İngiliz hava kavvetlerinin faaliyeti (Baş tavafı 1 inci de) adır, ateşler saçan bir silâhtir. Hava kuvvetleri, harp cephe- gini ucsuz bucaksız bir durüma soktu. Artık kaleler uçuruluyor ve 20 ton bombanın bir uçaktan yağdırılması düşünülüyor. İnsan oğlunun bu san'at ha- rikası, müthiş bir harp âletidir. Fakat, yetişkin ve cürletli el- lerde işlemek şartiyle müessir- dir. Sondefa, 50 İtalyan uçağına rastlayan zayıf bir İngiliz na- va filosu, ilk hamlede, bunun yarısını düşürmüştür, Hem yiata uğramadan! Bu fevkı.lıde hâdisenin sebepleri şudur: a) İtalyan malzemesi, karak- teristik bakımdan, hasmmın- kinin dünundadır. b) Talim ve terbiyece de bu fark barizdir, c) Maneviyat itibariyle de İngiliz pilotları takdire şayan-| dırlar, d) İngiliz genci, sportmendir, mefküreperesttir, müdriktir, her cihetten hasım tayyare mü- rettebatına faiktir. Her günkü hava - faaliyetieri ni bitaraf bir nazarla tetkik e- denler, bu kararı almakta hiç te tereddüd edemezler. O sebep- le, havalarda hâkimiyet temini için kahir bir üstünlük te icap etmiyeceğine kanaat edebiliriz. Doğu Afrikada: Britanya — imparatorluğunun kıymetli bir ordu kütlesine de cenubi Afrika vücut verdi. İtal- yan Somalisindeki zaferi payla- Şşan bu güzide kuvvetler, ilk sal- dırışta, İtalyanları tabif mâni- alarından, Cuba nehrinden attı- lar. Sonra, zırhlı kuvvetler, sürat rekorunu kırmak maharetiyle, | Şebeliye teveccüh ettiler. Mo-| gadicioya erişen birlikler, mü- dafileri geride, dağlarda, or- manlara dağılmış - bir vaziyette bıraktılar. Bugün gelen haber- ler, toplanan esir miktarının 9000 e yaklaştığını, el dokun - mamış silâh ve malzeme devo - larıma el basıldığını bildiriyor . Gerçek! İtalya, Mussolininin de- diği gibi, orduyu techiz için hiç bir fedakârlığı esirgememiştir! Fakat: “Yüksel ki bunun da fev- ki vardır!. ,, | Hasım, az zamanda çok da- ha baskın çıkmıştır. Ne sür'at ve ne cesaret! Böyle giderse, Somalide, Eritrede bu harp he- sabının kat'i tasfiyesini yapa -| cak.. Keren etrafında çemberin da- | raltılmasını istihdaf eden hazır- lıklar devam ediyor. İatalyanla- Yın sıksık denedikleri, burada da bir müstahkem mevki müdafaa- sı yapacaklarım bilmiyoruz. İ- talya da, motörizasyona ehem- miyet veren bir memlekettir. Fa- kat, onun hiç bir yerde dinamiz- | mini isbat eden bir vak'a kayde- dilmiş değildir. Kat'i müdaf: ya karar verenlere, topraktan | kuvvet alarak oynaklık ve hayat | eseri gösteremeyenlere, yıldı - zım harbi kabul eden bu asırda, ancak hezimet mukadderdir. Arnavutlukta: | Çok muhalif havalar da Yu-| nan ordusunu — savaşmaktan menedemiyor. Mevzii de olsa, faima mübarezeler göze çarpı- iyor. Yunan ordusu başkuman - Ganlığının tebliğlerinde, sarahat verilmemekle beraber, mesut neticelerden — bahsedilmektedir. Harekâtm seyri ve inkişafı üze- | rinde mütalea yürütebilmek için | yaziyetin tenevvilrüne 1ntiyaç vardır. İtalyan zırhlı kuvvetlerinin | F xol aynamadığı — anlaşılmakta-| dır. İyiateş plânları tanzim, Mevzilerini uzun zamandanberi tahkim eden Yunan ordusu, | tankların def ve tardını da d'k | kat gözünde bulundurmuştur Diğer taraftan, dağlık arazide