14 İkincikâmın 1941 Yunanistana | karşi İtal suikas (Bajmakalı çarpmaktadır. l nan sefirinin mu sinde Mihverin ceğini hususi bir m t evar) adaki Yü- arebe netice - alib gelemiye- havere es- iş olm İtalya a bir cürüm teşkil ettik- a Atinada Yunan va- rının birbirleriyle — hu- surette konuşurlarken Mihver Devletleri lehinde bulun- mevzuu susi maları da bir şikâyet vücuda getiriyor! , kendileri Yunânista- nin bitaraflığına en hiç çekinmemektedirler tem- sabahleyin erkenden üç İtalyan bombardıman tayyare- si fenerler hizmetinde bulunan | Orion Yunan dadına koşan H Giridde bir körf dıman ediyor.. Yı bu otest sini ve im- tecavüzü 7 9 etmiştir ni - göçülderim bildirerek | 'tini celbediyor 31 'Temmuzda, Yunan hari ciye nezareti İtalyan elçisine, bir gün evvel, Onikiadadan ge- len İtalyan tayyarelerinin - Ko- rent körfezi üzerinde uçarak iki 'Yunan muhribine ve Nafpactos | limanındâ da iki Yunan denizal- | tısına bomba attıklarını bildiri- | yor ve bu müessif hâdiselere nihayet verilmesini rica ediyor. İtalyan hükümeti bu şikâyet- | lere cevab vermek tenezzülünde | bulunmuyor. Yunanistanı teh- | dil ve tazyikinde devam ediyor. | Romadaki Yuman elçisi 31 tem- muzda hariciye nezaretinde Av- | rupa İşlâri ümüm müdürü ile| bâşka meselelerden görüşürken, | müdür hariciye nazırinın — Yu- nanistana pek kızgın olduğun-| dan Evvelce bildirmiş olduğu ahvilin tekerrüründen " şikâyet ettiğinden ve vaziyetin temadi- tahammül edemiyeceğini | den bahsediyor, —Yu- nan sefiri İtalyan şikâyetleri- nin evvelce asılsız. olduğu ta- hakkuk ettiği için şimdi bu ye- ni şikâyetlerin ne gibi vak'alara istinad ettirildiğini — soruyor. Dünyanın bu en tabii sualine bu hususda ısrarın boş bir şey-©i duğu yolunda bir cevab « Sefir anlıyor ki sadecs İtalyanın | hiddetini Atinaya bildirmesin-| den başka Kendisinden bir iste- dikleri yoktur. Bunun Üüzerine, Romadaki vazifesi tahaddüs debilecek suitefehhümleri meseleleri tenvirden ibaret ol- duğunu, sebebini bile 'bilmedi; tehdidkâr tebliğleri sadece A- tinaya ihbar ve iş'ar için Roma- ya gelmediğini açıkça söylüyor. Müdürü umumiden anladığına göre; erkânı umumiyesinden gelmek tedir. Sefir bü şitâyetlerin asıl Bızlığını anlatmağa çalışıyor. Ertesi günü Ciano Yunan s firini — gene Ekselâns gene hiddetlidir. defa Tiryestedeki Yunan | solosunun azlini istiyor.. H ine nezdine çağırıyor . Bu o gün'İtalyayı terketmediği tak- dirde icab eden tedbirlerin alı- nacağını söylüyor. Sebeb, kon- solosun İtalya ile İtalyan ordu- Bu aleyhinde muhakkirane söz-| ler söylemesi imiş. Ciano, ke disinden geçecek kadar hiddetli (di. Âmirane söz söylüyor, tolos hakkında muhak kelimeler kullanıyordu. keyfiyeti Atinaya telgrafla edeceğini söyledi. 