(— VAKIT 25 HAZIRAN 1939 Bugünkü Hâdiseler ve şahıslar hakkında faydalı malümat " 'er devletle: asındaki gerginlik artt için çok gi her iki taraf da mukabil tedbirler | leceğini alıyor. Almanya ıv'r'l t Üssübahri olabi müştü. e ı.,h ltere ile der. en büyük t ve İngil Afrikada: zinden gözönünde tutrak Baltık Devle gelebil. sultanlığına >r | Heligoland adasını Alman ş idi, Alman matbuatı bu alışverişte! iç de memnun görünmüyordi Bismark da: lerine, Danimarkaya tesir ediy ve Şimal denizi ile Baltık deki adalarda — tahkim istiyor. Bir mak | müddet evvel Al adalarını tahkim etmek ix. | temişti. Aland adaları L açılan Fin kö A_nın n Almanya bil âdi duğunu,, & zel bir pantalon WilaılııW don düğmesi almış oi im oldu. adaları tah- II. Giyom şahsen adanın du. Adayı birlikte ge- ğu için haz ederek | ada ti etmek kolay lıkla: kayüşmak istiyordu. Aland adalarınım tahkimi İn tere ve için atılı Halbuk y tan Şimal Denizindek adasını muhkem bi tir. Bu hareketi ya İngilterey zerek mü: aarruz kararlaştırdı Heli; yetle oland yük: da şekle sokma! yade ki harp gemilerinin, gerekse denizin tesirinden mütcessir — olmaktadır. Bunun için II Giyom zamnında başlayan faaliyet neticesinde çelik ve çimento ile tahkim elunan 57 metre irtifamdaki sahiller umumi barbe kadar artık ne harp gemi rinin, de de mütesesir olmaz bir muşlardı. adasının — sahilleri r. Esasen bu ka dayı mühkem — bir dır. Ançak daha zi topraktarı yalıkları gerek ale getirmiş- doğrudan doğru” müteveccihtir. Berlin hükümeti Heligoland a: 'et mmtakası ola, rak kabul ettiğini ve hiç bir ecne. da! binin bu adaya ayak basamıyaca- | Z M in tesirlerinde: Bını bildi hâle s0l Evvelce yalnızca balıkçılar ile meskün olan ve Şimal Denizinde Bibe şehri ağzına karşı ve Holg- tayn'in altmış kilometre garbinde bulunan Heligol. adası bugün tamamen tahkim edilmiş bir hal- tarafı yüksek kayalarla yalnızca şark âr körfez f olan adanın dar £ Burası büyü varı zırhılılar i emşal. siz bir sığınaktır. Umum! harp «r rasında Almanlar Heligoland ada: ma tam 354 ağır tqı yerleştir. Bunların tanesi n da ekserisi 40 lik â mermileri atarlar. — Şâark sahilindeki bu dâr kör- muhafara ereye tamamen — karşı ol mas ve Hollanda ve Danimarka. ya giden deniz yolları üzerinde| " Heligoland — adasının ehemmiyetini anlatma- | & Stratejik ğa küfidir. Almanlar umumt harbin arife- adaya çok büyük bir fezin muştu. Umumi harp sırasında rasileri müşkül vaziyete olan Hol: rı tahk .ı—-ıt ile bu kü üçük kara par- tondan bir kale haline çe. virmişlerdi. mat 1919 da yıktırılmış idi. Heligoland adasr on dördüncü| asırdanberi Danimarkalılara idi. 1807 senesinde İngilizler tara- fından işgal edilmiş olan bu ada bir kaçakçılık merkezi olmuş id | — Bugün Almanlar aynı adı ait|niden tahkim etmiş bulunuyorlar. Heligoland adası şimal denizin- deki Stratejik vaziyeti dolayıs çoü mühim b ç ş ehemmiyeti hair 1890 senesine kadar İngilizler SY OU bi buradaki ço: bin kadar ba — n 'ıcvn_ ür ve ar. Kaziran | amı Yenişehir | umburiyet bahçesinde (İki & ngü arasında) Murat ilteye gi ligoland adasının ön ve Almanya| b t |den her söylediği demok- | $e okmuş | Kandilli Sarışın Güvercinler k— 12 n sesi tıkandı. Zavallı kız redi. Yüzt ldu, Pat ile a:ıımxıı açma, dık. Konuşmasını bekledik. Mira |derin bir sessizlik içinde garip a kisler yaratan sesiyle macerasını anlatmaya devam etti; — Yarabbim, perdi. beyaz Ne | ne mukabil ona kapilı nız ki, bu dediklerimi Bize belki de olmiyacak şeyler. &, “bu » d lâyı öğrettiği ikiyle o, böyledir. başka i için körü. mal ki bize öyle Çılgına dönd madiyen o ilâçlı i geliyordu zden, müte den içtiğimiz, inandığımızı | Günlerce, haftalarca, indık, dürdük. Fakat nihayet durulup da aklımı. ze başımıza toplayınca ayağımızı | kestik Rut, İrma ve £ sanıyorduk. aylarca buraya n artık buraya | &maz olduk, O zaman da Ha. dor'ün ne mal oldüuğunu para istemeğe, ilk zaman lar “Mezhebt akideşi,, uğrunadır, | diyerek verdiğimiz paradan daha azla, daha çok para istemeğe baş ladı. Bizi haraca kesmeğe kalkıştı. İstediği parayı verecek vaziyette değildik. Bunu — kendisine söyle. dim, Bunun üzerine, ğumuz zamanlar çekilen foto, . Bunlar öyle for anladık. orada b du- larımızı gönderi Çeviren : | rdı ki, size anlatmaya tıkı Fakat kikat ortada idi resimler * toğrafla: lzrım. Bu resin de para' birer tane babalarımıza, bi yenlara göndereceğini bildirdi. Hador, bir de maktule ve «üfür eden Pat'a baktım. Dı. şarıda ise engin bir sessizlik sü üp gi de,, çekilen Ha erdi. irdik. İsto: bir k V dum: H mektup yanmızda mı? mşirenizin EBlvud'a yazdığı Mira elini göğsüne götürdü, v hışırdattı. Sonra - cevap verdi — Evet. — İçinde har edeceğini yazıyor, — Evet, Pat'a döndülm: — Bu kâğıt, genç kızı kurtarır dedim. Pat, yaralı, bereli başını yalla- | yarak konuştu; — Kibette.. hem bu ve olmasa, matmazeli katil itham edemezler. Çün! doktor raporu var. Ölümün ne su. tetle ua ge şifler falan var.. Sonra, dor'u öldürüşü de bir cürüm kil etmiyecek, Cebindeki bu kâğı anlatan Ha teş- bu Ja mahkemeye verilecek, ve İnan bana ki dostu öldürdüğü , böyle bir adamı çin beraet kazanacak, Kömür h yeni t kömür havzasında te | onu hav nin bütün mıntakalarında şürat kuvvetli bir sıhhi ilât yapıl. | masına karar yermiş ve derhal hare | |kete geçilmiştir. İlk olarak Zonguldakta yeni ku |rulan amele hastanesi için bir bev liye mütehassısı, bir bakteriyolog, mele hastanesi ro. peratör, Gelik, Kozlu, — Armutçuk, Çamlı, Kilimli İnağzı, Kireçlik dis |panser leri için birer doktor, bir ee zacıbaşı, Kelik, Kandilli ve Kilimli dispanserleri iç rer eczacı, Zon Lu dak hastanesi için bir ecza"ı, ©. avzasında eşkilât Amele hastanesinin kadrosu hazır VA ' e beş sıhhat memuru ve k hastanesinde çalışmak — (i Tt ber miştir. ere karar veril OÖperatöre 350, bakteriyo'oga 300, 'nuteh ssısa 275 doktorlara 225 d 275 liraya kadar, eczacıbaşıya 180, sezacılara 100, sıhhat memurlarına 60 ar ve hemgşirelere 70 er lira maaş verilecektir , Bu gekilde kömür — havzamızda memleketin en mükemmel ve kuv vetli sıhhi teşkilâtr kurularak en a. Bar iş sahasında çalışan maden İşçi- lerinin sıhhatleri ile çok yakındar ndalyede JP üü nihayet | brahim Hoyi de kehdi üstelik ine teşekkür edi. ek. Mira, sanki Pattan bir tokat ye miş gibi, uzaklaşıverdi. birden onun yanından Ben nihayet, baba, n Ücretli bir Bittabi, keseri bep kendi tarafı İmiza yontuyordum. B yakı memu: sigara | geçenleri - okumaya | Pat dobra bir çocuktur. onu kandırmaya . - Beni dinle Pat, diye konuş dediğin, iddia et tiğin gibi Mis Banbrok mahkeme | de beraet kazanır. Üstelik de ken. | ne teşekkür edilir. Fakat, M ğnanbıok mahkemede £& in bazı ge zımdır. Elindeki kozları oynaması icabeder. Bütün deli! ve vesiki rın yerinde kullanması gerek! Yani Hador'un çektiği de bulacağımız fo başladım, kazanabilmesi ve bizim i, bu birtakım — kadınları intihara sevketmiştir ki, b |lardan ikisini tanıyoruz. Şu h Mis Mira mahkemeye — ver |de, var kıyas et hengümey açılınca, içinden çı kadınlarının — sayısını bir düşün; ve Mis Mira da dabil olduğu halde kaç kişinin daha ker dilerini öldüreceğini hesap et Pat banıa iğri iğri baktı. Aldır. madım, Derin bir nefes aldım. Oyunu- | mâ devam et : | — Farzet ki Pat, biz birlikte, buraya girdiği üz Elvud'u sorguya çekmeğe ik./Onun geçenay Sen Lülz bankasını basan çete ile güya y kağı olmasından şüpbeleniyorduk, veyahut da bir hafta evvel, posta kamyonunda çuvallarını aşıran çe- İbekenin reisi bulunması ihtimali | düşünüyorduk. Her ne hal ise he. | rifçioğlunun birçok — parası oldu. ğunu, iş yapmadığı halde bir em. |lâk yazıhanesi açmış — olduğunu tesbit ettiğimiz için onu takip et- $, buraya girdiğini görmüş, Biz |de arkasından dalmıştık, Olamaz mıi?.. İşte, güya maznunla karşı. laştığımız. rzaman aramırzda mücadele oldu. Müthiş, sıkışı vaziyette kaldık, Canımızı kurtar İmak için de, sen silâhını kullan dın, ve herifi öldi seninle ni gördü. gel bir bir d, ha ABONE TARİF Memleket ıl':; fctnde | S 260 — (f 475 d 200 16W0 Ralkas © güü ,q Aytık B aylık © aylık 1 yıllık Tarifeden için ayda otuz kuruş Posla birliğine gir rraeyel ayda yetmiş beşer kuruş * medilir. Abone kaydını mıam"' öeretinle parasının posta veya bi na Öcretini idart V zerine alır, .ıııl" VAKIT'a aböne yaztli" Adres değiştirme Ö*7 25 buruştur. , İLAN — ÜCRETLER a Ticaret ilânlarınıd rı sondan itibaret ada 10; İç sayfalı $ incü 409 tup ve teleral Türkiyenin her posta xat fala kuruş; ikinci ve üçüncüde €: başlık yanı kesii dır. Büyük, çok devamli, venkli ilân ulı:ıılı'ıe geğli aa * c TİCANİ uu.hı K IL KÜÇÜK “ıı Bir defa 30, iki defeti Üü tört defası 78 v detası 100 kuruştur. 6 yali nlerin bir de A ö satırı geçeli 'uı arı beş kurusl e dt fasi kuponu Yakıt hem — doğrudan re yerinde, nde — Vaktt Ş altında ALEDDİN W lân Büroşü eliyle HN eder. (Büronun telefonu! e İ Parı ışıklar TİNO ROSSİ tarahadi” ?- Ölüm geğil JAK HOLT tarafındi” Şarsı Metro Jurf İ Yaz fiatları 20 - 25 - 30 P Bugün saat 11 ve 1 &6 ef inel Tenzilâtli mati döndüğü (Devr Dilimin Karamazof Yazan: Dostoyevski Çevireni Hakk Kendi kendine en çok sorduğu şey ya idi; — Moskovaya * çe niçin odamdan parmak sa basarak çıkmış, mer- diven oli sarkarak — bar ı görüp işitmeğe ça. ertesi gün Moskoya efretle eket edeceğim ge sik sık bir hırsız git trabr. dan bamın ne yaptı lıqm gtim? Neden istasyonuna yaklaşırken, doldu ve kendi kendime niçin: çağın biriyim!,, dedim. Bunların sebebi nedir? içim 1 en ah Bir gün, yine kafasında bu işkenceli düşünceler yoğurulurken kendi kendi- ne, “bu tasavvurlar bana Katerin İva- novnayr unutturabilir,, ni zihnin. den geçirmişti. Aliyoşaya onu durdurdü ve sordu: — Dimitrinin babamızı di nü hatırİryor musun? Hâdi bahçede benim sana söyled raştlayıca, eden sonra, lerimi de unutmadın yaz.. Hani: — Keyfine Bak, engerek yılanları İedrjeğîer : Süba Gezgin ©M 5(6 — Evet! — Doğru söyle, öyle ise, bu sözlerim- den sen, babamızın ölmesini istediğime hükmetmiştin değil mi? Aliyoşa, usulca; — Evet! Diye fısıldadı. Tabil... Zaten, o sözlerden sonra, iyle bir hükme varmak, bir şe Ama: “Engerek yılanları bir” yerler,, söziyle Dimitrinin ba- ürmesini ve bu işi mümkün olduğu kadar çabuk yapmasını İstedi. Himi, hattâ ona yardım etmekten bile çekinmiyeceğimi anlamıştın değil mi? Aliyoşa, sarardı, Ağabeyisinin gö ri içine bakıp sustu. İvan, nefes nelese: — Söyle! e bağırdı; ne düşündü ğünü bilmek istiyorum. zor bamızı ö ni, le. inden geçmiş gibiydi. Aliyoşa, hafifletici hiç bir sebep arar mağa lüzum görmeden: — Alfet kardeşim, de zibnimden geçirmiştim. bunları da Üzerine kupkuru bir; Dedi ve uzaklaştı. O günden sonra, Aliyoşa, ağabeyişinin kendisiyle karşı- laşmaktan çekindiğini farketti. Hattâ bu çekinişte öyle bir mefret hali vardı, ki delikanlı İster istemez ona yaklaş. maktan vazgeçerek artık siyaret etmez oldu. İvan, Aliyoşadan ayrılınca, Smerdiyakova koşmuştu. —-T— SMERDİYAKOYLA IKINCİ GÖRÜŞME Smerdiyakov, hastahaneden çıkmıştı. Küçük bir aralıkla birleşen iki odalı kü:- Ük bir evde oturuyordu. Odalardan ne Mari Kontratiyevna ile annesü ötekine de uşak yerleşmişti. Bu admın, nasıl la o eve girip çıktığı pek de belli değildi. Sonraları Mari ile ni- şanlı gibi yaşadığı ve kira falan verme- diği Ana kız, kendilerine üstün tutuyorlardı. nin verdiği izahat üzerine İvan hemen bir sıfi beğeniyorlar ve “Mari, onu pek ca soldaki Smerdiyakovun odasına gir* di. Çini bir sobadan dağılan — sıcakla oda adamakıllı ısınmıştı. Duvarlara mavi küâğt kaplanmıştı. Fakat bu kâğıt, yer yer yırtılmıştı. Al- tından arada sırada hamam böçekleri- nin hem kendileri görünüyor, hem hı. şırtıları işitiliyordu, ibaretti, Masaya yine gili bir örtü yayılmıştı. Pencerede bir. kaç saka, köşede güzel uğulmuş bakır bir semaver, iki fincan, birkaç mukad- des tesiim görünüyordu. Sm gayını içtiği için sönmüştü. Masa başında defterine birşeyler yazı- yordu. Yanında demir bir şamdan, kü. gük bir mürekkep şişesi vardı, İvan, daha ilk bakışta uşağın tama" miyle iyileştiğini farketmişti. Yüzü renklenmiş, yanakları dolmuş Saçla. rında pomadalı bir parıltı seziliyordu. semaveri Arkasındaki oldukça yeni şambr ve gözündeki gözlük İvanı sini: lendirdi. Çünkü uşağı hiç bu halde işti. İçinden; — Gözlük tç takıyor mundar! söylendi. ropdö. Smerdiyakor Gözkiklerini çık de nezaketli kaldırıp baktı. Ğ ve hürmetten ziya, bir gösteriş in ayağa kalktı. İvan bütün bunları, hele uşağın gözlerindeki fena ve mağrur bakışları, bir saniyede görmüştü Sanki hal ve dille: —- Seninle anlaştık. Ne diye yine gel- din? Daha ne işin var burada? Diyor gibiydi. İvan Fiyadorov başını , kendini güç zapte. debiliyordu. Pardesüsünün düğmeleri- ni çözerekt — Burast çok sıcaki Dedi, Smerdiyakev: — Çıkarmırz! Diye teklif etti. İvan, pardesüsünü çıkardı V€ " yen elleriyle bir sandalye alar$$ başına geçti. Smerdiyakov da otf t İvan, sert bir sesle; vvelâ yalnı Bizi kimse dinliyebili — Hayır, hiç küi oda arasınd bir sofa olduğunu t dünüz. — Dinl: ziyaret etti miştin ki, eğ hâkimler€ sen de arabalık — kapi, onlara hiç babâf İ ğını mezsem, le sen, ne deme lâfla: altında bir tahdi! rkacak neyim var, İvan sert ve kızğın konuşuyef * açıkça aralarındaki farkı anlatar dan okuyordu, Smerdiyakov, yine fena 'cnl Sol gözü sinirli sinirli kırpışmalâf” | namağa başladı. Bakışlarıt — Ha! Dzn'el_ di açılk konuşm sun! Diyordu.