Ankara Şehir Meclisi âzalığı.. Kaç gündür ki, yeni Türkiye- nin her tarafında belediye seçimi hazırlıkları ve Ankara ve İstanbul - gibi şehirlerinde de azalıkların dedikoduları devam ediyor. Ni - hayet C. H. F. İstanbul idare he - yeti; İstanbul şehir meclisine aza olacak namzetlerini ilân etmekle bu tatl: ve ümit verici dedikodula- ta başka bir yön vermiş oldu. Fa- kat bu çeşit dedikodular Ankara- da: — Acaba kim aza olacak? — Filan da olacak mı? — Filânı da alacaklar mı? Gibi lâkırdilar, sürüp gitmekte bir çok hususi meclislerde, o aile toplantılarında bahsin esasını teş- kil etmektedir. Çünkü henüz An- karada C, H, F. sözünü söyleme- miş yani namzetlerini ilân etme- miştir. Diğer taraftan — geçen-! lerde Vakıt'ın Ankara havadisi 6- larak yazdığı gibi — burada bele- diye meclisine aza seçilmek için namzetliğinin konulmasını isti - © yenlerin sayısı gerçekten yüzleri çoktan aştı. Dün bir gazeteci ar- kadaşım bu müracaatların çoğu" | nün doktorlara ve avukatlara ait bulunduğunu söyledi. Bir diğer tarıdık ta müracaat yapanlar ara- sında bir iki müsevi vatandaşın da bulunduğunu haber verdi. Bütün bu hareketler, vatandaş- lığın pek tabii birer hakkıdır ve bu hakkın yeni ve'inkılâpçı Türki- © vede mukaddes tanıldığı mutlak > olduğu ve üzerinde hiç kimsenin “asit bir'iştibah bile duymıyacağı Sekbellidir. Yalnız yüklenile - cek vazifenin güç olduğu, bu işi tamtamamına başarmak her baba yöitin kârı olmadığı söylenebilir. Bir kere Ankara şehri işlerinin İstanbul şehri işlerinden farkı var- “dır. 1927 deki sayıma göre nu- © fusu 540.772 olan İstanbula naza - tan, 74.533 nufuslu "Ankarada be- “lediye ve şehir işleri daha güç ve daha şümullüdür. İstanbul ne'de — “olsa kurulmuş bir şehir olduğu i* © çin orada şehir ihtiyacına karşılık işler; yeniden vazedilmekten zi - yade mevcudunu iyi bir (e şekilde a — işletilmek veyahut ıslâh edilmek, “ veya yeni yeni ilâvelerle daha mü- > Kemmel bir hale konulmak keyfi- © yetindedir. Halbuki Ankara, ye - “ öiden kurulan bir hükümet mer - 'kezi, yeniden vazedilmesi icap e » (Bag tarafı 3 İnci sayıfada) darpaşadan © Bağlarbaşına ka- dar olan hatların (öteden beri (o seyrüsefere (oaçık (o ol © duğunu — biliyorsunuz ; bun - - Jara ilâveten Haydarpaşadan Ka- © dıköyüne, Kadıköyünden Bostan- © cıya, Kadıköyünden Modaya ve Kadıköyünden Fenerbahçeye bi - © ver hat yapılması kararlaştırılma- © Os üzerine mayısın ilk haftasmda © ameliyata başladık. Önce Kadı- köy — Haydarpaşa iltisakı temin “edildi ve bir eylülden itibaren iş- enmiye açıldı. Sekiz kilometre uzunluğunda olan Kadıköy — - Bostancı hattını da bitirmiş bulu- nuyoruz. K Bu akşam Bostancıya © kadar © #ramyayla gidip geldik, son tec- ibe muvaffakıyetle yapıldı. Bu © ÇMatta tramvay arabaları bir teşri- omievelden itibaren - muntazaman Ee NE e a A Yazan: Kadri Kemal den bin bir çeşit işlere, bir sürü | ihtiyaçlara iftikar o gösteren büyük bir şehir nüvesidir. Hududu mütemadiyen genişle- mekte olan bu şehirde, yer yer ku- rulan mahallelerinin tanzimi, ye- niden açılan yollarının . inşası, mevcut caddelerinin ıslâhı, suyu - nun, ışık ve nakil © vasıtalarının halkın ihtiyacma kâfi ve modern bir şehire yakişacak şekilde temi- ni ve nihayet medeni insan için e- saslı ihtiyaçlardan olan oparklar, bahçeler, sinemalar gibi lüzumlu bir çok şeylerle Ankarada şehir- cilik muazzam bir mesele ve tabit olarak şehir ve belediye (azalığı da o nispette ağır ve meşuliyetli bir vazifedir. Bu her şeyden evvel esaslı bir bütçe meselesi olmakla beraber, ihtiyaca tekabül edecek gelir yol- larını en muvafık bir şekilde ara- yıp bulmak ve onu plânlı bir su- rette kullanabilmek te (nihayet bir ihtisas işidir. Bu suretle yeni kurulan ve her şeysiyle modern bir biçimde te - melleşmiye başlıyan bu şehrin hu- susiyet arzeden işleriyle uğraşa - cak mecliste âza olmak, tekrar e- delim ki, mühim ve ağır bir vazi- feyi yüklenmek, tarihe, buduna ve nihayet inkılâbın şerefli mer - kezi hükümetine karşı çok mes'ul bir mevkide bulunmak demektir. Bununla beraber bu mecliste if) Sabah samazı —TAKViM Faraned SALI a || Güz doğuşu SİT Gün basi 17.34 sw Öğle nanay Teindi Bümanı Akşam samazı Yatsı namaz İsak Yılın geçen gönleri Yılın kalan günleri Bugün 923 Khz, BÜKREŞ, 364 m. | 13-15 Gündüz neşriyatı, 18: Hafif | 9: Haberler. 19.15: Radyo or. | kestrası. 20: Üniversite radyosu, 20.15: Plâk. 20.45: Konferans, 21: Oda mu -! sikisi. (Sarvaş kuarteti) 21,30: Konfe- rans. 21.45: Taganni. 22.15: Harpa mu sikisi. 22.45: Haberler. 23.15: Kahve » 223 Khz. VARŞOVA, 1345 m. 18: Piyano konseri, 19.25: Musaha- be. 18.35: Hafif musiki o plâkları. — Muhtelif bahisler. 19.15: Piyano refa- katiyle keman konseri, — Musahabe. 21: Hafif musiki, 21.45: Haberler: Ha- ve saire. 22: Konservatuvardan nak «| len: Klâsik konser. 22.45; Konferans. | 23: Reklâm ve konser. 23.15: Dans mu- sikisi. 24: Musahabe, 24,05: Dans mu- sikisi, 545 Khz. BUDAPEŞTE, 550 m. 18.35: Tayannili konser. 19.10: Al » manca ders, 19.45: Britanya otelinden cazbant. 20,40: Karışık neşriyt. 22,30: Haberler. 22.50: Sigan musikisi. 24; | Plâk. 841 Khz. BERLİN, Tegel 357 m. 19.30: Trio flüt konseri, 20.20: Mu - sahabe. 20.40: Aktüalite. 21: Hpberler. 21.10: Hafif musiki. (Valdemar Has takımı.) 21.50: Tagannili (kon: 23: Haberler. 23.20; “Afrika geceleri, Yugoslâv âyan âzaları Dün Meclis Reisimizi çalışacaklarda gene başka bir ta- kım vasıflar da aramak icap'eder. Gerçekten milli ülküden < haberi olmıyan, aczi ve belki de geçişin- de karanlık hatıratı bulunan her hangi bir kimsenin, Ankara bele - diye meclisine aza olması, yal - nız Ankaralılara değil, bütün memleket münevverlerine ve fır - ka mensuplarına bir nevi ıstırap menbaı olacaktır. Cümhuriyet halk fırkamızm kimleri Ankara meclisine namzet göstereceğini henüz < bilmiyoruz. Her el attığı işte isabeti olan fır - kanm, Ankara belediye meclisi - nin bu büyük iş mes'uliyetini o - muzlarında taşımıya kudretli va - tandaşları ayırt ederek namzet göstereceğinden ve doğruyu gören halkımızın da bu namzetlere rey ve salâhiyet vereceğinden şüphe - miz yoktur. Bostancı | tramvayı işlemeğe başlıyacaktır. Şu halde Kadıköyü şebekesinde bir ay fa- sıla ile ikinci hattı açmış ( oluyo- ruz. Bu hatta mıntakalar (şöyle tesbit edilmiştir; e Kadıköyünden Yoğurtçuya, Yoğurtçudan Fener- yoluna, Feneryolundan Cadde- bostanına, Caddebostanından Su- adiyeye, Suadiyeden Bostancıya kadar © olan kısımlar birer mm- taka sayılmıştır. e Kadıköyünden Bostancıva ikinci mevki on, birin- ci mevki on iki buçuk (kuruştur. Tramvay tarifesi, vapur yolcula - rmı alacak, içeriden gelecek yol cuları vapurlara yetiştirecek se - kilde tanzim edilmiştir. Fenerbahçe hattı da Kalamı- şa kadar döşenmiştir. Kadıköy Fenerbahçe ve Kadıköyü — Altı- yol ağzı — Moda kısımlarını da aym yirmi dokuzundan evel bitir- ziyaret ettiler İstanbül, 30 (A:A.) — Türk tieslektaşlariyle temas etmek ve iki yüce Balkan devletini biribiri- ne bağlıyan dostça bağları sağ - lamlaştırmak maksadiyle (sureti mahsusada, ve reisleriyle birlik - te İstanbula gelmiş olan o Yugos- lav âyan ve mebusan (meclisleri murahhas (heyetleri, Yugoslav millet ve parlamentosunun Türk milleti ve onun ulu önderi Gazi Mustafa Kemal Hazretleri o hak- kında besledikleri dostluk ve sar- sılmaz bağlılık © duygülârmı res- men teyit etmek ve bu suretle, An- kara ve Belgrat (o hükümetlerinin şarki Avrupada sulh yolu ile dü- zen ve ileri gidişi sağlamak üze- ze kurdukları anlaşma ve birleş- me eserini kuvvetlendirmek için bugün, hep bir arada, Türkiye B M. Meclisi Reisi Kâzım Paşa Haz- retlerini, Dolmabahçe sarayında ziyaret etmişlerdir. —— “İş bulacağım! ,, diye aldatmış Taksimde, tütün deposunda çalışan Ahmet, arkadaşı Aliye iş bulacağımı vadederek kırk li- rasımı almıştır. Alinin şikâyeti üzerine Ahmet yakalanmıştır. | ea a miş olacağız. Kadıköyü şebekesi cereyanı kuvvetlendirmek için Altıyol ağ- zında yapılmakta olar muhavvile merkezinin inşaatı da yakmda bi- tecektir. Cümhuriyet bayramı gü- nü bütün Kadıköyü şebekesinin inşaatı bitmiş olacak ve o gün kü- şat resmi yapılacaktır. Ismarladı- ğımız yirmi yeni arabadan seki- zi evelce gelmiş, işlemeğe başla” mıştı, öteki on ikisi de gelmek ü - zeredir. 3 , 2 Dünya Alevlenirse.| Çeviren : A. C, yn Yazı Nu.sı: Y Bu sahilde kalan ve Japonların il ilk hücumlarına o kadar maruz kalmıyan rus tanklarının ve mo « törleştirilmiş süvari bölüklerinin topları mümkün olan süratle Ja - pon tayyarelerini ateş altında bu- lunduruyorlardı. Şimdi Japonlar ikinci hücumlarını bunlara tevcib i etmişlerdi. Etraflarındaki rus mer mi yağmusuna aldırmıyan büyük Japon tayyareleri bomba bomba üstüne yolluyorlar ve toplu bir bal- de mermilerini © yağdırıyorlardı. : Bu sırada birkaç Japon tayyare$si mabvolursa ne zararı vardı, Mat- lup olan netice hâsıl olmuş, düş - manın harp kuvveti kırılmıştı ya! Japon tayyarelerini şimdi tank taşıyan tayyare filosu takip et - mişti, Bu tayyareler daha geriler- deki ovaya zırhlı ağırlıklarını in - dirmişlerdi. Bu aralık bu tarafta dahi sis kalkmıştı. Şimdi müdafaa halinde olan Ruslar ne vahim bir vaziyette olduklarını tamamiyle görüyorlardı, Ruslar evvelâ Japon ların yalnız bomba ile hücum et- tiklerini zannederlerken şimdi en büyük tehlikenin üzerlerine doğ - ru gelmekte olduğunu anlıyorlar» dr. Çünkü bir taraftan üzerlerinde çevik avcı tayyareleri uçarken di- ğer tarafta tank taşıyan tayyare İ ler korkünç tanklarını yere indi - riyorlardı. Ruslar herh&igi noktada he « nüz mukavemet edebiliyorlarsa avcı tayyareleri bu mukavemeti kırmıya çalışıyorlardı. Mukave - met'eden kuvvetler ise “süvarinin seri ateşli toplariyle geçide yer » leştirilen mitralyozlardı, Japonla» rın mermileri ve bombaları top mevzileri ve efradı üzerine müte « madiyen yağıyordu. Telef olmı - yan ve yaralanmıyan efrat için bir sipere sığınmaktan başka çare kalmıyordu. Rusların zırhlı otomobillerinin yalnız bir kısmı tayyarelere karşı muvaffakıyetle ateş açabilecek bir halde olduklarından ve diğer toplar şimşek gibi yer değiştiren Japon tayyarelerine karşı müessir bir ateş âçacak vaziyette olma - dıklarından Japonların tank tay- yareleri oldukça emin bir surette tanklarını yere indirmeğe muvaf- fak oluyorlardı. Japonlarm gayet muntazam manevralar (yaparak evvelâ en yollü tanklarmı yere bı- rakmişlardır. Bunlar derhal geniş bir mahrut şeklinde ilerlemeğe başlamışlardı. Bu mahrutun ucu Rus mevzilerine müteveccih bulu- nuyordu. Bu tank tayyarelerinden üçü. daha havada iken yere düşürül - müştü. Tayyareleri taşıdığı tank- lar koyu yeşil büyük kaya parça- ları gibi havadan yere: düşerek müthiş tarakalarla patlamışlardı. Çatlıyan tank zırhlarmın arasın - dan simsiyah ve gayet kesif bir duman çıkıyordu. Daha gerilerde, ovanın yukarı taraflarda büyük tanklar yere indirilmişti. Üzerle - rinde yeldeğirmeni pervanesi gibi birer pervane olan bu tank tayya- teleri ağırlıklarını yere bıraktık - tan sonra süratle havalanıyorlar ve bomba layyareleriyle avcı tay- yarelerinin bir kısmı: tarafmdan bimaye edildikleri halde cenuba doğru uçup kayboluyorlardı. Şimdi muharebenin son kısmı başlıyordu. Bu son kısımda düs * manın mukavemeti tamamiyle k” | rılacaktı. Şimşek süratiyle hareket eden, ateş püsküren O tayyareler ortadan çekildikten sonra Rut mevzilerindeki hayatın büsbütün sönmediği görülmüştü. Filhakika şuraya buraya gizlenmiş olan sü” vari müfrezeleri tamamiyle tahrip edilmiş, nalları havaya dikili ağıZ“ | ları bir karış dışarıya fırlamış yi” ğım yığın beygir leşleri etrafı del durmuştu. Gaz maskeleri olmıyan efradın büyük bir kısmı zehirlene” rek ölmüştü. Bir kısmı bombalar” la parça parça ve bir kısmı da mitralyoz kurşunlarile delik de* şik olmuştu. Zehirli gazler yeşi * limtrak bulutlar halinde hâlâ © havaliyi tariyordu: Bu mıntakaya yalnız ölüm hâkimdi. j Daha yukarlarda, batarya mev* zilerinin olduğu yerlerde mitral - yozlar ve bombalar gaz torpille * rinden daha ziyade tesir yapmı#” tı. Bataryalarm üçü tamamiyle is” kât edilmişti. Efrat toplarmın ba$ ucunda durdukları vaziyette ölüP kalmışlardı. Bir mühimmat depo” sunun kapısı önünde askerlerdefi birisi bir taş heykel gibi dimdik duruyordu. Bu ölü askerin oldu * ğu yere yıkılmasına büyük bir a. parçası mâni olmuştu. Şimdi asker elinde beyhude bir bomb# tutuyor ve sönük gözleriyle v3i lara doğru bakıyordu. Diğer bataryaların efradında ancak birkaç kişi kurtulmuştu: ralıların adödi pek azdı. Çüi mitralyozların ateşi ve bombalar nereye isabet etmişse orada tam | iş görmüşlerdi. i Dağın sırtmda bulunan kıt'a * | lar harp kabiliyetini muhafaza İ etmişlerdi. Ancak mahfuz bir hal | de bulunmryan alev püskürücü & * letler harap olmuştu. Japonlar 18“ İ rafından atılan zehirli gaz bom * baları dağın sırtına tesir edeme * mişti. Çünkü gazler, tesirlerini i€* ya etmeden evvel rüzgâr tarafın * dan süprülüp götürülmüştü. i (Devamı vat) Ankarada irdevsi için bir merasim yapıldı Ankara, 30 (A.A.) — Bugün Büyük İran şairi Firdevsinin bi- ninci yıl dönümü münasebetiyle | saat 15.30 da Ankara Halkevinde maarif vekili Abidin Beyefendi - nin riyasetinde bir toplantı yapıl- i mış ve Ankara erkek lisesi müdü- rü Necmettin Halil Bey şair Fir - devsinin şahsı ve büyük eseri olan Şehnamesi hakkında iyi bir tetkik mevzuu olan bir hitabede bulun” muğtur. Toplantıda hazm bulu * nanlar üzerinde iyi bir tesir bıra” kan bu hitabede kardeş İran mil” letinin büyük şairini tebcil vesile” siyle samimi duygularımız izhar. edilmiştir. Toplantıdan (sonra bir salon orkestrası güzel parça” lar çalmış ve haziruna çay ikram edilmiştir. Toplantıda birçok omebuslar, maarif vekâleti erkânı İranın An kara sefareti ikinci kâtibi, mual- limler ve kalabalık münevver kit” ri neu)