bu tertipleri almak kolay olduğu gibi tankların burada kütle ha- linde istihdamı için, hususiyle bu | hava vaziyetlerinde müsait ze- min bulmak ta güçtür. | jlerimiz dün Keren civarına hâ- yet verici bir tarzda inkişaf et- mektedir. | cektir. Toplantı neticesinde ye- | | temin olunabileceği tahmin 0- | dasi de ekmek meseleleri eton ve Eritrede, şimaldeki kuvvet - kim olan çok mühim bir geçidi zaptetmişlerdir. Habeşistanda, Gandora giden yol üzerinde yeni terakkiler kay- dedilmiştir. Gojjam muntakasında — Habeş vatanperverlerinden — müteşek - kil kuvvetler süvari ve piyade-| lerle bir çıkış hareketine teşeb - "|büs eden Suredeki İtalyan gar - nizonuna çok zayiat verdirmiş - |lerdir. Bu mıntakada İtalyanla - 'rın başk;a karakollardan da çe- kileceklerine delâlet eden alâmet ler görülmektedir. İtalyan Somalisinde, harekât bütün mmtakalarda memnuni -| Bardera da işgal edildi Kahire, 2 (a.a.) — Dün aksam Cuba irmağımın 150 mil garbın- da Barderanm isgal edilmiş ol- duğu bildirilmiştir. Ekmek fiatlarını uzuzlatmak için (Baş tarafı 1inci de) | met Kınığın riyaseti altında bir toplantı yapılacaktır. Toplantıya değirmenciler, fı- rıncılar ve Toprak Mahsulleri Ofisi mümessilleri iştirak ede- ni tip ekmek fiyatlarında 20 pa-| ra tenzilât yapmak imkânının lunmaktadır. Yeni tip ekmek hakkında dün fırıncılar ve halk arasında yap- tığımız soruşturmalara şu neti- celeri aldık: Yeni tip ekmek umumiyetle| şehrimizde büyük bir alâkaya mazhar olmuş ve ekmeğe rağbet | fazlalaşmıştır. En mübrem — ih-| tiyaçlardan olan ekmeğin fiyat | İle alâkadar'olmadatr'daima ayni | miktarda satılması lüzimgelece- | ği zannedilebilirse de vaziyet | böyle değildir. Evvelce bir kı-| sım müşteriler — iktısat olsun diye az ekmek alırken, gimdi ek- mek istihlâklarını fazlalştırmış- | lardır. Bu hususta dün alnkad:ırlar nezdinde yaptığımız konuşma larda - fırıncıların hemen hepsi değirmenler ile fırınlar arasın- | daki muamelâtta daha başka u-| süller takip edilmesini arzu et-| mektedirler. Bu hususta Divanyolu fırı -| m sahibi Sıtkı Kütmen diyor ki: — Yeni ekmek iyi netice al-| mak için yapılmış bir teşebbüs- tür. Nitekim halk buna - fazla | rağbet göstermişti | Evvelce, meselâ üç, dört ki- lik küçük bir aile günde 2 ek- mek alıoyras bugün 3 tane al- yor. Buna sebep yeni ekmeğin biraz daha ucuz ve yenişinin tat h olmasıdır. Ayni zamanda yeni ekmeğin | rütubet nisbeti de diğerine na - zaran fazladır. Esasen bu rütu- bet meselesinde fırıncıların bir dileği değirmenlerden alınan u-| nun çuvallarla fırına sevkedil-! | meden değirmenlerde tartılma -| sıdır. | Çünkü bir çuval undan 96 ek- | mek çıkarmamız lâzımgelirken bekleyen çuvallarda un rütube- tini kaybetmelte ve bu suretle | guval başına iki ekmek noksan çıkmaktadır. , Fırıncıların diğer bir temeni- | hak -| ç| ğ kında lar verilmeden vel kendilerinin de malümatla - rına müracaat dilmesidir. — Ez- cümle fırmcılar ekmek fiyatla- rının ucuzlatılabilmesi için şu tedbiri ileri sürüyorlar: Kepek fiyatları yükseltilme- li ve arada elde edilen fark un fiyatlarından tenzil edilmelidir. Mes'ut bi Üstteğmen Mart 1941 günü