çe $ — VAKIT 3 EYLÜL 1934 Ankaca mektupları Bozkırda bir yolculuk.. —i Bir çok Ankaralılar gibi de o cuma sabahın yedi buçuğun- da Çankırıya gidecek trene | dim.'Fakat ben Kalediğe kâra istasyonun çukta g T An yedi bu tvdi har onlarda biraz ge yaz g ler yer bu lamamıslare dorlarda d kendime an pençeresin- bol ziyasiyle, temiz doluyor ve b'z, yaş - wiz ikinci mevki kompar - unda biraz eksik ka- mahmurluğunu ıyoruz Fakat ; Bencereden yalnız gü - ş ve hava değil; şarapnel | tanesi gibi kıvıleım ve kömür par- | çaları'da şiddetli k Refikam buna mani olmak için pençerenin kafesini kaldırdı. Fa » | azaldı ıl çeri akiyor, suratımıza r kamçı gibi çarpıyordu da ziya ve , trön yolunun ve Boz” kırın güzel manzaralarını gör - mekten mahrum kalmıştı. Kala - balik “bir trende yerimizi değişti- rerek, daha arkalara gitmeğe de imkân yoktu. ta bekliyordu: - Çaresiz Kaleciğe gidirciye kadar bu hale katlan - mak lâzımdı. Çok sürmedi. Tren Küçük Yozgat istasyonunda durdu. Pen- cerenin kafesini indirdik. Pem- be, bol bir ve ciğerlerimizi şişiren toprak kokulu taze hava yüzümüze çarptı. Trenin kalaba- İğr hemn istasyon sahasm, mişti. Bir çoklarıda su, üzüm, armut, ekmek satıcıları ile alış Bir saticr hile yapmiş olacak ki, yolculardan bi- | Tisi, birinin yüzüne doğru sert sert bakarak bağırdı: Yahu nie insafsız adamlarsınız; Birçok yolcu ayak ziya a in» | , veriş ediyorlardı üzümlerin altma çürüklerini yer- leştirerek doldurmuşsunuz.... Satıcı hiç te oralı değil, pişkin bir bakışla müşterisini süzerek ve süzülerek gitti. Zavalli yolcu, ticaret ahlâkmdan haber- kese kâğrtlarmı öylece çekilip dar olmıyan bir satıcıya, beyhu- 'de yere çıkışmıştı Bozkırın Yozgadından büyük bir ovayı geçiyorüz. Tel- graf direklerinden başka sivrilmiş tek bir şey yok. Buralar, insana bir çöl hissini veriyor at dokuzu çeyrek geçe tren Irmak Sstasyonunda durdu Burada Çankırıdan Ankaraya giden trenle karşılaştık. O tren- de de yolcular tıklım tıklım.. Belli ki halk bu trenlere çok rağ- | Fakat bu rağbete | sonra ortada Bet gösteriyor. arşı, bana kalırsa Demiryollar | iki ini istemek lâzımdır: Bu“ şeyi beklemek, Yazan: Kadri Kemal lerin biraz daha ucuz tabi bir rifeye tutulması, ikincisi; İSTANBUL 1430 pik, 19 İ Türk musiki ta“ | srt Cemi, M8 bu trenlerde daha fazla temizliğe | İ itina edilmesi Hele bu i mak zaruridir cisini mutlaka yap- ben benim gibi bir çokları bü halden l çok r O gün ve ztırap duymuştuk. Bir defa sunu kaydetmek lâzımdır ki; bu trenlerin birinci ve ikinci mevki - lerinde fark yalnız kadifelerin renginde kalıyor. Temizlik her iki tarafta da göze batar şekilde nok» sandır. Demiryollarının kıymetli | Ankara mektubu 2 | İbrahim Kemal Beyin küçük bir himmetiyle bu noksa - nın telâfi edileceğine müdürü hiç şüphe etmem. bir noklaya işaret etmek isterim; ge- Burada sırası gelmişken, çenlerde bir arkadaşım dönüşü görüşlerini anlatıyordu: Bir aralık Pire Atina arasmda İ in neşriyatı i İ tonik konser Avrupa | Yunanlıların işlettikleri elektrikli | trende en yüksek ücretin paramızla 6.5 kuruş kadar tuttu- #unu söyledi. Halbuki bizim Ga- | zi Çiftliğine cuma günleri işliyer tenezzüh trenlerinin yolcu tarife - İleri bü hisbetten çok dahâ yükiek- tir. Hem bu yolun Atina niyor bizim | Pire | arası kadar uzun olmadığı söyle - Irmak istasyonunda on dakika | kadar bekledik.. Burada sahanın bir yeşillik, biraz dalgalı bir ara- zi gözlerimizi okşuyor. Karşiki dağ sırtlarına yaslanmış kayaların ! retigi bilö bağl! Filyos hattı buradan Trenimiz Kayseri hat- Irmak ayrılıyor. tını sağda bırakarak şimale doğ - ru yoluna devam ederken, Kay- seriye giden hattın demir renkli İ bam başka bir güzelliği var. Bol | kayalıklar arasında kaybolduğu - | Fakat artık loko- tozları ve kıvılcım nu görüyoruz. motif kömür savurmuyor. Biraz sonra Kızılırmak görü * nünce, yolculardan birisi: — Şimdi yanmdan geçeceğiz. Dedi. Hakikaten çok geçme - den tren Kızılırmakla geldi. Ağaçsız, bodur tepelerin arasından kıvrılarak akan Kızıl - wmağın yatağı, sanki kızıl kumla döşenmiş gibi... yan yana Kızılırmak sahili hep güzel, hep yeşillik ve biraz da ağaçlıklı geçiyor. Sahilde otlayan beyaz tiftik kecileri zaman zaman tren» | den ürkerek çil yavrusu gibi dağı» | yor ve sonra görünmez bir cezre tebi olarak tekrar etrafına toplanıyor, kızıl kumları çobanlarının cevreliyen otlaklarda kümeler teş kil ediyorlar. Çobanlar sürüleri nin bu med ve cezrine o kadar a- aşkım ki. Hiç aldırış yorlar.. Kızılırmak, Kaleciğe yakım bir yerde yedi gözlü büyük bir taş öprünün, bugün ancak bir tek tamamlamadan bile etmi- gözünü akıyor. | | yayıldığını söylediler. İ ğiz. affer Ve Verie Vedia Riza hi 21 Ateş - Güneş Mlühünden mü Orkestra karişik Kha, BÜKME 1180: Din 2: Öğle konseri, 18: neşriyat, Lia Piâk. 13. Musahabe. 14 Dini 15: Bioder (0: Pik. 17 Misi. 19: Haberler Üniversit Alen andan 81 Dans 18.15: 7 Pik. 2045 2040: Mme Alda Hela tar 21: Spor, 2110: Ken Radyo orkestrası berer 298 Khz. VARŞOVA * Dans Hayıt » 1945 m. 18.50: Musahınbe, 20 Müusahahe, 21 31.451 Mahtelit ki - Popüler sen bahisi »2. 45: Musa Kembergtan neşeli noşryat, * Rekli ve Musahabe - BO H — Dansın RSA > Nukut (Satış) ) * Viyana stikrazlar Tuğyân zamanlarında bu köprü < nün kenarlarından taşarak etrafa Bu önüne geçilemiyen yayılışm bir çok za - manlar, sahildeki üzüm bağları- nı bir haylice tahrip ettiği de olur- muş. Biraz sonra Kaleciğe yetişece- Fakat Anadolu kırlarında, İ bilhassa sabah gezintisinin unu - Gerçek- ten bu gezmenin hususi bir zevki var, tulmaz hazzı içindeyiz. her yer- Ge - Bu müstesna zevk de duyulmıyan bir zevktir. çenlerde Yabanabat gezintisin - den Ankaraya d Ziraat Vekâleti müsteşarı | Beyefendi b'r aralık röylemisti: — İnsan bü güzel yerleri g dikçe memleketini daha çok #svi- yor ve daha başka bir gurur du- i yuyor. Kadri Kemal muhterem Nazi lsveçli mühendis Malstroin ise heyecanla demişti ki: “Adam sen de hep İngilte » reden bahsedersiniz. Siz Rusların işin ehemmiyetini lâyrkıyle takdir Burada edemiyorsunuz mevzu olan bir şey vardır: O da ya biz - ler, yani beyaz ırk ve yahut Japon | lar, Çinliler ve sairleri, sarı irktir. Bu işte tek bir devletin men faat yani aya atılıyor.,, Mühendisler aralarında bu su * retle konuşmaktalarken birdenbi - un hoparlöründe: “Dikkat, dikkat!,, sesi işitil Krasnoyarsk'taki radyo merke t bir sada ile şu haberi ver- meğe başladı S Itıdan beri bir Japon | filosu livostok bombardıman ediyor. Karaya as - ker Mütead- dit Japon tayyare filoları orada istihkâmlarımıza bombalar attı ve kışlalarımızı zehirli gazlara bürü- çıkarmağa çalışıyor dü. Japonların. hücumu İ kadar defedilebildi. Fakat saat on dokuzdan beri yeni bir haber alı - | namadı İşte harp böylece başlamıştı. Ne nota taati edilmiş, ne harp ilân İ olunmuştu. Japonlar bir emri vaki En İ müthiş vasıtalara malik olan yeni ve en iki İ yaprvermişlerdi. devlet artık çarpışıyorlardı. Rus kuvvetleri mukavemet et » | mek istemiyerek geri çekildiklerin den Vladivostok limanı Japonlar İ tarafımdan işgal dilmişti. Bu lis anla beraber sahil eyaleti olan Habarovsk dahi Japonların eline | geçmişti. Japonların bomba tayya releri Blagoviyçensk'in bir anda bir harabe yığınına çevirmişlerdi. Mançukuodan ilehliyen Japon as- İ kerleri Amur'u geçerek Şarki Çin Demir yolu istikametinde Bayka- listan'a doğru yürüyorlardı. Bütün harici Mongolistan alev- | ler içinde kalmiştı. Kobdo ile Ul- | yassutayda bulunan Rus garnizon | ları kısa bir mukavemeti mütea - | kıp Oralardaki Avrupalılar öldürülmüş ve evleri püskürtülmüştü. İ yağma edilmişti. Yalnız Urgada bulunan motör- | leştirilmiş; Rus fırkası şimşek sür- atile harekete gelerek tayyare fi > lolarmn yardımile Mongol kuv- vetlerini geri püskürtmeğe ve şeh- ri istirdada muvaffak olmuştu. Fakat orada bulunup ta Rusların zırhlı otomobiller ve mitralyözler- İe teşkil ettikleri müdafaaları hat“ İ larmın gerisindeki Rus kolonisine | | edem- | vakit ve zamanında iltica yen Avrupalılar dahi öldürülmüş” lerdi. Mongollarıni ruhani reisi olân Hutubtu hükümetile beraber | hiç bir iz bırakmadan kaybolup git- İ mişti. Urgada yaşıyan on bin La - ma rahibinden yalnız bir kaç ta - nesi kalmıştı. Eski bir Çin şehri 0- ian Maymaçideki Japon tacirlerin de bunların hepsini bir anda yutmuş- tu, yok rahiplerden bir İ çoğunun yaptığı gibi Tola ovasını manastırlara sa onlar, göçerek dağlardaki İsmi iltica etmişlerdi? Buna dair hiç bir haber yoktu. Mongolların Boran dedikleri müthiş bir kasır - ga bir kaç gündenberi dağları ve stepleri kasıp kavurduğundan tay yarelerle istiksaf yapmak müm - | kün olamıyordu. limanımızı | şimdiye | » de eser kalmamıştı, Gobi çölü İ rinden ilerliyordu. Çeviren : A. C, am, Yazı Nu. Radyo dalgaları Vladivostok hücumunu ve Uzak Şarka dair ye- ni harp haberlerini hergün arz ü- zerine yaymağa başladığı zaman bütün dünya kulak kabartmıştı. Bir taraftan devletler arasında no talar taati edilirken, gizli mukave leler akdolunurken, bir devlet ö - edici vermekle meşgul olurken bütün bü bür devlete teskin teminat yük devletler gizliden gizliye sefer berlik yapıyorlardı. Bir takım se- bepler ileri sürülerek ihtiyat asker ler silâh altına alınıyor, cephane fabrikalarında çalışan amelenin adedi arttırılıyordu. Yola vapurların kaptanlarıma vapur sir çıkan | ketleri tarafından mühürlü zarf - lar içinde gizli emirler veriliyor» du. Sivil tayyare şirketleri seferde bulunan büyük asri tayyarelerini birer birer geri alıyorlardı. Bütün istihbarat idareleri, daha doğrusu | casus teşkilâtı, gerek hükümetler, gerekse doğrudan doğruya Harbi- ye Nezaretleri tarafından idare e- dilerek, hummalı bir faaliyetle ça- lışmağa başlamışlardı. Bankalar ve tasarruf sandıkları tediyatı a » İ zaltıyorlardı, Sigorta şirketleri ise primlerini yükseltiyorlardı. Kim- yevi maddeler yapan fabrikalarla İ barp sanayii hisselerini birden bi- | re çok rağbet görmeğe başlamış - tı. Bazı korkak ve yalnız kendi ne fislerini düşünen kimseler o şahıs- larını ve paralarını saklamak için sulh ve şükünet içinde kalabile- ek bi mlekel y Gazete muhabirleri ve sinema şirketleri harp sahnelerine uçuslar | hazırliyorlar ve birbirlerine reka- İ bet için bin çareye baş vuruyor - Fakat harp sahneleri o ka- dar geniş idi ki orada rekabetten korkmadan her gazete muhabiri ve her sinemacı kendisine mahsus lardı. enteressan bir faaliyet sahası bula» bilirdi. Japonya tarafından yapılan bu ani hücum, uzun zamandanberi Tokyoda hazırlanan Uşak Şark u- mumi kıyamı için bir işaretti. Bu kıyama Rusya hududunda bulu - nan bütün Şark milletleri iştirak ettirilecekti. ' Hazer denizinden Amura kadar bütün milletler Ja- ponyanın yardımile Rusyaya kar- şe ayaklanacaklardı. “Büyük islâm milletleri ittiha- dı, etrafındaki memleketleri bir anda bir araya Bu hareket ayni za - manda hem Rusyayı, hem İngil- tereyi, bem de Çini tehdit edi» yordu. Harp cephesi bütün Mon- i golistan, İ zak Şarktaki Rus arazisi üzerin » İ den uzanıp gidiyordu. Bu muaz- İ zam cephe aşağı yukarı beş bin Pamir bütün toplamıştı. şimali Mançuri ve U - | kilometre uzunluğunda idi. Bü- tün Asya adeta alevden bir çem»- | ber ile çevrilmişti! Şimal eyaletlerini kaybetmesi ve dahili kargaşalıkları yüzünden zayıf düşen Çin devleti, üç tara- | fendan ihata edilmiş olduğu halde İ Japon — Mançuri kuvvetlerinin bücumlarma kalmaktan | başka bir şey yapamıyordu. Bu | bücumlar, Vladivostokun suku » İ tundan ve sahil eyaletinin zaptın- dan sonra Sarki Mongolistan üze- seyirci (Devamı var)