A AA E Ç R a FPRA SÜĞedlltiÇ Pelitika: Şatafatlı ilânların-| —Biryatakta çaprast arkasındaki hakikat da, Adeta bu tayyare kafilelerinin İHtalyaya gelişi yardımdan ziyade Hd müttefik arasındaki buğlardan güphe edenlere karsı bir nümayiş «ön. Filhakika bu yurdün İşinde gatafatın bu derece büyük bir rol BAbibi olması İster İstemez İasan. Tarza bir takım geyleri hatırlattı. Almanya Halyaya yardım ede- cekse bunu — sessiz de yapabilirdi. Sessiz yapmadığına göre demek ki İtalya ile Almanya arasımda öyle bidiseler eereyan etmişti ki bu iki devletin samimiyetlerini hiribirle File mütesanlt olduklarmı bir kere sanki bir. düğün — merasimi Kİbi ilâna lüzüm — hasıl olmuştur, Ve gaye de propagandadan ibaret ir, tüi Belki bu şatafatlı ilânların arka- amdan askeri bir yardım faaliyeti de göze çarpacaktır. -Fukat henüz fayyarelerin İtalyaya akını askeri olmaktan ziyade siyasi mahiyotini Muhafaza etmektedir. manyanın — Fransa hükümetinden İtalyaya giren emin bir demiryo Tanun kontrolünü — istediği hakkın da bir haber de ertalıkta — dolaş. maktadır. Bu haber tahakkuk etti- # takdirde İtalyaya gelen tayyar re filolarmm delâlet ettiği mana birar daha vuzuhla meydana ç- kacaktır. Almanyanın kontrolünü istediği demiryolunu — eline allığı Almanya e İtalya ara. amdaki irtibat daha sıki bir hal İtalyaya Alman kuvvetleri ©min ve seri bir. surette Bevi ğ Alman — küvvetlerinin — İtalyaya sevkedilmesi — şüphesiz — mihverin Muvaffakıyetini temin — bakımım- dan Bazı hizmetler görecektir, Fa- kat bunun mukaddimesi olan tay- Yare filolarının İtalyaya gelisinin safafatlı bir surette İlâmı sebebini izah elmekten uzaktır. Bize kalırsa, İtalyaya gelen tay- yare filolarının şatafatlı bir suret- te İlân edilmesinin sebebini ciha- | Memurların na karsı olmaktan riyade bizzat | talyan milletine karşı bir nevi te- misat propagandası — diye telâkki etwelidir. Çünkü İtalyada son ay- lar zarfında cereyan eden hüdike ler iki problemi gündelik mesele haline kayda: 1 — İialya mağlübiyeti mi ka- Yü isiye Ü Alman nüfuzunu mu kabul etmeli? Arnavutluk ve garp çölü maği biyetleri İtalyayı yekparo bir mll- Tet almaktan çıkarmıştır. İtalyanın Alman nüfuzuna tabi olmasını — İstemiyenler — İtalyanın mağlübiyetini kabul ederek mün ferit sulh yapmasını İsteyenlerden daha çoktur, Açık mağlübiyeti AL man hâkimiyeti altına — zirmeğe tercih eden bir çok İtalyanlar var- dır, Bunlar yaları faşist olmuyan- lar değildir. Kara gömlekliler ara- sında da bu cereyama — taraflar ©- lanlar mevcuttur, Alman tayyare filolarınm zafer melekleri şeklinde İtlayaya geldiğini ilân etmek bir yandan halkın cesaretini kin kuvvetile tazelemek, diğer ta- Faftan bu — tayyarelerin emrinde çalışaca- #mı Hün etmekle İtalyan ordusu- nun şahsiyetini muhafara etmekte olduğunu, binaenaleyh — nüfuz altı- ja girilmediğini dünyayn bildirmek yolü tatulayor. da gelen tayyare filoları ile Alman nüfazana şimdiye kadar olduğun- ilan daha pek çok dalmıştır. Ve da- ha da dalacağında şüphe yoktur. Yine süphe yoktur ki İtalyaya yerleşen tayyare filoları İtalyanm her hangi bir münferit —xulh te- şebbüsüne karşı bir karakol vazi- fesini görecektir. Ve İtalyan dik- tatörlük mevkil iktidarımı koruya- baktar, Şatafatlı ilânlarm arkasında giz- lenen hakikat budur, SADRİ ERTEM n—iıwhıridnmmı— hasmıs ve opöratörü sayın binibaşı Vüka AF | Sehir Haberleri yatmış — bulunan ihtiyar karıkoca neden ölduler ? Kocamustafapasada, — Canba ziye mahallesinde, Çeşme sok da 17 numarada — öoturan emekli binbaşılardan 80” yaşında Ali ile karısı ayni aşta Sevgilinin 10 evlerinden dışarı çık. arı — tarafından yet polise bil. Üst kattaki odalarında ya. tağın içinde ölü olarak bulmuş. lardır. Her iki ihi Var da soyunmuş bir halde birbirlerine çaprast ola. | rak yattyorladı. di doktona Salih — Haşim kendilerini muayene etmiş ve ha. rici hiç bir yara bereye tesadül et memiştir. Ali ile karısınin gidaf bir ze- hirlenme sonunda öldükleri şüphe | le cesedleri morga kaldırılmış, tahkikata başlanmıştır. 'Oda meclisi dün | | toplanaı İstanbul Ticaret ve Sanayl o. dası yeni oda si dün ilk top. lantısını yapmıştır. Toplantıyı va li ve belediye reisi doktor Lütli Kırdar kısa bir nutukla açmıştu Bundan sonra muvakkat riyasete Murad — Fortun, gre birinci ressliğine — Midhat Nemli Nemli ikinci reisliğe İbrahim Kemal Baybora, veis — vekilliklerine de Ahmed Kara, Nuri Dağdelen, ted kiki besabat mülettişliğine ziraat bankası mümessi Muamelât — müfel Tün, köngre haslığına da Saitl Ömer Doran ile Hükseyin Hüsnü Arsan seçilmişlerdir. Bundan sonra idare heyeti in- tihabı yapılmıştır. İdare beyetine de şu zevat seçilmiştir: | Nuri Kozikoğlu, Şeraleddin A. lemdar, Ziya Kılıç, Hilmi Naili Barlas, Osman Kara, Ticaret Odasında ;ef— lerin maaşları arttı Ticaret odasının varidalı arttığı için kâtibi umumllik müraşı 100 Tira ilâvesile 600 e çıkarılmıştır. ). Sube müdürlerinin maaşına da 50 şer Era zam yapılmıştır. Diğer | tard cezası maaşıma Mamışlır. Zam karar; üzere hükümete Ticaret Odası meclisinin dünbü —19— Sonra başka »bir odaya bak- tı. Ayai netioe.. En nihayette sol tarafta bir kapı daha görü- nüyordu. Onun da boş olduğu. nu görünce, Stanley, gimdi kori dorun sağ tarafındaki kapıları yoklamağa başlamıştı Fakat her zaman olduğu gi- bi o kadar ihtiyst ve sabırla hareket ediyordu ki, bu hal be- nim âdeta canımı sıkmıştı. Yavaşça fısıldadım — Eğer böyle devam edecek olursak sabaha kadar — burada kilde gülümsedi. Nihayet sağ taraftaki kapı. lardan — birini açtığımız za, man anladık ki, kazın ayağı her zaman gördüğümüz gibi değil- dir. Çünkü, gayet hafif bir gr cırtıdan sonra açılan odaya sa. rı bir eşığın dişarı - vudruğunu gördük. z Stanley kapmın aralığma gö- i İçeriyi görmeğe K'apr,w ardına kâadar itti ve bir adım içeri girdi. İlk iş ola- Avni Kutver ile doğerli genç asia. | rak etrafı gözden geçirdi. Sonra tant Mustafa Osmanoğlu'na min- | gözlerini, yerde, siyah bir nokta net ve teşekkürlerimi alenen ar- | ya dikerok durdu. Sederim. Edirmede İstanbul Maarif müdür müavini: Hamdi Hızal, Kendisile beraber İlerlediğim zaman bu siyah noktanın, yere boylu boyunca uzanmış, hare- Mektep müdürleri Bayramdan sonra bir toplantı yapacaklar i * orta okul direktörleri ü salı günü İstan, d salonunda bir top. & Okul ve talebe işleri etrafında görüşeceklerdir. Toplan. tınin mevzuu, talebenin okul ha- | ritindeki vaziyeti, talebenin çalış , yıl — içinde talebenin bir okuklan diğer bir okula nakil meselesi teşkil etmektedir. Yıl içinde imtihanlar başladık. | tan sonra talebe bir okuldan diğer bir okula nakledilemiyocektir. İm tihan notlarırı alan talebeler i. kinci yazılı imtihan sonuna kadar nakledilebileceklerdir. Okul talebelerinin dışardaki va. ziyetleri etralında meşgul olmak ü | zere teşekkül eden öüğretmen kolla- rı şimdiye kadar, kânunuevvel so. nuna kadar 82, bu ay da 15 olmak Üüzere 97 talebeyi kahvede ve ta. lebenin oturması uygun olmayan yerlerde yakalayarak üçer gün vermişlerdir. Toplan. tıda bü işin daha sıkı bir şekilde mürakabesi için yeni kararlar it- tihaz edilecektir , Altın fiatı Altm fiyatlarında — dün hiç bir değişiklik olmamışlır, Dün de bir aitmın fiyatı 23,10 Bra idi. 'Buzhnanelerdel| 25000 teneke peynir stoku var Fiat mürakahe komisyonu azâ. a hatsızlığı dola. nan beyaz peynir tesbit | etmiştir. Buna nazaran Tahtaka. le buzhane: bin yet buzhi | buzhanesi f bin, 434 40 r stoku mev. cuddur. | Asker ailelerine yardım işi | n zamanda yardım işini umum! | formüle bağlamak üzere, dün vi lâyette vali muavini Ahmet Kını- da - kaymakamların iştirakile bir toplantı silmezr Toplantıda teshit edilen formül a. Mükadarlar tarafından da muvafık | görüldüğü takdirde tatbik mevki- | ine koancaktır. | — , ——— Iki yankesici yakalandı Abdullah, dında üç sa nı, Yaşar adımda bir sabıkalr da Yemişte Mehmedin 25 Hrasını çal muşlar, Adliyece — tevkif olunmuş- | lardır. Halkevlerinde Konferans tehiri Beyoğla hakkevinden ; Haikevimizin konferans listesin- de yazılr bulunan ve 9, 1. 641 per. $— VAKIT * İKİNCİKANUN (J Görüp düşündükçe . Düşen “Bardiya,, karşısında üştü. Beş Göne, i beş bim esir ve he- nüz sayılamayan gerimet vığın- ları karşısındayız. Afrika boğuşmasınmı bu son kalesimadir. ? Bilmiyoruz! Ba- hat bundün sonra hâdiselerin daha az samahn taulacağına, ikti mal gecelerinin daha kasa süre- beğine inanmak yanlış olmaz. ma” radyosu, Bardiya mü dafaasının bir 2afer olduğunu, bununla İtalyanın iftihar etme- si lâzım göldiğini söylü tarihin — övdi müdafaalar vardır, ki üstlerin den geçen zaman, onları oilâla- di. dürdü.“Plewne”, — “Edirne" gibi. Duralarda insanlar, yepye- »i bir esatir. ölemi yaratmış, adam küwvvetiri ilâhi kabiliyet. ler içinde göstermişlerdi. “Bardiya” bunlardan mıdır? Renüc hi bir fikrimiz yok. Ka leler, tarihin divanmda — muha- keme edildikten sonra — hüküm giyerler. Torih, bürçleri, hisar- ları, silâhları, saldıran ve daya. nan kuvvetleri ayrı ayrı — tarta- rak hüküm. verir. Bugün, Bütün — bu — saydıkla rım hakkında bilgimiz yaklur. Gelen haberlerden anladığımız, şu Ki İtalyanlar, bu kaleye - bir sinir başı öhemmiyeti — vermiş. ler ve iç içe bir çok beton ve çe- TNk istihkâmlarla 7 ğ ler, "28” Ük kara toplarile doman. mış İabyalar, bugün en kuvvetli istihkâmloardan sayı . İki 5r sitren Lir ha oraya dö- rın bütün imkönlarıni yığmışlı- Kum denizleri, seyyar bir or- Kkavadan ziya- tlerine — dayana Dünki rad; olus 8€ güllele., rin kopardığı kaya ve belom par çalarile bu istihkâmların — ken- di kendilerini çiğnedikli <. söy gii dişen her gülleyi, yükselen bir toz bulutu tahip ediyormus. Kim | aymi Hdit içinde buğu olmuş ne ka- n bam vardı! — Yaralı mı, et parçaları da caba! Türklük!... İramır mı ema, bütün bunları oluyup din ledikten sonra, içim merThamet- le doldu, Ne İta'yan gazeteleri- nin yağdırdıkları tehditler, »ne de şunün, bumnun — gevezelikleri bu asif werhamet — duygusunun volunu kapayamadı. Orada çarpışanlar, çarpışma kararını vermiş bimseler değil. | başka:- başkala- lerdi. Karar mesuliyeti larında, emir — hakkı andadır. e İşte böyle düşündüğüm — için. dir kâ Jfeci metioce karşısında sim acımakla doluyor. Afrika, Roma'nın valdızlı. ve parlak bir hülyasiydi. Ne badar a: saman içinde bu hülya kor- iemmç bir kâbusa dündü!.. HKKI SÜHA GEZGİN GÜNDEN GÜNE Kitap sergilerimiz hakkında EYOĞLU Halkevi konle. ranslarından — birini dinle. gemibe günü İzmir mebusa Prof. Mahmut Esat Borkurt tarafından “Atatürk ihtilâlinin anlamı” mev- Zuunda verilccek olan konferans, konferansçmın * mazetine — binaen SI, 1. 1041 oumn günü saat 17,80)'a talik edilmiştir. ketsiz yutan bir insan olduğunu m, dehşetle gördüm. Eğildik. Baktık. Bu yatan Le vis'di! Tepeden ğ mış olduğu vahşi hücumun bü- tün eserleri korkunç bir şekil- de göze çarpıyordu. Fiç şüphe yok ki, bu, “Kap. lan”m marifeti idi. Levis'in yü- zü, kan revan içinde, göğeli bağ rı parçalanmış bir haldeydi. Kol larından biri, âdeta kırılmış gi- bi sırtının altıma sokulmuş, aca. ip bir vaziyete duruyordu. Odayı etraflıca arama” a lü- zum e“.memiştik. Çünkü ilk ba: kışta, Levis'in hareketâiz yatan cesedinden başka, hiç 5: kimse bulunm dığfi anlaşılrvordu. Ben TLevis'in o haline baka. rak, öbür dünyayı boylamış ol- du” “Aa hük etmiştim. Stanley, eğilerek kalt” tı: Halbuki vasıvormuş! Dişlerinin urasmdan xonuşa. Tak, bendan ton <k veya — viski acamaklığımı istedi. — Çabuk, diyordu. Şuralarda kr ha'de bir gey be'e Ia Zavallı adamcağız... Bu felâke henim yüzümcden uğra Yan taraftaki dolaplar"- v bi- rinde «radığımı buldum. Bir şi. » bak- toplantısından bir görünüş — Vali metkumu — söylüyor GAZ MASKELİ HAYDUT Çok heyecanlı bir zabıta romanı İngilizceder: Çeviren: H. MÜNİR a şe konyak göze çatpıyordu. Tu- bancamı dolabır. kenarma — ko- yarak şişeyi aldın. Ve L'r bar. dağa kovarak Stanleye — getir dim. Bu sırada, o zamana kadal kourktuğum başıma gelmiçti.Göz lerimin ağırlaştığı ve yandığını hissettim. Yanan gözlerim, bir müddet sonra yaşarmağa — baş- ladı. Stanlev, elimden aldığı dağı Levia'in ağızına, kırılmış dişleri arasından — boşaltmağa savaşıyordu. Sonra bana dönerek: — Bunu bir hastahaneye kal- dırmalıyız; dedi; Bpeyi kan kay betmiş olduğu da anlaşılryor. Fakat Stanley, sözünü burada kesti. Yüzümün hali, dikkatini cgelbetmişti. Ben mendilimi çı- karmış, mütemadiven yaşaran yanan gözlerimi silivordum.. Gözlerim o kadar fena halde iken, Stanir - baklığım zaman, onu, bir sis perdesi arkasından görüver gibi idim. Fakat az sonra, onun — gözle rinin de benimkiler gibi yaşar- makta olduğumu farkettim, Ben göz kanaklarıme -! ağır- lığı ve yanmayı ilk duyduğum Zaman neye uğradığımızı anla. bar, meğe gitmişken Ev Başkanı ça. lışkan Gostumuz Ekrem Tur ile de görüşmek fırsatını kaçırma. mıştım. Dolaysiyle bu ayın on beşinde ev binasında yeniden bir ::uıb sergisi açılacağımı — öğren- im. Beyoğlu Halkevinin, bir