Sayfa 9 Tetkikler | Truman'ın dördüncü madde programı Amerika, etmekte, diğer memleketler maktadırlar. Binaenaleyh, ekserisinin müşterek menfaati, bu me karşılıklı istifadı kaynakların meye mecbi Milo Perkins Yazan 1 Amerika Harp Ekonomlsi Meclisi Baki başka HARP sonran , dünyasının devam edip giden karışıklıkları içinde, Aki iktisadi hakikat, tıpkı gece ka- Fanlığını yaran otomobil fenerleri Bibi, gözümüze çarpmaktadır. Bun- lardan birincisi, Amerika Birleşik Devletlerinin dünyanın yüzde T sine erişemiyen nufusu ile, tek başına, geri kalan bütün milletlerinki kadar istihsal yaptığı ve istihsal gücünün de herhangi bir memleketinkine na> Zaran, çok inkişaf etmiş olduğudur. Diğer ikinci hakikat ise, başka memleketlerin ekserisinde, istihsalin istihlâki karşılayamıyacak dürümda oluşudur. Bugün bu memleketlerin Mmaruz kaldıkları kriz. “para,, kri- zinden ziyade bir “istihsal, — krizi- dir. Bunların “dolar kıtlığı” içinde bulunuşları, satın alma güclerinden fazla Amerikan malı mubayaa etmek arzusundan — ve netice itibariyle de kendi. istihsalâtlarının kAfI derecede döviz temin edememesinden ileri gel- mektedir. Milletlerin tam kambiyo serbesti- sine kavuşabilmeleri için fik evvelâ bütün dünyada istihsal ve mübadele- RİN artması ve gelişmesi lâzımdır Şu halde meselenin özü şurada top- Janmaktadır: Amerika istihlâk ede- bildiğinden daha fazlasını istihsal et- mekte, diğer memleketler ise ihtiyaç- Jarını karşılayamamaktadırlar. Bina- enaleyh, Amerika ile diğer devletle- Tin ekserisinin müşterek menfaati, bu memleketleri mevcut bütün kaynak- darını, karşılıklı istifade sağlayacak ekilde, birleştirmeye mecbur etmek- tedir. Elele bu hedefe varmak için, tutu- dacak yolu 'Truman, açiş nutkunun dördüncü —noktasında göstermiştir. 'Truman'ın dördüncü noktasına uy- gun bir programın ana hatları şun- lardırt 1) Liberal bir memleket olan A- merikanın —ki bunu iftiharla kay- dederizm bundan böyle — ecnebilere karşı bir envestisman politikası ta- kip etmesi şarttır. Fakat her gey- den evvel, diğer memleketlerin ha- eĞ seviyesini yükseltmek , arzusun- da olan Birleşik Devletlerin, serbest teşebbüse muhalif olanlara yardım edemiyeceğini, ilân etmesi lâzımdır. Siyasetimizin bu kısmı iyice izah edilip anlaşılmadıkça alâkadar mem- deketler Amerikan — yardımının ilâ- 'nihaye devam edeceği zehabına ka- pılirler, Bu zihniyet yok edilmeli- Gir. Ancak ondan #onra ” Amerika dünyayı kalkındırmak için işbirliği yapabilir. Bu, Amerikan yardımının hemen kesileceği veyahut — Marshali plânı gereğince deruhte etmiş olduğu ma- M taahhütlerinden rücu edeceği mâ- Basına gelmez. Sadece - Amerikanın menfaatlerini açıkça belirtmesi — ve aynı fikirlere bağlı milletler arasın- l4 da dünyayı faydalı bir gekilde kalkındırmak için işbirliği yapmak Aipıkânının — araştırılması demektir. Amerika kendi hissesine düşeni özel germaye — vamtasiyle — yapacaktır. Dünya bu noktaj nazarı kati olarak Bilmelidir. 2) Birleşik Devletler, ecnehi mem- deketlere yatırılacak özel Amerikan sermayesinin haklarını koruyan and- daşmalar akdetmelidir. Amerikanın bu andlaşmalardan beklediği yegâne husüs: Yabancı iş adamları Ameri- kada ne müsmele görüyorlaraa, A- merikan iş adamlarının da ecnebi istihlâk - edebildiğinder istihsal karşılayam devletlerin daha ise ihtiy Ameril fazlasını arını diğer ile nleketleri mevcut bütün sağlayacak şekilde, birleştir- jur etmektedir Çeviren : Ekrem Z. APAYDIN rın imzasını müteakip Birleşik Dev- letler birer heyet göndererek — Akit devletin kaynaklarını, — ziral ve s- af inkişaf imkânlarını tetkik ettir. melidir. Amerika bu memleketlere 'en müessir teknik yardımı, Amerikan özel sermayesinin kuracağı fabrika- lar vasıtasiyle yapabilir Bu gekilde, Amerikan teknisyenle- ri, tecrübe sahibi oldukları alanlarda, © memleketin istihsal gücünü arttır mak fırsatını aha iyi — bülabilirler Yerli mühendisler de bu sayede, bir milletin hayat seviyesini yükseltmek için elzem olan modern tekniğin son cereyanlarından istifade imkânını el- de ederler. 4) Hükümetlerarası / krediler: Fi- nansman — hudutlarını — genişletince hükümetlerarası kredilere ihtiyaç ha- olur. Bu krediler bir bakıma özel rmayenin mahdut sahalarda inkişa- fına mâni olurlarsa da diğer taraf- 'ftan ona yeni yatırım imkânları ha- aırlarlar. Hükümetlerin — birbirlerine açtıkları krediler bir bakıma da re- kabeti tahrik eden âmillerdendir. 5) Amerika ana iptidal madde mü- bayaasını daha geniş bir programa bağlamalıdır. Ekonomik gelişme ha- linde bulunan Birleşik Devletlerin da- ha bir çok geneler, bütün dünyanın kurgün, kalay, tutya, bakır, manga- 'nez gibi madenlerinin mecmu istih- salâtına ihtiyacı olacaktır. Amerika bu ihtiyacını gözönünde bulundura- envestisman — andlaşmalariyle bağlandığı memleketlere, Amerikanın bu maddeler için dalmi ve müstakar bir pazar olduğunu temin etmelidir. Hattâ daha ileri giderek — hunlarla, gartlar değiştikçe otomatik fiyat ve miktar tahavvülâtı kabul eden uzun vadeli mükaveleler imzalamalıdır. Bu #ekilde, sanayileşme yolunda bulunan memleketler, endüstrileri rantabi o- jTuncaya kadar, tediye muvazenelerini temin edecek bir çareye kavuşmuş o- lurlar. €) Kanaatimize güre, ekonomik iş- birliği yapmak isteyecek her memle- ket, kendi mahsulâtı için Amerikada '€n büyük sürüm mahreci bulmalıdır. Bunun neticesi olarak da, Amerika i- le gerbest rekabet esası Üzerinden iş- birliği yapacak memleket mallarına hususlt gümrük tarifeleri tatbik edil- mesini ve gümrük resimlerinin indi- rilmesini bizi bu memleketlerle ser- best kambiyo rejimine yaklaştırma- Sını temenni ederiz. Birleşik Devlet- derle gümrük müahedeleri akdeden devletler bilâhare — kendi aralarında /da aynı esaslar dahilinde andlaşma- lar yapmalıdırlar. Dünya çok taraflı ” andlaşmalara doğru gitmelidir. Fakat buna vâsıl olmak için ilk evvelâ iki taraflı and- laşmalarla başlamak lâzımdır. Tica- Ti mübadelenin sıkı takyitlere — tâbi tutulduğu bugünkü dünyanın, serbest para rejimine ve binnetice — iktisadi birliğe geçmesi için bundan pratik yol yoktur. Truman'ın dördüncü noktasını tat- bik mevkline koymak için ileri sür- düğümüz altı mütalâa bunlardan iba- rettir. Bu görüş tarzını her devlete anlatmak ve onlarla karşılıklı andias. malar yapmak lazımdır Maamafih. bazılarının — Amerikan medeniyetini süphe ile karşılamaları, bu plânın tahakkukunu — güçleştiren psikolojik bir hâdisedir. Yabancılar İSTANBUL Boisan 1060 ŞIE NÂ NK MA IB IE İR İL JE İRk n Tarihi e muazzam bir cenaze merasimiyle MARESALI DÜN TOPRAĞA VERDİK Veti derin b Öğkmlarıi yakdak . ae Talinek Yüpteki” kabrine, Kadaz” olan "bütün yekünu iki yüz bine yaklaşmıştı Hürmüs Bulünüyordu: Sast 8 de Har: biye, Takalm ve biasta — Boyasık BND ae emisli BU ada myüp Binlerce Vetandağ tarafından. Golmus 4 ye gükkünlar kapelı, resmi Gsire D Garethaneler ve diker bütün 'Dinslar: Ga bayraklar yerıya” indirllmişte A Göta Şenrin "nör. okağı. cenaze 'alar Sasi 830 da Belediyenin cenaze e- rabalı, Genaseyi alıp Beyanda eötür. Tek'için eparlmanın “önüne 'goldi Gönçlik "tarafından “bu ha siddetie rotesto edildi ve otomobil 15 dakika Sonra apartman kapısından uzaklaş: firıldı. 'Geno enat 830 da Millet Par tüsi Başkanı Hikmet Bayur ve parti İleri gelenleri / apartmana — girerek merhümün duasinda hazır bulundü: lar. z İstanbul ve Ankara Üniversiteleri gençleri, bütün geco sabaha — kadar Şruplar halinde - ve 18 dakikalık Müddetle Mareşalin * tabutu. önünde İhtiram - durüşunda bulunmuşlardır. 'Cenaze tam saat V da apartmanın ikinci katından alınarak aşakğıya ine dirllmiş. ve eiler Üstünde tasınarak, fekbirler Ve salâvatlar okunarak Be: yazıt Camli istikametinde yola çıkıl- Harbiyedeki heyecanlı sahne Alay, cski Harbiye Mektebinin ö nüne Çeldiği zaman bir fhtiram duru. gu yapılmıştır. Heykelin arkasındaki Güreğe Türk bayrağının “çekilmemiş Olduğunu gören halk, heyecanlı ter Zahüratta bulunmuştur. — Bu sırada Bir genç hemen temin olunan — bir Bayrağı, direğinde yarı indirilmis va- ziyete Keçirerek — oradaki — Atatürk Heykelinin yanına çıkarmış ve bay- Fakı elinde tutmuştur. Bu / heyecanlr Hüdise dakikalarca sürmüş ve söz Alan Kudret gazetesi mensuplarından Nureddin Ardıcoğlu konusmasını mü- Çenkip bir İnzibat müzrezesi tarafın: dan: yakalanarak Adilyeye gevkedii. derle sant 1210 da Her geçtiki yerden büyük kollar alan kafile Beyazıd meydanına geldiği v Cenazenin geçtiği her sokak, her cadde ve her yer, ayrı bir alay halinde kafileye iştirak ediyordu. Cenaze ile mezara gidenlerin Cenaze alayı Harbiyeden geçerken Beyazıda vardı. arasına karıştılar. Allahüekber Zeleri yine havalarda — dalgalanıyor. Kalk tabutu bir an olsun taşiyabilmek HUN Gean SĞRÜME aa Hi Bebinlni çanğerda *B ada Ğ HL ĞİAAL v V Glneri Dr — Ülün'te Mellmlei ol an Taksimde a— Y orlam, siryi ÜsmimlE müylkman — Bikas Hlle ” Manlamaya mebai — bedemeie 1al vün Hasdllelar vKNEA, YA Tekalm elanna — Giyalımıyacak bir Yaziyette lâL Mer t — M BÜrÜĞİK Zaman mevdan Ödeta TaR — Tuşalln u sibayrağa 'Sarih tabutü Bi — rada bilirmek zörunda kaldık. Mera ealeln AketÜR GpaflnAnIkNın Ü yant çamlinin müsulla taşına konul — Slm Komutanı 'bir, bölük mekerle 'ce Ta aa aa aa Reaan meanlarik Ge aü Üa oe Nni müleaz — Nezeyi Simak lstedi Gençler vermedi. Tn CN Sökeene a Te Kb öösüze Ddi Kü Namare — Bu Yaziyelle sör kulanamam” Giye G dakal bayraklar Yara A, — Kakaslan eli Mlan Besir Ahmedin — rek dürümü bildirdi aK Tni e Ti SAddeni — Ge Haa eülrek lll sörülüyorüü — Sehtadebaşına doğrü / aakeri kuv. İ n cenaze r:(l;)ı yine Hâhiler, Bu arada camlin içinde ve dışında — vetler cenazeyi almak için 8 muhtelif İaralar. Ye eRb nn AMAĞ BİÇ DİR tnaibati tedbir alnmamaz ok — CİAA mallee yrmedli YAralanı zünden gençler elele vererek cenaze Alayının boyunca İki taraflı muazzam — fira temin edilememlsti. | Kordiplo. Bir kordon” tepidi etmişlerdir. Matik, Patrik veklli, Mili Savunma Bakanı, İstanbul Komutanı, “Başyı Konsoloshanelerin ihtiramı ver, Cümhuriyet Savcısı, Adnan A- Tepebaşındaki — İngiliz konsoloslu. ku İle yabancı resmi daire ve cemi. Şetler, 'cennze geçerken kendi milli divar, Rauf Orbay, Ali Fuat Basgil, iler ve salr zevat top finin yanında beklemekte İdiler. Ban: do mizika da top arabasının ark 'abı Şüz binlerce kişilik kalabalık büyük Bir heyecan içinde Eyübe doğru akıp gilmekte İdiler, Nisantaşından Fürüyerek gelmekte olan cenaze ima- Mi yorülünca gençler onu - omuzları Üzerinde taşımaya başladılar. 'Edirnekapıdan sonra 16 Mart Se hitliği “önünden geçilirken kafilenin önünde Eidenlerden. biri. bağırdı. bayraklarını yarıya kadar çekmiler- — sında yer almıştı. | di Cenaze Şişhane arikiyle — Ban: — Sizin en büyükünüz size gelk Kalar caddesine vardığı Yakit yolun — Gençlik, cenazeyi orduy: yor, Tuhlarınız. sâdolmun” Bu arada HLt SENEDİ , Bübezti y Tekbir sesleri hiç kesilmeden — devam Güsük bayılanlar olmuştur. . Burada — teslim etmiyor. etmekte ve gittikce artmakta Vdi da' bütün mülli ve yabancı bankalar bayraklarını — yarıya . indirmişlerdir. Karaköy meydanına varan cenaze Jayının diğer ucu t Galatasarayda Bulunuyordu. Köprüde Köprüyü bastan başa dolduran ve gecisi 40 dakika süren mumzzam ce- Saso alayı Eminönü Meydanına gel diği vakit meydanda bekliyen yeni, Büyük bir halk ve gençlik kafil Jaya iltihak etmişti Cenaze Beyazıt'a geliyor Cenaze alayı, Nişantaşından kametinde, beri hiç Taztla Verilmeden tekbir ve HAhI- Cenaze namazı kılındıktan gençler tabutun otrafını sardılar mo: Fasim alayının müdahalesine meydan bırakmadan onu ellerinin Üzerinde Arabasının bulunduku yerin aksi iste havuzün - solundan dola: #arak süratle muazzam ŞoHrîmiide toplanacak dünya gençlik kongresine hazırlık Önümüzdeki ağustos ayında şehri- | Ketirdikleri, Yükselterek gibi 'top Kkalabalığın mizde toplanacak olan Dünya Gençlik hiç | K başlanmıştır. vi hummalı hayat ise cezbetmemektedir Amerikanın başkalarına verdiği her şeyin Zemzem suyü ile - yıkanmamı olduğunu anlamak da Amerikalılara düşer. Hayat tarzlarını başkalarına Tesinin Razırlıklarına simdiden Dünyanın her tarafın. Milli Savunma Bakanı Ankaraya döndü Eyüpte İste böylece, içinde Ihtiyar kadın tardan 'çoluk “çocuğa. kadar. herkesin Yalunduğu, tarihin kaydetmemie o duğu bU büyük cenaze alayı Nisan: Tazından beri 7 saatlik Bi yürüyüz fen sonra #aat 16 da Eyüp mezari: dan gelecek olan ve sayıları 400 ü bu- lan delegeler seyahatlerini Devlet De- nizyolları vapurlariyle tenzilâtli ola- rak yapacaklardır Darüşşefakalıların Pilâv günü butunu dar merdivenlerden yukarıya Karırlarken, ibtiyar. kadınlar - otla: manmaya çalışıyorlardı.. Bütün Byüp Mustu, Mareşalin albayrağa sarılmı andukası bazırlanan “mezarına Tirlldi. 'Bu arada Yolda bayılmış olan Dualar okunduktan ve Mareşal top Taka tevdi olunduktan sonra — Millet Partisi Genel Başkanı Hikmet Bayur de gönterdiği. Kahramanlığı — İkinci başkanlığını reddettikini, muhalefi Kökleşmesinde en büyük yardımı yap: 'erdi: “Seni her yerde - görüyoruz, her aahada — görüyoruz. 'Miletimiz #ana “minnettar kalacaktır. Bayurdan sonra Sadık Aldoğlan ko- nusMüş, Mareşalin Tatiklât Mücadel 'Ne mutlu bizlere ki böyle bir kal Taman “Türke sahibiz. Millete Allan Sabır versin” demiştir. Bundan #on: Ta bir kaç hatip daha sör nimiş ve Ter halinde şehre dönülmüştür. Nezaret altına alınan : ve tevkif edilenler Yapılan tezahürat esnasında ifade- #ine 'müracaat Ve nezaret altına ah San 70 kişidir. Bunların sadece 25 1talebe, diğerleri bakkal, ennaf vese ir. Memurlara vazife ânında finl te cavür ve halkı bu filllere teşvik sur Fetiyle kanuna aykırı — hareketlerde Bulunmaktan $ kişi tevkif edilmiştir. Harbiye Mektebi önünde “ söylediği sözlerden. dolayı yakalanarak ” Adilye- Ye götürülen ” Nureddin — Ardıçoğlu Sorgusu ” yapıldıktar sonra ” Kkefaletle tahliye edilmiştir. Dün gece geç vakitlere kadar de- 'vam eden tahkikat sonunda Radyo: Ü Coradaki memurların — vazifesine Mâni olmak için fili tecavüzde bur Tunmalarından dolayı nezaret altına