| IŞARETLER Sir Herbert'in raporu Osmanlı Bankası 67 inci içtima Londrada Sir Herbert Lawrence reis* liği altımda toplanmıştır. Bu toplantı - nm teferrüatinı gazetelerde okumuşsu- nuzdur. Onlardan bahsedecek değilim. | Yalnız Sir Herbert Lawrence'in baz! | sözlerini işaret edeceğim. “Türkiyenin başlıca, alacaklılar! © lan Fransa ve Almanya, Türkiyeye #ar- şı mühim müsaadelerde bulunmıya Ta- 2 edilmişlerdir. Bu suretle Türkiye, borçlar münakalesi ihtiyaci için olduk- it bi i 1 iştir. ça müsait bir vaziyet elde etmiştir ihtiyat evrakı nak- 1930 Eylülünde z itibaren (hariç diyesinin ihracından z memleketlerden Türkiyeye yene pi- raları akmıya başlanınığ VE bu müddet zarfında Türk parası 12.06 frank ola- rak sabit kalmıştır Bu sözlerin bir asr “ün Türk ta. 2 ii ehemmiyetli rol oynanış. e a tarihe geçtiği haide kinini hâlâ muhafazaya kudret bulabi- len bir teşekkülün elinden çıkması el- bette lâyıktır. Osmanlı Bankasının kurulduğu ilk ün, meselâ bu bankanm ikinci tı zabıtlarını buraya © yazmak mümkün olsaydı - aradaki vesikaları göstermek mümkün olurdu. Osmanlı bankasını ilk senelerinde toplantı zabıtlarında şöyle bir kayde rastgelinir: En çok imtiyaza mazhar olan banka O zamanki bu sözün mânası ile 67 inci inin yaporu da bize hay- Vi fikir fe yarar: Londradaki son içtimada söylenen sözler. Milli iktisat ve cihazı içinde o - İnn bu müessesenin sağını, solunu he- sap €derek ileri sürdüğü düşüncelerdir. İlle senelerdeki hesaplarda, ileri sü- rülen nazariyelerin hudutlandırdığı ne bir milli hayat, ne bir milli dava, hattâ | secde müstakil bir milletin mukadde- rafına uygun kararlar vardır. Bu satırlarla mali ve iktisadi bir mü- e4s8#nin tarihini yazmak istemediği - | mis için sadeçe bu iki düşünce arasın. | daki farkı ve bu farka sebep olan hâdi- seleri âğaretlemek istiyoruz. ü i İlk senelerinde en çok imtiyaz maz- bar olan banka diyen şu sene Bödte.Fi- iân filin devletler Türkiye lehine ha - rekte mecbur olmuşlardır kaydını zap- ima ilâve etmek mecburiyetini hisse- diyor. " Bu mecburiyeti biz, kendimizde, ken di bünyemizdeki değişmelerde arsma- İeyız. Onu veren, fazlasile istismar edi- bir memlekettik. uhun için memelekete giren bü - ve mali müesseselerin mak- j sndı Türkiyeyi sadece boşaltmak, onu en âZ Mâsrafla en kolay sümürülebilir bir hale koymaktı. Bu manzara fecaa- 8 benimseyen, istiyenler için tabii bir Buzün bu fecaati benimsiyenlerin hepsi bir tarih enkazı haline girmişler» dir. Bu enkazın bizim hayatımızdan ne kadar uzaklaşmış olduğuna Sir Her- bert Lawrence'in sözleri kadar şahadet edecek bir başka vesika az bulunur. | Sadri Etem i iy — Dehri Efendi, Allah rahmet etsin. Nihayet Zero Ağa da öldü | diye Vekâleti keyfiyeti belediyeden| İ mi seyyah gelmiştir. müracaat Vali Bey; kanuni müeyyideler ve devlet “otoritesi şahsi olamaz, Sinemacılar manevra yapıyorlar ! diyor menfaatlerin Sinemacılar Maliye Vekâletine | de müracaat ederek sinemaların! kapalı bulunmasından devlet ha- i ara uğradığını / « üzerine Ma-| inin haylı b sişlerdir. sormuştur. Belediye de Vekâlete bu hususta icabeden cevabı ver- miştir. Vali ve belediye reisi Mu- hittin B. dün bir muharririmize si- nemalar meselesi hakkmda şu be- yanatta bulunmuştur: “.- Sinema meselesinde huku- kan, mantıkan ve ahlâkan hulâsa her cepheden kendimizi tamamen haklı görmekteyiz. Binaenaleyh bu davayı sonuna kadar götürmek hususundaki azim ve kararımız Kahve parası Yüzünden işlenen cinayet davası neticelendi Bir müddet evel Kasımpaşada| kahve parası yüzünden aralarında çıkan kavga neticesinde o Ahmet efendiyi bıçakla öldürmekten suç» lu Kâmil Efendi, İstanbu! ağır ce! za mahkemesinde dün evelce ve-! rilen karar temyizce bozulmuş ola rak muhakeme edilmiştir. | Kâmil efendi tehevvüren öldür- mekten on beş seneye mahküm ol- muş, af konunu dolayısiyle ceza müddeti on seneye, ağır tahrik sebebiyle de yedi seneye inmiştir. | Ölenin varisine beş yüz lira tazmi- nat verecektir. ————— a Telefon şirketinden alınacak paralar Fazla alınan telefon paraları - nın şirketten istendiğini yazmış- tık. Belediye bir yandan henüz sonu alınmamış mektupları toplar- ken bir yandan da dahiliye ce sih- hiye vekâletlerinden şirketten ala» cağı paraları ne şekilde sarfedil- mesine mezuniyet sormuştur. Vekâletten cevap üzerine yapılacak ie) nin projesi hazırlanacaktır. İ Gelenler, Gidenler ! Esnaf bankası i varmda Dragodina ismindeki bir yerde balık avlıyen bir Yunan ka- yığı yakalanmıştır. oyuncağı katidir, Sinemacılar nereye mü- | racaat ederlerse etsinler, nihayet müracaatlerini halledecek bir mü- essese vardır. O da, hak müesse- sesidir. Buna istinaden hakkımızı sonuna kadar müdafaa edeceğiz. Sinemacıların hatırı için İstanbul | sokaklarının bir aceze ve dilençi! meşheri haline getirmeğe asla mus! vafakat edemem, Kanuni müey-| yideler ve devlet otoritesi bir ta- kım şahsi menfaatlerin oyuncağı olamaz. Er geç hakikat tezahür! edecektir. Her sene sinemaların kapandığı bu yaz tatilinde sinema- cıların yaptıkları bu manevraları manasını bir çok kimseler anlamı” yabilir. Fakat ben bunu pek iyi muame- | lâtının tetkiki bitiyor İstabul Esnaf bankası muame - lâtmı her safhadan tetkik ötmek! üzere hükümetçe memur €dileni maliye baş müfettişi Tevfik Talât Beyle İktisat Vekâleti kredi işleri müdürü Cemal Ziya Bey, yaptık- ları tetkiklerin sonuna gelmis bu lunriâktadmlar, Bankanın fasliyete başladığı an- dan, yani dokuz senedenberi yap-| tığı bütün müamelâtın idari, hu- kuki, iktisadi bütün safhalarmı hem vesikalar ve defterler ve hem de bu muamelâtla uzaktan ve ya- kmdan alâkadar hususi ve resmi müessesata teşmil (suretiyle ya- pılan bu tetkikat, isticvap ve tah- kikata isinat edecek (o raporların süratle ihzarı mesaisine faaliyetle devam edilmektedir. Raporların bir kaç güne kadar ikmal edilmesi muhtemeldir. Esrarlı balıkçı! Gümrük muhafaza memurları tarafmdan İsmail isminde bir ba-| likçı Tavşancılda yakalanmış, üze- ri arandığı zaman yüz gram esrar vereceklerini bulunmuştur, Ismail Gebze müd- gelecek deiumumiliğine verilmistir. Bundan başka Saros körfezi ci- Kara suları- Dün Çekoslovakyadan yüz yir| mızda balık aylıyan balıkçıların bugün gideceklerdir. w Fakat biz öyle sanıyorduk ki yüz altmış sene yaşam:ş bir adam ahrete gi derken artık gözü arkada kalmaz... çok emelleri varmış, Seyyahlar| kayığı ve ağları musadere edilmiş- tir. - Meğer onun hâlâ ulaşamadığı Gl vallr babam, bu dünyasına doymadan Cİ gürtü,, diye ağlamış! ettiler anlarım. Zaten bir kâr temin et- miyen ölü mevsimde “Ne koparır. sak kârdır.,, diye bu mânevrayı yapmışlardır. Sinemaların açıla. bilmesinin bir tek şartı vardır. O da Darülâceze hissesini vermektir. | Bu şart tahakkuk edince sinema- lar açılır, Maksat sinemaları za- rara sokmak değil, kanunun hük- münü yerine getirmektir. Halkın ödediği bir fukara vergisini sine- macıların eline bırakamayız. Bu-| nu kanunun gösterdiği yola vere-| ceğiz. Darülâceze | hissesinin ka-| nuni müeyyidesine istinaden bul resmi vermiyenleri film göster-| mekten menediyoruz. Darülâceze! hissesini veren dört sinema da a- çılmıştır.,, Stenografi 15 Temmuzda başlamak | üzere kurs açılıyor | Yüksek iktisat ve ticaret mek- tebinde on beş temmuzda bir ste- nografi kursu açılacaktır. Bu kurs, mekteplerin açılma zamanı olan | eylül sonuna kadar (devam ede-i cektir, Mektebin muallimlerinden ste- nografi mütehassısı Avram Bena- roya Bey tarafından verilecek o - lan derslere, herkes iştirak ede - bilecektir. Mektepte ayni zamanda dakti- lo ve Fransızca kursları da açıl - ması kararlaştırılmıştır. Berberler, hamamcılar ve Cuma tatili Bazı vilâyetlerdeki Oo kundura D .. « <i $— VAKİT ZTEMUZ1İU — | SOHBETLER emre seren I Sokak Terbiyesi Almanyada, sokak terbiyesi hafta» sına başlanmış. Senede bir hafta, bü. yük ve kalabalık şehirler halkına, s0- kakta yürümek usulleri öğretilecek » miş. Bundan bahseden “Le Temps,, ga- zetesi muharrirlerinden biri: Yolda yü rümek san'ati gittikçe muğlaklaşıyor ve karışık bir şekil alıyor. Medeniyetin tevakkisi ve inkişafı yollarda çok güç lükle, çok dikkatle ve büyük zekâ sar- federek yürümeği mecbur kılıyor. Me- deniyetin inkişafı son kemali bulun- ca, herkes evinde oturmağı daha mü- nasip, sokağa çıkmamayı daha ihtiyatlı bulacak.,, diyor. Bu, işin lâtife tarafıdır ve sokak ter- biyesine ihtiyacı olan bir şehir halkı varsa, o da İstanbul şehridir. Almanya ile arası hiç te iyi olmıyan ve Nasyonal Sosyalizm'e taban tabana xt giden Fransada: —Alman,Almanların bu haftasını, biz de tatbik edelim. Biz de, senede bir haf- ta, halka sokak terbiyesi verelim. Bu» nu Almanlardan almakla, milli varlığı- mız rencide olmaz! diyorlar. Kalabalık şehirlerde, halka, vol terbiyesi vermek mecburiyeti, kendini göstermiş. Bizim belediye de, böyle bir hafta ihdas etmelidir. Yol kazalarının bir çoğu, yolda yürümesini bilmediği- mizden ileri geliyor. Bu hususta ders almağa muhtacız. Fakat bizde, sokak terbiyesi haftası yalnız İstanbulda değil, bütün Türki- yenin büyük şehirlerinde tatbik edil- melidir. Herkese, her yerde, giğerken İ sağdan, gelirken sonldan yürümeği, kal dırımdan inmemeği, yol ortasından git- memeği, üç dört kişi bir araya gelip | sokakta konuşmamağı öğretmelidir. Otomobilin, otomobile karşı ne ya- pacağını, şöförlerin nerelerden geçcee- ği tesbit edilmiştir. Fakat yayanın, ya: yaya karşı yapması lâzrm gelen şeyler, yayaların sağı ve solu, kaldırımdan kal dırıma geçecekleri noktaları tesbit ©- dilmemiştir. ... Yazımm sonunu okuyan bir ar- kadaş: — Yahu, dedi, kaldırım yok ki nok- ta tenbit edilsin! Bu da işin alay tarafı, Fakat biz, ne yazık ki bir çok işleri alaya ala ala hiç bir iş görememişiz. Bizde filvaki kal- dırım yoktur, fakat otomobil vardır. Otomobil, tramvay, kamyon, otobüs oldukça, halka sokak (terbiyesini öğ” retmek şarttır. Selâmi izzet a boyacıları, hamamcılar, berberler Kimsesiz çocuklar yurdu de bakkallar gibi cuma tatilinden istifade etmeleri hakkında dahili ye vekâletine müteaddit müraca-| atlar yapmışlardır. Vekâlet de bu hususta İstanbul belediyesinin de noktai nazarını sormuştur. Be- lediye yakında cevap verecektir. | | Zaro Ağa için Belediye vefat eden Zaro ağa! için bir mezar yaptıracaktır. Me zarın başına dikilecek taşa Zaro ağanın doğum ve ölüm tarihleri yazi Onun için kızı arkasından: “Za. kadrosu değişti Galatadaki kimsesiz çocuklar yurdunun kadrosunda tensikat yapılmıştır. Beş muallim üçe in- dirilmiş, dahiliye müdürü ve im zıbat şefliği lâğvedilmiştir. Bun » dan başka altı hademe de üçe in- dirilmiştir. Buna mukabil yurdun bütçesi yirmi bin liradan otuz bin liraya çıkarılmıştır. Fazla para ile yeniden çocuk almacaktır. © Diğer taraftan yurdun teftişi- ne başlanmıştır. Dehri Efendi — Anlaşılıyor ki in- sanlar bir asır değil, bin asır yaşamış ol ” salar ölürken yine gözleri arkada gide | cekler! di al > mw