baba, gördün mü Mol- Gördün mü pehlivanı?.. ördün mü yan bâş oyununu” |Hiç bir pehlivan Adtlıyı bu ha- de sökamaz. Mülletin babası, ellerini gök Yüzüne aymaş dua ediyordu: — Allahım, sen Molltyı sakla. Molla, bütün zeküsıni tonliya- | #ak altı yedi dakika içinde has- mının dörecesini anlamıştı. Ada- Tn evolallah kendisine hiçbir yey yapsmıyacağını tartmıştı. Bu sebeple, dalın ziyade açı- dan Molla, hasmından ayııla - rak, çıtpındı, ve şöyle bir nâra atu: ğ — Hayda! Maşallah karde - sim! K Mollanin bu nârası çok mahi- 'dardı. Adalı, naraya cevap ver- 'medi. Pakat, müthiş sürette Bi- nirlenmişti. Mollayı bir hamlede vurmak kararını sdlmıştı. ye Daha Molla ile karşıla$ır kar- şılaşmaz müdhiş çaprazım tak- tı. Molla, bu sefer Tena halde çapraza girmişti. Adalı Halilin çaprazı meşhur- dü. Hattâ, Adalınm çaprazı Av- Tapada bile Meşkür olmuştur. (Çaprazından — kurtulan nadirdi. Muhakkak bestmrdı . Molla, bu müthiş çapraz-iğin-| de yirmi, ğirmi beş metre kadar meydanda uçtu. Onbinlerceseyir | ci oldukları yerden ayağa kalk- mıştı: Herkes, Mollanm sart tü düşüp Adalının altımda ka - iburga kemiklerinin kırılacağını ibekliyordu. Zavallı baba da olduğu yer -| den Yıtlamıştı. Oğlu, gidiyordu.! “em e çok Tetia bir 'halde uçtu- yyordu. İntiyar cazgır, süküneti Mmu- hafaza ediyordu. O, Mollanın ne yapacağını biliyorda. Hattâ, meydanda güreşen koca Yusuf- kar — falan “da igüreşi birekarak | Mollanin uçuşunu seyrzddımş— Tardı. Adalı, bir azılı boğa gibi ses veriyor, nefesleniyordu. Ufacık hasmımı 'bir “anda karıp yene -| icekti. Mollanın babası, heyecandân 'bir yerine inip ölecek hale gel- mişti. Bu heyecan çok sürmedi, birdenbire “Mollanın — ortadar. İkaybolduğu ve, Ağaltatn dört a- yak bir tazı gibi uçup gittiği gü- Tüldü Molia, tamı kolpasına getirc-| rek birdenbire çaprazdan sıyrı - hp Adalınınm önüne bir yılan gi- bi oturup çöreklenivermişti. Adalı, hızla giderken bu, çö - veklenen münia takılarak balık-| Tamıştı. Ve, Mollanin üzerinden Mçarak dört elli bir halde uçu- ak kaçabilmişti. Molla, derhal Adalınm peşin- den koşmuştu. Fakat, iki peh - an da hiçbir şey yapamıyarak a kalkmışlardı. ollanın bu manevrası ottalı-| iğı hayretlere düşürmüştü. Bu | ne biçim kurtuluştu Bu ne bi-| çim iŞli | İhtiyar cazgır kas kus gitlii-| yordu | Cazgır, Moöllanın güreşine Ve-| yılmıstı. O derece mest olmuüş tu ki, iki de birde söyleniyordu: | Aferin Molla! Molanın 'babası da sevinme- döğüldi. Lüf (değil, yüz ©- Yuzokkalik Adalı ile öyle çocuk gibi oynanmazdı. Adalı, ifrit olmuştu. İkide bir de bıyıklarını parmakları ara- sına alarak — burup duruyordu. İki pehlivan gene elvense bağ lamıslar — duruyorlardı. — Molla, | eski vaziyette idi. Başını tersi-| 'ne çevirmiş s0l ayağını destek-! lemiş, kolunu sallayıp duruyor- d her vatit olduğu gibi ıya da on, on *beş dakına meydan veriyordu. Kendisi hiç güreşe girmiyordu. Sade Ada-| lının hücumlarını defediyor ve Tuukabil oyunlara — girivordu. | 'Molla on beş dakika arının güreş kahi-| liyetini, kuvvet ve kudret de; rini aulayıp tarttıktan on-| züreşe girerdi. Üşte Adalıya daayni güreş taktiğini tatbik etmiş bulunu -| yordu. Adalı, işin farkında ol | Tadığı için Mollanın korkusun-! dan güreşe ginnediğini Zanne - diyordu. Bu sebepledir ki Ada- h, küçük hasmına üt üste| saldırmıştı. | Adalı, durmadı. Güreşin do- kuzuncu dakikalarına doğru, Mollaya, birdenbire daldı. Tek ,paça kaptı. Fakat, Molla, derhal hasmına | Adalının ra | bir boyunduruk attı. kilise direği gibi ensesi Molla - mın Çolak kolu çengeline girdi. Adalı, hayatında - böyle — bo-| gucu bir boyuuduruk ne yemiş, | ve ne de #ürmüştü. Derhal par- Mmakları paçalarından sıyrılmış 've boşalınığtı | Mehmet, ÇOLAK MOLLA YAZAN:M.SAMİ KARAYEL SERRRLLINI TECMARERCE V SA ARMLTLN OZUZ NADGMECARIRDEZAE AROFTORİ — 16 Mollanın — boyunduruğu ani olmuştu. çok | Uzun sür- Boyunduruğu yedikten sonra, küçük Tün ne beli bir afacan oldu; anladı. Adeta, boynu bir an için iş bir demir par- yiretler, Mollaan hareket- lerine hayran Kalmığtı. - Adah, | hasmmma bir sey yopamıyordu. Ağalı, n ön ikimci deki- kalatına dnm büyük bir $i Getlo tekrar Nü nuav a bir vapraz | girdi. Bu seferki Çaprazı tamdı. FPakat, bu çapran Ga nihayet ört beş adım gitimedi. Mollanım | 'bir yan baş oyumu Yaanivelâsile Adalı köstekletitrek — sendele- Yi uçğtu. Vere düşmemek için epeyce sekti. Molla, oyunlatmı 6 kadar ha- fif ve şiddetsiz yYepiyordu İci, onu görenler sanki idman Ya- piyormuş zannederlerdi. BHiç kendini zorlamıyordu. Tam hareketin kararasında ki mamı berzuyordu. Mollanın — habası, — öğlünün 'ön ot İki 'dakika içinde Adalıya kariı yaptığı güreşten dolüyı fazlaca heyecana gehlşti. Göz- 'len dolmuş, dudakları titriyor- Çük bir oyun haraketiyle imis-| bir | Cazg'n- Haystında bu devece 'tatlı ve ustaca güraş!çok üz pör- müştü. İkide birde ve (MolNa mrukabil oyutlar yaptığı zaman : — Aferin Molla!. Diye söyleniyordu. — Mollanın mişız.. . çoculk bizim ! Deyince, Cazgir: — Bev baba, biz Hana söyle- mi idi? Sen de pehliv Hiç Molla, gibi güreş- çi gördün mü? Nasıl iki dir « hemlik yerinden bozuyor adaml görüyorsun y — Çolkdoğru. tte imiş bu. Hârika bu ço- Hani yüz otuz okkalık A Nasıl sıntıyor caprazları. | — Allah nazardan #aklasn onu, Molla, Arnavutoğlunun bir idir. Bt vekal nah değü, pehlivandır, pekliv: — Böyle bir evlâda sahip 0l- duğundan dolayı iftihar €t.. — Allah korusun tonu... — Düha, dur bak!.. Adalığa meler vapacak!.. Bakdaha'neler | olacak!.. İ — İnsasliah.. Dedi.. Güreşin 'On beşinci dakikasın a birdetbire, Molkanm hareke- | te geçtiği görüldü. Hem öyle a ket ki, an binlerce'seyir- ciyi hayzetlere düşürdü. Molla, bir &n için hasmamdan | ayrılıp nârasım'sulladı: — Hayda, maşallah katde - şim!. Ve, hasmıma girerek bir «l €ntse iç tarpan vürdu . Kora A- dalmın, bir anda dizleyip yiı7 görüldü. Tek bir nâra Gaha sallad | — Hayda kerdeşim be! / — | (Arkası var) | Şisikerakki Sanatı, Portevniyal da Ticarefi yandiler Miaarif Vekâletinin - mektep- Hiler sarasında tertip tettiği fut-| bol”maçlarına dün Şeref stadın da devam edildi. | Şişli Perakki: 2 - San'at: 0 | TAKIMI AR | Sanat: Ömer, Fatih, Mesut, Kerami, Haydar, Nihat, Musta- fa, Sadcddin, Müstafa, İsm ul,i Şişli Teraklâ: İhsan, .Juam mder, Ömer, Muzaffer, Vi :| dad, Turgut, Abdül, j H Tezcen. | İ | Oyunun ilk an' ı Her iki't: rafın müsavi akmisriyle gı Buhdan Si h*.jl..ı,ılu_ | Fakit beceriksizliklerinden ve'biraz da Şanssıztrlarından bir türlü sayı yaj nu vaffak | olarandılar. Oyun Sandün ha-| kimiyeti altıda geşerken Şişli Terakki sağdan körnerle — »buulün sayıkazamılı ve devri de bitti. Hcnci hizlarını de- vam ettiren Sami'dtlılar. —üstün ayunlarından gene netice aiamı- yorlardı. 'Bu devrede Şişli te- rakkıliler de düzgün oynayardk tesirli ukmlar yapmaga — başia- dlar. Ve 'bunun semeresini 15 | dükikada alarak gol adedimi iki ye çıkardılar. Bu gölden sonra İnzlanen — Ban'atlilar Şişli 'te- rakki — kelesine iyice yüklendi- ler. Bu 'arada 'bir penültı kazandı- | larsa da gole tahvil edemedi - ler ve Maç 2 -0 Şiğli Terakki- nin iehine neticelendi . Wücedikü: 4 - Taksim: 0 — | TAKIMLAR : Yüceüliü: Nejat, Mithat, Sü- leyman, Kemal, Celâl, Necdet, Kenan, Mazhar, Selim, 'Misak, Nihat. Taksim: Asaf, Ahmet, Sa- mi, Münir,'Grişo, Kâmil, Ali, A- | leksandr, Ziya, Cahit, iKenan, Hakem: -Şazi Yezcan. Oyunun başlamasiyle “Yüce- ülkülüler hücuma geçtiler ve Takşim kalesine iyice yerleşti- ler. Çok zayıf olan Taksiraitler kuv rakipleri — karşısında Yü da kazanc at vasıt; ucalar ci dak dan » rken etilkü beşin- penaltı- e ilk sayı- | Mmasına Tüâni olmağa çalışıyor- | yilarını Yüceülkü Taksımı larını kazandılar. Hemen biraz | Bönra'da sağdan gelen pası Se-| lim kafasiyle ikinci Yücesülkü göolünü attı. Ve devre 'bu şekilde mihavetlendi. | İkinci devre baştan aşağı| “Yüceülkülülerin hâkimiyeti - Taksimliler tenerjik göllerin fazlalaş - la.r'ix elimin ferdi akını ile takıraırla kazandırdığı dördüncü gol ta-| kip tetti. | Oyun Yüceülküilülerin daimi iki saltında — geçerlten *bu şekilde nibayetlendi. Portevniyol: 2 - Ticaret: 1 TAKIMLAR: Pertevniy: deddin, Ihsan, Şevki, PFethi, maer. Ticaret: Orhan; Adnan, Sa-| bahaddın, Şuayip, Bekir, Mu -| Torahim, 'Mehmet, 'Nev- Muzaltter. Oyuna Ticaretliler başladı. uk hamlede netice a'maz için kip kâleye yüklendiler. Fakat bir netice alamadılar. — Yav yavaş hâkimiyeti ellerine «alan Pertevniyalliler de bir çok ıır-y H kaçırdıklarından — bir ilibiyet sayısına kavuşa- madılar, Devre 0- 0 berabere bitti. İkinci devre hızlanan “Per-| tevniyalliler T1 inci dakikada Ömer ve hemen biraz sonra da Sadeddin vasıtasiyle ikinci sa- kazanıverdiler. Mağlü- biyetten kurtulmak için çok gay retli oynayan — Ticaretliler <3 inci dâkikada bir sayı kazandı | lar, Bu golden sonra da gayret- lerini arttırdılarsa da sayı yap- a muvaffak olamadılar, Ve | | edat, Timin, sıı1 rdtımı, —Salâkhaddin, | Veysel, İkrü, oyun '2 - 1 Pertevniyalin gali-| biyeti ile bitti. ı ( Tn y v şefkati- || ne mul kları 28 Ni- san çocuk bayramı v ta- | Bında rgeme Kurumunu yardım- | vindirmek için Çocuk İ| rınızla kuvvetlendiriniz. t Behçet SAFA HALKEVLERİ — | İ SABDAS - SABAHTAN ölümn eee ;_"-._ı_xgm.x Kıt'ada muharebe (Baç tarafı 1 inci saytada) beri Arnavutlukta müttefikleri- 'ne yardım etmekle beraber he hiç bir yere asker çıkarmış ildir. Fakat artık şu cihet Londradan gelen haberlerden abyor: Bulgaristanm cenu- buna kadar ilerlemiş olan Al- rannlar Yunan topraklarına gi-| recek olurlarsa buraya pek ya- kım gelmiş ve toplanmış — olün İngiliz kuvvetleri de Yunanista- ©a Çıkacaklardır. Hele Yugoslâtyütın bir hafta Tik politikasından beri bu cihet muhakkak addolunabilir. Çünkü | Ba!lkanlarda daha büyük bir Al- Man ileri hareketine Yugoslav- yanın do. karşı duracağı anlaşı- hyor. Vâkıa yeni Yugoslav Başveki- di, bi oynatan mihver düşmanlığına | karşı milletine hitap eden be- yaznamesinde halkı süküna da- Vet ediyor: “Komşularımızla iyi getineceğiz, herkes işine gütüne baksın; hele kimsenin yerini yurdunu değiştirmesine, — baş- ka yenlere gitmesine Tazı de- ğiliz.,, diyor amma buna şu sa- tırları da ilâve ediyor: “Eğer topraklarımın müda- faa mecbwuriyetinde kahrsak her ikes kendi evizin önünde ölecek târ.,, Yugoslüv hududunun —ancak onda birini Yupanlılar işgal e- diyor. Bütün geti kalan hüdütta | Almanlar, Mamr!n ve Ttalyan- lar yerleşmiştir. Yugoslavya yalnız bunlar tarafından (.ehı'li!.W edilebilir ve Yugoslavya gimdi 'bu geniş huduttaki düşmanları-| ma karsı hazıtlanıyor. Bazı hesoplara göre Alman- Jarın henüz we Balkanlarda, ne 'şimalde hera Yugoslavlara, hem Yuzer Ulara karşı koyacak, hele bir de muhtemel tehlikeleri ğgöze aacak kuvvetleri yoktur. Alman ya kendi hudutlarından çok u- Zaklarda, kera ve demir yolları molrsan, dağ'ık —memieketlerde in Yugoslavyayı yerinden | büyük bir harbe giri: içın | daha bir hayli hazırlanmaya medburdur. Fakat başlla. bir iş var mı? İngiltere seyahkti tehir olunmamışsa koca Âlman ordu- larma ne İş ve koca Alman mil- letine ne ümit kalrror? Sonra başlanan iişi yarıda bırakmak ve bütün yaz eli böğründe bekle-| mek Fübrerin kârı değildir. Bugün değilse yarın ve belki evvelâ Yugoslavya taarruza uğ- rıyacak; buna Yunan ve İngiliz| Tuvvetleri müdahale edecek, bı- naenaleyh bugün değilse yarın tıpkı 1914 de olduğu gibi, Selâ- nik cephesi teessis edecektir. Bu da harbin kıtaya ımtikali de- mektir. Mühim bir konferans Barıyer Halkevinden: A — 6nisan 1941 pazar Bünü saat 14.:30 da C. H. P. İstanbul| yet idare hey&eti reisi İzmir maebusu sayın Bay Reşat Mimar oğlu tarafından (Dünya vaziye- ti karşısında Türkiyenin duru- mu) hakkında konferans verile- cektir. Konferanstan —sorira —temsil| vardır. Kır koşusu B — 6 nisan 1941 pazar saat (10.30) da Büyükdere ile Kire nda (5000) met: âfallı kır koşusu yapıla- ya iştirak edeceklirin| 6/4/9d1 pasar günü saat (9) kadar isimlerini yazdırmaları. Konferans ve temsil Eminönü halkevinilen: 1—M/4/941 cuma günü saat (18.30) 'da Türkiye sanat mek-| tebi mezunları cemiyetinin seri konferanslarından sekizncisi mu #llim Muzaffer Yasa tarafından verilecektir. Mevzu (Feknik re- simde ölçü) dür 2 —M/4/941 cuma günü saat| (20.30 'da Evimiz azalarından Orhan Kutbay tarafından (Mil- li Birlik) 'mevzuunda bir konfe- Tans verilecek ve temsil şubemiz (Himmetin oğlu) piyesini temsil edecektir. 3 — 5/A/941 cumartesi günü| Baat (20.30) da Mardin mebusu jmuharrir Muhittin Birgen tara-| fından (Milli Birlik) mevzuun- da bir konierans - verilecek ve| terasil şubemiz (Himmetin oğlu) | piyesini temsil edecektir. Cuma ve cumartı ki topiantı - ların numat iş kartlarının büromuzdan alınması rica olu- nur. e | ayrı fikri vardır. Banunla bera- | ber, edebiyata, mwtükiye ve ti- | re mühim bir fikir olacal ga opama rreg Şehir Hayatından Şehir Öpereti ve Şehir Orkestrası Bu iki teşekkül için Konservatuvar talebelerinden pek âlâ istifade edilebilir ve edilmelidir de Şakacı dostunila dereden te- peden konuşuyorduk. Fakat, durun.. size bu destu- mun fikirlerinden önce kendi- sinden bahsetmek isterim: Dostum, güzel sanatları se - ver; her birine karşı avri ayrı zevki, her biri hakkında ayrı yatroya daha ziyade alâka du- yar, bu branşlarda kendini 'da- ha kompetan hisseder, her han- gi bir sohbette fırsat kaçınmaz, kendine geniş ölçüde bir güven- le fikirlerini söyler, tenkitler yapar, iddislar ileri sürer. Fakat, keskin nükteci dostu - mun, yarı şaka bir eda ile orta- yya atlığı fikir ve iddinlar ekse- Yiya yabana âtılır geyler değil- dir ha!.. Bazan, öyle cevherler yumurtlar ki, insanı'derin derin Güşündü İşte, dostamun - gün yino neşesi üzerinde idi. Konuştukça öf Tâfı açıyor, Küf dâfı sökü - yardu... Nihayet, birazdartlu. Bir siga Ta tellendirdi. Birkaç nefes çek- t. Helezonlar çizerek yükmelen ııgırı.sımn dumanına Yin e rin gözleri daldı. Sonra birden- bire aklına bir şey getmiş gibi bana. döndi — Biliyor mesun, deâi, medü- — Bir fikrim var. Söyleyim sana da yaz 'bunu. — Yazılmasmı istediğine gö- — Evet, oldukça —mühim., Faket, ayni zamanda çok basit. Herkesin aklına gelebilecek bir Şey-.. Şüphesiz ibenim gibi dü - şünenler pek çok vardır...-Hat- tâ, belki senin de aklından geç- mişti, Geçenlerde, gazetelerüe, Ron- servatuvarla Şehir tiyatrosunun geli üvatro Bezimimmda iş - birl yapacaklarını okudum. Tabii senin de gözline ilişmiştir. — Evet. — Eğer bu tavüdüs doğru ge- karsa mükenmadi 'bir şey... Şe- hir Tiyatrosu için de, konserwa- tuvar için de faydalı bir teşeb- büs doğrusu. — Tşte, ibu 'benim ihtimi ö- tederiberi kuraalayan 'bir şey. — Bu iki Tüesseseni işbir- liği yapması ikeyfiydü mi? — Bvet, ammın, yoluz'bu ka- dar değil. Bu “işbittiği,, tübini- nin “üzerinde biraz durmük Vü- — Bilmen hatnmda ma, bım dan birkaç Sene evvel, bizde ibir opera kurulması fikri lüzerinde | dürüluüyor, derme Çatma fikir| ve mütalealar beyan ediliyordu? — 'Evet, hatırımda | — Herker bir şey'göyledi. Kı- | sa'bi v müddet ağeti günün 'dedi- oldu. Bu arülik külağı dığına göre, Hrtuğrul Muühsin bizde, hentiz mevett ele- matilarla opera İkturmak müm - ğinı göylümiş ve bu fikrinde ısrar etmiş... Bence de bu Tikir, “dün olduğu kadar bugün “de baklıdır. 'Opera mak kolay iş Üeğil. FHem, efen- dım, sanatta Yükselmek sapkı merdiven çıkmağu'benzer.!Basa- mak basamak cıkmak;gerek. rinciye basmudan boşinciye gıt- ramak, mümkün -olsa da, tetili- kelidir. Öyle döğil mi?.. — Öyle yyu.. 'bizim -henüz 'bir operet tiyatromuz bile yok.. Şe-| hir tiyatrosu operetciliğe'başlar | gibi olmuştu, onra, 0 — “operet kısmı,, da yerini “komedi kts- mıi,, ma terkederek - tarihe ika rıştı.. Bunun -sebep 've aikleri- ni pek iyi bilmiyoruz, ammu, herhalde operetten vazgeçilme sinin -sebepleri baninda, ses ve milzik elemanlarının (mefvuti.| yeti demiyelim ) olsa ger rvatuvarda bu ka - Yaza: RECAİ SANAY tişiyor. Meselâ, kurulacak Şe- hir öperelinin oörkestrası neden doğrudan doğruya konservatu - olmasın? / âzum görüldi dirde, bıların arasına - diğer. profesyoszller de katılabilir, ya- hut katılmaz; bu ayrı mesele... Konservatavar talebelerinden is) 'tifade etmek bu işde birinci plü- 'a almmahdır... Bazum faydası iki tarafhdır: 1 — Bir operet tiyatnosu (Şe- hir opereti) için Tüzumlu ses ve müzik dlemanlarını elde etmek. 2 — Herhbiri, ailelerinin gay- ret ve malf fedakârlığile dovam ettikleri zsözik okulunu bitir - znek dçin asneler Ve Bonclerce, bıkmadat, yorulmadsu, — ruühla-| rını verilikleri musikinin, yalnız onun caribesile sönmez bir şevk we hevesle çalşan bu “sanat fe daileri,, ri korumak, onlara, a- meli sahada temin edilecek mad di istifadderle nilelerinin yükü- Yü biraz tahfif etmek. Nasıl?.. — Düşlin bir kere azizm... Bu nokta, mühimdir. Konserva- tuvara devam eder bir talebe- nin vaziyeti feğer hal: vakti ye- indo bir miledense mesele yok, fakat orta balli bir ailedense..) cidden öüşümülecek geydir. Şa- 'a değil, altı sene, sene yaktini mesikye hssretmek... Sonra konservatuvara devam © Gden talebenin, ekseriya, hayat ta, ameli sahada da kendini gös- termek, kendine bir mevki yap- mak eme!) we hülyasıdır. Bu © mel ve Hülyanın, aha talebe i- ken gv geldesmese başlaması on evk ve heveslerini artlı- rir, fm"l ikabiliyet ve istidatları- | nin daha önce ve daha kolay ime kişafına yol açar... Hattâ sanaş bir şey söyliyeyim mi? — Bu düşünceyi tamamlayazi diğer bir fikir var ki, o da kene den insenın aklına gelie : — Konserçatuvar, birkaç defa “Pransız Tiyainom su,, nda kanserler verir, değiğ — Nasil olmalı?, — Konservatuvar — talebele » rinden mürekkep bir “Şehir Or- kestrası,, pekâlâ teskil edilebilir. Ve bu orkestra haftarım muay- yen günlerinde konserler vertir.. Buman da yine faydası iki cep- heli olur: Hem hallkın, klâdik garp musikisini severilerin mübe Tem bir ihtiyacı tatmin edilmiş oluz, hem de bundan tafebe, Öi ğer şekilde olduğu gibi, faydar lanır... Şu fikrin üzerinde bil hassa Burdak 'ietörime öimlakar ye hayatta "saha,, vermenin te» siri bariz gekilde görülecek, bir takım moçhül istidatların inki- şafına, birçok şöhretlerin doğ- masına büyük bir âmil olacak» tır.. ne dersin, yenlış ı düşü> Süyorum ?. Dostumun bu sualini ister ige temez cevapsız biraktım, güne kü, bu mevzuda “yanlış ma, doğ- Tu mu?,, “olur mu, olmaz ma7,, istifhamlarını çözmek, her ikü Mücesesenin de idare