından imza dildi. Tesisin maksat ve gayesi üniversitenin maddi —manev inkişafma yardım etmek ve ü- niversite talebesi ile Darüşşa -| faka talebesinden müstahak o-| lanlara y bu ve arzedilen & bulunmak ve Gün bürsü ifatları ihdas ardımda tla Z Gün mükâ n reisliği altında ü- | niversite heyetinin seçeceği iki w tları müddetçe r Esat 1 nkası kontrolör- lâhaddin ve Emni- 1 müdüründen mü- yeti ayni zamanda memuru- sıfat ve s: etini haizdir. Tesisin kasadar Emniyet Sandı- ifa edecektir. | Doktor Ziya Günün gayri| menku erret oteli m a tındaki üç dükkândan Rasim paşa hanı ve Gündoğdu mağa a: im Üst leki hanımn yarıya yakı e Cağaloğlunda ki ev ve. Yerobatanda lık | Yurdu karşısındaki apartıman | dan ibarettir, Doktor gerek bu gayri men- Dahılıye vehule- tinin nazarı dikkatine 16/10/940 tarihinde Be- yoğlu evlenme memurluğun- dan Antalya evlenme memur- kığuna 16-10-940/1868 numa- ralı talik edilmek üzere gön- derilen ilâna yedi buçuk ay- dır Antalya belediyesi evlen- me memurluğundan — müsbet veya menfi bir cevap gelme- 'Tam yedi buçuk aydır Be- yoğlu evlenme memurluğuna gidip gelmekten usandığım Zgibi memurları da rahatsız etmeye utanıyorum Hükümetin ve vekâletin ev lenme işlerinde vatandaşlara icap eden kolaylığın gösteril mesi ve evlenme işlerinin s ratlendirilmesi hususunda e- mirler verildiği halde Antal- ya belediyesi evlenme me- Mmurluğunun mezkür — evrak üzerindeki ihmali no derece- ye kadar doğrudur? Neslin ve zürriyetin fazla- laşmasına büyük ehemmiyet verilen meleketimizde keyfi hizmet gören bir iki memu- run bu lâkaytlik ve ihmalci- liklerine ne buyurulur? Ş diye kadar yedi buçuk aydır nişanlı bulunduğum bir kızla bütün aramızdaki geçen alâ- kalardan sonra kendisinden ayrbam ve onun. - baymamın istikametini değiştirmeye sı Vep ei eai e miyim? Yoksa yedi buçuk aydır bir evraka çevap ver- mekteri âciz bulunan Antalya evlenme memurluğunda mı? Bunu muhterem gazeteniz vasıtasile alâkadar Mmakam- lardan soruyorum. Tophane Hurma . sokak No 17 Cemal Algaznı BORS Dördüncü Vakıf 1 Nişanda Ankâradan İstan- bula nakledilen İstanbul, esham ve tahvilât borsa ten İstanbül'zahire borsasında- | ki 'holde çalışmağa baslamıştı | Borsa, bir buçuk ayhk Mmesai - den sonra dün yeni ve devamlı dairesine nakletmiştir. Bu dai- re, borsanın Ankaraya nakledil meden önce de içinde calıştığı dördüncü Vakıf hanımın zemin katındadır. İstanbul borsasının bu yeni dairesinde dün sabahtan itiba» renemuameleler - başlamış ve hararetli ahş veriş olmuştur.Bu yeni dairenin tefrişine devam olunmaktadır. Borsa komiserliği için de Taşhanda: bir” büto 'tesis- edil « miştir. aP e e n Ş Deniz vasıtaların- da kontroller Mıntaka Liman Reisli sim dolayısile artması muh mel deniz kazalarının öni mek için esaslı tedbirler al tar. Bu cümleden olarak liman motörlern Marmarada ve sahillerde devriye k ra, istimbot, motör enli gi- bi taları kul nların eh liyeti bulunup — bulunmadığın kentrol edecektir. gerek menkul servetinin ik kışmını ölüme bağlı olarak yaptığı tesise tahsis et- olduğundan kardeş çocuk- hayatları mi aylıkları kendisi - tayin edecek ve bunlar arzuları daire- sinde infaz edilecektir Dün, Doktor Ziya Günü va- tince ve- rilecek li ve belediye reisi Doktor Lüt- fi Kırdar ziyaret ederek bu güzel hareketinden dolayı ken- disini tebrik ettiği gibi üniv siteden de büyük ilim müesse si adına bir teşekkür name ya- zalnıştır. Namus — ve iffetiyle | çalışarak — kazandığı serveti kürsülerinde —adını hürmetle andırdığı -büyük ilim evine tah tmel iyle adını öbedi hürmetle andırmağa muvatfak olmuş olmasından — dolayı du- yulan takdir hisleri bu teşekkür namede bilh ifade edilmiş- tir. Vasiyetin infazı zamanında üniv e büyük yardımda bulunanların - baş yerinde dok- tor Ziya Günün resmi yer ala- caktır..