20 Haziran 1954 Tarihli Vatan Gazetesi Sayfa 12

20 Haziran 1954 tarihli Vatan Gazetesi Sayfa 12
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

LA A LA AAA7 Som In5;ıv1 sağlığını t eden en u u korkunç ipt i KenrtarDeve işkembesinde Dünya üzer yerler vardır ki bura bu zeh İ v ne her ân maruzdurlar, Bir eroın aca ı I nevi «unutma hastalığı» veya z e«hülyaya dalma illeti diye- ? bileceğimiz salgın oralarda bü tün şiddetiyle hüküm sürer. hir hudut aşıldıktan sonra Eu çok Süveyş bölgesir Uzakşark, bunlar arasında — kusturu , Yahut da yine tutulan kaçakçılar başta gelir. Onün ardından — devenin b deliklerine sak metli metâlarını Suriye ile 'ak , salgın merkezi o“ lanan ka ller yerine vardık listin arasını birleştiren bü- larak zikre değer, Meselâ Mı- tan sonra çıkarılıyor. Bundan yük kervan xn!ıınd;n naklet- sırda eroin ve afyon iptilâ —başka ayakkabı tabanları ile mekted “Burası ayni za- ve kaçakçılığı alabildiğine — ökçeleri zehir kaçırmak için manda ya ile — Afrikanın hükmünü İicra etmektedir. kullanılan malüm yerlerden- düğümlendiği noktadır. Bir Lübnan hariç, Arap memleket — dir. defasında ada — develerin lerinin hemen hepsinde haş- Deve işkembesinde beyaz ze karnından kilolarca afyon çı- haş ekimi yasak olduğu hal- hir kaçırmak yeni keşfedilen karmışlardır. Yalniz hayvah- de gizli yollardan elde edilen usuller arasırıdadır, Sonra ek- farın burnundan çıkarılan ze zehirli cevher bir pazar me- Mmek içinde, suçük arasında — hirin üç kiloya yakın olduğu tar halinde alınıp satılıyor kaçırılan zehirlere sık sık bildiriliyor. Kaçakçılık o şekilde yapıls — rastlanmaktadır. —Bunlardan hbıtâ"m uldığı tedbirler « maktadır ki bunu yapanlar gayri öyle ince düşünülmüş, ç A akla hayale gelmiyen usulter hesaplı kaçak vasıtaları var- rasında en müessiri kaçakçı- ve vasıtalar kullanıyor! Bu dir ki zehiri bulabilmek için ların içine sokulan ihbarcılar- na karşı alınan tedbirler ne insanın veya hayvanın âdeta dır. Bu husustaâa — kaçakçılığı kaçakçıları ve ne de zehir derisini yüzmek icap ediyor. bırakmış eski kurtlardan da müptelâlarını kötü işlerinden vazgeçiremiyor. Beyaz zehir yuvalarına yapılan âni bas- kınlar veya hudut muhafızla- rının gayretleri vâkıâ — gizli yoldan iş görenlere göz dağı yermekte ve onları kapana kıstırmaktadır. Lâkin belânın kökünü kazımayı, — bugünkü şartlar devam ettiği müddet- çe imkânsızlaştırıyor. Çünkü küçüğünden büyüğüne kadar aşağı yukarı herkes işin için- dedir. eyaz zehir — kaçakçılığında Arapların kullandığı u- sullerden bir tanesi de zehi- ri tir. Lâstikten kapsüllere doldu- deve karnında nakletmek” v& D Bir basın sonunda ele geçirilen eroin paketleri Çöllerdeki hecin süvarileri, beyaz zehir kaçakçılarını mütemadi yen takip ederler, Abil istifade ediliyor, Onlar girdisini çıktısını bild kaçakçıları ele geçirrn oluyor, İhbarcılık, içi kola, bol para getiren işdir. Muhbirler 1 mükâfatlarla ge çin- para cezası da veriliy nlarda bu cezala- F ilmiş , Bu arada kaçakçıların iş lediği nisbetinde idam e- dilmelerini ler vardır. Fakat bu isteğe din silâhiş karşı koyanlar çıkmıştır. On- lara göre böyle bir idam için kâfi sebep olamaz. Buna din cevaz Vermez.. Hapis cezasının beş sene- den seneye — çıkarılması, nakdi ceza da 600 liraya ka- dar olan azami haddin 10,000 liraya yükseltilr beyaz ze- atına tesir etmiştir. Asya kıyrr $i yşin sında bir o ir 30 Misir lirası olduğu halde 50 metre ötede, i Afrika nında 200 tir Fiat fırlamasında Kanalın öbür kıyısında alınan sıkı tedbirler rol oynamıştır. Bir taraft diğer tarafa 15 kilo zehir çırabilen dünya- nın parasını kazanmaktadır. Kömür çuvalları, meyva se- petleri kaçakçılık vasıtala ridir, Portakal, yumurta, ka- vun, otomobil lâstikleri için- de kaçırılan zehirler de keza malümdur, Bunun dışında h umulmadık yerler vardir ki kimsenin aklına gelmez. Onun için beyaz zehir, her şeye rağ- li bir e olmakta devam edecekt men tehlik Çeviren: B. A, —— VATAN - HAFTA Sonu 20 - 6 - 1954 — İLÂVESİ AĞAZİNİ Sığır fezeği benzin yerini futacak çetesercecAALALAARE : : : : #vcesere çnp yığınları, hayvan güb- releri yakıt maddesi — is- tihsalinde kıymetli birer metâ haline geliyor. Hayvan gübres neyse jamma, şŞu hiç bir işe yaramaz diye tenekede dahi görmekten tiksinti duyduğu- muz çöp şimdi bir ... otomobili işleten veya bir evin mutfağı- na havagazi misali rahatlık veren bir nesne olmuştur, On dan istihsal edilen Metan ga- i yesinde türlü türlü işler yapılıyor. Hele vasıtalara teş mil edildikten sonra yakıt darlığı çekmek diye bir şey kalmıyacak. Çönün, be 4 küvveti olabileceğini kim aklı- Na getirirdi? Fen, şimdi o yolun — üzerindedir fabrika- lar kuruyor, Elde et- tiği maddeyi ucuza maletme- ğe çalışıyor. Sişelere — yahut bidonlara doldurup herkesin ayağına getirmek istiyor. De- polarda biriktirerek, doymak bilmiyen her çeşit makineye yemlikler hazırlıyor. Bir hesaba göre Metan gazı- nn 50 litresi, bir tonluk kam> yonu 80 kilometreve götüre- cek kuvvettedir. İsi paraya dökersek böyle bir kamyonun 80 kilometrede — sarfedeceği gaz 2,5 ilâ 3 liraya maloluyor. Şimdiki halde hiç bir yakıt bu kadar ucuza maledilemedi- ği gibi vasıtalarda da kulla- nılamamıştır. Çöplerden — gaz istihsali için yapılan tesisler çok karışık âlet, edevatı ihti- Va etmesine rağmen bu ucuz- luğun temini sasılacak sevdir. Bunun mütehassıslar ham mad denin bolluk ve değersizliğin- de bulmaktadırlar. Fılhakıka bizde de bir sö vardır: Bir işde Üstünkör- lük görürsek «çerden çöpten» yapılmış deriz, Gerçekten Ba- tılı insan kıymetsizi kıymetlen dirmekte usta olmuştur. De- ğersizi fırlatıp atmiyor. Ondan istifade çarelerini ariyor ve buluyor!.. Bunun nasıl pıldiğini da kısaca şu süretle izah edebili- riz: Münasip yerlerde büyük Bu maddelerden ucuzca istihsal edilen me- ; tan gazı mutfaklarda, otomobillerde, sana- ; yiin her şubesinde kullanılabilecek : HARARARA A RARARA * £ x * aklili v000rLA.. .... tanklar kurulacak. Petrol tank ları gibi tanklar!, Burada ya- kılan ateş çöp yığınlarının ih- tiva ettiği kükürt vesair gaz- ları bir sayaçtan geçirecek, Bu âlete gözometre deniyor. Gaz buradan geçtikten sonra kom- pressorlara aktarılacak ve taz- yikle 350 atüye kadar getiri- lerek teksil edilecek, Böyle bir tesisin günlük Me fan istihsali 800 metre küp- tür. Tabildir ki çöp tanxarı ne kadar geniş olursa elde e- dilecek gaz da o nisbette fazla oluyor, 13 metre yüksekliğin de ve 12 metre çapında bir tank ile muayyen bir sene zarfında 10,000 metre küp Me tan istihsali mümkündür. Hayvan gübresinden fayda- lanmak şıkkına gelince; doğ- Batı Almanyada çöp ve gübre bir muadildir, Diğer yakıtlara nazaran ik- tısadi olduğu anlaşılan Metan gazı teknik âlemde yeni im- kânların başlangıcı sayılmak- tadır. Diğer taraftan bu gazın elde edildiği gübrede verim kuvveti kaybolmamaktadır, 5 senedenberi üzerinde du- rulan mesele, son tecrü- rüya yakın tahminler şu neti- — belerle — «Metan bakterileri» celeri vermiştir: denilen mikropların — faydalı 50 ineğin senelik gübresi, — unsurlar olduğunu — gös'ür- 16,000 metre küp Metan ga- Miştir. —Bilhassa — hâdisenin zı verebilir. Bu miktar, ısıt- — köylük mıntakalarda geniş tat bikat sahası bulacağı tahmin ediliyor. Çünkü ahırlar gaz için en mükemmel ham mad- ma kuvveti bakımından aşağı yukarı 19,000 litre — benzine veya 14,700 kilo dizel yağına d istihsal * A de kaynaklarıdır, 5"_""“,:' lünün, basitleştirilmi$ yett hazla kendi mu!(îB""e d cek gazı istihsal fdeçmdjd!” düşünülmüştür. wrdl— «Bio gaz» denilen oca kü)'lu bahsediliyor. Bunlar'â .'.,;I şehirlinin kullandıği “—,cl' zından mahrum — KA Larak Kendi gazıni kâ"d:’i ireli bif ve yemeğini onda Fi Ş köylüyü tasavvur *’d'l'r' met dern ocağı vesaireSiY " tart den tesis metan gazl niyetten nasibini J]I paf bi ği gaz halinde kullâ « köylüyüt, çin b Bizim memleket * miş kaftan olur, d Her yerin bir meczubu var- dır, Meczupların kusuru- na bakılmaz. Almıştı sazını e- jine, okuyup duruyordu: Belki güzellerin kervanı geçe Bacyıyım, beklerim yol kena- rında, Kalabalık kasaba çarşısın- dan biri: — Voyvo! dedi Sanki hiç işi yokmuş gibi bir öbürü: — Bacı'ya bak! Voyvo! Er- kek kılığına girmiş! diye ba- ğiriyordu. Baldırıçıplak deli, bir dön- , dü baktı kalabalık ça Ürktü, beygir gibi başı ladı, geriye dönüverdi!, sağlam adımlarla yürümeğe başladı. Voyvo deyeni görmemişti a- ma, tam da önünde dürüver- mişti: — Sen mi voyvo dedin ba- na? — Yok canım, tanımam ki seni... Baldırıçıklak yürüdi! O uzaklaşınca, voyvyolayan hâ- l1â bağırıyordu: — Voyvo! Voyvo! — 3- —a dddi Bd HİKÂYE Meczup durdu, uzaktan ar- kasına baktı. Gülümsedi. Bü- tün çarşı korktu birden, O da korktu. Kaçtı, Sonra durdu. Dinledi. Voyvo seslerini duy* du. Kaçtı, kaçtı, kaçtı. Yorul- müştu. Bayıldı... * Baldırıçıplak meczup rüya görüyorum sanmıştı. Oysaki, yorgunluktan düşmüş, kendi- ne gelmişti, Peşine takılanlar arasında çocuklar da vardı. En çok buna üzüldü. Koştu, koştu, koştu. Bir çukura dü- şünce Junu kaybetmişlerdi. Arkada lan çocuklardan bi- ri, yanındakileri dürttü, çuku- ru gösterdi. Meczup, bağlama- sını böğrüne basmış, mir: nıyordu: — Ben deli değilim ki, ben baeyı değilim ki, ben Karaca- oğlan değilim ki... Karacaoğ- aa Bdi U P Cahit IRGAT landan söylüyorum sadece... Çocukları gördü, Gözderini sildi: Gelin çocuklar, gelin. Gelin de, ne olur, din'eyin. Çocukların ellerinde taşlar vardı. Hepsi yere tükürdüler. Taşlarını topraklara — attılar. Baldırıçıplak deli, söyleyip du ruyordu: Seherden uğradım dostun kö- yüne Hoş geldin sevdiğim İn dedi bana Tomurcuk memesin verdi ağ- zıma Yorgunsun sevdiğim em dedi bana Bu türküyü bitirmiş bitir- memişti. O yobaz voöyvocula- rın şahı: — Yuh! diye bağırdı, ço- cukları meme lâflarıyla kan- dıriyor! açaMAMA AA AAA AA MA AA AA AA AA AA AA AAA A aa AAA MA AA Bir taş düştü baldırıçıplağın Ayrılanlar elbet bir gün bu- yanına, Meczup sazına davran luşür dı. İkindi bir taş da sazının Ağlama sevdiğim gül dedi ba- tam Üstüne düşmüş, kırmış na, koparmıştı tellerini, Baldırı- O da güldü. Tozlu yol alabhildiğine uza- nirken, çocuk, kucağında ki- rık saz, seyirtiyordu. çıplak meczubun gözleri nehir lere benzetilemez, göllere ben- zetilemez, den re benzetile- mez. Deniz anlatılır, göl anla- Meczup, /yüzünü tozlara sok tılır, nehir anlatılır, meczu- müuş ağlıyordu, Sesini kimse bun gözleri anlatılamaz. Bal- duymuyordu, dırıçıplak tozüu duümana kati- Kasaba kahveleri «merhxu- bap lJarın tadıyla goluydu, Piş- pirik oynuyorlardı. - Voyvocu- ların şahı gelmiş, birinin ar- dında durmuştu. İkide birde eşu kâğıdı çık, bunu oyna» diye karışıp dürüyordu. — Çek arabanı, toz ol, dedi yordu kaçarken. Çok uzaklarda mur yağıyordu, Meczubun sazı yolun kenı- rında kalmıştı, * galiba yağ- Çocuklardan biri neden son ra sazı eline alabildi. Sağ'am Vay sen misin bunu söyle- kalan tellere dokundu, Ağla- Ti yen... Voyvocu hırslandı: Ki — Bana mı ahkâm?. Yeşil başlı ördek olsam — Sana ulan, saha! Su içmem gölünüzden... Kahvecinin uykulu gözleri Sonra, yüksek dağlara bak> — açıldı, horozlanmalar başladı, ti çocuk. Ağladı. kahve birbirine girdi girecek- 'Tozlü uzün yolda meczup, ti, gözler sokağa döndü, Hati- bağlamasız meczup, çatlamış ce geçiyordu. Voyvocu dışarı dudaklarını ıslatıyordu: fırladı: Benim halim gelişimden bel- — Nereye Hatçe? , idir — .. Elleri uyut da gel dedi bana — Nereye kız?, —a dd adai Hatice dar yoldü ti. Herkes kulak di, Uzaktan bir " 5 geliyordu. le!'m: cecik rüzgâr gi ran bir türküse. . N Hatice bü l“_ruu)vl.ifti d ıq N diyordu. Hall"ru;'ofd:el' türkü yüzüne vu ",ui ’ıı#' Yükümün üstüt? üresi, | Ü Ağırdır yüklerimi K cuğu tozlu Y9 lar buldu. O rejisörü — Renâ Festivali'nde bir müz resim, Fransız KRALİÇENİN SEYRETTİĞİ SAHNE — Yukarıda gördü Clair'in çevirdiği *Gece Güzelleri» adlı filmden bir sahnedir. Geçen yıl Venedik birinciliği kazanan bu fitmi, İngiltere Kraliçesi bir hayır cemiyeti tarafından tertiplenen gala gecesinde gösterilmek Üüzere seçtiği zaman, İngiliz sansürü telâşa düşmüştü. Bu sahnede & talyan yıldırı Gina Lollobrigida, çıplak olarak (arkadan) bir havuza girerken görülmektedir. Re- Jisör bu sahnenin kesilmesine itiraz edince evvelâ Kraliçe ve gala gecesinde bulunanlar, sonra da, bütün İngiliz vatandaşları Gina'nın çıplak sırtını seyretmişlerdir. yıldızı Gina Lollobridzida filmin diğer sahnelerinde bu elbise lle görünme ktedir... AMERİKALILAR ANCAK BU KADARINI GÖRDÜLER — «Gece rek merika'ya ithal edildiği zaman, sansür heyetinden evvel gümrük idaresi :;“”' eriki » Lollobriâgida'nın sırtını ve kalçalarını gösteren sahne kesilme diğİ “ imleri ”p*fwi'f sokulamayacağını bildirmiştir. Son yıllarda Fransız, İtalyan ve İngiliz i yaz 8 n.l’"l rağbet görmekte olduğundan, bu memleketlerin prodüktörleri bü ıçılerlnl 'em. * :, .ıd’ gelecek hasılata göre ayarlamak tadırlar. Bu sebeple, Kraliçe icin Ak.:îı:i'::yl' r meşl merikalı'ların «ahlâkı bozulmasın» diye filmden çıkartılmıştır. nesinin ancak bu kadarını gğrec ekle Güzelleri» ydir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: