v6 — VAKİT 7.19 TEMMUZ 1934 mmm a e————- CE CL m Meraklı bir sergüzşet romanı Edgar Pip'in son maceraları Yazn : Arnold Galopen Reis, beni yanına çağırarak, işlerin fena gittiğini anlattı ağ “ Bir gün, bundan bir ay evvel i tevkif eden polis memuru| danlo'ya saray önünde rast| elmiyeyim mi? Hemen yakala - deliğe attırdım ve Pilkomayo| gidip bir aleyhtarını tutturdu - tumu söyledim: © — Ya, dedi, öyle mi? Bu herif serede? — Saray hapishanesinde. o — Pekâlâ! Milis muhafızlar| umandanını çağırınız. Zabit gelince ona hitaben: — Dostum Maliye Nazırı Mu - ido taraftarlarından birini yaka- ış. Aleyhtarane sözler söylü - « Bu gibi ahvalde kanunun! emrettiğini bilirsiniz, o değil| ? o — Evet, dedi, mevkuf nerede? . — Hapishanede, > — Mükemmel. © Miralay selâm verip uzaklaştı.! tilkomayo bana dönerek: — Azizim, dedi, son günlerde! irde bazı tahrikâta şahit bulu-! | m. Polis müdürü bazı kim-! i halkı kıyama teşvik etti «| fini bildiriyor. Siz bunlardan bi -| akaladınız, teşekkür ederim. ir yaylım ateşi bu sözü kesti.. sna balde ürktüm., . © — Neoluyor, dedim, saraya bir n mu yapılıyor - Pilkomayo gülerek: — — Korkmayınız, dedi, miralay, yakaladığınız herifi kurşuna diz-| — Ya öyle mi? dedim, pekâlâ.. Doğrusu bu kadarı aklımdan geç- nişti.. Pikomayo sözüne devamla : , — Evet, dedi, idarede muvaf- olmak için şiddetli hareket et- lâzımdır, Maamafih havanın değ ini görür görmez düşman- larımın gelip beni yakalamalarını bekliyecek değilim. İcabr halinde uradan uzaklaşmak için lâzım «| bütün tertibatımı almış bulu-| orum, Fakat bu bapta kimseye | ir şey söylememeli!.. Vakti ge - e birlikte kaçacağız.. — Benden emin olabilirsiniz. — Tabii, dedi, sizi tanıdığım “açılıyorum. İleride gene bu u hakkında görüşürüz. I © Saat dörtte, maaşlarına (zam mı istiyen posta memur “tarafmdan (gönderilen bir i kabul mecburiyetindey - « — Bunları kabul ettim. Fakat larını yerine getirmeğe kalkı- n kasada bir metelik kalmı- muhakkaktı. O Bunun için a yerine bol bol vaitlerde bu- dum, Heyet gittikten sonra o- kapanıp kasayı açtım ve ide hendesi şekiller (£ halinde n para destelerine göz gez- irdim. Hayatımda bu kadar çok ya hiç bir vakit malik oldu -| Zum vaki değildi. - Pilkomayo o gece bir balo ve- İ maktadır. Bu cümhuriyetin | olan Olibrio namındaki adam her; kti, © Karmençita namında bir dansö- davet etmiş. . Bundan bahse- en: germe güzellik ki sorma... yordu. Bu akşam görürsün! di - XXI Hâdiseler tahminimden (daha büyük bir süratle inkişaf ediyordu. Bir sabah beni Pilkomayo davet etti. o Yanıma çıkar çıkmaz: — Azizim, dedi, işler fena, hem çok fena gidiyor. Sabık reis Muça- donun taraftarları Vakar cümhu- ile ittifak © etmişler. Bunların günün birinde Vakar or-; dusunun himayesi altında bize hü- cum etmeleri çok (o muhtemeldir.