Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
VATAN. .| 18.6.441 — T —Avrupada —— 20 Senem—-—— Nasıl Geçti Hayır efendim piyango filân çıkmadı | Yazan: Rebia Tevfik BAŞOKÇU | ŞETİİR HABERLERİ Adliyeye veril Dün Fiyat Mürakabe memurları Yemişte garip bir ihti. ; " : kâr hâdisesini meydana — çıkar-| tamamen bitmiştir. Açılan Üskü-| — Parkın güzel olması için Üs-| bakıcılar için bazı hastanelerde Telif ve tescüme hakkı tamamile mahfuzdur m'?la'd'_'— ) Ş dar meydanı asfaltlanacak, etra- | küdarlılar ellerinden gelen gay- | yeni kurslar açmağa karar ver- d PÜ . ŞF Yemişte EY_“P - Ağaoğlunun | fa çıçek ve fidanlar dikilecektir. | yetle çalışmaktadırlar. miştir. Bu meyanda Pendik, Kar. elinde külliyetli miktarda kalay Bundan başka Üsküdar halkı- Özrendiğimi Ha id tal kazalarından gelecek olan ba- Befire Hanimefendi bir müddet|belli, on kadar çiçek gönderilmiş, in-| Oİduğu halde müşterilerine sat-| nın toplanması için yapılması ka. & MÜRCUCiR. OĞ yanlar için Haydarpaşa Askeri “Mmodelleni seyrettikten sonra beni işa san buraya gelince düğüne geldim | Mamıştır. Yapılan ihbar üzerine | yarlaştırılan parkın da inşaat ha- tanzim olunacak bu parkın orta- | ,AA 25 kişilik bir kurs retle yanına çağırdı: zannediyor. Fiyat Mürakabe meturları dük- | zırlıkları tamamen ikmal edilmiş. | sına Milli Şef İsmet İnönünün | açılacaktır. Bu kurs önümüzdeki — — Kuzum, rica ederim bana biraz| — Müsyü Birkhots dedim. Dün| kânda — araştırmalı /— yaparken, tir. Parkın tanzimine yakında' güzel bir büstü konacaktır. hnftıdın, .ı.hbıren faaliyete başlı. izahat verin. Dedi. Bu halılar, bu eş- | buraya gelenlerin ekserisi beni — se- Eyüp Ağaoğlu da lîh kapıdan d Deniz alar sizin mi? nelerdenberi tanıyan hanımlardır on | kalayları kaçırırken yakayı ele bııtınuuıde de dıser bir kurs Evet efendim. Dedim. Hepsi be- . Halrtarı bu yaz İstanbuldan ge- . Bu eşyaları da burada aldım. — Ya, modeller? Dedi. Pariste ha- aldınız da burada mı satıyorsu- ? — Hayır efendim. Paristen on beş İtane kadar elbise getirdim. Ötekile- Jrin hepsi burada yapıldı. — Cidden tebrike lâyıksımız. De- Çok muvaffakiyet — göstermişsi- 4 Teşekkür ederim efendim. İşte ik olmak için çalışıyorum. Fakat gözüm dedi. Böyle bir ev cutdle getinmek pek çok paraya mü- Yoksa size bir piyango ı ; Hayır efendim, piyango filân ir. Gördüğünüz şeylerin dörtte Befire o gün herkes giüinceye ka- bektedi. Sonra: — — Ben dedi. Birkaç gün sonra ge- not ettiğim etbiseleri sizden isti- Fakat bütün derin ku- lar beni hayatın her türlü renklerin- de gördüler ve öğrendiler. Galiba bu sebepten olacak ki nihayet sevmek- ten başka çare bulamadılar. Çünkü vaktile bir dikiş parasını bile pahalı görürken şimdi bir elbiseye dört yüz mark vermeyi fazla bulmuyorlar. — Büunun sebebini yalnız elbiseleri çok beğendiklerinden mi zannediyor- sunuz ? — Hayır, onlara elbise satmak için yalan söylemiyeceğimi, kendilerinin menfaatine uygun gelmiyecek şeyle- ri onlara tavsiye etmiyeceğime onlar kendileri kadar emindirler. Ben on- ları ancak bu itimat sayesinde ka- zandım. Onlar yalnız elbise için ba- na inanmazlar, her şeylerinde benim- le istişare ederler. Bazan hiç öğren- mesini arzu etmediğim sırlarını bile söylerler. Onları daha iyi muhafaza edeceğimi bilirler. Hattâ bazan ken- dimi kiliselerdeki günah çıkaran ka- tolik papazlarına benzetirim, — Doğrusu çok sabırlısımız. Başka- sımnın dertlerini dimlemek hiç hoşa git mez, fakat iİnsana neler neler, öğre- tir. Hayatr ancak, insanları tanıya- rak öğrenebiliriz. Ya!mz kenditerin- den St in- sanların benim nazarımmda bir sağır- dan ve bir 'körden hiç farkları yok- turnl Yine o sayededir ki kendinizle başkalarmın arasındaki farkı — ölçe- bilirsiniz. Karşmızdakinin yüksek fi- kirleri ona İkarşı sizde bir hürmet ya ratır. : iler de ayni tesiri yapar. var ama, bizim —Al- y ikine sizde var maıdır? vardır efendim, yetişmi- e Parise tetefon — ediyoruz. e birkaç seat içinde ge- — Efendim, bu eve hiç bir dekora- girmedi. Her şeyi kendim intihap Ve kendim tanzim ettim. — Görüyorum Ki ihtisasımız yal- — Güzel olan her şeye karşı mera- km vardır efendim. — Befire Hanrmefendi, orta salonun tetikik etti. Resimlere çadar kimlerin olduğunu sordu. He- Atatürkün resminin konulduğu 1 enin yerini çok beğendi. Manga- at kıskandığını söyliyerek iltifat- ve takdirlerini tekirar — ederek gitti. O günün akşamı yorgun vücudüm (olmaktan Kurtulmuş bir kadındım. Didon ömründe görmediği bu ka- Tuhumu tatmin eden bir rahatlık man halk düşünceleri bize yalnız ken di işimizle meşgul olmayı ızqıune.n vermiştir. Kendisini memura Eyüp: — Bunlar kalay değil kurşun- dur. diyerek kurtulmak istemiş- mıştır. lay çıkmıştır. Her iki muhtekir de Adliyeye verileceklerdir. verilebilecek te idi. Şimdi herkes rik edebilecektir. Her nevi tel ithali niın bulunamamasını fırsa riden söküp topladıkları üt için vakit kay yı öğr hyahut, her kaybedeceğimiz dakxkı - çın bir şey kazanmalıyız. — Ben de bunu pek doğru bulmu- yorum, Bu kadar ölçü üzerine hare- ket etmek insanları sevimsiz bir hod bin yapar. — Bunu biz de biliyoruz. Zaten' a- ramızda sevgi olmamasmın — başlıca sebebi de ihtimal budur. Bugün ilk olarak bize Fransa se- firinin eşi Madam de Margeuri gel- di. Bu Fransız sefiresi çoktanberi has ta yaşıyan bir kadındı. Buna rağmen bir Türkün açtığı bir moda evinin na dan Ahmet Arcar tadır. Kalaylarını satmayan İki muhtekir yakalayan Neucede dükkânında yapılan araştırmada (145 kilo kalay çık. Bundan başka gene Yemişte patatesçi Nihalin dükkânında ka- lay sakladığı haber alınmış yapılan araştırmada 320 kilo ka. doktorunun raporile francala almak için kâfi gelmek- oturduğu semtteki fırından francala teda- Tel muhtekiri hakkında tahkikat ilerliyor imkânları. den bazı açıkgözlerin öteden be- yüksek fiyatlarla satmakta ol- alâkadarlarca