Yazan : Eski Dahiliye Nazırı Reşit Rey aazan : — Sultan Aziz zamanında İngiltere ve Fransa donanmasından sonra dünya- nın üçüncü donanması bizimkiydi. — ŞD İtalya donanmasiyle ölçüşe - cek kuvvei bahriyemiz olmadı- ğından Trablusgarp ve Binga - zinin berren takviyesine teşeb -| büs ederek orada mühim bir kuvyei askeriye ile beraber kul oğulları namiyle yerliden otuz bin kişilik bir milis teşkil etti; icabeden noktaları tahkim etti; esbabı müdafaayı esleha ve mü- himmatı ile teşyit etti. Bu teda- bir hakkında senelerce devam e- âen tebligat ve takibatı muhte - vi yazılan yüzlerce irade tezke- releri görülse anlaşılır ki o iki kıtanın yirmi yedi sene, İtalya nin nazarı hırsi karşısında mah- fuziyeti sırf Sultan Hamidin &-| geri himmetidir. | Nitekim — Padişahın hal'ini| müteakıp oradaki kuloğulları teşkilâtmın ilga edilmesi, kuv -| vei askeriyenin de esleha ve cep hanesiyle beraber başka tarafa kaldırılması üzerine fırsata mü- terakkıb olarak Avusturya mi-| saliyle cüretlenen — İtalyanlar,| sadrazam Hakkı paşanın mü -| samaha ve teseyyübünden bilis-| tifade kısa müddetti bir ültima-| tumla Trablusa ve Bingaziye ta- sallut ettiler. eei Trablusgarp ve Bingaziyi o zamanki hükümet, maküs ve ga-| filâne bir karar ile esbabı mü -| dafaadan hemen kâmilen mah-| rum bırakmış iken, İtalya işgal | ordusunun, esleha ve mühimma- | tı hiç Mmesabesinde olan, yerli| ahalinin mukavemeti karşısın - | aylarca teşebbüsünü başarama- | ması ispat ediyordu ki Sultan Eımit tarafından ittihaz edilen tedabir muhafaza edilmiş olsay-| dı !telyanın bu kıtalara istilâsı | tarafımızdan harbi umumiye iş- tirak edilmedikçe kabili icra ola- | mıyacaktı. İtalya ordusunun bu | aczinden “Badelharabülbasra ” | ibret alan hükümetin bir kaç zabit ve bir hayli para gönder -| mek suretiyle göstermek iste -| düği muavenetten bittabi hiç bir | faide hasıl olmamıştır. | Vaktiyle Sultan Hamid aley-| l iftiralara vüs'ati | cereyan verildiği sırada “Reval | mülâkatı,, vesilesi izana edilerek | padişahın Rumeliyi Avrupalılara | terkedeceğine Arnavutları inan- | dırmışlardı. Vilâyatı - selfisede 4Selânik, Manastır, Kosova) Av[ ruj n müterekkil komis | yonu müfettişliğin müsamahası- | le daima islâm ahaliyi izrar eden | icraatından ibret alarak Rııı.now H Avrupalı eline düşerse ne ha-| le geleceklerini tahmin edebilen | Arnavutlar “İttihat ve Terakki” | cemiyetinin talep ettiği meşru -| tiyeti yegüâne çare gibi görerek | isyan harekâtına iştirak etmiş -| lerdi. Padişah hal'edildiken sonra hükümetm sureti idaresindeki ivicaç yeni evliyayı umurun tez- kiyesini bozdu. Bidayeten çoğu ümitle, şevk- le toplanmış olan mebusları in-| kisarı hayale uğratan hükümet | muhik ve müessir tenkidata he-| def olarak ekseriyetten mah - rumiyet derkesine yaklaştı. Bu nun Üzerine cemiyet — merkezi ker meselede, alacakları işarele göre bilittifak rey verecek olan- lardan mürekkep bir meclisi| mebusan halketmek düşüncesiy- le mevcud meelizi fesh için bir takım âdi ve bozuk hud'alardan | sonra nihayet kanunu esasiyi de ihlâle cür'et etti. Biraz evvel münhal olan İstanbul mebus - luğuna, İttihat ve Terakki nam- | zedi olup, şahsen de hüsnü hali | ile maruf bulunan Memduh be- ye karşı muhaliflerden — Tahir Hayreddin paşa intihap edilmiş