12 Kasım 1950 — Pazar SİYASİ İKTİSADİ, MÜSTAK L Yıl 1 — Sayı 347 — 10 kuruş DK P ye ) K î_ F Pa A a © D " YU :Jı;"nîııığüî '.: "uçıcîıığînînîi mîıî' Yeni İstanbul'un | e TEDARLA Nİ | ARİA n * W £ HM ; e Harla ; merilekeildr ilâi. mükilale, K '_T ıı 0 N '.' | ! ;1 3 t J _,_İ "" ' î ? ı 1 4 Ei ' L ; % l İlânlar : 6 ncı sayfada santimetresi * vnğıu - Mülellif ('addeul 6 - 8. Telefont 44756 - 44757 Santral Tesis eden: thlb Edib - 'I'lîîhl’ı’—lîil:lıı*'lıW L C YA "i Posta ıı;u;ııı;ı MAT . İstn.nhul; Telgraf Adresi : Hetlo, İıtanhL Çin, Güvenlik Konseyine ekten imtına ediyor It Anılan ve anılmıyan Ataturk ÖNDERLERİNİN yarısını aşma- miış bayraklar, siyah çerçeveli ga- zeteler, seslenmiyen radyolar, gençlik toplantıları, bize, Atatürk'ün 12 nci ö- lüm yılını hatırlatmıştı. Yas günü, İn- san geçiciliğini çeviren en karanlık ürperişsleriyle, şimşeklerini henüz dök- memiş çatık ve diriltici bulutu gibi gelmişti. Gönüller engel- lerinden kurtulmuş ve birbirini bul- muüstu. Yılların ötelerinde, tarihimizin artık gülümsemesini kaybetmiş bir gününde, kurtuluşumuzu düşünürken benliğimizin sınırlarını yine böyle at- mış ve tek bir yürek gibi çarpmıştık. Bir gün önce de Türk Milleti yaratıcı heyecanının böyle bir derinlenişine bir kere daha erismiş oldu. Türk kur- tuluşu için, bir zamanlar, bizi birleş- tiren üstinsan, ölümünün 12 nci yıldüö- nümünde de birleştirdi. Fert benlikle- rinin birer birer silindiğini ve İçimiz- de görünmez kaynakların seslendiğini duyduk. Ölüm aşırı bizi bulan bu i- lümsüz küdret, Atatürk, bizim için, Sakarya boylarında ne idiyse, bugün de odur, hattâ, daha heybetlidir. Kur- tuluş Savaşının ağır ve ümitsiz gün- lerinde Atatürk, Türk politika bağım- sızlığının yerinden fırlamış bayrağı ldL Türklük, onun eşsiz güdümü İle düşman istilâsından kurtuldu. Fakat Türk benliğinin gözle görünmiyen ül- kesi çok daha tehlikeli bir. düşman ordusunun, yüzyıllarca süren İistilâsın- dan henüz sıyrılamamıştı. Maddi kur- bir yağmur | tuluşun mutlaka erişilir bir şey oldu- | ğgunu kavramak, hiç şüphesiz, yalnız üstinsana nasip olan bir bahtiyarlık- | tır ve bu, bir gahsiyetl ebedileştirme- ye kat kat yeter. Fakat milletin müâ- | nevi iİstilâsını bütün genişliğiyle gör- mek ve insanlığın hemen hemen ta- nımamış olduğu yepyeni kutsal bir fethe girişmek Atatürk'ün gahsiyetini büsbütün sınirsızlastırır. ve onu bü- tün İnsanlığın biricik kahramanı ha- line getirir. Bir millet, kendisini mânevil istilâ- dan kurtarmışsa, içi ve dışı hür bir millet haline gelmişse, en büyük mad- di istilâlardan bile pervası olmıyabi- lir. Fakat millet, bu görünmez İ«stilâ kuvvetini benliğinin Üülkesinde boğa- | mamışsa Romalılar, Araplar, Türkler &ibi büyük imparatorluklar -kurarak maddi kudretlerinin en yüksek tepe- lerine eriştikleri zamanlarda bile bir- denbire silinip süprüleceklerinden e- min olmalıdırlar. Her millet, yalnır kendi özel kültür sahsiyetiyle yaşıya- bilir, Atatürk'ün asıl müstesna büyük- lüğü de bize böyle milli bir şahsiyet vermeye çalışmış