ERE RE ve ETLETET siziie ei ii AAA LİR Lİ SEE E E — — Se” ka p. — sit x TELE AAA, ENA DA Vakıt'ın Edebi Tefrikası: 23 Baba-Oğul akleden: Selâmi izzet K urmuş hiddetini yeniyor, ; muhafaza ediyordu. He yazanı kat'iyyen belli olmuyordu . Si ve soğuk kanlıydı. Bu leri e ağır ağır, öyle ciddi söy- İemişti, ki Muallâ, (kendinde; şüphelendi. : Bu skün, bu soğuk kanlılrk, bu itidal, Muallâyı şaşırt- mıştı. AK Naki, karısının bu tereddüt tifade etti.. Biraz di geçi olursa, Muallânın irkileceğine, gene karşısında, kavi düşman “olması lâzımdı. Elzemdi; mevzuu 'bahsolan - sadece aşkı değildi. me Muallâyı Ji lâ deli gibi se Mevzuu Vi e o ea Canı ile led vam etti: »kâr bir adam süğrin EE iti- tasdik edersin Muallâ. B. f ve e nefretini, sana ARE olan de- ee Çok şükür, Allah beni pu- yaratmış. Böyle acılara > Fakat lat ibi — Benim gene kibar ve müsa-| ye korkuyordu. Ali Naki, kızdığı münakaşaya yibağek, vermek için bu çareyi bul- muştu — Adam itiraf edecek! reddit bir tehdit olmakla biber onu çileden çıkariyor, korkutu- ordu. Şakakları ili oi di kadının zaafı karşısında çıl- ca düşüncelere kapılıyor, fakat tutuyordı Kün dini utuyo: Muallâyı fazla kızdıracak olursa, onun düş ığını tahrik eder kendi. için iyi ımı (o biliyordu. Muallâr her Miyan ye alır- sa, başına belâ ai Onu knk ona ça ükmet- at bunu o cinayetten evel yapmıştı. O zaman ve karı- ma imdi. Halbuki, elleri ka- a bulaştıktan sonra, karısının bir dı çileyi Y söylerse? Ya şüphelerini anlatırsa? mesele ker ile değil, Slide lıkla, saman altından su yürüte- rek halledilecekti. İki suretle hücuma ve müda seraflalaşNi Tiydi: Hem haditti, hem biddetin manası yak: 5 Carima 1 da| — rh ii seli len Tarama dergisi Şimdiye kadar 31223 fiş gönderildi Ankara, 20 (A,A) — Türkiye! Dil Tetkik 0 umumi kâtip- liğinden: Ceminyetin neşrine başladığı “Tarama Dergisi,, nin şimdiye ka- dar çıkan ri hakkında bun! dan evelki den ür mim 12 nci istesi: 1 — Gönen birinci a mu- allimlerinden Burzu u Kemi Ferdi bey, 2 — Denizli mai 3 — Edebiyat fakültesi kalem âmiri , 6 — Havza ilk sat müfettişi H, Nami bey, 7 Bein A memuru Sait Bey, — Beşiri merkez muallimi Mus- ve bey, — Edirne maarif mü- dürü Şahap bey, 10 — Silifke be- lediye reisi Sait bey, 11 — İstan- bul Cumhuriyet orta mektep müdü rü slayt bey, 12 — Çorluda Bas y, 13 — İstanbul Cum huriyet orta mektep türkçe mual- limi Orhan Rıza Bey, 14 — Nizip - Akçeköy muallimi veri bey, 15 — Gazi mektep aarif müdürü o hüsnü bey, 16: — Smai mül- iyet müdürü Refik bey, 17 — Çi- ri Yaman bey, ne maarif memuru Fehmi bey, K, Çöl b 19 — Gemlik Di çiğ “aallirinilün M, Hayali bey, 20 apazarı orta mektep türkçe muallimi Agâl VAKIT (21 HAZİRAN 1934 Anadolu çocuğu vatanm tam Türk - İra hudutlarında li vw Yazan: Erzincan mebusu Aziz Samih Lâhna dolmasını iplikle saran ahçı İ Bekleniimedik bir zamanda başlıyan “yağmur çadırların Maia rini sökünce,. nasiyle en uzak yerinde dişili beklerken asıl İraklı olan mülâ- zimleri kendisine mümkün olan ei a in ve Ya > eye mecbur — bera vi