YENE Büyük Günah!.. KEMAL İSBİR Bay Ferdi büyük bir sabırsışlık- Ja karısının - dönmesini bekliyordu. Elindeki gazeteyi okumadan çevin: 'yor ikide bir kapıya kulak veriyor. du. Başını arasıra salhiyor. — Bu ne ihtiyatsızlık. Diye ken- Gi kendine söyleniyordu. Nihayet salonun kapısı açıldı ve Süheylâ bitkin bir hakle içeri girdi. Yüzünde iztirabdan doğan bir aei vardı. Ferdi şefkatle koşarak karı- Zai karşıladı. Kanapeye oturttu. — Bugün çıkmamalıydın. Dedi. Bvlendiklerinden on sene sonr nihayet bir çocukları” olacaktı. Bu günü yıllardanberi bekliyordu. için- de büyük bir gurur, gözlerinde de-| Fin bir sevinç vardı. Genç kadının | indiğim zaman hiçbir şeyim yoktu | Mağazalara bakabaka yürüyordum. Karlman pasajına / geldiğim zaman giddetli bir sancı ile olduğum yerde kaldım. Bir adım bile atamıyordum. Binbir güçlükle ve bir kadının yar- dümile otomobile bindim.. Okudar korktum, okadar korktum ki, ya. Bözünü bitiremedi. Ihtilâçla kıv- ılan parmakları kanapenin kum! Bi yırtarcasına çekiyordu. Ferdi, bu ani değişme karşısın. da şaşırmış kalmıştı. / Apdal apdal| bakındıktan - sonra karısını kucak- hyarak yatak odasına götürdü. Sübeylâ bu dinmiyen acı ile ar- tik inliyordu. Doğum ayının yaklaş- tığını kisseden Ferdi koşarak odar | dan çıktı. Kapıcıyı doktora koştur. | du. Dönerken gözü karısının çanta: | aına ilişti. Acıyı dindirecek ilâcı ha. | farladı. Hemen çantayı boşaltarak| küçük şişeyi kaptı. Geniş bir nefes aldı. Komprimeyi verdikten sonra: — Doktor gelinciye kadar, dedi. Sana yardımı olur karıcığım. Bütün bu iztirabını doğucak çocuğumuzu! göğsüne basmakla unutacaksın. Ni- Hayet bizim de bir çocuğumuz cak. Doktor hastayı görünce gülüm- edi. Sathi bir muayeneden sonra — Biraz daha bekliyeceğiz. Bu Acılara biraz daha tahammli edece- fiz dedi. Beklemek, tahammli etmek. Per di için bu bir cebennem azabı de- ekti. Gözleri / yaşlı olarak kıvra | 'nan karısına baktı. Yüzü gerilemişi dudaklarının kanı çekilmişti zaval. hnıin, Odade fazla duramadı. Bü hali Börmemek için salona geçti Asabi| asabi bir aşağı, bir yukarı dolaşı- yordu. Gözleri biraz evvel boşalttığı| gantaya takıldı. Kanapeye oturdu Döktüğü geyleri birer birer çantaya Koymağa başladı. Ağzı kapanmamışi Ne iyi tesadüf Svanild;. Di. #erlerile konuşmadan, beraberce do- Taşmamız ne iyi değll mi? — Olabilir, fakat doğrusunu söy, Jemek lüzimgelirse, bir müddet bir birimizi görmememiz daha münasip olacak. — Nasil isterseniz. Fihakika bu #ekilde hareket iyi olabilir. Genç kı- a tavrı tabil İdi, fakat şimdi on yaş daha ihtiyarlamış — görünüyordu. Bvanild, Godardın kolunu turaka: — Beni anlıyorsunuz ya sevgi, lim? diye söylendi ve lüve etti. — Tabil, her halde birkaç gün müddetle Olivere bir gey söylemi. eceğiz. Siz do bu hususta fazla gay, et görtermeli, hayscanınızı belli ot. memelisiniz. — Merak etmeyin, fakat içinde Kulunduğum vaziyeti do gözden ka- Şoırmayınız. Sizi seviyorum. Ve Mis Bartendalın sakladığı bu sırrın kor- kunç olduğunu — düşünüyorum. Ve | Sakat babası. Ki tuhaf adres naza- ı dikkatini celbe (EP. 32 Post restant. Bu e biçim adres? Dedi. Mek- tuba bir müddet baktı. Bu muam- mayı halledemeyince — tereddüt meden açtı. | Daha ilk kelimede rengi bird bire değişti. Okuduğu aehirli ok gibi yüreğini deliy 1Sevgilim, Hemen her gün bu hali tahaneye kadar gidiyorum. Senden yer harf bi bir haber alırım diye. Mahut an yaklaşıyor. Senin yanımda olman! nekadar isterdim. Çocuğumuz belki kuz, belki oğlan olacak. Yalnız mu. hakkak olan gu ki, annesi ben'im,| Hakiki babasını gös- termek biraz güç değil mi?..) —— | Bir yıldırım düşseydi belki Fer. di bukadar azab çekmiyecekti. Par- | sakları saadetini yıkan bu kâğıdı parçaladı. Attı. On senelik evlilik hayatı ve yuvası şimdi ayaklarının altında yıkılıyordu. Kıskançlığın ve karlar gürürünün — tazyıkı altında bir vabşi gibi kükredi: — Alçak Yıllardanberi / beklediği çocuk. hayata gelişini büyük bir sevinçle | her doştuna müjdelediği çocuk de- mek bir piç ve seneledenberi büyük bir aşkla bağlandığı kadın bir sür- tkten başka bir şey değilmiş. İçeri odadan — taşan feryadlar, #imdi onu çıldırtıyordu. Boğmak ve onu öldürmek için amansız bir arsu “vardı. içinde.. Kapıya doğru atılmak üzere iken doktor telâşla göründü. — Dostum, dedi, kaybedilecek bir dakikam bile yok. İki candan bi- Fini tercih etmek lâzım. Söyle han. Bisini?.. Ferdinin — yüzünde tatlı fakat kinci bir tebessüim belirdi. Taliin bul yenilmez — İutfuna sevindi. Soğuk kanlılıkla: — Benim vereceğim hükmü der- hal tatbik edecek misin? Bu acayıp #ual doktoru hayret- lere saldı. Demin ağlıyan bu adama 'ne olmuştu acaba?. Perdi sözüne devam etti. — Demek dudaklarımdan çık cak İki kelime her şeyi halledecek ?| — Evet. Bu hak size verilmiştir. — Öyle ise siz içeri gidiniz. Bon de geliyorum. Doktor çekilince kendi kendine Yüksek sesle konuşmağa başladı. — Kahpenin kanı e elimi kir detmeden intikamımı alacağım. Bun dekeyi kökünden sileceğim. Ve ço-| cuğumu. Aklına bir şey gelmiş gibi suntu. Yüzü mosmor oldu. — Ya çocuk, ya çocuk, o da be-| 'nim değil, diye haykırdı, Yerinden | fırladı. Aciz içinde çırpınıyordu. Ka- rarsızlıktan alsından terler akıyor. dü. Odanın kapısını — açarak İçeri Birdi. Süheylâ yazı açık gözlerile ko. casının bu perişan halini görünce tit hayatınız için de endie duyuyorum. — Oliver ormanla gizti odaa yal- zz başına bulunmayacağı hakkm- daki vaidlerini — tuttuğu müddetçe bir tehlike yoktur. — Öyle'ama — bu vaziyet usun mükddet devam edemez ki. Genç kız sıkılarak baktı. — Godard, sizinle nişan mesele- miz hakkında görüşmek istiyorum. Bğer bir kimse Katın ölümlle itti. ham edilir ve biz de hakikatı söye dersek... Görleri “dehşetle dolu, kendini kaybetmiş bir halde lükırdısını kas- . Godard soğuk bir tavırln: — Bözünüzü geri mi vermek isti. orsanız, diye sordu. Sakladığınız bu hakikat okadar korkunç mu? Gengç kas Ümütsizlikle bakarak- — Berbad, diye cevap verdi. Gar zetdir müthiş — bir resalet çıkara- caklar, KY |Ordu Va |lular Nasıl YURTTA SAB: lisi ve Ordu- Çalışıyor ? 15 bin lira sarfile büyük bir Halkevi ve 90 bin lirayada vilâyet Güzel Orduj Ordu halkı - valileri Bekir Samij Baranla el ele ve başbaşa vererek, memleketlerinin imarımı genişletmk tdirler Karadeniz sahilinde hemen nadir| görülecek bir halkevi diğeri hükü. met binası olmak üzere iki mühim bina Cümhuriyet bulutları arasına yükselmektedirler. Hialkevinin yapı hç masarifi / seksen bin liradır. Ve iç mobilyası ise kırk beş bin lira ol mak üzere yekün masrafı 125 lira ya baliğdir. — Birinci kat temelden Yükselmiş, ikinci kata başlanmıştır. Hükümet konağının da konağı yapılıyor ! | iyı bir. bakış eşilmekte, amele çalışmaktadır. Bu. nun yapılış masrafı doksan bin H | radır. Bununla beraber bütün deva. | ir deireleri içine alacak, hariçte hiç | bir daire — kalmıyacaktır. Müddeti iki ilk üç senedir. Bunlardan başka daha hayırlı — ve acıları dindirecek Orduluların ilk yarattığı on iki ki. #ilik ve on iki yataklı — bir Halkevi dispanseridir. Bu dispanser Orduda açılmıştır. Buraya. vatan. daşlar ağlıyarak karlar. girer gülerek çı 1. Borkurt Çayda Büyük Bir Yangın Atoş 7 saat devam etti Bolvadı itfalyesi yangın yerine geldi Çay, (Hususi) — Aşağı mahab-| dede Ali oğlu B. Ahmedin oturdu-| u evde bir yangın çıkmıştır. Saat yedi raddesinde B. Ah - met elile elektrik cereyanını kese- Tek kavıyı kitlemiş ve kahveye gel- miştir. Bir saat sonra da evden ar Hızin ateş çıkmış kendisine haber edilmiştir. Belediye — itfaiyesi de vaka yerine gelmiş fakat rüzgürın #iddetli olmasından evde bulunan eşyalırin ev tamamen yanmıştır. Yangının çok şiddetlendiği bir| fırada bolvadin Belediye itfaiyesi de çağrılmıştır, Ateş yedi saat de- vam etmiş, bir ev yanmıştır. Kafası Taşlara Çarpa Çarpa Parçalanan çocuk Ürken bir atüzerindeki | çocuğu feci bir şekilde öldürdü (Hususi) — Geyvenin in oğlu Mus- tafa namında 16 yaşında genç bir| gocuk istasyonda odun satarak şeh y | Sütalan köyünden | re dönerken, ata binmiş ve hayvan | ürkerek olanca şürati ile koşmağa başlamış. Zavallı çocuk muvazene- ini kaybederek ayakları hayvanın semer iplerine takılmış ve çok fecil | bir şekild etrafa çarpa çarpa, par-| çalanmıştır. Dispansere kaldırılan Mustafa orada hemen ölmüşt ——o H redi. Üzerine dikilen kinli ve ezici bakışlar ona herşeyi açıkça anlat mıştı. Çantasını postaya veremedi. #i mektubunu, ihanetini. Ferdi bir heykel gibi duruyordu. Doktor onun bu haline artık ta-| hammül edemedi. Bağırdı. — İlkisi birden ölecek, çabuk ka- <— — —e ——— Ölüm sözünü işiten Sühe, 'nun iztirabını unutur gibi oldu. Göz lerinde sevinçle karışık bir ışik yan: du. Ferdiye korkuyle değil, sevgi ve, minnetle baktı. Ferdi bu bakışları görmek iste. miyordu artık. Odadan bir deli gi- bi firlarken; Kurtar kahbeyi diye haykırdı. TefrikaNo. 42 — KÂf — sevgilim. Sizitle acele bir gekilde ölmeği aklımdan bile ge- giremiyorum. Fakat hâdiseler — bo- ni icbar ederse hususl bir müsaade *talep edeceğim. Kederlerinizi paylaş ağa resmen bir hakkım olmasını istemiyorum. Eğer Luna, kardegi. Bizi bırakacak olursa bu hareketin eiddiyetle telif kabul edemiyoceğini de söylüyorum. Byanild: — Godard, Svanilde böyle şeyler öylemeyiniz diye sıçradı. Araların 'da herhangi bir rabılanın tesssüsü Hmkânsızdır. Çeviren : R. SAGAY — Ne için? Madam birbirlerin. den hoşlanıyorlar. — Bu gecedenberi herşey değiş. miştir. — Olabilir, — fakat aramızdaki bağlar her zamankinden daha kuv- vetli duruyor. Konuşarak ilerleler- ken şatonun parkına yaklaşmışlar di İçeri girdiler. Svanild, yüzünü ellerile kapatarak bir sıranın üzerl 'e çöktü. Godand da yanına oturdu. Bir müddet onra genç kızı — Ah, — bergeyi size anlatabil. saydim? Dedi, #casiz durduktan Tefrika No: 28 İkimiz de gülmeğe koyulduk. | Bmine hanım da bu gülmemize iş-| tirak etti. Fakat gözlerimi gayri Ahtiyari kaldırınca koridorun yarı Vasim ihtiyar hizmetçinin — iki aaj perek ve bahçıvanm! da rak evden içeri girer. Bu kadının benden efret et| dir? diye düşünüyordum. ; x Vasimin B.. ye kelişinin haya-| ftımın tarzını — değiştireceğini — iyil keşfetmiştim. — Fakat bu, evvelâ korktuğum gibi menfi cihetten ol madı. hür hayatımı biraz daha koyduğu gibi bu fedakârlığım, a- raba veya çok sevdiği küçük - kot rasiyle birlikte yapmış olduğumuz Gezintilerle mükâfatına buldu. Bu Haddinden fazla serbest v düzene süretle civarı tanıdım; açık deniz-| lerin rüzgürı ve kokusu'İle - Adeta hoş oldüm; - Nallden, - kotrayıl idare etmesini ve arabasına koştu-. Ku genç atları kullanmasını öğren dim. / Bana karşı iyi, çok insaflı| gurünüyor, neşe ve - heyecanlarım| karşısında gülüyor ve - gezdiğimiz. yerler hakkındaki sayısız ve hadsz| #uallerime usanmadan cevap veri. yordu. Bu gezintilerimizde bazı tarihi| hikâyeleri veya korkunç efsanele Ti anlatmasına bayılıyordum. Çür kü bunu yüksek bir zevk ve inc ile yapıyordu. Vasime karşı termiş olduğum hareket ve hisler min hiç birisi artık ortada yoktu. Nail, müdirenin söylediği gibiydi Ciddi, iyi kalbli, nadir görülür ze kâda bir insandı. Sakin, hattâ bir. az soğuk görünen harici tavrı ali da iyi ve güzel herşey hakkındı titriyen bir tabiate malik olduğı görülüyordu. - Balıkçıların hepsi onu tanıyorlar ve İstanbulda o ka dar meşhur bir adam olduğu içi göğüsleri kabardığını daima söylü yorlardı. Evet, bazı kereler hâlâ ahlük dersi vermeğe kalkı; serbest bulunmak hakkındaki fiki lerime hâlâ sed çekmesine rağme ban Aşkın kuv | 'yade belli olayordu. veti Nakleden: ORHAN S. e takdir ediyordum. Derin bakışlı ün itaatsizlik arzu gil gözl Jarımı derh ha çekecek Bende yavaş y bir sebebe de ıkli bu göz bebeklerinin içerisinde henüz ha. yallerle vakit geçire cuk olan Cahide, bir di srarın do irdu. - Filhakika bu ruhunun, çok kereler, derin bir fark, ve bazan da heye - lar fışkıran tığımı his fikir bana, ıklar ifade eden na- bakması üzeri O vakit onun bu soğuk ktü. zarlarla denize zelmişti. ve sakin devrinin esas tabiati Zasi olmadığını görüyordum. — Bu- 'nun üzerine Nailin bu kapalı, ve herkese göstermediği ruhunu anla- mak, onun esrarını keşfetmek ar. zusu, kendisini yavaş yavaş hisset- | tiriyordu. Fakat bu güç bir iş olmalıydı. O, her gi hep Ayni karakter vaziyetini gösteriyor. Ve bu noktada teyzesine ben- ziyordu. Belki bu da, her ikisinin arasında canlılığım ve henüz — ço cukça olan tavırlarım ile daha zi- Ve herhalde Zehranın bana karşı adavetinin de sebebi bu olmalıydı. Fakat Emine hanımın tavsiyesi üzerine canim « kılmakla / beraber * bu hareketin farkına varmamış gibi. duruyor- düm, endisine hâkim du. Fakat bu garip ve anlaşılmaz düşmanlık bir gün o derecede çık bir şekil aldı ki, bunun farkına vasim de vardı. Eylülün son gün- lerinde bir ikindi vakti fdi. Açık bir havada kotra ile bir gezintiye beri tanıdığı bir balıkçı — Fazla açılmayınız, kopaçak gibi Nail bey, demişti. Ve ben açık ve berrak gök a tererek gülerken vasim de — Hakkı var, fakat ufak- bir gezinti yapmak için vaktimiz bol, diyerek ihtiyar balıkçının sözleri. ni tasdik etmiş fırtına (Devamı var) NEVROZİiN Baş, Diş, Nezle, Grip, Romatizma Nevralji, kırıklık ve bütün ağrılarınızı derhal keser BKH HN İcabında günde a kaşe alınabilir. A M Bu mevzu üzerine fazla konuş muyalım. Evde ne bulduğunu bili- yör müsünüz? — Cupeper raporunu mu? Başını salladı. — Okadar Ümide kapılmıyalım. Bu vesika sihirbazın mezarının açık- masını ve bunu takibeğlen vakaları anlatıyoraa da canavarın mahiyeti hakkında hiçbir işaret ve iz vermi- yor. Bvnnild şato yolunu tutarak Demek ki, Lünanın hakkı ver Bidip bunu haber ven . .Ben de bunun için gelmek iz- tiyordum. Ha — şimdi, ha bir müd- det sonra olmüş hepsl bir. BEMLİ Oliver, madam York ve Lunanın oturdukları odaya girdiki Godard, divarda asılı düran Varlok 'un portresine baktı. Luna her za- Zaanki gibi sakin ve lâkayt duruyor- 'du. Bununla beraber alnında yeni bir çizginin husule gelmiş olduğunu farketti. Oliver: — Svanild her halde söylemiş. tir, bu sabah hiçbir şey bulamadık. Dedi. — Ben daha talili çıktım. Belki hususl bir manl verebileceksiniz. Urun bir raporu tamamile okuya- bildim. Bu da, mezarın Magnusun mezarı açmasına dair bir vesikn. Madam Jark ile Oliver hayretle bakarlarken Lunanın göz bebekleri parladı. — Çok enteresandbir şey. Bu ve alkayı getirdiniz mi? Hayır, asıl kâğıt parçalarını toplıyarak başka bir kâğıda yapış fardım. Pakat çok karışık. Onun 1 çin umumi mahiyette yaptım. Ondan sonra amil vesikayı tetkik edebilirsiniz. -— çok heyecanlı Börünen Oliver, koltukları arkadagı. min etrafına dizdi. KDevamı var) hülasasını