10 Eylül 1934 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 5

10 Eylül 1934 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

BABİL ve PERSEPOLİS SARAYLARINDA DAR A ve İSKENDER Çİ LZ Yazan; Tabak Ferdi Genç kadın. (Ecel taşı) nın önünde diz çöktü (Fravartis)in karısı bâlâ sihirbaz (Gomata) dan şefaat umuyordu. Cellâda: “Şimdi - onun. gazebine uğrıyacaksın.. Gebereceksin! ,,. diyordu , (Fravarts) in kesik kafasını | inanamıyordu. Cariyenin başı kçe bir kayanın üstüne koy- ! gövdesinden ayrilmıştı.. Muşlardı. Saray muhafızları (Fra- | Vartis) in karısını (Ölüm meyda | Mİ) na götürürlerken, mağrur ka- dm, kocasının başinı taşın üstün- de gördü. Titredi., & Fakat korktuğunu belli etme» — Beni onun kadar kolay öldü- temiyeceksiniz! Diye bağırdı. Ching - Vong (Ecel taşı) nın ünde duruyordu. Genç kadın, cellâdı üştü, Hassa kumandanı, ölüm mah - kümunün yanına sokuldu: — Bir isteğin var mı?. Diye sordü. Ölüm mahkümü soğukkanlılı - ı muhafaza ediyordu: , > Evet, dedi, evvelâ hizmetçi- Mi idam ediniz! Aziz (Gomata) > . nasıl kurtaracağını gö » im dn Tama ki vee da işaret etti: >> Evvelâ ötekinin işini bitir! Ching » Vong, hassa kumanda" #mdan aldığı emir üzerine hiz- kadının kolundan çekti.. #mr (Eceltaşı) nin üzerine attı ve yamaklarına: — Kollarından iyice tutun! Diye bağırdı. ,Cellâdin iri, şişkin pazuları0© Bün neden cansizdı?. Palasını bir harilede kaldırmı- “esareti mi yoktu?. Tereddüt içinde bocalryordu. i Yoksa o da sihirbaz (Gomata) m mr korküyordü?. Sihirbaz (Gomata) göya ma- Sumları birkaç defa (Ecel taşı)m- dan kurtarmıştı. Bu hikâyeleri Ching « Vong'a tanlar; “— Gomata şimdiye kadar sa- Yar yüzleri geçen cellât kanını ağa akıtarak öldürmüştür!,, Diyorlardı. İ Ching « vong, Çinden geldiği — Böndenberi Babilde (Gomata) gazabına uğrıyan bir ferde amıştr ama.. O gün kolla - yda cariyenin başını! uçuracak Kevvet mi yoktu?. Bu hikâyelere tadar çok mu inanmıştı?. Bir lü palaşmı kaldıramıyordu. “Pravartis) in karısı: > Gomata neredesin?, Yetiş... “velâ cari da beni k | cariyemi, sonra da beni uzaktan Diye bağırırken, hassa kuman- bir cellâdın ensesine (şiddetli kamçı indirdi: > Ne duruyorsun, korkak may- Wn?. Vazifeni yapsana?... e hakaret Ching - Vong'u ha- “te getirmeğe kâfi gelmişti. Açim nalası birden yükse - m. We cariyenin İavrek mel yere yuvarlandı. (Pravartis) in karısı gözlerine ii i Ala eğri amk nl ik, (Ecel taşı) nin üstüne düşen cariyenin başstz omuzları kan i - çinde, hareketsiz duruyordu. Ke * sik gırtlağından: — Öldüm.. Diye haykıran bir ses işitiliyor gibiydi. Cellât, (Gomata) nm gazabı- na uğramadığını görünce eski ce- saretini toplamıştı. Şimdi ölüm sırasmı bekliyen genç kadının yüzüne bakıyor ve iri dişlerini göstererek, Oo muvaffakıyetinden duyduğu vahşi bir zevkle gülüm - süyordu, Taspa, cariyenin cesedini ba * caklarından çekerek, birkaç adım geriye fırlattı. Ve Ching - Vonga döndü: — Haydi.. Sıra ötekine geldi. Çabuk ol! . Taspa, sihirbaz (Gomata) nm eski düşmanlarından biriydi. Oğ- lunu ele geçirmek için orman or- man dolaşmış, Babil civarmdaki insan ayağı basmamış dağları baş tan başa ateşe vermişti. “Akay ve şirket” | vapurları çarpıştı Dün sabah dokuz buçukta li - manda bir kaza olmuştur, Köp- rünün Kadıköy işkelesine yanaş - mak Üzere manevra yapan Akay idaresinin Göztepe vapuru ile Boğaziçine gitmek üzere köprü - den hareket eden 65 numeralı vapur, çarpışmışlardır. Bu çar - pışma neticesinde Göztepe vapu » runun sol bodoslaması ile 65 nu- maralı vapurun baş tarafı haşara uğramıştır. Nüfusça zayiat olmamıştır. Her iki kaptanın süratli manevraları neticesinde kazanın büyümesinin önü alınmıştır. * Hüseyin tevkif edildi Bakırköyünde tebeşir çıkar- mak için müsaade almadan sekiz on yaşındaki çocukları yirmi beş kuruş yevmiye ile çalıştıran, Hüse- yin isminde birinin bir kazaya se - bep olduğunu yazmıştık. Bu kaza burada çalışan Fahriye ve Hacer isimlerinde iki kızım toprak altm- da kalarak ölmesi ile neticelenmiş- ti. Kazaya sebep olan Hüseyin dün Sultanahmet birinci sulh ceza mahkemesinde sorguyâ çekildik- ten sonra hakkında tevkif karar verilmiş, (tevkifhaneye götürül müştür. pm Kaçak çakmaktaşı yakalandı Beykozla Umuryeri arasında Servi burunundaki İstandard gaz kümpanyasmnın parlayıcı madde - ler antreposu önüne yanaşan in» giliz bandıralı Zahra vapuru tay- fasmdan Göreleli Mahmut oğlu Hüseyinin eşyaları gümrük muha- Hassa kumandanı, (Gomata) nm sihirlerine inanmıyor: — Halkı aldatan bu sahtekâr: yakalarsam, derisini kendi elimle yüzeceğim! diyordu. Cellât ikinci şikârmı da ikiye bölmek için, palasına sarılmıştı. (Fravartis) in karısı hâlâ si- hirbaz (Gomata)- dan: şefast'w muyordu. Boyhu yukarda.. Mağ * rurane bir tavırla yürüyerek (E- cel taşı) nm önünde diz çöktü. — Gomatanin gazabına uğrıya» caksın, Ching Vong! Bir anda mahivolacaksın ! Toprağa (düşüp gebereceksin! N 'Taspa: — Vazifeni unutma” Diye haykırdı. Ching « Vong“ikinci bir kamçı darbesi daha yemek istemiyordu. Fakat, kolları o kadar ; titriyordu ki.. İri, ağır vücudunu dermansız dizlerinin üstünde zor tutuyordu: Bu işi kolaylıkla yapamıyacak- tr. (Devamı var) * «198. teneke a nikel para —— Mes'ut Ef.nin paraları ne oldu? Bir emniyeti suiistimal vakası zabıtadan adliyeye intikal etmiş - tir. . Bundan iki sene evel Mesut e- fendi isminde birzat Hicazdan İş» tanbula gelirken yanmda 198 gaz tenekesi dolusü nikel önluk getir» miştir. Mesut efendi bu paraları şehire çıkarmak istemişse de güm» rükten geçirememiş, bunun üzeri » ne bir komiiyöneuya bu işi havale ekmiştir.. Komisyoncu nikel pa» miştir. Komisyoncu da bu işi ba- roda mukayyet olmıyan bir avukar ta havale etmiş, bu avukat da bir müddet takipten sonra 198 teneke dolusu nikel paraları gümrükten geçirmiştir. Avukat on beş. bin lira tutan nikel paraların on bin lirasını komisyoncuya vermiş, id- diaya göre komisyoncu da Mesut efendiye ancak beş yüz lira ver- miştir. Aradan iki sene geçmesi - ne rağmen beş yüz liradan. başka bir paraya sahip olamıyan Mesut efendi nihayet zabıtaya şikâyette bulunmuş, 'zabıta tahkikat yap- mış, tahkikat evrakını adliyeye vermiştir. Bu (mesele yakında mahekemede görüleçektir. ; my faza memurları tarafından aran » mış, dokuz paket içinde 800 kü- sur kaçak çakmak taşı bulunarak Peş ——— 5 VARIT 10 EYLÜL 1934 om VAKTI ın Tefrikası: 43 ymm Ölüme Susayan Gönül Günlerce bunun sebebini ara- makla üzüldü. Nihayet böyle ünu- tulmayı münasip buldu. Sokağa sıkmak üzere “çağrılnca fena korktu. Şöyle yan gözle, kendine refa - kat eden iki jandarmaya” baktı ve boğük bir sesle sordu: -—— Nereye gidiyoruz?, — Görürsün. Bunun üzerine işi gene pişkin- liğe vurdu: — Alâ, dedi, seyrana çıkaca » ğız. Çoktandır sokağı görmemiş- tim be, hay allah'razı olsun. “Ayr, bütün “bütün aptallaş- mıştı. Beyni işlemiyordu artık. Sanki muhakemesiz; © hükümsüz insanı asarlarmış gibi darağacına götürülecek sandı. Gitmemek is * tedi. Çırpımdı, tepindi: — Gitmem. Suradan şuraya a» yak basmam! diye feryat etti.. Bunun üzerine elini ayağını bağladılar. Bir arabaya koydular. Yarım saat sonra, maznunlar, müddelumuminin emri veçhile, daktorun evi önünde durdular. Kapı aralandı, bir ses duyulk dut — Balıkçı Mehmet içeri gisin. Mehmet içeri girdi. | Kendini büyük bir odada buldu. Birkaç kişi grüp “halinde oturuyorlardı. Mahir beyi tanıdı. Mahir bey: Mahir beyin yüzü sert ve katıy» Maihr beyin yüzü sert ve katıy- dı. Gözelrini kırpmadan bakıyor» du. O merhametli, munis çehresin» de merhamet eseri yoktu. Mehmet şaklaştı... “ Mahir bey elini uzattı: «— Dur, dedi. ; Sonra bir yer gösterdi: — Bak. Mehmet bâşinr çevidi, işaret e- dilen noktaya baktı.. Fakat'derhal geriledi. Dizleri: nin bağı çözüldü; sendeledi, Sap- sarıoldu.. Bu manzarayı görme- mek için gözlerini yumdu. Vücudu' zangır zangır titriyor» du. Olduğu yerde çivilenmiş gir bi duruyordu. Bir karyola, bu karyolanın i - çinde bir adamı vardı. Başını yük- sek yastıklara yaslanmıştı. Yüzü bembeyazdı. Gözlerinin altı mos- mordu. Avurtları avurtlarına çök- müştü. söle Tanınmaz bir haldeydi. Fakat bu hale rağmen onu ta- Dıdı,. Ölümü ile kendini müdafaa edilmez bir şekilde zabıtaya ve - ren adamı tanıdı... Gayri ihityari ilerledi, bir iki a- dım attı ve titrek bir sesle sevinç- li bir sesle adeta haykırdı: — Siz misiniz bey... Eğer Sizse- niz kurtuldum demektir. Mahir'bey Mehmedi tuttu, şon- va yataktaki hastaya döndü; — İsminiz nedir?. — Ahmet Hilmi, —— Mesleğiniz?. — Ressamım. —— Nerede oturuyorsunuz?» — İstanbulda. — Adresiniz. Ressam adresini söyledi. Evinin numarasını #öyledi. Mahir bey de vam ettir — Bündan dört ay evvel, Tuz- Yazan : Selâmi İzzet — Ertesi günü sizi, bir uçuru- mun kenarında bulduk. Boğazını- zı sıkmışlar, göğsünüze bir kama vurmuşlardı.. Sizi öldürmeğe te » şebbüs etmişler, — Evet. — Bunun sebebi hırsızlık mı? — Evet, — Nereden biliyorsunuz? , — Düşmanım yoktur. Mahir Bey biraz durdu, düşünür gibi yaptı, sonra birdenbire sor- az — Köşkte yalnız mıydınız?. — Evet, Fakat bunu kat'i söyliyemedi.. Mahir Beyi ikna edemedi.. 7 — Henüz kendinizi topliyama» dımız, Sizi uzun uzun İsticvap ede” miyeceğim, teferrüata girişemi « yeceğim. Fakat bazı noktalar var, ki bugün meydana çıkması el- zem.. 2 haziran günü, Tuzlaya bu adamın kayığı ile mi geldin. — Evet. — Demek o gece bu adamın ku lübesine geldiniz. — Evet, $ — Oradan bir araba ile orman köşküne mi gittiniz? — Evet, — Bu arabayı nereden tuttu» nuz?. — Köyden. — Tebit arabacınm ismini bi » liyorsunuz?.. k Mahir bey, sinirleniyordu. Has tanın kaçamaklı cevaplar verdi « ğini seziyordu.. Doktor işaret et » “| ti.. Mahir bey kendini topladı. — Cinayete geliyorum. Kurtul» marız mucizedir. Katil, sizi öldü sanmış, boğazınızı bırakmış ve ihtiyatlı davranmak için bir de kama saplamış.. Vaziyetiniz ağır ve vahimdi, fakat kurtuldunuz. Mahir bey, ortası delinmiş bir cüzdanı gösterdi: — Bu sizin mi?. — Evet. — İçinde kâğıtlarınız var miy» dı? iz — Param vardr. — Cok muydu?. — Evet.. Paramı buldunuz mu? — Evet,. Paralarm üzerinde de kamanın yırtığı var, — Peki ama cüzdanımı nerede buldunuz?. Mahir bey Mehmede döndü: — Bu adamın evinde,. Bugün ağır bir itham altındadır.. Cüz » danın ve paraların evinde bulun » ması bize ağır bir hüküm verdi» rir? i Yaralı biraz doğruldu, güçlükle nefes aldı ve heyecanla; — Hayır, dedi, beni öldürmek istiyen bu adam değildir. Size ve- min ederim. ki katilim bu değil. Melimet kımıldamadı. Elleri « ni kavusturmus, basımı önüne İğ mir duruyordu. Mahir Bey, Kısa bir fasıladan İ sonra devam etti: — Peki.. Bu ifadeniz. Mehmes di serbest brrakmıya kâfidir. Faa- sen ben de onun masum olduğuna emindim, Fakat cüzdanmızm o « nyn evinde bulunmasına ne der « siniz?, — Katiller şüphevi atmak için lada Orman köskü denilen evi ki- | cüzdanı onun evine bırakmışlar » (Devamı var). ralamışsınez. Köşke ne günü gir- | dır. diniz! i vw 2 haziranda. <

Bu sayıdan diğer sayfalar: