4—VAKIT'TAa MART 1999 ..— İ Amerikada iktisat tahsilinde bulunan yeğenim Ziyadan aldı. ım mektuplardan birinde aynca göyle diyordu: “Muvakkar! Bugün sana fevks, Tâde enteresan bir şeyden bahse. deceğim. Mevzuumun içerisine sporun da pek bol karışmasiyle, bundan bilhassa senin n6 kadar alâka duyacağını bildiğim çin, &n ince tafsilâtına varıncaya ka. dar bildiriyorum, Mekteplerimizin Noel münase. betiyle tatilinden istifade ederek bir kaç arkadaş Nevyorka gel. dik. O akşam ilk işimiz Brodvey de meşhur cihan şampiyonu bok, sör Cek Dempseyin işlettiği lo. kantaya gitmek oldu, Lokanta Gedimse oSirkecideki (o piyazcı dükkânları sanma!, Burası Ame. rikanm en mükellef, şaşaalı bar. Jarından bir tanesi. Sekizinci hvenüde 49 uncu sokak. Geçtik $ gilizea Karıştırıyor, sonra türkçe. 4 men tashih ediyordu. — Otomobil fabrikasmdayım. İyi ama, bu cevap beni tatmin © etmedi ki.. “Otomobil fabrikasm, masalardan birine. Karnımızın â daym!,, Müdür mi idi, amele mi Zasis makına: çinmeen teğmen; | Kl Kpr mr idi Bre burada ben, birazda senin hesabına Dempseyi tetkike başladım. Bin ir geçit soğuk çerezler ve ısmar. Yamıj olduğumuz (Dempseyin &. | perketi) isimli içkiyi olduğu gibi birakıp etrafıma bakiyorum. Deh geder ettim: > petli kalabalık, Bir çok fevkelâ, Ne iş yapıyorsunuz?, de güzel ve son derecede şık, za. bu sunlime güldü ve gayet rif kadınlar. Şuna bir kore dahs İSTElNA? deki mukabilini bulur bulmaz he. tatl günlerinde ameleyi de — kz. Cek Dempsey ile arkadâşlıi» Harputlu Şerifin Amerika hatıraları Muvakkar Ekrem Talü YAYAN: ğiliz. Sadece yirmi senelik arka. Dempsey, fevkalâde güzel bir © kadını karşılamaya gitmişti. Bu kadını Hemen tanıdım. Doroti Lamur!, Mor kadife bir tuvalet giymişti, Aman yarabbim, ne ka. dar güzel! Perdedekinden on defa, yüz defn, bin defa... Ismarladıkları Fransız şam - panyalarmı yudumlarken çeşmi çerezde de kusur etmiyorduk. Harlemde diğer arkadaşlarla ge. ©e eğlencesi için randevumuz var. dı, Sana evvelce yazmıştım. En deli barlar, kabareir, eğlence yer. leri, bu Garp mahallesinde., Mem “— nuniyet ve teşekkürle yeni ah - baplarımıza veğa ederken, ben dayanamadım: — Kim bilir ne enteresan ma. ceralarmız vardır! (O Bilhassa Dempseyle olan safahatını o kadar merak ediyo. — in Genç ve taze & isterseniğ PUDRANIZA BİR İKREN — Herhalde beklerim! Adâre . sim; 500 Riverside Drive... ... iz N koyunu Şimdi sevgili okuyucularım! Ziya, bir gün gidip “fabrikatör N Harputlu Osman oğlu Şerif, le buluştu. Beriber yemek yediler. Uzun uzan konuştular, görüştü. ler. Eski hatıraları canlandırdı- ğ Jar. Yirmi yaşlarında cahil bir NE » Anadolu çocuğunun iş bulmak li gayesiyle İstanbula gelip günün N birinde bir şilepte m'çoluk ede , © rek Amerikayı boylamasını, pa. saportsuz karaya çıkıp tek keli. me ingilizce bilmediği halde Nev| | VE CAZIP york sokaklarında iş aramasını, SEMERELERİNİ tesadlf ettiği Arnavutköylü bir VW Rumun delâletiyle büyük bir lo. GÖRÜNUZ : kantaya bulaşıkçı