15 Eylül 1934 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 6

15 Eylül 1934 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ü Pr : # T ie ii i N ; e A ne eşe PR m — 6 — VAKIT 1“EYLÜL 193 4 Davetlilerimiz ve okuyucularımızı gezdiren Şirketi Hayriyenin 71 numarali “VAKIT,, acaba dün saygı de- ğer okuyucularını, davetlilerini memnun edebildi mi? Onlara hoş ve eğlenceli bir gün geçirtebildi | mi? Biz buna muhakkak nazarile | bakıyoruz. Çünkü, gezintiye işti- | rak eden pek çok okuyucumuz, | dün Büyükdereden telefonla ga- zetemize teşekkürlerini, memnu- niyetlerini bildirmişler, ve gece | köprüye dönüşte de tertip heyeti- mize ayni şeyleri tekrarlamışlar- dır. y Diyebiliriz ki, “VAKIT,, ın bü- yük Sonbahar gezintisi, tahminle- rimizden çok daha parlak oldu. Vapur saat tam 8,30 da, hmca- hmç dolu olduğu halde Köprüden kalkmıştır. Evvelden tespit edilen iskelelere uğrıyarak, ve her birin- | den pek çok davetliyi alarak Bü- yükdereye gidilmiştir. Vapurda çikolâtalar, hediyeler dağıtılmış- tr.. Gezinti ihtisaslarını tespit işi- pi kendisine verdiğimiz muharrir arkadaşımız Osman Cemal Bey, dünün intibalarını şöyle kaydedi: | yor: Şimdiye kadar gittiğim gezin- tilerin en güzellerinden birisi dün- | kü “VAKIT,, gezintisiydi. Vapu- ra yetişemediğim için ben Büyük- | dereye otobüsle gittim. Fakat biz saat on buçukta oto- büsle Acr Osman bayırından iner- ken, Büyükdere koyuna giren ge- zinti Yapurunun bandosu ; bütün Büyükdere sortlarnı çın çın öttü- rüyordu.. Biraz sonra, iskele caddesini dolduran yüzlerce insana bir de bizim vapurun bin kişilik kalaba- lığı karışınca iskeleden Fıstık su- yuna kadar olan mesafe (o büyük bir insan seli ile çalkanmiya baş- | ladı. Fıstık suyunda Fıstık suyu bayraklarla donan- muştı, Seyirciler her iki kapıdan ko- rüya daldıkça, bir korunun serin- ce sonbahar yeşilliğine,, birde dö- | nüp gerideki lâcivert koya baka- rak: — Ocoh, ooh! Aman ne güzel yermiş, ne güzel yermiş! Diye sevinçle göğüslerini riyorlardı. şişi- Biraz sonra her ağacın, her çar- dağın dibine sofralar kurulmuş, bando bir tarafa, caz bir tarafa, ince saz bir tarafa yerleşmiş, yor- | gunluk kahveleri, çayları, birala- | rı ile beraber koca korunun üç kö- şesinde hep birden. ahenk başla- mıştı. Bahçeye en son girenlerden ol- | duğum için artık her geçtiğim a- nem altında iltifatlar, “Buraya buyurun", lar yağıyordu. Fakat vapuru; vapurdan bir grup bu kadar masanın hangisine. bu- yuracak, hangisinde karar kıla” caktım?. Şaşırmıştım... | Beni ilk çağıran asıl Fıstık su- yunun biraz yukarısındaki ilk sedde nargile içen “HABER, in (Vâ - Nü) su oldu. Aman bir gör- | seniz, denize karşı nargileyi ne de keyifli çekiştiriyordu: — Gel, dedi, işte, gün bugün, saat bü saat, dem bu demdir. Gel otur, biraz' muhabbet kaynata- talrm! — İştihanı, gelecek hafta sizin | bağ eğlencesine sakla, orada kay- ' Üstte: 71in güvertesinde dans ediliyor. Altta: pılan eğlenceli numaralar “VAKIT,, ın bu çok samimi âle- mine başka bir renk veriyor ve a- detâ herkes, hangi çalgıyı dinliye- ceğini, hangi numarayı seyredece- ğini şaşırıyordu. Caz durunca orada en şaklaban | hokkabazlarımızdan © Mantar- cı oğlu Hakkı Efendi türlü hokka» bazlıklar, yapıyor, bando durduk- ça bandonun yerinde komik Şarlo Şükrü Bey tohaflıklariyle herkesi katıltıyor ve saz durdukça, sazın alt tarafındaki sidde ihtiyar med- dah Aşki Efendi marifetlerini gös- Davetlilerimize çikolata ve hediye dağıtılıyor. natırız, şimdi burada biraz alak» | laştıralrm, kâfi! Kemal Bey yaverlerine(!) emirler veriyor Az ileride baktım, “VAKIT,, ın matbaa müdürü Kemal Bey ya- verlerine (!) emirler veriyor: — Talât sen sağa, İzzet Muhid- din sen sola, Hasan sen pişdara, Tevhit sen dümdara! ; Bunları geçtim, Fıstık suyunun üzerindeki meşhur Kocatepe - su- | yunun bulunduğu (Yeni hayat) bahçesine çıktım, Aman Allahım, burada kimler yoktu ki!.. İhtimal dans ve caz yeri bura- sı olduğu'için, curcunanın asıl ta» dmdan yenmiyeni buradaydı. Kocatepe menba suyunun alt tarafma bando yerleştiği İdin ha rada iğne atılacak yer yoktu. İn- ce saz korunun hakikaten ince sa- za en çok yaraşacak o bir yerine yerleştirilmişti. Öğle yemekleri o kadar tat ve peşe içinde yendi ki, seyirciler arasındaki ihtiyarla- rin, yemeği yerken yüzleriyle bir. | likte yürekleri de tatlı tatlı gülü- | yordu. Eğlence öyle oldu ki.. teriyordu. Gezintiye gelenler o kadar memnundu ki, kendilerine: — Nasıl, gezinti hoş kaçtı mı? Denildiği zaman: — Bundan daha hoş gezinti o- lur mu? Ah ne olur, çabuk akşam olmasa, yahut mümkün olsâ da geceyi de burada geçirsek! Diyorlardı... Gezintide kimler vardı? Gezintiye iştirak edenler ara- sında kimler yoktu ki? Durunuz, | İ bunlardan bazılarını gezmeğe iş tirak edemiyenlere de birer birer tanıtayım: Kaymakam Fehmi B. mahtumu Fehmi Nuri B., yaradılışında şen olan bu zat gezinti yerinin ayrıca bir şenliği oldu, şakalariyle, alay- lariyle etrafındakileri kahkahala- ra boğdu. Süvari kaymakamlığından mü- tekâit Bahaettin Bey, ailesiyle ge- len Bahaettin Bey, gene ailesiyle birlikte gelmiş olan mütekait Mir- liva Sabri Paşa ile birlikte Koca- Büyük Sonbahar gezintimiz ' Verilen hüküm umumi: Bundan daha neşeli i gezinti ..—— olamaz! Hokkabaz hünerlerile herkesi hayrette bırakıyor. | Şarlo Şükrü tuhaflıklarile herkesi katıltıyor, Meddah aşki marifetlerini gösteriyor altında oturuyorlardı. Bir aralık kendilerine | tım ve sordum: — Nasıl efendim, eğlentiden memnun musunuz? — Pek çok, dediler, bu kadar eğlencesi bol, eğlentiye pek az raslanır! yaklaş- İ o Gezintiye kadın, erkek bir çok muallimler de işlirak etmişlerdi | ki, bunlardan Çandıralı Kara Ha lil mektebi muallimlerinden Tah- sin, Ferit Beylerle diğer mektep- lerden Rahmi Bey, Müzeyyen Sa- mi ve Hikmet Hanımlar göze çar- ! pıyorlardı. Maarif müdürlüğü sta- tistik kalemi şefi Kemal Bey de ! oradaydı. İnce sazm başını kuşatanlar- dan koyun tüccarı Barköf Odik- yan Efendi: İ — Allahım, diyordu, bu saz, bu söz; bu hava, bu su; bu letafet, bu zarafet, bü şötaret ve bu nezaret | cenmette bile her kuluna nasip de- l ğildir. insan Fıstık suyunda bedava sıhhat Kazanıyor! © Bandonun biraz ilerisinde aile- Bey de: | “Burasi sanatoryom mudur, prevantoryom mudur, nedir, yordu, insan burada meccanen srhhat kazanıyor. İ Samatyalı Gerkefçi Onnik E- fendi de hem mevkiin güzelliğini, hem geçirilen âlemin lezzetini an- lata anlata bitiremiyor ve ikide bir müzika $efi Hamdi Beye: — Çal Allah aşkına, bir de Ço- ban kantosu, çal Allahını sever- sen bir Leblebici Horhor, çal ri- ca ederim, bir klâsik parça! Diyor ve muzika sefi Hamdi Beye boyuna kocaman bira bar- daklariyle buz gibi Kocatepe su- yu dayanıyordu. Eğlentide bir münzevi Eğlentiye iştirak edenlerin için- de yalnız bir kişi hiç bir grupa, biç bir partiye sokulmuyor, Fıstık suyunun kenarındaki tenha çar- ! dağın loş gölgeliği altında tek ba- şın masasını kurmuş, kendi gön- | z | y (lü ile karşı karşıya münzevi bir â* siyle oturan Kadıköylü Mısırlıyan İ di. | ki. ke lem'yapıyordu ki, bu da Cibali tü- tün fabrikası kantar kâtibi Fikri Beydi. — Niçin böyle yalnız? Kendisine sordum: — Yalnız değilim, bütün bu ka bu kadar samimi ! Jabalık şimdi hep benim gönlüm” dedir. Ya bizim “VAKIT,, m çaycısi Tibrizli Riza Efendiye ne . dersi" niz? Üşenmemis, tâ Sirkeciden semaverini, bardaklarını getirmiş: en güzel bir yere kurulmuş, âlâ Himalaya çayı ile boyuna çay demliyor ve rasgelent çay dağıtıyordu. Hattâ bir aralık meddah Aşki babaya da şarap di" ye soğuk bir çay sundu ve Aşki E* fendi bunu ağzına dikince bu d# başka bir numara oldu... birinci Fatih tramvay durak yerinde ki büyük aktariyeci Urumiyeli Haydar Beyle oğlu Feridun Bey de oradalardı, fakat, onlar sema” versiz gelmişler, çay yerine şuruP içiyorlardı. Gezintimizi şereflendirenler a“ rüsmda maruf Fetbolcular da var” di: İstanbul spordan Nevzat, Fen mektebinden Enver Beyler gibi:- En iyi dans edenler Dansedenler arasnda en çok temayüz edenler mütekait Sabri Paşanın kızı Bedia Hanımla dok” tor Hakkı Beyin kızları Rezan v* Güzin Hanımlar, erkeklerden de denizci Necdet, — Yenipostahan€ karşısındaki terzi Yavuz, diş te" bibi Ahmet Şükrü, bizim Vakıt” tan Tevhit, sonra spor muharrir! İzzet Muhiddin Beyler vardı. Fakat bir aralık dansederkef bunlardan terzi Yavuz Beyin akl! galiba terzihaneye gitti ki caz 1#“ kımma: — Bir pantslonluk kesin! Diye bağırdı, ve bu herkesi" makaraları salıvermesine yetti.. Akşam keyfi Akşam üstü çok.neşeliler ar#” sında Sirkecideki Kafkas İoka” tası sahibi İhsan, Ayvansaray v” fabrikası elektrikçilerinden . Züh Devamı Tüneli erwiarın, © Tinel sütunmede) e bl Çalgılardan başka yer yer ya: tepe suyunun üstündeki ağaçların |Fıstık suyunda davetlilerimizi eğlendiren incesaz heyeti ay

Bu sayıdan diğer sayfalar: