Dedikodu Evlenme bahsinde akraba meselesi Bir erkekle bir kız biribirlerini| severler. Bu sevgi uzun müddet görüşmekten, konuşmaktan, ta - nışmaktan ve anlaşmaktan doğar. Nihayet biribirlerini seven o iki kişi evlenmeye karar verirler. Bu evlenme kararı verilinceye | kadar ortada rol oynıyanlar iki kişiden ibarettir: Yekdiğerini se-| ven müstakbel karı koca. Fakat iş evlenmeye gelince bu iki kişi birdenbire on iki, yirmi iki ve belki daha fazla kişi oluverir. Çünkü kızın ve örkeğin ebeveyni ve akrabası da derhal ortaya çı- karlar, İstenilir ki kız erkeği ve erkek kızı nasıl seviyorsa, kız er- kek akrabasını, erkek kızın akra» basını ve nihayet tarafeyn akra- bası da biribirlerini sevsinler, da- ha doğrusu biribirlerinden hoş- lansınlar. Bu mesele kurulan bir çok Ailelerin mahvma sebep olmuştur ve olmaktadır. Evlenme kararı verildikten ve evlendikten sonra ortaya çıkan akrabanın biribirle- rinden hoşlanmasını obeklemek! doğru değildir. İnsanlarda “me-! yil,, denilen bir his vardır. Şayet| yeni evlenen kız, kocasının akra- basından hoşlanmıyorsa, yahut | erkek, karısının akrabasından hoşlanmıyorsa, tarafeyni buna ic- bar etmek doğru değildir. Esasen icbar etmeye imkân yoktur. Çün- kü zorla güzellik olamıyacağı a- talarımızdan kalma bir (sözdür. Şu halde karı koca hayatında bir de akraba münazaası vardır. Bu münazaa kelimesi yerine sinir kelimesi kullanılarak akraba sini-| ri de denilebilir. Her yeni evlenen kari koca, bu münazaayı evvelin- | den hesaba katmıya mecburdur. Bu münazaanın ciddi ibtilâflara| sebep olmaşını menetmek karı ile kocanın dirayet ve meharetine | kalmış bir meseledir. Bu münaza-! alar artacak ve ciddi kavga şekil! leri alacak olursa, kurulan aile-! nin hayatı ve mevcudiyeti tehli-! keye girmiş olur. Vaziyetin tehlikeye girdiği ek»! seriya tarafeynden (birisinin, ya! kadının veyahut erkeğin, diğeri- | ne akrabasından şikâyet etmeye başlamasiyle anlaşılır. o Ekseriya bu akraba sinirinin iş işten geç- tikten sonra © tuttuğu anlaşılır. Tıpkı çürüyen bir dişin, çürük si- mire kadar nüfuz ettikten (o sonra ağrımıya başlaması gibi. İşte o zaman iş işten geçmek üzeredir. Şayet aile saadetinin muhafazası İsteniliyorsa, çürük dişte yapıldı- ğı gibi, hemen tutan o siniri kö- künden kesmek ve öldürmek lâ - zımdır. Sinirin kökünden kesilme si mevzuu bahsolan akraba ile olan münasebetin derhal durdur rulması demektir, Burada erke- Zin kadını ve kadının erkeği an- laması lâzımdır. Evdeki huzur ve rahatım, sükün ve asayişin muha- fazası için akrabadan birisiyle Katı münasebet etmek pek büyük bir fedakârlık değildir. Mademki karı koca yekvücuttur, o halde bu Vücudun bir kısmınm hoşlanma» dığı şeyi diğer kısmın derhal ka- bul etmesi kadar tabii bir şey o -! lamaz. Yoksa akraba yüzünden | koca arasında münazaa çık- Mas ve tarafeynin hemfikir ola: İ orlaya atması erkeğin İ cağını bildirdiği istihbar edilmiş- | teessürü mucip olmuştur. Maması kadar acıklı bir şey tasav Yur edilemez. Meselâ kadının bir biraderi vardır, Bu adam her şeyi lık görebilir. Bu biraderin sık sık eve gelmesi ve kocasının karşısı” na geçip bedbinane fikirlerini karan» | asabına dokunabilir, Bir de erkeğin bir kız kardeşi olabilir. Bu kız kardeş kinayeli sözler söylemekten yengesini şinirlendirmekten zev - kalabilir. Bu vaziyetlerde her ka- dınm biraderine ve erkeğin hem- şiresine ihtaratta bulunması, ka - ranlık fikirleri ortaya atmaklan veyahut kinayeli sözler söylemek»! ten vazgeçmelerini anlatmaları! kurulan ailenin mevcudiyetini i- dare ettirmek için elzemdir. Hatta yapılan ihtarat bir fayda vermi- yorsa, onlarla yavaş yavaş alâka- yı kesmek bile enizdir. Kadının biraderini ve erkeğin de hemşiresini müdafaaya kal- kışmaları onların kurulan sileyi inkâr ettiklerine delâlet eder. En iyisi aile daha kurulurken görüşülecek ve konuşulacak ek- rabayı iyice seçmektir. Bunu yap-! mak kabil olursa o zaman ilerde şu veya bu akraba ile olan müna-| sebetin idamesi ( lâzımgeldiğiz- dair karı koca arasında şiddetli! ihtilâflar çıkmasının önüne ge-| çilmiş olur. Yoksa karı koca bir kere “ya o ya ben!,, demeğe baş- lıyacak olurlarsa o aileden artık hiçbir hayır beklenemez. Dedikoducu Müessef hadise (Baş tarafı 1 nci sayfada) ve tir. Ankarada teessür Ankara, 18 (A.A.) — Ankars mahafilinde öğrendiğimize Dipburnunda vuku bulan müessif hadise üzerine İngiliz donanma » sına mensup bir zabitin kazaya uğraması memlekette samimi bir Avam kamarasında gösterilen alâka ve göre, teessür, Türkiyede tamamiyle ar laşılmaktadır. Kaçakçılık ve her nevi vukua - tım sık sık vuku bulduğu bir min- takâya İnkiliz zabitlerinin düş - mesinin masum ve tesadüfi bir! şey olduğunr şüphe yoktur. Vazifelerini sadıkane ve ma » sumane ifa eden askerlerimizin, İngiliz zabitlerine temas ettikleri- ni tahmin ettirecek her hangi bir delili mevcut olmıyan şerait için- de hareket ettikleri âşikâr bulun- maktadır. Müşterek bir tahkik heyetinin hadisenin bu mahiyetini meydana koyması arzu olunmaktadır. Asıl mesele bu mücssif hadise etrafında iki tarafm efkârında yanlış rivayetlere meydan veril « memesi ve bunun acı bir hatıra bırakması ihtimalinin izalesi ve bertaraf edilmesidir. kes bu hissiyata rak etmektedir. İ samimane işli - ölen ingiliz zabitinin cesedi aranıyor Vathi - Sisam adası, 18 (A.A.) Reuter ajansı bildiriyor: Lon- don ismindeki İngiliz krüvazörü limandan üç mil msafede demir atmıştır, Krüvazör kaplanı ya - lerden memnuniyet İ tirmeleri yolunda kendilerini teş- Burada her 13 — VAKIT , i 19 TEMMUZ 1934p Yerli Mallar sergisi dün açıldı EE (Baştarafı 2 inen sayılada) Müteakiben sanayi birliği umumi Kâtibi Nazmi Nuri Bey, o şimdiye kadar açılan beş serginin tarihini, ithalât ve ihracatımızın geçirdi- ği safhaları, 250 milyon liraya varan ithalât (o masrafımızın son devir içinde 160 milyonunu kur - tarmış olmamızı etrafiyle anlattık- tan sonra; Beş senedenberi sergimizi aç» mak lütfunda bulunan Büyük Mil. let Meclisi Reişi Kâzım Paşa Haz- retlerinin altıner yerli mallar ser- gisinin küşat resmini ifa buyurmas sı istirham ederim,, diye nutku- nu bitirerek Pş. Hazretlerini, bina, nın iç çatısına gerili duran kırmızı beyaz kurdelâyı kesmeğe davet et- ti, Müteakiben, Kâzım Paşa Haz» retleri, beraberlerinde vali ve bes lediye reisi Muhittin Bey, İstanbul emniyet müdürü Fehmi Bey, gaze” bulunduğu halde yorulmak bilmez bir devam- la ve her sanayiciye, geçen seneye nisbetle mamülâtmda gösterdiği! farkları inceden inceye sormak si» retiyle sergiyi bir baştan bir başa | dolaşmışlar ve küçük bir istirahati müteakip gene ayni tarzda avlu daki pavyonları birer birer gez - miş, alâkadar olmuşlardır. © Kâzım Paşa Hazretleri, görüp muayene ettiği şeylerin en çok, ip- tidai maddeleri üzerinde durmuş- lar ve muhtelif sualler sormuşlar- dır, Kâzım Paşa Hazretleri, evvelâ sağdaki pavyondan başlamış, kra- vatları, ipekli kumaşları muaye- ne etmiş, geçen seneye nisbetle! tecilr ve sergi erkânı ırklarını sormuş, netice-| göstererek meydana koyanları tebrik etmiş; ellerini sıkmıştır. Kâzım Paşa Hazretlerinin en çok alâkaları, bütün bu mensu - catta halis Türk işçilerinin emeği- ni, Türk kabiliyetini görmeğe tev» cih ediyordu. Hemen her sanayi ehline, ustalara şanatlarındaki bil-| giyi nerede edindiklerini sormuş, | “Türkiyede,, cevabını aldıkça teb- rik ederek, ellerini sıkarak, da- ha çok çırak daha çok usta yetiş-! vik etmiştir. Kâzım Paşa Hz. geçen seneye! nisbetle masnuattaki (o meziyet farklarını yorulmaksızın ovemü- | dekkikâne sorup araştırmıştır. : Meclis Reisimiz yün iş dairele-! rini, inbisar idaresini, halat kı-| sımlarını kuyumculuk dairesini bina dahilindeki her yeri gezdik » ten sonra, bir müddet istirahat etmişlerdir. Bu sırada gazetecilere şu beya- natta bulunmuşlardır: “Sergi, geçen seneye nisbeten daha mükemmel olmuştur. Yerli sayaniimizin terakkisini (burada vazıhan görüyoruz. Çok az bir za man zarfındaki bu terakki, mil- letimizin yüksek kabiliyetini gös- terir.,, nında İngiliz viskonsülü olduğu halde. Türk memurlarından, bah- riye dokloru müteveffa Robinso -| nun cesedini aramak üzere Sisam İ boğazında taharriyatta bulunmak için müsaade istemiştir, Bu mü » saade verilmiş ve taharriyata baş- lanmıştır. Tigani limanına 12 İngiliz harp gemisi demirlemiştir. İ kürkçü dükkânıdır. Döner dola» Üstte; Sergiyi &çan Meclis Reisi Kâzım Paşa Hz. merasimle kurdelâyı kesiyor, , Altta: Serginin açılışında bulunan halk Müteakiben Kâzım Paşa Haz - retleri, dışarı pavyonları © birer birer dolaşmağa başlamıştır. Bu a- ralık, halk da içeriye bırakılmış ve sergi tahminen beş bini müteca- viz bir kalabalık tarafından işgal edilmiş bulunuyordu. Meclis Reişi Hazretlerine, pav-! yonları gezdikleri sırada, Bursa» | dan henüz (gelen ikusat vekili Mahmut Celâl Bey de mülâki ol- muş ve Kâzım Paşa Hazretleri bu- radaki pavyonların birinde, İktı » sat vekili beye memnuniyetlerini izhar etmiş ve “Sanayii ( himaye| Müthiş. bir meydana çıkarıldı A Pastarafı 2 inen sazıtada) şaşırmış, tanıdıklarına köye ka - dar gidip geleceğini söylemiştir. Bundan on gün evvel bir sabah! Osman odasından dışarı çıkmış,| üst katta oturan Yahudi kadın -| lara: — Nazmiye gece yanımdan kaçmış. Demiştir. Osmanın telâş göstermemesi bunların dikkatini çekmiş ise de: — Tilkinin gideceği yer gene $ır, gene gelir. Deyince ehemmi- yet vermemişlerdir. Osmanın yalnız başina kaldığı- nı ev sahibi Fehmi Bey haber a- lmca Osmanı çağırtmış: — Sen bekâr bir adamsın, ar-i tık burada oturma, demiştir, Osman, buna şöyle cevap ver - miştir: — Ben zaten bir kaç güne ka- dar köyüme gideceğim., Osman karısının ortadan kay -! bolduğunu (söylediği (o günden sonra gene akşamları pençeresi - nin önünde rakı içmiş, gramofon çalmış, hatta neşeli neşeli şarkı da söylemiştir. Dün de, akşama doğru Osman| mahallenin hammallarından biri- ni evine çağırtmış, denk yaptığı eşyalarını hammalın sırtma ver - mıştır. İHammal eşyaları rıhtım - da demirli bulunan Cumhuriyet vapuruna (götürüp bırakmıştır. Gece Osman eve artık dönme - miştir, Nihayet dün öğleye doğru üst katta oturan bir Yahudi kadın, alt katta Osmanın çıktığı odaya taşınmak istemiş, odaya, süpür * | eli meydana çıkmıştır. yolundaki gayretini,, tebrik etmiş# tir. İktisat Vekili o Mahmut Celâl ğ Bey, İstanbula muvasalatından € vel bir telgrafla serginin mesaisi ni kutlulamıştır, ) Meclis Reisi (Hazretleri saat tam altıda otomobille sergiden ay» rılmışlardır. - Müteakiben vali ve belediye re» isi Muhittin Bey gitmiştir. Sergi dün gece on buçuğa ka « dar binlerce kişi tarafından tekrap tekrar dolup boşalmıştır. cinayet a seni “e m m a a e öm a mm ik Anh gn ary H mek üzere elinde süpürge ile gis” i rince, burnuna sarımsak kokusu 57 gelmiştir. Kadın bir az daha ilersi” leyince sarımsak kokusunun kos kinleştiğini ve bu kokuya başka kokular da karıştığını hissetmiş * tir. Nazmiyenin evden ansızın kaçs© ması üzerine şüphesi bulunan kas © dın, hemen keyfiyeten ev sahibi” Fehmi Beyi ve zabıtayı haberdar etmiştir. Zabıta memurları eve gelmiş * ler, kokunun nereden geldiğini as © raştırmışlardır. Bu esnada yer -” deki tahta döşemenin aralıkların» dan sarımsak kokusu geldiği ans” laşılınca bir metre murabbamda © bir tahta sökülmüş ve altmdaki | toprak kazılınca Nazmiyenin sağ i Ilk tahkikata göre, Nazmiyeyi gece uyurken boğdu - i ğu ve sonra tahtayı kaldırarak el- bisesiyle gömdüğü anlaşılmakta « dır. Osman cinayetinin çabuk meydana çıkmaması için de kadı nın üzerine bir kaç okka sarım « © sak dökmüştür, i | Osman j v Evin diğer odalarında oturan « 59 lar, cinayetin gece yarısı yapıldı * n ğma kanidirler. Çünkü gündüz id ev hiç bir zaman boş kalmamış #8 tır. İ Osmanın, Nazmiyeyi neden ök dürdüğü henüz belli değildir. Os- : manın dün öğle Üzeri kalkan 55 Cumhuriyet vapuriyle gittiği an- © laşılmıştır. limanlara telgraflar çekilmiştir. #8 Nöbetçi müddeiumumisiyle zas 5 bıta sabaha kadar tahkikatla uğ ii raşmışlardır. j Vapurun uğriyacağı pi