girdiğini, ora” 7 10 dn ayda yüz otuz dolar para al, dığını, lisan öğrendiğini, Ditroit. | te de otomobil fabrikalarında ye. | Ci” di buçuk dolar yevmiye ile çalış. ! tığmı, çalışkanlığı, zekâsr, yakı-| şıklığı sayesinde fabrika sehibi, nin kızıyla evvelâ sevişip sonrs evlenmesini, Dempseyin ik göl. | buruşmuş retli zamanlarındaki müsabaka, | bir hal kes- diniz bazan kuru muş ve kanaat getirdim ki, azizim, Bir. Teşik Amerikada einsilâtif ekatra ekstra tarafmdan., Sokakta, ma. gezalarda, her tarafta hattâ mek tepte bile haliskan Amerikalı ba. yen görülin mü, bil ki, bir hari. kâ karşısındasın. Katiyen seni temin ederim ki burada sinema artistleri, güzel Jik nokfai nazarından sair kadm. Jarm ayaklarına su bile dökemez, ler. Bu kadar ballandıra ballandı. r3 anlatmama yengem içerler a. ma, kusuruma bakmasın! Şeke rim, lâfı uzatmadan, alt tarafını getireyim. Dempsey, cidden ya - man bir adam. Uzuna yakin boy. da. Ense kulak yerinde, Yüzün. de bir takım buruşukluklar var ama yaştan mı yoksa boksün te. sirile mi?., Orasını pek bilemem. Zira heykel gibi vücudü, çevik, çalâk hareketlerile herhalde biz. lerden bile genç duruyor. Lâci. vert kruaze bir esvap giymiş. Beyaz gömlek ve... sarı kırmızı boyunbağı!... Burada ufak cebe mendil takmak modası yoksa da Dempseyde keten beyaz bir men. dil var, Dalma ayakta gibi, Ara. Harputlu Şerif Amerikaya git. Hklon bir isi sene sonra gözünü ayırmıyor ve belli etmek istemiyenek bizi süzüyordu. Ben de kendisiyle alâkadar oldum. Bir aralık, kadın da bizleri işa. retle Dempseye bir şeyler söy. ledi. Dempsey yanımıza gelerek: — Affedersiniz! dedi, Siz Türk müsünüz?.. Nereden tahmin ettiğine şaj mamakla beraber, ben kasten sordum: — Nereden anladınız? — Ben farkedemedim, mâsa komşularınız göğsünüzdeki “A. tatürk,, rozetlerinden böyle bir ihtimali düşündüler ve sizlerle görüşmek arzusundadırlar. Hem bu mülâkat size bir ola, caktır. Buyrun gidelim! dedi. Hepimizin birden gitmemiz doğ ru olmiyacaktı. Ben kalktım, miştir. ettiler. Hep beraber, geniş bir yer işgal etmiştik. Konuşuyoruz: — Nerelisiniz? »— Harputluyum, Elâziz taraf. larından., — Simdi Elâzığ! — Öyle mi.. Duymamıştım, Yanmdaki zarif Oo kadını “ka. rım,, diye takdim etmişti, Kadın da beri taraftan bizi sorguya ge. Yüyör. “İstanbul güzel mi?,, “Ko. ” camm memleketini biliyor musu, | »uz?.. “Atatürk çok büyüka. damdı değil mi?,, “Erkekler ar. tık bir kadın alıyormuş!,, “Türk kadınları güzel olurlarmış,, “Ha. lâ Türk yemekleri yapar ve yer. Dempseyle birlikte komşu masa. Muhakkak bizi çekiştiriminiz!. va yürüdüm. Esmer adam, yerin. (o Şerif, Dempseyin çenesine şa. da bir ahbabmın, samimi bir müş den kalkmış, beni karşıladı, Ve ka tarafından bir hafif kroşe | A terisinin masasma ilişiyor, lâkin kendisini şöyle tanıttı; çaktı, Ben ber ikisine: iki saniye geçmeden, kapıdan giren bir çiftin; — Hello Cek! Diye seslenmesi üzerine hemen, yerinden fırlayıp onları istikbale koşuyor. Bir aralık, öndeki kapı. dan, son derecede şık ve biçimli bir çiftin içeri girdiğini gördüm. Dempsey koştu, kendilerini kar. gıladı. Dempseyden daha uzun boylu, saşlarma kır düşmüş, ei. yah kalın bıyıklı, geniş omuzlu, esmer erkeğin, Dempsey teklif . sizee koluna girdi ve yanımızda. ki masaya kadar, neşeli neğeli ko- nuşarak geldiler; hep beraber 0. turdular, Bir müddet bol bol gül düler, medense, bizim masadan — Korkma ondan, zati müuhip, âza- meti ezici olsa da mağfereti hudutşuz- dur. Hayır ve iyilik aşkı onu bize ka dar indirdi, Davetlilerin keyli bozulma sn diye kudretiyle suyu şaraba dön- dürdü, Boyuna da başkalarını çağırı- yor. Sesi asırdan asra geçerek davetini yapıyor. Bak işte yeni fıçılarla şarap ge #iriyorlar. Aliyoşarım kalbinde bir meşale yanı- yordu. Kendisinin de taşacak kadar do- — Şerifin Benim hayretten ağzım açık kalmıştı, Kendisine hemen türk. çe mukabele ettim. — Benim de Ziya!.. Fakat siz. Daha sözümü bitirmeden hay. ret nazarlarımdaki istifhamı far. keden zeki muhatabım: — Evet! dedi, Ben sizin bir vatandaşmızım, — Ne kadar zamandanberi A. meriknân bulunuyorsunuz? — Otuz sene!. —0!. Pek çok.. — Evet! Öyledir. — Ne işle meşgulsünüz? Muhatabrm türkçeyi unutma . Lâkin ciimlelerine bazan İn. Karamazof Kardeşler Yazan: Dostoyevski Çeviren: Hakkı Sübs Gezgiv © ,,, la olduğunu duyuyor, gözlerinden yaş buşanıyordu, Elini uzattı ve bir çığlık kopararak uyanâr. tilmiş gibi tabuta doğru Karşısında yine tabutu, yine açık pen ere ve ağır, müessir bir âhenkie oku- nan İncil vardı, Fakat Aliyoşa artık dinlemiyordu. Diz üstü uyuduğu bakle kendini ayakta bulmuş. ayakta uyan- muşta. Ansızın bir başkası tarafından £ Hatti bu arada Paisyös Babaya çarpa- — Sizi çok samimi bir arkadaş görüyorum! dedim. Dempsey: — Ol. yes... dedi, Bizim dost. luğumuz Kav'mdaki en kiymetli şraptan daha eskidir. — Eğer, dedim, yumruklarınız kadar da kıymetli ise ona diye - cek yok! Güldüler. Dempsey: — Biliyor inusunuz? dedi, Va. tandaşmız benim hayatımı kur tarmıştır. Varlığımı ona borçlu. yum, Dempsey bunu söylerken Se. rif'in yüzüne minnetle bakiyor. du, Harputlu ahbabım: — Mübelâğa ediyor! dedi. ribirimize hiç bir şey borçlu ve höcreden çıktı, Bu mavi yakutu yürüyordu. rak sarstı. Keşiş, gözlerini kaldırıp de- likanlıya baktı, Ama, galiba halinde bir gayritabiilik görmüş olacak ki, tekrar kitaba indirdi. Aliyoşa, tabutta yüzü a- şık olarak yatan ve göğsü üstünde bir put tutan cenazeye daldı. Ruyadaki se si tekrar duyuyordu. Birdenbire döndü Durmadan merdivenleri indi, Karmâ karışık ruhunun hürriyet ve mesafele- re ihtiyacı vardı. Başının üstünde gök kubbe bütün genişliğiyle yayılıyor, yıl- dızlar parıldıyordu. Tepeden tâ etekle- re katlar barman uğrusu uzanıyor, saf gece bütün dünyayı kucaklıyordu. içinde kubbeler ve yaldızlı kuleler gö- rünüyordu. Evlerin etrafında *on bir bahar çiçekleri, sahabı bekliyerek uyu” rum kl! dedim. Nazik dostum: — Sizi sıkmazsam bir gün ba- çımdan geçenleri bir bir anlatı . rım. Ne zaman İsterseniz büro. ma geliniz! Uzun uzun görüşü. rTüz. Sonra bize gider, Türk ye . mekleri yeriz. — Teşekkür ederim! larmı, Amerikaya gelen "Türk | beder. Çün- pehlivanlarının sergüzeştlerini, | Kü, pudranız gengsterlerie mücadelelerini, fab | cildin tabir rikanm hissedarı olmasını, Demp | yağlı ifrazatını seyle arkadaşlığını, nasıl para İ mas eder. Yeni kazandığını, memlekete hasreti. bir güzellik teğ- ni, ih. biri sayesinde bu halden kurtulacak amız. Kullandığınıs pudra kutunuza bif kahve kaşığı miktar da “krema Köni ilâve ediniz ve karışt” nır, Bu sayede pulse sildin tazeliğini sine mani olur ve zi 4 lığı muhafaza ve idari ») (Devam var) » BUĞUN «mumu; SAKARYA SİNEMASINDA Bi, GARY COOPER 3'i. San'atkâr Markopolo nun Müthiş Maceraları Fransızca Sözlü Süper film i Halihazırda gâyet derece metis ve sizi matlüb nisbette “Xi karıştırılmış pudradi edebilirsiniz. O da ii puğrasıdır. Tokalon kibindeki krema de saatlerce sabit kab“ ve yağmurdan, ne – yi iyyen müteessir min ettiği “Mat, simliliğini bozmaz, 77 rasın; tecrübe (edinif gün zarfında teninisöf ceği güzelliği görünü” »> TANGO 4 ge Bu akşamdan itibaren ilk defa olarak Istanbulda: PARK OTEL.'de En Büyük Musiki Eğleneesi: M. A. Salvadorlu MARİMBA ATLACATL Orijinal Orkestrası Ve Beynelmilel 6 Şirin Caz Muganniyesi LYBIA DiMAS ? al LAMBETH WALK 4 a L 0 N uza HALK © /) Bugün 165 <öiğl ci Yakında: © Halk © TURAN ipi Yl Buyün > (NE arkadaşlarının sörülmei bel gören muazzs” INSAN MARUT (8 dihama mahal kali 1 12 den itibaren am yoktur. Baş, Diş, Nezle, Girip, Romatizma Nevralji, kırıklık ve bütün ağrılarınızı derhal keser. İcabında günde 3 kaşe alınab » 2 âzzam bir musiki her şeyi y affetmek, herkesten kendisi Başkaları için af dilemek iht makla mesuttu. Aliyoşa, toprağa zayıf. bir genç olarak kapanmıft” 5 sotraki günleri için keskif” çetin bir ruhla kalktı. Geçir nın derinliğini anladığı P* y sonra, artık bir daha on Daha sonralar sözlerinin mutlak bir imanla inanarak”, gf — O sağtte ruhum “eahiğe muştu (diyordu. yorlardı. Yerin tssızlığı göğün sessizli- giyle bir &henge bürünmüş, dünyanın esrarir yıldızların mübhemiyetiyle elele vermiş gibiydiler. Aliyoşa, tabiztin bu azametine daldı, sonra biçilmiş bir başak gibi devrilerek sedieye kapandı. Toprağa neden düş- tüğünü, niçin göz yaşlariyle ıslatarak onu öptüğünü bilmiyor, fakat onu dai- ma seveceğini tekrar tekrar söyleyip duruyordu. Dilinden İncilden: “Topra- ğı göz yaşlarınla sula ve sev!..., parça- sı dökülüyor ve bu âyetin ruhunun de- rinliklerinde ses verdiğini duyuyordu. Düştüğü nihayetsiz vecd içinde hiç utanmadan ağlıyor. Göz yaşlarmın, tâ gökteki yıldızlara kadar ulaştığını hiş- sediyordu, Öyle sanıyordu ki, her yil. dızdan ruhuna bir tel gerilmiş, ve mu- Üç gün sonra, müri atıl vazifeni yap, emrini Terek manastırdan ayrildi yeme andıran boşluğun BIRINCI ÇILDIN Epi, a 5 “m “Ee e NA öy b 21 #4 4,8 ” Z Yİ, ZE Li 4 BİLER İzgi, / £ g z > TA / #7 TE EE EE, Aİ AF” 5 TEEEISET, 4 vi ta,