3 Ağustosta Yunan başvekili | Metaksas konsolosun derhal A- tinaya dönmesi için emir verdi. Şu vekayi Romanın müteca- vizane ve küstahane tavır hareketi kargısında — Yunanis - tanin azim ve ihtiyatı elden bırakmıyarak — sulhu — muhafa- zaya çalıştığını bir kere daha| isbat etmektedir. Fakat İtal- yanlar Yunanistanı mııkm.n—W den ve bitaraflığından mahrum bırakmak için kendilerince ver- oldukları karardan bir tür- İü vaz geçmemişlerdir. Hüseyin Cahid YALÇIN kon- 'ane ve şikâyetler güya bahriye v n | cağımı biliyor, d, hbruk şıddetle âovuluyor* (Baş tarafı 1 inclde) rukun diğer beyaz evl salim durmaktadır Muhasara altında bulunanla- rın yiyecekleri belki bir kaç haf- ta yetecek kadardır. Fakat içe- cek su azlığını göstermeye baş- layacaktır. Tobruka su, hemen hemen tamamiyle, 200 kilomet- re şimal garbide Derneden yel- kenlileri i. — Fakat i azçok gelmekte (l re şimali garbide Derneden yel- kenli İngiliz harh gemileri ile ö- dediklerine — göre, İtalyan kolonları, e tutulmuşlar -| dır. Bunlar, aileleri ile birlikte Bingaziye kaçmaktadır. Zey - c* plantasyonları - terke- dilmiştir. | Hava güzeldir. Mehtab par-| laktır. İngiliz ordusunun Libya gçölü boyunca durmadan merha-| le merhale ilerleyişini tutabile - r şey yok gibidir. ki İtalyan resmi tebliği | İtalyada bir mahal, 13 (a. a.) — İtalyan orduları umumi | karargâhının 220 numaralı teb-| liği: | Yunan cebhesinde normal ke-| sif kolu ve topçu faaliyeti ol-| muştur. Tayyarelerimiz — yürü- “yüş halinde kıtalarla - kamyon kollarını bombardıman etmiş -| lerdir.. | Bingazide Tobruk. cebhesin- | e topçu faaliyeti olmuştur. Se- | | ri kollarımız çölde Carabud et- rafında faaliyette bulunmuş lardır. Bir düşman ileri üssü| müessir surette bombardıman | edilmiştir . w | Düşman tayyareleri Bingazi- | de bazı mahalleri bombardıman etmişlerse de yoktur. Garhi Akdenizde pilot —mülâ- zim Capello ile râsıd yüzbaşı O-| liverinin râkih oldukları — bir| tayyaremiz büyük bir düşman | cüzütamını - torpillemiştir. 217 | numaralı tebliğde — yaralandığı bildirilen harb gemisi — “Mala-| ya,, tipinde bir gemidir. Bu mu- vaffakıyeti elde eden hava te- gekkülümüz binbaşı pilot An- tonio Faddanın kumandasında idi. | Şarki Afrikada düşman müf- | rezeleri Süudan — hududundaki ileri karakollarımızdan — ikisine taarruz etmek teşebbüsde bu- lunmuşlarsa da ateşimiz ve kı- nüfusca zayiat | — Amneciğim.. diyecektim. | gPEERET Madam Mari yatağımı, yastığı- mı düzeltmekle bir müddet meş gul olduktan sonra y oğlum! Şimdi nasılsın . diyerek karşıma otur bal du. — Çok şükür madam Mari! Çok iyiyim. Siz buralı mısınız? — Hayır, ben daha büyük bir şehifde doğdum. Fakat on sekiz yaşında iken evlendim ve bu köye geldim Madam Mari beni meyus gör- mek istemiyor, söz arkadaşıma intikal edince kederlenib ağlıya- hal lâkırdıyı kapatıp başk: z açıyordu, Bu akşam da ağlamağa ramak kal- m mıştı. Madam (Mari): — Oğlum lâkırdı lâzım Sana nasıl kocaya vardığımı an- latayım mı? Dedi. Bu saatte hi- kâye dinliyecek bir halde değil- dim. Çünkü zihnim yine Alferd ile meşguldu. Halbuki bir gün| olub benim de evlenmem muh- | temel, evlenmenin de bir çok u- sulleri vardır. Madam Mariden öğrenmek fena olmıyacak mülâ- | hazası ile: Söyleyiniz madam, pek memnun olurum. Dedim. Kadın bervechiâti hi- kâyei hale başladı Dokuz yaşında idim... — A... Pek küçük kocaya var- mışsınız ?. — Yok oğlum! Acele etme,| hiç dokuz yaşında kocaya varılır mı? Şimdi anlatacağım. Do- | Vı hj , de İ ngiliz ale_;ılıdarlıgı (Baş tarafı 1 incide) len anlaşmadan “Fransa- yı eski azamet ve tamamiyetile ihya etmeği,, müttefiklerin harb gayeleri arasına sokmuştur. sonra le herkes bilir ki, İn -| nsız topraklarında | Vich, n F özü yoktur. Buna mukabil Al-| * Loren'i ilhak eden B. Hit- ler Almanyası Fr ana va- tanını ve imparatorluğunu par- çalamakla — meşguldür. — Yine Vichy çok iyi bilir ki, bunların parçalanmasına ancak bir İngi- mâni olabilir. , O AL- Japonların Siamda çe- İngiltere harb başlamadan evvel lardı. Ve bu tehlikeyi ön- lemek iç da ran Bu top- lantıların sonuncusu 1939 da yapılmıştır. Yeni Fransız bütçesi | Cenevre, 13 (a.a.) — D, N.B.: Vichyden verilen bir habere göre, Fransız hükümeti 40 mil- yar franga baliğ olan üç aylık | bütçeyi kabul etmiştir. Bu para- nın 24 milyarı normal bütçe karşılığıdır. 15 milyar franga baliğ olan fevkalâde bütçenin 12 milyar frangını harb masraf- larının tasfiyesine cektir. tahsis edile- mukabil taarruzu talarımızın sayesinde zayiatla geri püskür- | tülmüşlerdir. — Tayyarelerimiz | Sudanın bazı mahallerinde kam | yonları, askeri kıtaları ve istih- kâmları bonbardıman etmişler- | dir. Düşman 12 - 13 kânunüsahi| gecesi Torina üzerine hava a-| kınları yapmıştır. Bazı hasarat kaydedilmiş ve birkac Li Venedik üzerine yapılan akın | neticesinde hasarat husule gel- | miştir. Bir ölü ve birkaç yara- h vardır. Catana üzerine yapılan akın, | bazı hasaratı mucib olmuşsa da nüfusca zayiat yoktur. Catanada hava müdafaa ba-| taryaları bir. tayyare düşür - müşlerdir. Bu tayyare şehrin| civarına düşerek — parçalanmış- | tır. | Vi k'te bahriye toplarının ateşi ile bir tayyare daha dü- şürülmüş, zabit ve küçük zabit | olmak üzere mürettebatını teş kil eden 6 kişi esir edilmiştir. ne kuz yaşında idim. Valdem ikide birde babama “Biri,, bak ne gü- zel kızımız var, zengin bir ada- ma verelint. Derdi. ahihden güzel imi idini: Orasını bilmem. Fakat, a- na, baba gözünde kendi ev rından güzel hiç bir can ta vur edilem Bana o zaman nem güzel derdi. Sahihd olub olmadığım hatırımdı Dokuz yaşından on, on bire nihayet on iki yaşına bastım. Gittikçe güzelliğim artıyormuş. Çok şey! Derken on üç oldu. Beni bir takım adamlar istemeğe başladı Hepsi birden mi? — Evet! Amma tabii bunlayr- dan yalnız birine varılacak. Han- gisi muvafık ise ona varılır. An- nem henüz kızım küçüktür, da- ha koca Zzamanı değildir. Deyib duruyordu. Halbuki on üç yaşında ko- varılabilir. Aklını ererdi ya?. Hay hay. Fakat ebeveynim muvafakat etmiyorlar' Yirmi yaşından evvel beni kocaya ve- remiyeceklerini — söylüyorlardı Bazı komşu kadınları anneme: “Ayol yaşı on üç, on dört oldu. Boyu posu yerinde,, diyorlardı. — Anneniz on üç her şeye ;’âw""*” İ wwi | on dört ya-| İ Hyada bir çok şehirler hava ' akınına uğradı! İtalyanlar da hasaratı kabul ediyorlar (Baş tarafı 1 inci sayfada) reyxde bir miktar düşman tay- yaresi yerde yakılmıştır. Fransa üzerinde yapılan bü- tün harekâta iştirak eden tay - yarelerimizin hepsi üslerine dön Müşt Bombardıman tayyarelerimzi, dün gece Almanya, Belçika, İtal- ya üzerinde de uçmuşlar ve pet- rol depolarını esas hedef ittihaz eylemişlerdir. Bir küçük teşek- kül Regensburga, diğer bir te- şekkül de Venedik civarında Per to Mercheraya gönderilmiştir.Bu Taakarlüsür. Ortan, de de büyük bir infilâk vukua gelmiş ve bunu müteakıb bir yangın çıkmıştır. İtalyada Perto Margherada hedef, hücum eden ilk tayyare- nin attığı yangın borbaları ile tutuşturulmuştur. Bir saat son- on tayyare buradan ayrılır- ken, bütün hedef tamamile a- levler içinde bulunuyordu. Ev- velâ alçaktan açılan Mitralyöz ateşi ile hava dafi bataryaları susturulmuştur. Bunu mütea-| kıb çok alçaktan ağır bir bom- ba atılmış ve bu bomba, tasfi- yehanenin büyük binalarından birini berhava etmiştir. Diğer bombalar, depolara ateş vermiş- tir. Civarda ikinci bir binaya da iki bomba isabet etmiş ve bu binanın yıkıldığı görülmüştür. Nihayet hangarlar ve atölyeler de, yeri yalıyacak derecede al- çaktan uçuşlarla mitralyöz ate- | ine tutulmuştur. Hedef, alevler içinde terkedilmiştir. KEAELAŞNEN Haueşıstanda ihti I la l hareketleri Londra, 13 (aa.) — Askeri harekât hakkında Daily Tele- graph | tadır: “Tobruk istihkâmları İngiliz topçusu tarafından mütemadi- yen dövülmekte ve nihat bir Diğer taraftan bu şehrin gar - binde bulunan dört düşman ha- va meydanı, İngiliz hava kuv: vetlerinin âmansız bombardı- manları yüzünden İtalyanlar ta: | rafından tahliye edilmiştir. Daily Telegraph'ın Hartum muhabiri de şunları bildirmek- tedir Habı tan hududundaki bü- tün cehe kısımlarında İngiliz | devriyelerinin faaliyeti görük mektedir. Hartumda bulunan kib etmektedir. Vatanperver Habeş şefleri ta- rafından idare edilen kabileler, bir müddettenberi faal bir çete harbi yaparak İtalyan garnizon- larına ve iaşe kollarına baskın- lar yapmaktadır. Asileri tenkil için gönderilen İtalyan kuvvet- leri, âsaş le etmek şöyle dursun, kendileri ilk temasta bo-| zulup kaçmaktadırlar. Times gazetesine göre, Tob> ruktaki İtalyan garnizonunun her ne şekilde olursa olsun kur- tulmasına imkân yoktur. Bu kuvvetlere nihaf taarruz bütün şiddetile yapılmadan evvel tes - lim olmak için büyük fırsatlar verilmiştir. Diğer tarafdan İtal- yan kuvvetlerinin yiyecek al — İngiliz kuvvetleri İtalyan garni- zonunâ hakiki vaziyeti bildir- mek için beyannameler atıyor- lar. Bü harekâttan bir tayyaremiz geri dönmemiştir. | | daliili emniyet nezareti tebliği: | Dün gece güneş battıktan | sonra başlıyan ve üç buçuk saat | kadar süren hava hücumu esna- ,sında Londra ile Times nehri | mansabında bir çok noktalara | bombalar atılmıştır. Atılan yan- gi bombalarının çıkardığı yan-| gınlar hasara sebeb - olmuştur.| Fakat itfaiye ile diğer pasif mi dafaa servisleri yangınları & ratle söndürmüşlerdir. Ölü- ve| yaralır vardır. Fakat bu ana ka- dar alman haberler ölü adedi- nin fazla olmadığını göstermek- tedir. Diğer bazı mintakalara da bombalar atılmışsa da bun- lar az hasara sebebiyet vermiş- tir. İngilterenin cenubu şarkı - sindeki bir mahalde bir miktar ölü vârdır, ! mı kocaya varmış! vet. O halde sizi o yaşta koca- ya vermemesi haksızlık imiş — Olabilir ya! Kimbilir o1 da ne düşünüyorlardı. Siz kendi kendinize koca yaramaz mı idiniz? | — A! Öyle şey ölur mu? Hem ben de kocaya varmak istemez- dim. Hülâsa gittikçe büyüdüm, ©n sekiz yaşına geldim. Beni is-| tiyenlerin haddi ve hesabı yok. Her kıza da böyle çok müş- teri çıkar mı? şındı l ya | kısmete bakar | Öyle ise sizin kısmetiniz| pek açık imi: Evet, öyle söylerlerdi, on sekiz yaşıma yaklaştığım sırada bir gün beni annem çağırdı. £ zım sana bir şey söyliyeceğim, Artık büyüdün. Hele biraz içeri odaya gel. Dedi. —- Amâan sizi kocaya mı ve- riyor? — Daha vermiyor. Vermek iİ- çin bana danışacak. - Znnedersem böyle seyleri hiç sormak lâzım değil. Niçin? — Ey kız olur da nasıl kocaya varmak istemez Olsun! Adet böyledir. An-| nem beni yanına aldı, Sonra Mühim bir isştifa aArnavulluktaki İtalyan kumandanı tekrar değiştirildi (Baş tarafı 1 incide) minde bir çok meşhur adamlar yetişmiştir. Yeni bir Yunan muvaffakıyeti Atina, 13 (a.a.) — Yunan propaganda nezaretinin resmi sözcüsü, müşkül arazi şartları- na rağmen Yunan ileri hareke- tinin devam etmekte olduğunu söylemiş ve demiştir ki: Düşman, on havan topu, ve bir mıktar mitvalyöz: bırakarak çekilmiş ve yeni mevziler tut-| Hatay için bir irfan ve sanat| muştur. Diğer bir mıntakada| Yuvası olan bu okulun açılış ti İtalyanlardanı 7 subay ve “114| Teninde başta vali olmak üzere| Ş K bütün memurlar ve kalabalık| asken eşir aldık. Yunanlılar ke-| bir halk kütlesi hazır bulun-| za yiyecek ele geçirmişlerdir. — Kızım seni biri istiyor. Dedi. Ben hicabımdan sıkıl- dim, difn, t valdem kar zim şu adamı elimizden kaçırmı- | alım. Pek uslu, içkisi filân da yokmuş. Dedi. Artık bu sorgu suallerden canım sıkılmış idi. Evet deseniz: — Enh nihayet izin vendim, Pe- ki anneciğim ben kocaya varma- yı istemezdim, arzu etmezdim. Fakat mademki siz beni kocaya vermek arzu ediyorsunuz o hal- de emrinize itaata mecburum. Dedim — Doğrusu pek itaatli imişsi- niz. Emrini derhal icra ediy sununz. — Elbet! Vazifemiz ebeveyni- mize itaat değil midir? Her mi? husu; 'a da böyle de- Hay hay. Zaten onlar kız-| kocaya var - teklifler ne larının en ziyade mak hususundaki muvafakt eylememe ları sıkılir Hakları var y — İşte oğlum, valdemin yü- | züne gelemedim. Derhal değil - a SELAEL SADASDH gazetesi şunları yazmak-| hücum için icab eden hazırlıklar | gittikçe vüs'at kesbetmektedir. . Habeş imparatoru harekâtı ta-| ması da imkânsızdır. Bu kuv -| vetler ayni zamanda susuzdur. | vereek bir cevab bulama- Lâkin madam Mari bu, si- | z, erkeksiniz de si- Ça l a serle eriF— | Siyam IHindiçini muharebesi Şanghay, 13 (a.a.) — D. N. | B. ajansının hususi muhabiri bildiriyor: Hindiçini cebhe kumandan - lığının bir tebliğine göre, 10 kâ- nunusanide 4 Siam tayyaresi ülmüştür. Bunlardan ikisi tayyare dafi bataryaları, ikisi de hava kuv- vetleri tarafından düşürülmüş - tür. Kamboç eyaletinde Siam kı- taatının yaptığı — ileri hareketi kanlı muharebelerden sonra dur durulmuştur. Hindiçini kuvvetleri - başku- mandanı general Maurice Mar-| tui " değiştirilmiştir. Yeni baş kumandanın çarşamba günü Saygona geleceği bildirilmekte- | dir. Kayseride kayak sporu | | Kayseri, 13 (a.a.) — Beden| terbiyesi genel direktörlüğü ta-| | rafından gönderilen kayak ö; retmeni buraya gelmiştir. Vilâ- yetçe tesbit edilen program Mucibince kayak öğretmeni ev- velâ Pazarviran köy enstitü - sündeki beş yüz talebeye ka - yak öğretecektir. Bu maksadla | temin edilen yetmiş takım ka- yak malzemesi enstitüye gön -| derilmiş bulunmaktadır. Ka - yakçılık için çok müsait bir sa- haya malik olan Pazarvirana ci- var kaza ve nahiyelerden bu spora elverişli gençler de bura- da açılan kursa iştirak ettirile-| ceklerdir. Antakyada köylere tezgâhlar dağıtıldı! | | Vekâleti Hatayın bazı mıntak: larındaki köylere dağıtılmak ü- zere yüz elli tezgâh gönderilmiş- | tir. Bu tezgâhların kullanılması nı köylülere öğretmek için muay | yen nahiye merkezlerinde a: Tıca kurslar açılacaktır. Bu su- retle Hatayım çok eski bir sa-| natı olan dokumacılığın - ihya ve inkişafı temin edilmiş ola -| caktır. Antakyada kız sanat. mektebi açıldı — | Antakya, 13 (a.a.) — Antak- ya Akşam Kız Sanat okulunun | açılış töreni dün yapılmıştır. muştur. | se de biraz istiğnadan sonra tek- | lifine muvafakat eyledim. — Düğün oldu, bitti. — A, ne gezer! Dahası var. Bir gün evimize bir erkek mi- safir geldi. Valdem beni olur ol- maz adamların yanına çıkar mazdı, dediğim gibi bir gün mi- di. Valdem beni yine . Kızım seni istiyen adam Valdem yukarı çıktıktan sön- ra bir defa kocam olacak adamı görmek için yukarı çıktım. Mi- afirin oturduğu odaya mutta- sıl bir küçük oda daha vardı. İ- ki oda arasında kücük bir pen- cere vardı. Küçük pencereden diğer odadaki misafire baktım. Beğendiniz mi? — Dursana! neresini beğene- yim? — Aman o adamâ varmayınız madam Mari. Boyu kısa, da bir çocuk, - Vah! val Başında bir tane saç yok, | iratı kıpkırmızı, - biyiğinin bir âdeta ön yaşın- bir sigara. Canım valdeniz de ne say- sız karı imiş? 1 var diye! Ben kendi kenı ra me düşündüm, ebeveynime kar- şı ben bu adama varmam de- sem olmaz. Bir tedbir yapmak lâzımdı, Herif öteden, beriden koni nakta iken babama: “Ben sigaradan rahatsız olan kadın - BSayfa : 5 aa Macaristanda Ru- men aleyhdarlığ Budapeşte, 13 (a) — %— posvarda yapılan hükümet pars tisi idare heyeti içtimamda İnge nazırı Laky, Transilvanyanın Rumanya — hâkimiyeti altında bırakılan kısmında yaşıyan Ma- carların tazyik edilmekte olduk« larını " söylemiştir. Buraya ge- len şikâyetlerden anlaşıldığına göre, Rümanya hükümet ma«< kamları, her türlü vasıtalara müracaat ederek, Macarları ya Rumanya tabiiyetini tercih et- mek, yahud da hicreti göze a mak şıkları karşısında bırak - maktadırlar. Bunu temin için Macarlara karşı fena muamele- ler yapılmaktadır. Cereyan e- den hâdiselere bakınca Ruman- yada ihtilâl hüküm sürdüğüne ve bükümetin vaziyete hâkim bulunduğuna hükmetmek za- rüreti hasıl olmaktadır. Rumanya hükümetinin. aldı- ğı bir çok tedbirlerden gunu is- tidlâl etmek mümkündür: Hü- kümet, Viyana hakem kararının kendisine tahmil ettiği mükelle- fiyetlerden tamamiyle gafil bu- lunmaktadır. Mihver Devletle- rine derin bir minnet hissiyle bağlı olan Macarlar ise kendile- rini bu hakem karariyle sıkısıki- ya bağlı addetmektedirler; Fa- kat bu Macarların meşru hakla- rını her türlü taarruzdan ko- rumak için icabeden bütün ted- birleri almalarına asla mâni ol- mıyacaktır. Bu bekımdan, Ma- car hükümeti, kendisine teret - tüb eden hak ve mesuliyetleri ta mamiyle müdrik bulunmakta - dır. Zarüret hasıl olunca hak - larını kullanmakta hiç tereddüd etmiyecektir. Transilvanyada yapılan mitingler Budapeşte, 13 (a.a,) — Tran- silvanya —ahalisi pazar günü Transilvanya — şehirlerinde bir çok mitingler akdetmiştir. Bu mitinglerde söz alan hatibler Rumanyanın Macaristan aley- hinde yaptıgı tanrıkacı şıaucuç Aİ — prefftolede yapılan ve başve- kil Telekinin de hazır - bulun - duğu hükümet partisi idare hey- eti toplantısında mebuslardan Ronkay bütün Macar milletinin | Transilvanyalıların — hislerine kardeşçe iştirak ettiğini söyle- miş ve hükümetin, Rumanyalı- ların iftiraya müstenit tahrik- lerine nihayet vermesi için, elin- den gelen her şeyi yapması lâ- zam geldiğini ilâve etmiştir. İzmirde zelzele İzmir, 13 (a.a. at 10.56 da Değirmendere na- hiyesinde üç saniye süren hafi€ bir yer sarsıntısı olmuştur. Ha- sar yoktur. dan asla hoşlanmam, karım pek temiz giyinip kuşanmalı. İkide birde yılışık yılışık gülmemeli, daima az söz söylemeli, lüzumlu lüzumsuz lâkırdıya karışmama- h,, deyib duruyor. — Ne fena tabiatli adammış. — Evet! Ben yapacağımı bul- dum. Hemen aşağı indim. Cu- martesi günleri evi temizlerken giydiğim kirli, yırtık fistanımı giydim, önüme pis bir önlük koy- dum, saçlarımı darmadağın bir hale,getirdim. Annem yukarı - dan: — Haydi Mari! Diyordu. Yukarı çıktım, oda kapısından içeri girerken bir kalık&ha koyüverdim. — Doğras upek akıllı imişsi- niz! — İçeri girince herif beni yu- karıdan aşağı bir süzdü. Babam mahcubiyetinden kıpkırmızı ke- sildi. Valdem dişlerinin arasın- dan: — Mari ne yaptın? Diyordu. Ben hiç aldırmadım, doğruca misafirin üst tarafında- ki sandalyaya oturdum. Safa geldiniz mösyö. Ne ne yok bakalım? Tönn bugün geleceğinizi, gayet temiz giyinmekliğimi söyledi. Dedikten sonra: — Öf bu sıgara dumanından ne kadar sıkılıyorum. Bir daha * benim yanımda sigara içmeseniz daba iyi olur. Dedim. Adam hayret ve taaccübünden dona kaldı. Bir müddet beni yukarıdan 'aşağı kadar süzdü. Annem ve babamda hal kalma- mişti. (Arkası var)