3 Eylül 1934 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 5

3 Eylül 1934 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

e a MAK xİDAR iğ eika No. 19 BABİL VE RK ici SARAYLARINDA Yazan: İshi ümüâ, hükümdarın göz- desini öldürecekti 0 Zece öatayin | bahçesihde büyük avuzun etrafında Babillilerden kalma bir (Yeşil yaprak) bayrami tes'it edilecekti Şair Huma harp hazır- | lığı karşısında.. Huma, hükümdarın o gözdesi Libya) yı öldürtmeğe karar ver- Mişti, Şair, hassa kümandahını na- olsa köhdi târafına çeviretek- , (Libya) yı öldürmeko kadar e değildi. Bir kadeh #öhirli şa- Ap, hükümdarı harbe teşvik ödân ! tail kadını kolayca töprâğa Wiürebilirdi. Fâkat, hâdisat Misirli kadına Yardım ediyordu. Son günlerde Tükran) da, Medjâda isyan baş- Amıştır, Şair Hiumâ, hükümdarı bu is- Yanlara ehetımiyet vermiyeceğini Ahmin ediyordu. Halbuki Dârâ ** şeydön evvel bu iki mühim is- Yanı bastırmirya azmetmişti. Dârâ bu sırada yeni bir ordu ile tana emin kumandanlarından bi- “ni gönderdi. Bu ordu Tahrana Yârır varmaz, oradaki asileri da- İtacak ve ileri gelenlerinin bo- Yünlarmı vuracaktı. Tahrana giden ordu sabahleyin abilden hareket ederken, şâir Huma yatağından kalkmıştı. Or- Unun önünden giden muharipler tu-arşinden borular çalarak şehri selâmlıyorlardr, Huma gözlerini uğuşturarakt ,— Hükümdar habersiz nereye, &idiyor acaba?!.. Diyerek sokağa fırladı. Yolcu- İardan hakikati öğrenince, Dörâ- Rin sehirde kaldığna sevindi. Dâ- tâ Babili terkedecek olursa, şehir ahilinde de mühim bir kargüja- ik çıkması muhtemeldi. Huma bü İhtimali düşündükçe, hülkla asil #adelerin çarpışmasından köfdi tahati bozulacağını biliyordu. Dâra'yi Babilden uzâklaştırma- Mâk için ne mümkünse yapacaktı. Tahran isyantfıt bastrrmak üze- | Meşhur kahramah ?e Babilden hareket eden ordu- Mun ağırlığı çok mükemel vesaitle *rkâdan gidiyordu. Dört atlı cenk Mrabaları sıra ile yolun ortasına #zilmişlerdi, Bu kadar muntazam tiden ordunun galip olarak dön- Memesine imkân yoktu. Dârâ (Babil) den kolay kolay Yrılamazdı. (Babil) i zapteder- Ken az kan mı dökmemiş, az tele- *tmı vermemişti | Bebilin Dârâ tarafından zaptı pk merakir bir harp destaniydi. Yan orduları Babil surları önün- de tamam bir buçuk sene bekle- g» mütemadiyen O harbetmişti. abililer de bir tek insan kalın * Sava kadar mükavemet edecekle- TİNİ ve şehri İranlrlara teslimi etmi- Yeceklerini bildirmişlerdi.. Hatta *Shir dahilinde mevcut örzaki ta - vi f etmek içn, her ailede eli "âh tutmıyan ihtiyarlar ve çe yn katletmişler, sirf evlöre ği kak için her ailöde bir kız bı: ! yamıslardı. Bütün ahli ölmeyi, tkat İranlılara teslimi olnâmayı e aldırmişlardı. Dârârim dün | rı menetmemişti. (Yeşil yaprak) dehşet anlam orduları (Ba: N #nünde hiçbir mevcudiyet sg emiyordu. Nihayet Dârânm “ÜSİGKütMiN biri hariulâde bir fedakârlık göstererek şehrin zap- tını şu süretle kolaylâştırmıştı: Megabizosün ğolu (Züpiros) Babilileri âldât- mak için Dârâya bir hile teklif etmişti. Dârâ adamına güvendiği için, teklif edilen hileyi kabul et: ti, (Züpiros) burnunu, kulakları- nı ke: Bıyığını, o sakalını tıraş etti ve yalandan Babile firar etti. Şehre gelir gelmez, Dârâyı Babi- lin zaptından sarfinazar ettirme - ğe çalıştığı (için, | hükümdarın kendisini bu hale koyduğunu #öy- ledi; fakat, kendisi Dârâ'nın bü- tün plânlarma vâkıf olduğunu ve maiyyetine asker verecek olurlar” sn Babili kurtaracağını ve İran ordularını ric'ate mecbur edeceği» ni kildirdi. Babil halkı bu sözlere evvelâ inanmadılar. Fakat, gün - ler geçtikçe Züpirosun itimat tel- kin etmesi, halkta kendisine karşı bir temayül uyandırdı. Râzı öldü- lar, Züpirosun maiyyetine bir miktar asker verdiler. Züpirös zâ- ten evvelce Dârâ ile uyuşmuş öl duğundan, ilk muhârebeletde fhti- vaffak oldu ve İran © askerlötini mevzilerinden biraz göriye püskürttü. Bunu gören yerliler Züpirosa inandılar. Şehrin müdâ: | Jaâsini kâriilei Züpitösa verdil - ler. Züpirös bir gün bütüm cephe- lerden İran öfdularına tarruaz geçti, Surlardan indi. Güya düş- iafit rie'ate metbur edöcek ve pöğindön kovalıyâcaktı. Babililer hatbini neticesindeh çok emindi - ler, İranilerin tamamen mağlâp ve mühhezim olacağıni zanhedi: yötlardı. Halbuki İran ordusu işi biliyordu, evvelden vaziyet almış, şehri zapta hazırlanmıştı. Züpi- rötün #ayif bıraktığı noktalardan Yücüm ettiler, surları geçtiler, şeh- re girdiler. Züpiros bu suretle Bâbili Dârâya teslim etmişti. Dâ- râ bü üeticeden çok memnun ol - müş ve! “Züpirosun ketilen aza- smın yerine (o geleceğini bilsem, yüz Babil feda &derdim!,, diyerek kendisini Babil valiliğine tayin etmiğti. (Züpiros) #air Humanın çok iyi dostu idi. Züpires hayatta ol- saydı, şimdi Dârâyı istediği ta- yafa sevkedebilirdi. Züpiros bir sehe övvel ufak bir (Zuna — Ze- hirli sinek) tarafmdan Sint civa- rında zehirlenerek ölmüştü, O gece sarayın bahçesindeki büyük havuzun etrafında Babili- lerden kalma bir (Yeşil yaprak) bayramı tes'it edilecekti. Babilin ne kadar meşhur rakkaseleri, gü- zel kızları varsa, hepsi davet e - dilmişti, İran asilzadeleri de bu merasime en süslü elbiselerile iş- tirak edeceklerdi. Dârâ halkım kıymet verdiği mahalli bayramla- eğlenceleri çok hoş olurdu. İlkbâ- har mevsiminde ağaçlar yeşillen- meğe başladığı zaman, büyük ha- vuzün etrafı her nevi ağaç yap-! raklariyle süslenirdi. | (Devamı var) | İ tikleri mümarese sayesinde sanatlari- ız san'at mektepli eFinede Yeni teşkilât Orta mektep mezunları hâkkındâ faydalı ve gütel bir karaf Örtü möktep hatti lisöyi Bilföh gen; kizlarımızdâk bir çoğu tAhbiİS rine bin bir sebepten dolayı devam & demiyor etmiyor; evlerine dönü- yor, tahsil ile slâkâşını kesiyor, evi » nik hanımı öleyör. Bu her gün gör * düğümüz, tabii Kddikkiğiniz bir hal. Kızlarımızın eksörisinin hattâ tah- sillerini bitireiilâriâ bil bu vaziyette olduklarını göz önünde bülühdürütük olürsük Hekbk kendilörme ( HbkBâld» odları bekliyân hayata daha uygun bir tahsil vermeği düşünmek daha Mmuva- fık olmaz mı? Böyle bir tahsil vermenin imkânı vir Fare? Bu tahkili verecek mütste: seler mevcut mudur? Elbette çoğuklariia Bal ve istik > balini düşümülk Metburiyetinde olak kiz iha ve Bâbâlârık düşe ağıt vüzi te va mek'üliyetin seap attırdığı süsi ler. Kızlarımıza nasl bir tahsil verme iyiz? Madem ki, kızlatmeğin ağu evle rinin hanımı olacaktır. Her günkü yaf şayişımız için elein GİNA Khaldmatlk, ilmi bilgilâtle mücehhez ölmüleri lâ | imdir, Buna içi da ev HAMFüsi deni: İen ve buğün derin Bir inim halini &- İan nazari ve ameli bir çok kısımlara ayrılan derslerin İızlarımıza muayyen bir metet dahilinde ve esaslı bit şe - kilde gösterilmesi lâzımdır. Fakat bu kâfi değildir. Çünkü hayatın nasl bir mecra takip ödeceğini kettirmek ka - bil değildir. Kizlarımızı idaresi ile bire likte öyle bir bakımı bilgilerle t6ekiz etmeliyiz ki, bu bilgiler Kizlâfimiz &v- lerinde oturduklari zârnad bile kendi- lerine faydali ölmek e& önlüra ieabıni - da bü bilgilerden tilfada #derik hA - yatlarını kazânmalârı