— i— YAKIT 23 MART 1934 Üniversite Sütunu Dil ve Bilgi üzerinde konuşmalar *“ Yaza n: Edebiyat fakültesi profesörlerinden Ragıp Hulüsi Insanlik tarihinin en eski çağların. dan beri az çok medeni bütün kavim. takan sezinti ve inantılar halinde iken, iç ema yere çapa şüncelik nazariyeler kılığına girsbil- Yeni zaroanlara doğru ilerlendikçe, bu kavimler veya milletlerin, umumi yaşayışındaki yetirim (istihsal) yaşa" yışı bakımından vardığı iş bölümü de- recesins göre el ve kafa işçilerinin meydenm getirdiği işlencelik o (ameli) ve görüncelik (nazari) türlü işleme st. nıfları arasında, bunların en çok uğ. | raştıkları nesnelere (mevzulara) gö. re bi: hilgi bölümü meydana gelmiştir. Bu suretle gökleri ve yerleri, cansız ve canlı şeyleri, insanları ve bunları ayrı ve toplu haldeki dış ve iç yaşayışları- nı ve sajreyi kendilerine nesne edinen bin bir tüvlü bilgiler türemiştir. Bütün bunlar varlığın her yanını veya her nok- tası: türlü bakımlardan araştırdıkları hettim) çerçevelemek o mümkünse, 0- nun *'hsimizdeki gölgesi demek olan veya olması lâzımgelen bütün bilgimi- zi do örü göre sınıflamak mümkündür. Işte ker bilgi adamı bu uçsuz bucaksrz zamân ve mekân içersinde yayılan varlığım bir veya birkaç noktasını araş- trmekta, yani o noktayı aydınlatma. ğa çalışmaktadır. Düne islâm u! Ovasının (bil. #içlerinin), yani bin küsur senedenbe- ri, çoğu Türk olan kendi atalarımızın, eski Yunan hükemasından (bilgelerin- den) kismen aldıkları bir esasa göre, el doğru TİE Ya J.W. Dra per, son zamanlarin da G. Sarton is- mindeki zatlar umumiyetle Avrupa vw meşretmişlerdir. Ancak bunle- rm, islâm âlimleri arasında Türk ol duklarını bilmedikleri zatlerin milliyet lerini tanıtmak vazifesi bize düşmek» tedir. Dediğimiz gibi, o zamanki atalarını» kaptıran sebep veya sebeplerin ne ol- duğu, ümmetçe ve milletçe geçirdiği- e» şu yolda tesbit edilebilir (durgula: nabilir). Aslâm dini bize Allahın hik. metini İametırmız (yani araştırmız), sma hikmetine karışı ayınız dediği hal. de biz bu sözlerin iki cilinin manasile İji (Yunaniyat ve Intiniyat), Germanis- €k (Germaniyat), Slavistik (Islaviyat), birincisininkini karıştırmış, bu suretle sen zamanlara kadar umumiyetle hik- mot (yuri felsefe) yahut hikmeti tabi- iye (yeni buzünkü fizik) denilen ilmi | yes göremem şam taya veren (Garplilar asıl bu ilimlerle ili- adamları | ; Ri Mel ek ve ya pışlarla bugünün akılları durdurtan maddelik sanat (teknik) mucizelerini yaratmışlardır. O kadar ki, bir zaman: danberi islâm âleminde, artık her tür- | lü icatların frenklere mahsus olduğu, günkü cenabı hakkın dinlik keramet yani itibarlığı bize, ilimlik keramet ve- ya itibarlılığı ise onlara verdiği yolun. da bir itikat (inantı) meydana gelmiş tir. Böyle bir inantı aramızda bugün bile yaşamakta, hatta en uyanık bazı yazıcılarımız tarafından ileri sürül mektedir. Avrupalıların en çok insanlardan alıp ilerlettikleri akıl bilgileri arasın- da, dil bilgisi de belli başlı bir yer tutmaktadır. Bu hususta bizimle onlar (| ya milletlerinin olduğu gibi, hususile yakm ve uzak şark milletlerinin de bilen, bilmeğe çalışan, bunlarla uğra- şan bir takım ayrı bilgi kolları meyda» ma gelmiştir. Bu çeşit bilgilere toplu olarak Şarkiyat (Orientalisme), but: larla uğraşan mütehassıs, yani bilgin- lere de müsteşrik (orientaliste) denil- diği