almanlardan 6 kisi daha tevkif e Müdürlüğünde Polla teşkilâtı da iki geceden beri geferber Bir vaziyette çalısmaktadır. Tezahürat esnasında / taşkınlık yap: faklarından 'dolayı yakalananlar Em- niyet Müdürlüğüne getirilmekte Buradan Adliyeye gönderilerek Cilıkça ifadeleri alınmaktadırlar. üdiriyetin etrafında İhtiyati ted- birler alınmış Ve binanın önünde po: İle otobüsleri her an harekete hazır bir halde beklemekteydi.. Polis me- Murlarının mühim bir kısmı 48 sa. âtten beri hemen —hemen hiç uyku Syuyamamışlardır. Radyoevini tahrip etmek istiyenler kimlermiş ? Bvvelki gece Radyoevinin “önünde yapılan tezahürat esnasında, “Vurun, karın. Ne dürüyorsunüz, , "Babamıza Saygı” göstermiyen Tadyoyu 'ne diye parçalamıyorsunuz.. diye haykıranlar. dan her nastisa Üüniversiteliler arasına karışmış olan meçhul. bir sahis tale Belerin "Kimin malını kime yıktırı. Yorsun, diye Üzerine yürümeleri ne. İlcesinde derhal - oradan sıvışmıstır. Polis, bu tahrikâtı yapanların talebe Tikle İlgisi olmadığını tespit etmiştir. Mareşal Fevzi Çakmak'ı anma töreni « Eminönü Halkevi DiLEdebiyat tü besi Höalsan 1880 persembe günü 15 de “Büyük Âaker, Mareşal Fevzi Çak- bebiyle bir. Bütün vatandaşlar gibi bize de bü- Yük bir 'acı veren Sayın Mareşalın Ölüm günü ve onu takip eden günler- de gazetemizin başlıkını neden Manki renginde bastığımıza dal lere “muhatap olduk. - Gerek müracaat © hareketimizin denlere İstinat ettiki mucip sebepleri anlattı bu busustaki kimiz zaman / büyük astıraplarından Gdoğan heyecanlariyle haksız bir hare- kette ” bulundüki 1 ettiler, Tekelin getirttiği sigara makineleri Bu Makineler bütün fabrikalara dağıtıldı ve işletilmeye başlandı a sipariş slgara doldurma ma- lerinden yeni bir parti daha g. Biri araların — imalinde kullar lan bu makinelerin yedi. 1 Cibaliye 6 sı İzmir, 4 Ü Samsun £ ü Malatya, 2 si de Adana fabrika- larına monte edilmiştir. Şimdiye kaz dar yaltız fstanbul, Ankafa ve e ürde satılmakta olar dip bi el nevi / sigaralar - bundi . 'Satışlar son ay zarfında nazaran ( 15 nispetindi Kuruçeşme kömür depolorı cumartesi günü açılıyor Modern tesisatla 5000 tonluk bir gemi 48 saatte boşaltılacak Kürüçeşmede inşa edilen modern kömlür depolarının açılışı cümartesi günü törenle yapılacaktır. Yeni te Sisler hakkında verilen — malümata göre, kömür yüklü 5000 tonluk bir geminin iki günde tahliyesi mümk Olacaktır. Ayaklı vinçler anatte 20 'ton kömür tahmil veya tahliye edebil. mektedir. Halbukt evvelce minin tahliyesi 7 günde yapılırdı. Milli Kalkınma Partisinin tebliği Mihi Kalkınma Partisi Genel Mer- kezi bir tebliğ neşrederek, parti lise Tesine çirmek istiyen " partli - veya arti disi kimselerin 17 'nisan pazası Tei akşamına kadar müracaat etme. lerini istemektedir. D Konferans Muallimler Birliği tarafından ha zırlanan terbiye konferanılarının te kincisi bugün saat 18.30 da Beyoğla Halkevinde Prof. Zeki Velidi tarafınm 'dan (İslâm doğu ile Avrupa arasına da işbirliği) mevzuunda verilecektin, Tekel Bakanı bugün gidiyor 'Dün hareketini tehir ederek cenae zeye iştirak eden Gümrük ve Tekel Bakanı Dr. Fazıl Şerafeddin Bürge bu sabah Ankaraya hareket edeceler dir. Croydon kız okulu müdiresinin bugünkü konferansı Dünya turuna çıkmış. bulunaa Croydon High Sehosi müdirem 3riss SL F Adama İngiliz kültür heyetinin Gkvetliri olarak " bugün uçakla' gee rimize gelerek saat 17 de İstanbul Kız Lisesi salonunda “İngiltere eği- Tim sistemi, mevzulü lik konferansı. a verecektir. 'Bu konferanın herkes Ginliyebilecektir. Nözım Hikmetin sıhhi durumu Nazım Hikmetin sihhi muayenesini yapan heyet, Taporunu ancak iki gün Sonra yerecek ve kendisinin cezamını Şekecek dürümda olmadığı . bei 0: Şarsa 'derhal tahliyesi yapılacaktır. Küçük haberler Petrül Ofis hesabına, Bahrey aei akREŞAla? getiren Denisyollarının Kocaeli ankeri dün Ulmanımıza. ge 'Devlet Denizyolları Genel Mü- GÜt muavini Behçet Onman Ağaoklu Şlarahali Plânından tahale edilen yar: Bit “verilecek olan malsemi inleri hakkında “ Amerikan Heyeti Başkanı Rümel Door ve ilgili Takanlıklafla temas etmek üzere dün Alsem kapresle “Ankaraya gilmistir. HAVA RAPORU Ron 1 enat içinde yurdumuzda havaş bütün Bölzelerde çok Bulutlu ve yapı h geçmiştir. Yağıslar Doğu Akdeniz ve İç Anada dunun a kısımlarında dolü ve k: Giğer bölgelerde yazmur geklinde Yakış miktarları metre karede Ane takgıkda '0 "Dürüyolda 65 Talâhiyede Bi Vrfada 15 Beyhanirdad0, Vartoda B Klkağün 38 Maraşta 30 “ Takender Tunde 35 Çemişkezekte ve Silrtte 2, Vanda 2, Siardinde 20, Gasiantepte 13 Özmaniyede & Sivasta 7 Dülebureağ Ve lersinde (, Nizdede 2, İzmir ve 5e ölrnede 1 kilogramdır. Anlakya “ve civarında düşen yağışlat arlı olmuştur. memleketlerinde aynı — müameleyi görmeleridir. 8) Amerikada diğer memleketlere, Kendi gücü yettiği kadar ve onların hazmedebilecekleri nispette, teknik yardımda — bulunmalıdır. — Sermaye yatırımlarını sağlayan andlaı Amerikalıların yüksek hayat seviye- Sini ve çok geniş şahsi hürriyetlerini bilmektedirler tera tarafına da vükıftırlar. Ardı ar- kası kesilmiyen boşanmalarını, zevklerini ve mide ülserlerini de işite mektedirler. Amerikalıların sürdükle kabul ettirmeye Öğretecekleri kadar akat — madalyanın Ai hakkuk da etmiyecektir bulunulamaz. çalışmamalıdırlar öğrenecekleri bulunduğunu da kabul etmelidirler. Bugün “Dünya Devleti” bif hayal- den ibarettir. fakat hiçbir 'zaman ta- iddtasında Mareşal Fevzi Çe ne iştirak etmek üzere şehrimize gel- miş olan Milli Savunma Bakanı Hüs- 'nü Çakır dün akşam ekspresle Anka- raya dönmüştür. kmak'ın cenazesi- Darüşşafakanın münasebetiyle ananevi plâv günü 16 'nisan pazar günü saat 10 da mek- 'tep salonunda kutlanacaktır. Daveti- yeler her gün, 13,30 - zinden temin olunabilecektir. 'nci yıldönümü Zira, biz onlara, imanla bağlı bi dininde matemin ve yer almı cumartesi — günleri 30 arası cemiyet merke- Yerinde bulduk. hareketimizi, itında yanlışmış gibi göre Yatandaşlara bir kere dal Gaklık mfırın üstünde Ane şehir, Çordm, Afyonda 1, €a Yükmek atcaklık İskenderunda 80 derer 'Buğün şehrimizde havanın umumiyet de aa bulutlu geçmeni, Tüzgarların bati biraz daha artması muhtemeldir. büyük bir Müslümaz lem rengi olar ni söyledik: 'büyük Ahmet Hamdi Tanpınar Sahnenin Dışındakiler SARE e Boğaz vapurl tiklım tıklımdı. Fakat bu, ta- bil günlerin © yekpare kalabalığı değildi. Sanki keder ve, kinle karışık mütearriz bir sevinç ve gmarıklık insanları ikiye ayırmıştı. Hele demin” ki vakanın heyecanı geçince bu, daha iyi görüldü. Halkımız yarınmz bir hayatın - bütün ağırlığını gırtında taşıyor gibiydi. — Bu ietirap, büyüklerde olduğu kadar çocuk yüzlerinde de açıkça okunu. yordu. 'Hemen hepel yavaş serle, fısıldar gibi konu- guyorlar, yahut sessizce önlerine bakıyorlardı. Buna mukabil Rumlar ve Ermeniler acayip bir gımarıklık içinde sağa sola küstahca bakıyor dar, çingar çıkarmak İster gibl davranıyorlardı. Hele Rumlarda her gey bir meydan okuma halin- deydi. Küçük çocukların hepsini ya mavi-beyaz elbiselerle giydirmişler, yahut da bu renklerde Bir işaretle süslemişlerdi. Bir kusmının elinde kâ- Bttan küçük Yunan bayrakları vardı. Güverte- *) in daha ierisinde, merdivenin başındaki açıklık- ta bir kaç palikarya ağız mızikasiyle o senelerde pek iyi tanıdığımız bir. Yunan marşını çalıyor- lardı. 'MU” de, biz yeni yetişenler bu marşı ve buna 176 benzer şeyleri menetmiştik. Fakat burada çar siz dinlemeye katlanacaktım. Kendi kendime dü. #ünüyordum. Dünyada başka mesut milletler de Yardı. Onların bizim yaşlardaki gençleri, hiç de bizim bu anda olduğumuz gibi bir “olmak ve ol- mamak,, meselesiyle meşgul doğildiler. Onlar Bs- kı, sporu düşünüyorlar, yaşlarının tabil iştiyak- Tarı ve meseleleriyle mesgul oluyorlar, kurulmuş bir hayatın imkânlarından istifade ederek çalısı yorlardı. Biz ise el parçası kadar bırakılmış, çok harap bir vatanda yaşamak imkânlarını düşünü- yorduk. Vapurdaki kalabalığın içinde işgal kuvvatle- rine mensup zabitler ve neferler, kendi milletle- Tine hâs vapıflarla sadece muzaffer küvveti ter Sil ediyor gibiydiler. Fransızlar gürültücü ve g- Marmaya hazır, İngilizler soğuk ve kibirli, İtal- yanlar nâzik, kibar, hattâ biraz da güverteyi dol- düran güneşte uyumaya hazırdılar. Takeledeki hâdise beni çok sarsmıştı. İstan- bulda yaşamak zannedildiği kadar kolay değildi. Her an bir hâdise çıkabilirdi; bunu evvelden bili- yordum. Bilmediğim bir taraf. kendi zaafımda, Ani bir aksülâmel gösterememiştim. — “İhtiyar kadının hareketi bana bir ders olmalı!,, diye dü- günüyordum. Vaktinde karşılanabilirse — bir çok #eyler önlenebilirdi. Kendimden ikinci memnuni- Yetsizliğim de İhsanın evinde hergeye fazla hay- Tan olusum, hele Sabihayı sormadan evden çıkır #lmdı. Bu ürkeklik ve sıkılganlık hoşuma gitmi- yordu. Göztepedeki köşke gitmediğime memnundum, Fakat verilmiş bir kararı hemen ânında değiştir. mekliğim de hoşuma gitmiyordu. Yanıbaşımdaki kirk beşlik, şişman Rum hanımının iki eliyle kü- rek çeker gibi durmadan konuşması vapura bin- Glğim andan beri beni rahatsız ediyordu. Üsküdar vT açıklarında hiç de müsavi şartlarla olmuyan, -çün: Kü kalde ve üsüllerini bilmiyordum, » bu boki dan kurtulmaya karar vererek yerimi değiştir. dim, Fakat o günlerin İstanbulunda bir Boğaz yolculuğu kolay iş değildi. Biraz sonra oldukça Mânasız bir hâdise daha oldu. Bir kaç ecnebi za- biti oturdukları yeri beğenmediler ve kırbaçları- n sallaya sallaya kadınların bulunduğu yere git- tiler, kapıyı açarak içeriye girdiler, 'Yeni geçtiğim yerden onların halini seyredi- yordum. Bu sefer kadınlarımızın vekarına hay- ran oldum, Sanki hikâyedeki Roma Senatörleri imişler gibi hepsi, çarşafları içinde sessiz, on- Jarın vücutlarından habersiz. duruyorlardı. Doğrumu istenirse onlar da pek bir şey yap- mıyorlardı. Belki de çocukça bir tebessümle ora- ya girmiştiler. Fakat ne olsa, yaptıkları şey ağır başlı İstanbul erkeklerinin hoşuna gidecek cins- ten değildi. Güvertede bir uğultudur koptu. Biraz sonra bir memur geldi, uzun müzakerelerden sonra kadınlar tarafı tahliye edildi. Çocukluğumuzda bir sene Göztepeye, bir 'e de Boğaza giderdik. Tevfik Beyin oturduğu köşkte ise, eniştesi Rasim Beyin taşrada bulun- duğu bir sene bütün kışı geçirmiştik. Belki ço- cukluğumun en güzel masalı acı düdük seslerir nin yırttığı, karanlığın — Üzerimize büyük sular vehmiyle yüklendiği ve uykularıma daha ziyade bir denizaltı dünyasında yaşıyormuşum vehmi- nin karıştığı bu kış olmuştu. Bu, hayatın çok kolay olduğu, — kadınların tekrar kardeşlerine ve kocalarına kavuşmak için, çocukların karınlarını rahatça doyurmak için mu- Cizeye muhtaç olmadıkları, büyüklerin bile çocuk- lar kadar kendilerini hiş bir geyden mesul addet. medikleri rahat devirlerde Ydi vs L — ——— tt 7 Şimdi yine ayni eve gidiyordum. Fakat ayni geyleri göremiyeceğime emindim. Otelden çıktı- #ımdan beri karşılaştığım her sey bana, o ka- dar tanımadığım, yabancısı — olduğum çehre ile lmişti ki.. Mahallemizi küçük, sefil, çocuk ci- yıltısından mahrum bulmüştüm. — Kendi evimiz dar, bakımsız, hattâ haraptı. Tesadüf ettiğim in- sanların çoğu bitikti. İhsan bana doğru bir bir arabaya veya tram- vaya binerek Köprüye inmemi söylemişti. Ben de travmaya binmiştim. Fakat — Bayazıda gelince çazşıdan geçmek arzusunu yenememiştim. Oru da tesadüf ettiğim gey İstanbulun ne kadar iç- ten yıkıldığını gösteriyordu. Mahallemizde, İbrahim Paşa hi rasında, fakat Şehzadeye - yakın t yerinde bir komşumuz vardı. Asaf Bey adında olan bu komşumuzla babam Sinopta tanışmın, ev alıp İstanbula yerleşmek istediğini söyleyince bu konak yavrusunu ona bulmuştu. İki kızı anneme teyze derlerdi. Ben de annelerine teyze derdim ve çok severdim, Hemen her gün bu dört kişlden - birisi mu: hakkak bize uğrardı. Defterihâkani — vazife sinden aldığı maaştan başka epeyce bir geliri de vardı. 'Tam bir refah içindeydiler, Daha Kapalıçarşının başında bu. kadıncağı- zın, kızlarının kendi eliyle işlediklerini birkaç yıl evvel gözlerimle gördüğüm, hattâ o zamanlar nakışlarını dahi tanıdığım çeyiz takımlarını, döğünerek ve ağlyarak — sattığını / görmüştüm. Harbin ikinci yılında Asaf Bey, kalbden ve ke- derden ölmüş, ev satılmış, kızlar da ertesi sene birbiri arkasınca veremden ölmüştü. Kadıncağır mahallemizin arka tarafında tek bir odada yaşadığını söylüyordu. “Bir türlü 17 rılamadım. Her gün o sokaklara geliyorum. Kız- darımı görür gibi oluyorum!” diyordu. “Bunları dünyada satmazdım, Fakat ne yapayım ki, ev kirasını veremedim...” Hepimiz böyleyiz. Birkaç zenginden, işini bilir insandan başka herkes bu haldel” Gariptir ki, rastladığım herkes halini an- Jatır anlatmaz, felâketin umum! olduğunu. söy. lüyordu. Mes'ut Beyin hanımının hakkı vardı. Hakiki bir cehennemde idik. Daha doğrumu bir cehennemin alevinden öbürüne geçmiştik. Bununla beraber vapurdaki halkı, harp ai #inda ve mütarekenin ilk günlerinde İstanbula gelip gidenlerin anlattıkları kadar düsük kıyı t bulmamıştım. Bulmamıştım. ama, n Vvar, 'ne yok! diye girdiğim ikinci mevkide de bir lah- zadan fazla duramamıştım. Hele Marmara hillerinden gelen muhacirlerin hali çok haran Yollarda başları yemeniyle örtülü, — sırlar yeldirme, ellerinde çıkınlar kadın kafileleri , Tülüyordu. Bununlu — beraber deniz sakin Ve aydınlıkt Güneş varlığın Arızasını, içimizdeki — perişanlığ yarıncaya kadar bir altın meyva yapmıştı. İki kı- | yıda yalıların arasındaki bahçeler, tepelerdeki kı Fular, yaz denen ihtişamı adım basında bize uza. tiyorlardı. Rihtimlarda, dakele yanlarında, sahile inen dar sokakların ağzında denizde — yıkanan Kküçük şamatacı kalabalıklar vardı. Kandilliyi Pransızlar işgal etmişti. Biz take- leye çıktığımız zaman küçük meydanda bir man. Ka Fransız askeri galiba nöbet değiştirmeye g. diyorlardı. Bu askerlerin, bir itisafı, bir ha hi yaparken takındıkları ciddiliğe ister istemez şaşırdım. Biz belki zayıftık; fakat silâhsız bir şe- hir ortasında bu elddilikelriyle onlar gülünçtüler. (Devamı var) 480