Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
— mak naravadır. Mademki — nun gözlerine dikerek; Artık Üçuncu Ahmet Zevk ve Süruru Bir Yana Bırakmış, Can Ve Saltanat Kaygusuna Düşmüştü D ( T rencide | Hatırı hümayununuz hal oiacak, ama ve lâkin masla- hat budur ki, vukuu hali size arz ve isa: eylerim. Muxaddemesile ve hükümdarı havf ve telâşa düşürmemek için mMuL<un nıertebe ehemmiyetsiz bır şeyden bahsediyormuş görü- nerek İstanbul cihetinde zuhur eden vakayii izaha koyuldu. Uçüncü Ahmet kuşluk — vakti başlıyan bir isyanın yatsı vaktine ne kadar neden kendisinden ki- tem edildiğini ve niçin şimdiye kadar bir tedbir ittihaz edilme- miş olduğunu sorunca zaten için- | de bulunduğu ahval ve şeıaıtin kendisine tahmil ettiği yük ve| tehlikenin büyüklüğü karşısında sersemlemiş olan İbrahim Paşa yalnız ben dahi maslahati geç vakit haber aldım ve keyfiyeti tahkik edip bir meclisi müşveret | (1) toplamak için icap edenlere ulak saidım. Şimdi cümle erkânı devlet ve ekâbiri ümmet Hatice Sultan sa- rayında müçtemi eylediler, Biz dahi hemşirei ismet hazretlerini | sahi| sarayına azimetle orada vu- kuu hali tekrar tezekkür eylesek isabet olur, diyebildi. Artık Üçüncü Ahmet zevk ve unmı bır yana bırnkmış. can ve ü ve derhal hrdeşı Hatice Sultanın sarayına koştu. Safinaz sebebini bümediği bu ani mefarukatin ken disini saran tehlikeyi bir müddet. çik olsun uzaklaştırmış olmasın- dan sevinimekle beraber, Hızır i- çin bir halâs fenmanı alamamış “olmasından deolayı esef ediyordu. Hızır bir iki saatlik ihtimamdan sonra kendine gelebilmiş ve Ha- san Ağa ile Dursundan mecliste bulunduğu müddet zarfında ge- çen hâdiseleri dinlemişti. Bir isyan zuhuru ve Safinazın henüz Fatma Sultan sarayından dönmemiş olması Hızırı şiddetle alâkadar elmişti. İsyan işi onu kendisini kurta- ranların isyancılar olması itibarile alâkadar ediyor ve fakat Safina- zın gaybubeti onun kendisini mec listen halâs için bir felâkete uğra- mış olması endişesile daha fazla ilgilendiriyordu. Bu sebeple ilk kararı hemen bir kayığa atlamak ve Üsküdara | geçip Fatma Sultan sarayından | Satınaz hakkında malümat al- mak şeklinde idi. Fakat Hasan Ağa onunla baş başa kalınca: — Hizır! Güpe gündüz karşı- ya geçip kenduyi tehlikeye — at- sana içerde yardım vadedip - gece ve gündüz içeri girmeyi temin için bir de yüzük vermiş bir hatun tanırsın. Bu sebeple oraya seferi geceye talik etmelisin. Sen şimdi bir nebze Etmeyda- nina varup Patrona ve Muslu Ali ile konuşsan ve Zilalı ile de bir eyyamı ahvali tezekkür — eylesen isabet olur. Mademki ateş fitne sarmış her yanı sarmış ve senin ismin de bu işe karışmıştır. onun şanına İâyık bir şekil ve surette netice pezir olmasına ihtimam eylemen vacip- tir. Demişti. Hızır kendisinin isyan işile alâkası hakkında Hasan Ağa. nın sözlerinden bir şey anlama- mıştı. Fakat o zaman — muhatabı ona çekmecede Zülâlinin çiftli- gindeki ziyafetten başlayıp da da ha sonra başına bir serden geçti kafilesi toplamasile — neticelenen hareketinin mahiyetini ve bilâha- ra yakalanıp Ağa kapısına hapse- dilmesi hadiselerini izah ederek: — Senin hayat ve mematın da. hi bu işin muvaffakiyetle netice pezir olmasına vabestedir. Vallahi hududa. değin firara karar vermek gerektir, Hasan Ağa Hızıra bir adım da- ha yaklaştı ellerini onun geniş o- tuzlarına koydu ve gözlerini o- — Ben seni bir mert kişi diye tanıdım ve böyle olduğuna da imanım vardır. Zelâletin evinde Cenabı hak- kın azametine kasmederek haya- tını mülkü millete ve selâmeti ümmete nezrettin. Bunun sebebi neydi?! Memlekette yapılan zulümlere, haksızlıklara, israfa, sefahate ve bunlardan ötürü yurda erişen fe- nalıklara karşı senin asil kalbin- de bir tuğyan husulü değil mi? Çocukluğundan beri başlayıp git- | hasebesi |ler yapılmasına meydan ları önlemek, ıstırapları sustur- tnak için değil mi? Bugün bunların top yekün mu. görülecektir. Kulağımı laışarı ver ve halkın sesini dinle! Onlar kendülerini tazyik eden yü- kün altından kurtulmak içim sil- kinmiştir. Gerçi isyanın ben de ta- raftarı değilim, Fakat işlerin ken- di kendine düzeleceğini ummak ve bunu beklemek de acizden başka bir şey değildir. Sular bulanmadan ve lâkin suların bulandığı yerde balık avlamak sevdasına düşen- ler çok olur ve bunlar her an su- ları bulandırmak meylindedirler. Sana düşen vazife şul.. Bu işin nizam ve intizam için- de lüzumsuz yere kan dökülme- den ve adalet namına yeni zulüm- verdir- temin et- durulmaz meden sona ernmesini mek, (Arkası var) (D Erkânı devleti hliyeden şey- hülislâm Abdullah Efendi ve şerefya- |br musahereti sultani olan vüzerayı ızamdan Tevfik Ali Paşa ve Hafız Ahmet Paşa ve Silâhtar Mehmet Pa- şa vesadreyni muhteremey Yaşmakçı zade Seyit Abdullah Efendi ve İshak Efendi ve Rumeli sadaretinden mazul Feyzullah Efendi ve Mahmut Efendi zade Seyit Zeynelâbidin ve Şeyh zade Mehmet Efendi ve Mekkei Mükerre- Mehmet Efendi ve zikrolunan rütbei celile ile hekimbaşı olan Hayati za- de Mustafa Efendi ve Ayasofya şey-| hi Epirizade Ahmet Efendi ve Sul- tanselim şeyhi Hasan Efendi ve yeni- çeri ve cebeci ve topçu ve top ara- bacısı ve sipah ve silâhtar ocakları- nın ağaları ve zabitleri mahalli mez- burda aktı cemiyet ve ateşi fitnenin keyfiyeti itfası hususunda meşveret eyleyüp «Tarihi İsmail Asım Efendi. me payesile İmamı saniiSultan Sahip | Ş elîif ve ..-—” 34 ,*ı ——'—VA',AN . Belediyede: | Belediye | Masraflar Bütcesi Belediye Daimi encümeni Be- lediye masraflar bütçesi üzerinde. | ki tetkiklerini yapımakta, Vali ve | Belediye Reisi doktor Lütfi Kır-| dar da bu tetkiklere iştirak — et- mektedir. Veremle Mücadele Pulları Sinema ve tiyatrolarda Verem Mücadele cemiyeline yardım ol- mak üzere büetlere cemiyel pul- larından yapiştirilmakta idi. lik devrede on bın liralik biır yardım kaydedilmiştir. Sinema ve tiyatrocular dün öğ- leden sonra Vali muavini Ahmet Kınıkın başkanlığı altında top'lan. mışlar ve kendilerinden bu yardı- mın devamı istenmiştir. Yalnız sinemacılar yersiz bazı şikâyetlerden, ve uğradıkları güç- lüklerden bah işlerdir. den Bun- ; Son günlerde birbirini takip e- havagazınden vazxaları, İstanbul Belediyesini ha- rekete geçirmiş ve mühim karar- İar vermek meoburiyetinde biırak- mıştır. zehirlenme | | çürümüş bulunanlar yenilXıle teb. Bu karara göre, Havagazi şir- | keli bunaan sonra — memurlarını mütemadıyen şebeke üzerinde do- | laştıracak ve bir arıza olup olma- dığına dair her y muntazaman | Betediyeye bır rapor verecektir. Eskiden ko.lnuş olup çürük bir vaziyette o.Lan borular muhak- kak surette yenilerile değiştirile- cektir. Şirket, havagazi şebekesinin bir dan sonra pulların bir heyet ta- rafından evvelden biletlere ya- pıştırılmasına karar verilmiştir. —| Beyoğlu Belediye Doktaru Çağırılan hastaya gitmediği i- | çin Beyoğlu Belediye doktoru İs- | mail Arslan hakkında takibat ya- pılmakta idi. | Vekâlet gönderilen — tahkikat | evrakı üzerinde yaptığı tetkikler neticesinde doktorun hiç bir suçu olmadığını görmüş ve bu kararını |İstanbula bildirmiştir. ! Başıboş Köpekler | İstanbul Belediyesi sokaklarda başıboş dolaşan köpekleri itlâf ettirmekte idi. | Son günlerde bu başıboş kö- peklerin tekrar çoğaldığı görül- müş,. itlâf edilmelerinde — şiddet gösterilmesi için alâkadarlara tek- rar emir verilmiştir. Ekmeğe Zam Talebi Dün öğleden sonra belediye iktısat müdürlüğünde ekmek fiyatları üze- rinde bir toplantı yapılmış, değir- mencilerle fırıncılar iştirak etmiştir. El y * Köprülü Say. Değir l nakil masraflarının (182)> buğday tiyatmı ilâvesi icap ettiğin- den ek zam Soruyorlar? Bir yardımcı muallim okuyu- cumuz soruyor ve diyor ki: Muallim kadrolarının boşluğu- nu' doldurmak için Maarif Ve- tayini hususunda gösterdiği isa- bet takdire lâyıktır. Fakat yar- dımcı öğretmenlere karşı öveyi evlât muamelesi yapılmakta ol- ması da bütün yardımcı muallim- leri mütcessir etmektedir. Bu te -| essürün sebebi pek basittir. ve zannediyorum ki, vekâlet dahi belki bu vaziyetten haberdar de- ğgildir. Mesele şudur: Yardımcı öğretmenlerin aldıkları ders ba- şına bir ücrettir.. Bu — ücretler dersler verildikten sonra yani a- yın sonunda ve girecek ayın ilk günlerinde verilmekte idi. — Hal- buki bazı yardımcı öğretmenler iki ay haklarını alamamışlardır. 1941 senesi girince de on günden fazla bekledik. Şubatın ilerleme- sine rağmen henüz ikincikânun ücretini alamadık. Acaba bu üc- ret sisteminde maaşta olduğu gi- bi bir intizam tesisi imkânı yok mudur? Varsa tatbikini istemek hakkımız değil midir? A lardır. İstanbul belediyesi, bu mUra— caatı tetkik edecektir. Ayakkabı Fiyatları Dün de yazdığımız gibi fiyat mu- rakabe komisyonu ayakkabı fiyatla- rını tesbit için tetkikatına devam e- diyor. Haber aldığımıza göre Ayakkabı- erlar cemiyetinden ve Sümerbanktan larda bir tezat mevcut olduğundan komisyon tetkikatını karar verrniş ve soruşturmalarına » Bazı aya n İd- dıaln.nna. göre lüks ayakkabılarda yüzde seksen, hattâ yüzde yüz kadar kâr mubahtır. Fakat lüks ayakka- bıları nasıl tefrik etmeli? Bu hususta bilhassa fiyat mura- kabe komisyonunun nazarı dikkati- ni celbederiz. Bütün ayakkabılar, lüks olabilir. Diğer taraftan öğrendiğime göre, piyasada ayakkabı fiyatlarında bir- denbire bir düşüklük gözükmektedir. Yaptığımız tahkikat neticesinde bun larm kalitesi düşük maldan yapıl- mış ayakkabılar oldukları görülmüş- tür. Fiyat murakabe komisyonu per- şembe günü yapacağı toplantısında ayakkabıların kâr nisbetini tesbit e- decektir. |beyaz peynir bulunmaktadır. raporlar gelmiştir. Fakat bu rapor- | & genişletmiye | © a Belediyeye derhal gönde. rerek bu plân üzerinde bütün bo- ruların ayrı ayrı ne zamanlarda | konduğu gösterilecektir. Bu sü- | retle bu plânda gösterilen müd- | detlere göre eskimesi ihtimali mevcut borular kontrol edilerek, dil ettirilecektir. Şebekenin geştiği yerlerde bo- ruların emin bir şekilde oturması ve bir çöküntü neticesinde esne- memesi için alt tabaka kumla dö- şenecektir. Vali ve Belediye Reisi doktor | Lâtfi Kırdar dün bu emrini Hava- | * | gazi şirketine göndermiştir. Bu karara riayet edilmediği takdirde şirket hakkında takibat yapıla: caktır. Peynirin Kilosu Beş Kuruş Arttı Günlerdenberi dedikodusu devam eden peynir fiyatlarımın arttırılması meselesi nihayet dün de yazdığımız gibi peynir fiyatları murakabe ko- misyonunun kararile beş kuruş art- tırılmıştır. Salâhiyettar bir mem- badan aldığımız malümata göre, İs- tanbul buzhanelerinde 9191 teneke Bun- dan başka 3179 tekerlek kaşer pey- niri, 585 çuval kaşer peyniri, 391 te- neke gravyar peyniri mevcut bulun- maktadır. Bu peynirler, Cümhuriyet, Tahta- kale, Komzepulos ve Karaağaç buz- hanelerinde durmaktadır. Yine ayni membadan öğrendiğimi- ze göre, evvelce İstanbula pek çok peynir geldiği halde son zamanlarda peynirciler peynirin istihsal edildi- ği yerde fiyatların daha yüksek olu- şundan ellerindeki peynirleri geriye gönderip hattâ yol masrafını bile ka- le almadan kâr teminine başlamış- lardır. Vaktile fiyat murakabe ko- misyonu peynire 35 kurüş fiyat koöy- duğu halde Edirne fiyat murakabe komisyonu peynirin toptan fiyatını birdenbire 40 kuruşa çıkarması üze- rine ıstanbul piyasasındaki bütün peynirler oraya — gönderilmiş veya saklanmıştı. Bu kere peynirciler E- İstanbul ve Edirne Fiyat Mürakabe Komis- yonlarının Birbirinden Haberleri Yok dirnedeki fiyatı ileri sürerek peynir fiyatlarımnın arttırılmasını istemiş ve komisyon da Edirnedeki fiyatı göz önünde tutarak bu artışı kabul et- miştir. Bu yükselme her iki fiyat mura- kabe komisyonunun biribirinden ha- beri olmamasından ileri gelmektedir. Hattâ İzmitte fiyatların daha yük- sek olması İstanbuldaki peynirlerin oraya taşınmasına sebep olmuştur. Öğrendiğimize göre bundan böyle peynir fiyatları artmıyacaktır. Ve yine öğrendiğime göre buzhanelerde bulunan peynirler ihtiyaca ancak 20 gün kadar kifayet edebilecektir. Bu- nunla beraber fiyatların artması Ü- zerine yeniden piyasaya peynir gel- miye Ş Ş Eğer pey bu fiyatlara da itiraz edecek olurlar- | sa peynirlere vazıyet edilmesi ve bir satış nizamnamesi yapılması muh- temeldir. Soön karara göre, peynir toptan 45 perakende 55 kuruşa satmlacaktır. — g Belediyede Tetkikler Belediye Reis muavini Rifatle, Muhasebecisi Muhtar seksen İira- dan doksan liraya terfi etmiştir. İstanbul Mili Sanayi Birliği dün senelik heyet toplantısını yapmıştır. Memleket Haberlen | Havagazı Kazalarına Karşı Tedbirler Belediyece Verilen Karara Riayet Etmezse, Şirket Takip Edilecek Piyasa Haberleri: İngilizlere Satılacak Tiftikler İngilizlerin — memleketimizden 40 bin balya tiftik almak istedik- lerini evvelce yazmıştık, Fakat gerek İngilizler gerekse tiftik ihracatçıları fiyat hususunda anlaşamamakta idiler. Haber aldığımıza göre alınacak tiftikler için her iki tarafı mem- nun edecek mutavassıt bir fiyat (bulunmuş ve İngilizlere ıatılıcık. |tiftikler için İngiliz mümessilleri ile temaslara başlanmıştır. Dün İstanbul Tiftik ve Yapağı İhracatçıları Birliği bu hususu ka- rarlaştırmak üzere fevkalâde bir |toplantı yapmıştır. Yakında İngiliz mümessillerile k temas neticesinde altı cins tıf(ık için kati fiyatlar tesbit edilecektir. İtalyadan Gelen Kağıtlar İtalyadan gümrüğe gelmiş olan kâğıtların çıkartılamadığını — ev- velce yazmıştık. Hükümet İtalya ile aramızdaki ticaret anlaşmasını uzatmadığından İtalya ile -ticare- timiz 2/ 13055 numaralı kararna- meye göre yapılacaktır. İtalya da, Belçika, Holanda, Danimarka ve İspanya gibi bu kararnalmeye tâbi tutulacaktır. Mezkür kararname mal müba- delel istinat ktedir. ve ithalât peşin yapılıp ondan sonra mukabili mal ihraç edilecektir. Şu hale göre gümrükteki İtal- yan kâğıtları yakında piyasaya çı- karılacaktır. Dünkü İhracat Dün yabancı memleketlere yap tığımız ihracat 500 bin liradır. İhracat maddelerimiz bilhassa şimal memleketlerine — gönderil- miştir. Dünkü - İthalât Dün İstanbul gümrüğüne Bul- garistandan kuru deri, kaneviçe, makine aksajmı, ayakkabı çivisi ve malzemesi, orak ve tırpan, çivit, traş bıçağı, pamuklu şerit, şapka ve mobilya eşyası gelmiştir. ÖLÜM Eski Samsun tüccarlarından, İzmir Ticaret Lisesi müdürü Nail, Anadolu Kontuarı müdürü Ziya ve Ankara E- lektrik Etüd işleri muhasebecisi Fe- rih Esin'in babaları, tüccardan Süley- man İşmen, Lâmi Ataman ve Meh- met Lütfi Erginler'in kayın pederleri Dilber Mehmet Esin vefat etmiştir. Cenazesi bugün saat 14 te Osman- İ vey, Matbaacı Osmanbey sokağında 'GÜNDEN IN Tanrı Misafiğ& Yazan: OÇ YI (Vakaların ilham ettiği T senaryocuk ) riyeste istasyonu rındaki tepelerden rinde bir köşkün salonu.. 6”5 firle ev sahibi pencereden © zi seyrediyorlar.) Misafir — Ne iç açlcl manzara.. eritilmiş zümrüt bi... Bizim şimalde de ona deniz var ama nerede © rede bu? Bizimki bunun da yağmur batağı gibi Beni bu güzel yere davet niz için size çok teşekkür rim.. Onu soracaktım bu © nereye çıkar? Ev sahibi — Akdeniz& renostroma. yani bizim def Misatir — Bizim denize £ Ne âlâ, âlâ.. Ev sahibi — Bizim Misafir — Sizin, bizim de bir.. Ortak arasında & gayrılık olur mu? atırıf v yanlış kalmadıysa ) Atlantik denizi arasında bif pı vardır değil mi? ö Ev sahibi — Evet Cel boğazı. 