Ka Fakat, — yanaşmalar — durur mu?.. Çarçıda pazarda sözde mahrem olarak arkadaşlarına köylülerine söyler dururlardı. Müminin küp kaldırması ma- hareti bütün civarda söylenir olmuştu. Dramalı, Serezli, Gümülcineli, Kavalalı iriyarı pehlivan yapılı adamlar, bir türlü küpü kaldıra- mazlardı. ü Halbu ki, Mümin, küpü ağzına kadar su doldurur, kucakladığı gibi orada, burada hamam boh- Çası gibi kolaylıkla taşır durur- dü. Hülâsa, küp hikâyesi, Mümi- nin pehlivan olan büyük ağabe- ğisinin kulağına kadar gitti. O- na birgün kahvede söylemişler- di: — İsmail, senin çolak çok ya: man şey?. İsmail, hiçbir şeyden haber - dâr olmadığı için çolak kardeşi nin — başka bir yamanlığından bahsediyorlar zannetti. Ve, ce- vab verdi: — Tabi, şaka değil, molla bu... Kahvedekiler: — Yoo.. Senin anladığın gi- bi değil?. — Ya nasıl?. — Kuvvet işinde.. Dediler.. O vakit İsmail gül- dü. Ve: — Siz delisiniz.. Onun ne kuv- veti olacak?. Dedi. Bunün üzerine çolak Mümi-| nin küp kaldırmaktaki maharı tini anlattılar. Hattâ daha ileri Hekak Güdüler ki: — Onun kaldırdığı küpü kim- se kaldıramıyor.. Sen dahi değil kaldırma? yerinden oynatamaz- sın?. İsmail, daha halâ inanamıyor- du. Ona itimat verdiler.. Kahve- den kalkıp çiftliğin yolunu tut- tular.. Müminin pekmez küpü. Sa manlığın bir tarafında saklı i; Mümin çiftlikte yoktu, dışarı- ya çıkmıştı. İsmail yanaşmalara Bordu: — Bir küp varmış nerede 0?. 'Yanaşmalar, İsmailden sak hıyamazlardı. Küpün yerini gö terdiler. İsmailin yanında beş köylü| vardı. İçlerinde pehlivanlar da vardı. Yanaşmalara küpü çıkarttı- lar.. İsmail sordı — Bunu Mümin mi kaldırı -! 15. 12. 910 PAZAR 18.00 18.03 Program Haberler Program Caz Müzik (PL.)|18.50 Şarkılar “Yemek list.|19.30 Haberler 19.45 - Fası) heyeti * 20.15 - Müzik (PI.) 12.30 Program — |20.30 Konuşma 1233 Şarkılar — |20.45 Şarkılar 12.50 Haberler — |21.30 Müzik 1305 Türküler — |22.00 Caz 13.25 Orkestra — |22.30 Haberler * 2250 Müzik 13,30 Kapanış. OLAK MG9! YAZAN: M bAMl HARAYEL yor?. — Evet efendim.. — Nasıl kaldırıyor?. — İçine su dolduruyor.. cağına alıyor, dolaşıyor.. | Ku-| — Başka.. — Kaldırıyor.. Yere koyuyor, | kaldırıyor... — Bu kadar mı?. — Evet efendim... | — Ne kat yapıyor?. | — Yarım saat, bir saat ya-| piyor.. | Dediler... İsmail yanaşmalara | emretti | | — Su doldurun bakalım?. Küpü doldurdular... İsmail, ya naştı, küpü kucakladı. Heyamo- la yisa!.. Yerinden kıpırdata - madı. | İsamilin diğer arkadaşları ya- naştı. Küpü yerinden bir par -| mak bile kaldıramadılar.. | Bunun üzerine İsmail yanaş -| malara dönerek: — Ulan, Müminin kaldırdığı bu küp mü? — Evet efendim.. — Olamaz, yalan söylüyor- sunuz? — Vallahi bu... sarr — Ne vakitleri kaldırıyor?. | — Her sabah.. | — Ne vakitdenberi kaldırdığı- | ni biliyor musunuz? — Üç dört senedir kaldırıyor- | muş. — Medresede küp ne arar ki... Efendim, /orada küp var- miş.. | Deyince, İsmailin arkadaşla - | rından biri medresedeki küp hi- kâyesini işitmişti. Gülerek — Orada küp yok be!. tılar onu.. Dedi. Ve, hortlak masalını anlatma- | Sat-| YENİ Gayrımenkul İstanbul Emniyet San Tikçeğeia a0 kaküb HoAt Herik ee irin- İİ — Ye Stkacak olan kösele parçaları satılıktır. —Talibler malı ” Beykozda <i Gürüneği İ0t edip ' vadnİD KİrÇTEMANE Ka Febril n sonra tekliflerini 26/12/940 'tarihine kadar Aşir- takib üzerine 3202 No. Iu kanunun 40 cı sin 'matüfu 40 cı 4 efendi caddesi r Han Sümer Bank Deri ve Kundura Sanayil mü- tılması icabeden Ortaköyde 7 essesesi Ticaret servisine bildirilmesi bahçeli kârgir apartmı Satış yen (12 konmuştur tapu sicil dina gi ) dira p nin teminat mektubu da kabul alddir.. Arttırma şartnamesi 16/12/940 tarihinden İtibaren 'tedkik etinek is-| Vergi kanunlarına göre tiyenlere sandık hukuk İşleri servisinde açık bulundürülacaktır.” Tapu sicil iğenlero BB Bukük Haa t n e aei e Hkibe. Suyörnda Varr MOEFTERLERMAKKINDA TAVSİYELER Arttırmaya girmiş olanlar, bunları telkik ederek tatılığa çıkarılan gayrimen İsimli broşürümüz çıkmıştır. Her kitabcıda bulunur. Bü- kul hakkında her şeyi öğrenr telâkki. — olunur. - Birinci arturna P romuzdan da alabilirsiniz. Fiyatı 25 kuruştur. 10 dan 12 ye kadar. yapılacaklır. Muvakkat ihale yapılabilmesi için tekir flsmail Hilmi Afşar - Hesab ve tercüme büros sandık alacağını hhüdi tamamen geçmi nin t baki kalmak arttaranın üstündi Satış iiânı dığı M ü okağında eski 13 ye müddetle açık Arttırmaya g bankalı b verg'lerle beli âliye rusumu borçluya gayrimenkul — mükellefiyetile arttır. Aksi takdirde isadif arttırmada n arttıra 1 tarihinı ktır. Bi alı günü ay | ayri nacakır. B arı tapu sicillerile İ———SÜMER BANK Derı ve kundura sanayii müessesesinden : mızda 1/6/940 taribinden itibaren bir sene zarfında çıkmı: gezeme YENİ Kazanç Meydancık - Güzelhan - TELEON: 23406 ve Muamela BULGARLAR | (Baştarafı 1 Inci sayfada) balarile bir kere — temel taşlarını — sarstıktan sonra Makedonyadaki Osmanlı du varının — birkaç darbe ile| yıkılıp çökeceğini hesap et - Mekte idi. Şimdilik ve zahiren idareden, yolsuzluktan şikâyet ediyorlardı. Fakat asıl istedik - leri proğramlarının başına yaz- dıkları idari muhtariyet, kendi kendilerini idare idi. İhtilâlin, ilk gayesi müdahaleyi, son ga- yesi de bu idari muhtariyeti temin etmekti. Filvaki ihtilâl derhal — idari muhatriyeti temin etmedi, fakat yangına koşan muhtelif itfaiye grupları gibi, devletler, ellerin- de birer proje ile Osmanlı kapı- sına koşarak Makedonya komi- tacılarının ve milyonlarca Türk, Yunanlı, Sırp, Arnavut ve Bul- garın ve her şeyin fevkinde ken- di aziz tab'alarının yaşadıkları mıntakadan Osmanlı hâkimiye- tinin sökülmesine doğru ilk ha- reketler gözükmede gecikmedi. Amerikalı okuyucuları eğlen- dirmek için gürültülü ve heye- canlı havadis arayan gazete | muhbirlerile katolik ve ortodoks | yazıcılar, komitenin tahriplerini | Uslüplarının güzel süngerile si- | lerek ve anarşik bir hareketi en | yüksek kahramanlık hizasına Yyükselterek Bulgar komitecileri- | ni masum kuzular sürüsü ola- rak tanıtmağa ve bu biçarele- ri zalim Osmanlı hükümetinin | elinden kurtarmak için işsizlik- | ten esneyen insaniyeti ayaklan- dırmağa ve Aprupayı çağırma- | ya başladı. Şimdi, iş, propagan- da ve neşriyat sahasına girmiş- ti Makedonya komitesi eseri - ni yaratmış, şimdi o başarılan eserin istismarı, yani harabenin ğa başladı. İsmail ve arkadaşla- | bt olm!yan adarlar Ve irtifak hakkı sahiblerinin bu haklarını ve husu-| Ai Çolak Müminin küp kaldırma | Sile fai rife dair iddialarını ilân tarihinden itibaren yirmi gün için | Pehlivanlığına bir türlü akıl ere | İ <vrakı mibbitelerile beraber dalremize bildirmeleri Tzımdır. Bu sur dirememişlerdi. Neden bu küpü BÜREEÜL SD üürla Kai ÖÜT KGON “hf ELĞĞE Muhammen bedeli (5172) lira (50) kuruş olan muhtelif cins ve eb'ada kaldırıyordu?. Ha f"" “;':','V“,)“*“' '““w""“ kalırlar. Daha fazla malümat almak isti- | (. 4150 Kg. elektrod 25/12/1940 çarşamba günü saat (15) on beşte Haya tü molla, eve gelince | YERİSYİN 10/1947 doşya No sile sandığınız hukuk İşleri - servisine müracaat | garpaşada Gar binası dahilindeki Komisyon tarafından kapalı zart usulle çağırdı ve sordu: Ürele satın alınacaktır. — Mümin, ne o, sen küp kal- Bu işe girmek istiyenlerin (387) lira (94) kuruşluk muvakkat teminat, dırıyormuşsun ? W DİKKAT: kanunun tayin ettiği vesikalarla tekliflerini muhtevi zarflarını ayni güm Dedi. Emniyet sandığı, sandıktan alınan Fayrimenkulü ipotek göstermek | saat (14) on dörde kadar komisyon reisl.ğine vermeleri lâzımdır. Mümin, bozulmuştu, ne söyl vli- | İstiyenlere — muhamminlerimizin koymuş ol! u kıymetin 96 40 1nı tecavüz Bu işe ait şartnameler komisyondan parasız olarak dağıtılmaktadır. yeceğini şaşırmıştı. Ağabeyisi | €tmemek üzere ihale bedelinin yarısına kadar borç vermek suretile kolay- (21502) banu nereden haber almiştı? — | Jik göstermektedir. (11824) DA (Arkası var) | —— — TİYATROLAR || BELEDİYED > Şehir Vali bu sabah geliyor T E R B tiyatrosu Bir müddettenberi Ankarada llyı temsilleri | Ptlunarak hükümetle temaslar üzerinde baykuş gibi bağır - mak rolü Makedonya cemiyeti- ne kalmıştı. Binaenaleyh komi- te ortadan çekilince cemiyet | ortaya geldi ve Sofyadan hare- | ket eden vagonlarla matbu ga-| zeteler, risaleler, kitaplar ve ha | zır makaleler Makedonyadan | başlıyarak bütün dünyaya neş-| redildi. Ecnebi hattâ büyük Avrupa payitaht-| larındaki gazeteler satın alı - niyor ve her tarafta “Makedon- | yada Osmanlı zulmüne nihayet | Verilmeli!” sesleri yükseliyordu. | Bir kere zulüm olduğu bağıra bâağıra dünyaya yayıldıktan son | ra, Avrupa hükümetleri Bahı-ı âliye gelecekler ve: —Gürültüyü — işitiyorsunu: 'Tahammül imkânı kalmadı. “O: manlı zulmüne nihayet vermeli! diye bağırıyorlar. Binaenaleyh geldik. “Osmanlı zulmüne niha- | yet vereceğiz!” diyeceklerdi. Esasen daha ihtilâl hastırıl -| madan, Fransada, Amerikada, | İtalyada siyasi mitingler baş -| lamıştı. Emperyalist devletlerin par- lamentolarında satılmış hatip - ler “bu böyle devam edemez!” diye bağırıyorlardı. Her yerde “Makedonya maz- lumlarına yardım - cemiyetleri” tesis ediliyor ve Avrupanın ka- nebi sefirler dinlemem: tolik ve protestan cemiyetlerin- de insaniyetperver hatunlar göz | lüklerini takıp başlarını önlerine eğerek Makedonya mazlumları- na çorap örüyorlardı. Bir taraf- tan onlar Makedonya mazlum- larına bir taraftan da Bulgar ko Mitesi asıl Osmanlı mazlumuna müştereken çorap örüyorlardı! Osmanlı hükümeti ne yapaca- ğını tamamen şaşırmış vaziyet- | idi. Kendi vilâyetleri içinde Geriye elli bir buçuk saat kal- dı. Şu adam hakikaten pek in- saniyetli imiş. Yoksa otuz dört markla yarı yola kadar bile gi- demiyecektik. Hoş asıl iş bende ya, keman çalmamış olsa idim beni acemi bir çingene çalgıcı addedecekler, kimse beş para vermiyecek idi. Şimendüler de gelemez oldu. Mamafih ne zaman gelirse gel- sin elli iki saatte Napoliye mv- vasalat edecek değil miyiz? Va- kit ha burada geçmiş ha şimen- düfer arabasında, hepsi bir! Frederih düşünceye - dalmıştı, nazarı dikkatimi-celbetti. — Frederih yine ne düşünü- yorsun? Dedim. — Hiç. — Yine mi hi gidiyoruz. — Senin için iyi amma. — İyi aması var mı? Senin için de iyi. — Bakalım Mikaella beni ha- nesine kabul eder mi? Hiç şüphe etmem. Benim sevdiğim adamı Mikaella da se ver. — Ben orada ne iş görece- ? — Orasını şimdilik ben de bilme lâkin Almanyadaki şa- to gibi Mikaellanın Napolide de bir gatosu var ise gümrük me- muru yaparım, — Güç bir hizmet mi? — Köylerden gelip geçen ot 'e saire arabalarındaki eşyayı İşte Napoliye kaydedip gümrüğünü alacaksın, — Ben yazı bilmem. — Ha sahi dur ama o da bir gey değil. Arabadaki eşya zaten açıkta, ya ot yahut başka bir şeydir, herife yükün miktacını sorar yüzde birini alırsın, — Yani yüz kuruşluk maida kırk para mi alacağım? | — Evet. — Az değil mi? W — Ne olacak. Ben Mikaelela- | nın şatosunda beş on gün güm- | rükçülük yaptım. Hasılat — alt- W mış parayı geçmedi. — Niçin? 1 — Araba az geçiyor. — O para benim mi olacak? — Orasını ben de anlıyama- | dim. — Ben hiç senin yüzünü gör- | miyecek miyim? | -- Tabii her saat birbirimizi göremeyiz. — Niçin? | z n ben üst katta ya- — Ben oraya çıkamaz mı -| yım? — Çıkarsın amma sık, sık de- ğil. — Yalnız başıma ben kor -| karım. — O cihetten merak etme.| Arabacı Morino hı t yanına | gelir, herifin gayet iyi tütünü var, içersin — Tütünü ne yapayım? Sen| bana şatonun dahilinde bir hiz- | met bulamaz mısın? — İhtimal.. Amma o hizmet- leri bilmem yapabilir misin? — Meselâ ne gibi? | nim yapabileceğim hizmet bun - — Bahçivanlık. — Elimden gelmez. — Ahçı yamaklığı, — Hiç anlamam. — Arabacılık. BZ tisükt: — Arkadaş senin elinden de hiçbir hizmet gelmiyor. — Nasil gelmiyor kat be- lar değil. — Ey ne yapabilirsin? — Çobanlık. . Frederih geç. li mi zannediyol Çiftlik uşaklığı | — Orada öyle şey yok. Baş- Şatoyu n? | ka, — İşte o kadar. — Amma yaptın ha? Bunlar | da iş mi, o halde benim dedi- ğim hizmet senin için pek mu-* nasip, Mamafih Napoliye muva- at ettiğimiz zaman seni Mi-| kaellaya takdim ve münasip bir hizmet — bulmasını da ayrıca teklif ederim, — Muvafakat eder ya? üphesiz! Bir sözüm iki| -— Demek Mikaella ile aranız © kadar iyi? — Vay daha anlıyamadın mı? Yoksa oru bulmak için bu kadar | zahmetlere katlanır mı — idim! muhabirler ve —— | mükemmel neticeyi verdi, İngil- Tepebaşı Dram Kısmında 15/12/1940 pazar günü akşamı Saat 20.30 da PAŞA HAZRETLERİ | İstiklâl caddesi Komedi kısmında 15/12/1940 pazar günü akşamı — | Saat 20.30 da i PAŞA HAZRETLERİ birtakım âsiler deyletin kökleri- | ni sökmeğe çalışmışlardı. Hak- | kını kullanarak kendi evinin i-| çinde her şeyi tahribe kalkan | haşeratı birkaç darbede temizle- | miş, ortalığı ilk defa olarak e- | saslı bir surette tahta kurula- rından ayıklamağa çalışmıştı. Böyle bir vaziyete karışmak i- çin ecnebilerin ne hakkı vardı? Her hangi bir Osmanlı şehrinde toplu halde hareket eden herhan gi bir miktarda bir kalabalık asa yişi bozarlarsa mütecasiri hakla | Mak ve asayışı eski yerine koy- | mak devletin sarih hakkı değil, hattâ vazifesi icabı idi, Binae- | naleyh Osmanlı devletinin dahili bir işine her hangi bir devletin müdahalesi tecviz olunamazdı. Osmanlı - vezirleri, dillerinin döndüğü ve güçlerinin yettiği kadar ecnebi sefirlere bu nok - tayı anlatmağa çalıştılar, fakat muvaffak olamadılar. Çünkü ec- | 'ğe ve asla| kani olmamağa karar vermiş ve ona göre talimat almış idiler. Binaenaleyh yangının arkasın - dan bağırıp çağırmalar, her ta- raftan yükselen feryatlar, dev- letler tarafından resmi müraca- | atlar derken, ayuka çıkan bu tezahürat nihayet beklenen en tere imparatoru 7 nci Eduard tam bu sırada seyahate çıkarak Viyanaya geldi. (Arkası var) ! |Belediye reis muavinliği Hudat Karataban gidiyor ( YURDDA SABAH | yapan vali ve belediye reisi Dok- tor Lütfi Kırdar bu sabah şeh- rimize dönecektir. Vali ile bir - likte belediye muhasebe müdü- rü Mümtaz Acar da gelmekte- dir. Belediye reis muavinli, kâleten idare eden vali mua - vini Hudai Karabatanın Kars va liliğine tayini üzerine İstanbul' belediyesi reis muavinliğini be- lediye mektupçusu bay Necati Çiller'in vekâleten ifası karar- laştırılmıştır. Kars val ine tayin olunan vali muavini Suat Karataban | salı günü Ankaraya giderek | hükümetle temas edecek ve 0- radan Karsa hareket edı tir. Edirnede parti kongresi Edirne (Husust) Cumhuriyet Helk Partisi Kaza kongresi parti müfettişi | Ragıp Akçanın huzüru ile parti bina sında toplandı. Kaza halkının dilekleri“-üzerinde uzun görüşmeler yapıldı. Ve bir yıl- lik bütçenin kabulünden sonra yeni idare heyeti teşkil edilmiş ve vi yet kongresine gidecek murahhaslar seçilmiştir, Vilâyete bağlı bütün kazaların kongreleri ikmal edildiği cibetle E- dirne vilâyet kongresi bu ayın 28 in- de kaza murahhaslarının — iştirakile toplanacak ve vilâyet idare heyeti seçimi yapılacaktır. tırmakla yalnız Keşideler: & Şubat, 2 Mı-l yıs, 1 Ağustos, 3 İkinciteş- rin tarihlerinde yapılır 2000 1000 7150 500 100 Türkiye İş Bankasına para ya- olmaz, ayni zamanda taliinizi: de denemiş olursunuz. 2000.— 3000.— 1500.— 2000.— para biriktirmiş Kumbaralı ve kumbarasız hesaplarında en az elli li- rası bulunanlar kuraya dahil edilirler, Bir ça!gıcının se 108 Bizim bir şeyden haberimiz yok. l(ımbılıı Mikaelela beni kaybet- zamandanberi ne kadar mü- kedderdir? Her tarafı araştır- | mıştır. Lâkin beni kim bilecek? | Mikaclla zengin olduğu için o-| nu kime sorsam bilivor. — Mikaella senin nişanlın mı? — Onun gibi bir şey. — Söz verildi mi idi? — O kadındır, birdenbire ba- na mösyö Alfred Müller, sizin ile izdiyaç etmek istiyorum di- yeme: — istiyor mu? — Elbet. | — Nelen anladın? Mikaellanın muamelesinden. — Şatoda başka mu? kadın yok| | — Madam Sarina var, | — Başka? | Bir iki hizmetçi kız Bunların nişanlıları Sen de evlenmek fikrindesin ga- liba. Öyle değil mi? — By ne yapalım. Sen evlen-| dikten sonra ben yalnız mı ka- lacağım ? — DBur, öyle işe aklıma geldi. Şatoda (Berta) ismindâ bir hi | rederih fikrini anladım. * yahati İ metçi kız var. Mikaellaya söyle- rim, Bertayı sana alır. | — Alfred! Sahi mi söylüyor- | sun? — Hayhay! Memnun oldun mu? | — Demek sen de ilk defa ev- | leniyorsun? — Ona şüphe mi var, (Berta) dediğin kız hiz - metçi mi? — Bvet. — Mikaclla? | O madmazel. Şatonun sa-| hibesi, — Ya! (Berta) siyah saçlı mı? | — Bilâkis. Sarı saçlı, — ort boylu, biraz semizce. | — Acaba Mıkaella Bertayı ba | na verir mi? — Sana öyle şeylere karışma | diyorum. İşi yapacak ben değil miyim? Belki ikimizin de dügü-| nü bir günde olur. — Aman Alfred o kadar ace-| le etme! W Niçin? | Baksana. Daha cebimizde beş paramız yok, kıyafet dersen | berbat, Bi kazanalım. -- Sus be budala! Şatoya mu- | vasalat ettikten sonra paraya ihtiyacımız kalacak mıl- - Sana bir kat elbige tedarik ederim. | ben Mikaella | la alay edemi;: endime. — Parasını kim verecek? — Mikaclla. — Alfred! Mikaelela gayet iyi bir kızmış bür başkası için para sarfediyor. — Başkası dediğin kim olu-| yor? Madmazelin zevci olaca - ğım, sen de benim arkadaşım dıxıl Misin? Tabii sana da nak-| ten muavenet edecektir. — Demek senin sözün bu ka- | dar geçiyor? — Frederih! anlatmak ne m Ben şatonun asıl mâ ğım diyorum, sen halâ sözümün | geçmesinden — bahsediyorsun. | Hem artık bu gibi kabalıklardan vazgeç, sonra madam Sarina sa- na da gülmeğe başlar. Çünkü ile evlendikten Sarina benimle as-| cektir. Onun için to Mmuamelesini yavaş yavaş Zrenmelisin. — Kimden öğreneyim? | — Ben sana öğretirim. Şimdi şatodan içeri girmez evve- lâ şapkanı başından çıkarma - hsın | in? | Canım sorma. Adet böyle. Çünkü şato sahipleri muteber adamlar olduklarından makamı | ihtiramda şapka çıkarmak usul | dendir. | — Sonra? | — Mikaellaya vakitler hayır olsun madmazel nasılsın baka- yım? Mösyö Alfred ile sık sık Bizden bahsederdik, sizi görmi- Sana dalâkırdı W sonra madam $ yelidenbes Mizlemişsiniz. — Ey! Sonra? | , — Elbet o da sana ya mersi yahut öyle Frederih cevabını | verir. — Sonra? | ,, — Sonra diğerlerinin de birer birer hatırını sorarsın. — Şato kalabalık mı? | — Uşak, ahçı ve arabacılar ile beraber on üç on dört kişi var, — Bunlar hep bir odada mi | oturuyorlar? — Ne münasebet! Herkesin kendine mahsus bir dairesi, © dası var. — Çok iyi! Hatır sorulduktan sonra dışarı mı çıkacağım ? — İcabı hale göre. Madmazel, Biraz istirahat ediniz derse dı- şarı çıkmalı. Hiçbir şey söyle- mezse bir sandalye üzerine otu- rursun. — Şatodakilerin bizim gibi mi? — Onların kıyafetleri de Vi« yanalılara benziyor. Demek biz kıyafetimizi değiştireceğiz? — Ne yaparsın? Frederih birsey daha söyle « mek üzere ağzın: açmıştı. İstas- yon memuru kapıdan başını u- zatarak: kıyafetleri (Arkası var) n aa eee aa Sahibi: A. Cemaleddin Saraçoğlu Neşriyat Müdürü: Macld Çetin Basıldığı yer: (H. Bekir Gürsoylar ve Cemaleddin Saratoğlu matbrası)