Hopalı Mehmet Maceralarını Anlatıyor İçime, Tercümanın Başını Koparmak Arzusu Sinmişti — Hiçbir tehlike yok değil mi| ya Mehmet?.. — Nasıl, teşebbüste muvaffa- | kiyet mühakkak inşallah... | Benden her muvafık cevap al- dıkça, sevinci artıyor ve: — Elhamdülillâh, sümme el- hamdülillâh... Diye bağırarak sarılıyor, beni bağrına bastırıyordu ve hikâyeyi yine tekrarlatıyordu. | Hacı Mehmedin bu sevinçli heyecanı yatıştıktan sonra, karşı karşıya geçtik. Ertesi günden baren birlikte girişeceğimiz gebbüslerin ana hatlarını yeniden gizdik. İşe daha esaslı bir şekil ve cerevan vermek çarelerini, şafı sökünceye kadar, inceden inceye düşündük ve görüştük. göz kırpmadan geçirdiğimize gö- re gerçekten iyi kararlar vermiş bulunuyor, muvaflakiyeti yüzde yüz muhakkak orduk. Sabahleyin, hafif bir kahvaltı ile çaylarımızı içtikten sonra, ken. dimizi sokağa attık. O gün birle- geceğimiz Hintlilere — hediye et- mek üzere Mahmutpaşa yokuşun- dan Fil dişi sakal tarakları, Kapalı çarşıdan abdest havluları, Hak- kâkler içindeki kitapçılardan kü- çük cep en'amları aldık. Koltuk- layıp Köprüye doğru yollandık. &le vaktinden biraz sonra, Bostancıdaki kumluğa — Ne dersin ya Mehmet, bu din — kardeşlerini -Anadoludaki Türk kardeşlere katabilecek mi- yiz?.. — Umanm. Göreceksin ya gimdi. Pek cana yakın insanlar. Sırnaşık çocuklar gibi sokuluyor- lar adama. var mı dersin?. — Kat'i bir şey söyliyemiye- ceğim. .Yalnız, dün okuduğum her arapça duaya birer âmin çek- tiklerine bakılırsa, biraz anlıyor- lar galiba. — Eğer arapça anlıyor ve de- diğin gibi Müslümanlara karşi semimi hisler taşıyorlarsa, bu a- | damlarla anlaşmak güç olmıya- cak gibi gelir bana. — Ben de öyle sanırım. Muhabbeti iyice lavamlaştırmış tık artık. Hintlileri başer onar el- de ediyor, hayalimizde hazırladı- grup grup Ana- doluya gönderiyorduk. En sonra biz de gidiyor, gönderdiğimiz a- damlarla birlikte, Anadolayu is- | vili uğraşan — düşmanla, cenk ediyorduk. Hulya bu ya. Vurulu- | yör, hestaneye girip çıkıyor, yi- | ne boğuşuyor ve nihayet şehit o- kip cennete gidiyorduk. Biz bu tatlı hulya deryasında yüzüp durürken, ansızın omuzu- fma dokunan bir el, beni sıçrattı. | Başımı kaldırınca, tepemde sırı- | tan iki yüzle gözgöze geldim. Bir işgalci zabit ile, tercüman oldu- Bunu sonradan anladığım çil su- ratlı. hain bakışlı bir başıbozuk, ellerile omuzlarımızı — bastırıyor, kötü kötü yüzümüze bakıyorlar- n Hacı Mehmet de, ben de bu zamane zebanilerinin bakışları altında sıfırı tüketmiştik. Ansızın yğradığımız bu baskın, kurt pen- gesine düşen birer kuzu gibi, iki- Mizi de şaşırtmış, titretmişli. He- cfler, halimize hem gülüyor, hem de harıl hazıl, kım bilir neler gö- idşüyorlardı. Gerçi, bu derece korkmamıza da bir sebep yoktu. Üzerimizde, ne silâh ve ne de Hintli ekrada verilmek üzere Trablusgarptan getirdiğimiz be- emever gibi, bizi suçlu göste- yecek hiçbir şey bulunmuyordu. Fakat, ne de olsa, bende bu a- damlara karşı bir yılgınlık vardı. Yüzlerini görür görmez, sökülen tırnaklarım, senelerce süren zin- dan hayatım hatırıma geliyor, a- | Geceyi |b taşıyordu. Tutulacağım diye aklı karışıyor, böyle bir tehlike karşı- sında zavallının dili dolaşıyordu. Korkup sindiğimizi gören 2a- bit, ilkönce beni, sonra da Hacı Mehmedi kulaklarımızdan tuta- rak ayağa kaldırdı. Baştan ayağa süzdükten sonra, tercümana bir şeyler söyledi. O da bize doğru döndü ve dillendi. — Bak... dedi... Sizin ne mil- letten olduğunuzu kumandan ce- napları soruyor. Hacı Mehmedin korku ile ters| bir cevap vermesine, — başımıza bir belâ getirmesine meyden bı- ak |rakmadım. Hemen aklımı buşıma topladım. Yalan torbamı şöyle Hiç kekelemeden ivesile: im iamim efendim, Ha- san Mahmut bin Üveyne. Arka- daşımın da Merzuk bin Alve'dir. İkimiz de Trablusgarplı ve Ber- beristan bedevilerindeniz, Dedim, kaynumdan hiç eksik etmediğim İtalyan — pasgportunu zabitin eline verdim. Tercüman, söylediklerimi anlatırken, zabit, Pasaportumu gözden geçirdi ve hemen geri çevirdi. Sorgu başla- maşti artık: — İstanbula ne için geldiniz?. Hacı Mehmedin zihni gibi yü- zünün rengi de bulanırken cevabı yetiştirdim: — Arkadaşım akıl hastasıdır. İşte hem onu tedavi ettirmeğe, 'hem de ufak tefek iş görüp üç beş kuruş kâr etmeğe geldik. — Burada ne işiniz var?.. — Öte beri satıyoruz. Ortada satılacak bir şey göre- mediği için, cevabım — tercümanı fena halde sinirlendirdi. — Zabiti gazaplandırmak, — üzerimize sal- dırtmak kasdi ile, kim bilir, ne gibi yaveler savurduktan sonra, güya yalancılığımı yüzüme vur- mak ister gibi, bir tavır takındı ve: — Dolma yutmuyoruz... diye haykırdı... Satılık mallarınız ner- de? Haydi yalancılığı - bırak da söyle işin doğrusunu?.. Hemeni döndüm. Gerimizdeki kayanın dibinde duran paketlere el attım. Sargı kâğıtlarını yırtarak birer birer açtım. İçindekileri |tercümanın “yüzüne' atar gibi, ö- nüne fırlatım. Bilhassa, sözleri- min doğru olduğunu inandırmak için de zabite doğru, merhamet ve himaye dilenir gibi, boynumu bükerek baktım ve: — İşte sattığımız şeyl: ye mırıldandım... Fil dişi tarak, havlu ve kitap... Zabitin tavrından, bakışlarının yumuşaklaşmasından, — üzerinde lehimize iyi bir tesir uyandırdığı- mı, sözlerimin doğruluğuna inan- dırdığımı hissettim. Hakkımızda- ki emniyetini arttırmak için Hacı Mehmedin pasaportunu da koy- mundan elimle çıkarıp — verdim. (Arkası var) | di- Piyasada çuval mevcudü çok azalmıştır. Şehrimizde her ay as- gari olarak 120 bin çuval sarfedil- iğ öre, halen elde mevcut ancak bu ayın ihtiyaç- olunabilecektir. İkinci- teşrin ayındaki htiyacı karşılıya- cak elde çuval bulunmamaktadır. Hariçten yeni çuval ve çuval i- maline mahsus kanaviçe gelmedi- &i için, dahildeki ihtiyaçlarımızın temini, ancak eski ve kul |çuvalların tâmiri ile mümkün ola- bilmekte idi. Şehirden harice ve- ya Trakya ve Anadoluya gönde- rilen