halde, şarklılar hususile müslü- man milletleri arasında yalnız garp ya- ni Avrupa, Amerika milletleri ahvalini araştıran bilgilerle uğraşır bir takım bilgiçler değil, belki tek bir bilgiç bile yetişmemiş yahut tanmmamış olduğu için, ne bizde ne de başka müslüman ellerinde şarkiyat ve müsteşrik kelime lerinin karşılığı olarak garbiyat ve müstagrip filir ve tabirleri bile doğ- mamıştır. O kadar ki, son zamanlarda şu ib- ret verici vak'alara bile şahit olmakta- yiz: Arabiyat yani araplar, hususile arapca ile ilişikli ilimlerde garp âÂlim- leri bu günün en büyük arap âlimle. rinden ileri gitmişlerdir. Bugün arap- ların en olgun yerli âlimleri Almanya" ya gidip, tahsil veya bilgilerini orada ikmal etmektedirler, Kuranı Kerimin en teeviti okunuş şekli Hamburg üni versitesi fonetik (dilsesi bilimi) labo- ratuvarlarında, en meşhur bafızlarımın ağızlarından alınıp hususi surette plâk. lara geçirilmiştir. Bunlar en bilgilik u. sullerle tetkik edilmektedir. Bu suret- İs teevidin ameli bakımdan tetkiki na- zari araştırışlar ile de tamamlanmak- İ tadır. Bu maksatla son zamanlarda Al- İ manlar tarafından islim tevatürünce “kıraat,, yani Kur'anı Kerimi okuma hususunda içtihatları makbul yedi âli- min okuyuş tarzlarını toplıyan büyük bir eser elde mevcut en iyi müshalar tasnif ve taksim edilmek suretile Istanbulda tab'edilmiştir,. Garp ilim dünyasında Şarkiyat sa» basmın da ayrı ayrı ibtisas kısımları vardır. Meselâ şimdi bir münasebetle zikrettiğimiz arabiyat yanında türki. yat (Türkbilimi) Iraniyat (Iranbilimi) Hindiyat (Hintbilimi), Sıyniyat, (Çin- bilimi) ve saire bunlardandır. Memle- ketimizde, tabii her şeyden önce Tür- kiyat ile uğraşılmakta, en çok bu saha işlenmeletedir. Fakat ondan sonra bu- yün bile dilimiz ve kültürümüzle sıkı münasebetleri olan Arabiyat, Acemi- yat (İraniyat) ve saire ile daha yakım- dan uğraşmamız, bu gibi nesnelerini de Avrupalılar derecesinde hatta, on- lardan daha ilesiye götürmemiz lizım- dır. Bunlardan başka yapacak ikinci va- sife de, bir taraftan bu suretle Şarki- yat sahasını işlerken, bir taraftan da garp âlemi tetkikleri, yani garbiyat ile meşgul olmak, bu sahada klâsik filelo- Romanistik (Romaniyat) yani yeni lâ. | tin (Fransız, Italyan, İspanyol ve saj- re) filolojileri (dil, edebiyat ve tarih- leri) ile uğraşmamız icap eder. dan birincisi, BORSA !Hizalarında yıldız işareti olanlar üzer» | lerinde 22 Martta muamele görenler- İİ) dir JRakamlar kapanış fiatlarını gösterir. | 1, » Londra 643, | * Viyamı | 4 Nevyork © 121, | e Madri in — * Paris 179, 90) « Berlin i0, |» Dinamo HİZİ e Veya 2 # Brüksel 7, el gg Budapeşte 40, — || » Atina 25, m) # Bükteş | # Cenevre BİTİ Belgi ») m Yokohama 34 — » Alin » Mecidiye « Tinknnt di, 8, — 234, — || İ ş Lonüra 64075) Stokholm 4 Nevyork © 07960) Viyana 43944 Pa 13.06 —| e Madi 2 | ş Miltno 9.266) Merlin 1,003: le Brükse 3198) * Varşova » Atina | SAİT)» Bdapeşte 2408) « Bükreş 04.85) Belgrat İş Amsterdam 1.1790) 4 Yokohama « Prr 19,1130)* Moskova Mas) *Çimerto as. 12407) Üzyon Dey. — © $ir. Hayrive --00) “ark Des —.00 Merkez Bankasi -- 90) * Balya —0n | İV. Siper GOASİ Şark m. eren <0 #omont! 1800) Telefon —-0 istikrazlar tahviller m 1494Türk Bor, vsa0) Bektrik -m İk, ili) Tramvay -—* W » VU 406) Rıbtim —.w) İ KerkmDakz —noje Anadolar o 4840) Ergani İstikrazı 7193.78) Anadolu! 48407) | —0)) Mümessi A 54050) Bağdat. Tiflis tiyatrosu Moskova, 22 (A.A.) — Tiflis- teki Rustavelli tiyatrosu, Ankara talebine binaen tiyatronun başlıca mizan milli temsil komitesinin senleriyle (teşkilât meselelerine dair bazı vesaiki komiteye gönder: miştir, sna sananesesasas cede gelen Türkiyat veya Türk filolo- jisi; ötekisi de Garbiyattan, şimdi bi- rinci derecede gelen Romaniyat veya Roman filolojisidir. Bunlardan birin. cisi memleketimizde türkçe yani türk dili ve edebiyatı hocalarmı; ikincisi de şimdilik fransızca veya fransız dili vs edebiyatı hocalarını yetiştirecek suret- te idare edilmektedir. Bunlardan başka, o memleketimizde almanca ve ingilizce hocalarını da ye tiştirmek ihtiyder vardır ki şirndilik bunların üniversiteye bağlı bir mües- sise (kurultu) olarak kurulan Dil Ml tebi kurslariyle giderilmesi mektedir. Fakat er geç bu kısımların da Universitede ayrı bir Germaniyat kürsüsü ve onun idare edeceği dersler vasıtasiyle işletilmesi lâzımdır. gün yeni türkçe ile imiz osmanlıca filoloji de tahiatile bunlara bağlı bir ihtisas meydanı ola- rak © kalacaktır. Netekim “yeni türke şe, moydana ;elinceye kadar, milli tetkikler sahasında bellisiz bir müddet için daha çaresiz olarak bilmemiz, öğ- renmemiz ve araştırmamız lâzimgelen bu dillere, gerek Tiselerde ve gerek ü- niversitede lâyık oldukları ebemmiye- tin verilmesi, Orta ve Yüksek tedrişat #İerinde alâkalı zatlar tarafından dü, şü nülmektedir. Bütün bu bahsettiğimiz ilimler için köllamılmakta olan bir telam beynel- milel (milletlerarası) tabirler vardır. Meselâ umumiyetle Dil bilgisine (lin guistiğus), 7“ bilgisine (Turçolo- gis), Arap, İran, Hint, Çin, German, ıslav hlgilerine veya A rabistik, İranistik, Indoloji, Sinoloji, Romanistik, aslavist'k; ayrıca Yunan ve Lâtin bilgilerine de klâsik filelagi adları verilmektedir. Bunlar da dili. mizde, daha başka milletler arası isti lahlar gibi kullanılmaktadır veya kul lenilebilir. Bundan sonraki konuşmalarımızda bu kadar dallı budaklı bilgiler halini alan umumi dil bilgisinin temel sorak» larından (meselelerinden) #rrasile bah- 1998 MO A — o) Assdolu m iyii (Hik â y e BERR Çekişmesini sevmem... Lâf lâfr açar. Lâf da taba kayı.. Fakat bazan da, lâf lâfı *, 8 İİ açınca ağızlarda fazla açılıyor ve sözden sohbet GLA yerde kavga çıkıyor. Gevezelik ,beşerin en zayıf tarafı olsa gerek. Erkek- ler , kadınları çok söylemekle it- hai ederler. Halbuki, hiçbir ka- dma: “Traşçı, ,dendiği duyulma den çıkar, Amma diyeceksiniz, Öss İ| ki? Barilesi hakikat, müsademei efkârdan çıkar. o Sizin gibi bu- nu söyliyenler çok, fakat söyle- | # «İl mekten ne çıkar?.. Çok kere, ha- —|| kikat şimşeği çaktı mı, yıldırım! —| düşüyor ve arada belâ çıkıyor. Derdini söylemiyen derman bul- yım derken, insan daha © fazla derde giriyor: Karşılıklı lâf der- dine uğruyor, Rumelililer ne kadar geveze İ- | seler, Anadolululâr da o kadar. sükütidirler.. Meselâ öyle köylü. ler vardır ki, ağızlarını açmak İ onlar için büyük zahmettir. Siz karşısında söylersiniz söy» | lersiniz de o, “Hayır,, demek i- çin sadece “çıhk,, der, evet de- mek için başını sallar.. Hani şu görüyorsunuz Ya, ben de sükütilerdenim.. teminden beri lâf söylemedim.. Münakaşa» yı sevmem.. Ha, evet, sahi, unutuyordum. Ben size münakaşayı sevmem hi- kâyesini