olmasındadır. Onun için, bizim bir gün önce andığımız Atatürk, hangi Atatürktür? Bizi mad- di istilâdan kurtaran Atatürk mü, yoksa sosyal benliğimizi tam bir hür- riyete kavuşturmak için müânevi İsti- lâya kars$ı aynı vatan sevgisiyle, ay- | nı kahramanlıkla kılıcını çeken Ata- türk mü? İlk Atatürk'e bağlı olmı- yanlar, belki, çok azdır. Belki, diyo- ruz, çünkü: bu Atatürk'ün, iİlk za- manlarda, düşman orduları Ankaraya yaklaşırken, ne eşsiz. güçlükler kar- gısında kaldığını hepimiz biliyoruz. Softalar ve yobazlar mel'un halifele- riyle, din-adamlariyle birlikte, düş- Mmanlara el uzatarak, Türk Milletinin hürriyetini boğabilmek İçin, gerlat a- dına ayaklanmışlar ve ellerinden ge- len hainlikleri ve mürtetlikleri yap- mışlardır. Bu yıkıcı zihniyetin yurdu- muzdan büsbütün sökülüp atıldığını sanmıyoruz. Özlü bir halk sözümüze ğgöre en küçük yerde bile bir kahpe bulunabilir. İkinel Atatürk'e, bize.hilr bir benlik vermek istiyen Atatürk'e karşı fikir- ler daha dağınıktır. Son zamanlarda bu Atatürk'ün damla damla inkâr e- dildiğini ya görüyoruz veya kulakla- rımızla işitiyoruz. Kurtuluş kahrama- nı Atatürk, ancak, kültür hürriyetiml- zin kahramanı Atatilirk'le tamamlana- bilir. Onu yalnız böyle bir şahsiyet o- larak düşğünmek 1lâzımdır. Birinci A- tatürk'ü anlamak me kadar kolaysa, sağlam ve temelli bir soxzyal İman ve kültür olgunluğu İstiyen ikinci Ata- türk'ü kavramak o kadar güçtür. Bel- ki, biz, bilmiyerek bu gerçekten ükt- İnsanı, onun için, anlamakta güçlük çeklyor ve büyük prensip aydınlıkla- rına, nedense, göz yumarak, onu İn- kâr edecek kadar, uydurma tefsirler- den geçirdikten sonra, tanınmıyacak bir şekle sokuyoruz. İlk Atatürk, harp tarihinin, ikincisi İse kültür. ve de- mokrasi tarihinin Atatürk'üdür. İkin- el Atatürk'ü anlamadan, benimiseme- den iİdeal tanıdığımız Türk demokra- &Bisi kurulmaz ve benimsenemez. Hat- tâ Türk topluluğu millet olamaz, Türk toprakları da vatan denilen heyecan kutsallığına, toprağı seslendiren şgah- Blyete kavusşamaz. Hacca gidenler na- sıl dünyalık giyimlerini cıkararak eh- ramlara bürünürlerse ikinci Atatürk'iü en yüksek bir sosyal duygu gibi yaşa- mak İstiyenler de, bizl zümrelere ayı- ran görüşlerden, parti düsüncelerin- den, öyle sıyrılmak ve Türk tarihinin kutsal ehramlarına öyle bürünmek za- rundadırlar. Türk basınında İkinci Atatürk'ü yaşatmak kaygısiyle cıkan İmanlı yazıları yürekten selâmlarken, ötede beride beliren ahenksizliklerden derin bir üzüntü duyduğumuzu bütün açıklığı iİle söylemek İsteriz. Bu ka- rarsızlık içinde bizi sevindiren bir şey varsa o da her İki Atatürk'e karşı Türk gencliğinin deriİn ve sarsılmaz bağlılığıdır. Zaten Atatürk de bunu | önceden gezmiş ve mirasını ona eman- | net etmiştir. Ölümünün 13 Üncü yıl- dönümünde, her halde, onu daha İiyi anlamıs bir millet olduğumuzu göster- miş olacağız. Bu eşsiz kahraman İçin Ankarada yapılan ve bir türlü bitml- yen anıt-kabir, nihayet, bir taş ve harç yıkınıdır. Halbuki onun en hiü- yük anıtı gkosyal İmanımızın temelleri üzerine kurulmuştur. Onun ölmez eser- lerini yaşatmak, tamamlamak, Türk gönüllerini görünmez yabancı İistilü- lardan kurtarmakla mümkündür. Bu eşsiz fethi, en son neticelerine kavus- turmak bizim vatan borcumuzdur. İ- kincl Ataürk, asıl Atatürk, bizden bu- nu İstiyor. Hangi Türk, kendIisini mil- let yapan hayat hamlesinden dönebl- lir? M., NERMİ Bu vaziyet karşısında B. Milletlerin Mac Arthur'e Mançurya hududunu geçmek emrini vermesi bekleniyor Londra l1 (YİRS) — Çin Haberler Aljlansının verdiği bir hâbere — göre, Komünist Çin Dişişleri Bakanı Chou En Lal, Güvenlik Koönseyi toplantı- larında bulunmak Üzere Çin'e yapı- lan daveti reddetmiştir. Bildirildiğine göre, Komlnist Çin Dışişleri Bakanı Hükümetinin bu kararını Birleşmiş Milletler Genel Sekreterine telgrafla bildirmiştir. Bilindiği Üzere, Çin, FFormoza ve Kore meseleleri Gilvenlik Konseyin- de görüşülürken toplantılarda hazır bulunacaktı. Delegelerin Amaerikaya girebilmeleri için de Amerikan Hü- kümeti ilgili elçiliklerine edecek olan Komünist Çin delegeleri- ne vİize vermelerini emretmişti. Komünist Çin Güvenlik Konseyi toplantılarına, ancak Amerikanın dahale ederek bir istilâ hareketine giriştiği kabul edilir ve Formoza me- müracaat | Koöre harhînş—; silâhlı kuvvetlerle mlül- | selesiyle birlikte görüşülürse iştirak edeceğini açıklamıştır. Lake Success 11 (YİRS) — Güven- lik Koönseyi Köre — meselesini ve bu meyanda Kore işine karışmış y olan Komlünist Çin kuvvetlerinin geri çe- kilmeleri hususlarını müzakere eder- | bulunmaya | ken toplantılarda hazır davet edilen Çin'in bunu reddetmesi, cevap vermek mecburiyetinden kur- tulmak için girişilmiş bir — hareket olarak tavsif edilmektedir. ' Lake Success 11 (YİRS) — Ko- münist Çin'in Kore ve Formoza me- selelerinin müzakeresi esnasında GÜ- venlik Konseyi toplantılarında hazır bulunmayı reddetmesi burada endişe ile karşılanmıştır. Kore — meselesini biraz daha çıkmaza sokacak olan bu | hareket yüzünden Birleşmiş Milletle- rin Mac Arthur'e Mançurya hududu- nu geçmek emrini vermesi beklen- mektedir. Silâhlı çeteler hakkında teklifte bulunan Birleşmiş Milletler nezdindeki baş delerkemiz Selim Sarper Trumanla Vişinskinin el ıııkışmnlnrırıı gülümslyerek seyrediyor. Silahlı çeteler hakkında Selim Sarperin bir teklifi Türk - Delegesi, New-York 11 A.,A, (Uslis) — TüÜrkl- ye gayrı resmi olarak, Sovyet Rus- ya'nın eski Milletler Cemiyeti tara-| fından hazırlanmış olan ve tecavlzü tarifinde, çetecilere yardım ve dahili | ayaklanma hususlarını da ihtiva eden bir ademi tecavüz paktınmnı imzaya diğer devletleri de ikna etmesini ile- ri sürmüştür. “Silâhlı çeteler,, hak- kındaki maddenin 1933 konvansiyo- nuna girmesini sağlayan Türkiye ol- mustu. Türkiye şimdi, fesatçı hareketlerle dahilden yapılacak bir tecavÜüzü dik- kat nazara almıyacak yeni bir plân hazırlamaktan ve bu hususta Birleş- miş Milletler siyasi ni teklifler yapmaktansa eski pakta diğer — devletlerin de — katılmalarını sağlamaya çalışmanın daha olacağını, gayri resmi bir şekilde ile- ri sürmüştür. Gerek bugünkü siyasi komitede ve gerekse Milletler Cemiyeti dan bundan (17 yıl önce Laondrada tertiplenmiş olan İkinci Silâhsızlan- mâa Konferansında, dahilden tahrik edilecek bir tecavlizli bahis mevzuu | 1933 Konvansiyonundaki şeklin devletler tarafından da kabul komitesinde ye- | doğru | tarafın- | diğğr ileri sürdü etmeksizin, tecavlizlin tarif edilmesi- ni teklif eden tur. Fakat Türkiyenin ileri süirdüğü değişiklik teklifi 1933 te kabul edil- miş ve Sövyet Rusya da sonradan bu- nu tasvip etmiştir. Birleşik Amerika ile diğer bazı memleketler şimdi slİ- yasi komitede her ne kadar bunun ithali İçin kesin bir teklifte bulunma- edilmesini mışlarsa da, “dahili tecavlüizden,, bah- | setmislerdir. Birleşmiş Millet'erdeki Türk dele- gesi Selim rolü hatırlatmış y ve Türkiyenin, bunun ilgili taraftarlar için mer'i olmakta devam ettiği ka- naatinde bulunduğunu söylemisştir. namış olduğu Eski Milletler Cemiyetinin tâdil e-| dilmis olan tarifi beş türlü tecavüzü kaydetmektedir: Harp ilânı, toprak istilâsı, Ba, ucaklara veya gemilere taarruz, deniz ablukası ve silâhlı çetelere yar- dım, Bu maâadde 3 temmuz 1933 te Lon- drada Soövyet Rusya iİle komşula- rından bazıları taralından İmzalanan bir konvansiyona alınmıştır. Muhlis Etenin basın toplantısı Ğd i : L i h l j İşletmeler Bakanı Muhlis Ete çeşitli ekonomlik mexeleler üzerinde ve bilhassa Petrol istihsali, pamuk fiyatları ve hususi teşehbhiise devredilecek (İfabrikalar mevzuunda lafsilâtlı malümat veren bir basın toplantısı yapmıştır. Bakanın beyanatını dördüncü sahlfemizde bulacaksınız. Yugoslav - Arnavut munasebatı dun kesildi Belgrad tebliği, Kominfaor- maya dâhil —Arnavutluk Hükümetinin — faaliyetinin çekilmez olduğunu bildirdi Belgrad, l1 A,A, Press) — Yugğoslavya bugün | Arnavutlukla bütün — diploma- | tik mllnasebetlerini kesmiş ve Belgraddaki Arnavutluk Sefa- retinin kapısını mühürlemiştir. Yugoslav Dıişişleri Bakanlı- ğından yayınlanan resmi teh- llğe göre, Kominforma dâhil Arnavutluk Hükümetinin faa- liyeti çekilmez olduğu gibi, Bel- gradda Arnavutluk Elçiliğinin tek gayesi Yugoslav Hükümet makamlarına ve Federal Halk Cumhuriyetine karşı tahkir ve tahrik edici faaliyete münhasır kalmıştır. (Ünited Soövyet Rusya olmuş- | Sarper bu hafta, memle- | ketinin 1933 mukavelenamesinde oy- | topra- | orıyı İngiliz Hükümetinin de tâsvip Hmerıka Suriye ve Lübnanda üsler kuracak Temaslar müspet netice verirse, Ortadoğuda komü- nist aleyhtarı bir blok teşkili kolaylaşacak Beyrut, 11 A.A. (United Press) — | Öğrenildiğine — göre, Lübnan ve Suriye kıyılarında deniz Üsleri tesis etmek hususunda Lübnan ; ze. | ve Suriye makamları nezdinde mini — yoklamaktadırlar. Bu husuz- taki ilk teşebbüsler, Birleşik Ame- rikanın ÂAkdeniz — filosuna mensup bazı gemilerin geçen ay bu memle- ketleri ziyaretleri gırasında yapılmış- tı. Bu konuda ilâve edildiğine göre, bu iki memleket, bu teklifi kabul et- tikleri takdirde, beş sene müddetle Marshall Yardımından faydalanmala. rı