Her işimiz atli olalım Bebek Büyükdere yolu halâ Hisar önünde bocalıyor Yazan: ii 1 (5 Eeklân medeniinsan çalışkan | VE Yaratan insandı, Şimdi mede: et sadece çalışmakla ve Ya- #imakla hülasa edilemiyor. Hem çalışmak ve yaratmak lâ. 2m; em de dikkatli olmak, Alma daha dikkatli olmak ve “Abuk yaratmak lâzım. Zamana VE mesafeye tehaküm etmek iğtnkü insan cemiyetinde #7. İK Yalnız bir ihtiyaç olmaktan “kiste, yili meziyet de bu Ş SP İstikbali tayin eden “mii ayri mukadderatı kendi İerindeğir." diyenler, bugün SÖZÜKtükleri kadar biç bir 2i ân haklı gözükmemişlerdir: TA ber mitlet her günkü veri. BİR. azlığına ve çokluğuna Yaşamak hakkını ya ba. yaver ya büsbütün keybedi. İ ! a . in İslikbalinden emin olan *İ hangi millettir?” esi) #oran olursa verilecek D Akcak şu olabilir: En iyiyi en sağlamı en VE çabuk yapan millet.” le Bİ hakikati idi, bugün bir KA hakiketidir de, işte u * harp sonu haritasını ko * istiyenlerin ğdehşetten © gözleri karşısında Hs. Avusturya, İspanya ve Çe. “akya macerasından #on. T Arnavutluk macerası da Stmiş bulunuyor. İtalya Almanyanm nöbetleşerek İ Pirkları emrivakilerin belke. tapmak aram sürate “olmak” tır. nl yapmakta? ) eyi, i Tali teri topu tüfeği ve mit. da MU olduğu kadar kumaşı Tuygeli de, kundurayı, ciyata- ko ve gemiyi de. Bry sağlam ve bol olarak ** yığmak devrinde yaşa. ik ra i WU 86, İt ile 2 neticeler doğuran bir Mag, miş olurlar. Mussr uya, "Yet yeni şlarına ayak Müyanları affetmiyor. seyi Mlârı söylemekle yeni bir iy Söylemiş, bilinmiyeni söyle. i — uğumuzu iddia edecek W 868, hayatımda duyduğum en, yüreğime Ağıtan nurlu ve İ nlıklara irlerken gözlerim Y “3 götürecekler son “2 eya... bej, “Nelerdenberi azap İÜ ve, Olmuş; bu mihnet W ilamda hakikatin ş, <M... Ne gözlerimde Elnaklarızar, isyanlarını , onun sefil ve iğfal iyim, Sabahi urları doluyor; ruhumda İ Tai, İ Aleme e aş gi du X 31 va Rüneşin parıltıları, bu ki Pili Kasyunun çıplak tümsekle. Vey İhce ziynetlerle kayaları l Uplak yamacından, sanki | doiygayor; daha aşağıda yesil "du, Memleketin üstünden ri dik: “Serde müphem hayaller #€6 ji Yaptığımız uzun “düne kadar yalnız bir e.| —i— katra katra lâhi bir ezan zevkine, hay: kbayı hatırlatıyor. şaşardı. Bu, hâya teselli idi. urlarına intiki erden kalmış > pg hatırlatan siyah bir Di tığ sa yata gözlerimi etiği ki bir alim vâdiye dağı sis yordu. Baca Nizamettin Nazif değiliz. Bunu aramızda bilme, yen yok, fakat bazi sahalardaki! görünüşümüz asrın bu hakikati karşısında öyle bir & rkırılık Made ediyorki bu gaflete biran evvel nihayet vermemiz İAzım mukadöcme oln sebebi budur. I — Bebek — Büyükdere yolu hâli Runielibisar: önünde boca liyor. » — Ankara caddesi asfaltla, nacak, halâ kaldırım kazıyoruz. 509 kofrenin beş ggatte tak bilmesi de mümkün olduğu kim senin hatırına gelmiyor. $ — Bir Eminönü meydanını üç yılda tamamlayamadık, 4 - Bir vapur siparişini bir buçuk yılda yaptık. Yine doğru dürüst beceremeğik. İllâh. tlâh. İşin acı tarafı şuki bu hadise, der, yıldırım süratile demiryolu davasını tahakkuk ettiren, yıl dırım süratiyle enâ strl proğra, mını tahakkuk ettiren, yıldırım sürati ile orta çağdan muasır medeniyete ulaşan ve böylelik, le bir çok sürat rekorları kırıl. (mış olan bir memlekette cere, | yan ediyor. Biz, en basit bir “vahide irca ve nisbet meselesi” ni halletmi, yecek bir vaziyette diğiliz. Fik. ri seviyemizde, yapıcı siniriili, ğimiz de, imkânlarımızda baş. ka türlü olmamıza kâfi ve mü. sajtüir. Neden bu Bebek — Büyükde, yor” re yolu halâ bi Zira, 50. ..100.amele çalıştırı İryör. Başlarına, İki , mühendis konmuş, taş ve kum teahhüdü buna göre yapılmış. değiştire. Tm bu hali: 104 amele İ amele çalıştıralım, İbuna göre tanzim ayda bitecek Işi bir aydı lim, çalışiyorsa 2100 vasıtaları edelim, 2i a bitire, 4g irken bir sürü (dey vâirm ieaplarından icab. Bir siyasi erinin miş Sw, ibreti almazlarsa ta. istişareler, te 0 yapıyoru#, neden? , Zira sipariş verme mevkilnd o işin mütehassısını gelirmiyo- ruz. O işten anlıyan bir adamın dört saatte verebileceği karar, bizi harikulâde müsbet bir ne; tceye ulaştıracakken, © işten ilk sesti, İhtizazları karşiki mr şifa veren: gözlerimdeki zul. sesi, Emeviye camiinin yük- nlara hi- sokularak uyuyan İnsan! atın yalanların& yüreğini bağ. da veda edenlerin kalp. silkinerek töv. bin türlü elem bir ruhu şeffaf da ge, pe ruhum: okta var. Bu hiç gönlümü kaptır- çehresine hiç gönlü al etmiş bir göl enleri yi bir | Un ihmalini affetmiyen bir asır de sür- | KEY YN Afganistanda ipti- dai tahsil mecburi österdi Afganistan genç ve ileri fikir. li hükümdarı kral Zâhir Şah mem | lekette yeni bir terakki hamlesi ! atmış ve bir kanunla iptidal tah, | si mecburi kılmıştır. Avrupa gâzelelerinin yazdığı. İna göre, bu kanun, ber yenilik hareketi gibi, mutaassıp halk ta. rafından fena karşılanmış ve hat tâ bir isyan çıkmıştı. Kral, bu İs. yanı bastırmak için asker gön . dermiş ve çarpışmada 200 kişi ölmüştür. Malüm olduğu üzere bugünkü kralm babası Nadir Şah, ileri fi. kirli olmasından dolayı, 1933 te j öldürülmüştü. ee Çin Sefarethanesinde Ankara, 10 (Hususi) — Bu ak- şâm 20.30 da Çin sefarethanesinde Ankara garetecileri şerefine bir çay ziyafeti verilmiş, geç vakte kadar eğlenilmiştir. —— e anlamıyanın yirmi dört ayda ve- rebildiğ! yanlış Kararı tatbikat mevkiine koyup dört taraflı za- rar ediyoruz, Bu gib! hurda işlerden gö İrüllen zararlar hiç de az değil İdir. Faraza şu Ankara caddesi» nin asfaltlanması İşi Tanrının günü üç yüz müesseseyi zarara sokmaktadır. BAbAll kitapçıla- rını, b cılarını, eczacıları” nı, otelcilerin! ve aşçılarmı şöy- le bir dolaşınız. Doğan memnu- niyetsizliği derhal anlarsmız. Bu vaziyetin bir büyük zara- tı da, bu neslin hissesine düşü” yor, Bir pi in geç ve yavaştat- biki İİ ini bugünkü nesillerin istifade &- dememesi demek değli midir? “— Karınca kararınca gidi- yoruz işte, Bibette bir gün bu şehir cennet olur.” Olur, muhakkak. Fakat bu cennetin bir parçasını olsün, benim de, bizim de görmemiz lâzım değil mi? Sür'at oşsrımdayız. Sür'a- bu. İyiyi, sağlamı, gizeli yapa- cağız. Amenna... Fakat mutl& ka çabuk ve çok güç olacak ama geç olmıyacak. Nizamettin Nazif Bu yüzden yeni bir kıyam İ başgö: i 3 — VAKIT Irandaki düğünde bulunacak heyet dün akşam gitti Heyete Ali Rana riyaset ediyor i Ankara, 10 (Hususi) — İran Ve | başyaver Celâl, Hariciye umum kâ Hahdinin düğün merasiminde Ha. | tüp muavini Nebil Batı ve hususi riciye Vekili Şükrü Saracoğlu bu- | kalem müdürü bulunmaktadır ME ör ör Ee dola: | Ulun gazetesi yazı müdürü Müm- yısile heyete Gümrük ve İnhisar . i k tar Faik, Vak irleri lar Vekili Ali Rana “Tarhanin H-| Mizamenr Me arrirlerinden yaset etmesi muvabık. görülmüş -). Ea a iL Şerif Foto muhabiri Kemal de re. tür, Heyet, bu akşam saat 23 de kıj| kat etmektedir. kan hususi ttenle Musula müte *| Mubafız alayından Kurmay yar vecsihen hareket etmiştir. Heyet. | Say Fahrinin kumandasında bir te Meclis Rsis vekillerinden Relet | bölük asker, 45 kişilik bandosu ile Canıtez, General Kâzım Orbay,| birlikte gitmiştir. Vilâyet hususi idare bütçeleri Muhasebat müdürleri ile muhasebeciler arasında Ankara, 10 (Hususi) — Kaza| Ankara, 10 (Hususi) — Vilâ - malmüdürlüklerile vilâyet muha *| yet hususi idareleri 934 bütçe sebe müdürlüklerine veya mülii | projeleri Dahiliye Vekâletine gel ve askeri müessesat mubhasiplik - | miye başlamıştır. Kırşehir, Elâzığ lerine tayin olunacak malmemur . | Yozgat, İzmir, Eskişehir, Gazi - lari işe başladıklarını hemeri o gün | antep, Kırklareli, Çoruh, Kasta . kendileri tarafından bir tahrirar. | Tonu, ve Antalya bütçeleri her Ja Zat İşleri Müdürlüğü firmasile Vekâlette kurulan bir gomisyon ta Vekâlete bildirecek ve seleften devir alınmağa başlandığını bir telgrafla Muhasebat Umum Mü. dürlüğüne yazılacaktır. Halef ve selef beyninde yapılacak muhase- | be devir cetvellerinden bir nüs * hası işe başladığı t-rihten nihayet masile Muhasebat Umum Müdür- Tüğüne gönderilecektir, Her hangi İdir sebeple olursa olsun eski mu. hasip devir vermeden ayrıldığı takdirde sebebi tasrih ve şayet bir tarafa gitmişse bu da beyan edil - mek suretile keyfiyet yeni muha ” Me hasebat umummüdürlüğüne bildi- gigitiretddi değe) rilecektri » —— Dahiliye Vekilinin Teşekkürü Ankara, 10 (A.A.) — Dahiliye Vekili Faik Öztrak, tekrar Dahili * ye Vekâletine tayini münasebetile gerek bizzat ve gerek telgral ve mektupla tebrikte bulunmak sure- tile kendilerini taltif eden arkadaş. larına teşekkürlerinin iblâğına A- nadolu Ajansını tavsit buyurmuş. lardır. Hur, çatıların altında için için kaynaşan meçhul hayatın nefesi gi. biydi. Güneşi görmek için yüksek dallara üşüşen serçeler, bugün daha sevinçli ötüşüyorlar; satıcıların ahenkleri, sokaktan geçen. lerin ayak sesleri, bana, hayattan bir neşe gibi geliyordu. Mus. kiyi kahkahayı çok özlemiştim. Kulağımın içindeki uğultuyu gi- derecek bir ses arıyordum. Karşıki evde işittiğim piyano bir kaç ündenberi susmuştu; kulaklarımdan ezan sesi kesildi... günde! “ : Şimdi hayat, görmediğim bir #ahne gibi. dünyaya yeni çu kan bir çocuk, gözlerini aydınlığa nastl hayretle açarsa, tipkı ben adet veren güzel yüzlü sarışın bir k de o kadar derin bir iştiyakla bu sahneye bakıyorum. Sabah, sa. adın gibi, hayatı damla damla tattırıyor; dünya zevkini, tatlı bir zehir gibi yüreğime akitiyor. Güneş, sanki hiç o yakan ateş değil.. semanın rengi, gözlerimin içinde bir ümit şulesi gibi başımı aydınlatıyor; yaşamal aşkı, avunmak ihtiyaer, bir iptilâ gibi beynimi sarıyor... Fakat vücudüm, fırtınanın sahile attığı bir tekne gibi hur. yorum... 18 Eylül... Bir gün hekimler ilk defa: dahaş olmuş; canım kurtulmuş; buhranlarım silkün bulmuş: fa- kat kemiklerim, dalgaların kayalara çarptığı enkaz yığını gibi kı. rık ve perişan... Kollarım kımıldamıyor; bacaklarım gövdemi ta, şımıyor; boş bir kafa, kürü bir kemik içinde, gözsüz beyinsiz, yü, yeksiz kalmışım, Gözleri kafa tasınm içinde kaybolmuş; beyni ku- rumuş; yüreğinin kanı akmış; cansiz, şuursuz bir kadide benzi. — Tehlikeyi atlattm..dediler. Artik korkma...” Fakat gözlerimdeki hazin suali hepsi anlıyorlardı. Parmak. İarımın altında nabızlarım duyulmuyor. Maamafih onlarla bir. likte, bu zafiyetin geçebileceğine ben de inanıyorum, Derecei ha. rafet kurbu, hastalığın âktbeti hakkında bana da ümit veriyor, İçimde hazin bir tevekkül var. Çektiğim ıztırapları düşünmü. yorum... ... Kendimi ilk defa aynada görüyorum. Bu, gözlerinin feri sön. müş; dudaklarının rengi solmuş, damarlarının kanı çekilmiş ölü ben miyim?... Gözlerimin etrafımdaki çizgilerde, elân »tıraplar:- mn takallüsleri var, Başım, üzerinden fırtmalar geçmiş yosunlu rafından tetkike başlanmıştır. ——— | i Yeni maiyet memurları Ankara, 10 (Hususi) — Mülki ye mektebi mezunlarından Hakkı Çanakkale, Şerket Eskişehir, Hü- seyin Aydın, Muammer İçel, Şe - İbir aya kadar Hesabat Şubesi fir. ! &x Bursa, Fahri Tekirdağ, Nihat Manisa, Hâdi Kocaeli, maiyet me. İ murluklarına tayin edilmişlerdir. Şamlı nahiyesi müdürü Faruk da Konya maiyet memurluğuna tayin olunmuştur. ye söylendim. gövdesinin kapkara bulutu çöki Artık ablâk, bir müeyyede hükümetlerin ortaya çıkışı, bu i Şlları halinde, haritalar üstünde bile yok. Dünyada kıyamet kopmuş Nefsi! Nefsi! 11 NISAN 1939 i Günlerin peşinden: Yetmiş senede bir yol Şu şatırları Reşat Ekrem Koçu. nun 1863 tarihinde Fransa hükü, İmeti tarafından Türkiyenin şark vilâyetlerinde bir tetkik seyahati- ne gönderilmiş olan Thâophile Deyrolle'in kitabından tercüme et tiği kitaptan alıyoruz; “ “Vaktile Suhum Kale ve Re- dut Kale ile Trabzon arasında bin iki yüz sandal gidip gelirdi. Rus- lâr İran ile yapılan transite çok 6“ hemmiyet vermişler; daha münü - it şartlarla onu Kafkas ve Poti ü. zerinden kendi topraklarına çek » mişlerdir. Osmanlı hükümetinin Gümüşha ne, Bayburt ve Erzurumdan geçe- İvek Bayezide ve İran hududuna / kadar ulaşmak üzere yaptırmağa başladığı şösenin Trabzona eski halini vereceği ümit edilmektedir. İ Trabzon Iran yolu açıldı. Fakat yeni biten Kafkasya demiryolu galiba bütün İran transitini ala - caktır.,, Fransız seyahının bu yazıları Ruuların İran transitini bizirg şark vilâyetlerimizden Kafkasya yolu” nu çekmelerine karşı bir tedbir ol- mak üzere Osmanlı idaresi tarafın. dan Trabzon - İran şosesine tam yetmiş sene evvel başlanmış oldu- ğunu gösteriyor; Cumhuriyet Tür kiyesi on beş sene zarfında bütün memlekâti demiryolu ağı içersine aldı, fakat Trabzon - İran arasın da yetmiş serme evvel başlamış 6. lan şose ancak bu sene içinde biti. rilmiş bulunuyor! Yahut hâlâ biti- rilmek için uğraşılıyor! Memleketimizde şimendifer si- yaseti gibi bir de yol siyaseti tut- manın lüzumunu isbat için bundan daha kuvvetli bir delil bulunabilir mi? Hasan Kumçayı | Görüp Düşündükçe Karmakarışık günler ! Az kaldı, siyaset havası yine karardı, diyecektim. Eski bir a. lişkanlığın dil ucuna getirdiği bu sözler, aklımdan geçer geçmez güldüm ve: Siyasi hava kaldı mı, ki karalığı, beyazlığı olsun! di. Acı gerçek şu: Bugün ortada inanılacak hiç bir hakikat yok. Bugün, güneş gibi parlayan bir hakkın üstüne, yarın bir canavar iyor, değil, en fena, en kötü şeyler, bi. ver alılaki ve düstur şekline konuluyor. Barutun keşfi, silahların istihkâm kuvvetini aşışı, küçük devletleri ortadan kaldırmış, derebeyliklerini yılımışt Böyük keşiflerin tabii netiesleridir. Bugün de, yine böyle, çağın bütün öteki varlıklarını geride bırakan bir silah üstünlüğü karşısındayız. Tayyare, gaz, çok bız. İr deniz kuvvetleri, radyo, propağanda gibi bu silahlara bol bol sahip olanlar, küçük devletlerin hayat hakkını tanımıyorlar. Bunu alçakça bir şey saymıyorlar, mir tanklar, gazlarla saldırıyorlar, Tarih, en korikunç devirlerin- den birini, bir kere daha tekrarlıyor, Habeş, Çek, Amavutluk ülkeleri, son günlerin kanlı kurban- ire binle, çıplak göğüse de. yatıyorlar, Başını çevirip bakan gibi herkes: . Diye kandi başının derdine düşmüş. Üç evli köylerde bils, dağdan inecek haydut tehlikesine karşı birleşmeler yapılırken, devletlerin bu dağmıklığı, bu şaşkın kararsızlığı akıl alır şey değil, Yıllarca yalnız dektrinler yelere bakıp gülenler, şimdi tir bir uzviyet yaptı. Kol gibi, yumruk kıyaklıkla kalkıp iniyorlar. Vatan müdafaası cinayet, istik- lâl aşkı hiyanettir. Namusu mahküm ediyorlar, Dünyada, vicde- terazisinin bu kadar sapıttığı şimdiye kadar hiç görülmemiştir. çarpıştı. O zamanlar, bu nezmri. tir titriyorlar, Çünkü zamanı, cn birer uzviyet. Korkunç Zulüm, her vakıt kin kılıcınm bileyi taşı oldu, Korkarım, ki bugün şuna buna çullananlar, yarın yalvaracak hale düştükleri gün, o kılıçların amansız, kanlı ağızlarından ölüm fermanlarını dinliyecekler. Ve bu, böyle kimbilir nereye kadar, ne zamana kadar sürüp gidecek. Kıvılcım şebilirler?.. ekenler, yangırdan başka ne bi- Hakkı Süha GEZGİN bir kaya parçasi gibi, sert ve sivri görünüyor; gözlerimin için. de, ölüm gecelerinin vahşi ve korkunç rüyaları yaşıyot; etra. fındaki siyah gölgeler, yorgun bir latıyor... hayatın uzak mazisini haşır, Neler görmüş, neler geçirmiştim!.. Uzun #cneler devam €den bir rüya içinde, hayat denilen ce. hennemin ateşiyle kavruldum; saadet dedikleri cennetin ırmak- larından aşkın kevserini tatlım. Sağımda huriler, solumda zeba. niler; beni senelerce hâristandan gülistana, sandetten ıztıraba, (Devamı var)