f ; î E_ GURUB Ttalyancadan Tercüme Eden: Hüseyin Kutval ton'dan ölmemi ati Kadın salona girdi. — Ben gel-) — — Congetion'dan &l Gim diye seslendi. Erkek ona doğ-| messin tabil: biraz evvel yedim; b u: — Sen mi? , "i fena edebilir. Sırtında henliz ava göttiği zaman | — — Oh, hakkın var, sahi, bekle Bivdiği meşin ceket vardı. Avlan-| daha iyi. Taktan yen gaa olacakt Ocağen | Z Yüniz eli değişimede Başında ayakdarını kurutmakla meş- | ve sakal traş olmağa gidiyorum. | guldü. Ayaklarında ikt büyük ve a / — Fakat hayır.. beni ya yantofla vardı. Kadın: birakmak istiyorsu SK LA D ĞĞi at dedi | — Yalız Kalıp düşünecek zaman T ana söylemiye dihn mani|. kazanmasıı istemiyordu. / Brkeğin yanyor? Fakat.. Anlamıyorum... | o veziyette yanında - bulunmasını, ae Sarada olduğumu mu? Bazit | © Büyük odada yalnızca beklemiye O git Yalnız, serbestim. İkimiz de | tercih ediyordu. Neyi bekliyecekti? gerbestiz. O bu sabeh ansızın hare- | "Güzel,, olmasını mı? Bu gün bun.- Ket etti. Müstacel bir telgraf onu | lar kendisine pek gülünç geliyordu Hariç mesileketlerden birine çağırdı. | Halbuki kendini ona arzusu ile yer Ben de geldim. Sana bir sürpriz yap | mişti. Çünkü ötekisi ile mukayesede mak istedim. onu daha mükemmel bulmuştu. Ko- Onu kuvvetlice sıkan erkeğin | cası alelide, çetin, sert bir adamdı. ları ararına sığındı. Fakat kadın| / Bir zamanlar teklif karşısında son- Ban e olep olmadığını tae. | radan sevebileceğini sanmederek ev.. Makta haklı idi. Hayır, hiç te mem | lenmişti. Fakat derhal anlamıştı ki Sün göslükmüyordu. O hiçbir saman " sevemiyecekti İA e Hlalbuki hattı hereketini, konuşma. Ze Tarinı hati giyinmesini biraz demo. Kadın başımı kaldırdı ve ona bak-| “de bulduğu ve lâtife olarak "eski a. t Bunu daha evvel yapamamıştı, | dam,, dediği bu erkeğin nazik alâka- günkü onun kolları arasında bulun- | S1 ölekilerinkine - benzemiyordu ve aktan mütevellit hissattiği saadet) (#£ zamanda müdafnasız kaldı. Onun onu heyecanlandırmış - ve gözlerini| oldu. g kamaştırmıştı. Şimdi baktı ve gör-| — İnsanı kâmil. Ondan bahsettiği &. ş 5| onu düşündüğü zaman daima dudak- — Aman allahım bu ne hal? — | Jarına gelen kelime bu idi: / İnsanı Adam kızardı. Kadının bayreti- | kâmil. TSİŞEDET Tei Aralarında yirmi yaş fark vardı. aalemış ve t HM LN tüyle derkeder vasiyet. | Adam oo benln küçük kıım ölye te li defa görüyormun.. kltap ederdi, Bemimiyetinde neba el Daplar dar incelik vardı. Ne kadar nazikti: sırtan, - un eti Bo ve karmalanıgık sakal. | Öyle Ki o yirmi yaş fark gürükemü. a vardı. Meşin ceketinde lebeler, | Y9T bissedilmiyordu... —— Yağ ve garab lekeleri vardı. Kadın | , Belki onunki / aşk bile değildi. İztirab derecesinde bir şefkatti; ka- KS e dinınki de aşktan ziyade hayranlık | " ve uysallıktan doğan bir histi. — TDahaf koku.. n D Erkek başından büyük sergü- — Üç gündür avlanmakta idim, biraz evvel döndüm. ŞAT ONeĞU his laned. Lâhin ar-| tık yorulmuş gözüküyordu. Onun| — Biraz yorgun olsan gerek. İ için eski saraylara - benziyen vilâ: zt biraz sına çekilmişti. Kadının da villüsi . ada dertçe fakat gakacı gözük-| sunkisin yanında idi. Tesadüf onla mmek istediği bir gülüşle; © yaklaştırmıştı. Ç öyle hoşuma gitmiyorsun | " “Eyet onu böyle uzun sakalla, av - elbisesile ve terliklerle ik defa gö- 3 Nn geleceğini haber verme | Tüyordu. Şimdi başını gizliyecek her türlü sun'likten uzaktı: Bu sefer ih- — Fakat.. söyledimya / sürpriz| tiyar gözüktü. Kadını baştan çıka. yapmak istedim. Sonra habere ihti-| ran bütün şıklığının uçtuğunu his. yacın olduğunu ve kadınlar gibi u-| setti. Mandrada geçirdikleri gecele Zün tüvalet yapacağını bilmiyordum. | rin hayvan pisliği ve insan teri gibi Dedi ve tekrar gülümsiyerek- acı ve fena kokularını duyar gibi ol- — Git, git, çabuk güzel bir ban- | du. Yo yap. (Sonu yarın) AT TT AD Ce tasvir ettiği şeyleri görüyor gibiydi. — Bak Siçmund! Arkadaşların — Şimdi tamantle bir kurt baline gir: miğferlerini takmış, kılçlarını slmış — mişti. Ellerile çirginin üzerinde op karbe gidiyorlar. Sen yalmızsın. Ki — rağa çömelmişi İlciye atlıyacak gi mi bekliyorsun? Biydi. Yüründen ter tanoleri üdeta Ölüverin simasında bir deheet ve — bir sicim gibi akıyordu. Derunt bi endişe aldimi belirdi. Sallanmasını — yük bir mücadelede bulunduğu vnu. kesil Hakkaktı. Lana devam etti: — Tabil dura- — — Svanil, kendisini tutamıyarak saksın! Çünkü kurt olup fenalık yap — bir çığlık kopardı. Godard. kolile mak isledin. Sen arkadaşlarma yeti — enç kım tutarak göclerini kapadı gemessin. Mücadeleye girişmek is- —— Ölüver, şimdi çirginin içinde. b tersen bile senin yerin kurtların ara — durmuş Bir küpek gibi, Ülriyerek, sındadır. Ümütsiz düştüğün dakika — ağrından Köpükler saçarak, uluya da mabudun Odini parçalıyacağına — Tak, Yelhasıl müthiş bir ekevmu söylemekle kurt oldun. Serininde dönüp duruyordu Olüver, bu sözler üserine çizçinin — — Piyano durmuştu. Yalmız Lune- içerisinde, bütün adaleleri gerilmiş —i yeknesak sesi düyülürerda olarak çöküvermişti. — İnte bak, bir anda firlıyarak XXxVm mabuduna hilcum ettin ve parçalar Luna yeknesak sözlerine devam — din. Öldü.. Şimdi ne yapacalının Siğ. at mund?. A (Pt Biliyorlar:. ile — - Piyano tekar, (akat bu seler baban, kardeşlerin, ve Iki oğlun da — hafif parçalar çalmağa taşladı Di aklağıyor. Çünkü onlar mabudu - ver koltuğa düşmüş seek dariya 'a kargı küifir etmemişlerdir. — du Çanakkale (Hususi) — Çanak- kale Valisi — Atıf bulunduğu civar| köyleri Halkevine davet ederek bir çay ziyafeti vermiştii Vali köylerimizin derdlerini din. lemiş ve onlarla uzun uzadıya görüş.| Halkevine Gelibolu: (Hususi) — Türk tarihinin dönüm yerinde mühim| karargâhlardan bini olan Gelibo- Ju bir vakitler yirmi, otuz bin nü- fusu ihtiva eden bir kasaba idi. Harp felâketleriyle bir boşluk- ve| harabi baş göstermişken Cumhu -| Fiyet “idaresi feyizli - mesaisiyle derhal tesirini - göstermiş, yarım ada baştan dolmağa başlamış, — be-| ki iktısadi, ziral, ticart ehliyetine ermekte bulunmuştur. Kasaba içerisinde yeniden yol-| lar açılmakta yeni binalar yar maktadır. “Gelibolu Işık Yurdu, bu güzel binalardan biridir. - Bir| faaliyot ve bir kültür sahası ola-| cağı Muhakkak bulunan bu bi- 'nadan başka yeniden yapılmakta| olan büyük ve modern . .Halkevi,| binasının inşaatı da yakında bitmiş| olacaktır. Bu süretle kasabamız- da ihtiyac olduğu en modern bir mü -| ezseseye kavuşmuş olacaktır. — Dİ-İ iğer taraftan geçen sene yapılan e-| dektrik tesisatı da; — Gelibolunun 'en böyük hayati ve medeni ihtb| yaçlarından birini tamamlamıştır. Uzunköprü — Gelibolu şosesi kısaltılıyor. Uzunköprü; (Husust) — Uzun) köprü - Gelibolu şosesi tekemmtl| devresine girmiştir. Trakya Umu-| mt Müfettişi General Kâzım Dirik” in Tüzum gösterdiği Gelibolu - Te-| kirdağ yolunun kısaltılmasına da teşebbüs edilmiş ve yapılan bir top- rak tesviyesiyle bu yal İstanbul - Gelibolu yolunu 78 - 80 kilemetre kısaltmnıştır. Hükümet konağının proje ve keşifleri bitmiş ve ihalesi yapılmış- tar. Yakında inşaata başlanıla -| aktır. Tefrika No 57 Birden Luna muzaffer bir eda ile: — Fakat Sigmund tekrar bak: Ağaçlara, toprağa bir göz at: Buz- lar eriyor, dereler halinde akıp gidi. 'yor, ve gök yüzünde yeni bir güneş Parliyor. Ağaçlar tomurcuklanıyor, kâinat / değişiyor, bu ilkbahardır, toprak yeniden hayata kavuşuyor. Oliverin kırmızı gözleri genç ka. dından ayrılmıyordu. — Artık, bu yeni hayat içerinin. de hergey canlanıyor, harpte ölen askerlerin, kahramanlar tekrar ha- yat buluyorlar, mabutlar diriliyor, 've Odin de başlarında. Kalk Sig: mund, affedildin, kurt olmak iste. men artık makbul değil. Kahraman Sskerlerinin yanına git, Gelibolu. Modern Bir aeler yapmıştır. Köylülerimiz — kendi elişlerini de getirerek Halkevinde bir sergi| açmışlardır. Resimde — Vali ile köylüler bir arada görünmektedirler. Kavuşuyor Geliboluda Belediye faaliyet Yeni parklar ve mezbaha ile otel yapılıyor. Gelibolu; (Hususi) — Bu se: köylere 6000 don fazla fidan veri miştir. Belediye tarihi Sarıca Pa-| ga kale ve havuzunun etnafındaki| derme çatma binaları istimlâk e- derek bu tarihi eserlerin - önünül açmış, bir park ve çocuk bahçesil meydana getirmek için faaliyete başlamıştır. Evvelce- tiyatro binası — olarak| yapılan ve şimdi Halkevi olarak | kullanılan binayı Belediye her tür| lü konfor şartlarını haiz bir Bele-| diye oteli haline getirecektir. Geliboluda bir (Soğuk Hava) deposu yapılması için teşebbüsle- re de girişildi. Belediyeler Bar kasından istikraz edilecek para iş-| ni takip etmek üzere Belediye reisi| yakında Ankaraya gidecektir. Bundan başka Sıhhat Vekâleti-| 'nin kabul ettiği yeni tiplerde - bir| mezbahanın inşasına başlanmıştır. Gelibolu: (Hususi) — Trakyı 'nın Akdenize yegâne ihracat iske-| lesi olan bahusus Keşan, İpsala, E- 'nez ve hattâ Malkarının bir. çok hububatının ve iptidai mevaddının İstanbul ve Akdeniiz ve Avrupa dışi pazarlarına ihraç.iskelesi olan Ge- bolu gümrük idaresinin kaldırı!. masına teşebbüs edilmesi üzerine | Trakya Umumi Müfettişi General| Kâzım Dirik vaziyetten haberdar | edilmiş ve aziz General tarafındı Motörcü, arabacı, kayıkçı, hamz #zibi 300 ailenin geçindiği ve Trak-| yanın yegâne ithalât ve ihracat| iskelesi olan Gelibolu gümrüğünün | kaldırılmasının bir yanlışlık olaca.-| t mütaleasiyle keyfiyet “derhal Gümrük ve İnhisarlar Vekâletine Çeviren : P. SAGAY Luna sustu. Godard kendini tu. tamıyarak, Svanilde: — Olivere baksana diye mirıl- dandı. Çizginin içinde genç adam, aya- ğa kalkmış, göğsünü Kabartmış, e- nerjiden yerinde duramıyan bir ta- var kesbetmişti. Yüzü hâlâ bir kun Simasını taşıyordu. Fakat gözleri in. #an gözlerine benziyordu. Sonra di. ğer korkunç hatlar, ormandaki gibi. tedrici surette kaybolmayıp iki göz kırpması ile ortadan kalktı. Oliver insan geklini artık alımıştı. Her za- mankinden daha kuvv görünüyordu. Kuvvetti bir sesle: — Kurtuldum ve affedildim diye bağırdı. Ebediyen. li ve güzel Tefrika No; 40 Sanki ben ortada yokmuşum gibi) aldırış bile'etmeden küçük kapıdan girerek kayboldu ve - dikkatle bu kapıyı kilitledi. Ayakta, dimdik, dimağım karma| karışık bir halde kalmıştım. Birkaç| dakika sonra elimi alnımdan geçire | rek bir rüya görüp görmediğimi ken. di kendime sordum. Hayır, bu bir rüya değildi! Bu yabancıyı hakikaten — görmüştüm. Kadının Nallin karısı olduğundan bahsetmesini rüyada değii, uyanır-| ken İşitmiştim. Fakat kimse varlınta Gvli olduğunu — bana söylememişti. Bu sükünet, bu gizlilik acxba neden idi? Ne diye saklanıyordu? ve ya- bano: kadın, kocasının kendisini eve Kapattığından, her geyder. çocuğu. u ve karısını / mahrum ettiğinden| bahsediyordu. Zayıf, kemik hastalıkl, zekâdan | mahrum çocuk, demek Nailin oğlu 1di! Acaba, çocuğunun vaziyetinden zoklazlığından utandığı için mi, onu| herkenin azarları önüne koymuyor, ana ile oğulu gizli olarak saklıyor- | du? | Oh! hayır, hayır vasim böyle bir| alçaklığı yapabilecek tiynette bir a. dam değildi. O, nazarımda, doğrulu-. ğun, ruh yüksekliğinin en böyük bir | timsali olarak duruyordu. Öyle ise kadn yalan söylemişti. Fakat ne maksatla? Muhakkak deli olmalıydı. — Bu- nunla beraber sakin bir tavırla, he- yecana kapılmadan, etrafındakilers, yani bana saldırmadan konuşmuş. | tu. Gittikçe kapanan havaya aldır- madan, başımın üzerinde gürliyen | Sök gürültülerini işitmiyerek kendi. mmi otların üzerine attım. Zavallı di- mağım ateş içerisinde kalmış gibiy. . Fikirlerimi toplamak için ümit- | sizlikle uğraşıyordum. Karısı!.. / Hayır, bunun imkânı| Yoktu! Bundan bana neden şimdiye | 'Runda gümrük Tbka edilmiştir. — | Bu hal bütün Geliboluda — ve| ticaret âleminde tesirini göstermişi müvakkaten bir durgunluk devre ine giren ücaret hayatı yeniden| canlanmış ve evvelki faaliyeti ik- tisab etmiştir. Geliboluların en büyüz Gelibolu: (Hususi) — n en büyük ihtiya belki iztirablarından biri de Mer Sin hattına işliyen vapurlardan bi. Tisinin Mersine giderken Geliholu. YA uğramamasıdır. Geliboludan Mersine gidecek bir yolcunun Ça- nakküleye ve yahut İstanbula ka. dar giderek para sarf ve vakit kay betmesi ticari düsturlarla — kabili| telif ve İmtizaç değildir sanırım. Tüccarın ve esnafın fuzüli para sar | fetmesi ve gün kaybetmesi ticaret- | te ve esnafın fuzuli TetaoinMOY te rekabeti öldüreceği gibi ayni amanda her şeyin maliyet — fiat-| Jarını arttırmakla ticaret ve aher | ifin ihtiyaç ve inkişaflarına sed çeken bir hâdise mahiyetinde gö- rülüyor. Ümid ederiz ki Deniz bank idaresi bu lâzimeyi, bu ihti-| yalı dikkatle alır, affedildim, tamamile kayboldu!.. Luna bu hal karşısında titriyor. ve geri çekiliyordu. Xihayet kendini toplyarak: — Oliver Hamand. bu. kadar kâfi. Uyan!.. dedi. Genç adam bir lâhza gözleri ka- Palı durdü. Sonra göz kapaklarını oynatarak uyandı. Etrafına şaşkın bir tarzda bakarak: — Ne var?.. Ne oldu?.. diye söylenmeğe başladı. Be- ni uyutmak istiyordunuz değil mi? Luma, Svanild ile Godarda: — Merdivenlerden yukarı çıkınız. diye emretti. Her ikisi de ses çıkarmadan ita. at ettiler. Şimdi nazik zaman gel mişti. Genç kadın Olivere hitaben: — Şimdi, sizinle“yalnız olarak çamların altında ve yıdızların ziyası altında tekrar bir tecrübe yapaca- Pencerenin tahta kapaklarını aç- t ve lâmbanın ışığıni kapadı. Karan. lıkta uzun bir süküt oldu. Svanili, Aşkın _Kuvvetı_ Nakleden: ORHAN S. kadar bahsetmemişti? Ve neden evli olduğunu herkesten saklıyordu? Ya- bancı kadın, çok güzeldi, her halde Nall karısını çok sevmeliydi. Hahbu. ki kadın, Nailden cellât, zalim diye bahsediyordu. Hayır, hayır, bu olamazdı. Söy- lediği şeyleri vasim gibi doğru, ciddi bir adam yapamazdı. İri yağmur taneleri bir müddet- tenbori düşmeğe başlamıştı. Birden bire mavimtırak bir gimgek ortalığı yırttı. Ve arkasından şiddetle etrafı Sarsan bir gök gürültüsünü de du- yunca derhal ayağa kalkarak, hiz. İanen yağınurun altında, sahlle t yeden bakan kayalıkların kenarın. dan koşmağa başladım. Birtsi karşımdanı gel ordu. Dik- het cüince gelenin Nall olluğunu Közüim. Derbal yüzüümün kıpkırmızı ni hissettim. Süratle, âdeta koşar gibi yürü- 'yordu. Yanıma gelince nefes nefe. — Nerede 'a yerek elimden tuttu. Yaptığınız doğ- Tusu büyük bir tedbirsizlik. Çabuk Buna rağmen, artık bardaktarı Boşanırcasına — yağınağa — başlıyan yağmurun altında mükemmelen - Jandıktan sonra eve varabildik. Büluzum, üstüme sımsıkı yapış- iş, incc ayakkabılarımın içerisi su ile dolmuştu. Kapıdan içeri girerken korkungç bir gimşek çakmasile beraber hemen. yanı başımızda Adeta kulaklarımı sağır edecek bir gök gürültüsü orta- lığı sarstı. Koridorda Emine hanıra önümlüze çıktı. — Ah yaramaz çocuk! Ne hal- desiniz baksanıza. Bukadar ihtiyat Ssızca hareket edilir mi hiç? Haydi hemen yukarı çıkın da üstünüzü de- #iştirin. Salonun kapısında Sacide heni- mın ince vücudu göründü. — Cehide hanım, sizi ne kadar #even bir vasiniz var bilseniz. Firtı. 'nanın kopmak üüzere olduğunu ve sir zin de meydanda - bulunmadığınızı gördükçe yerinde duramıyordu. Ken disine böyle üzüntüler vermeniz bil. mem doğru mu? - Bana zalimce bi hareket gibi geliyor! Genç kadının sözlerinde bir ga- Tiplik sezdim. Fakat vasimin soğuk ve ciddi sesi daha fazla düçünmeme mani oldu. Zalimce kelimesi, bu vaziyet- te biraz ifratla söylenmiş gibi! Ca- hide bu hareketi yaparken fazla dü sünmemiştir. Büyük dostu olan de. mizi, bu günkü gibi karanlık ve fır: tınalı bir havada seyrederken sade- ce kendisinden geçmiş, etrafımı, ta- biatin bu güzelliği karşısında unut. muştur. Mesele, görüyorsunuz ya, bu kadar basit... Haydi Cahide gidip elbizenizi değiştirin ve ısının. Bir lâhza tereddüt ettim. içimde bir şeyin kaynadığını duyuyordum. Bir saniye müddetle:: "O benim cel ladım..., diyen kadını görür gibi ol 'düm. Sonra yüzüne bakmadan: — Teşekkür ederim. dedim. (Devamı ) Godardin kolunu asabiyetinden ai S yakalamıştı Nihayet Öliver - sakin bir konuşmağa başladı. TeŞ Yildizler ne kadar da parlak Azlıyamıyorum. Likantaopi Tactik de bir teerlbe yapacağını sanardl. yordum. Halbuki beni hipnotlar yap Tak istiyorsunuz. Şaşırdım kaldını Dabe fazla söyleyecek bir çey bulamadığından sustu Çamlar küvvetli kokusü pencoreden aa Biriyordu. Luna demir parmaklıkler arasırdan bazı beyaz Parıtlar ge Tüyordu. Nibayet: — Çamlar,” yıldıdar, büz gibi bir hava ? Btrafinde kinıar! ler yok, Yalnız bir kadın var hai yan Hamand- diye bağındır Oliver: — Allahm, şimdi aatıyo. Tum! Beni kürt yapmak tiyorm ha değil mi? Fakat güzei bir bisten başka bir çey düymuyorum Ki haca serin, çam kokuları e ve kop. Yo * aldandinız ma.. A, hatam e kadar a karğik.. Abdnl'm eldum.