| Görünüşe bakılırsa Muçado, Va : kara cümhuriyetinin merkezi olan| San Kristoya iltica etmiş bulun -! riyeti reji reisi| seye müsteit bir adamdır. Bunları| i bana dansöz Karmençita anlattı: — Pekâlâ ne yapacaksınız . — Ne mi yapacağım? Santa - Luciadan ayrılmaktan başka ya - pacak ne var ki? — Bir mukavemet (tecrübesi yapmıyacak mısınız?. — Vakara ordusuna, topları ve mitralyözleri olan bir orduya mu - kavemet olur mu?. Buna kalkış - mak muhakkak bir inhizamı mu - cip olur.. Saraydakiler henüz ha - kikatlerden haberdar değildir. Zi- ra derhal bizi terkederler. Gitme-| liyiz, vakit kaybetmeden gitmeli-| yiz. — Söylemesi kolay.. — Buradan yirmi ( mil uzakta bulunan Santos (o limanına gidip selefim Muçadonun yaptığı | gibi bir yat kiralıyacağım.. — Sonra nereye gideceksiniz?. — Tabii Venezuelaya.. Çünkü yalnız orada müsterih olabilirim, daha doğrusu müsterih olabiliriz... Çünkü sizi de beraberimde götü - receğim. Karmençitayı da beraber götürüyorum... — Büyük ihtiyatsızlık.. — Üçümuz şehir civarında bir otomobil gezintisi yapmağa gidi- yormuşuz gibi çıkar ve Santos yo- lunu tutarız., Orada kiralık vapur- lar bulunur. Bunlar lüks (şeyler değildir, amma bu gibi (o ahvalda azla iktifa zaruridir. — Ne vakit hareket etmeği dü - şünüyorsunuz?. — Kabil olduğu kadar çabuk .. Yarın ve en nihayet öbür gün.. Ya- rın Santosa gideriz.. — Niçin bugünden gitmiyelim? — Biraz düşünmeliyim.. o Belki daha muvafık bir tertip bulurum.. — Fakat ne gibi bir tertip?. Sağlık yolunda bir hekimin öğütleri Demirden daha dayanıklı, fa - ! kat bir çiçek gibi nazik bünyemiz vardır. Sağlam ana ve babadan doğan çocuk, dünyaya büyük bir güç sahibi olarak geliyor. Bu ço- cuğu, kendi cürmünde demirden yapılı bir makine ile karşılaştırır. sanız, görürsünüz ki, bu insan yavrusu, her hangi bir makineyi, dayanıklıkça geride bırakacak bir yapıya maliktir. Geliniz bir insanm midesini dü- şünelim: Kenarları bir portakal kabuğu kadar ince içi boş bir tor- ba gibi olan bu uzuv bir insanın günde vasati bir bucuk kilo yiye- cek yediğini farzedersek 70 yaşına geldiği zaman tahmi - nen 50.000 kilo yemeği eritmiş üğütmüş olacaktır ki, bu miktar, yemek, tam, orta halli 1000 adar Demek ki, yetmişlik bir adam, yam yam olsaydı, ken- di gibi tam bin kişiyi yemiş ola- caktı. Bu adamın yüreği, yetmişine gelen bir insanda tam 280 milyon litre kanı, bir yandan alıp, öte ya- na atmıstır. Bu adam, yetmişinekadar eğer bir soba olarak kullanılsaydı he - men hemen 54.000 litre suyu fı - kır fıkır kaynatacak bir sıcaklığı dışına vermiş olacaktı. Ya, bu adamın gözü ne kuvvet- li bir fotoğraf mekinesidir bilse- niz. Göz, henüz teyide muhtaç, ve fakat umumiyetle kabul edilmiş olan bir nazariyeye göre, tıpkı fotoğraf makinesindeolduğu gibi bakilan şeylerin “resimlerini alır. Bir kitap okuduğunuz zaman, ya- hut gözünüzü etrafa şöyle bir gez dirdiğinizde gözünüzde çıkan ve derhal kaybolan, binlerce vebin - lerce resmin, nasıl olup ta bu ka- dar kısa bir zamanda çıktığını bir kerre düşündünüz mü?. Bu ka - dar hızla iş gören bir fotoğraf makinesi var mı?, Bilirsiniz ki, ağır yükleri kaldı- ran bir vinç, kömürün yanmasın- dan hasıl olan buhar, veya elek - trik kuvvetiyle iş görür. İnsan da kendi vücudunda kömür ye - kar, çalışır. İnsanda da, bir vinç- te de iş gören kuvvetin adına “mi- haniki kuvvet,, deriz. Bu kuvvet, insan ve hayvan vücudunda gâyet idareli bir surette meydana gelir. Ve bu adele kuvveti ne işler gör- mez? İcabında dağ devirir ve çok güç yıpranır, Ya, insan beynine ne dersiniz? Akıl ve fikir kaynağı olan beyin insan beyninin doğurduğu harika- ları düşününüz. Bu kuvet ne mü- essirdir. Bakarsınız, bir kaç ke - limelik bir hitabe, bazan binlerce ve yüz binlerce ve hatta milyon - larca insan kütlesini, tek bir kaya gibi, birbirine bağlar ve yerinden oynatır. Dışardan göze görün - mediği halde, kafa tasmın içinde, yanan ve yakan, tutuşan ve tutuş- insan demektir. — Bunu bana bırakınız ve emini olunuz. Şu Santa — Lucia denilen mem- lekette halkın nasıl süratle | fikir ve kanaat değiştirdiğine şahit ol- dum.. Muçado taraftarları o baş döndürücü bir süratle ayaklanıyor ve silâhlanıyordu. o Düne kadar karşımda hürmetle ( iğilenler, bu- gün bana yan yan bakıyorlardı. (Devami var) turan insan beyninden cıkan bir felsefi fikir, omeselâ Omabut- lara inanış, milyonlarla in-| san ayni fikir ve ayni cmel etra- fında toplamıyor mu? Hiristiyan-| lik namma yapılar “Ehli salip — puta tapanlar,, akınları, “İlâyı ke- limetullah,, nama islâm harple- ri ve bütün bu büyük hareketler | ve sarsıntılar, bep beşer fikrinin insan toplulukları üzerindeki seh- har tesirinden başka nedir?. Es- kiden beşer dimağı ancak “Dün - Yazan: Istanbul fesörlerinden : yanın yedi acibesi,, denilen şeyi -| leri doğurmuşken bugünkü sanat ve bilgi, binlerce harika Ağ muyor mu?. v.. Bu kadar kuvet ve kudrete ma-| lik olan insan vücudü, insan aza- sı bütün sanaterbabına örnek o- lacak bilerce ve yüz binlerce “İş-| leme tarzı, gösterir ki, bunlara ilim dilinde “Fonksiyon - Fonc- tion,, denir. Bu fonksiyonlar o| tarzda yapılmıştır ki bütün işle » | mesi ancak hayat ışığının sönme- mesine çalışmaktır. O ışığı sön- dürebilecek her hangi bir tesir karşısında, tabiat, fonksiyonu der- hal, düzeltecek tertibat almıştır. Hepinizin bildiğiniz bir misali a - lalım: Mideniz, barsağınız bo-| zulunca, kusarsınız, sürgün olur - sunuz. Bu suretle fenalıkları a - tarsınız. Tabiat, size verilmiş olan ha - yatı saklamak icin var kuvvetiyle çalışıyor. Yardıma koşmak, si - zin için faydalıdır. Daha çok ya- şarsımız. İnsanın aklı, bu çalışmada ta- biate yardım etmek için düşün - meyi emreder. ,Iik insana bile bu fikir gelmiştir ve bundan, gittik- çe genişliyen “Sağlık bilgisi,, mey dana gelmiştir. İlk insan, yaratıldıktan ve ken- dine “Ben, dedikten sonra, vücu - dundaki bu büyük kuvvetleri his etmiştir. Ve o kuvvetleri sakla - mayı düşünmüştür. Bundan da üniversitesi pro- Kemal Cenap fak ta oldulardı. Eğer bu hura - feler, senin ve ailenin sıhhatin dokunmasaydı belki sadece bir | bilgisizlikten ibaret kalırdı. Va- hi bunu da sana yakıştıramaz - dık ama, yapılanlar hem sana, hem de evine, barkına, çoluğuna, çocuğuna fenalık getiriyor, Bu kış ne yandım bilseniz. Mahallemiz- de Anadolunun bir gürbüz Türkü oturur. Bu genç inanın bana yüz- lerce o kilo ağırlığıdaki (Onyükü elma sepeti taşır gibi taşır. Günün birinde bu adamın bir çocuğu oldu. Ortalık kar, kıya - met. Çocuk daha haftalık iken, açık bir arabaya koyarak, Kadı » köyünden Üsküdara, bir saatlik yere, çocuğun "yıldızına baktırma- ya,, götürüyor. Yıldızma bakılan bu yavru, gidiş geliş soğuk alıyor. Hastalanıyor ve zavallının hayat yıldızı sönüyor. Buna yanılmaz mı?. Hayat ve sağlık bu kadar basit düşüncelere feda edilir mi? Köylü böyle ise itiraf etmeli ki, şehirli de boş ve hoş duruyor mu? Ne gezer.. Gündüz, hayatını kazanmak için didinenin, akşam olunca din- lenmesi lâzım değil mi?. Evet, fakat ya balo var, ya eğlence var. Onu ne yapalım?. Hem sonra a - dımız “Gayri medeni,, çıkar.. Bu hal, insan icin kârlı mr, zararlı mı? Ben hekim olduğum için her gün görüyorum ki, zararlı.. Dünya dertlerini unutmak için, o kadar büyük iş gördüğünü yu » “Sağlık bilyisi;; gılemıştır.——İ karda sövlediğim midaniya -00-3- Demek ki, bu bilgi ve sağlık kaygısı, beşeriyet için bir şey de- ğildir. Bu bilgi, beşeriyet ilerle -| dikçe onunla denk olarak ilerledi ve bu asırda kemaline vardr. Atalarımız, Türkler, kendi sağ- lıklarına çok ehemiyet verdiler. Orta Asyadan kalkarak dünyanın dört yanına akmış olan biz Türkle rin ilim ve sıhhat tarihindeki rol- lerimizi bir atrafa bırakalım. Ya kr tarihlerde gene biz Türkler da- ha Avrupada düşünülmemişken ge niş halk hamamları, hastaneler yaptık. Açık hava oyunlarma & - hemmiyet verdik. Atlarda uçtuk, cirit oOoynadık spora < kıymet Verdikti. | Demek olur ki, sağ-| lık düşüncesi, yukarda da işaret ettiğimiz gibi, beşeriyetin en eski bir müessesesidir. Osmanlı tarihinin son gerileme devrinde, kafalarımıza sağlık bil- gisine dair hiç bir terbiye veril - mezdi. Karabaş tecvidinden baş- ka şeye vakit bırakılmazdı. Me- selâ ben ve benim neslim, ancak Tıbbiye mektebinde idi ki, sıhhat koruma dersleri almıya başlamış- tık. Bir içtimai heyetin gücü, fer- di kuvvetlerin hasılası olduğunu bilen Cumhuriyet zimamdarları - mız, bir taraftan topluluğun, bir! taraftan da ferdin sağlığına lâzım; gelen ehemmiyeti verdi. Bu büyük işi, onu salâhiyetle ve muvaffakiyetle başaranlara bıra - kalım. Azizim köylü: Seninle baş ba-| şa kalalım. Eski sultanların geri- leme ve geriletme devirlerinde se- ni cahil bırakmak için elden gelen! yapıldıydı. Senin aziz kafanı, meşgul edip. sana kendilerinin yaptıklarımı düşündürmemek için, kafana hurafeler doldurmaya ça- lıştılar. Ve yazık ki bunda muvaf nız ispirtonun, sağlığınızı ne ka- dar bozduğunun farkında mısı - nız? Vakıa, ispirto insana yarar mı yaramaz mı, meselesi bir ilim da- vasıdır, Vücutta, kömür gibi yas nar, az olursa faydası bile vardır. Fakat, fenalığı o kadar çoktur ki hiç çekinmeden onun faydasın - dan vazgeçiniz, demek yanlış ol- maz. Alabildiğine yemek yemeğe ne demeli?. Bilseniz ki, bu da sizi, adeta zehirler. Her gün seve se- ve yediğimiz şeylerin içinde mi - demizin, kara ciğerimizin uğratıp uğrasıp fenalıklarını düzelteme - dikleri öyle zehirler var ki... Hele etli yemekle, elinde iğne taşıyan ve size onu & a sokup duran hakiki dostunu: gibidir. Bu; cil veli iğnelerle uğjraşar mideniz, kara ciğerinizdir. İğeler çoğa * lırsa; size yazık olur. Onun içindir ki, eğer sıhhat ka” ideleri size: 1 — Az, fakat özlü ve yetişecek kadar yeyin. 2 — Erken yatm, erken kalkın: 3 — İspirtolu içkileri ya hiç i€“ meyin, ya pek az için, 4 — Açık havada ve güneşi? gezin. 5 — Yıkanm daima temiz olun 6 — Neşeli olun gam tutmay” 7 — Vücudunuzu ve kafa çok yormayın. 3 Diyorsa, bunlara inanın ve ** ! dece inanmakla kalmayın, bu ks” ideleri tatbik edin. Unutmayın ki: p Ferdin sağlığı, Büyük Milleti zin varlığıdır. İstanbul Oniversie Profesörlerind€” Kemal CenaP