imkânını da ver- melidir. Bunlar da, terzilik, şapkaci- lık, çiçekçilik gibi bilhassa kadın san- atleridir. Böyle bir tahall törmöin İMikânı Öteden beri düşünülmüş ve kiz sanat mektepleri aşılmıştır. Tahall çağında olan genç kızlar i- çin Türkiyede halen beş âanat mücs- #esesi vürdır. Buhlâr di Ankâri İs - matpaşı; Burada Necati Bey; İzmir. de Cümhuriyât enatitüleri ile İltân - bulda Selçuk ve Uküdar Kız öönat mektepleridir. Şimdiye kâdar bu mhâkteplere ilk mektep mezunları almiyor, orta tah - #ilini bitirmiş olanlar ise sanat bilgisi itibariyle çok geri bulunduklarından bu mekteplere girmek İstedikleri tak- dirde sanat birgilerine göre 3 « 4 gene ilk mektep mezunlariyle birlikte deri görmeğe mecbur oluyorlardı. Bu müd- det çok uzun olduğu için O fevkalâde hevesi olanlar müstesna olmak üzere Hise veya orta tahsilini bitirenlerden hemen biç kits sanat mekteplerine giremiyordu. Bu sene Marif Vekâleti bu vaziye- Gi nazarı iübare âlmiğ, (Olls& ve örn mektep mezunları için iki senede bite- cek bususi bir program yapmıştır. Bu söyede orta tahsilini bitiren genç kız. İarmmiz ev hayatına dönmeden evyal sanat mekteplerine iki sene devam et- mekle hem ince ve zevkli bir meşğu - liyet olan ev işlerini, hem de ayni za- önandâ dikiş, biçki, Moda, çiçek, hâ- kış, yemek pişirme, pastacılık öğrene- ceklerdir. Bu suretle genç kızlarımız. terziye ihtiyaç hissetmeden dikişleri - ni dikebilecekleri gibi icabında elda öt- Je d& hayatlarını o kazanabilecek bir bale gireceklerdir. Ayni programla çalışan maktâpler bu sene ilk mektep mezunlarını kabul | etmeğe devamla beraber orta tahsilini bitiriş olan genç kizlar için husüji bir proğram tatbik öderâk #v idaresi ve sanat derslerini iki bönede tedris e- deceklerdir. Gösterilen bu kolaylıktan © genç kızlarımızın hemen iitifadöye koğa - caklarma hiç şüphe etmiyörüz. Bilhai- sa bu mâkteplerde talebenin yapaca- ği temrinler için lâzım olan malzeme mecesnen mektepler tarafından veril- mektedir. Tal#benin mektepler tarafından i- dare edilmekte olan atsiyelerinde | ————- WAKLI ın Tefrikası: 36 muuuuansasasmmmm00001 Ölüme Susayan Gönül — Dilferip haüiiköfendi #azi- nin hatıralara el'an hürmetkâr- dır. Sizifi #özünüzü dihliyeteğinâ eminim. Bunun için benim Rıd - van beyle tekrar görüşmem abes- tir. Siz kendisine nasihat edecek- siniz. Ve beni damatlığa kabul et- mesini söyliyeceksiniz. Bu işi #iz yapacaksınız Mehitiât böy... — Suhünuz!. Artık susunüz, Dilferip hanım hâykırdı: İ bu kadarı kâfi.. Nesrinle evlen - | miyeceksiniz, bu olmıyâcak, teh- ditleriniz de beyhudedir, çünkü yarın sabah her hakikati Rıdvana söğliyeteğili, Feyyağtit gözletinde bir şimşek çaktı, Kan başına çıktı. Yumruk: | larını sıktı. Kızını kurtarmak için her fedakârlığı göze alan bu ka dının boğazına sarılacaktı, — Sözlerinize dikkat ediniz ha nrmefötidi.. Yari sabah mâğzideki rezaletlerinizi ben bütün âleme haykiracağımı. Evlenmeden ev - vel bir çocuğunüğ öldüğunü #öyli- yeceğim.. Mehmet bey Feyyazın Üzerine yürüdü. Dilferip hanım âralatına girdi. Feyyâz çekilince Müşfik paşa müdahaleyi lüzümstüz buldu. Dilferip hanim: | “x İşlödiğim günah bana aittir. Mütühağt #iz ttediğiniz gibi ha » | röket edöbiliksiniz.. Haydi artık gidiniz. Feyyaz bir iki saniye daha te reddüt etti, sonra odadakileri süz- dü, arkasını döndü, tam çıkacağı etnada eşikte hayretle duraladı. Ti Yam Anne şereli Nesrin, güler yüzle #lini Fey: yaza uzattı: — Gidiyor musunuz Feyyaz bey?.. Ne ölür, biraz daha oturu- nuz. Feyyaz, Nötrinin bu güler yüzü karşısında #aşaladı, âfalladı, ke - | keledi.. — Em.. emredersiniz. E.. efen- dim, İ Nüarinin bu sözlerine Dilferip | hâtımile Müşfik paşa da hayret| ettiler. Mehimât bey de, arilattıkla- rına göre hüküm vererek şaşiyo du, Nesrin onlara doğru ilerledi: — Amca, dedi, geldiğinize iyi ettiniz.. Beyefendiyi tanımıyo - rumi, fakat yabancı birinin burada bulunması da iyi oldu: Feyyaz be ye tarziya vermeye mecburum. Bir takimi şeyler kurdum ve bu zihnimde kurduklarımı hakikat - | miş gibi anlattım.. Sözlerimin hiç | biri doğru değildi. Feyyaza döndü; elini uzattı: -—— Beni mazur görmenizi İerimi müsamaha etmenizi diliyo- “ rum. yaptıkları iş ni İe para kazan - maları, ve bu suretle dâha mektepte iken hayatâ alışmaları temin edilmek- tedir. Bu mektepilerde Selçuk ve Kız san- at mektebinde yapılan talebe koope - ralif teşkilâtı bir buçuk sane zarfında çok iyi neticeler vermiş, Galatasaray tramvay durak yerinde Nil apartıma- nında terzilik, şapkacılık vecihaz İğ İeri yapan bir atelye açılinış ve yeni bir teşkilât yapilarak bundan sonra mörün olağik hanımların o mektepten çıktıkları zâman cihazlarını yapmış ve yahut ufak bir atelye açmak için icap eden sermayöyi elde etmiş olmaları temin edilmiştir. kama Vözan ; Sölâmi İzzet Bü ihüddöt zârfında Müşfik Paşa Dilferip hanıma yaklaştı: — Fribe, dedi, bü çocuğun Be yaptığını anlıyorun ya?. Dilferip hanım #eslendi: — Nesrin. — Ne var anne?, : — Nedir bu yaptığın?. Yöksa çıldırdın Mı?. p — Hayır anne, bilâkiz akillan- dim. Birkaç gündenberi deliydifi. Şiidi artik iyileştim. Ve gülerek ilâve #tti: — Tuhaf değil mi, dökter git tiktön #önra iyileştim. — Nesrin, köfhedyâ sğnamayâ hissiyatını gizlemeye çalışma: — Hüğır üne, daha dün dek: tor söyledi. Zihnimde bir gayfitâ- biilik vardı. Şiddetli bir heyecan» la bu da kâlmaz, geçer dedi.. Bu hastalık menenjitten sonra kalır- mış, — Ne menehjiit.. Bize şeylerden bahsötme., — Hâttaliğimin Me olduğutü söyledi ini?. — Hayir? — Baha itiraf etti. O zamk si: 2i körkutiamak için metanjit sl: duğunu sâklamış.. Bu hastalık beynimi sarmıştı. Ne söylediğimi biliyordum, yâlan uyduruyordulu. Müşfik paşa âct aci başını Sal. ladt, Birden Dilfetip hanım kirmi kollarından tuttu, kendine doğru çekti, gözlerini gözlerine dikti: — Şimdi Nesrin. — Anne! böyle | yalan söylüyorsun — Yalan söylüyorsun . Nearin.. Belki burada (o konuştuklarımızı duydun, annenin yüzünü kızart- mak istemiyorsuli, — Sen dünyanm en namuslu kadınısın anne. Yüzün Heye kı- zarsm., — Söyle bakayim, Celil Asafı sevmedim de. Nesrin önüne baktı. Yanakları kıpkırmızı oldu.. Fakât birdenbis re bâşmi kaldirdi: — Ahie, neye bunu baha Fey yâz beyin yanında sörüyarsunuz da beni kızartıyorsunuz?. — Ceövüp ver, Celili sövdin de gil mi?. — Hayır. — Bir gece onunla börabar kaç mâdih mi?. — Hayır. — Tuzlada bir evö gitmediniz mi?. — Hayır. — Nesrin, çocuğunu inkâr mı edeceksin? — Çotuğum! Bu bir feryattr. Odadakiler iti- rafı halecanla bekliyorlardı. Neş- rin kendini topladı: — Çocuğum mu?.. Buda ne demek anne!. Dilfirip hanım kızımın kollari. nı bıraktı. Sendeladi, sârardi; — Ne yapıyorsun Nesrin?, — Vazifemi. » Döndü, Feyyazın elini tuttü, annesinin yâhina gelirdi: — Yâptığım fenalığı tamir ete mek vazifem değil midir anne?.. Butitin iğin de Feyyaz böyin arzu- surd peki demenizi tica ediyö » rum âhne. Uğun zamandır benimle evlenmek istiyor. Bugün, ben de; istiye istiye tazı oluyorum. (Dörami var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: