İkmzen Edirnede yeni mey- dberleri d — NC7 U -ı V Yerstin ki öyle. Ya ““—:E'mu. © zaman | İstifa etmesi lâ. Şüpheniz yak lamadınız mı? bul &ü:qı Herhan. &, *—— *İilec::.";â::: —ş Üç nii ek hıg!:ıd: :h Siye verecekler... — K İş, 'lhbau çalışmaya de. Ostum sana bir K ŞüSBe kabul Yü Kiğümdan ker er'az _;:m ki ben iki bir tahkikat evi K Gödar kahkahalarla j d ğ N Rup Pi & Henüz tanınmış de. g; hem e kadar ancak üç iş h Ü& ne işler.. Bir N dinın hareketin. K .:" bir kaynana idi. kej hafiye oldun. Mes t Ah! Bari çok LA4 Bunün gibi alelâde cesaretimi z Vi Na : Satay't Gdört elle sarıl . Yazık ki henliz bir fırsat elde ede. eğer sen ister. Er, z İ 3 ğ —m.n fidyej necati de ç0 bu parayı ver . " şlq_';ımnga düşür - ÜN N üçiy 3at haydut biz - KN.—!:L. Bir zengin kurtarmak için Jölladı. -Fakat ne Parayı bir daha %;Whu mü. ! %&*— Vöksiş'sidu. a dolayı sana te. "&.l:&ıı halta i - körür W'; kadar acele aa BAA AD Godar arkadaşının Nhl""”:ıu.. birdenbire Olduğunu dü. ÖYEÇİL İZKELET ö B a düşündükten sonra nihayet ar. kadaşı Godara hak verdi. Boş ye. re vaktini kaybediyordu. Bu scbeple muvakkat bir ra. man için Yeşil İskeleti takipten vazgeçerek işi tesadüle bıraktı. Ermil Tine, Luvr caddesindeki tski bir binada iki odalı küçük bir daire kiralamış ve kapısma | da üzerinde şu kelimeler yazılı o. lan bir bakır levha asmıştı: Emil Tine anlar a V İ Üdirnede istimlâk Edirne, (Hususi) — Edirnenin Hususi Hafiye . Her türlü tahki. | imar hareketlerine bir başlangıç kat ve araştıwnalar Fakat işler pek kesat gidiyor. du, Emil cepten yiyor ve elinde. ki beş on kuruşun her gün biraz daha eridiğini görüyordu. Gerçi şuradan buradan birkaç küçük iş alıyordu. Fakat bundan elde et. tiğİ menfaatler de pek küçük olu. yordu. Birçok zamanlar Emilin yazıhanesi boş kalıyor, fakat bu. nâ rağmen birçole masraf yapıyor. du. Emilin dairesinde Matmazel Jervez isminde bir genç kız yazı işlerine bakıyor, Gaston Lönuvar adında eski bir polig hafiyesi de dışarıdaki işlere koşuyordu, GCaston genç patronuna fayda. h olabilecek bir adamdı, Tabii E. mil Tine bu tekaüt haliyeye çok az bir para verebiliyor, — ihtiyar hafiye de açıktan gelen bu para. ya kanzat ediyordu. Gaston ayak işlerine bakarken, Matmazel Jervez de makinede raporları yazar ve pek ender ola. rak gelen müşterileri karşılardı. Fakat vaktin en büyük kısmını dostlarına telefon etmek ve tır. naklarını törpülemekle geçirirdi.. Emil ümitsizliğe düşmlyor ve malt vaziyetinin fecaatine rağ. men adamlarını sonuna kadar ya, nında tutmaya karar vermiş bu. Tunuyordu. ©O gün de, bütün işi olan yedi, sekiz dosyayı gözden geçirmiş ve birdenbire yeniden Yeşil tskeleti Atıımlım hiç ipucu elde edemeden yorgun argın yazıha. mesine döndüğü raman da artık * meslek değiştirmek zamanı gel. l miş olduğunu düşünüyordu. Tam © sırada kâtibesi içeriye girdi. Yüzü gülüyordu. Emil sordu: — Hayırola.. Neşeli görünü. yorsun.. Yeni bir miras mı ye. dl:.;loku büyük ikramiye mi çıktı (Daha var) 1230: Program, memleket saat ayarı, 1235: Ajana ve meteoroloji ha. berleri, 12.50: Müzik: Muhtelif garkı. lar (PL.) 13.30/14.00: Müzik: Karışık millzik; (Pl.) 18.00; Program ve mam, leket sRAt ayarı, 1805 Müzik: Bir konçerto (PlL.) 18.40: Müzik: Saz e. serleri, Çalanlar: Ruşen Kam, Basri Üfler, Cevdet Çağla, Refik Fersan, Nurt MHalil Poyraz. 18.55: Serbest aa. At, 10.10: Memleket aat ayarı, Ajana ve melsoroloji haberleri, 19.30: Ko- nuşğma (MNl kahramanlık menkibe. deri), 1046 Müzik Çalanlar; Cevdet Çağla, Kemal N, Sayhun, Fuhri Ko. puz, İzzettin Ökte. 1 — Okuyan . Mustafa Çağlar; Azize Tüzen, 2030 Müzik Çalanlar: Fahire Fersan, Re- fik Fezana, Vecihe, Fahri Kopuz. 20. B0 1 — Okuyan: Meleke Tokgöz: A. zize Yensez; Mofharet, 2118 Şamış. ma (Bibliyograf'ya), 2180 Müzik: Kü, çük OÖrkestra, 7215 Memleket Saat ayarı, Ajans baberleri; Zirsat, Kabam » Tabvnat, Kambiyo . Nukut borsası (Fiyat), 2285 Müzik Cazband - (Pİ.) 2328/3X40: Yarınk! program ve ka. pasış. Açık Teşekkür * SO — Çok güç ve teh. KErymetli Ebe Bayan Şahin olan istimlük İşleri haârarelle yürümekte ve şehir palânma gö. Te yıktıılması icap eden harep binalar silratle ortadan kaldırı. larak şehir yer yer içe ferah ve. ren meydanlara kavuşmakta- Son bir ay içinde en işlek bir mevkil olan Üçşerefe. li ile Atatürk parkı arasındaki ada da tamnmen yıktırılmış ve açılan meyvdan camiin karşısın- daki mimar Sinanım şaheser ha. mamlarını da ortaya çıkarmış- tır. Bunlardan başka gene söon haftalar içinde umtum! müfettiş. lik dairesile belediye arkasın. daki harabeler de mimar Sedat ŞNYor e Bön edilecek binalardan banları istimlâk muamelesi de sona er. miştir. Fakat öğrendiğime göre ası| hareket haziranda başlıya- ecaktır. Bunun için Belediye büt. çesinde mühim bir para vardır, AÂyrıca Ayşekadm mevkiinden başlıyarak Selimiye etrafında daire şeklinde geniş bir meydan açtıktan sonra Belediye - Umu. mi müfettizlik - Atatürk parkı . Abacılarbaşı . Kaleiçi ve Gazi- mihalden bülvar halinde geçe. cek olan aafalt un gü hındaki yerlerin istimlükine de baslanacaktır. Diğer taraftan iki seneden- beri çalışmakta olan Kadastro teşkilâtı da en geç mayıs 15 & kadar mesalsini bitirmiş olacak ve böylelikle Edirne yakm gün. lerde imar hareketlerini kolay. laştıracak imkânlarm en esas- Ldarma kavuşmuş bulunucaktır. Dr. Cemil nın son (Baş tarafı $ üncüde) Getirdikleri xa- man sağdı; korkulu gözlerle et. rafma bakıyordu, İnsan oğlunda rahmü şefkat mi olur?.. Derhal kestiler; yüzdüler; bir sırığa ge. çirerek, Arnavut kebabı yaptılar; lezzetle yediğim yemeklerden bi- ri de buydu, Harp cephesinde, © günden sonra av faslı başlamıştı. Murta- reye bazan yabani kaz sürüleri i. niyordu. Her gün bir çeşit eğ. lence yolu bulmuştuk. Yiyor; i- çiyor; nar gibi kızarmış çam kü- Hü karşı: 0 n kıvrıla giden gümüş renkli ince bir armak yardı. Ay aydınlığı “"d“kh m' yamaçlar, renk ve ıçık içinde pıril yanar, tu- tuşurdu... Şimdi kapıyorum; başımım içinde silik bir levha bi, uzak ve müphem çizgileri ka. lan o günlerin hatırasmı arıyo- rum, levha canlanıyor; kar yığın- lorı altında ağırlaşan — dallardan, büllür avizeler gibi, ğında renkli buz maçlara do; ler üzerinde, halecanlı, halecanbı bie karaca koşuyor; belli ki bur- nuna ecel kokusu tütmüş, kendi. sini takip eden yırtıcı dan kaçıyor; kafası yerde, iz Süleyma- yazıları obanın ateşini seyrederken, asınmış, kendime — gelmi- şim, Şimdi kizdbilir, Akdeniz sa. hilleri ne dık ve ne güneşlidir!... Bu mevsimde oralarda , sünbüller açır. Bazan Şamın zehir gibi insa. mın kanına işleyen çisentili hava- sından kaçar; Lübnan eteklerine, deniz kıyılarına inerdim, Zaten dağın öbür tarafına geçer geç- mez, güneşi görüyor; insanın gi ısıniyor; b ginde ılık bir kan dalgası dolaş mıeya başlıyor... Aym sofar, bulutlar içine gö mülü, sisli ve yarı bele kadar kar- kdır, Bihamdâna incr inmez; iklim, birdenbire yumuşer; tabi. atten renk taşar, Siyah kaşlı pem. be yanaklı Lübonan kızları, mevsimde demet demet çiçek ta- şırlar; geçen otomobile uzatırlar. Kânunlarda katmer açmış kırmızı karanfil!... Suriye ve Flistin.. Akdeniz kı- yılarında bütün sahil boyu böyle. dir. Yer altında uyuşukluk dev. resi geçiren böcekleri ü Güneşi görür görmez, kurunmak için toprağın üstüne çıkıclar. Bir saniye içinde canlanırlar; hare- kete gelirler; öteye beriye koşmı- deniz kenrelarma dökü, lür; akşam üzerleri, ellerinde kar çiçeklerinden demetlerle evlerine dönen Lütnan kızları, baharın portakal tanbaşa süsleyen bir hilkat muci. zesidir. Yüzlerle halk, ellerinde kamıştan sepetlerle bahçelere dökülürler; — canlarım, güzel kokulu kan pertakallariyle beslerler... Biraz ötede, Hicaz var, Yemen var. Bu mevsimde, orada biz, be. yaz ketenler giyerdik; odalarımı- zın camjların; açar otururduk, A- caplar, relip geçerken bakarlar, hayret ederlerdi. Yirmide, yirmi ikide soğuktan tirtir titrerler; a. balarım başlarına çekerek, büzü. le büzüle gidcelerdi. Biz de onla- ra şaşardık. Zaten öÖmrü beşer, böyle biribirlerine şaşa çaşa, biri- birlerine haset ede ede geçip ni hayet bulmuyor mu?... Bon oralarda n&ı&ı gıpta siperler bor — sabah ederken, şimalde, | | | Çeviren: FEKONDİTE 9 MAYIS 1540 ARI Yazan: EMİLE ZOLA SMAN YENSENİ «40 - Ses!i sevinele el çırptı; Mat- yö sadece şu derin sözü söyledi: —— Çocuğu kurtarmakla ken. din!zi selâmete almış oldunuz. Kısa bir süküttan sonra, Mat- yö ile Sesil gitmeğe hazırlandı. lar. Norin artık tamamile sü- kün bulmuştu. Çocuğunu kuca. ğına alarak misafirlerini aşağı- ya kadar teşyi etti. Matyö, fabrikaya geldiği za. mat doğruca atelyelere çıkarak bir aydanberi sipariş ettiği har- man makinesinin ne olduğunu sordu, Fakat kati bir malümat alamadı, Patronun oğlu, Mösyö Moris, dışarıya çıkmış olduğun. dan Matyöye iş hakkında kimse bir şey söyliyemiyordu. Patro- nun da bir haftadanberi fahri. kaya uğradığı yoktu. Falkat, tam o sırada, Boşenin geldiği ve doğruca Aapartımanma çıktığı hsber verildi. Bunun Üzerine Matyö Boşenle görüşmeğe ka. rar verdi. Maksadı harman ma- kinesinden ziyade ikiz oğulla. rmdan Blezi fabrikaya yerleş. tirmek üzere konuşmaktı. On dokuz yaşma eren ikiz kardeş- ler liseden mezun olduktan son. ra, il:üı;ıı. hususi bir mektebe girmiş, Bles ise küçüklüğünden. beri sevdiği Şarlot Deviny is- minde fakir bir kızla evlenmek istemişti. Matvö vaktile kendilerinin de fakir o. evlendiklerini — hatırirya. rak oğullarınm arzusunu kır- mak iİstememişlerdi. Fakat onu evlendirmek için evvelâ bir işe yerleştirmek lâzımdı, Vaziyetten haberdar edilen Boşen Blezl almayı derhal ve memnuniyetle kabul etti. Sıra harman makinesine gelince, Bo. gen dalgın bir tavırla dudak bü- kerek bu işin ne merkezde oldu- ğunu bilmediğini itiraf etti. Konstansa bu mükâ! dik. katle dinliyordu. Blezin fabrika. ya alınması bir parça canını sık- mıştı. Bilhassa, kocasımın işle- yüörün yol: Zergi- larak hanlarının çıkardıkça içim biribirine çarparak tiril çıktı. güller, damarlarının tu. bu ce görürüm. görünmez, gibi | re bu kadar yabancı kalışmdan gok içleniyordu. Fakat © anda içinden bir bir Sevinç nidâsı — Ah! İşte Morist Bütün şefkat ve muhabbaetile sevdiği biricik oğlu, Inkıraza yüz tutan milessesşenin çanlı ha- lâskârı gelmişti. Konstans yal. nız onunla iftihar ederdi. Önu efsane kahramanları gibi güzel, bülyük, kuvvetli ve yenilmez gö- rüyordu. Moris, babası tarafm- dan fena başlanmış bir işi fab. rikanm lehine bitirdiğini anlat. tı. Sonra, Matyöye, harman mag- kinesinin ay sonunda teslim edi- leceğini vaadettiği zaman Kons. tansın memnuniyetine ölçü yok. — Gel canım sana bir fincan | 4, çay vereyim, Zihnini çok yoru- yorsun. Bir parça dinlenirsin. Moris kabul etti. Ve gşen bir oda ile: — Demin, Rivoli az kalsın bir otobüs beni ezi- yordu, dedi. Konstana sapsarı oldu; fincan elinden kaydı, Nâhi! Saadetinin yıkılmasına ufak bir kaza mı kifayet edebilirdi? Bir kere da. içinde yürekleri donanlar da be. nim iklimimi düşünürler; benim maj semamı :ıhıyyil ederler... ışarda, gittikçe şiddetini ar. tıran küvvetli bir rüzgür var. Karayel, korkunç bir kasırga 4 damlardan kiremitleri uçu- ruyor; evlerin kaplamalarını vö. küyor.., Bugün Karadenize bir posta gemisi açıldı. Şa dakikada kimbi. lir, ne teblikeli vaziyette, ya E- veğliyi veya Sinobu tutmıya ça- lışıyor. Karadenizde fırtına... Ben onu çok iyi bilirim. Şu dakikada gözlerimin önüne geliyor, Bağrı. gözlerle suliyetin ağırlığı altında halecan geçiren gemiciler.. Allah onlara yardım etsin... Galiba biraz kendimden — geç- mişim, Heyecanla gözlerimi aç- tım; peacereden giren pembe ışt. ga baktım, sabah oluyor. — Yüre. gimde heyocan, gözlerimde kor- kulu rüya... Maziye dönüyorum, hatıralarımın şen ve sıhhatli çehremi görüyorum. Ne- raye baksam, hep o bayal.. Hep o rüya.. Eıht ne yazıkki şimdi ben, o DR. CEMİL SÜLEYMAN ile Maryan, izraf ha, nereden geldiği belli olmı. yan © müthiş tehdidin soğuklu. ğu tü ciğerlerine kadar işledi. Boşen gülerek: — Behey aptal, dedi, görmü- yor musun ki, otobüs onu ezecek yerde o otobüsü ezmiş... Yoksa gelip sana başmdan geçeni an. latabilir miydi? Ah! Moris, ne tuhaf bir annen var, XX İki sene geçti, ve bu iki sene içinde Matyö İle Maryanın daha bir çocuğu oldu: bir erkek. Bu defa ailenin yeni bir uzuv ka- zanması Üzerine, Vyöbur köyü. ne kadar uzanan bütün o kurak Arazi malikâneye eklendi. Büy- loce Segenin beş yüz hektar top- rağı tamamen satın alı ve baştan başa münmbitleştirilmiş- ti. Löpayörün satmamakta inat ettiği, ve bir taş yığını halinde kalan ufak arsadan maada, u. fuklara kadar - uzanan bütün o geniş saha mahsullerin tatlı ye. şilliğine bürünmüştü. Zafer şimdi tamamdı. Matyö, Segenden parça parça satım al- dığı bütün malikânenin kralı ol. Mısırdaki futbol temasları Fenerbahçe « Galatasaray o- yuncularından mürekkep bir muhtellt bugün Mısıra hare- ket etmektedir. Mısırlılar bir bayli zaman- r hariçle futbol teması yap. madıkları için bugünkü Misir futbolu hakkında müsbet bir fikrimiz olmamakla beraber, muhtelif sebeplerle İngilizlerle temasları olan Mısırlı futbolcu- ların her hade güzel oyunlar çıkaracakları tahmin edilebilir. Futbolcularımızın bu dost ve müttefik memlekette; fut- bolu bilen ve anlayan bir seyir- ci kütlesi önünde yapacakları dost ve kardeşçe müsabakalar. da muvaffak olmalarını dile- riz. .. . vi . İkinci küme şampiyon- luk maçları İki grupa ayrılarak yapılan ikinci küme lik maçlarının şampiyona finali önümüzdeki Pazar günü Şeref Stadımda oy. tanacaktır. Müsabaka iki grup şampiyonu Böyoğluspor - Bey. lerbeyi takımları arasında ya- pılacak ve müsabakayı kaza. nan takım ikinci küme şampl. yonu olacaktır. Musabakanın hakemi Tarık Özerengindir. Oyuna tam saat 16 da başlanacaktır. Demirspor geliyor Milli küme haricinde kalan bazı Ankara ve İstanbul klüp- leri arasında doplasmanlı fut. bol müsabakaları yapılacağımı yazmıştık. Bu müsabakaların ilki ge- çen hafta Ankarada Kurtuluş - Demirspor, Kurtuluş - Fabri. kalargücü arasında ve İstan- bulda da Şişli - Beyoğluspor ta- kımları arasında oynanmıştı. Bu hatta da Demirspor Anka- radan şehrimize gelerek Bey- oğĞluspor ve Şişli takımları ! deplasman müsabakasını yı pacaktır