kaç se nedenberi açtığı kitab sergileri. nin şöhreti malümdur, Bir sene içinde İstanbulda faydalı ne ka. dar kitab neşredilmişse, onların birer nümunesini Ev binasında teşhir eder. Ayrıca, bu kitabların vileriyle anlaşmalar yapmıştır. Sergi idaresinden — verilecek ku. » istenilen kitabı, yerin- n bir tenzilâta tâbi olarak satın almak kabildir, Ö yalnız geçer - seneki İ ziyaret edenler arasında giye, Beyoğlu Halkevi lara fından tenzilât kuponu verildiği bildiriliyor. Demek oluyor ki, yal nNız geçen sene, 780 İstanbulluya mıştım: Cankü harbr « cümlde, Fransız cephesindeyken, bu gibi hâdiselerle karıılaşmıştım. O dakikada, her ikimizin de, göz yaşairtıcı gaz hücumuna uğ” radığımız besbelli idi “Göz yaşartıcı gaz” — dedikle. ri silâhm ne olduğunu, ancak, bu gazın hücumuna maruz kal- mış olanlar bilir. Tesiri birden- bire görülür, Bu gaz, yalnız göz yaşı güddelerini açmakla kal. maz, ayni zamanda gözlerin et- rafındaki adaleleri de bir müd- det için felce uğratır. Göz ka. pakları düser. O kadar ağırlık- la düşer ki, açmağa —muktedir olamazsınız. Netice itibarile, mu vakkat bir zaman için, âdeta kör olursunuz. Sanki gözleriniz, oyuklarından muvakkaten çıka- rılmıştır. İşte, Levis'e konyak verip o. nu ayıltmağa çalışırken, başımı za bu felâket gelmisti. Ben, deh- get içinde seslendim - Gaz hücumuna uğradık, dedim. Ne yapacağın? Bunu söyler söylemez, derhal ayağa kalkmıştım. — Son — bir gayretle göz kapaklarımı açmak Za muvaffak oldum ve kayık bir göz yaşt perdesi arkasından bak tığım zamasn odaya üç kişinin girdiğini gördüm. Başlarında kocaman gaz mes- keleri vardı. Fakat vüziyetlerin. den,kim oldukları pek âlâ anla- gılıyordu. Biri Duranti, öteki Barney, üçüncüsü de “Kaplan” dı. (Devamı var) kitab okumak tır. hevesi aşılanmız ... Bütün hayatımızı kiltab oku- makla geçirmeyi 1avsiye edec. , kadar bu pr lanın mut* aşsıbı değiliz. Şair Safonun gi leri için: “Azdır; İakâat gulle";ı._ bidir.” derler. Tarınmış bir İn- giliz muharriri bunu, kitablara tatbik ederek: * «« Ya her taralı güller sard. cak olursa, diyor. Masalarımızda güller; sokaklarımızda gül ağaç- ları, tramvaylarda, lâmba direk. lerinde güller; merdiven ayakla. rında ve her sabah satın aldığı- maız gazetelerin yaprakları arasıı da güller görünse... O zaman ne yaparız?.. Çok geçmeden gül . leyhinde bir selere çıkar ve önü. müze gelen yerde bu kadar gül- den bıkmış us;ı;;.zı olduğunmuz! nefretle ilâna Evet. O kadar lazla kitab &. rasında kalmak, belki de, bu ki- tablardan edeceğimiz istifadeye tatbik yolunu kıpımal olur, Fakat bizde neşriyat henüz © dereceyi bulmamıştır. sanırım... Biz hattâ, okumağa değer esaslı mütalea mevzularını kütüphane. lerimizin yeni mevcutları ara- sında istediğimiz bollukla — göfe memekle müteessifiz. a O sebeble, kitab sergilerinin ku ruluşundaki hikmeti, kitab neşri. yatının artırılması lüzumuna da bir işaret saymaklığımız lâzıme dır. Hikmet Münir 7-1-194 808 Ajam, aX RIB Hafif pro gram, BAS Yemek İlk. tesi. 1288 Türkçe plâk kar, 12,50 Ajana 1805 :'uıım şöük Züthicce: & © TAKVıIN Vesitire » Gt " Güneşin — ; 34 doğüşm 2381 726 280 4W x4 n M 445 ST DAT 16 86 17 00 16 BT 123 08 18 38 G RROS AT 1 M B0 dr e HBA 12 dÜ Oğla