bir kız çocuğu doğum Salih Öcal'ın 1 dünyaya gelmiştir. Yavruya u- zun ömürler diler, babası Salih Öcalla, annesi Nasfet Öcalı teb- rik ederiz. | istirap içindi müsaade istemiştir. Alman hü- kümeti bu müsaadeyi isterke bu kıtaların vazifesi zamanla mukayyet bulunduğunu ve he- defin de Balkanlarda sulh ve ni- zamın muhafazası olduğunu be- 'yan etmiştir. Alman — hükümeti Bulgaristanın sulh siyasetine ve komşularına karşı olan ahdi ve- cibelerine mugayir hiçbir talep- 'te bulunmamıştır. Bilâk's Alman hükümeti kom- şularımızla mer'iyette olan dost- | Tuk muahedelerini ve ayni za - manda komşumuz — Türkiye 1le geçende imza edilen ve Bulgar hükümetinin sulh siyasetini bir ker& daha ehemmiyetle kaydey leyen beyannameyi hassaten na- zarı itibara almıştır. Bu vaziyet dahilinde ve bü- tün hâdiseleri tarttıktan sonra Bulgar hükümeti memleketi - mizin ve milletimizin yaşam: haklarını korumak ve muhafa- za etmek arzusu ile Bulgaristan arasında mev- ile Almanya | Gap tarafı 1 İnci sayfader ridir. Avcu tayyareleri de bom- bardıman tayyarelerine refakat etmiştir. Buraya gelen haberlere göre, cenubi Bulgaristanda bulunan tayyare meydanları Almanların işgali altındadır. Ve bir miktar Stuka pike bombardıman tayya- resi şimdiden bu tayyare mey -| danlarında bulunmaktadır. Alman kitalarının Sofyaya gi- rer girmez Alman elçiliği önün de bir resmigeçit yaptıkları söy lenmektedir. Bulgar gazetelerinin neşriyatı Sofya, 2 (a.a.) — Havas: Gazeteler, Bulgaristanın Üç- | lü Pakta iltihakını kısaca bahis cut dostluğu nazarı itibara ala- | rak ve Bulgar devletine mevcut kanun ve nizamatın muhafaza edilcceğini ve Bulgar menfaat - lerine riayet olunacağı temina- tını aldiıktan sonra, Alman hü- | kümetinin talebini kabule karar vermiştir. Bulgar hükümeti kendi hesa- | bına beyan etmeği bir vazife bilir ki, Bulgaristanda —Alman kıtalarının mevcudiyeti, Bulga- | ristanın sulh siyasetini hiçbir veçhile değiştirmemektedir. —| Bulgaristan giriştiği taahhüt- | lere sadik kalmaktadır ve yu - karki sulh hattı hareketinden şaşmamağa ve binaenaleyh-her | türlü taarruzdan ve herhangi | birinin menfaatlerini tehdit e- debilecek her türlü tedbirden içtinap eylemeğe karar vermiş - tir. Bu kararı verirken Bulgar | hükümeti, bununla Bulgarista- | na bugün ve istikbalde ve keza Balkanlarda sulha en iyı bir tarz da hizmet ettiği mütaleasında- | dır. Bulgar hükümeti vaziyetinin | -| her tarafta iyice anlaşılacağını | ve Bulgar milleti — tarafından ' tasvip edileceğini ümit eder. ,, | Başvekilin bu beyanatını mec lis ayakta dinlemiş ve uzun al- kışlarla — karşılamıştır. Meclis reisi, Logofedof, mec- lisin, Başvekilin beyanatımı ek- seriyeti mutlaka ile tasvip v kabul ettiğini söyleyerek tarihi celseyi kapamıştır. Meclis dağılmadan evvel hü- kümete ve bilhassa Başvekil Fi- lofa hararetli tezahüratta bulun- muştur. —» Londrada tahminler Londra, 2 (a.a.) — Sunday 'Times gazetesinin — diplomatik muharriri yazıyor: Bulgaristanın Üçlü Pakta il- tihakına ait protokolun imzası üzerine dün Viyanada belki nilmistir. Fakat Sofyada sı duyulmaraıştır. Bulgarlar, kedder, ış bir halde ve ve Mihvere iltihak şirmi her şeyi kaybedebile- | fakat hiç bir şey ka- mamıyacaklarını anlamış — gi- bidirler, İngilterenin Bulgaristana bir ültimatom verdiği hakkında İ- talyanlar tarafından yayılan ha- ber doğru değildir Mihver sinir harbini şiddet -| lendirerek Yunanistanı ürküt- mek ve İtalya ile sulh müzake resine icbat etmek niyetindedir. Londreda kuvvetle annedil- diğine ve Türk matbı müttefiken işaret cttiğine Almanya şayet Bulgaristan - dan geçerek Yunanistanı istilâ etmeğe kalkarsa Türkiye mü-| dahale edeci r. Başlıca meselelreden biri Türk | ordusunun uzun bir harbe gı koyacak şekilde techiz etmek- tir. Ankarada yapılan son İn- giliz - Türk konuşmalarında bu] kar- mevzuu ediyorlar. Fakat Viya- na merasimi hakkında bir çok| tafsilât veriyorlra: Zora, güzetesi diyor ki: “Bulgaristan, Üçlü Pakta komşularmı tehdit etmek — için değil, bu paktı imza etmiş olan- larım Avrupada adil bir nizam €lde etmek için mücadele ettik- lerinden dolayı iltihak eylemiş- tir. Bu nizamın kurulacağına ka züiz.,, Utro gazetesi de göyle yazı- ve daracık hudutları olan bütün ecnebi memleketler | Üçlü Paktı tasvip ediyorlar. Bul- | garistan daracık hayat saha- sında boğuluyor ve adalete da- | yanan ve onun asgari metaliba- tım is'af eden yeni bir nizam is- tiyor. Sofya, 2 (a.a.) — İngilterenin Sofya elçisi B. Rendel dün gece geç vakit kral Boris ile bir gö - rüşme yapmıştır. Görüsmenin nerede vukua geldiği malüm de-| Ağildür.. | | gösterdiği cesareti, mukayese & TT a T ÜS UA SESTEANİZ SUNKETREM A L ğ.&f- Frans(ılzâar Bulgaî meclisi ı&’ıulgaristan E D E N Yunanistan- Kufrayı aldılar. — toplantısı Alman da feci bir mmumt karargülımın tebliğir — | man kilaları” göndemeik n İŞgalinde ATINADA elzele (Baş tarafı Linci de) seyahatten son derece menınun olduğunu söylemiştir. ingiliz gazetelerinin mütalcaları Londra, 2 (aa.) — Müstakil Fransız ajansı bildiriyo' Sunday Times gazetesi 'D.m—l larımız, düşmanlarımız” başlığı| altında vaziyeti ve hükü- metin takip ettiği hattı hareket- ten bahratmekte ve hükümetin gösterdiği metanet — hakkında sitayişli bir Hsan kullanarak u-| Mus-un noktaj nazarına tercü - man olmaktadır. Gazete diyor “Şimdi hiç kimse İngilterenin gerek diplomaside gerek harpt - teki harekâtm zayıf ve müte - reddid diye tenkit edemez.” Harici vaziyeti mütalea eden ayni gazete başmarkalesinde di- | yor ki: | ta yaptığı seyahatin iki hedefi vardır: Bunlardan biri, general Wavel ile daha yakmdan görü - şülmesi ve zayıf olduğumuz an- larda yaptığı hizmetlerden son -| ra kazandığımız muzafferiyet -| lerin gözden geçirilmesi, diğs | de bu mıntakada bulunan dost ve müttefiklerimizi ziyaret ede - rek takip edilecek askeri, bahri | ve hava siyaseti hakkında ken - dileriyle daha iyi anlaşmaktıı Ankarada hükümetin, mat - buatın, ordunun ve halkın hattı harekti fazlasiyle cesaret verici olmuştur. Türkler öyle bir millettir ki, gerek İngilizler gerekse Alman - lar onun kıymetini takdir et - mek fırsatına nail olmuslardır. Bilmukabele Türkler de İngiliz - ler ve Almanlar hakkında hü - küm — verecek vaziyettedirler. Türklerin İngiliz zaferine kani ol maları yalnız bir nezaket eseri değil, ayni zamanda kanaatleri- ifadesidir. gazeteler Bulgarista - nın aldığı vaziyetle Türkiyenin Filofun Snfyıyı avdeti Söfya, 1 (aa.) — D. N. B. Ajansı bildiriyor: Bulgar başvekili Prf. Filof ya mında Almayanın Sofya elçisi Baron Von Richthofen ve mai - tindeki Bulgar' ricali ile bugüm leyin tayyare ile buraya gel - miştir. Bulgar kabinesi azaların dan bir çoğu, mebusan meclisi reisi B. Logofetof, Bulgar hava kuvvetleri kumandam general Boçaf, saray mümessilleri ve bir çok zevat tarafımdanül? fTAn6 | çok zevat başvekili karsılamış - lardır. B. Filof Sofyaya muvasalat ettikten sonra kral tarafından kabul edili Sobranyadaki | hülrümet ckqenyetme mensup | azanın bir çoğu basvekilin iza - hatını dinlemek üzere husust| bir toplantı yapmıslardır. Bu ton lantıdan evvel kabine bir içtima akdetmiştir. Kral, Alman elçisini kabul etti Sofya, 2 (a.a.) — D.N.B. bil- diriyor: Alman elçisi Baron von Richt- hafen bugün saat 17 de kral Bo- ris tarafından kabul edilmiştir. Kral Bulgaristanın Üclü Pak- ta iltihakından dolayı elçiye memnuniyetini bildirmiştir. Bünu müteakip Kral, İtalvan elçisi Kont Magistrate'yi kabul eylemiştir. Londru elçisi etti (aa.) — Bi Londra, 2 tanın Londra elcisi Bulgaristanın — Mihvere üzerine istifa etmiştir. İki buçuk senedenberi Lond- rada bulunmakta olan Moncilc daha evvel Bulgaristanın Bern elçisi idi Moncilof, iltihakı husus hakkında memnuniyet verici neticeler alındığı zanne - dilmekt. hakkında N görülme- mektedir. Ankarada kuvvetle zannedil- diğine göre, Sovyetler birliğinin hiç başmı ağırtmaksızın Boj ların Türkiye ve İngiltere ta fından müdafaa edilmesini Sov- yetler memnuniyetle karşıla - maktadır. Z- diyorlar. Bitaraf kalmak husu - sunda kralın sarfettiği gayret -| leri zikretmekle beraber gazete- ler kayıtsız olarak Bulgarista- nı itham ediyorlar.” Sunday Times diyor ki: “Avrupa, Balkanlar sulhu - nün sevkulceyş bakımından e- hemmiyeti olan bir toprağı isgal eden küçük bir devletin tekrar- | lanan ihanetleriyle tehlikeye gir | Mmesine müsaade edemez. Şimdiki hb>lde, kendimizi ve müttefiklerimizin mukaddera - tını müdafaa et mizi göstereceği Arnavutluk Aarekâtı Şimdiye kadar düş"rü- leh İtalyan tayyarelari İ Londra, 2 (a.a.) — Londra - dan bildirildiğine göre, ingiliz hava kuvvetleri, Yımanistana yapılan — tecavüzün bidayetin - denberi, Arnavutluk arazisi Ü- zerinde 115 düşman tayyaresi düşürmüstür. Diğer taraftan da- ha 44 düşman tayyaresinin de tahrip edildiği muhtemeldir, Bu rakamlar içinde, hava kuvve İtalyan tayya Yunan düsürdüzü in eleri dahil değil- dir. | Biçilen İtalyanlar — | Atin: (a.a.) — Atina rad- yosu harekât hakkımda dün a-k şum aşağıdaki haberleri ver - mişti Cuma günü, İtalyanlar için te na bir gün olmuştur. İtalyan baş kırmandanlığı son günlerde mer ke; akasında Yıman kuvvet leri tarafından zaptedilen mev - zilere bir taarruz yapılmasın emretmiştir. Bu mukabil taar - ruz en mümtaz İtalyan tabur - ları tarafından yapılmıştır. Ta- arruzun neticesi Ttalyanlar için | bir felâket olmuş ve İtalyan us- kerleri âdeta salhaneye sev dilmiştir. İtalyanlar, Yunan oto- matik silâhlarmın makasvari arasına alınmışlar ve bi - | erdir. 'Taarrura — geçen| İtalyan kıtasından ancak rok az ısmı hayatlarını kurtara - bilmişlerdir. İtalyan taburu ku- mandanı da ölüler arasındadır. | büyük bir kısmı yurtsuz kalmış “B. Eden heyetinin yakın şark — Trablusgarp-Bingazi | babaları gibi seviyorlardı. Onun Atina, 2 (a.a.) — Reuter: Buraya gelen yolcuların ver - diği malümata göre cumartesi sabahı vukua gelen zelzele şeh- rin evlerinden yüzde kırkını tah- rip etmiştir. Telefatın miktarı henüz malüm değildir. Fakat şehrin 28 bin kişilik nufusunun ve sokaklara çıkmıştır. Larisa postanesi harap olduğundan şe- hirle bütün telgraf muhaberatı durmuştur. Fakat Volosa gelen yolcular, Larisarm büyük mey-| danında hir çok otellerin harap olduğunu ifade etmişlerdir. Atina rasathanesi, zelzelenin merkezinin Larisanım şimali gar bisinde bulunduğunu bildirmek - tedir. Hükümet zelzele mıntakasına derhal yardım gönderilmesini emretmişti: | nedilmektedir. Siyam - Hinciçini ihtilâfı Nevyork, 2 (a.a.) — Pertinax yazıyor: Vichy hükümeti — japonya ile geçirilen buhran günlerinde A - merika hariciye nezareti nezdin- de hiç bir teşebbüs yapmamış, ne fikir, ne yardım — istemiş ne de yapacakları hakkında Ame - rika ariciye nezaretine malümat vermiştir. Binaenaleyh Siyamın ve Japonyanın şiddetli talepleri- ne karşı Hindiçininin ciddi bir Mmukavemet göstermiyeceği zan - Hindiçinin İngiltere ve Ame - rika için kaybedilmiş bir mın - taka olduğu aşikârdır. Bir İngiliz hava akını Londra, 2 (a.a.) — Hava ne- zaretinin bir tebliğine göre, bir İngiliz avcı tayyaresi teşekkülü, şimali Fransa üzerine yaptığı bir akmda, dört Alman avcı tay yaresmi düşürmüştür. Bilâhara, bir keşif uçuşu esnasında da, bir Alman bombardıman tayyaresi denize düşürülmüstür. Gece, İngiliz hava kuvvetleri, Calais üzerinde muvaffakıyetli bır hücum yapmışlardır. Bu hü- cum, İngiliz sahilinden büyük bir alâka ile seyredilmiştir. Çadırda yapılan verilen vazife - Misli görülmemiş kahraman bir Ahmet Hamdi Çavuş Karagâh bir matem yerine dönmüştü. Fakat yapacak şey yoktu. Enver paşa o gün ak - Şama kadar çadırında ileri ge- len meşayihe ve kabile reisle - rine harekâta ne şekilde devam edeceklerini anlattı. Kendileri - ne harp san'atından, sevkül - ceyş meselelerinden Uuzun uza- dıya bahsetti. Bu arada bir de evlâdı şüheda meselesi çıktı. Vatan uğrunda, canlarını “feda eden kahraman - ların çocukları baba olarak En- ver paşayı mnıyozlaı-dı Ve bu Yiğitlerin bir çoğu, son nefesle - rini verirken çocuklarını Enver paşaya bırakmışlar, öyle dün - yaya gözlerini yummuşlardı. Bu Vaziyet karşısında Enver pas; evlâdı şühedanın babası yerinde oluyor, binaenaleyh bunların mu kadderatlarını tayin etmek mev, kiinde bulunuyordu. 