(ar zdeşini tabanca ile »)Idüren katil Din “hâdiseyi katilden iştesn bir şahit dinlendi Kartal ile Pendik arasındaki bir köyde kardeşi Zekiyi öldüren çift- gi İbrahim Gökbergin ağıtceza mahkemesinde görülen muhake- mesine dün de devam edilmiştir, Dinlenilen şahitlerden polis Ke- nan şunlar: söylemiştir: — Cinayetten sonra İbrahim kaç miş bulunuyordu. Karakoldan eş- kili tarif edilerek yakalamam söy. lendi. Dudulluya gittim. Orada bindiğim bir otobüste Ibrahime rastladım. — Yahu geçmiş olsun, nasıl ol- du bu iş? diye sordum. Üç gün Aydos dağlarında kaçak gezdiğini ve şimdi karakola teslim ölmak için gittiğini söyliyerek ba- na vakayı şöyle anlattı: — Mandırada koyun sağarken karım geldi. Üstü başı parampar- ga, şalvarı yırtılmış, saçları dağıl- #muştı. — Bak şu halime, o kardeşin o. Jacak adam bana neler yaptı: Ko- €a mezarlıkta yolumu keserek bir hendeğe sürükledi; ırrıma geçti, dedi ve yere düşüp bayıldı. Bir- denbire hiç beklemediğim bu söz- Je elimdeki süt kabı şaşkınlıktan Üzerime döküldü, ne yaptığımı bil mez bir halde köye koştum; Kar- deşim Zeki kahvede oturuyordu. Tabançamı çektim; sonrasını ha. tırlamıyorum.,, Sonra kendisini karakola götürdüm. Suçlu şahidin sözlerini kabul etti ve daha'iki şahit dinlenildikten sonra muhakeme başka bir güne bırakıldı. Kasadaki Paralar Kimindi? Dün asXye dördüncü ceza mah- kemesinde, enteresan bir hödise- nin muhakemesine bakılmıştır. İd- diaya göre hâdise şöyle olmuştur: Şeker tüccarlarından Yani Sar- rafoğlu, karısı Sofya ile bir müd. det evvel kavga etmiş, Solya ev- den kaçarak Atinaya gitmiştir. Solya Atinada bir zaman otur- müş, sonra kocanın haberi olma- dan İstanbula gelerek tanıdıkla” rından İstepan gülbenekyanın evi. ne İnmiş, orada oturmağa başla- mıştır. Diğer taraftan Yani Sarafoğlu evvelce karısı namma Osmanlı Bankasının Yenicami şubesinde kiraladığı bir masada paraları ile evrakını saklamaktadır, Kasanın bir anahtarı da Sofyada bulunu- yordu, Bundan istiladeye karar veren Sofya bir gilin İstepan Gül- benekyan ve Ebonora adında bir kızla bankaya gitmiş, kasayı aça- 3 bin Hiralık bir senedi çalmıştır. İstepan ve Sofya aldıkları sene di bilâhara borçlu olan İstelo Av- yarandise götürüp 1000 liraya kır- dırmışlarldır. Bu suretle Yani de hidiseden haberdar olmuş ve suçlular aley- hine dava açmıştır. Fakat karı ko- ca arasında hırsızlık cürüm sâyıla, mıyacağından sadece İstepan Gül- benekyan suçlu olarak mahkeme ye verilmiştir. © sayi. — Biliyor musun Şerif?. de. di, Hayatımda en memnun oldu- gum nokta nedir?. Kendimi dün- yaya bu vesileyle ayni zamanda fenni bir boksör olarak ta tanıt. mış olmamıdır. Bak Fransızca O. to gaztesi ne diyor! “Dempsey a- cı kuvveti kalar büyük mahare- tini de Isbat etmiştir. Bu benim için az şeref midir?. Şimdiye ka. İdar zannederlerdi balyoz yumruk larım “asil sanat,. dedikleri boks ta yegâne tevaffuk hassam ol. Dün yapılan muhakemesinde İs| muştur. Ne gaflet!.. Tasavvur e. tepanhepsini inkâr etmiş, Sofyanın | dilebilir mi ki dünya şampiyon- almış olabileceğini, fakat kendişi- | luğunu kazanmak ve hele muha- nin haberi olmadığın: söylemiştir, | faza etmek yalnız birinci haslete Müddelumumi ise suçlunun hır. | mütevakkıf sızlık cürmünden 61 inci madde olsun?.. ... ARKADASLIĞIM 4: (İ YAZAN: ,, Muvakkar Ekrem Talü | HARPUTLU, ŞERİFİN AMERİKA HATIRALARI yet peyda etmiş. İngilizceyi çat (Bu hürriyet beni beklediğim pat konuşabiliyor. Şimdi yanm. saadete kavuşturmuştu. Ve bir delâletiyle 491 inci madde ile ce-| Aradan az bir mllddet geçmiş. zalarlğırılmasını istemiştir. Mah- | ti. Nevyorkta mlihim bir ameli, keme karar vermek için duruşma. | yat geçiren karısını tebdilihava yı başka bir güne bırakmıştır. Kâr Ortağını Döven Paçavracı Hamit adında bir paçavracı dün sabah Koska civarındaki bir çöp- lükten paçavra toplarken Emin is- minde bir çocuğun da bir kenarda topladığı paçavraları köfesine dol- için Ditroit'e götürmekte olan Şe rif, trenin vagonunda oturmakta iken, karşı kanapede yüzünü ilk defa gördüğü bir adam, yanmda. ki bıyıklı ve iri yarı bir adama fısıldayarak eliyle onu işaret edi- yordu. Çocuklariyle arada türkçe konuştukça, o yabancı şahıslar dayanamamışlar ve Şerifin yanı- afin daki adam kim biliyor musunuz? gün akrabelarımla kucaklaşıp Başı ağrıdı» Kızılcıklı Mahmut pehlivan! Oovedalaşarak sevgili köyümden yel Hani şu diinyaya meydan oku. kalktım her Türkün gözünde tü. çatlıyacak Muzu yan, Avrupada yenmedik adam bırakmıyan, gelmiş geçmişen fenni Türk güreşçisi yok mu?. İşte o! Mahmut, Harun gibi çenebaz değil, Gayet az konuşuyor. Mah- cup duruyor. O da Amerikaya geleli çok olmuş. Bir kaç defa gelip gitmiş. Epey güreş tutmuş. na Şerifin sevgili arkadaşı Mehmet mut ismi yayılmaya başlamıştı. ında Aliyi tanıyor, Harunla beraber Zamanm en yüksek pehlivanları N EV R O imi Ditroit'e gidiyorlarmış. Orada Nakkaşiı Eyüp, Kara Mustafa, Ve biz güreşleri varmış. Kara Emin, Sebepli Hüseyin, Koç | | Pp Şiddeti Başvek.,, Şerif, iş hayatına daha ciddi Mehmet, Pasacı İsmsil, Ali Ah, Ağrılarmı Dindirif, ve devamlı sarılmış olduğundan met, Koç Ahmet, Adapazarı 9 ve ekseri zamanlarını Nevyorkta Mustafa Kesitli Çakır, Madra- N EV p O #iiyor geçirdiğinden vatandaşlarınm bü |: Ahmet, Recep Pangal, Bulga . M yük Amerika topraklarında k3- ristanlı Kamber, Yeşilovalı Mus. Bütün ağrı, sızı vağelin Zanmış olduğu muvaffakıyetleri tafa, Şakir pehlivânlarla çok gil sancıları keser. Kik ' ancak kulak dolgunluğu kabilin. reşler tuttum. k / uh ten İstanbula yollandım. Orada yavaş yavaş tanınmaya ve tutun. maya başlıyarak muhtelif yer » çök meraklı halkı olan şehirler. le yüzlerce köy, kasaba dolaştım. Bütün Türkiyede Kızılcıklı Mah. durduğunu görmüş üstüne atıla- na gelmişlerdi. İçlerinde biri, | rak hem dövmüş, hem de bıçakla dili Lâz şivesine | vaki elinden yaralamıştır, — Affedersin Bey!.. dedi. Zan. Paçavracı Hamit dördüncü asli. lirsa pizlerden I t ye ceza mahkemesinde 35 gün ha- eme Sesen men e piş cezasına mahküm çdilerek ke. men tevkif edilmiştir. Sevkilisini Tehdit Eden Mevkuf — Şerit! — Hay agrini opeyum Şerif pey! Nirelisun ?. Yoksam hemşe. ru muyuz? Kuzum Allamı se. Aşık olduğu Bedia İsminde genç| versan, adun nodur? pubanun a- kıza aşk mektupları göndererekldu nedur? Çimlerdensun? Size kendisini tevkifhaneye ziyarete | çim deyerler. gelmezse, neticesinin fena olaca- ğını ve mektupları gönderdiği bak — Harputluyum arkadaş?” — Pen da Rizeliyur, Adım HÂ kal Sırrıyı da bunları Bediaya ver | run! mezse öklüreceğini söyliyerek teh dit eden, Mukadder isminde mev. — Memnun oldum! — Ha neten tolayu memnun kufun dün, Sultanahmet birincil olmayasun? Kardaş değil miyuz? sulh ceza mahkemesinde görülen muhakemesi bitmiştir. Mukadderin suçu sabit görül düğünden $ gün hâpis cezasına mahküm edilmiştir. Vesikasız Abone Kayde- den Biri Tutuldu Necati adında birisinin ötedebe- ride “Gel,, adında eski bir meç- mua namına abone keydederek para topladığı görülmüş, yakala- narak adliyeye teslim edilmiştir, Sorgu için birinci sulh ceza mahkemesine verilen Necati: Hemseru olmasak ta, tin karda, şu değil miyuz? — Buraya geleli çok oldu mu? — Ha pizum arkadaşım pura - lara gelelü var beş altı yil, lâkin penumkisu oldi on dort yil, pel- küm dan fazlar, a Şerif trende tanıştığı bu yeni ahbabmm hüviyetini daha ziya. de tahkik etti, Gemiel olup Rİ - zenin Pazar kazasındanmış. Bir yolunu bulup o da tıpkı kendisi gibi yaparak, çalıştığı Rus gemi- leriyle yaptığı seferlerden birin. da Amerika topraklarına atmış — Bu mecmua namına abone | kapağı. On sene bilâ fasıla tahmil kaydetmeğe benim salâhiyetim | ve tahlivede vazife gördükten vardır, ancak vesikam yoktur, de-| sonra güreşe fevkalâde merakı miştir, Hâkim Reşit mazmun hak-| olduğundan Amerikaya gelen tek den biliyor, fazla tafsilâttan mah (Devamı var f le d rum bulunuyordu. Kızılcıklının — N EV R O buki da yalnız şöhretini işitmiş henüz |f Alemdar si : bir müsabakasını görememişti. em ar sınaması Nezle, Grip ve Romatizi, Sulama 7 ienkizi daki rl g3 OR EB sakiz m ir tepe “li 1 — Kadınlar Saltanatı dar, Şerifin rica ve ısrarı üzeri- . an ne hayatını ' kısaca anlatmaya | TA RAK A N ov A FRANSIZCANI İleri başladı. 2-Tarzanın İntikamı Dehtimek için: “Romanyanın Deliorman taraf Pr. MAZHAR ÖZEYRENESİD larında “Basabalık,, kazasında, VAKIT Türkiyede lk defa yazılan #pası nn. Küçük yaşımdanberi itişip a “iz bir eseriniz lak kakışmaya merakım vardı, Daha abo ( Dletionnaire des Gollcasi, on üç yaşımda var ms iş, Eye e egea im bamın mandırasmdaki ” Ba KARA mg larla altalta, üstüste güreşmek- | ————— —<— Feth ten anlatılmaz bir zevk alırdım. Davut Paşa Ortaokulu Satınalma! 3 İki sene sonra hakiki güreşler ““kömt ndan : vw tutmaya başlamıştım. Mahaliem! omisyonundan : Y zin hattâ köyümüzün bemen he. men bütün gençlerini, yaşımdan çok kere büyük delikanlılarını yere sermeden yapamazdım. Pek az zamanda kollarım ve ayakla. romda dayanmaz bir kuvvetin mevcudiyetini hissediyordum, Ni hayet 17 yaştma gelince birinci smıf pehlivanlar gibi meşin ve renkli oymalı “kispet” lerle ka. pışmaya başladım. Artık düğün ve eğlence yerlerinde namımız dillerden düşmüyordu. 19 yaşıma kadar bizim alaturka güreşte piştim. Karşıma kimse çıkamaz olmuştu. Bir gün babam beni ya- nma çağırarak: — Oğlum, görü. yorum, ki iyi bir güreşçi olmağs başladım. İstikbal senin için açık- tır, Ve her istediğini artık yapa. bilirsin. dedi. OLİMPİYAT Ew rot ik Vel 7-4—939 cuma günü sâat on birde İstanbul Bayoğ! lâl caddesi 349 numarada Liseler muhasebeciliğinde to kul komisyonunda 640 Jira 89 kuruş keşif bedelli okulum duvarı tamiratı açık eksiltmeye konmuştur. Mukabele e bayındırlık işleri umum! ve hususi fenni şertnameleri görülebilir. 49 liralık ilk teminatın liseler muhasebesi var yatırılması bu işe girecekler enaz beg yüz liralık bu işe folu iş yaptığıma dair iderelerinden almış olduğu vesikaya İstanbul vilâyetinden eksiltme tarihinden sekiz gün çyvel ehliyet ve 939 yılma alt ticaret odası vesikasile eksiltme saatinde komisyona gelmeleri. (1902) İSTANBUL BELEDİYESİNDEN; 1. — Nisan 939 tarihinden itibaren perakende et #f için tesbit edilmiş olan azami fiat aşağıda gösterilmiştir; “| Giloeu Kuruş Karamap ” Lal Dağlıç ” 53 Sığır 38 foXa edilmietir. 2. — Toptan et anfışları azam! fieta tabi değidir. 3. — Keyfiyet alâikadarlarea bilinmek üzere ilân ol STAD İLÂHLARI| ) ie ve Gshçlie Şaheseri bütün rekorları kırıyor Son günlerden istilada ediniz. SİNEMASINDA Sakary rak içindeki birkaç tahvilâti ve sie kında tevkif kararı vermiştir, Yazan Dostoyevski ansta zaten elli ruble kaybetmiştim, Dedi, Çubuklusu, kışkırttı: — Baym şansı yoktu... Ama kâğıt bu, bakarsın: dönüp adama akıverir! Dimitri sordu: — Bankada ne kadar var? — Yüz, belki iki yüz... Ne kadar is- rine mi oynıyacaksınız?,, vermiş. Adam kâğıtları kadar olduğunu — Varşovada oyun bankası, bütün Diye çıkıştı. Mitya da Karamazof Kardeşler Çeviren: Hakk, Süha Gezgin G5 138 — Podvizoçki “Namus üzerine!,, cevabinr zoçki kazanınca, ona tam bir milyon ruble vermişler. Biçare adam: “Ben bu bilmiyordum!,, durmuş, Fakat “Banka bu kadardı, Ka- terseniz, sandınız, demişler. vir mlm Kalganov; dayanamıyarak Kii Miyim — Amma kuyruklu yalan ha! — Yüzbaşı, belki Pağviroçklden bah Dedi, Çubuklu kibar; ? sedlldiğini işitmişlerdir. — Dostlar meclisinde böyle konu. — Hangi Podvizoçki bu? gulinaz, Panit | mil Türk pehlivanlarile samimi - FR bir pot kıracaktı, Bereket çabuk dav. randı ve: — Bir milyon bem lâfla!.. Yek yok. Tabii hâdise aynen dediğiniz gibi o muştur. Polonyalı namusu bu... Ben Valeye on ewble koyuyorum... Maksjmov da işe karışarak: — Kupa kızına da benden bir rublef Dedi, sonra masaya yaklaşıp gözle- rini dört açtı, Vrublesvki : kazançları karşılar... Bir gece Podvi. ii Mitya kazandı. Maksimovun rublesi — Herkes yerine otursur.! Zoçkü gelerek bankaya karşı oynamak de hafiflemişti. Delikanlı parayı çek- Buyurdu, Kalganov; ister. Bankayı tutan: “Altınla mı, ya- meden bağırdı; — Ben, ârtık oynamıyacağım. İlk se“ ni peşin para ile mi, yoksa namus Üze- — İki mislil ea Maksimov ise: — Benden yine bir tek rublecik var? Dedi. — Kaybettik! Ama zarar yok yine iki misline kâğıt ver! Yine kaybetti, Kalganov ansızm söze karışarak: “ı — Durunuz Dimitri; * Dedi. Filhakika bu ikaz yerinde idi. Çünkü zavali: delikanlı hep ikişer katı, na arttırıp arttırıp kaybediyordu. Çubuklu durdut — İki yüz ruble kaybettiniz. Yine banko diyor musunuz? kesmiş Podvi- diye az kaldı büyük — iki yüz ruble mi?. Bu kadar ol- dumu i4i2.. Pekâlâ yine iki miş! Delikanlı paraları masa üstüne kor- ken, Kalgünow onun elini tutu. Sert ve çınlayan sesiyle; — Yeter! Diye haykırdı, Mitya şaşırarak; — Ne oluyorsunuz kuzum? Diyecek oldu. — Yeteri diyorum... Artık oynam" yacaksın. — Çünkü... Çünkü... Yetişir artık. Mitya ona hayretle bak yordu. Gru” şinika, âhenginde acalplik sezilen bir sesle: — Oynama Mitya, çok kaybettin, ar. küdaşının hakkı var! Dedi, Lehliler, hakarete uğramış gi- bi şiddetle ayağa kalktılar. Küçüğü hançlı bir bakışla Kalganovu süzek sordu: — Bizimle alay mu ediyorsunuz? Uzun bacaklı da; — Ne hakla oyunumuza karışıyor- sunuz? Diye çıkıştı. Gruşinika araya girdi: — Gidi hint horozları gidi! Susun bıkayım!,. Gürültü istemez! Mitya bütün bunlardan hiç anlamamıştı, Yalnız Gruşinika: Minde bir tuhaflrk sezerek ku Küçük Pani, hiddetten kıpkırını#! na yaklaşarak, omuzuna dokundu — Size diyecek bir çift sözüm — Ne arzu ediyorsunuz efendi — Şu odaya geçelim. Orada pek hoşunuza gidecek iki kelime Niyeceğim. Polonyalı, delikanlıya ürkek göl baktı, Sonra, afkadaşı da beraber mek şartiyle razı oldu. — O, serin muhafızın m:?.. gelsin o da... Hem belki işimize rar, * Gruşinka endişeli endişeli sord — Nereye gidiyorsunuz? Mitya: 1 Şimdi döneceğir. Dedi. Yüzünde cesaret aydınlı ridıyordu. J (Devami v