ii IŞARETLER Memurlara iyi örnekler Dahiliye Vekâleti tarafından ida- e memurlarına o kanun balımından Ve idare ilimleri bakımından bilgiler Vermek için bir mecmua neşredilir: İdare Mecmuası... Bu mecrayı okurken dikkate li- Yik değerli makaleler yanında bunlar» dsp daha ehemmiyetli, daha çok ha- Yatia başbaşa gelen Vekâlet kararla Ms gördüm. Bu haber ilk bakışta gö- | “İ Üstüne çekmez, (hattâ alâka bile "yandıracak bir halde değildir. Olu. Yatağımız satırlar şunlardır: “İzmir Valisi Közem Paşa vilâye- tn umümt işlerinde görülen değerli 8 verimli meşsisinden, Antalya vali- *İ NazifBey belediye ve köy kanunu- Mün tatbikindeki hizmetinden, Bal - ir valisi Salim Bey damızlık boğa tiyacmı temin ve sığırcılığın tekâ - mülündeki hirmetinden, Sinop valisi Abdülhalik Bey Kalk sıhhatinin ko - Miffakiyetinden dolayı alâkadar vekâ- İtlerce takdir edilmişlerdir. Bu haberleri okuduktan sonra ben di hesabıma sevindim. Bu sevinme filân vali beyi, falan Vali paşayı falan vekâlet taltif etmiş diye değildir. Tahii benim sevinmemden böy'e bir mana çıkarmazsınız. Şahsi sevinç- lerin ifadesi lâzım olsaydı takdir edi- lenlere birer mektup yazardım. Hoşa giden cihet © idare işlerinin Mer'ul makamlarca mizana Yurulmuş “İmasmın bu vesile ile | hatirlânmeş “lmastdır, İdare ve kontrol birbirinin mütera- difi gibi olmak iktiza eder. Bunda şüp- ha yoktur. , Fakat gene bilirsiniz ki, Osmanl İdarociliği sadece idarei maslahattan İheretti. Osmanlı Babrâlisinin valileri: | Me sarih bir talimat vermiş olduğunu hatırlamak epeyi müşküldür. Her va- İi maslahatı işe göre idare ederdi. | ri en tabii vaziyet | sizlik idi. Bu prensipsizlik vi. | lâyetlerden mahiyelere, hattâ köy ida- | Belerine kadar sirayet etti, Ve idare- . id doğan karmaku - Mesklık içinde memurlarm iyi niyetle Yi enerjileri çok defn boşuna işliyen bir yel değirmeni helini alırdı. Bazan bu karışıklıktan doğan va- İyetten kötü emellere sahip olanlar İtifade ederdi. Bir çok memur bilirim ki, şikâyet- “ — İyi ile kötü, çalışanla çalışmı- Yan ayırt edilemiyor.” sözü idi, «İş görmek istiyen memurlarm bu #ikâyeti Osmanlı idare mantıkının ta- bik biz, neticesiydi. v Bir kaç valinin takdiri, bir kaçmın ekâlet emrine almmış olmaları Os sg idareciliğinin artık tarihi bir Fili me girdiğini anlatıyor. Takdirlerin ti çalışmak istiyen © genç me- .— için gayet güzel bir örnek ola- Sadri Etem Doktor Cemal Bey , Birkaç gün evel Ankaraya git- is olan C. H, F. vilâyet idare Yeti reisi Antalya mebusu dok - : Cemal Bey dün sabahki tren- #ehrimize gelmiştir. — Ah, Dehri efendi, obenim da pek büyük, hastayrm... 1 | i muş bulunduğundan tarak gemisi Tunması için vaki olan mesai ve mu- | İ rinin birinci günü açılacaktır. eri temizleniyor Halicin Kasımpaşa iskelesi ci- varı son senelerde Kasımpaşa de- resi ve lâğrmınm yığdığı moloz- larla dolmakta idi. Bu hal birkaç | ay evel farkedilmiş, gedikli mek - | tebinin önünün tamamiyle çamur | haline geldiği görülmüştü. Bura- da kayıklar © işlediğinden temiz- | lenmesine karar verilmiş bu iş için | Halice gelmiş olan tarak gemisi | dün iskele önüne ( yaklaşmıştır. | Tarak gemisi birkaç güne kadar | faaliyete başlıyarak (burasını te ! mizliyecektir. Haber aldığımıza göre Halicin muhtelif yerleri dol - buraları sırasiyle ve mümkün ol- duğu kadar temizliyecektir. Diğer taraftan Halicin yukarı kısımlarının dolması üzerine va» purlârın işliyemez bir hale geldi- ğine dair, ticareti , bahriye mü- dürlüğüne Haliç | şirketince bir müracaat yapılmıştır. Bu müra- caatte, Halicin dolan kısımların- daki iskeleleri, şirketin, kaldır racağı bildirilmiştir. Müracaat, İktisat bildirilmiştir. Diğer taraftan bir fen heyeti de, Halicin bu kısımlarında is- kandil yapmış ve geçen senelerle bu sene arasındaki dolgu farkmı ' tesbit etmiştir. Bu tetkikat neti - cesi de bir raporla, iktisat vekâ - letine bildirilmiştir. ma —— lik mekteplerde İlk mekteplerde talebe kaydı - na 15 eylülde < başlanacaktır. Ve vekâletine ilk teşrinin başlangıcma — kadar | devam edecektir. Bu sene ilk mektepler ilk teş” —e— Lise ve orta mekteplerde Lise ve orta mekteplere talebe yazımı devam etmektedir. Şimdi- | ye kadar liselere ve ekserisi orta | mekteplere olmak üzere bin beş yüz küsur talebe ( kaydedilmek | için müracaat etmiştir. Bu müra - | caatin çokluğu dolayısiyle birçok | mekteplerde fazla şubeler açıla - | caktır. | işi. Belediyeler bankası Belediyeler bankası © senelik toplantısını bugün Ankarada ya - pacaktır. Toplantı için muhtelif belediye reisleri Ankarada top - lanmıştır. İstanbul vali ve bele - diye reisi Muhittin Bey bugünkü toplantıda bulunacak, yarım ve - ya öbür gün şehrimize dönecek - ti İ ... Mahallemizde radyo yok... Haliçin dolan yer. | Romanyâdan kayıkla geldiler Şehrimize, iki kayıkla on do» j kuz Leh izcisi gelmiştir. — İzciler, Lehistandan Romanyaya inmişler ve'oradan kayıklara binerek Ka” radeniz yoluyla şehrimize gelmiş” lerdir. İzciler, şimdi Yeniköyde bu - lunmaktadırlar. Beraberlerinde Lehistanın 6s - ki payitahtı Rakan şehrinin bü - yük bir albümünü hediye olarak getirmişlerdir. Bu albümü İstan bul valisine vereceklerdir. Dokuzuncu ihtisas mah- kemesinde mahküm olanlar Eroin satmaktan suçlu olan A- rap Niço'nun dostu Arap Paki- ze bir sene hapse ve 200 lira ağır para cezasına mahküm olmuştur. teme Fransız denizaltı gemileri gidiyor Bir haftadanberi şehrimizde bulunan iki Fransız tahtelbahiri | "bugün saat 22 de Jimanımızdan ayrılacaktır. Bir sandık Gi | 25 kuruşa! Fatihte Hanife Hanımın evine girerek bir sandık eşya © çaldığı iddia edilen Hüseyinin muhake- mesine dün ağır cezada bakılmış, Bazı şahitler dinlenmiştir. Hüseyin, hırsızlığa itiraz etme- miş, yalnız isnat edilen sandığı kırma suçunu işlemediğini söyle - miştir. Maznun: — Çaldığım eşyaları yirmi beş kuruşa sattım. Açtım. ekmek almak için gitmiştim. Kimse bu- lamadım açıkta bulduğum eşyala- rı çaldım, demiştir. Muhakeme Hanife hanımın € | vinde yeniden keşif yapılması ve bazı şahitlerin .getirilmesi için kalmıştır. Maslak faciasının muhakemesi Maslak yolunda otobüsle çar - pışan ve üç kişinin ölümüne sebe- biyet veren otomobilin şoförü Al- ber Taragano Efendinin muhake- mesine dün ağır ceza mahkeme - sinde devam edilmiş, (o çağırılan şahitler gelmemiş olduğundan po- lis marifetiyle getirilmeleri için muhakeme başka bir güne bıra - kılmıştır. .....1111EEEEEEAEAAEEEEEENIEN DENNINEANEN NEN ENANE RENEE ENA EUN SEAK ANA ANA Çarşamba biçki ihtisas mektebinde Fatihte Çarşambadaki biçki ihtisas meketbinin senelik sergisi dün açılmıştır. Açılma merasi - minde birçok davetliler ve gaze- teciler bulunmuştur. Merasim halk firkasi nahiye reisi doktor Hulüsi Ertuğrul Beyin bir nutku ile başlamış, buna talebeden Me- diha hanım cevap vermiştir. Son- ra Hulüsi Bey serginin bulundu - ğu salonun kapısındaki kurdelâ - yı kesmiş, sergi gezilmiştir. Bu sene mektepten yirmi hanım me - zun olmuştur. f Bu seneki ... Çok şükür sokakta patırdı da eksildi... i De 4 KR ver, Müşerref, Şükran, Firuze, Hâkime, Nevzat, Sali- Hidayet, o Sabıha, Muazzez, Semiha, - Servet, E- mine, Zihniye, Neriman, Naime, Nuriye hanrmlardır. e Hususi bir teşekkül olan Çarşamba biçki ih - tisas mektebinin 50 talebesi var- dır. Yedi sene zarfında 110 me- zun vermiştir. Tâlim ve terbiye heyeti Hayriye, Vedia, Mediha hanım: lardan mürekkeptir. Resmimiz bu | Lütfiye, ha, Nuriye, seneki mezunları ve talebe (o ha- ... Fakat ben gürültü ile mü- cadeleden mahvoldum... SOHBETLER Varol Ali Bey — Beyazide kaç para? — Üç otuz para. — Dört buçuk veriyordum, otu parn kârım var. e | — Fatihe kaç para oldu? — Sekiz otuz para, — Alâ! Üç on para kârliyum. Üç on para da dönüş, (altı buçuk eder. Ayda yüz doksan beş cebe kalıyor. ... Eylülün birinden beri, tramvaylars da hattâ meclislerde bu veya buna ya» kın muhavereler duyuyoruz. Seneler» den beri, yiyeceği ekmek parasından fazla bir parayı, Tramvay şirketinin kasasına yatıran halkın hiç şüphe yok ki, yüzü güldü. Altı buçuk kuruş deyip geçmiye « lim, Bir kilo ekmek parasıdır. Üç ki- şilik bir ailenin bir günlük nafakası « dır. Fakat bugün, Nafia Vekilimize! Var ol! Diye can ve gönülden haykt- rışımın sebebi bu bakımdan değildir. İtiraf edelim ki, bizde ecnebi şirket hâkimiyeti, ecnebi şirket tafra ve ca» kası, ecnebi şirket asasbaşılığı, sanki kapitülâsyonlar kalkmamış hissini w yandırmıyor mıydı?... Terkos bir dertti, Tramvay şirke- üne bugün söz geçirebildik, telefon bir illettir. İtiraf edelim ki, ecnebi şirketler, “Umumi menfaate hizmet” düsturunu “kesemize bereket” şekline koyup, meydan okuyarak, dilediklerini yapı - yorlar, âdeta “Hariç ez memleket” imtiyazma sahip imişler gibi hareket ediyorlardı. Şirket kapılarında, halkın şikâyet mercii yoktu. Bir ecnebi şirket kapı- cısı, en yüksek bir Türk efendisine ka- İ fa tutmağı, umumi müdürünün gay » retkeşliğinden kuvvet alarak, kendine şiar edinmişti. Bir ecnebi şirket müdürü, eski de- virlerin İngiltere devleti fahimesini | temsil eden sefiri gibi bir tavır takınız * ölieydi, ABI Aİ Ecnebi şirketler o komiserliği, bir korkuluk halini almıştı, “Şirketlerin saat kirası diye aldığı paralar halkı soymaktır!"” diye feryat ederdik. Yüzümüze gülerlerdi. “ Tramvay ücretleri pahalıdır. İs- tanbul halkı bu parayı veremez” diye bağırırdık. Dudak bükerlerdi. Ve bizi esl üzen, asıl sinirlendi » ren bu: Ecnebi şirketlere bir şey yas pamamazlıktı... Onlara bir şey yapı » lamaz, o söz geçirilemez sanıyor ve: Neden?.. Niçin? Diye birbirimize s0 ruyor, verecek cevap bulamıyorduk. "Tramvay ücretlerinin o inmesiyle maddi kazancımız oldu. Fakat mane- vi kazancımız çok daha büyüktür. Anlaşıldı ki, ecnebi şirket müdür. leri; eski devirlerin (| İngiltere sefiri değildir. Ellerinde “Hariç ez memle- ket” imtiyazı yoktur. Sözümüzü din- lemeğe, 'letediğimizi yapmağa mes burdurlar. 1 Eylül günü, kapitülâsyonların kalktığı gün kadar sevindik. Var ol Ali Bey! Selâm! izzet Dehri Efendi — O halde mu- hakkak kaynanandan bahsetmek istiyorsun!...