kJ * | J büyük hir işle meşgul “Türk edebiyatınm tarihini i yaptığı işin şimdiki st bir mektep (kitabı aktır; öyle bir mektep ki- ki dört büyük ciltten vücü- gelmektedir ve her cik üç £ elli, dört yüz büyük sahife- “« Bugünkü ders programları" göre de bu dört büyük cilt- birincisi lisenin “onuncu sr ; ötekl üç git te on bi- sınıfında okutulacaktır. Bu betsizlik, Uk bakışta müelli- ölçüsüz hareket ettiği hissi- “asil edebilir; fakat hakikat” bu lise müfredat program- izn istenildiği (kadar iyi edilmemiş olduğunu açık ET. i hakikaten liselerimizin $on oyu ihtiva etmektedir; nite- Agâh Sırrı Levend, bu kıs- üç büyük cilt tahsis et mecbur olmuştur. ebiyat tedrisatı prograjala- bozukluğu yalnız böyle Yedatın sınıflara taksim gek “b inhisar etmiyor; onun için ru ayrı bir mesele olarak ko- iğ Tgih Sırrı Levend, mektep ,gramlarile mukayyet olmıya” ayrıca “Türk Edebiyatı Tar .. isimli bir eser yazıp neş- mek tasavvurunda olduğu # i şimdi cilt cilt çıkmakta o- İ kitabına “Edebiyat "Tarihi “Fsleri,, adımı vermiştir . üclif O“Edebiyat o Tarihi leri,, serisinin plânını çizer- birinci cildi başlangıçtan mata kadarki eski eğebr ayırmış, Tanzimattan pan kadarki yeni edebi 2. da üç cilt olarak yazmağı nmüştü. Bu üç cilt Tanzi- edebiyatı, Serveti Fünun E Bbiyatı ve bugünkü edebiyatı- ünvanlarını taşıyacaktı; böy dört elit tamamlanmış ola- n eski edebiyata ait kr beş sene evvel intişar , geçen sene Tanzimat E- kısmı çıktı, son aylar de “Serveti Fünun Ede- cildi intişar sahasına du. Müellifin bir an evvel düncü cildi de çıkararak e mamlamağa muvaffak ol- dileriz . tebin öteki ciltlerinden in- pi yine bu sütün” hsetmiştim; Şimdi önü- ra ec cildi hak düşüncelerimi de aşağı 4 kaydediyorum: Edebiyat tarihi medeniyet ta” hinin bir safhası olduğu için bette siyasi ve içtimai tarih ie içinde tetkik ve mütalea Pillmek iktiza eder. Agâh Sırrı evend de böyle yapmıştır ve öyle yaptığına da iyi etmiştir. | Bu esası aldıktan sonra ikin- 4dım olarak edebiyat tarihini a büyük şahsiyetlerin, yahut üyük eserlerin etrafında tetkik decekti; mubarrirleri esas ola ak alıp onlar hakkında ezbere, indi, ferdi mülâhazalar lü hükümler vermek artık bir usuldür. O - vin İndir ki Agih Sırı Le rend “e bu yola gitmemiştir. e lebiya tarihini edebi nevilerin 'ekâmlü etrafında tetkik etme- Hi tereh etmiştir; ancak edebi tevileri ve bu nevilerdeki eser leri tetkik öderken onları yüzde “Yeni kitaplar: debiyat tarihi dersleri | Agâh Sırrı Levend'in son eseri münasebetile düşünceler rl Yazan: Refik Ahmet Sevengil edibimiz Agâh Sırrı (da getiren muharrirlerle de alâ N kadar olacağımız tabiidir. Müel- Jif de bu lüzum ve zaruretlerle alâkadar olduğu edebi şahsiyet leri bitaraf bir görüşle tetkik e derek onların sanatları ve kiy- metleri hakkındaki düşünceleri * ni söylemiştir . Ancak bu düşünceleri vesika” landırmak, daha doğrusu şahıs- lar hakkındaki > hükümlerinin mesnedlerini hemen ( okuyucu” tun gözleri önüne sermek için bu sanatkârların eserlerinden de bol bol örnekler vermiştir. Bu örneklerin içinde geçen Arap ve Farisi sözlerinin manalarmı sa- hife altlarına yazmak usulüde hem eserin manasını anlamak, hem de talebeye fazla kelime öğretmek noktalarından İyi ve koyan bir harekettir; |faydalıdır. Müellif, Fecriâti hareketini i edebiyat programı bir (Serveti Fünun Edebiyatının de- . “senesi içine sığdırılmasıns İvamı şeklinde gösteriyor; doğ- imkân olmıyan geniş bİr !rudur; Serveti Fünun devrinde yetişip de o edebi mektebin dı- şımda kalan Hüseyin Rahmi, Ah» met Rasim ve Mehmet Emini elbette milli edebiyatımızın mü" beşşirleri saymak iktiza eder; Agâh Sirri Levend, bu suretle hareket etmiş olmakla da büyük bir isabet göstermiştir. Kitap, baştan sonuna kadar ak ve elden geldiği kadar |titiz bir itina ve sahibini hayli Jeltilmesine çalışmak borç ” |yormuş olduğunda şüphe olmı- yan büyük bir emek mahsulü dür ve edebiyat kütüphanemiz için bir kazançtır. Böyle değer" li bir eser vücuda getiren değer- li mubarriri samimiyetle tebrik ötmek, İlme, İlmi messiye karşı bir hürmet borcudur. Kusursuz denilecek kadar mükemmel bir etüd ortaya koy- muş olan müellif, edebiyat mu- allimidir, smıfta takrir ettiği derslerin notlarımı toplıyarak bu eserine esas yapmıştır; her hal- de bundan çıkmış olduğunda şüphe olmıyan bir küçük eksiği de işaret etmeden geçmiyelim: İBazı sanatkârların doğuş, ölüş tarihleri, babalarının (isimleri kaydedilmemiştir. Bunlar sınıfta ders takrir edilirken unutulmuş olabilir, fakat kitap yazılırken tamamlanmalı idi. Eserler ve &- z debi neviler esas olarak alınmış” tır ama, o serleri vücuda geti- renlerle de alâkadar olmak mec buriyeti bulunduğuna göre, bu alâkayı tam ve kâmil bir suret- te göstermek icap eder. Hüseyin Siyret Özsever ki bü- tün Servetifünun edebiyatının en lirik şairidir, bu olgun hisli Aşık hakkında kitapta ayrılmış olan kısım da pek cüzidir ve bü- yük sanatkârın ehemmiyetile a8 Ia mütenasip değildir. Hüseyin Rahmi Gürpmarm « şerleri hakkındaki mütalealar da benim gahsi düşüncelerime uygun gelmedi, fakat ben Üsta- dm en yakın hürmetkâr ve pres- tişkârı olduğum için bu bahis- te belki de bitaraf sayılmıyaca- gım; çünkü benim rüyet zaviye- me Mazaran üstadımın, her ese- ri mutlaka çok güzeldir, tamdır ve mükemmeldir, Eserinden ön ce şahsma bağlı olduğum Hüse- yin Rahmiyi ben münakaşa ede- mem, Tevfik Fikretin dinsizliği bah- sinde müharriri garip bir telâş we heyecan İçinde buldum: Tev- fik Fikreti seven, onun dinsizli- ğini ilân eden şiirleri karşısında da bir türlü buna ihtimal ver İmek, inanmak istemiyen bir ha- leti ruhiye dostum Agâh Sır rend, bana öyle geldi ki, Pik- retin dinsiz olmasını istemiyor. > |Bence bu iltizam, edebiyat ta in bitaraflığına uygun we ve Eski bir Fransız Nazırına göre Italyanın Cibutiye taa ruz etmek ihtimali var Fransız Başvekili bugün Tunusa gidiyor takviye kıtaları gönderildi Cibutiye 31 (A.A.) — Matbuat İtalyan istekleri hakkında eski nâzırlardan Senatör Lemeri, Le Jour gazetesinde yazdığı bir yâ- zıda İtalyanlarm Cibutiye taarruz ihtimalini derpiş etmektedir. Muharrir diyor kiz Bu faraziye ne kadar delice gö zükürse gözüksün Üzerinde dur- mak icabeder, Lemery, böyle bir vaziyetin derhal icabettirdiği ani ihtiyat tedbirlerini gözden geçirdikten sonra şu suretle devam ediyor; Bu ihtiyatlara müvazi olarak, bütün sahalarda reaksiyonumu- zun ani ve tam olacağını açık bir surette göstermek işin biç bir $e- yi ihmal etmemeliyiz. Belki de bu lok vakitsiz bir telâş addedile- ciktir, Pakat bugünkü dünyada, vaktinde azimli davranılmadığın- dan dolayı ekseriya pişman olu» nur, BAŞVEKİL TUNUSA BUGÜN GİDİYOR Paris, 31 (A.A.) — 3. Daladye, Pazar günü sabahleyin sâât 10 da Toulon'a”gidecek ve 'szat"2.80“dü Toulon'a vasıl olacaktır, Mumai- leyb, orada derhal Foch zırklısı- na binerek Ajaccio(Korsika) yâ hareket edecek ve Pazartesi günü oraya varacaktır, Başvekil, sast 10 da Bastia'ya gitmek üzere tekrar gemiye bine- cek ve saat 14,30 da oraya vasıl olacaktır, B. Daladye, akşama doğru Bi- Balkanlarla Türkiye arasında zerter'e gitmek üzere vapura Di- necek ve sabahleyin saat 3 te ora- ya varacaktır, Başvekile yalnız kalemimahsus müdürü B, Chapler sefakat ede- cektir, i TTALYAN MECMUASININ YAZDIKLARI Koroma, 3i (A.A.) Relazioni İnternatlonali mecmuası, Tunus ile Cibutinin doğrudan doğruya İtalyaya ilhakını istemekte ve sul hün menfaatine olarak Akdeniz- deki siyasi vaziyetin değişmesi lâ» #imgeldiğini iddia etmektedir. Tunusun İtalyanm hayatı için bizim olduğunu, halbuki Fransa için bir hâkimiyet ve prestij me- selesinden ibaret bulunduğunu kaydetmektedir. Bu mecmuaya göre, Tunus me selesi yeni bir Avrupa vücüde ge- tirmekte olan ve icabederse, he- nüz şüphe edenlerin zihinlerini bilfül altüst edecek olan ihtilâlci Roma » Berlin mihverinin tesanüt ve tamamiyetinin yeni bir delilini teşkil etmektedir, Gibuti. hakkında da mecmua; “İabeşistanm en iyi limanının Fransada kalmasının tecviz edile- miyeceğini kaydetmektedir. DALADYE TUNUSA NİÇİN GIDİYOR? Paris, 31 (A.A.) — Relazioni İnternationali mecmuasının maka lesi hakkında omütalealar serde- den siyasi mahafil, Şimali Afrika ile Tunusun Fransa için haiz oldu hava postalari kuruluyor Bir alman şirketi Hükümete müracaat etti Ankara, 31 (A.A) — Maber)mıyacak ve vekâlet herhangi aldığımıza göre, Berlin » Bel-İbir şirket ile de buna mümasil grat hava seferlerini yapmakta|bir anlaşma (anl olan Alman I.nff Hansa hava nakliyat şirketi bu seferlerini İstanbula kadar temdit etmek için hükümetimize bir teklifte bulunmuşdur. Mukabil bir teklif projesi ha- zırlamış olan Nafıa Vekfleti müzakerata girişmek üzere sa- lâhiyettar murahhaslarını gön- dermesin! şirkete bildireçektir. Bir anlaşmaya varılırsa önü müzdeki Ilkbahar içinde Istan- bulun Balkan ve Avrupa mer- kezleriyle hava irtibatı tekrar temin edilmiş olacaktır. Bu şirketle yapılacak anlaş! ma bir inhisar mahiyetinde ol- değildir. En koyu iman ve he yecan merhalelerinden geçtikten sonra kayatm sonunda derin bir boşluk bulan şair dinsizlikte samimi idi. Bunu söylemekten ne çıkar? Niçin çekinelim birşey değildir ki... si Refik Ahmeâ SEVENGİL | ğu ehemmiyete işaret etmektedir- ler, Nüfusu Fransanm iki misli o- an Almanyaya karğı koymak içini Fransanın muhtaç o olduğu asker ve amele harp halinde bu mınta- kalardan gelecektE-, B. Daladye, yarın Tunusa milfi müdafaa na zırı sıfatiyle Fransanm impara- torluğunun tamarniyetini müdafaa etmeğe ve İtalyağra arazi terkin- den ve müstemikelerinde her- hangi hukuki bir imtiyaz bahşıt- dan imtina etmeğe karar vermiş olduğunu beyan ve teyit için git- mektedir. CİBUTİYE ASKER GÖNDERİLDİ Marsilya, 31 |(A.A.) — Bir Se- negal tabu'u Gibutideki Fransız gârnizonlarını gakviye etmek İ üze-” re bu sabah “Sphinx,, ve “Chan- tilly,, vapurlardma konulmuştur, GİDEN ASK8SRLERE NUTUK Marsilya, 31 (Aâ.4.) — On be- şinci askeri mimtaka kumanda” nr General Olry, bugün Cibuti. ya hareket eden Senagal Kıtaa- tmın subaylarıma hitaben söy” lediği nutukta, ezclimle demiş tir ki: İmparatorhuğumuzun tosisin- de müstemleke ordusunun r9- lünü bütün dünya bilir, Binv ” 7 vim ? ancukanuN 139 g | son hi berler öss : Yeni Yıl Yazan He like Gezgin i Kekin a m | içinde. Gazetelerde, mecmualaı En uzun yıla geçtik, da eski ve yeni seneyi başi başka güsteren resimler Geçmis, göçmüş bir len, körpe bir delik, savvur ediliyor. Bir yılda iki kat bie hale g tirdiğimiz zavallı zamanm kaçı: m üstümüzde taşıdığımız hiç düşsnmeden, bu resimleri yapı yor, basıyoruz. lerde İnsan gafletinin açı b örneğini görür gibi ol Yeni yıl, hangi vinç, hangisinde Ömvü, bir çıkışla bir inişten baret sayarlar, Biz, hadi çıkış yerine yükseliş diyelim, İnsan kaçma kadar çikğr?.. yeye, ruha, yüşiyışa, yahut yoksulluğa gör durur. Otuzunda öyle gördüm, ki ellisind. rın yanında delikanlı “ Takma dişli genç rim, ki kırklık bir haz vası, onların yanında turfaş rir, si ğildir, Ama, dün gece, hepsi nikel ve pirinç parıli fında pervaneleşerek lar, şarap ve şampanya | ile yorgunlukları destei lardı, Yağmurlu, bulanık bir başlarken evlerin: Süpelerin ağırlığıyla Geçen yıl ve gelen yıl, bunla» rın hepsi için elbet ayni şey de- ir 3 Ben, bu resin- ği goncaların tadile kokusunu ve. zi Wi elele, göğüs göğüse idiler. Cazbandın gaz bombasına ve : çin fena uyudular. Şimdi. enaleyh bütün dünya bili» ki ©1 İ yüzlerini buruştura buruştara ufak tehlike anında memlek“-| soda ve gazoz içiyorlar. Genç tin davetine derhal fcabe* ©45-|lero uymak gayretiyle tepinmiş« lerdi, Şimdi bellerinde, ayak. yor ki, Fransız topraklarını mü | yarında sızılar var; şakakları ni cektir. Fransa da pekâlâ bili. dafaa, olan vazifenizi yapmaya her an hazırsınız. Sizlere itlma- dımız vardır. ——— hava nakliyat şirketlerinin de müracaat edecekleri zannolun- maktadır, Anlaşma takdirinde bunların muayyen hudut kapılarından zonklayor. Adaleleri pelteleş miştir, Bunların hangi bep yeni yıllarını kutlulayalım? Bir Bu İş İçin diğer beynelmilel İyeni senenin, onuzlarma çiğ İgibi düştüğünü gördükten son > tebrik, alay manasına gel oz mi?, Sonra bu yıl başı da Allah kına kimin yıl başısıdır? İsanm ri m? İnsanlığın mı7?,. Ben, iki geçmek ve muayyen güzergâh-| sine de alışamadım gitti. lar takip etmek suretiyle yol- cularını garpta İstanbul, nuyta Adana, şarkta ön Yana ce caktır. Günlerin peşinden : Geçmiş ve gelecek Insenlarm bir kısmı daha ziyade geçmişi, bir kısmı geleceği düşünürler, İstikbalde ümitleri olmıyanların mazi- de teselli aramalarını tabit bulmalıdır. Merhum şair Ahmet Haşim bir şiirinde; Bize bir zevki tahattur kaldı Bu sönen. gölgelenen dünyada. Demişti. Nasıl ki eski bir Türk şairi de: Geçmiş olur ki hayali cihan değer şöyle diyor: Kya ap ır, Fakat asıl hayat adamı Bu sözlerden herbirinin kendine göre bir kaymeti var. Mısrat ile geçmişe olan bağlılığını terennüm “etmiştir. Fakat ayni zamanda gair olan meşhur İran filozofu Ömer Hayyam bu fikirde değildir. O rubailerinden birinde — Madem ki bu dünyanın gidişini istediğin gibi çevir mek senin elinde değildir; yıldızların hareketlerine bakarak istikbal hakkında ahkâm (çıkarmağa ne lüzum var? Ben hayatta oldukça iki güne asla ehemmiyet vermem: Biri geçi ez Şişman v şişman duvarlarda duran yeni takvimlerin telli dus vakları, sırmadan bir bar per- getirebilmeleri mümkün Ol4-| gesi gibi kalkıyor. Mağa öyle | geliyor, ki insanlar ii birli) te bu perdenin altından g hayat sahnesine çı Yeni yılı şuna b mektense, milletin la olmasını, bizi ra, başka başkı lere eriştirmesi ha uygun buluş Geli Gumhurre Ankara, 31 (A hiliye nazırlığı ryori İN