sağlanacaktır. Şimdiye kadar bu hususta resmi bir teşebblls yapılma- mışsa da, zemin yoklamalarının mü- sait bir şekilde neticelendiği takdir- | de,resmi müzakerelere derhal buş! lnnncağı kanaati hâkimdir. Bu tasa- ettiği zannedilmektedir. Eğer Amerikalılar İsralli Filistin meselesini Birleşmiş Milletlerin ka- rarlarına uygun bir şekilde hallet- | meye iİkna edecek olurlarsa, Ortadoa. ğuda Komünist aleyhtarı bir blokun teşkili güç olmıyacaktır. Suriye ve Lübnan harp bu bölgeye sirayet ettiği takdirde tarafsız kala- mıyacaklarına kani bulunmaktadır- lar. Bu sebepten Marshall yardımın- dan faydalanmayı ve Arap devletle. rinin en yüksek menfaatlerine uygun olan İngiliz . Amerikarni politikasını | takip etmeyi tercih eylemektedirler. — - N n Mısır Kabinesinde tadilat yapıldı Hariciye memurları arasında da | bazı değişiklikler oldu Kahire, 11 A.A, (AFP) — Son da- kikada Âni bir değişiklik yapılmadı- ğı takdirde Mısır Kabinesinde yapılan tadilât aşağıdadır: Başbakan: Nahas Pasa, İclsleri ve Maliye Bakan: Seraceddin Pasa, Va- kıflar: Hamdi Paşa, İaşe: — Ahmet Hamza, Sakğlık: Abdül Hüseyin, Mil- l iktisat Hamit Zeki, Bayındırlık Ösman Muharrem Paşa, Ulaştırma: Muhammet El Vekil, Harbiye ve Bah. riye: Mustafa Nusret, Ticaret ve Sa- nayi: Mahmud Süleyman — Ghanna, Dışişleri Muhammed — Salâhaddin, Sosyal Yardım: Ahmet Hüseyni, E- gitim: Taha Hüseyni Bey, —Adalet: Abdel Fettah El Tevfik, Belediyeler ve Köyler: İbrahim Farag, Tarım: Abdüllatif Mahmut. Misir harlceliyesinde yeni tüyinler Kahire, l11 A, A. (AFP) — Mıisır Diışişleri Bakanlığında asağkğıdaki ve- ni tâyinlerin yapıldığı öğrenilmiştir: Ahmet Fethi El Akkad Bey, Yu- goslavya Örtaelçiliğine, — Afganistan Büyükelçlsi Hasan SŞevki Bey Brezil- Ya Örtaelçiliğine, Polonya Maslahat- | güzarı Hüszeyin El Hatip, Suudi A- rabistan — Ortaelçiliğine, Haberler Bilrosu Maslahatglizarı Mu. hammed Faragat Tayeh, Irak ve Ür- dün ortaelçiliğine tâyin edilmişlerdir. Amerika, Rusyaya bir nota verdi Washington, 11 A.A. (AFP) — ÂA- vusturya Hükümetinin Sovyet kesil- mindeki kendi polis kuvvetlerini kon- trol etmesi hususunda Sovyet makamlarının takındığı tavrı protoes- to eden bir notayı Birleşik Amerika- nın Mosakova Biüylikelcisi Amiral A- len Kirk'in Soövyet Diışişleri Bakanlı- ğına sunduğunu, AÂmerika Dıiışişleri Bakanlığı sözcüsü —buğglün bildirmiş- tir. Notada bildirildiğine göre, Sovyet resmi makamları Avusturya polisine gehri terk emrini vermiştir. Moskoya Hükümetine bir pratesto notasının sunulduğunu bildiren — Dı- şisleri Bakanlığı sözcüsü, Sovyet res- mi makamlarının bu hareketinin A- vusturya Hükümetinin bağımsızlığı için bir tehdit teşkil ettiğini — ilâve etmiştir. Amerikalılar, | New-York | reami avaş B irl EyE İğimiz O INCI aZ lairesinin kuzeyine geçti Birlik komutanından gelen telgrafta “Mançuryamududuna Cepheye giden Amerilkan usknrlerindün l:ılr kgkrup n;urülmektıedlr Ankara, l1 (Hususl muhabirimiz bildiriyor) — Öğrendiğime göre Kore- deki Askeri Birliğimizin Komutanı Tahsin Yazıcıdan Milli Savunma Bakan- lığına gelen bir telgrafta göyle denilmektedir: — Taeru'dan hareket ettik. 