b Va SO çü € Adalı Halil, yarım saatlik gü- ürlü hasmını is- b bütün kuvvetiyle ve| iyle tutamamıştı. daima Aâalıya âoldam Adalı Halil, hasmını| sağa almak istediği hmide, ©, so- içıyor ve güreşi soldan ya- Böyle bir ters hasır flikla ele geçirmek müm- tediği Adahı Halil, gaddarlğim ati iyen elden bırakmıyordu. — Moh- la, kendisine çarpık geldiği de- Fecede ©o da Mollayı eline g kıştırdıkça ezmeğe çalışıyordu. Bit aralık, gene ortada hiç bir oyun ve dalma yokken ense enseye dürürlarken, Adah, kol aşırarak birdenbire Mollayı bo« yuzduruğa aldı. Ve, öldüresiye boğmağa. baş- Tadı. Mollanın boyunduruk oyu- mma karşı her vakit yapmakta olduğu manevrasına Adalı Hax Til mâni oluyordu. Adzlı, Mollayı kat'iyen yamı- na sokmıyordu. Sağa, söla sa- yurarak babire Mollayı boğu- 'yordu. Molla, hasmına- yanaş- mak istedikçe Adalı, sokmıyor- du. Mollanın yüzü gözü worar- mıaştı. Gözleri dışeri fırlamıştı. Şairmalar başladı: — Ne oluyoruz? birak — Haksızlıktır. bul. — Buna güreş demezler!, — Adalı, meydandan dışarı.. Derken, bir ağısdan: | — Durun!.. Sadası yükseldi. Bunun üze- öine d sopah Rumeli delikanlı- ları meydana yürüdü. Adalı Ha- lil oralarda değildi. Daha hâlâ boğuyordu. Ve hasmım uzatıp çekiştiriyordu. | Meydana yürüyenlerin üzeri- e derhal inzibatı temine me- Müur olan çavuşlar atıldı. Kırk! €lli inzibat memuru eli sopalıla- TI meydandan gürüp yerlerine ' eturttular. | — Ahali durur mu? Avazı çık - — Birak güreşi Molla! . — Molla galiptir. Aliço da fena halde sinirlen- Mişti. Kavasoğluna dönerek: — İbrem, abe bu, Adalı ne kepaze be! Deyince, Kavasoğlu © —Bu, her güreşte böyledir. Kıvıramadı mi işi kavgaya dö ker.. — Anlıyorum, mahsus yapı- yor. Kavga çıkartıp güreşi a- yırtmak istiyor.. — Öyle, o, sıkıyı görünce 'böyle yapar.. dedi. Mollanın babası bağırryordu: — Ayıptır, bacağın — kadar Çocuk.. Bu pehlivanlık değildir, Nma, ot, Cazgır — yerinden kalktı. Aliçoya gelerek: — Usta, git müdahaleet bu . âşe... dedi. Aliço, Cazgıra: — Git söyle bıraksın boyun - Deyince, Cazgır: — Beni dinlemez.. Rica ede- rim usta, sen git söylet , — | Dedi. Kavasoğlu da: — Aliço, kalk - söyle gu heri- Üa T Müsabakamız | hakkında Resimli bahar münabaka- Tmuzın son parçası evvelki gün- kü nüshamızda intişar etmek- le resim neşri hitama ermiş bulunmaktadır. Şimdi eliniz- de bulunan 40 parçayı yanva- na getirerek heyeti umumi - yesinden tek bir resim vücu- de getirecek ve bunu nisan sonuna — kadar — gazetemiz “müsabaka memurhığu,, ad- res sine göndereceksiniz. Bu - nu doğru olarak yapabilen 500 okuyucumuza listesimi ev- velce nesrettiğimiz kıymetli hedi) takdim edeceğiz. 1 güreşecekse — gür Başka türlü yapa- 16 Â fe doğr sin yoks rız.. dedi. Aliço, yerinden kalktı. Mey- dane yürüdü.. — Ahali, iht Kel Aliçonun meydana yürü - düğünü görünce bep birdan bü- Garmağa başladılar: — Bravo Aliço.. Aferin Aliço.. — Bıraktır güreği.. Adalı, daha hâlâ —hasmımı boğup duruyordu. Zavallı, Mol- la, bitik bir hale gelmişti. Aligo, iki gehlivanm arasına | girdi. Adalıyı göğsünden ite- rek: — Abe kızan, böyle güreş mi olur? Bırak boyunduruğu be: Deyince, —Adalı: — Abe usta neden buraka- cakmışım.. Diye cevap verince : — Abe, durup dürürkren bo- Beş senelik.. İtalya Habeşistanı 1985 — de! fethetti. Taarruzdan ancak beş ay sonra Haile Selâsienin payi- ftoltma girebilmiş ve o zaman — Bizi bura- dan çıkaracak hiç bir kuvvet yoktur! Demişti. Fa- kat aradan beş sene geçtiği hal de iki — buçuk aylık bir ham- leden g#onra İn- gilizler, — İtah- Adis - Ababadan — dn, Eritreden de. Somaliden de söküp attılar. İtalya krallıktı; — Habeşis- tanı fethettikten sonra, impa- ratorluk oldu. Demek ki bu imparatorluk beş sene sürmüs- tür. — Tarih belki de İtalyan Hapadttaü İ MBoy gakik paratorluk!,, diye yâ Z yâdede- Maamafih — kinibilir, hani Ruslar — iktısadi — proğramları için müddet —tayinini moda yapmışlardı: 'Buna “Bes sene: lik program,, diyorlardı. Belki ariların imparatorluğu da böyle bir program icabatından- dır. Kadın biletçi Tramvaylara — kadınlardan tatbi- biletçi alımacakmış. Hattı katına geçiliyormuş bile. Tramvayla- rin şu- tıklım tıklım — halinde - kadın - biletçile- rin nasıl bilet kesebilecel - ine aklım ermi- yor. Erkek — bi- letçiler ka- | putlarını — ve |ç fantalarını da- yayarak ve ancak caklarınım kuvv güvenerek kendilerine yol açarken buru zayıf cinsin memurları, hele ya- gımı başını almış, belki bir kaç! çocuk büyütmüş biçareler nasıl yapar? Eğer genç ve güzel kadırlar- dan biletçi seçilecekse o zaman da tramvayların içinde ne — bi- let, ne lâkırdı kesilemivecek, bir curcunadır. gidecektir. Kadm tramvay memırlarının ne - işe yarayacağım görmeden mera- kımnız.zail olmıyacak. Keçinin sakalı Bir hafta içinde öyle hâdise- ler oluyor. ki bunların en 'mü- himlerini bile şöyle zikrediver- mek için bumun gibi bir kaç sü- tuna ihtiyaç var: Mariyle ba> Almanya - mm elinde avu- cunda — seneler- denbem — bir â- let olan Ma ristanın — baş kili bu vaziyet- ya ile anlaşan Yugosla Bıu da hı. program İcabı. kadm biletçi, - Keçinin sakalı fıkrası... | tabitvakayı kurtaracak. yundürük olür mü - be? Birak diyoru: — Bırakmam usta be!. — Brak be kızan!. — Yok be! Birakinam, — sen! karışma be! Deyince, Kel Aliçonun kafası kızmuştı. İhtiyar almakla bera-| ber gene kavi idi. Adalının bi- leğine yapıştı. Ve Girseğinde k bir haralede boyun -| . Üste de Adalıya bağırdı — Abe kızan.. Bu güreş mi| be? Hasmmn nasıl temiz güreşi- 'Tehey hepten kalpmış | Diğe'senendi Adkü Tnı, Be liçodan çekiniyordu. — Çünkü, | kelin harta purtası yoktu. Mofla, hem ses çıkarmıyordu. Sakindi. Fakat, çok ezilmişti. A-| liço Mollaya dönerek: — Tut Molla be!. CArkası van) Tramvaylarda, tereddüt etmedi. aldanışm eseri. Bu aldanışlar bize şu fikrayı hatırlattı BEaki şairlerden birine zama - nn kükümdarı keadisi için bir! methiye yazmasını emretmiş . Şair: — Hayır, demriz.. Ben senin gi- e medhiye yazamam. , hdit para etmeyince hükümdar yaşlı şairi hapse at-| ir gene oralarda de-| İkisi de acı bir. ği Hapishanede siirler yaz- mağa başlamış. Yazdığı ir leri yüksek gesle de okudukca karşısındaki bir mahpus in hazin ağlarmış.-Bu hali görünce şair sevinir. Böyle bir hapisha- ne köşesinde kendisini anlayan ve takdir eden 'bir kafadar bul-' duğıma şükredermiş. Hattâ Hü- kümdara balinden —ne derece memnun -olduğu hanberini bile yollamış. Fakat bir gün, gene karsısın- dalkinin hünsür hüngür ağla - dığını görünce, dayanamıyarak sormu: — Arkadaş, bu şiirim şuh ve neş'eli bir şirdir. Neden ağlı- yorsun? Mahpus gözlerini silerek izah etrni — Ben bir cobandmm, bir cok koyımlarım ve keçilerim vardı . Sen öyle okurken sakalın sal- landıkça keçilerimi — hatırlıyo- rum da ondaü ağlıyorum. — * Pn sefer (derin bir yeis ve inkisar içinde ağlamak ve saçını | hasını yolmak - sırası tabil şatre | gelmis. | Siyasf mahneste aldandi”'m anlayıp Yugos'avya - pib tinde basının cçaresine bak: vak- aklı basma gelmeve şair gibi saçlarmı baslarını yol-| mak sıramı geleceğine —şüphe Var mı? Hava torpili! Gerek İngilizler ve gerek Al- manlar henüz düsman tayyarc-| lerinin Büyük şehirleri üzerin- de uçmalarına ve bamba atma- larına mân iolacak bir çare bu- lamıadılar. Londra bü- yük bir akma maruz — kalınca artık Rerlin de İngiliz tayyare leri tarafından yakılıp — yıkılı- yor. İngilizler ba- raj — balonları- gı icat etmişler- di. Pakat Almanlar bunlardan daha yüksekte uçarak gözü t palı bomba atmıya başladılar. Fakat bir nüddettenberi |h Bilizler müthiş bir icadın te Tübelerini yapıvorlar: Hava tor-< pili, Hava torpilleri küçücük ba- lonlurdan ibarettir. Bu balonlar müthiş infilâk maddelerini ihti-| va ediyorlar ve çok yükseklere, Alman - tayyarelerinin cekleri en yüksek sahalara ka- yorlar. Esas şudur relerinin hücu- rı erada bu ba-| binlercesi — salıverili- | ten ne dercce | sıkilmıs — ola- | cak ki intihar | etti ve Alman- | | Manya aleyhine harbe mekte| yor ve gök yüzünü kap'ıyorlar. | LAK MOLLA AZAN:M.SAMİ KARAYEL SZİTRZ YAT MLL MKT TUDNMAE | | nız otellerde di SABAN Sı’A .»AdTAN SABAHA Temizlik kontrolü göste iklerine hükmettik. Fa- kat umarız ki bu ceza diğerle- Ti için bir ders olur. lahiyelerin temizlik kontrolü Dü . aede bir defaya İnhisar et- ti-a leri malüm. Fakat şu On beş otelin kapanma cezasına lâyık görülecek kadar temizlik- ten mahrum oluşu da gösteriyor ki teftişleri çok sıklaştırmak ve sıkı yapmak lâzımdır. Hem yal-| olan büt Otellev her müşteriye temiz af vermeğe mecbur edilme- karyolaları, havluları, masa- lan, iskemleleri Lertemiz, gicer | gicir, düvarzları daima badanah Bulumnalıdır. Otellerin - sınıfları arasındaki fark bizde temizlik-| leri aranındak? farkla taayyün eder. Hattâ yalnız oteller değil, hemen bültün âmme hizmet'eri de sınıf ve derece farkımnı bu.. te- mizliklerinde aramıya alışmışız - dır. Bu, bize mahsus bir telâkki- dir, Başka memleketlerde her sı nıf oteller ayni derecede temiz olrmya mecburdur. Bunların eş- yası, manzarası, bulunduğu mev ki arasında ki farklar, sınıfları a- rasındaki farkı husule getirmek lâzımdır. Birçok Avrupa memleketlerinde bu böyle olduğu “ibi, tramvay, vapur, tiren mevkileri arasında. da ne temizlik, zeme farkı görünür. Bazı mem- leketlerde — birinci —mevki de ikinci mevkide kadile kol- tukludur. ve aymi derece - de gicir. gicir. tertemizdir. 'Yalnız kadifelerin renklerindeki Fark mevki farklarını gösterir. Temizlik bahsinde bizim ih -| mal etmediğimiz esnaf yok pibi- | dir. En mutenâ cadde ve semtle- | rimizde öyle berberler var ki hav la ve takımılurı acınacak kadar temizlikten mahrumdur. Temiz- lenmek için gittizimiz hamamlar içinde bu asrın eseri yoktur. Bu asırdide müesseselerin manzara- sını gözümüze temiz göstermek kolay değil. Bari levazımı temiz olsun. Esnafı ve müeşsseseleri temiz- Temeğe mecbur etmek için ni - zamlarımız müsattur, kâfi şid- Gette cezalar verebiliriz. Ancak kontrolün sık ve devamlı olma- masıdır ki ihmallere, lâkaydiye sebep oluvor. Buna bir de müsş- terinin aldırış etmemesini ilâve etmek lâzımdır, Berber dükkâ - nında önümüze kirli bir havlu konduğu zaman çıkarıp perükâ- Ta iade etsek ve temizini istesek onlar üzerinde resmi bir teftiş- ten daha çok müessir olur. Behçet Safa İçlerinden biri düşman tay- yaresine çarparsa onu uçuru - yor. Tecrübelerin son derece iyi netice verdiği söylenmektedir. İngilizlerin yenı hava müdafaa | vasıtaları —dedikleri bu olsa| gerektir. Bu harp dzha bir çok yenilik-! lere, tahrip ve müdafaa vasıtı larına meydan vermiştir. Fok çoğunun gizli tutulduğu muhak- kaktır. Sinemasız yer! Sirkecide bir dükkânda — çalı- şan bir genç ev- velâ bir - foto; Bonra çalmış. — Bunla- rı gatarak &i - | nema — sinema BRi dolaşmış, — Bu genç — mahke- mede hâkıme diyor ki: — Sinemayı o kadar severim ki bir filmi kaçırsam ve gör- mesem gözüme uyku girmez.| Bundan dolayı bütün yıldızları tanırım. Bütün filmleri bilirim, Fakat param her sinemaya git- meğe yetmediği için hirsızlık yaptım. Hükim: — Öyle ise, seni sinemasız bir yere göndereyim de biraz us- lan! Demi Sinemasız yer nel si? Dünyada olduğu gibi Tür- kiyede de pek böyle kasaba, ge- kir kalmadı. Eğer hâk n kast, ettiği mahalden başka sinema: bir yer olsa ben de gideceğim .. Çünkü bu sinema neslinin Clark Gable'i ile Deanna Durbininden ga geldi. 99 Çeşıt çorap Kadın rapları artık uı— geşide inhisar - decek, Bu bir /// çok — erkekler ZZ için mesut, bir| 2 Z çok için bir ise aciklı haberdir. Şimdiye ka- ço- ların 99 çeşit © dar r: lduğunu öğ- atlâ ne de mal-| raf — makinesi! kumaş| | yazlık çalgılı gazinolara, | ber beni derin devin düşündür- Bu tarifeleri nin gozon — Eh.. Nihayet. çeke baharı ge! — Bivet, İte geke mkunç ve kanlı bir 4, nede olsa bahardır.. Ve.. arkasından yaz geliyor.. Hattâ geldi bile., Hani bir şar- kı vardır: Nisan, Mayas ayları, Gevşer gözül yaylam! Artık herkes sayfiyelere nltin etmekte. Yakında mesizelere, açık havalı eğlence yerlerine rağbet başlayacak ve bu rağbet sıcak- ların artması nisbetinde gitgide çoğalacak. Bahar ve yaz ne gü- zel, ne tatlıdır. Fakat, geçen gün gazetede okuduğum 'bir ha-| dü.. — Dünya vaziyetime dair mi? — Hayır; gazine ve eğlence yerlerinm tarifelerine dair! 1 — İstanbul belediyesi- yazm faaliyete geçecek olan eğlence yerlerinin - tarifelerini tetkike başlamış.. Bu'sene tarifeleri tet- kik ederken fiyat şartlarında, Yuku bulan değişiklikleri nazarı itibara alacakmış.. Kaza kay - makamları kendi mmmntakaların-| daki eğlence yerlerinin tar rifelerini hazırlayarak İktısat müdürlüğüne verecek ve bunu müteakip toplanacak tarife ko- misyonu tarifeleri mihai olarak tesbit edecekmiş. — AÂlâ. Mükemmel bir haber da? — Evet bütün bunlar bir ta-| savvur halinde mükemmel, te- | gebbüs ve fiil “halinde memnu-| niyet verici, faltat, tatbir ve ne- | tice bakımından düşündürü. — Neden? — Geçen seme de, billlassa —mevsim sonlarma:doğru, gazino- lar, tarife haritinde ssrvis- yap- mamaları icinçok gıltı bir kon- trol ve mürakabheye tâbi tutul- muştu. Falkat, buna rağmen netice — sadedinde nelene şahit elduk, nelere;. Tarife tatbilrinden sonra, ga-| zinocular, ilk iş olarak içki me- | zesinden eki kaldırdılar, Ta- bif, ekmeksiz, kupkuru mexe ile içki içilemez ya... “— Garson, hani ekmek - oZ-| lum? Diye seşlenirsin.. Eltmek ge- lir. Fakat hesap puslasına ayrıca. kaydedilere't! Mezeye gelince, sene tarife tatbikinden eonra, bu nevi içki- li yerlerde içki lerin sofra- sı “bir varmış, bir yolkmuş kabilinden bir çerezle ancak'm şerref olabiliyordu.. Masasına yle bir göz atan ehli keyif eri, tabil, soframmın tam takırlığına dayanamaz — gene garsona seslenir: “— Oğlum, garson, bu nasil mezo böyle?. “— Ne yapelım beyim.. İğare etmiyor.. Yeni tarife ile fiyat- lar indirildi.. Bu kadarı bile bize Zarardır, amma, me yapalım, müsterilerimizin — hatırı için ... “— Peki, oğlum, bir ince di- ç kırmızı rkebabı ile rmi? — Vallâ siz bilirsiniz. bey- Emvederseniz - getire- etendi.. lim! Müşteri sayar döker; şundan Mezeler v puslası nız bemen| getir, bundan geti gelir ve, hemen hes na kaydedilir! Y gunu — ilâve etmeliyim ki, bu sonradan getirilen mezeler, ek- geriya, normal mezeservisinden fazla bir şey değildir. Fakat, müsteri belediyenin yamtığı ten- zilâtın belki Üç miulini öder!. Sonva (tabil, €hli keyif için varestei arzü üzalıtır amma...) rakı sofrasında elbet su da bu- renince haberin ehemmiyeti te- zahür eder. Bunların içinde bir buçuk liradan beş liraya kadar satılan çoraplar orta - boydur. Daha bunun $9 çeşidi var. Bu rakamın yüz« baliğ olmasına meydan verümemiş olmasını er keklerin hesabınu bir kâr say- mak icap eder. Hele gükür çe- şitler, yüze varmadan — doksan dokuzda kuldı ve şimdi Ü iniyor. Pakat eğer bu üç çe doksan dok! lJarmdan seçilecekse corapların parasım veren için ni kocalar| daha fena günler gelmiş| alım, bu fahdit sında ne netice ve- Yazan: Racai SANAY kınmak ieepeder. Garson Bof-| ranızı saanz birakmaz, biral- maz arama, getirdiği ufak şişe Suyun her birine - yerine gö- re! - on, an beş kuruş kaydet - İhmal etmez! Görüllkyor ki belediyenin tat- bik ettiği tarife sistemi, mahal- lerinde tekrarlanan bütün tef- tişlene rağmon, bazı, “ince nok- talar!,, göz önünde tartulmadı- ği için istenen ve beklenen neti- ceyi vermekten ucak kalıyar. — Demek beleadiye kımm yonu tarifeye uydurmağı İrşerkeri, gazinocular-da işi kitar bma uydarmağa muvaffak olu- yorlari. — Evet, mozlesef öyle azi-| zim.. 'Hem, bahsettiğim “ince| de noktalar!,, bundan ibarat degı!. îzhıs var: Bel: nolar “çalgılı,, ve “çalgısız” di- “ye de bir tasnife tâbi t rtulayor. | Tabü, câlgah yerler için çalgısız| yırlerem:mmı quhımhn'h' tetkik ve tasdik ederken Beledıye- de tutacağı bazı “ İnce noktalar ,, bir fırsatı kaçırırmı? Derbnl'î Bundan istifade çaresine baş vuruluyor: Gazinonun bir. kö- şesine hemen bir küçük sahne| çatılıyor. Bir keman, bir cüm- büş, bir klârnet, üç dört tane de okuyucu kız tedarik ediliyor . Artık, sahnesini yirmi k saz | heyetiyle —açan herhangi bir| çalgılı 0 ile müsavat te- min edilmiş ve mahut “çalgısız., | gazino “çalgılı,, oluvermiştir!. İ “çalgılı,, Ssızıfından tarifesin tandik ettirip işe başlayıvermek' artık hera hizama, hem de kita-| baygun bir iştir! Kimin ns) demeye hakkı olur? | Nasi,tarife meselesi — babizi mevzunm olurken, derin derin dü- şünmekte haklı'mı imigim — Doğru.. Cidden düşünüles| cek mesele.. Fakat, çaresi ? ile bu yıl belediyemizlin gereği! gibi hareket edeceğini tahmin! ediyorum. — Yoksa, gazinolar) tasnif ve Heteler tanzam ve tas-i dik edilirken bu işaret - ettiğimi ve daha buna benzer “ince'nok-i talart,, gözden uzak kalıran: , âPOR 12 Nisan 91 cemnrtesi Fünü | saat (15)-de Fenerbahçe stadın- da yıpdı'ık İstanbul Erkek spor hayramına aşağıla i- öi yasılı hakemlerimiz da- | vet edilmişiemlir. Saat 2:30 da| Fenerhahçe stadında bulunmala- | kurt, Hamdi Sever, Hakkı, Zeynel, Nüri Örs, Ziya Koplu, Cevut Tiniç, Tevfik Böks | PaiköÖnem. Dr. Nurettin Atmar, | Savcı, Rıza Maksut, Kâmiran | Tekil, Mufalnam Yazıcı, İzzet | Mühürdaroğl., Muzaffer Bal - oğlu, Tahsin, Halük, Cihat Ali du-m'u Uzunoğlu, İsken- Program I — Geçit resmi. H — İstiklâl marşı. | Ti — Açılışnutku. IV — 1500 metre yürüyüş. V — Pothol maçı (A ve B) ta damları. ç VI — İstanbul Erkek lisesi iz- €i yarışı (Koşu, Kürek, Bisiklet, yürüyüş) he ) Koşu ile: F.B. #tadında b) Kürek ile: F.B. Moda Tasfiye h ncü telefon: Moda. VI — Atletizim upışouıı VIlI — Mükâfat tevzü. İkinci Küme Terfi müsabakası İstanbul Futbol Ajanlığından: 13 Nisan Pazar günü yapılacak| ikinci küme terfi maçı. F&um'bnhşe:hlh Saat 15 Di : Selâmi. Akaılı Son hakem kursuna devami ederek yazılı imtihanları yapı - Tan namzetlerden aşağıda isimle-| ri yazılı bulunan arkadaşların| gifahi imtihanları yapılmak Ü-| zere 12 Nisan 941 cumartesi gü! nü saat 14.30 da Bölge merke- zinde hazır bulummaları. tebliği olumur, ’ Dr. Nurettin, M. Reşat, Niya-i zi, Lütfi, Sulhi, Mustafa, - balinde Feshane mensucat Türk Anonim Şirketi Tasfiye memur!ugundan Şirketin umum! heyeti aşağıdaki ruzmamede yazılı işleri müzakere içim 29 Nisan 96i tarihine müsadif sah günü saat 14 de Sultankamamında Ka« farcıoğlu bazaran 5 ihci katındaki Simerbank birleşik yün ipüiği ve dokuma ve sam'i ipek fabrikaları mücsse: rak içüma edeceğinden tastiyeala- sine tazltük eden bu içtimada ticaretkanunu mucibince deki tamuna ve şirket muamelâtının. nc dairei mahsusada fevkalâde clan ticem bir hisse sahibi olan rimselerin de hakkı iştirak ve veyi bulunduğundan bilcümle hissedar. ların mezkfr gün ve saatte asaleten veya vekâleten içlimaa gelmeleri ilâa uıuıııı Müzabere ruznamesi : 1 — Evvelce mütichaz karer dairesinde şizket hukuk ve vecibelerinin 81/12/549 tarihli bilânço mucibince Sümerbank birleşik yün ipliği ve doku- ma ve sun'i ipek fabrikaları müessenesine devri hakkındaki tasfiye mo« murlüğuncs müttehaz muamelenin tasvibi. 2 — Yıpılacak başka iş kalmamış olduğundan girketin. mevcudiyeline nibayet verilerk tasfiyenin kapatılması, çasT3) Beyku; Askeri Satınalma Meşe kazık 12 . * 24 M « 'Katas emeşe veya çam> döşeme 105 Kiriş » 65 Başlık > M Vit bağlama 2 Kazık başlıkları 70 Çoaprazlar «kazık beplikiarı bağlamak kcim 26 Rokri DÜ Pohm 28 1 — Yükarıda ehis veradet ve Komisyonundan 6,50 X / 0,20—2.449 Tdâ 5,50 X / 020—3628 > 450 X / 6.20—0847 » 2 G0XE 20X , 06—T0C0O ME 300X0, 15X0, 20—5850 x 3,00X0, 20,X020 — 1680 300X0, 20X0, 15—2.340 660X0, 15X0, 20—L200 ... 9,50X0, 1üXO, 151368 » 040 / D.02 2015 6 0535 / 0,02 25 > eb'adı yazılı 11 kalem malzeme 21/4/961 parerteri günü saat 14 do pazarlıkla satın almacaktır. Buna ait sartname he 3 — Takarrür eden fiyat üze gün komisyonumuzda görülebilir, nden ©6 15 teminat alınacaktır. (2846) 1