haber lınmıştır. Bu meyanda Kütahya- adında tüccar tarafından toplatılıp İstan- bula getirtilen ve Dördüncü Va- kıf hanında biri tarafından piya- saya arzedilen bir kısım teller de bulunmaktadır. Fiyat Mürakabe komisyonu bu tellerin maliyetile İstanbula kadar yapılan masraf- ları üzerinde tetkikat yaptırmak- di bürosu ve bugün ; > geee iRİA d lelide, — Tayya- Francala ancak belediye re apartımanları karşısında ber. Bugün Vilâyet halka bir ta- M Ben on mim neşrederek yalnız belediye üç sene Ameri- ve hükümet tabiplerinden alma- kada .çalışmış. cak reçetelerle fırınlardan fran- berberlikte — ve cala elde edilebileceğini bildire- bilhassa — kadın cektir. berberliğinde ihtısas kazanmış Eskiden her doktorun reçetesi | bir adamım. Bundan iki sene ev- t adde- telleri a- bir sıl ğını gönmek 'merak ken dini alamamıştı. Yazık ki mmarladığı üç 'kat elbisesinin bittiğini görmeden dünyadan çekildi, gitti. «Mezon Sadi» nin bu ikinci günü de dünkü kadar kalabalıktı. Ben artık dö başla- ması emrini verirken, sokak kapısı açıldı yine dünkü gibi saat tam Üç- * y bir mevkide büyük Türk Mimar Sinanın kıymetli —— Soruyorlar ? kara şosesi üzerinde sahile yakın rinden biri olduğu söylenen kes- me kayalardan yapılmış bir köp- rü ile bir da çeşme vardır. Bu ve An- Üstadı eserle- Uskudarın ımarı bir büstü Üsküdarın imar faaliyeti günı geçtikçe ilerlemektedir. İstimlâki kararlaştırılan binaların yıkılması Açılacak parka İnönü'nün konacak başlanacak ve çok kısa bir müd: GÜNDEN OÜN E Gönüllü hastabakıcı Kurslarının sayısı det zarfında ikmal gayret edilecektir. yısı gittikçe artan gönüllü hasta- 'Berberleri n şikâyeti Permanant makineleri hakkın- da dün yazdığımız neşriyat İstan, bul berberleri arasında büyük bir alâka ile karşı- lanmıştır.. Dün matbaamıza mü racaat eden Lâ- ber Ramazan A.- li Ünal: vel İstanbula gelirken Nevyork- tan 700 dolara yani bizim o va- kitki paramızla 'bin liraya yakın bir meblâğ ödeyerek Nestte mar- kalı bir permanant makinesi al- dım ve açtığım bu dükkâna koy- dum. Permanant makineleri otuz iki sene evvel Amerikada icat edilmiş ve bilâhare Avrupaya nakledilmişlerdir. Getirdiğim bu makine en son sistemdir. Hattâ şunu da ilâve edeyim ki; Holi- vuttaki kadın artistlerin — saçları bu firmaya ait makinelerle ya- pılmaktadır. Makinemde vantilâ. tör tesisatı, ışık emniyet tertibat- ları, sigorta sübapları olduğu gi- bi herhangi bir saç y 1 teh- likesi ihtimalini bile haber vere- cek hususi tertibatı haiz bulun- maktadır. İki senedir bu makine ile bin- lerce kadın saçı yaptım. İftiharla söyliyeyim ki, hiç bir kazaya se- bep olmadım Bu muvaffakiyet- Kabahat makinede değil onu kullanan acemi ellerdedir muştur. Esasen bu makinelerin herhangi bir kazaya sebep oldu- ğu, değil bizim memlekette hat- tâ, Avrupa ve Amerikada bile kat'iyyen işitilmemiştir. Son za- manda, bu makineleri kontrol eden Belediye makine mühendisi benim bu son sistem makinemi, transformatörü yoktur — diyerek mühürledi. Makinemde bulunmı. yan bu transformatör tertibatı, elektrik cereyanını azaltıp 24 volta indirmeği temin eder. Hal- buki benim makinemde bu terti- bat olmamakla beraber bir he- yet huzurunda yapılacak bir tec- rübe ile makinemin transforma- törlü makinelerden daha tehlike- siz olduğunu isbata hazır bulu- nuyorum, Elimdeki mıkıncnı.n. açılacaktır. Cemiyet, şube ve şehir kolları vasitasile yeni aza kaydettirmek. te ve teberruat toplattırmaktadır. ybaeke. ” ZK İş müddetleri tesbit ediliyor İş müddetleri hakkında hazır- İanan nizamnamenin Devlet Şü- rasına gönderildiği öğrenilmiştir. Bu göre, ve taşocaklarında, ham, yarı ma- mul maddelerin işlenme ve ha- zırlanmasında, mefruşat — ve in- şaatta, yol ve demiryolu, tram- vay, tünel tamirlerinde, bataklık kurutulması, su ve gaz, telgrai, telefon tesisatında, antrepo, iske. le ve liman işlerile matbaacılık, komisyonculuk işlerinde en çok iş müddeti 48 saattir. Nizamna- me neşrinden 3 ay sonra tatbik edilecektir. Otel, lokanta, tiyatro, , Hadıse nasıl olur? bah şafakla beraber harp EW fi ajansı Beyruttan şoil' 'ğ bir haber verdi: «Bu Sâ- — © lerimiz Beyrut açıklarında kruvazör ve torpidodan m'“'& faZıaıaştır'ııyor kep bir İngiliz kuvvetine k.;ğ Yard enler cemiyeti, sa-| harbe tutuşmuşlardır. Hiç ) hâdise olmamıştır.» İki kuvvetin harbe M B hâdise değil midir acaba?... Çifte yanlış Dünkü gazetelerden gözüme şu başlık ilişti: aıngilizlerîn milli sen Buldog köpeği» Bu başlıkta bana iki var gibi geliyor: k 1 — Sembol, «remiz» d7 mektir. Milli remizler, bild mize göre bıyraklırdı, arma' larda bulunur. Meselâ İ l Cümhuriyetinin — millâ ay ile yıld.mdır. 2 ne bıyıııılÖ ne de armasında buldog dır. Şu halde buldog İn ' milli sembolü degiklır. 2 — Muharir, «bull» un boğa, xdoıı - 5 kopek demek olduğunu Daha münasip olmaz n'z Bir gazetede şu bışlıil düm: «Müşterisinin 1000 sını aşıran açıkgöz şoför» azıyı olmdıııı Şoförün biline kundura boyacılarile hastaneler ve eczaneler için ayrı nizamna- meler yapılacaktır. Dünkü ihracat Son t f örün temin ed d shtelif mem- 1 leketlere yap ihracat arasın- emniyeti haiz bulunduğu bu tec- rübe ile pek bariz bir şekilde an- laşılacaktır.» demiştir. Bu vatandaşın sözlerini alâka- darların dikkat nazarına arzeder. ken, öğrendiğimiz şu hakikati de ilâveye lüzum görüyoruz: Bu ma. kinelerden bir kısmı elyevm bu ,işle hiç ihtısası bulunmıyan mani. kürcü kızların elindedir. Bu ace- mi ellerin de bir kaza çıkarması çok muhtemeldir. Bunu haber ve. ren diğer berber de: «— Şimdi bu kızların yapa- cakları bir kazayı her türlü em- nivet tertibatını haiz ulan bu makinenin fenalığına mı hamle- dır. Bir kazaya sebebiyet veren şoförün teczive edildiğini şimdi ye kadar çok gördük. Fakat, ka- b deceğiz. Bu pek garip bir karar- |? za yapmağa müşteittir diye hiç mene- da bilhassa gönderdiğimiz