38 İnci arz dalresini geçtik. Mançurya hudu- duna doğru hareket ediyoruzr. Kore Birliği hakkında tebliğ: Ankara, l1 (T.HA.,) — Milli Savunma Bakanlığfı tarafından verllen Nao. lı tebliğ aşağıdadır: “Koredeki Türk Savaş Birliği 88 inci arz dalresinin kuzeyine iİntikal et- mektedir.,, Askeri harekât Toökyo, il (YİRS) Kore cephesinde günlerdir devam e- den sükünet bugün müttefiklerin âA- ni olarak Şongşong Nehrinin kuze- yinde hücuma geçmeleriyle ihlâl e-| Tâarruza 3 Amerikan, 3| Güney Kore tümeniyle İngiliz ve A-| dilmiştir. vustralya birlikleri de iştirak etmek- tedir, Bu cephede komlinist Çin ve Kuzey Kore kuyvetleri sadece 1 inci | süvari tümenini -durdurabilmişlerdir. | Müttefik akınları hava ve topçu kuv- vetlerinin yatdımiyle kuzeydoğuya doğru inkişaf etmektedir,. Esas hü- cum SŞongşong Nehri hattının batı kesimindeki Pakşon'da başlamıstır. Doğu cephesindeki müÜttefik kuv- vetler şiddetli dişman mukavemeti- ne rağmen Şosin elektrik tesislerine 6 mil mesafeye kadar yaklaşmışlar- dır. Bu cephedeki kızıl Çin kuvyvetle- | ri Ümitsiz bir halde müttefiklerin ile- ri harekâtını durdurmaya y çalış- maktadırlar. 24 Üncü Amerikan tümeni komu- tanı, müttefiklere karşı savaşan ko- münlet Çin kuvvetlerinin iyi talim görmüş askerler olduklarını söyliye- rek bunların henüz vahşiyane hare- ketlerdea mıştır. bulunmadıklarını — açıkla- Kuzeybatı | dogru hareket edıvoruz,. denılıvor İÇİNDEKİLER İKİNCİ Denizlerimizin coğrafyası Prof. H. S. Selen ÜÇÜNCÜ Dayak atılamaz Refik Halid Karay |- Pazar saatleri Bedil Faik DÖRDÜNCÜ Tütün inhisarlarımız ve tütünlerimiz Habib Edib - Törehan BEŞİNCİ Ferahnâk faslı Lâika Karabey İtalyan sanatına Bizansın tesirleri A, N, SEKİZİNCİ SPOR Şivilingrad Türk vizesi alan göçmenlerin de mezarı oluyor ' Hâmilelur. Edirne, li (Hususl ıurette giden arkadaşımız Mehmet Ataker bildiri- yor) — Güçmen evinde bulunan göç- menlerin dürumu hakkında hu sa- bah valinin başkanlığında İskân ve Sağlık Müdürlerinin iştirakiyle bir toplantı yapılmıştır. Penceresiz ve ısıtma tertibatı olmayan — koğuşlar. da barındırılan 1156 göçmenin Top- rak Ofisinin tahliye ettiği, eski tav- ve la binalarına nakledilmelerine yorgansız olanlara battaniye tevzliine karar verilmiştir. Dikyada öğrendiklerime göre, Si- vilingradda açıkta bulunan 8500 göç- mene Bulgarlar nüfus başına günde yalnız l00 gram ekmek vermektedir- | ler. Parası olanlar çok yüksek UÜc. I'EtlE'I']ü klmladıklm birer odaya &Bı- e ea emin şeklinin Kelâmı Kadiım üzerine olması isteniyor Tokat Milletvekili Ahmet Gurkan, yarın bu hususta bir kanun teklifi yapacak Ankara 11 (Hususl bildiriyor) — Tokat Milletvekili Ah- met Gürkan pazartesi günü B.M.M. Başkanlığına Üzerinde durulmaya değer bir kanun teklifin- de bulunacaktır. Yemin milessesesini din! esaslara bağlamak isteyen bu teklif — siyasi çevrelerde tepkiler uyandıracafa ben- ziyor. Ahmet Gürkan mezkür tekli- finde yemin şeklinin değiştirilmesine Ve (1âik şekilden ayrılarak Kelâmı Kadim'e dönülmesini istemektedir. Milletvekili teklifinin esbabı besinde İnsan inandığı ve korktuğu bir şey Üzerinde yemin eder tezinden hareket etmekte ve bundan böyle lü- zum görüldüğü hallerde Kur'an ÜÜze- rinde yemin etme usulünün yeniden ihdasını derpiş etmektedir. Zannedildiğine göre bu teklif D.P, Meclis Grupunda şiddetli müzakere- lere yol açacaktır. Bazı mahfiller bu Hindiçinide Fransızlar, bir ileri karakolu daha bosalttılar Saygon, 1i (YİRS) kuvvetleri Çin hududundaki İleri ka- rakollardan birini daha tahliye et- mişlerdir. Bu karakol hudut kasaba- | larından Moncay'ın ll mil kuzevba- tısında bulunmaktadır. Moncay buglin altında Bözellsli, kömünist topçusunun ateşi kalmıştır. Fransız askeril terkedilen karakolu geri almak İçin karşı taarruza geçtiklerini ve hava kuvvetlerinin de yardım ettiği bu çar- pışmalarda düşmana zaylat verdir- diklerini ileri sürmüştür. muhabirimiz | ehemmiyetle | muci- | Fransız | teklifi 1âik Cumhurlyet — esaslariyle kabili telif görememektedirler, Tokat Milletvekilinin yakınları ise teklif, Grupta müspet bir tesir yarat- masa bile teklif sahibinin meseleyi behemehal Meclis heyetl umumiyesi- ne getirmeye çalışacağından emin gü- rünmektedirler. ıoğukwmalm wlörgülerlylaçeMIml; kamplarda doğuruyor. Ne Kızılay ve ne de Kızılhaçtan en ufak bir yardım görmeden her an hududun açılacağı tımidiyle beldeşiynrhr —- , dan pek az farklıdır. Şınabilmişlerdir. Vaziyetlerinden ha. berdar olan Bulgaristandaki akraba. ları tarafından gıda yardımı görml. yenlerin perişanlığı son haddi bul- muştur. Hepsi de hududun her an açılması Ümidiyle büyük bir sabırla bütün bu meşakkatlere tahammlül et- mektedir. Bu müşkül şartlar arasın. da doğum yapan anneler de vardır, Vizesizlere gelince bunlar kendi- lerinden evvel bir çok göçmenlerin Türkiyeye vizesiz geçtiklerine şahit olduklarından ve esasen Filibe, Sof. ya, Burgaz ve Varna konsoloslukla. rımıza kadar gidip vize için günlerce beklemeğe masraf edecek kuüdretle.- ri olmadığından diğer vizeliler gibi varlarını yoklarını satarak Sivilin- grada kadar gelmişlerdir. Burada karşılaştıkları durum — Almanların Buchenwald ve Dachow kampların- Türkiyeye git mek Üzere pasaport alanların, vize. leri olsun olmasın giıda İstihkakı komünist idare tarafından kesildiğin- den karaborsadan yiyecek tedarik et. mek mecburiyetindedirler. Yağmaur, kar, soğuk bir taraftan, açlık bir ta. raftan, Kızılay, Kızılhaç teşkilâtları şöyle dursun, ne cenazeleri kaldıra. cak bir kurum ne de hâmileleri do- #urtacak bir ebe, hiç bir insani yar- dim görmemekte ve kızıl rejimin bar. barca yeni bir vahşetine hiç sunu tak- sirleri olmadığı halde kurban olmak- tadırlar.. Elinde Türk vizesi olduğu halde hududun açılmasını bekliyerek ü ölenlerin mesulü kim olacaktır? Fakat her halde biraz acele edilme. li, ne lâzımsa bir an evvel yapılmalı, - ırkdaşlarımız bu şekilde nihayeti be« lirsiz bir intizar halinde ölüme ter- kedilmemelidir. DAMLAYA DAMLAYA , , GÖL OLUR!, & &