4 Misafir — Atlantikle * Baltık arasında da bir ' Var.. Ev sahibi — Öyle yal Misafir — (Memnun) bak.. Deniz tarafından da şuluğumuz varmış demek. çi bu yoldan birbirimize gitmek şimdilik zor ama.. mafih bu yalnız gemilere F sustur... Yoksa bizim den çıkan sular ve balıklar serbt' buraya kadar geliyorlar. Tfi te denizindeki sular ve b lıkları ha! Ne garip! bir fırsatta bu meseleyi gö müşterek malın taksimi için tane bir esas buluruz. Bir daha soracağım. Bu vaktile Avusturyalıların mali gil miydi? Ev sahibi — Evet fakat | den sonra zafer hakkı o! ze geçti. Misafir — (Elini ılmll. türerek ve heyecanla göz', kapayarak) Hatırlatmayın na günleri bana... Geçmişe Tf" derler ama siz de o zaman ' az katakulli etmediniz. Sep ce dostuz, müttefikiz, âıy' oyala.. Sonra tam o sıkı zaF” da öte tarafa geç.. Neyse © yaraları tazelemiyelim. Biz $ ruhlu insanlarız; dost ci alışıkız. Siz sağ olun ne Y” hım. - Ev sahibi — (Düşünceli) de sağ olun. Misafir — Siz bize o & kâin Rauflar apart kaldı- rılarak aile kabristanına defnedile- cektir. wmumiye tarafından kabul edilmiş- tir. Bunu müteakıp senelik hesap harp N milli sa- nay uğradığı 1 izah eden uzun bir raporla senelik faali- fop yet anlatılmış ve bu rapor heyeti ve diğer me- ııeleler tetkik edilmiştir. Toplantıdan sonra azaya ve gazetecilere bir. çay ziyafeti verilmiştir. " AKVIM 5 ŞUBAT 1941 ÇARŞAMBA YIL: 1941 — AY, 2 — Gün, 86 RUMİ: 13856 — 2 ncikânun 28 HİCRİ: 1859 — Muharrem: 8 VAKİT ZEVALİ EZANİ GÜNEŞ: 8,08 1,89 ÖGLE: 13,28 7,59 İKİNDİ: 1üıp H ; aa AKŞAM: 18,30 12,00 YATSI: 20,02 1,338 İMSAK: 6,27 11,58 dığ halde sıkı zatt' mzdı nasıl imdadınıza — K0 ha! p Ev sahibi — Eksik olmt&? (sözü değiştinmeyi — istey& Hava da nekadar güzel. Misafir — Şerbet gibi. ne gezer böyle hava, ıkıylun hava tebdiline gelirili * (Gülerek) Be kard&, de ama ıçıkgozmuşsımüi Kaşla göz ınomdı nasıl i$ ©| niz şu lim memlet” Maamafih aklınıza bir şey mesin... Güle güle kulli? Mal sizindir. Yalnız şu vaf ” Ev sahibi — (Helecanl’, var efendim? 4 Misafir — Yani Av gımdı bizimle beraber old haber aldınız mı? — Nereye — Nevyorka gidiyoruz. ? Şimdi bana Nevyorka gitmek is- iz için, size — Sizi de beraber mi götürüyor? — Evet, ama ben gitmek istemiyorum. ÜZÜ Eminim ki orasını hiç gim ve çok bedbaht olacağım. NTÜ için mi yaptığıma ihtimal mi veriyorsunuz ? — Evet... — Bir gün gelecek ki bu kadar yumuşak yürekli olmadığımı anlıyacaksımız. Ben ha- — © halde niye gidiyorsunuz ? Yazan: Dafne du Maurier — 15 — Çeviren: Rezzan A, E. Yalman yır işlerile uğraşmasını hiç sevmem. Bunu — Ne yapayım? Vazife.. Biliyorsunuz ki — V # hnenüz sunuz. Fakat cevap şmağ y b bi z evi ister mlılıılı? Hiç cevap vermedi. Traş olmağa devam —A Sizinle isti- — Sizin de bir kâtibeye mi ihtiyacınız Wdde kaka kalıp de GNÜNÜN etti. Bir dakikada bitirdi. Sonra bana döne- rek: yorum. Cevabımı bile beklemeden odadan - çıktık. A $ indik. — Beş dakika beni burada y Ben banyo da hemen gi aşağıya ineriz. Elbiselerini alarak banyoya gitti. Ben de bir sandalyeye oturdum tırnaklarımı yeme- ge başladım. Bir taraftan da etrafı tetkik ediyordum. Burası her hangi bir insana ait karma karışık bir oda idi. Hiç bir hususi- yeti yoktu. Tuvalet masasının üzerinde bir saç suyu ve fırçalar vardı. Bir resim aradım. Yatağının y da ve gü- zel bir gümüş çerçeve içinde bir kadın res- mi gibi bir şey... Hayır, bir şey yoktu. Her tarafta kitaplar ve sigara kutuları vardı, beş dakika sonra yanıma geldi. — Haydi aşağıya inelim. Ben kahvaltı rk bi Ko- nuşuruz. tikçe şumul ve eh iyet kes- beden cidalin sebebi nedir?, Zayıfları korumak, haksızlık- — Vakit yok. Hemen gidiyoruz. Kapıcıya Mpmwmmm Misis Van Hopper'in biletleri beklediğini ikimiz de unutmuştuk. Belki de şimdi kadın kapıcıya telefon ederek beni arıyordu. Bal- konda Idik. Garsona kahvaltı ısmarladı. Ba- ııı da bir şey isteyip istemediğimi. sordu. bir törpü çı kardı ve tırnaklarını düzeltmeğe başladı: — Demek Misis Van Hopper Montekar- Todan bıkmış. Ben de öyle.. O Nevyorka dön- mek istiyor. Ben de Manderley'e... Siz nere- sini tercih edersiniz, söyleyiniz ? — Benimle alay etmeyiniz bu, doğru ol- maz. Hem artık size veda edip gideyim, Biletlerle meşgul olmalıyım, — Sabah sabah şaka yapmasını sevenler- den değilim. Sabah kahvaltısında henüz key- fim gelmez. Size tekrar ediyorum: Misis Van Hoppor ile Nevyorka mı, mi tercih eder Biniz ? var? - Hıyır, budala kız! Size lulhıç teklif Tıın o aralık ıarson lıılıvıltıyı getirdi. Ben hiç cevap vermeden şaşkın bir halde yüzüne bakıyordum. Garson çay ile ekmek- leri masanın üzerine bıraktı ve uzaklaştı. — Benimle izdivaç edilmiyeceğini sanki bilmiyor musunuz ? Yüzüme hayretle bakarak sordu: — Bu da ne demek? Ne demek istiyorsu- nuz ? — Bilmem.. İzahı güç.. Fakat sade şunu söyliyebilirim ki ben sizin kibar muhitinize lâyık bir kız değilim. — Bu kibar muhit de neresi imiş? — Neresi mi, Manderley şatosu... olacak ? — Görüyorum ki siz de Misis Van Hopper kadar cahil ve Bir Mandı Neresi buhranlı dakikalarımda bile höyle bir lok- lifle karşılaşacağımı tasavvur etmemiştim. Bu beni hem şaşırtmış, hem de biraz şek- Hi itibarile sinirlendirmişti. Sanki bir kral beni istiyormuş da bir ya- lan, bir masalmış gibi geliyordu. Halbuki o- nun gayet tabil bir hali vardı. Kızarmış ek- meğine tere yağı ve reçel sürüp yiyordu. Oku duğum kitaplarda bir erkek bir kıza böyle bir şey sorduğu zaman etrafta mehtap olur ve erkek de heyecanlı olurdu. Tereyağlı ek- mek yerken böyle şeylerden bahsedildiğini bilmiyordum. — Teklifim pek iyi kabul edilmedi. Yazık!.. Ben de beni biraz sevdiğinizi zannediyordum. Gurur insanı bazan aldatıyor. — Hayır, aldanmıyorsunuz. Sizi çok, pek çok seviyorum. Hattâ sizi bir daha göremi- dir tutturmuşsunuz, gidiyor. Sizin lâyık olup olmadığınızı takdir etmek bana ait.. Size bu teklifi hiç düşünmeden mi yaptım zannedi- yeceğim için sabaha kadar ağladım. Bu sözlerim kendisini güldürdü, bana elini uzatarak: (Arkası var) Ev sahibi — Öyle bir şeY lağıma geldi. Misafir — Ya ya.., AvW? yalılar «ille bizi alın» diy€ Öf turdular. Gerçi füzuli b“ işimize gelmez ama yü duramadık. «Pekâlâ» denl’l lunduk... 4 Misafir — Allah muba! sin. Ev sahibi — Evet ama #” ( iş... Tebaa hukuku himayt mek kolay mı? — A: titiz adamlar... İkide bud! turuyorlar. Ev sahibi — Ne diye? Misafir — Ne bileyim T «Triyeste bizim malımız, T4 ızdır. Sen onu gsn için bir şey yapmıyorsun. sı| vasilik böyle» diye bü "etini yiyorlar... (Kapı açılır, livreli bir © me «yemek hazır» diye nir.) 4 Ev sahibi — (geniş bir alarak) Yemek hazırmı$ faktefek meseleleri kont ve dostça halletmek için imüzde dünya kadar zamâf Arkası 80