Mekaniz- masını &inde tutan belediyemiz varken bana dilşer mi?. Kim bilir, belki de, sezonda, “eŞhir Tiyatrosu.. ile “Konservaturavın,, işbirliği,, ne şabit olurken, dostumun temez nilerinin de gerçekleştiğini gö- Yürüz... Reomi SANAF Erenköy Kız Lisesi Beyoğlu - İstiklâl caddesinde Karlruaı deki tamirdb açık eksiltmez Mukavele, eksiltme, bayındızlık meleri, proje keşif hülâsası ile buna Zünlerinden maada her gün sabah s: tepedeki Enenkiy kız Muvakkat teminat 211 liradır. İsteklilerin en az bir taahh 20i yılı kanunun tarifatına uygun olarak ve saatinde-mezkür binada toplana (2322) dair idarelerinden almış :oldukları resmi vesikalara vilâyetine müracaatla eksilime tarihinden «Tatil günleri hariç> üç gün eve vel alınmış ehliyet ve 1941 yılına ait Ticaret Odası vesikalırı ile 2490 sa- Direktörlüğünden Tamirat açık eksiltme ilânı 10/4/941 sarihine tesarlüt eden perşembe günü saat 15 Ge İstaribil . n mağazası karşısındaki liseler ate hasebeciliği Binasında eksiltme komisyonu odasında ihalesi yapılmak üzem re <2304> Ilra «50> kuruş keşif bedelli Erenköy kız lisesi binası e konulmuştur. işleri genel, husust Gdahiline ve Tenmi şartnme teferri diğer evrak, resmi tatif at 9 dan akşam saat 17 ye kadarGöme esinde görülebilir. 0 liralık bu işe benzer iş yaptıklarınar istinaden — İstanbuli hükümetçe tayin edilen barikalardam alınmış tersinat mektubu veyabut ıraliye vezne makbuzu ile muayyen güm 'a alan komisyona gelmeleri ilân olunur; Yukarıla yazılı il! garmba igünü saat 1439 Mesini talep da yapılacaktır. Talip' mizyonda görülür, « Ehemmiyeti .) — Asmara, le yollarının Beker #leterkezindedir. Şimali Kaeatlike alilunan Asmara, Kere- "bir şose ile hem de bir £ yolu ile bağlıdır. Şarkta bir şose ve bir demir yolu 1 Kızildenizde Musav- 5 lamaktadır. Cenupta 'abe giden iki yol var - Jr. Bunlardan biri Desie'den içmekte ve Adis . Ababaya | kantüjar gitmektedir. İmparator - alınaci ve İngiliz kuvvetleri Keren- 2, Asmaraya ilerlerken dolam- ili sarp ve dağlık bir yoldan 'e müzik elemanları ye-| meğe mecbur kalmıslardır. Kati — ar Miktar fiyatı taminati Cinsi « yol- kilo, — ümman < glira: Mfe -e kayaları —— - - Aderini bildir - 30 415 » ©e Sodyum beng 300 n5 60 T5 Y 25 YN c 38 S0 — zeso — Ctus - üü-| aliyeti üzerine buralardan nis- » — 'e0 4 85 Tec -| beten müşkülâtsız geçmişlerdir. 40 — czz0 — 182 frür et-| Düşman bu mıntakadan o kadar alelâcele ricat etmiştir ki işgal | edilen yerlerde tabaklar içinde sıcak yemekler bulunmuştur. Ki taatımız burada bir çok esir al- mış ve külliyetli harn malzeme- & iğtinam etmiştir. Keren ile Asmara arasımda çiftliklerle dolu çok münbit bir mıntaka vardır ki buradaki İtal- yan halkı Asmaraya iltica et - Mişlerdir. Asmaranın ele geçirilmesi yal- nız Musavvayı tehdit etmekle kalmamakta Kızıl denizle Habe- şistan arasındaki bütün yolları nihai surette kapatmak tehlike | sine maruz bırakmaktadır. Sarp arazi, Asmaranın beş kilomet- re ötesinde bitmektedir. Bura - dan itibaren arazi 60 kilometre mesafede bulunan Kızıl denize doğru inmektedir.