olmasından tevahhüş eden mer-| kezi umum! n de bidayeten İttihad ve Terakki fırkasına mensup olan müntehibi | niler tarafından yeniden başla- nılan intihabatta alelitak cebrü bzyik icra edilmek, bazı yerlerde intihap sandıklarına te rey pusulaları atılmak, iki yüz mün- tehibi bulunan bir intihap daire- ndığından üç yüzü mü pusulası çıkarıp seriyet temin etmek gibi mem- nuattan da çekinm Bütün bu ahval her tarafta ve bilhas- sa A ıtlukta hoşmutsuzluk tird kı terhip için derhal Arna sefer açılar umeli -| de düşmana karşı devletin ilk | müdafaa kalesi olan Arnavutluk | tenkil ve tahrip edildi. | İtalya muharebesi ile Arna -| vutluk seferi Balkan ittifakı -| nm belli başlı esbabındandır.. Aleyhimizde bu seferler esna - sında ittifak etmiş olan Balkan- blar, bizim hükümetin meclisi mebusanında verdiği teminata muhalif olarak, fırsattan bilis - tifade eski metbularına harp ettiler. Fakat daha harbin ilânından mukaddem bir takım zabitanın hükümeti alenen tahtie etmesi üzerine cümleden evvel hurbiye nazırı Mahmud Şevket paşa kor- karak istifa edince kabine de takımiyle düştü. Binaenaleyh ilânı harp notasın' alnınk baht- sızlığı Ahmet Muhtar paşanın riyasetindeki hükümete — isabet etti. Bu meşum harbin uzak, yakın bütün sebebleri; sureti icrası ve netayici hakkındaki ve mütaleatım ileride 9, 10 ve 11 inci fasıllarda görülecektir. Said Halim paşa kabinesi tara- fından Londrada imza edilen musalehaneme ile Selânik, Ma - nastır, Yanya, Kosova, İşkodra ve Cezairi Bahrisefit vilâvetleri- nin tamamiyle, Edirne vilâyeti- nin bir kısmını Balkanlılara terk ettik; Edirne şehriyle Kırklareli kazaen kurtuldu. Edirne ile mül hakatının bir kısmından başka Rumeliden elimizde hiç bir şey kalmadı. x Bu feciadan takriben iki sene sonra itilâf devletlerinin vesayâ ve vüitlerine rağmen ve Alman- ya ordusunun Marn üzerindeki kat't muvaffakıyetsizliğini mü - teakıp, yine Said Halim paşanın riyasetindeki kabinenin azasın - dan harbiye nazırı Enver ve bah riye nazırı Cemal paşaların rey ve ısrarlariyle Karadenize çı - karılan Türk donanması bilâ - lüzum ve hikmet Rusya liman ve gemilerini topa tutmuş ve iste bu suretle biçare devlet ve| millet harbi umumi — nairesine de gözü kapalı atılmıştı. Bu har- | hin iptidalarında Türkiyenin de | iştirak ödeceğine dair ajans teb graflarmda ve bazı Fransız ga - zetelerinde görülen haberi © za-| man Pariste Türk sefiri olan Ri- | fat paşa tekzip ederken Türki- yenin bu harbe iştirakini “bariz bir cinnet” (insigne folie) ola - cağını resmen ve rarahaten söy- | lemişti. İşte bu cinnetin neticesi olarak ta -İngiliz işgali altında | bulunmakla beraber devlete mer | but bir eyaleti milmtaze sıfatını muhafaza eden- hittei Misri- yeyi ve omunla beraber Hicaz, Tehame, Yemen ve Necid ülkâ- | lorını, Filistini, Suriyeyi ve Mu- | sulla beraber Irakı, yani on vi -| lâyetle bir kaç kıt'ayı daha kay-| bettik. | Hal'olunan padişahtan teva- | rüs edilen saltanat Avrupa, As- ya ve Afrika kıt'alarının Akı nizi kuşatan en güzel aksamı zerinde kâin vasi memleketlere hükmediyordu; 1908 senesinden 1918 senesine kadar on sene içinde küçüle küçüle bütün ka- lemrevi Asyanın köşesini işgal eden Anadoluya inhisar etti Düşünülebilir ki; acaba Sul- tan Hamidin siyaseti hari si devam edeydi bu neticeden İi tihlâs mümkün olabilir miydi? Bu suale müsbet cevap verece- ğim. Zira Harbi Umumi, Avu: turya ile Rusya nın, daha doğ- rusu İslâvlıkla Cermenliğin mü- sademesiydi; İngiltere ile Fran sanın bu harbe iştiraki de Al manyanın mülken ve iktisaden ği ittisan hırsından te- gösteri haşi neticesiydi. İslâvlıkla Cermenlik arasında rekabet alevlenmemiş olsaydı ilânı malümat | yahut Rumanva, 'Türk tebaasına kapamıştır. ve bu takdirde bir Rumanyalı sey- yah ta bu memleketin toprak- m.ıı:ıı ancak rüyasında görebi- gadece bir artist kafilesi değil, koca bir memleketin izzeti nef- sidir. Şayet Tüfk Rumanyaya gide- Müiyorsa, Rümmanyalı da Türki- yeye gelemdz.- —— Sabah Mukabelei bilmisil lâzım Haber aldığımıza — göre şeh- rimizdeki Rumanya konsoloslu- ğu Rumanyaya gidecek Türk vatandaşların pasaportlarmı vi- ze etmemektedir. Bu imtinaın sebebi sorulunca komşu dzvlet konsolosu bu hususta devleti metbuasından emir — aldığını söylemekte ve bol bol ellerini uğuşturmakta imiş. Rumanya hükümeti, arada siyasi, diplomatik ve ticari mü- nasebetlerin kesildiğine dair hiç bir emare mevcut olmamakla beraber, Rumanyaya — gidecek 'Türk tebaasının yüzüne Rumen hüdutlarının Kapılârını kapava- bili. Bu keyfiyet doğrudan döğrüya Türkiye Cümhuriyeti Hükümetinin Haricive Vekâle- tini alâkadar eden bir mesele- dir. Ve hiç şüphe etmiyoruz ki, bu işlerde çok hassas ve pek titiz davrandığını bildiğimiz sar | yın Şükrü Saraçoğlu icap & | den mukabil tedbirleri almakta geçikmez ve gecikmiyecektir de. Lâkin Rumanya konsoloslu- Bu iş için, ticaret için Rumanya- ya gidecek Türk vatandaşları- na Rumen ülkesini haram eder- ken sırf eğlence maksadiyle Ru- manyadan tamam (47) artistin memlekete girmelerine — nasıl müsaade edildiğini merak edi- yoruz. Bu yabancı artistler Şe- hir gazinosunda çalışmak için memlekete getirilmişlerdir. İnsafla düşünülecek olursa bir taraftan ciddi işler için bir Türk vatandaşı Rumen konso- losluğundan vize alamazken sırf numara yanmak için (47) Ru- manyalının elini, kolunu sallıya sallıya memlekete girebilmesin- de feci bir tesat müşahede edi- yoruz. Ya ortada normal münase- betler vardır, Türk, Rumanya- ya, Rumanyalı da Türkiyeye rahat rahat gidip gelebilirler; hudutlarını Ortada bahis mevzuu — olan A. C. SARAÇOĞLU Fransadaki ve Belç- kadaki ordulara karşı bütüm taahhüdlerimizi yerine getir - dik ve nihayet eğer bu zaman zarfında düşman cesaret etsey- di, kuvvetlerimiz bir muharebe den kaçınmıyacak derecede bulunuyordu. Salâha doğru Birdenbire, bütün dünyada vaziyet gevşedi. Birbiri arka sıra, Alman kruvazörleri ve ti- caret gemilerimizi tahrip eden gemiler batırıldı veya abluka edildi. Büyük nakliye kafilele- ri geliyor, gidiyor, seferi kuv- vetler sağ salim karaya çıka - biliyordu. Okyanuslar birbiri ardısıra temizlendi. Harici limanlarımızın müda- faası tamamlandı ve tahtelba- hirlere karşı bir sürü tedbirler alındı. Her sınıftan ve birinci derecede yeni takviye gemileri filoya iltihaka başladı. Süveyş kanalma yapılan hü- cum püskürtülmüş, cenubi Af- rikadaki büyük i n bueer- şefleri tarafından bastırılmış ğer var idiyse- İngilterenin is tilâsı tehlikeleri, anavatandaki kuvvetlerin ve yeni orduların çoğalmasiyle zail olmuştu. Manş limanları için on kik STUTSÜRSEE AT - 70 alım di Li dddi Di iZ l YA AD EEN AAA SENRT AD için ahdimize bağlıyız Her vatandaş gibi; içinde bu- lunduğumuz büyük harbin sey- rini ben de dikkatle takip edi- yorum. Belli başlı takip vaasıta- larım, radyo haberleri, ve gaze- telerde intişar eden Ajans teb- liğleridir. Kelimesi bile Türk seciyesin- de henüz münasip bir yer bula- mıyan propaganda; ne - tuhaf bü hürpte sırıtan uydürmaları yüzüfden daha-çok gözden düş- tü diyebileceğim. Hattâ düvell teminatlar gibi Yalnız şurasını ayırt etmeli - yim ki devletler harbe hazırla- nırlarken yaptıkları propagan- dalarla bunların istinad ettiği köklü hareketleri istisna etmek lâzımdır. Fransa hârpten evvelki pro- pagandaların tesiriyle yıkıldı. Propaganda Fransadaki cere - yanları takip ve takviye etti. Fransanın içtimai zihniyet ve bünyesine uydurularak kılıklan- dırıldı. Fransız ağzı, Fransız müfekkiresi, Fransızları Fran - sızlıktan çıkardı. Ve bugün 4ö- rülen derkeye HFransızları dü- şürdü. Romanya da; ayni sis - tem ve faaliyetlerin kurbanı ol- du. Bulgaristana gelince; dünkü propaganda veya bugünkü siya- St faaliyetle o, üçüzlü pakta gir- miş değildir. Ona; Balkanlar Almanyası namını verenlere; hududlarını açtıran âmiller başka başkadır. Bunlardan biri; senelerdir genç Alman delikanlılarının Bulgar kızlariyle kurdukları ailelerin çoğalmasıdır. Diğeri; çiftçi Bul- garistanın yetiştirdiği mahsu - latının mühim bir kısmının Al - manyaya ihracını temin eden tüccar hırslarının günden güne kuvvet bulmasıdır. Bir diğeri; söylendiğine göre çiftçi ve komünist idealistleri - nin hükümete karşı akdıkları teh ditkâr vaziyetin Bulgar milli e- mellerinin tahakkukuna engi olacak kâbiliyete getirilmesidir. Sonuncusu ise; yeni nizamlı- ların muvaffakıyetleri takdirin- de Bulgaristanın genişliyecek sınırlarının tatlı hayaline düşü- rülmesidir YEZAN: Cevat Abbas GÜRER Şu olsun, veya bu olsun; Bul- garistan son hareketiyle muili varlığının ve istiklâlinin âkıbeti- ni başkalarınm ellerine bırak - ti, Henüz ömrü yetmiş seneye var miyan ve doğarken istiklâli için kendisiyle beraber başka millet- lere de çok kan döktüren Bulga- ristanın umulmıyan bu hareke - ti; Filof hariciyesinin iddiası gibi sulhun lehine değil; kom- şumuz ve dostumuz Sovyet Rus- yanm gelecek hâdisatı sağlam görüşünün makesi olarak söy - lediği gibi tamamen sulhün aley hine yapılmıştır. * İtalyanın Arnavutluğa asker çıkarmasiyle Mihver devletleri - zin Balkanlarda başlıyan faali - vetlerinin hüviyetini biz; Yu - nanistanın gece yarısından son - ra aldığı yıldırım ültimatomun tebliğinden anlammış değiliz. Daima çok ileriyi göre Ata - türk bu vaziyeti senelerce evvel görmüş ve Trakya ordumuza ehemmiyet verdirmişti. Arna - vutluğu işgal edecek İtalyayı hududumuzda kabul etmeliyiz derdi. Atatürk ve ondan terbiye al- maş arkadaşları esasen hakikf suçludurlar. Bu salâbetli akide- lerimize genç cümhuriyet tar- imiz en büyük şahittir. Ancak büyük Atatürk bize harbi ne vakit ihtiyar edeceği - mizi de öğretmiştir. “Harp, yalnız ve ancak | milletin hayat ve istiklâli ve memleketin masuniyeti için, ve yalnız bu necib ve yüksek mea- faatler uğrunda ihtiyar olunur.” olduğunu filen gösterdi. Arka - daşlarından ve gelecek Türk SERLAREKAREE O SAA nesillerinden bu düsturiyle hare- ket olunmasını istedi. Milli iradeyi kendinde toplı - yan Büyük Millet Meclisinin bu seneki açılışmda Milli Şef İnönü ayni düsturu açık ve kat'i ola- rak millet kürsüsünden cihan beşeriyetine bir defa daha ilân etti. Dünya haksızlıklarını kaldır - mak ve beşeri saadette yaşat - mak iddialariyle çarpışan taraf- ların Canakkaledenberi Türkü, ve Yeni Türkiyeyi yakından ta- nıdıldarını sanıyoruz. Hududlarımıza kadar gelip dayananlar; “milletimizin hayat ve istiklâli ve memleketimizin masuniyeti,, ulvi maksadı ile verdiğimiz sözlere iman halinde sadık kalacağıraızı bilmelidirler. Ve dünya tarihinin takdiratı gi- bi; Türkün ahde vefasını; Türk istiklâl ve mevcudiyeti için hoş görmelidirler. 5-3-241 Cevad Abbaas Gürer İlk Tedrisat Meclisi intihabatı İstanbul vilâyeti ilk tedrisat meclisi her dört ayda bir ye- nilenmektedir. Bu itibarla müd- deti hitam bulan meclisin bu se- ne yenilenmesi lâzım gelmek- tedir. Maarif Müdürlüğü İs- tanbulda bulunan bütün ilk o- kullara bir tebliğat yaparak 16 mart çarşamba günü vilâyet ilk tedrisat meclisi için iki âza seçmelerini bildirmiştir. Konservatuvarın takviyesi İstanbul belediyesi, konserva- tuvarın klâsik müzik kadrosunu yeniden takviye etmeğe karar vermiştir. Kadro takviye olun- duktan sonra hazirandan itiba- ren halka konserler verecek - tir. Diğer taraftan konservatu - varda gimdiye kadar 400 ka - dar eski şarkı madeni plâğa a- 1 (YENİ SABAH)IİN BÜYÜK SİYASİ TEFRİKASI miş, yahut hiç görünmemişti. Artık hiç bir baskın olamaz- dı, filomuz her ihtimale karşı hazırdı. Ordu kat'i muharebe- nin cereyan edeceği sahaya mü kemmel bir surette ve vaktin- de ulaşmıştı. Mayin tehlikesi de bertaraf edilmişti. Yalnız tahtelbahir tehlikesini inceden inceye düşünmemiz zımdı. Ve bu tehlike ancak 2 sene sonra dehşetle kendini gös- termişti. Halbuki ondan evvel düşmanın ticaretimizi yıkmak hususundaki bütün plânları su- ya düşmüş ve bu meseledeki bütün endişelerimiz zail olmuş- tu, Alman ruhunun ve kuvvetinin tahlili Britanyanın ve müttefikle- ri ticareti bütün dünyada te- reddüdsüz olarak devam edi - sulhun muhafazası hususunda muharebeler, kat'i bir z yordu. Büyük Britanvanın ti - bütün devletlerin takyit göster- (ğ Feticelenmişti. Nihayet Falk - careti ve erzakı temin edilmiş- mekte olmalarına n n land adaları muharebesiyle açık ti. Harp sigortası yüzde bire nairesi zuhur eti - denizler temizlenmişti. Her ta- düşmüştü. Harbin ilk noeli Boti alevlenmesinin en birinci & Tafı kara ile muhat olan Baltık, hulül edince kalplerimiz de- »ebebi ise Sırbistanın fazla bü - gğ Karadeniz ve Helizoland körfe- - rin bir hisle doldu. Bu his ayni yümlş ve Bosna - Hersek zi müstesna Alman Dbayrağı, Zzamanda zaferi nihaiye itimad- Te Te a tarafa teveccüh et | 49 Cibyanın hiç bir - yerinde, hiç Gan doğuyordu. | A ü MTATİ A uat bir gemisi üstünde dalgalanmı- — Kuvvetli bir düşman bütün a Üa Tetbür aa HG9 yordu. (Dresden ile iki müsel- hazırlıklariyle ve uzun uzun h TÜE ee B Va Alman ticaret gemisi, bir düşünerek Üüzerimize atılmış Keddük —Ferdinandi y kaç hafta daha yaşı - ve her tarafta tevkif olunmuş Boğnada “Sar Sırp g) lerse de hiç bir harekette bulu- ta, Şimdi sıra bizimdi. Şimdi te- » ai alliğya Sırbir. ©Ş namamışlardır.) şebbüs İngiltereye geçmişti. Za- SAi büylühesi Bi 1k kânun da geçti; amirallik Man ve her türlü imkânlarla va- Hersek islâvlarının harekete ta izahı kabil olmıyan bir fe sıtalar bizim emrimizde idi; ine et olan âkıa ğ Yahlık vardı. Sulhtan harbe in- nerede ve ne zaman vuracağ- an harbidir tikalin büyük macerasını hiç Mızı biz biliyorduk. A MaRr c bir çöküntüye, hemen hemen Büyük filonun kuvveti son T aei DEZİE Hharimi hiç bir felâkete maruz kalma- derece genişti. Buna bir de bü- dan temin etmiştik. Harpten tün denizlere dağılmış olan bü- let vücut bulama ndeki harbi dis olamazdı. (Arkası var) an umum de hâd evvel o kadar korktuğumuz bü yük kuvvetlerin heyeti mecmu- tün tehlikeler ya bertaraf edil- asını ilâve etmek | EPRRREPRPLPORDE TI Yazan: — V. Çörçil | AT ——i bunlar, denizlerdeki hâkimiye - timize hiç bir halel vermeden ica- ettiği zaman büyük filoya iltihak edebileceklerdi. Fakat şimdi bizim tatbikatımız yeni ve daha müthiş hamlelerin bir mukaddemesi gibi telâkki olun- mak Jâzimdı. Amirallık için, ilk hamlede yaptıklarından mem nun ve müftehir olmak, bunun- la iktifa etmek, temin ettiği em- niyete dayanarak rahatına bak mak bence pek ayıp bir şeydi. Orduların çarpışmasında kuv- vetlerimize yi, hiç olmazsa kahir darbeyi vurdur- mak zamanı idi Almanlara leri bir taarruz ları önüne geçilmez bir vaziyete düşürmek, onları buhrandan buhrana, yıkıntıdan yıkın! çöküntüle onları ezmek zamanı Almanlar, plânlarını tatbik hususunda bütün dünyada zim karşımıza çıkan düşman - ların en müthisi olmakla bera- ber bir kere de düşmanlarının plânına boyun eğmeğe mecbur oldular mı kolaylıkla gevşer ve şaşırırlar. Alman projelerini ha- zırlamakta, ağır ağır hazırlan- makta serbest bırakmak. tema miyle, bütün teferrüatiyle, bü- tün mükemmeliyetiyle hazır- lanmakta boş bırakmak müt - hiş bir tehlikeye koşmak dem tir. Bilâkis onu yolundan çevir- PD ü mek, şaşırtmak, nefaine itima - dını ve cesaretini kırmak, bek- lemediği bir hareketle projele- rini bozmak, zaferin yolunu açmak ve ayni zamanda hasi- retkârane hareket etmek de - mektir. (Türkiye ile cereyan eden mu- harebelere ait mütalealar ile - ride tarih sırasiyle görülecek - tir.) Bilyük denizlerde Alman korsanlarına ve müstemlekelerine karşı harekât (Kısaca Alman korsan gemi- lerinin temizlendiğini bildirdik. Bunlara aid biraz malümat ve- relim.) Ok; nuslar bizim için oldu- ğu Alman korsan gemile- ri için de genişti. Bizim ami - rallık dairesinin harp salonun- da duvarda bir harita asılıdır. 20X30 kadem genişliğinde olan bu deniz haritasının ortası, | renin büvük su kuamları ile do- ludur. Pasifiğin uçsuz bucak- sız denizleri, Bu haritanın üstünde bayağı bir tonlu iğnenin ucu kadar me- ĞK ati d — Bu kadar! Bulgaristan ne ümit ediyor Alman kıtalarının memleketle- rine girmelerine müsaade ettiğin den dolayı muahaze edilen Bul- garistan, kendisini müdafaa et- 'mek için şu noktayı ileri sürüyor: Bulgaristan Büyük Harbi mü- teakıp ağır fedakârlıkları ta- zammun ettiren Neuilly mua- hedenamesini imza etmeğe ic- bar edilmişti. O zamandanberi geçen yirmi şu kadar sene zar- fında, komşuları daima Bulga- ristanı yabancı bir memleket ad- detmişler, hiç biri Bulgaristanın öz malı olan Dobrica, Make- donya gibi yerleri kendisine vermeğe yanaşmamıştır. Bu va- ziyet karşısında Bulgaristanın, Avrupada yeni bir nizam ku mak için ayaklanmış olan mil- letlerle beraber hareket etmesi tabiidir. Sövre muahedesini yakından tanıyan biz Türkler Neuilly'mu- ahedesinin de bazı noktalarda Bulgaristanın çok aleyhinde ol- duğunu tasdik ederiz. Fakat zar manla bu muahedename komşu- larının muvafakatile hafifletil- miştir. Nitekim Selânik anlaş- masile Bulgaristanın bazı gayri askeri mıntakalarını askerileş- tirmesi ve daha evvel de mecbu- ri askerlik sistemini kabul etme- si, kendisine menedilen tayyare ve ağır topu istimal edebilmesi kabul edilmişti. Cenubi Dobru- canın da Bulgaristana iadesi tasvib edilmişti. Demek oluyor ki Bulgaristana komşuları hak- kı olca şeyleri vermişlerdi. Bul- garların is'af edilmiyen yegâ- ne arzuları Ege denizinde bir mahrece malik olmak kalmış- tı ki bu da bazı mıntakalarda kendisine serbest liman mınta- kaları vermek suretile belki te- min edilebilirdi. Bulgaristanın bütün bunlara rağmen yine öbür tarafı istil- zam etmesi, söylemeğe cesareti olmayan büyük hırslar peşinde koştuğuna delildir. Bir memle- ketin, istikbalini tehlikeye ko- yarak hiç bir mecburiyeti olma- dan kendisini böyle neticesi na olacağı henüz mechul bir harp- te ortaya atması için çok büyük ümitler ve ihtiraslar beslemesi lâzımdır. Bu itiraf edilemiyen it ve hırs kim bilir belki de ün Dobruçayı, bütün Make- donyayı ve bütün Trakyayi ih- tiva etmektedir. Aksi halde Bulgaristan belki de neticede isminin silineceği bir cidale bir hiç yüzünden beyhude yere ken disini atmazdı. MURAD SERTOĞLU / ilk müdafaa safında bu - Junür- - harbin içtinap edi- lemiyecek bir hal aldığını gör - müş ve bize asker göndermeyi teklif etmişti. Harekât şubesi © zaman Samoanın işgalini ve cradaki telsiz istasyonunun tah- ribini istedi. Bu işi bana bahri - ye birinci lordu da kolayca ka- bil olacak bir hareket olara”.k tavsiye ediyordu. Bundan başka Alman Yeni Ginesi için diğer bir sefer de tertip olundu. Fakat henüz o sularda Seharnhorst ve Gnei- senau Alman korsan gemileri vardı ve bu hareketi tehlikeye düşürüyorlardı. Samoa, 30 ağustosta işgal e- dildi. Nauru telsiz istasyonu 10 eylülde tahrip edildi. Avustral - yalı kıtaat Australia harp ü tarafından 9 eylülde sa- Â maye etmemiz lâzımdı. Bu kafi- le Sidneyden 27 eylülde harekat edecek, bunlara Avustralya fi losu Ayustralya, Sidney ve Melburn gemileriyle Yeni Ze - da kafilesi iltihak edecek - ti Bu sırada meşhur Alman k san gemisi Emden Bingal (de dolaşıp durüuyordu. A- 2 çıkların- da görülmüştü. Depoları bom- bardıman etmiş, sahil batar ları tarafından koğulmadan hire bir kaç obüs de at - Bu vak'a ve onu takiben Kal- küta ile Kolombo yolu üzerin- del in ki nakliyatta hemen her şemilerinin E safe bir insanın açık bir ha- gal körfezinde tahrip edilmesi vada bir yelken direğinin üs - her tarafta telâş uyandırdı. Bu: tünden — görüleceği — mesa - ma karşı ilk teşrinin başında ( feye muadildir. kadar ge- hahriye birinci lorduna bir no- piş, uçsuz bucaksız mesafeler rerek Hind suların - içinde vapurların birbirini gör- karşı geniş sahada meden geçmeleri elbet müm- id vücude getirme- kündür. sini teklif ettim. Bu tahaşşlide Daha ağustosun ikinci gü - şu harp gemileri iştirak ede - nü Yeni Ze ki da- ceklerdi: ima — imparatorluğumuzun