1 Meşayih ve ileri gelen bütün| kimseler bu noktada ittifak et-) mişlerdi. Üstelik bu mini mini kahramanlar da Enver paşayı, yanmdan ayrılmağa katiyen ra- zi olmuyorlardı. Enver paşa da bağrıma bastığı bu şehit yav - rularmı terke asla mütemayil de gildi. Müzakerat neticesinde En- ver paşa bunların İstanbula nak- li ile askeri mekteplere yerleş - tirilmesini ve zabit olarak ye - tiştirilmelerini tensip etti. Enver paşa bu çocukların İs - tanbula — sevkleri vazifesini de bana havale etti. Bi anlatacağım şekil tanbula getirdim. Hepsi askeri mekteplere yazıldı. Ve yine he- men hepsi zabit — çıkarak Türk vatanına büyük hizmetler ifa et- tiler. Halen bi'e 'Türk ordusun- da muvaffakıyetle ve şerefle va- zife görmektedirler. Burada hatırıma gelmişken bir 'Türk çavuşunun Trablus müca - hedesi esnasıda göstermiş oldu— ğu büyük kahramanlığı anlat - mak isterim. Ahmed Hamdi çavuş adındaki bu kahraman yüzbaşı Tevfik be- yin bölüğünde bulunuyordu. Fa- kat günün birinde bir itaatsizli- ği yüzünden yüzbası Tevfik bey kendisini inden çıkarmış - tı. Ahmed Hamdi çavuş bundan müteessir olarak Enver naşaya müracaat etmiş ve tekrar bölü-' ne alınması için tavassutunu rica etmişti. Enver paşa bunun üzerine Tevfik beye aslı bir hatı- ra olmak üzere bende duran bir mektup yazarak çavuşun tekrar bölüğe alınması tavsiyesinde bu- lunmuştu. Bu mektubun moali | şudür: * Bu adam bölükten — çık -| tığına pek mükedder olmuş, ne deni ğına, daima ça şacağına söz veriyor. Üç muha - rebede yaralanmıştır. Müstesna olarak kabul ediln Fakat pek büyük bir mahzur yoksa.. 25 teşrinievvel 228 Enver” Buna rağmen Ahmed Hamdi | raman çavuş, ne yazık ki, son | tü. Hem ne garip bir tesadüif - Şımd lik bu kadar! |'Avrupa hkarbi tereyi istilâ teşebbüsüne cesaret edemiyen Almanyanın önümüz- deki aylar zarfında ne yapacağı cidden merak fiyettir. meşveret- Bana Türk çavuşu: Enver paşaya müracaat ederek vaziyeti anlatmış ve şu teklifte bulunmuştur: “— Kabahatimi — affetirmek için size bir ricada bulunacağım. Bana bir bayrak veriniz. Bu bay rağı tek başıma giderek Dırne kalesinin burcuna- d Bu, o kadar fevkalâde — bir tekliftir ki evvelâ hayretle kar şılandı. Enver paşa bu müsaade- yi vermek istemedi. Fakat fazla ısrara da mukavemet edemedi. Ahmed Hamdi Çavuş bir elin- de tüfeği, diğerinde Türk bay- | velr olüağü ada ae lll ayrıldı. Ertesi sabah çavuş koltuğu- 'nun altında üç İtalyan kellesiyle — avdet etti. Kelleleri Enver paşa- — nin önüne bıraktıktan sonra — “Türk bayrağını Derne kalesinin burcuna taktığını” söyledi. Heyecanla karargâhtan çık - 'tık. Derneyi gören küçük bir te- peye çıktıfımız zaman kale bür- — cunda sanlı Türk bayrağının — dalgalandığını büvük bir gurur ve iftiharla gördük. Bayrak — günlerce kale üze - rinde kaldı. İtalyanlar her ne - dense bunu indirmeğe cesaret — edemediler. Enver paşa bu yi - ğitliği üzerine Ahmed — Hamdi çavuşu kendi emir çavuşluğuna tayin etti. Bu misli görülmemiş kah - Derne hücumumuzda şehit düş- le: Ahmed Hamdi çavuş Türk bayrağını ikinci defa olarak Der — ne kalesinin burcuna takarken hain bir kurşunla hayatına ve- da etmişti. ( Devamı var ) bir buçuk yaşında (Baş tarafı 8 üncü savfada) kuvvei maneviyesi yüksekti, İ- talya henüz bir heyülâ halinde idi. — Balkanlılar sinmişler ve Arnavutlukta bir dayak meyda- ni açilmamıştı. Silâh, cephane, benzin ve yiyecek stokları çok iyi idi. Bahri müvazene bugüne nisbetle Mihver Devletleri için daha avantajlı idi. Bütün bunlara rağmen İngil- edilecek bir key