| Man ve ; Cefik teb- “Tİne göre Thury ük huriyet halk partisinin 8üzel bir teşebbüsü S ve koro reperetu- , Vücude getirilecek h (A ı""ını,) — Cumhu- halkevleri. ttij Viden eserl eç , duğu Jüride y Muvafık olan- | h('f' V'rn»rnkoala- ba Danp yEkina mukabil I"ğ halkeyi gaye- “Uılı' blâklara ve Partiye nit Oonda türkü tekle ikti- ün muhtelif B Yüt şekilde söy ŞSi tekg at Pi B Xh İ Z' p J_rıılu_b_ı_r.ı îı;%hSUncüde- Yaş Ürreisliği ÜN 00 orta- a kala, ) Ga A edilmesine ıf Büna muarız , Muavini Gar- ııı.,"’” ış bü- do Hiny ATasında bir |a Allaş” VE muhafa. * iddinla- erdir, — Şu Üçüncü defa uğa nam başlıca | ştır. ikl mü- edir: fırkasının Üo Üaj V Nu P. İ Mezgilh ö Tni mak- Büretile vü 61 © anane or- 9lacaktır. a vei hay SİNİ koyı Ola töri Sey, tİmemiş Ağtlken? — Bulgar a. a. Yafetine so- r © 80 nde 4K0 gemileri ve lisi daimi * MuamelAt İhtü Çubuk- a ün & b _:'aı' #tmistir. A, 1130 da Be Anptöka lt Caddesinde “ »ıııı:ıki evinden tt camlinde Sönra Edir. "'“ b &l FTelsicum tk İ karara bağlıdır. İtliğ,, lâ , Se defnolu. Met eyliyo, ş.ü__ğZIrlıyanlara mükâfat verilecek final ilâyesi JAzımdır. Voya me- lodi bir tem olarak alınır, ve bunun üstünde yılır. İstenilen şekiller şunlardır: İki gesli türküler &üde veya tevsili, v tevsili, Dört sezli türküler sade ve- ya tevsili Bes ve piyano yonlar sade veya tev Koro ve piyana iç tilzasyonlar sade veya tevslli, Ses ve oda musikisi monlzasyonlar sad sİLİ, Koro vea ses orkestra İiçin moenizasyonlar sadoe veya tev Bili. 2 — Şarkılar va marşlar: Bu şarkılar ve marşlar piya- no refakatile ve, için olabilir. Piy eli türküler sade veya Eserler bir mektupla birli te Ankarada Cumhuriyet halk partisi genelb — sekreterliğine rilecektir. 938 tahvilleri ke- şidesi yapıldı Ankara, 2 (AlA.) — Maliye Vekâleti Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasından: Yüzde 3 faizli ve ik 1938 tahvillerinin bugün 2 940 Perşembe, Merkez Banka sı binasında, Maliye Vekâleti, Merkez Bankası ve diğer ban- kalar mümeesililer huzurunda yapılan & ikramiye ve Ikinel amor! şidesinde: Numara Lira 810 176.178 158.941 000 000 000 00 000 000 40 ar lira ikramiye ve 9670 t numaraya da amorti İsâ- | bet etmiştir. variyasyonlar | n armo- N'orveçteki son vaziyet T5 ada Alman ve müttefik tebliğlerine G Yöcemrs ©, Üinstr Çağsi Y kuvvetlerinin Ritler Alr tıtin baş. kumandanı sıfa Norveçteki askerlere hitaben bir beyanname neşretti. Bu beyanname Norveçte | müttefik askerlerine karşı Al- manların muzafferiyetini ili yor ve Trondheim bıtası tesis e- Müttefiklerin tebliğlerine göre de Norveçteki Alman aşskerleri- nin Gudbrand vadisinden yerek Dombaas' yol olarak Öster vadisinden iler- liyerek Roreos'a vardığı anlaşı- kyor. Muhakkak olan şudur ki cenu. bi ve merkezi Norveçteki Alman kuvvetleri müttefiklerin çıkardık ları küvvetlere faiktir. Aynı za- manda maotorize vasıtalarla da mücehhez bulunmaktadır. Onun için sür'atle ilerlemiş olduklarına hayret etmemek lâzımdır. Bununla beraber müttefik as. keri mahalili Almsanların , Dom. baas'ı işgal epmelerine verdikleri büyük ehemmiyeti tasdik et < $ WWe VW eçte iki taraflı işgal endükleri mahaller yorlar; zira Dombaasın biraz şi- n Brennhanger er tarafından unu, bu itibarla anlar cline geç. kalmadığını tutulmuş olduğ Dombaasın Al m n başka son gelen haber. | Roreos'un tekrar Almanlar rafından terkedilerek geriye çe- Jerini bildiriyor. Roreos ba. kar mâadeni mıntakası —olan buriyet neticesi olduğunu göste. rir. Asıl şimalde demir limanı olan Narvik'e gelince — müttefiklerin aya merkezden ve cenuptan ziyade ehemmiyet verdikleri ni kuvvetler çıkardıkları, anla beraber burası Almı vetlerinin de henüz mahsur va. ziyette bulunduğunu ve bir haf. tadaan evvel tetlim olmıyacakları anlaşılıyor. Belediye koope- ratifi yaşatılacak Beş kişilik heyet raporunu verdi sa- pliralik, 495 ki: Belediye kooperatifi hakkında rtaporunu tikamet heyetin içtima on beş ya bırakılmıştır. olmadığı Bün sonr k heyet koapı tetkiklerini bi miş, Traporunu reisliğinç vermiştir. göre — bele radan yukarı, 808 şinin beş Danslı Çay Resimsever gençle da toplamak gayoesile Cumar- 15 te Parkotel apılacakt nin beş İiradan ağı hissele ifa otmi oldukla miştir. 966 kişinin de ne vo nede hüyiyetleri malür ğildir, Bi kınmasına y yekünüu 866 k t kooperatifin 1 için de be liralık bir ar şart koş ar ayda birer ll iyle birikecektir. kooperatif Ka- oâlüu, Be- bak. asap g, doktor, dis. temin edecek, Milli Pi- alınmak surı Buna muka diköy, Üsk ratlfe t € B yaz gez ve kış toplantı. ları y Heyet " trik Idaresi men kooperatife üza ( dilmelerini teklif elek ak kaş mektedir DODr. Cem TT 3 MAYIS 16 Süley- VAK mnanın son yazılar | Kış gecelerinin P Baş tarafı dünk | — Bizim av partilerimize itiber e. den o kadar olmazdı, Bir kere ge. | len, bir ikinci defa gelmiye tövbe ederdi. Sabah karanlığında kar | buram buram yağarken çizmele. rimizi çeker; göcuklarunızı giyer, heyecandan burunları titreye tit. reye etralımızda dönen, başımıza omuzumuza sıçrayan — köpekleri önümüze katar; herkes sıcak ya. taklarının içinde tatlı tatlı rüya görürken biz yola çıkardık. Ne canlı, ne sıhhatli bir gençlik ça. ğıydı! Çamlıcayı tırmanır; arkamızda sentetiyen tüfekleriyle Hekim. başı çiftliğine dalar; keklik, sü. lün, tavşan... artık önümüze ne | çıkarsa avlıya avlıya Polonez kö. | yüne kadar uzanırdık; yorulmak nedir bilmezdik... Şileye kadar dağ taş, deve tepe hükmümüzün altındaydı. Azılı | bir eşkiya çetesi gibi her tarafı haraca kesmiştik. Her uğradığı. muız yerde, köylüleri önümüze ka. | tar; gönüllü gönülsüz, onları da birlikte sürükler götürür; — kırk, İ elli kişilik büyük sürek avları ter. tip ederdik. Hamdolsun, para ve yiyecek boldu. Mütevekkil ve | kanaatkâr bir eşeğimiz vardı. Mü. barekliğinden kinaye ismi Makot Yiyeceğimizi, av takımları. muzı ona yükler; yoruldukça Üüs. | tüne biner; önümüze aksi bir yer gelince de biz onu çeker sürük. levdik. Köylü evlerinde, ocak baş. Tarında, çam kütüklerinin alev a. lev yanışı, çok zevkli ve eğlence. H olurdu. Yorgünlüktan — taka! miz kesilir; gözlerimiz. kapanız; derin uykuya dalardık. Sivri burunlarını ateşe uzata. rak, içlerini çeke çeke tatlı uy. kuya dalan köpeklerin zevki, gö. tülecek bir şeydi. Dikkat eder. dim, onlar da rüya görürlerdi. için için havlarlar; — vücutların. dan râşe geçerek sıçrarlar; uyku arasında hırsa, heyecana gelirler. di..." Köy odasında sabah uykusu... Ocak başında çay âle Köylü masalları, av hikâyı Haya. tın bu canlı ve örijinal sahnesin. den aldığım zevki ve neşeyi, hiç bir sefahat muhitinden almadım Av merakı, uzun seneler hayatım. da bir iptilâ gibi başımı sardı. Şimdi bazan o geçmiş günleri ha. tolyorum, o gençlik ve ataklık çağının rüyası, bana, meraklı bir maceva takip ediyorum gibi geli. yör, onunla avunuyorum... | — Balkan harbinde beni, Meçova. ya göndermişlerdi. İki bin ra. ç 2? RÖRÜP B ahse'ın bayramımı da yap- tık; ama hâl berbat bir kışın i düzle gece arasında değil, sabah. la öğle ve öğle ile akşam arasın- | da termometreler şaşlana dönü- yor. Sinemalarda, tramvay ve tren. lerde, snıflarda öksürük - tok. maklariyle dövüle dövüle davul sesleri veren göğüsler var, Nezle, grip ve daha ağır hastalıklar yer- li misafirlerimiz haline girdi, Bir mayıs, bütün dünyada ba- | harın müjdesi diye şarkılar, çi. | çekler ve eğlencelerle karşılarlar. Evet ama, her iklimin mayısı, ay. mı mayıs değil. Birinde adamı bu- ram buram terleten gün, bir baş- sisli, puslu, resimde İagiliz ihraç harekelinden evvel Norveç sahillerine çıkarddlan Alman kıtaları, gürülüyer. Diğer DÜŞÜRDE kımlı bir dağ tepesinin üstünde, kış rüzgârları, bir felâket gibi in. sanlara savlet ediyordu. Askar, düşmandan ziyade tabiatle mü. cadeleye mecbur kalıyordu. Düş. man kurşununa, düşman obüsüne başını çevirip bakmıyordu. Açlık ve açıklık, tehlikenin ve ıstırabın üstündeydi. Nadiren sıcak bir çorba bulduğumuz, bir ateş kar. şısında isindiğimiz zamanlar o. lurdu. Sevinir ve saadet duyar. dık. Üzerleri bir metre karla ör. tülü buz tutmuş hendeklerin için. de geceyi geçirmek, bir nevi can çekişmek gibi bir şeydi. Soğuk. tan derilerimiz yarılır; damla damla kan sızardı. Soğuktan i. çimiz katıla katıla titrerdik, Ve titreyo ttreye ısınır; uyku bas. tırır; arada sırada da rüya görür. dük. Hamamda göbektaşı, hülya. İacımızın erişi ği fevkalbeşer bir âlemdi. Şimdi düşünüyorum, © korkunç kış gecelerini gözü. mün önüne getiriyorum. — Sobalı odada, sıcak yatağın içinde yüre. Zim titriyor; tüylerim ürperiyor. ime, © cefaya nasıl dayanmı. O korkunç ve müşkül şe. inde nasıl canımızı kurtara. Günler geçerdi, bir çadır. ve bir çatı altı görmek müyessor ol. mazdı. Arkamı hayvanın karnı. na verir, teneffüsten kalan ciğor. lerimi ısıtmıya çalışırdır... Bir kere sıhhiye bölüğümle be- raber bir dağ arkasında, kuytu bir yerde kalmıştık. Askerler, derhal çam dallarından — siperler yaptılar; içine girdiler. Ocak ör- düler; kuru çam kütüklerine ateş vererek o gece şabaha kadar cüm. büş yaptılar. Biz, üç zabit arka daş, bir mağaraya sığınmıştık. O. dün ateşinin karşısında, sanadetli xgecelerimizden birini yaşadıl Ertesi gün, herkelte bir faali- yet.. Yaralı nakliyatından dönen müfrezeler, baltalarla armana da. hyorlar; iki insanın kucaklıy yacağı çam bedenlerini, sü; ye sürükliye, mağara üne yığıyorlardı. Ateş yakmak için bie tek kibrit kâfiydi. Yanar- ken odunlardan oluk oluk reçina akıyordu. Öyle çıtırdaya çılırda. ya keyifli bir yanışı vardı ki, bu zevkin karşısmda, açlığımızı bi. le unutuyorduk. O gün köylerden bir çuval mı- sır buldular, Yarısını deği e öğüttüler, Mısırm çorbası, mısı- rın yahnisi, mısır unundan — ek. mek, misir unundan helva.. Ye, diğimiz içtiğimiz hep mısırdan- dı... (Idervamı 5 ARARARARARAN A de) KçCE AA? Bu nasıl bahar? kasında Gril tril tiy yenle titreyenin bir tek uykuda birleşmesine imkân olur mu? Ağaçlarda meyva yok, diyor. lar, Evet yok; çünkü, havaya al dandılar. Güneşin parlaklığına, üç günlük Jodosun ufuklardan getirdiği ılıklığa bakzcak — ke; lendiler, Dallarını vakitsiz gerdi ler, zamansız gerindiler ve mev- simsiz çiçek açtılar. Aynı ihtiyatsızlığı vakitsiz s0- yunan, zamansız açılıp saçılar in. sanlarda da görüyoruz, Kimi bir kaşkorse ile bahçeye fırladı, kimi paltosunu aterak hafifliyeyim yerek hafiflik etti. Sağlığını el den kaybetti. Şimdi , göğüsleri yırtıla yırtıla öksürüyorlar, yüz- leri kızarıyor; — gözlerinde — ince kan damarlarının pembe ağları örülüyor. Atalarımız: — Dutlar giyinmeden ma! Demişler. Yalnız bu şifahi tak. vimi zaman yalancı çıkaramadı. *“Bahar” sgenenin de delikanlılık çağıdır. Toy bir gencin harcket- lerinde delişmenlik ana çizgi ol- duğu gibi, “Bahar” denilen za. man delikanlısının da delişmenlik alın yazısıdır. Şimdi havada ka, dın çamaşırı kokan nefis rüzgâr- law estirir; biraz sonra bu rüzgâr buzdan bir testere olarak boynu- Nuzu, yüzünüzü yaralar, Bahar bayramı, bizde ancak kaloriferleri sönük apartıman sa. hiplerinin bayramı sayılsa yeri. HAKKI SÜHA GEZGİN soyun.