bir er a mesini istiyorlardı. Sül n efendi senelerce bi- zim malikin hasret kalmı: Ahçımızın yemeklerini pek bi. ğendi. Kendi nı alay de bu ye - mi deri yan için bizim ah- özeni İstidatsız bu BERİP ml orada oturduğu - detçe ahçının yanında i bu han etmek Yks ve bize bir lâ - hana sarm. -apmasını emretti. Kahkahalar içinde örn Tâhana rg vi ia olursa, Muallâ bir söz- alt ederdi. Bunun için onu De etmek, EE ei ee e tekrar ye ii, ğırh bir şey var: Şüphen ve ye mın, Böyle bir şüphe ve böyle bir itham, insanı ağır ceza mahke- mesi ümid çıkarabilir. İsti- daya rzanlık!, yse, şimdi ye hayali lk da, hakikate g; lelim. Tevkif edilen adamın, Se, lim Nazımı katlettiğine emin ol- mak istiyorsunuz. Bunun için de delil 4 N — Evet. — Bu delili göreceksiniz. — — gösterece! zzat tevkif siir adam.. Eğer; Sel lim La katli olduğu" Li itiraf eder! — İtiraf eni mi? — Evet, itiraf ederse? Muallâ cevap vermedi. Ali Na- kinin kendine olan itimadı, silâhı- ni elinden alıyordu. Gene düşün- “ye dalıyor ve hayale kapılıyor- du, Bir odada, Selim £ Nazımila, gö örüyordu. rin Bahsetiğ o Kaya Ha- ? SENİ görüyordu... , Saya Hasanm mazisi hakkın- > İm pek iyi şeyler yazılmamıştı. < fakirdi. Bu ilk cinayeti idi. işi. Ne olursa olsun, hapse girip çıkmıştı. Muallâ Kaya Ha - Miri tanimyordu. Titriyordu, Ali Mükinin sözleri doğru çılineak di inandırmak, ie şüphe de bırakmak lâzımı iy eri içinde, onu yalnız ve KL bir kişi itham e- debilirdi. d Bir ses onu mahvede- bilirdi: Muallânın sesi. Evet, yalnız bu kadın — Ka- rısı — onu idam sehpasına sürük- liyebilirdi. Ali Nesi düşünüyordu: — ele verir mi?., Verir... Kendini bir kişiye karşı, karı- sına karşı müdafaa etmesi, tevkif edileni itham etmesi, adamcağızın şeyleri oağır- laştırması elzemdi. Şarttı. | İşte bunun için, dilinin ucuna geldi ve rdı: — İtiraf edece Belki de, adam çecek, hapse, borne dayana- mıyacak, kadere rıza itiraf edecekti. Belki bunu ümit ediyordu, bunu ümit ederek söy- lemişti belki? Hayır, hiç bir ümi- di yoktu. Muallâ, ancak o adam itiraf ederse kani o olacaktı. İşte bunun için M sözü geleni. Eğer Kay. — Katil erin Diyecek olursa, Muallâ. artık .ocasına; — Katil sensin! Diyebilir miy- di? inden ge- gösterip Fen masalari sevki tabii ile salmak, tehdi başar- n en al silâh- arıydı. En di anlarda, teh- likeyi bertaraf etmenin usulünü) bilirdi ve derhal, can alacak söz- leri söylerdi: — İtiraf edecek! ( vamı var) 3 bin liralık elmas- lu Gıyas bey, 22 — Biga kayma- kamı Ali Rıza bey, 23 — Uzunköp rü hukuk hakimi M, İmran bey, 24 — Balıkesir ilk tedrisat müfet- tişi M, Şükrü bey, 25 — Merzifon kaymakamı Rüştü bey, 26 — Mer- zifon ilk tedrisat müfettişi Remzi bey, 27 — zifon maarif mi muru Halil bey, 28 — Merzifon baş muallimi İ, Hâki bey, Bu zatların gönderdikleri fiş sa- yısı 6630 elki 11 liste ile beraber gönderilen fiş yekünu 31 bin 223 ü bulmuştur du Eevv. . ları kim çaldı? İzmir — Birkaç gün evel Bur- novanın İsmetpaşa caddesinde İn- giliz tabaasmdan Mösyö Krame- J. B numaralı evinde bir ay- nalı dolapta küçük bir çanta <1 de bulunan ve üç bin lira kıym. tinde olduğu iddia edilen Sl rın çalındığı zabıtaya haber veril il mıştı. ile arkadaşlarından İbrahim ne- zaret altına almarak tahkikata e- hemmiyet verilmiştir. Evin bütün dahili ve harici kısmında dün yapılan araştırma da neticetiz kalmış ve bu hırsızlık hadisesi es- rarlı bir mahiyet arzetmişti. Necip “Ben bu evde on senedir ahçıyım. Bu müddet zarfında ey sahiplerinin çok zengin bulunduk: ları bir sırada bile böyle bir alçak» lığı yapmadım. Şimdi mi yapas cağım, demiştir. Tahkikat devam ediyor. İbras him serbest bırakılmıştır, iğ te e Sa efendiyi bu aptal hiz - metçi ve gayri imi mülâzim- leriyle bırakarak Basraya dön- Bizim gelirken yol arkadaşı - mız olan defterdar Sabri bey bi- ze bir veda Ziyafeti verdi. 28 kâ- ber hastanede yedikten : a nehrin karşı pornu Hızı eli köşküne geçtik. oİmar. ig nispetle dale temizdi. Hele rahlı a Her şey bol ve ucuz ol- ğundan kendimize mükemmel ziyafetler çekiyorduk. Sabahları nehri yüzerek geçen iki bedevi kızının erkenci arkadaşlarla şa - kalaşması, çöl dilberlerinin kah- kahalarıyle uyanıyor ve onların getirdiği tabaklar dolusu taze ye- vekile eni ediyor ve in hayvanlar - z ln Şimal taraflarımiz| da çok olan bu mevsim ve bu aylar İrakın en güzel ve bizim içi üsait zaman - larıdır. Mutedil bir hararet bizi daima baharda yaşatıyordu. Hal- ki, iklimi, manzarası, havası bi - zim için hep yeni olan bu mmta- | beraber ee sk Türk aske - öşkümüz ve civarı çok fe-| 9! M n Neler gördüm? Talip meselesinin tahkiki ve da « ha doğrusu askerle bu işi hallet - mek için ne gibi tedbirler alın - ması lâzım geldiğini öğrenmek i- çin erkânıharp kaymakamı Daha ettin beyi İstanbu'dan gönder - Bt ama bey a4 4 e Erem Bahaettin bey, Basraya ce hemen Talibin eli altıma girmiş ve Taliple nehirde kadın! bul. duğu yosmalara zevketmiş ve dö- nüp gitmis oduğ radan öğrendim. Talip meselesini bir da- ri de geti Fakat bu > daha karaya çık ma vapı İmiş 'ulan Tali be şu sözlerle arzı itaat etmistir: Size emniyet ederek ailemle be - raber geliyorum. muti valiyi Talip hemen Şeyh Ha 'al Oköşküne © olurt- muş ve artık bittabi Talibin tedi- bi meselesi mevzuu bahsolm? mış- ferberlik ve umumi harp Basil - mıştır. İmarede güzel geçen günle - şubatta (Ümmülbeşir) de bulun - maklığımız mukarrerdi. İmare - len sonra gene bir mintakaya gi- recektik. Burası bataklık, sulak ve çöl gibi muhtelif şekillerde i- di. 8 şubatta sabahleyin İmareden kalktık, dört buçuk saatte (Hul - razii müdevvereden imiş. Bir na- hiye müdürü ve bir de arazii mü- mek istediğimiz £ (Üremülbeşir) noktasına ne zamanda gi « debileceğimizi -#ormuştuk. Dün nehir e Di saat dediler, günden ev « vel sidilemiyeceğini söylüyorlar. le göndermeye Bunlar için üç kayık tuttuk, Bun « arı muhafaza için dördüncü bir kada her gün yeni bir güzellik, yeni bir görmediğimiz şey bulu - yorduk. Böylece günler pek tatlı ve çabuk geçiyordu. Basradaki kayığa da jandarmaları bindire» rek 10 şubatta yola çıkardık. (Devamı var!