deri- ler çok miktardadır. Bundan başka İsveçe kuşyemi, kendir tohumu, haşhaş, İtalyaya yumurta, kuzu derisi, Slovakyaya iç fındık gönderilmiştir. Dünkü ihracat 77 bin Jiralık- tır. Altın fiyatları düşüyor - - Alun fiyatları düşmekte de. vam etmektedir. Dün Reşadiye altını 26,30, külçe altın 325 ku- ruştan satılmıştır. gebi aei BÖi Üsküdar rıl'rhmının inşası Üszsküd. r bığınmıçtn'. İngııt çok yıkm bir kışmaya dolmlmm ve bu da şoför, müşterinin, içinde ” Hra bulunan cüzdanmı Eğer iddia doğru ise daki başlık yerine: eden bir yankesici» dahi sip düşmez mi? Bir günlük yasak Evvelki gün matbaaya ta bir kişi bile nakledemiy0” Rahat, rahat geldik. Dün bir arkadaşla gene *” simden otobüse bindik. Bir * evvelki faaliyetten hiç bir , yoktu. Bindiğimiz otobüs, * ranlar kadar ıyıktı yolcıl fevkalâdeliğil be raber biraz da ihtısasım amil ol- te Tanki bir bilin iş dildiğin işitmedik.» demiştir. Yeni inşaat için 150 bin liralık tahsisat Belediye Halıcıoğlu, Kasımpa- köprünün üzerinde tabiatin dikip wa bir incir ağacı, hiç || şa, Adalar ve Ihlamur yollarile, Belediye caddeoındckı Han 80- an bugün rahatı aştı. O, Şimdi bana elini ver, —.. H ver diyorum. 1 kapılarını çıkarttığım iki arasındaki nefis İran le yatar, iki salonda da benim ile meşgul olduğumu tarassut e- di. Fâkat bugün mankenlerin mü gezintileri bu keyfini boz- Yakız Kaldığımız zaman birbiri- e bakıştıkâ <Artık bu gürültü bit mi?>» Der gibi yüzüme bakıyordu. — Ah, Didoncuk sen bugün rahat- mr oldun? Dünya güzeli yavrum hı gel şu güzel 'kafanı bir ikere A, Didon. İşitmiyor musun sen ? $ A—sı-ulı mi bana darıkdın yoksa? kafile geldi. Sefire Hanımefendi: — BSiz, dedi. Dün beni o kadar hay retlere düşürdünüz ki Paşa da evini- zi görmek istedi. İşte biz de böyle bütün sefaret toplandık geldik. Yal- nız rica ederim, bizi pek kalabalık bir yere oturtmayın. — Hanrtmefendiciğim, dedim. Sizi sol taraftaki salona alayım. . Orada birkaç sefire daha var., Paşa hazret- lerile beraber bugünkü teşrifiniz be- nim için en büyük bir iltifat ve teş- viktir. oldum, efendi En kıymetli misafirlerimi sol ta- raftaki salona yerleştirdikten sonra Ke | yavrum gel, senin yerini nlümde hiç bir şey yok başka... maleddin Sami Paşanın elbise hak- kındaki anlayışına ve tenkidine hay- rette kaldım. Herkesin gözüne çar- -|pan yüksek zekâsı sanat işlerine de uzak kalmamıştı. Türk tabasını kendi çocukları ve kendi gibi S ve te şöhreti olan Kemaled- te desleri Şi Eh inşallah dedim. Netice iyi Dün kolleksiyonu herkes beğen din Sami Paşaya bir Türk kadının sırf kendi gayreti ve cesaretile açtı- gı bu moda evi pek takdirlere lâyık görülmüştü. O gün giderlerken: — Hanımefendi, dedi. Muvaffakiye tinizi tebrik ederim. Siz bize varlığile gurür duyacağımız bir sanatkâr ka- dın vatandaş yarattınız. Şehirler arası telefon Şehirler arası telefon malarını süratlendirmek için şe- hirler arasında mevcut devrelere konuşmaları süratlendiriliyor konuş- düşmüş ve muhtelif yerlerinden yaralanmıştır. Yaralı çocuk bera. yi tedavi Şişli Etfal hastanesine kaldırılmıştır. — lı' (-i İeb , N İ b' sıkıştırıp ezerek hır yo Dut ağacından düşen çocuk yaptık. Fatihte Sofîlır nâı:lıı;neımde Belediye yasakları bir Simitçişakir sokağı: DümAK & T0 A aN ralı evde oturan Dilâverin 12 BT KÖR KADİ . ki oğlu Sami, komşuları ğ N.cwmm bahçesinden düt ko-| —— e L parmak üzere çıktığı ağaçtan ıı A n vi M 18 HAZİRAN 941 ÇARŞAMBA AY:-6 - GÜN: 169 - Hızır: Çocuğa çarpan kamyon RUMİ: 1857 - HAZİRAN: HİCRİ: 1860 - Cmıtelewd' ğ Sonra bir polis memurunun yardımile a- damı yerden kaldırmak istediler. — Acaba öldü mü dersiniz? Neden bu a- dam ötekilerden evvel öldü? Polis müdürü bu suali sorduktan sonra: Billür tabuta yaklaşarak etrafı muayene- ye başladı. Carronun başı Ralf'ın tabanca kurşununun kırdığı deliğe dayalı olarak bu- YEŞİL GÜL Yazan: Roy Wikers — 44 — Çeviren: Rezzan A. E. Yalman te bizim sefire H efendi geldi. || * ki, günden güne dalla- c Doğrusu iki gün üstüste geleceğini || "#P budaklanmakta ve pek tabii || kağının yapılması için 150,000 | yeniden üç takım kanatlı ve dört | K'aç:hkoyunde JKu:qugalıda U-| | vakır ZEVALİ hiç ümit etmemiştim. Kendisini se-|| olarak, taşlar arasında kökler B| liralık bir tahsisat ayırmıştır. takım da kanatsız k portör ci, sok 8 sayıda o- L vinçle karşıdlamak için kapıya yak- |Ş Salıp köprünün harabisine sebep Ş Üa hazı ilâ'j;::ğnc alâlİ;:IaIrlıma_ ka, ğuran n ıîwıîan_;:îkı;:ııs;îu GÜNEŞ: 5,28 î' | l n zaman H .. Bu köprüden gelip . |e Yar verilmiş ve cihazlar sipariş | Besim sokakta 0: öaeğsl ll K ÖĞLE: 13,15 şe ımn silime Könüsüün Bani || seoen da acaba, bu ağa- J| Florya yolu tamir ediliyor | Cailmiştir. man oğlu Osmanm idaresindeki | | 1gİnDi: 17416 882 | Paşanm da girdiğini gördüm. Paşa- || ©© gören ve sebebiyet — vereceği Floryada Küçükçekmece yo-| — Haber aldığımıza göre, bu ci- 1089 sayılı yük kamyonunun sa- | | AKŞAM: 20,48 3.09 nn ari dan da Sefaretin müste- || harabiyi hisseden alâkalr bir || lunun katranları bozulduğundan | hazlar getirtildikten sonra, şehir- | demesine uğramış ve yaralanmış- | | yaTSI: 22,48 204 | şarı Basri Reşit Bey ile refikası ve|| kimse yok mudur?.. tekrar katranlanmasına başlan- |ler arasındaki konuşmalar - için | tır. Yaralı Nümune hastanesine | | iMsÂK: 3,07 kerimeleri, daha arkadan ticaret |V — J mıştır. Yol yakında ikmal edile- | beklenilen sıra müddetleri yarı kaldırılmış, suçlu şoför yakalan- mümessili Mecdet Beyler refikası, cektir. yarıya azalacaktır. mıştır. sefaretin diğer erkânı ile refikaların dan mürekkep on sekiz kişilik bir Bm yoktu. Fakat Misis Maine'in Bold ölümünden mesul olmadığını — ispat istiyordum. Dişimi sıktım hikâyeyi &09 kadar dinledim. — Demek ki genç kızın masum oldu ispat edecek olan hikâyeyi tamamile € ; diniz, öyle mi? — Evet... Her şeyden evvel şunu Junmuştu. Bu deliği tıkayan ceketi Şi çekmiş ve zehri kana kana koklamak üze- re başını bu deliğe yaklaştırmıştı. — Bu adamı muayene için bir ılokhır ça- Mister Brirli nerede? — Yukarıda salonda yatıyor. Biraz kon- yak içti. Doktorun ilk tavsiyesi bu oldu. Ze- bir adamı içki ile tedavi etmek gırmız. Haydi Rasson di Yamek odasma geldiler. Sintya burada idi. Müdür merakla sordu: — Neredeler! Merak y Kaçma- ılııu- Misis Malne henüz kendine ;olmedl Henüz halde — değil, fakat eminim ki her kapınım önünde, her pen- cerenin dibinde bir polis bekliyor. Ne der- siniz, biraz yemek yesek? Karnımız pek aç.. Kendisini bugün sorguya Yukarı katta bir odada yatıyor. Zanneder- sem bir doktor çağırmak lâzım... — Çabuk iyileşir herhalde, değil mi? — Ümit ederim. Fakat Carron öldü. Sintya; başını salladı: — Birinin yerine başkası öldü ve mese- bu suretle halloldu. Dünya ne garip bir â- lemdir. Sir William hemen eline kâğıt kalem al- dı. Sintya gülerek sordu: — Bu felsefi sözlerimi mi kaydedeceksi- niz ? thmdxw- (Arkası yarın) çünkü bazı hareketlerile polisin işine mâni olmak Sintya güldü. Polis müdürü Rasson'a fe- na fena baktı, sonra Ralf'a dönerek büyük bir nezaketle şu sözleri söyledi: — Sizi dinlemeğe hazırm. Bana olanları anlatacak kadar kuvvetiniz varsa konuşu- nuz, dinliyorum. Ralf her şeyi birer birer anlattı. Polis müdürlüğünden çıkıp ohmolıudo Rodayı Carron mek Carron'un Bolden'i istediği muhakkak,.. nam bunu istemet de haklı., — Bunun sebebini öğrenmek mü? Ralf o raman Carron'un anlattığı hiki tekrar etti. —— Eğer bu hikâye doğru ise Cırrnn kam almak istemiştir. Demek ki kızmli! ..ııını" dümüne sebep olan Misis Maine ile den birisini o sene içinde mutlaka ye niyet etmişti. Fakat hikâyenin bu Misis Maine'in masum olduğunu kat'i iti- — Evde uşak, benim bir omlet k kadar aşçılıkta un evine geldiklerini, adamla yemek yeme- maharetim vardır. lerini, sonra Bu sırada kapı açıldı ve Ralf içeri girdi. düçlükle yürüyordu. Sintya hemen bir san- dalye çekerek oturmasına yardım etti, Po- lis müdürü de nezaketle: — Affedersiniz, Mister Brirli. Sizi takip ettik, rahatsız ettik fakat bu sayede asıl katilleri de yakaladık. Rason'da bu sırada odaya gelmişti. Dedi ki: raflarmı ve bütün diğer vukuatı birer birer söyledi. Ki — p mâni Carrona ateş etmek istediğim zaman o da- ha çevik davranarak üzerime atıldı ve si- Jâhımr elimden kaptı. Fakat silâhtan çıkan wmmmamr etrafa yayılmağa başladı. Zehirin tesirine rağmen bilmem nasıl oldu da bu uzun hikâyeyi bize bildi? Benim de pek dinlemeğe meca- — Mister Brirli'yi tevkif lâzım te Y — Fakat siz ınql:uvnnhr yapınız. ispat etmek her halde güç bir şey değile — Belki Misis Maine bize Carron kında fazla tafsilât verebilir. — Tabii verir. Fakat onu tevkif seniz doğru olmaz. O aralık Sintya söze karıştı: — Rica ederim, Sir William, hepi hi ve mn zannetmekten vazgeçiniz. (Arkası var) catirir | ııuu"’" ge