Padişah, misafiri Alman imparato- #a Hle Mecidiye köşkünün salonundan he penceresinden gizlenmiş vaziyette meydana bakıyorlardı. Pehlivanlara, yaverler talimat ver- mişlerdi, Padişahın — nerede oturdu- #anu tarif eylemişlerdi Aliço, sakallı değildi. - Kavasoğlu sakallı kdi. Gümrah ve ak sakalı göğ- sünü yalıyordu. Pehlivanlar ihtiyar — olduğu halde düri idiler, Hafif oldukları halde, yı- kılan bir camiin mihrabı gibi yine bir mevcudiyetleri 'vardı. Kavasoğlunun rengi bembeyaz ol- muşlu, Asabi bozuktu. Ne olacağını bilmiyordu. Fakat, hasmına ilk elde biçimine getirip olanca kuvvetile da- kacaktı. Bütün düşüncesi bu idi. Peçrev yapıldı. İki pehliyan güzel peşrev yaptılar... Aliço, tıpkı bir #enç güresçi — gibi canlı, — kanlı Çırpınıyordu. Sanki, Kavasoğlunu yi- yecekti. Helâllaşmalardan sonra kapıştılar.. Bir iki el biribirlerini tarttılar.! Dört beş dakika kadar hareketleştiler.. Aliço, Kavasoğluna bir iki hücum iyaptı. Çapraza girmek istedi. Fakat Kavasoğlu kolaylıkla çaprazı karşıladı. Kavasoğlu, tam bir sırasına getirdi. Olanca kuvvetile hasmına bir çift daldı. Aliço, hasmının çift dalışları - Tiryeste Rıhtımında Bir konuşma (Baş tarafı 1 inci sayfada) rest çekeyim de hanyayı konya- yı anlasın!,, dediniz. Partiyi seyredenler yüzünüz- deki hiddete, sesinizdeki şiddete bakarak elinizde mutlaka bir floş ruvayyal olduğuna hükmet- tiler.. Zavallı Yunanistanı kün- deye getirdiğinizi sandılar, biça- renin korkudan vefatını bekle- diler. Meğer, Kefalonyalı ba- hıkçılar karşı kıyıda oturan biz- leri ne iyi tanıyorlarmış! İhtiyar Metaksas, Yunan' filozofu “Ezop,, un yaman gözüyle yüzü- nüze , ve “gördüm!,, dedi. Bu beklenmeyen cevab karsı- sında sapsarı ldiniz. “Açın elinizi!,, dedi, açmak istemediniz. Fakat ihtiyar kurd, genç- bile- ğinizi kıvırdı, elinizi açtı. — Bü- tün seyircilerle beraber ne gör- se beğenirsiniz? İki yedili! Hem | desinek yedilisi! Değil İlalya tarihinin, vatandaşımız Kaza- nova tarafından icad edilen ku- mar tarihinin de en aşağılık blöfünü yaptınız!. Yanımızda duran — Almanya, partinin bizim için kaybolduğu- 'nu görünce, bir taraftan ne ya- pacağını şaşırmakla beraber, nede olsa müttefikimiz olduğu için araya girdi. İsi — şakaya, | dostluğa vurarak: “— Haydi pota gidin!,, dedi. Fakat fırsatı yakalayan Ke- falonyalı hiç pota gider mi? Üç efzon valesiyle koca İtalyayı | yenmek - fırsatı tarih boyunca ilk defa eline geçmekte idi. “Ha- yır, gördüm!,, diye israr etti ve trajedi başladı. Memleketlerini işgal ettiğiniz Arnavutların de- diği gibi, Dimyata pirince gi- i bulgurdan ' alayım derken, gibi, yabani katıra nal olur mu ya? Şimdi de kallımış, masal 0- kuyor, estekti, köstekti diye dağdan, bayırdan bahsediyorsu- nuz. Hangi dağlar, hangi bayır- lar sinyor? Biz dağlarda, onlar yaylalar da mı harbediyoruz? Hayır! Julia adı verilen meşhur fir- kamızın aşamadığı dağları, Yu- nanlılar keçiler gibi tırmanarak tepe tepe zapettiler. İşte asıl fe- ci hakikat ve tarihi rezalet bu- dur. Haydi diyelim ki orada dağ, burada bayır, yukarıda yokus, aşağıda iniş vardı ve gök bu- luttan kapnlı idi ve yerleri kar basmıştı ve bunun için yürü- yemedik, yoksa yuruyeceku.k lâkin ve saire... İyi, hoş, amma ya şu elimizle göti p, Yugoslavlara teslim ettiğimiz yüzlerce tanka ve Arnavut han- çerinden geçen o Torinolu ame- lelere, Milânolu meyhanecilere, Venedikli şarkıcılara, Romalı gençkre, Floransalı şarapçıla- ra, Napolili kayıkçılara yazık mi? Sonra da “İki ayda olmazsa, ©n iki ayda Yunanistanın ciğe- rini sökeceğiz!,, buyuruyorsu - nuz. Ya on iki ayda da olmazsa? On iki genede mi? Haydi, ka- bul edelim ve diyelim ki istik- ciğerini sökebilir- . Fakat vüdınızın tahakkukuna intizaren şimdilik onların bizim derimizi yüzmek- te olduğunu nasıl inkâr edece- ğiz? Ve sonra, işler bir kere bu. ca İbrahimin süratli dalışı bir için tehlikeli bir vaziyet doğurdu. Ka “Aliçonun kisbet kasnağına çarpmışt Kaşı patladı. Hem - ok patladı ve a çıldı Jivan karşı karşıya geldikleri zama: Kavasoğlunun kaşından fışkıran ka biraz da kıpkızıl etti. Kavasoğlunun kaşından kan fışkı: “rıyordu. Fakat, pehlivanlar devam ediyordu. Züreşin durdurulmasını irade ile mi kildi. yardı ve padişahın iradesini şöyle teb. diğ eylediler: Selâm eyledi. Haydi giyininiz Bunun üzerine Aliço dayandı — v. söylendi: — Abe, bırakınız.. ayırd. edeceğiz. biz. güreşim du: — Abe, efendimiz seyretmezse et mesin.. bize güreşimizi ayırd edece ğiz. Yaverler dinlemediler.. ettiler.. pehlivanları saraydan uzak: laştırdılar. Kavasoğlu, derin bir nefes al mışt elinden kurtulmuştu. Aliço, daha hâlâ söyleniyordu: — Abe, bu nasıl iş?. Ne biçim hu- zur güreşi bu be!.. Beşiktaşta Halk bekliyordu. Ka Kavası dedi: — Abe Aliço; yendin be kızan! M. Sami Karayel —BİTTİ — hale gelince, pirincin taşını nasıl ayıklayacağız? Bugün Görice, denize Gi ama, masıl imdadımıza cak, Orta Avrupayı mette “ah şu dağlar! lavın, Yunanın en az üç bizim hatırımız için harb mi sökmez üstad! Nerede kaldı Hitl maz. Bir kere o korkunç Sırbı hiş olan Türkü hatırla! Sonra da kalkmış, harb halinin istilzam ettiği henüz tahammül edilebilir huzur ile kabul etmeli..,, buyu- Tuyorsunuz. Yani? yani “ac ka- dacaksınız, öleceksiniz, dayanınız, sonra kazanacağız demek istiyorsunuz. Neyin s0- nunda? Ne zaman? Nerede? Na- sıl? İşte bu cihetleri izah tine hiç yanaşmıyorsunuz! ca Romayı, tarihi utandırdınız. rahat rahat malımızı satıyol “gerrine lânet!, lümsemekte - birbirleriyle yarı: ediyordu. İnsanların cankevliyli Bu süratli eğiliş ve Kavasoğlu Ko- oğlu Koca İbrahimin — kaşı, 'Aliço vaziyeti kurtarmıştı. İki peh- Aliçonun yüzünü ve göğsünü suladı, güreşe Sultan Hamid, kanı görünce derhal safirini-alıp pencerenin önünden çe- 'averler kaşuştu. İki pehlivamı a- Efendimiz, güreşinizi kâfi gördü. Yaver dinlemedi. Aliçoya bağırıyor güreşi tatil | Bir kaş patlaması ile Aliçonun ğlu, gülüyordu. Halk işi an- lamıştı. Sarraf Niyazi Bey derin bi nefes almıştı, Aliço, söylendikçe — söyleniyordu. Nihayet Kavasoğlu, son sözünü söy- yyarın Draç derken, ya öbür gün irsek ne yapaca - ğız? Adriyatiğin balıklarına yem mi olacağız?Yoksa gene bir nu- tuk mu patlatacağız ?Bu vaziyette imdadımıza kim gelecek? Bul- garistan mı? Meşhur darbı me- seldir: Kelin. merhemi olsa ken- di başına sürer, derler. “Hayır! Almanya!,, buyuracaksınız. İyi gele- cek? Şimal Denizinden kalka- geçecek, Balkanlara inecek ve kış kıya- diye hey- betini terennüm ettiğiniz sırtla- rın gerisinde Türkün, Yugos-| | mil- yon süngüsüne karşı ve yalnız edecek? Burada Panzerdivision ki lerin “bu harbi bir tek cebhe- de idare ettiğim için kazanaca- Zam!,, dediğini de unutmıyalım . ternin eder? Her kuşun eti, Fransız pilici gibi kolay yutul- düşün! Sonra ondan daha müd- Aman Allahım! Bari şimdi olsun yaptı- ğınız şu blöfün bizi ne hale koy- duğunu — görmüyor musunuz ? “bu millet ve ol- makla beraber yarın daha vahim olabilecek tahdidatı sükün ve amma ihe- Hazret! Allah aşkına geçin bu sevdadan! Ama tamamen vaz- geçin bu kuru sıkıdan! Bak, hiç Tüzum yokken başımıza bu har- bi açtınız. Durup dururken İte- pimizi bir belâyadır soktunuz .. Şu küçük Atina karşısında. ko- Peşin peşin sarı altın alıyor, duk, Denizde devletler bayrağı Taızı selâmlıyor, karada milletler diye bize gü- gırtlaklaştığı bir mârekenin ke- narında bağdaş kurmuş, elimiz- de kitar, Kanri adasının mehta- 22 Sene evvel bugün (Baş tarafı 2 Inci sayfada) maşına zaferi ihsan buyuran nin ne derece tehlikeli olduğunu bi-| Tanrıya hamdü senalar - edili- dirdi. Derhal karşılamak üzere öne| yordu. eğildi. Alman donanmasının intiharı Mahpus Alman filosu bir müd det Rosyth'de kaldıktan sonra, daimi demir mahalli olarak ken- dilerine tahsis olunan Skapaflo 1.| Kmanma sevkolundular. Mahpus - Alman gemilerinde pek az müretlebat bırakılmıştı: Bir muharebe “kruvazöründe n | (200) kişi, bir zırhlıda (150) ki- gi, bir kruvazörde (60) kişi ve bir muhribde de (20) kişi. Mev- kuf filoda top yekün - (200) Al- -| man zabiti ile (4300) neferi var- di. Mevkuf gemiler Skapafloya geklikten bir müddet sonra -| Alman amiralı Reuter — rahat - n | yaya döndü ve yerine erkâmıhar- hiye reisi kaptan Oldekopu vekil -| biraktı 1919 — yılı ikincikânununda amiral fon Reuter Almanyadan dönerek mevkuf filonun kuman- e| dasını tekrar derühde iti. Lâ- kin gemilerde bolşevizm hareke- i| ti tevessü etmiş olduğundan a- miral gemisini değiştirmek mec- buriyetinde kaldı ve forsunu (Emden) — hafif kruvazörüne .| gekti. -| — Alman âmiralı, asi müretteba- tı arasında sanki mahsur — kal- mıştı. Hiç bir yerden haber ala- -| miyor, memleketi ile temas ede- miyordu. Eline geçen dört beş -| gün evvelki tarihli İngiliz ga- zetelerinden sulh müzakereleri- ni takib edebiliyordu. Alman amiralı sulh müzake - -| releri akim kalırsa İngilizlerin mevkuf filoya vaz'ıyed edebile- -| ceklerini düşündü ve böyle bir vasoğlunun — Yıldızda kaşını sarıp| akibete maruz bırakmamak icin sarmalamışlardı. Pehlivanların gel -| gemilerini batırmaya karar ver- diğini görünce üşüştüler başlarına.. di. Bunun için de her geminin r| kumandanı ve itimada şayan ge- diklileri ile mutabık kaldı: - Ge- milerin batırılacağı gün amiral gemisi gizli bir parola mânası- na gelen bir işaret çekecek ve her gemi sintine musluklarını açmak suretiyle kendi kendini batıracaktı. 1919 yılı haziranının 21 inci gün fon Reuter eline geçen ga- 1| Zetelerden sulh müzakerelerinin inkıtaa uğramak üzere olduğu mânasın! çıkardı. O gün de te- sadüfen mevkuf Alman gemi- lerine nezaret eden İngiliz filo- su torpido talimi yapmak üzere denize açılmıştı. Alman amiralı (Emden) kru- yazörünün işaret serenlerine mahud gizli parolayı veren işa- reti cektirdi. Her gemi bu işareti görünce derhal itaat etti ve sintine mus- luklarını açarak yavaş yavaş sulara gömülmeğe başladı. İn- giliz devriye motörleri işin pek geç farkına vardılar ve batmak | üzere olan zırhlıları, kruvazör- | leri, muhribleri karaya çekmek için yedeğe almaya çabaladılar- sa da (Baden) zırklısı ile kruvazör ve (18) muhrib mi tesna olmak üzere mevkuf bü- tün Alman gemileri Skapaflo - nun çamurlu derinliklerine gö- müldüler. Alman amiralı fon Reuter esiri harb — olarak İn- gilterede bir müğdet alıkonuldu. D y(",’ğcj*ğ'"'îay’gmğî'"fğ Nihayet 1921 yılının ikincikânu- haydi kabul edelim ki fikrinden "“]"d“ © da serbest h""“’ı’d': ü vazgeçti, kalktı, bu sarp illere| , İSte 1919 yılına kadar İngiliz geldi. Fakat milyonlarla asker| (OPanmasından sonra dünyanın Sekma Diler kazanacağın kim | ©n küdretli bir armadası olan Alman deniz kuvveti böyle ken- di kendini imha suretiyle orta- dan kalkmış oldu. A, Cemaleddin Saraçoğlu —SON— n bına bakıyor, Santa Luçiyayı te- rennüm ederek keyif çatıyor - duk, Kalıbımıza ve , kıyafetimize bakıyorlar ve bizi bir şey sanı- yorlardı. İşte siz İtalyanım en büyük varlığı olan bu vahimeyi -| parçaladınız. Harbe girdiğimiz -| gün gırtlağımızı yırtarcasına “Vinçere! Vinçere!,, diye bağıra- rak başımıza binbir musibet aç- 'tınız. Hangi Vinçere üstad?Kimi -| miz Sidi Barrani de susuzluk- tan ölüyoruz, kimimiz Yunan- lılara esir düşüyoruz. - Kimimiz Tarantoda denizin dibine gömü- lüyoruz. Sonra da, lâfa gelince, Vinçere! Vinçere ha? Öyle ise al sana Vinçere! Zafer ha? Öy- le ise al sana zafer! İnsaf ediniz de şu zavallı İ- talyanın bir kere haline bakın! !| Arnavudun dediği gibi “akıl in- sanın külâhında bir çividir.. Yumruğu yemeden içeri - gir- mez!,, Tuhafa bak ki biz de yumruğu yediğimiz halde gene bu İçeri girmiyor! Evet, geçin $| zaferden! Zira bu zafer dej le| Eynelmefer!. Bir blöf yaptık, partiyi kaza- nalım derken mars oluyoruz! ZENİ SABAR Emlâk ve Eytam Bankasından Esas No. Yeri Nev'i Senelik klrası Türk lirası C: 32/1 — Beyoğlu Ağa İlamamı Daire 183— Çukur çumu Hacı Bes kir apartmanı No. 1 C: 32/2 — Beyoğlu Ağa Hamamı Daire 183— Çukür cuma Hacı Be- kir apartmanı No. 2 C: 32/6 — Beyoğlu Ağa Hamamı Daire 420— Çukür cuma Hacı Be- kir apartmanı No, 6 C: 32/9 — Beyoğlu Ağa Hamamı Dükkân mi— Çukür cuma Hacı Be- kir apartmanı altında No. 33/1 Yukarıda adresi yazılı aparlman daireleri ile bir dükkân boştur. Kiraya verme günü: 25/11/940 cuma saat ondadır. Talib olanların tafsilât almak için Bankarmız Emlâk servisine gelme- deri. «11065: aızlığını ileriye sürerek Alman-| Çanakkale Deniz Komutanlığı Satınalma Komisyonundan 1 — Çonakkale Deniz komutanlığı ihtiyacı olan safi 69330 kilo ekmek- lik has unun 28/11/940 perşembe günü saat 14 de kapalı zarfla eksiltmesi yapılacaktır. 2 — Taliblerin 1040 Jira muvakkat teminatı ile beraber ihale günü ve saatinde Çanakkale deniz komutanlığı satın alma komisyonunda bulunma- ları. 3 — Kapalı zarfların iç ve dış zarfları kırmızı balmumu ile mühürlen- miş olarak ihâle saatinden bir saat evvel makbuz mukabilinde komisyona verilmiş olmalıdır. 4 — Postada vaki gecikmeler nazarı itibara alınmıyacaktır. 5 — Evsaf ve şartname her gün Çanakkale Deniz komutanlığı alma komisyonu ile İstanbul Dz. Lv. satın alma komisyonunda bilir. <10913> satın görüle- Zirat kombinalar Kurumu Müdürlüğünden: Ziraat Vekâletince pazarlık suretile harman makinesi, biçer - döğer traktör ve teferrüatı satın alınacaktır. Satmak istiyenlerin şartnameleri görmek ve bu husustaki — tekliflerini bildirmek üzere en kısa bir zaman içinde Ankarada kurum müdürlüğüne müracaatları ilân olunur. (7683 - 10799) Yüksek Ziraat Enstitüsü Rektörlüğünden: Kurumumuz kız ve erkek talebesi için cins ve mikdarı muhammen be- dellerile muvakkat teminatı yazılı elbise, palto, tayyör ve mantonun ida- Tede mevcud kumaşlardan malzeme ile inin 5/12/1940 cuma günü saat 11 de kapalı zarf usulü ile rektörlük binasındaki müteşekkil komisyon tarafından ihalesi yapılacaktır. 2 — Eksiltmeye girmek istiyenlerin muvakkat teminatı ve teklif mekt uplarile kanununun tayin ettiği vesikaları ihale saatinden bir saat evvel komisyon reisliğine vermeleri. 3 — İşçilikte kullanılaçak malzeme örneğini görmek ve şarinamesini okumak istiyenlerin daire müdürlüğüne müracaatları. — (7848 - 10074) Adet — Fiyatı Tutarı Teminatı Erkek elbisesi — 365 14 Lr. 5110 Erkek paltosu — 118 — 14 > 1652 Kiz. tayyötü 94112 32 408 Kız mantesu, Giç d L 712 f 7242 544 gözar Şekur. Lokum ve Şekerlemelerinin aa Nefasetiyle dünyaya nam veren ALİ MUHiDDİN HACI BEKiİR Bahçekapı, Şubeleri: Beyoğlu, Karaköy, Kadıköy Pazar günleri açıkt Merkezi: gz ÇOK MÜHİM |O TiyarTRoLAR l Şekir ” tiyatrosu temsilleri Tepebaşında Dram kısmında 21/11/1940 perşembe günü akşamı saat 20.30 da AYAK TAKIMI ARASINDA letiklâl caddesinde Komedi kısmında 21/11/1940 perşembe günü akşa saat 20.30 da DADI Her tarafa otobüs vardır Erkek ve kadın farkı yok ADEMİ İKTİDAR, BEL GEVŞEKLİĞİ ve zafiyeti umumiyeye karşı Hormona fabrikasının GLANDOKRATİN Habları çaredir Her eczahanede kutusu 200 kuruştur. Reçete ile satılır. BAA !YURDDA SABAH || Bir ahlâk düşkünü 9 yıla mahküm oldu / .NK İ Askerlik rişlei | DAVET Sariyer Askerlik şubesinden: 1— Askerliklerine karar verilmiş olduğu halde muhtelif sebeplerle ye- dek subay okuluna sevkedilmemiş 0- lan yüksek, orta — ehliyetnamelilerle yine kısa hizmet hakkını haiz olduğu halde kamplara Iştirak etmemiş olar ehliyetnamesizler 1 mayıs 941 de ye- dek subay okuluna sevkedilecekler - dir. Bu debebden; A — 940 yılında lise ve muadili mekteplerle daha yüksek mektep - lerden mezun olduğu halde tahsile devam etmiyecek olanların; İzmit (Hususi) — Bundan bir sene evvel, şehrimizde iğrenç bir facia ol- müş, Habib Kocabalkan adında - bir öğretmen talebesinden 7 - 8 yaşların- da 5 kaz çocuğunu kirletmek töhmeti ile adaletin pençe sine tevdi kılınmış- 'tı. Nall Törenin reisliğinde teşekkül eden İzmit ağır ceza mahkemesi suçu delilleri ile sabit görmüş ve bu herifi 9 sene hapse mahküm etmişti. Tem- yiz mahkemesi de İzmit ağır ceza sının bu isabetli kararını tasdik et- miş ve mahkümiyeti katiyet kesbet- miştir. B — Yoklamasını yaptırdığı ve ye- dek subay okuluna sevkedildiği h: de mektebe geç gittiğinden veyahud sıhhi sebebden dolayı mektebin - bu devresine yetişmemiş olanların; C — Sıhhi mazereti dolayısile er- tesi seneye bırakılanların hemen şu- beye müracaatları ilân olunur. Yol İnşaatı İzmit (Hususi) — Vilâyet dahilin- de şose yollarının ikmali ve yapılma- sı İşi devam etmektedir. Son olarak mühim bir ticaret merkezi olan Ak- yazı - Adapozarı şosesi de bitiril - Miştir. Halk bundan pek memnundur. Eminönü As, Şubesinden! Şubemizin 4/1345 sırasında kay LV. ATGM, Abdülfettah oğlu Ah- med Yusuf 317 İstanbul (39144) ün çok acele şubemize müracaati. İTHALAT ve İHRACATÇI Müecsseselerin Nazarı Dikkatine Bağdad, Basra yolu ile dünya- 'nin her tarafına müsaid şeraitle her türlü eşya nakliyatını deruhde eder. y AesaECama F amcer — zer ö n Sahibi: A. Cemaleddin Saraçoğlu Büro ÇAKER YAZAROĞLU Galata Karaköy Serimet han Telefon: 417738 Neşriyat Müdürü: Macid Çetin Basıldığı yer: (H. Bekir Gürsoylar ve Cemaleddin Saraçoğlu matbaası) Esas No. 1893 1894 1895 1896 1807 1888 1890 1900 1902 1927 Yeni 1928 1930 1931 2740 ve len bedel mukadder kiymeli yirmi nisbetinde tezyid 270393 No. Zİ IKİNOPTEŞRİN 1540 ÖDEON Yeni çıken lüks plâklar KÜÇÜK MELAHAT KEMAN, KANUN, KLARNET, UD 270394 No. SEVİYORUM GEÇEMEM BAHAR OLUR NEVİN KEMAN, KANUN, KLARNET, UD HAMİYET DUYGULU KEMAN, KANUN, KLARNET, UD 270395 No. Emlâk ve Eytam Bankasından Yeri 1876 Yenikapı, Yahı mab, Kumsal sokak- Es: 76, Ye: 235 Yenikapı, Yalı mab. Kumsal sokak Es; 112, Ye: 201 Yenikapı, Peşkirci sokak Ye: 15 Yenikapı, mal Davudpaşa iskelesi so. Es:1,Ye:1 Yenikapı, Lânga bostanı Es: 15, Ye: 20 Yenikapı, Yah mah. Es: Kule — boyu, Ye: Lânga bostanı sokak Es: 17, Ye: 31 Yenikapı Yalı mah. Kâtib Kasım bostanı sok, Es: 29, Ye: 39 Yenikapı, Yalı mah. Peşkirci sokkak Es: 3, Ye: 5 Yenikapı, Yalı mah. Alboyacılar sokak Es: 36, Ye: 48 Yenikapı, Yalı mah. Alboyacılar sokak Es: 42, Ye: 53 - 66 Yenikapı, Yalı mah. Alboyacılar sokak Es: 72, Ye: 86 Yenikapı, Yalı mah. Kâtib çeşmesi sokak Es: 18, Ye: 18 Yenikapı, Yalı mah. Kızıltaş sokak Es: 19. Mükerrer Yenikapı, Yalı mah. Alboyacılar sokak Es; 24, Ye: 104 Aksaray, Es: Baklalı Kemaleddin, Ye: Emin Bey mah. tmam, yeni Tiryaki Hasan paşa sokak. Eski 24 Yenikapı, Yalı mah, Alboyacılar sokak, Es: 40, Ye: 51 “Yenikapı, ıeri 1618 Yalı Mah. 16719 Yalı Tnah, sokak 1884 1886 1887 1888 1889 1890 1891 1892 Yalı mah. Yenikapı, Alboyacılar sokak, Es: 48, Ye: 62 Yenikapı, Değirmen sok. Ye: 36 Yalı mah. Yalı mah. Yenikapı, Yalı mah. Alboyacılar sokak, Es: 46, Ye: 60 Yenikapı, Yalı mah. Alboyacılar sokak, Es: 78, Ye: 92 Yenikapı, Yalı Mah. Alboyacılar sokak, Es: 66. Ye: 80 Yenikapı, Yalı mah, Alboyacılar sokak, Es: 56, Ye: 70 Yenikapı, Yalı mah. Alboyacılar sokak, Es: 38, Ye: 52 Yenikapı, Yalı mah, Değirmen sok. Es: 48, Mükerrer, Ye: TI Fatih, Samatya, Hacı mah, — Pulcu Es:, Ye: 16 apı, Yalı mah. Cuhacı oğlu sokak ada 838, pars, 11 6 Yenikapı, Yalı mah, Kumsal sokak Es: 98, Ye: 215 Yenikapı, Yah mah. Alboyacılar sokak, Es: 42, Ye: 56 Yenikapı, Alboyacıla 50, Ye: GA Beyoğlu, Es: yeni Çi Kilise sokak Es: Ye: 13 kadın t D sok. Yalı mah, sokak Es: ampaşa me mah. 42, BEN SANA EZELDEN VURGUNUM Kiymeti 35b.— 18.— 8— N— M— 68— 46— 69— 79.-— T5— Tl— 85— 66— S2 Tü— 58— âMl— 3T— 48— 9ö— 18— 20— lT 90— ei Mescahası Arsa 35 M2 ” 27.50 MA . W8. M2 > 133 MA x n M2 > M M2 , 68 M2 » 58 M2 > 56 M2 * 46 M2 > 69 Ma > 79 M2 » 15 M2 > 71 M2 > 42, 43 Mz » 66 M2 > 82 M2 > 70 M2 > 56 M2 » Va H. — 82 M2 » 88 M2 > 48 H. 73 M2 » 48 M2 > o3 M2 > 18 M2 > 1/2 M 39. 64 M2 » 1028 M2 > sı N2 â 66 M2 > 68 M2 > 1/4 H, 12150 M2 GÜL YÜZLÜ GÜZEL Neva Rast guzel GÖĞSÜNDE BİR ARŞAM Neva Uşal güzel ozita I— 360 15.060 26.60 220 280 13.60 1160 Na 9.20 13.80 15.80 15 1420 di 1640 MA 1120 8.20 1700 740 960 19.20 3.60 12340 620 1320 18.60 Yukarıda adresi ve tafsilâtı yazılı gayrimenküller açık arttırma usfilile peşin para ile satılacaktır. ihale 11/12/1940 çarsamba ünü saat 10 dadır. Müzayede eçtiği takdırde taliblerin depoz ylemeleri ve mühür kullananların mühürlerini nom sırasında veris tolarını yüzde terden tasdik ettirmeleri Tâzımdır. İşbü emlâk; caklara satış bedelinin bir kısmı mevzuatımız dal resinde ikraz edileceğinden bu hususta izahat almak istiyenlerin pey akçesi nüfus tezkeresi ve üç kıt'a fotoğrafla birlikte bildirilen gün ve saatte şubes miz emlük se ve gelmeleri. «R22> «10881>