anlatacaktım.. Hatırlat- rup-susarsanız, ben lâfın sonunu nasıl getiririm ?, Anlatayım. Anadolu ormanlarında, iki o duncu, Ahmet ağa ile Mehmet a» ğa, odun kesiyorlardı. Orman büyük ve ıssız ormandı. Aylardanberi, Ahmet ağa ile Mehmet ağa, bu ormanın ortaşın- da yapayalnızdılar. Buna rağmen, ağızlarını açıp da konuşmak ihtiyacını duymu- yorlardı. Biribirleriyle lâf etmi- yorlardı. Sessiz sedasız geçen gün- lerden sonra, geceleri biraz gü- rültülü geçiyordu. Hayır, gene lâf etmiyorlardı. Gürültü horultuları idi. EEE EEE EEAAAEREYEKEEAEREEYAEEANEEEEEENEEEENA Merkez Kumandanlığı Satınalma | | Komisyonu ilânları İmammmmanmmmpaız YAZAN : Selâmi İzzet İşte bundan ibaret. Hayır, hikâye burada bitmiyor. Ama yaptınız, İnsaf ediwiz; .bu kadar manasız şey yazar mıyım?. Evet ne diyordum, bütün gün, yan yana sessiz sedasız çalışıyor» lar, odun kesiyorlar, geceleri he « rul horul uyuyorlardı. Konuşmu yorlardı. Bir sabah, şafakla beraber bal- talarımı sırtlayıp işe başladılar. Bir aralık, hrikulâde bir şey oldu. A- gaçların tâ ötesinde, bi çıngırak sesi duyuldu. Ahmet ağa başını kaldırdı: — Mehmet, duyor musun? inek | var, maz da bir lâftır.. Derman bula O aralık Mehmet ağa ağaçlar dan birinin altıma yzanmış dinle niyordu. Arkadaşının suali üezri- ne kalktı, baltasını aldı, odun ker meye başladı. Sanki sorulanı duymamtıştı. Fekat ertesi gün, öğleye doğru, Mehmet baltaşını bıraktı, Ahme- de döndü; — İnek olduğunu ne bildin? belki de keçidir?, ! Bu sefer Ahmet cevap vermedi, Sus pus durdu ve işine devam et» ti, O gün, gene geceye dek konuş madılar. Gece lokma ettiler, giüleöj ho» rul horul uyudular. tasını sırtladı, çıka; Ahmet bu bale bir mana ver medi. Arkadaşının pesi sıra Yürü dü. Fakat baktı, ki Mehmet köyün yolunu tutmuş gidiyor. Allah allah!.. bu da ne demek — Hey Mehmet!.. — Ns var Ahmet?. © — Gidiyor musun?. — Gidiyorum. — Neden?, Mehmet arkadaşmı tepesinden) tırnağına kadar süzdü, Pegi muz silkti: — Keçiydi, inekti diye oka mı edeceğiz be.. Ben göhbamedini sevmem!.. mmm mn ik eikzmnininmnenieili Süvari binicilik © mektebi | İhalesi 9 — 4 — 934 pazartesi, hayvanatı ihtiyacı icin e günü saat iide yapılacak ahhit namı mesabma 1 kilo çavdar sapının pazarlığı 174/934 pazar günü saat 15 te icra edilecektir. £ Şartna- mesini göreceklerin her gün taliplerin belli saatte Merkez satım alma komisyonuna gel meleri, , 067) (1346) Harita İlini ait 50 a- det harita şemsiyesi Dala” lıkla tamir ettirilecektir. Pa- zarlığı 24/3/9341 cumartesi günü saat 15 te yapılacaktır. Şarinamesini , göreceklerin her gin ve taliplerin belli sa” atte Tophanede Merkez satın alma komisyonuna gelmeleri. g (966) (1331) yl Niş Merkez kumandanlığı 'To- pane fırmı için 500.000 kilo un kapalı zarfla alınacaktır. > ye Ye ğü e Ge iy tır, Numune ve şartnamesir| ni göreceklerin her gün ve) taliplerin belli gin ve saatter | evvel teklif mektuplarmı Tor panede Merkez satmalma misyonuna vermeleri, ş (928) ( 1117). 7 Merkeze bağlı kıt'at e| müeşsesat ihtiyacı için 9100 kilo taze bezelye, 15.500 semizotu, 16,000 adet en nar, 20,900 kilo taze b 8400 demet taze soğan, 17.60 adet salâta, 13.900 adet Mi rul kapalı zarfla gimacali İhalesi 1/4/934 Pazar in görülebilir. Talipler n belli saatten evvel teklif mek” tuplarını Tophanede Merke? satmalma komisyonuna vw meleri. — (922) (1099)