çuvalların, ancak dörtte bi- ri derecesinde şehre çuval getir. tilmektedir. Çuval ticaretile meş- yerli kaput bezleri ile çuval imali teşebbüsünde bulun- muşler ve adedi 80 - 85 kuruş olmak üzere bu yeni maldan pi- yasaya külliyetli miktarda çıkar- Dahiliye Vekili Bugün Ankaraya Gidecek İntihap dairesini gezerek halkla temas eden Dahiliye Vekili Faik | | gehir işleri hakkında Vali ve Be- lediye Reisile görüşmüştür. Ak- şama doğru da Vali ve Belediye birlikte YA Te Et Nakliyatını Bugünden |İltibaren Belediye Yapıyor İstanbulun et nakliyatı bugün- den itibaren Belediyeye intikal et miştir. Eski et nakliyatı şirketi, et nakline 16 kamyon tahsis ettiği halde Belediye bu işi, istenilen in- tizamla başarmak için 20 kamyon tahsis etmiştir. Denizdeki et nakli- yatı için de 3 motör tahsis etmiş- tir. 20 kamyon bugünden itibaren fanliyete geçeceklerdir. Motörler henüz hazırlanmadığından ancak bir ay sonra faaliyete geçebilecek- lerinden, bu vakte kadar denizde- ki et nakliyatını eski gitket idare edecektir. Örtülü Tramvay Durak Yeri Kış yaklaşmakta — olduğundan |Belediye Reisliği, Taksim, Beya- İt ve Eminönünde birer - kapalı tramvay bekleme İ yap- |mak için tetkikat yapmaktadır. B Bir Motörde Yangın Çıktı Dün Kuruçeşmede Ömer kap- tana ait motördeki kömürler k- zışarak tutuşmuştur. Motör kiş- Ümen yandıktan sonra — söndürül. Vmüştü, Merak Verici Telgraf — Fakat bu korkunç yerde masıl Tim. bu odayı tutmayınız. — Bunu istemameniz için ciddi bir sebep var mı? Etraftaki esrarlı havayı tenefflis. olmuştu. Genç kırın halindeki rinde duruyordu: heyecandan — meraka düş- Müştü. Bir şeyler anlamıya çalışarak ısrarla bu fikir üze- oturursunuz, rica ede- ede ede Jolin da sinirli — Muhakkak bu o0 numaralı apartmana gelecetim. — Yapmayınız, Burada nasıl oturursunuz? Burası k ir- kunç bir yer... Bence başka bir sebep yok... — Daha iyi ya.. Bu kerkunç yerin esrerını öğrenirim. Hem buraya gelmem için daha mühim bir sebep te var. — Ne gibi bir sebap? — Londrada hayat pahalı. Otekle yaşamaktan ise böyle cılarım tazeleniyor, manevi kuv- vetim kırılıveriyordu. Hacı Mehmedin vaziyeti de benimkinin ayni idi. O, benden fazla olarak, bir de ölüm cezası ÖREYALAKCIDIK Y TR RMYANAUER VATAN Hariç ABÖONE Sçin için 1400 Kr. 750 Kr. 2700 Kır. 1410 Kr, — Pekli amma yirmi dört saat içinde neden iki kişiyi öldürdüler ? — Bunu mur azalır, rahat odersiniz. — Bu büyük bir iyilik ve fodakâı gizin rahatınız için otelde kalmanızı tercih ederim. — Ben tercih etmiyorum, Hem artık bu karar verilmiş Helen daha bir şeyler söylemek istiyor.muş gibi Jahn'un yüzüne baktı. Sonra gözü müfettiş uzattı: — Ben artık gitmeliyim, dedi. Sizinle konuşmak © kadar Iyi geldi ki.. Teşekkür ederim, Allaha — mnarladık. '—Iıııww——y—.mu—ılqı gelmek isteyişimin başlıca sebebi siza yakm olmaktır. Bel- Ki benim orada olmam siZzİ biraz süküna kavuşturur. korku- mışlarsa da bu çuval kepekten başka maddelerde isti- mal edilememektedir. Normal zamanlarda çifti yeni olmak şartile 38 ile 42 kuruş ara- sında satılmakta olan çuvallar- dan halen piyasada yoktur. Ev- velce 35 ile 38 kuruş arasında toptan satış yapılan eski çuvallar. bugün toptancılar tarafından yüz yirmi kuruştan toplanmakta, tâ- mir ve yama suretile istimale sa- lih bir hale getirildikten sonra, yüz otuz kuruşa satılmaktadır. Dün, çuval piyasası Anadolu- ftçi mıntakalarının — külli- yetli miktardaki talepleri karşı- sında kalmış ve bu sebepla piya- sa tekrar oynamıştır. Toplayıcı- lar, mübayan — fiyatını bu - talep karşısında 120 kuruştan — derhal (130 kuruşa çıkarmışlardır. Faizci Doktor Mahkemeye Rüuhsatname Verdi Sultanahmet sulh birinci ceza mahkemesinde yüzde yirmi, yir- mi beş fnizle para vermek sure- gile tefecilik yaptığı iddia edilen eski kimya profesörlerinden Dr. Hadi Faik aleyhine açılan dâvanın |duruşmasına dün de devam edil- miştir. Düvacının avukatı Ali hatla suçlu arasında şiddetli mü- nakaşalar olduğu için hâkim ka- nuni ihtar hakkını kullanmıya mecbur oldu. Bir Belediye avuka. tı da dâvaya müdahil sfatile iş- tirak ediyordu. Düvacı mahke- meye iki arzuhal ile 15 kişilik bir şahit listesi verdi ve şifahen de şonları ilâve etti; — Suçlu, eski profesöflüğü- NÜ istismar etmek istiyor. Kendi- si senelerdenberi tefecilik — yaş miştir, bizim gibi çok canlar yal mıştır. Tapu dairesinde bir cürmü meşhut yapıldı. Suçlu bir kâğıdı yutmak istedi. İki memur zorla ğzndan çıkardılar. O kâğıt mü- ü ol tapuda mahfuzdur. gibi konuşuyor.> dedi ve lik yapabileceği hakkındaki ruh- sataameyi mahkemeye ibraz etti. Bu ruhsatnamdee — Hadi Faik'ın geçen sene sermayesini 15 bin şadan 30 bin İiraya çıkardı ve senede âzami yüzde oön iki bu: çuğa kadar faiz verebileceği zik- rediliyordu. Muhakeme ehlivukuf tetkikatı için tâlik edildi. T eei Nafıa Vekili Trakyadan Şehrimize Döndü Trakyadaki yol faaliyetini tet- kike giden Nafia Vekili General Ali Fuat Cebesoy, dün şehrimize dönmüştür. Vekil, şehrimizdeki nafia işleri hakkında da tetkikle- rini yaptıktan sonra — Ankaraya dönecektir. MAVİi N' Şehir Haberleri Piyasada Çuval Mevcudu Azaldı Yerli Kaput Bezleri İle Çuüal Yapılıp Fazla Mikdarda Piyasaya çıkarıldı (İstanbülun Kurtulüş Bayramı Programı Hazırlandı 6 teşrinievvelde kutlanacak 0- lan İstanbulun kurtuluş bayramı- na ait program hazırlanmıştır. Geçen sene olduğu gibi bu sene de Taksimde yapılacak resmige- çitle kurtuluş günü kutlanacaktır. göre, askeri — kıtalar, mektepler ve halk - teşekkülleri © gün evvelâ Sultanahmette top- lanacaklar, tramvay yolunu taki- ben Taksime gideceklerdir. Tak- sim meydanında mütad nutuklar söylendikten sonra — geçit resmi yapılacaktır. Merasim gününü ta- kip eden gecede de şehirde ten- virat — yapılacak, — Halkı yapılacak — tezahüratla kurtuluş landırıla- Köylerde Kömür Imaline Başlanıyor Orman kanununun vazeylediği takyidat üzerine köylünün ihtiya- cından fazla odun kestirilmeme- Si prensibi devam etmektedir. Kömür yakmak için kömütlük ormanlardan ve odun — maktala- duğu için orman idaresi tezkeresi vermeğe başlamıştır. A- lâkadarlardan aldığımız malüma- ta göre İstanbul vilâyeti dahilin- deki ormanlardan kesilecek o- dunlardan imal edilecek kömür- lerin piyasaya çıkarılmasına da müsaade edilmiştir. Havaların müsaadeşi devam elt gçe fazla kömür yakı! yerli odun kömürlerinin piyasada |miktarı artacaktıı Eski Bir Mutemet Tevkif Edildi Asliye birinei ceza hâkimi, bir müddet evvel hakkında tevkif kararı verildiği halde yakalana- mıyan İstanbul defterdarlığı mu- hakemat müdürlüğü — mutemedi Asımı, dün mahkeme hükmü ü- zerine tevkif etmiştir. İddia edil- diğine göre Asım, beden bin Hira avans aldığı halde bunun 900 lira 57 kuruşunu zimmetine geçirmiş. Suçlu, sorgusu sırasında: — Ben pi Ti mütemetlere verdim. Aldığım makbuzlar bir zarf içinde idi, kaybettimls di- yordu. Asım, muhakemat müdür mu avini Hikmetle bazı müutemetle- tin şahit olarak dinlenmesini iste- miş ve bu talep kabul - edilerek, muhakeme, muhakemat müdürü Galibin şahit sıfatile dinlenmesi Viçin tâlik edilmiştir. | ——— : |Bir Vapurda Kaçak Eşya Yakalandı Suriyeden gelen İnce motörü- nün Çanakkaladen geçerken ya- pılan köntrolünde içinde ipekli, yünlü kumaşlarla sigara gibi 30 kalem kadar kaçak eşya bulun- muş ve musadere edilmiştir. Muhacir Geldi Dün 77 tonluk bir motörle Bulgaristandan 70 kadar muha- cir gelmiştir. Varna tarikile gelen bu muhasirler Şumnulu Türkler- 'PORTAKAL 'YAZAN ÇEVİREN William J. MAKIN Rezzan AE, YALMAN — Bizi görmek benim için bir saadet oldu, Helen.. Genç kız, yeşil! şapkasının altında pariryan güzel gözle- rile John'a bakıyor, #aaki ondan ayrılmak — istemiyordu. Nihayet uzaklaştı. John müfettişin yanına yaklaşarak: — Öyle mi? — Covent Garden'de yirmi dörü aaat içinde olup biten BU iki etmayot gazetelerde epoy alâka uyandırmış oaları okuyordum. Tfepsi kendine göre bir şeyler uydurmuş. — Bunlardan bir mâna mr çıkarmak istiyorsunuz? — Evet, bazcn en ufak bir şeyden bir Ipycu bulunur. 'Tam o aralık bir garkon yanlarına yaklaştı ve dolm'a bir kapalı zarf uzattı: rlik döğrüsü.. Fakat — Size Evans'a takılarak elini bu telgraf şimdi geldi. Dedi. Jolhn bunu okuürken müfettiş keskin gözlerile kendisini süzüyor ve telgrafın metnini anlamak için bütüm zekâamı Kullamıyordu. John dikkatle okuğuktan sonra telgrafi ce- bine koydu. Polin müfettişine dönerek dedi ki: — Şimdi hirer kakteyi içelim. Sonra konuşuruz. — Neye dair konuşacağız? — Tabli bütün sürlerimiz Cevent Garden'de pon yirmi — Biraz erken değil mi, Evans? Yemek vaktina epay var. Yoksa kaznınız çok ma aç? — Hayır. Biraz burada oturun gazete okumak istedim. Hububat rnın — yük- | seltilmesi üzerine piyasamıza tüc- car namına getirilmekte olan buğ- daylayın da iç piyasalardaki yük- solişe tâbi olarak fiyatları artmak- | ta devam etmektedir. Günlük | mevrudat normaldir, Satışa çıka- rılan buğdaylar değhal iştihalı a- hc bulmaktadır. Dün yüzde yir- mi çavdarla mahlâüt buğdaylar 7,30 kuruştan satıldığı gibi 3 - 4 çavdarlı yumuşaklarla 2 - 3 çav- darlı sertlerin fiyatları yüksele- zek yumuşaklar 8,10 - 8,15, sert- ler 8,30 kuruştan alıcı bulmuştur. Arpa satışları da canlıdır. Arpa- lar 6.05 kuruştan verilmiştir. Su- sam 24,5 kuruştan, çavdarlar 5,33 dan satılmıştır. Yalnız ke- tentohumu alıcıları isteksiz dav- ranmışlardır. Piyasamıza hariç- ten yeni teklifler gelmiştir. İhracı memnu veya İisansa tâbi bulun- durulan bazı maddelerin — ihracı için üsaade — alınacağı kaydile fiyat istenilmektedir. Yi- ne dış piyasalardan gelen bazı tekliflerde yumurta ihracı muka- bilinde bazı maddelerin gönderi- lebileceği bildirilmektedir. Bütün bu talepler dış piyasaların Türki- ye mallarına olan — ihtiyaçlarının arttığını göstermektedir. Günlük İhracat Dün de seksen bin liralık ihra- İcat olmuştur. Romanyaya zeytin, Yuzoslavyaya fındık, İsveçe acı Baraber Yaşadığı Adamı |Boğmaya Kalkışan Kadın Muhakeme Edildi Kardeşi Abdullahla birleşerek | beraber yaşadığı Hasanın boğazı- na kayış atmak suretile boğmak istediği için tevkif edilen Çerkeş- li Zeyneple kardeşinin duruşma- larına dün birinci ağırceza mah- kemesinde başlanmıştır. Şahitlerin anlattıklarına bâdise şöyle olmuştur: Hasan, Çerkeşli Zeyneple | se- ne kadar beraber yaşamış, bir de çocukları olmuş. Hasan, Zeynebi evlenme vandile kandırmış, son- a da almamıştır. Zeynep, kendi- sine evlenmeyi teklif etmiş. Hasan bu telkif üzerine Zeynebi döv- müş, Zeynep macerayı oğlan kar. deşine anlatmış ve beraberce boğma kararını vermişlerdir. Bir gece yağladıkları bir kayışı Hasa- göre lar ve boğuldu zannile bırakmış- | lardır. ş Muhakeme, şahit celbi için tâ- Tik edilmiştir. Çiftçilere Arazi Veriliyor Maliye Vekâleti, sahipsiz ara- zinin halka tevzii için tevzi ko. misyanları teşkiline - başlamıştır. Komisyonlar evvelâ vilâyetlerde tevzi edilecek araziyi tesbit ede- cektir. Ayrıca teşkil olunacak hu- susi kadastro postaları da levzi edilecek yerlerin — kadastrosunu yapacaktır. İki Motör Çarpıştı Otağtepa motörü ile Necmi İkbal motörü, evvelki gece Sa- rayburnu önünde akıntı sebebile müsademe etmişler, her ikisi de hasara uğramıştır. Çarpışma es- nasında nüfusça zayiat olmamış- | Yeniden Yüksel hin gırtlağına geçirerek sıkmış- | Fiyatları di derisi, Çekyölt nistana ketei? |* fındık ve boylf” mak üzere ham ipek göndi tir. Rumen bandıralı Cavarpa W puru Samsun, İzmit ve İsti Himanlarından kepek, ketenti mu, mısır ve 20 ton kadar dazt” tin yüklemiştir. İki Yunan vapuru da şehrimif susam, ketentohumu ve V, pek yüklemiştir. Her üç vapaf manımızdan ayrılmışlardır. Hariçten Yumurta İstiyenler Arttı Yumurta girmiş bulunuy nanistan ve İtaly mini için piyasamıza teklifler izektetlir. Son. güne kadar S vagona yakın yumurta ihraç edi” miştir. Fiyatlar da tutkundur. AF cak bütün sevkıyat trenle yapıldı # için nakliye masrafları artıtif tır. Yalnız Yunanistana dınil,; lile sevkiyat yapılabilecek ise bu nakliyata henüz başlanı tır. Piyasaya Kalay Getirildi Dün piyasamıza 400 bin İnff, liz liralık kalay ile ayrıca mül miktarda kereste, antrasit, plâk ve limon gelmiştir. İzmirde Seylâptan Zarar Görenlere Verilen Arazi İzmir, (Vatan) — Ege mın!f |kasında seylâptan zarar görü müstahsile milli emlâk idaresi rafından verilen arazi nih on senede ve müsavi takait lerle tahsil edilmesi hakkınd' Ankaradan emir gelmiştir. Bu emir, ayni şekilde evvelif Jarazi almış olanlar hakkında * tâtbik olunacaktır. İzmirde Tohumluk Buğday Tevzll İzmir, (Vatan) — Ziraat Bot |kası, köylüye ihtiyacı nisbetind' tohumluk buğday tevzüne başi mıştır. İzmirde Kömür-İhtiyact Karşılandı İzmir. (Vatan) ibark kok kömürü ve maden kömüfi getirtip depolarda — biriktirmel' devam ediyor. Ege ha mahrukat ihtiyacı bu kış İzmi ki depolardan temin olu! Şehrimizde dört bin - kilodüf fazla odun kömürü bulunduğu ! bit edilmiştir. Her arzu edegin © sulü dairesinde bütün ormanlaf” dan geniş mikyasta katiyatta bir lunmasına müsaade edilmesi #7 lâzım gelen tedbirler ittihaz oivi” muştur. Böylelikle mahrukat mkıntısif? meydan verilmiyecek, — diğer tW raftan ihtikâra mahal kakyamtf için fiyatlar sıkı bir surette kof” trol edilecektir. çekirdek ve keçi kuzu derisi, Yı v 1 İlkteşrin 1940 SALI YIL: 1940 — AY: 10 — GÜN: 3f RUMİ : 1356 — EYLÜL: 18 HİCRİ: 1359 — ŞABAN: 28 VAKİT VABATİ —— 557 1204 GÜNEŞ dam) serlevhalı bir yazı bile çıkmıştı. Halbuki John biy. onun için bir azaptı. Te şaylerden hiç hoşlanmazdı. Gazetelerde isminin geçmesi Joka, Bvans'a ön numaralı apartımanı tutmak istadiğini söyleyince polis memuru kaşlarını çattı. Çok hayret duye | Kılar (PL), muştu. Fakat buna mâni olmak için Liçbir sebep yoktu. Sa- dece bunu münasebetsiz bir arzu olarak telâkki ediyordu. 'Tam o aralık yemek bitmiş ve yemişe sıra gelmişti. Sohn bir portakal soyuyordu. Misafirinden sorda: — Sir de yemez misiniz, Evans? Portakakar pek nefis.. | saati, 19 Mürik, 1830 Ajans — Siz de mi portakal meraklısı oldunuz, Minter Tranç. |7 1645 Fasıl heyeti, 2015 ham. Biçare Valpas'da böyle bir. meraka kurban gitti. Bili- yorsumuz ya, Kü miz (Arkası var) Bugünkü Program 740 Program ve saat ayarı, T sinde bir resmi ile (Portakal yığını içinde ceset bulan a- Ü pyaklarla hatf müzik, 8 Ajans B berleri, &10 Ev kadını - Yemek İW tesi, ,30 Haff müzik (Pi.). 30 Program, 12.53 Muhtelif 487 2250 Ajana baberleti” 1208 Muhtelif şarkılar (PL), Karışık program (PL). 18 Program, 1208 Müzik (Pi 18.30 Konuşma, 1545 Müzik Radif Peselesi, 2045 Büyük fasıl heytlk 21,80 İstatistik uavm müdarlüğ —Bvet, billyorum. Fakat cidden ne nefis portaksilar de- | (4fAfından koncşma, 21445 Ra”yo #7 lon örkestramı 22,30 Ajans 2245 Radyo talon ockestiam, 78 CAP bant (PL), 2380 Kapanış.