© Yugoslav kralını öldürmek istiyenler Suçluların muhakemesine Belgratta başlandı. Mu- hakeme çok alâkâ uyandırıyor Yugoslavya dahiliye nazırı Jika Laziç dahiliye nezareti bütçesinin meclisi mebusanda müzakeresi €s- nasında irat ettiği bir (o nutukta memleket asayişi | meselesinden bahsederken Makedonya (| ihtilâl komitesinin faaliyeti hakkınde izahat verdikten sonra “Maalesef şimal hudutlarımızda da rahat de- #ildik. Buralarda da Hırvat fira- ri hainleri sui kastlar yapmağa te şebbüs ettiler.,, demiş ve kral bi- rinci Aleksandr'in 17 kânunuevel tarihinde Zagrebe (seyahati sıra- sında bomba ile suikast yapıldığı nı söylemişti. Belgrattan alınan haberlere gö” re Belgrattaki “Devleti müdafaa mahkemesi,, evelisi gün bu suikast müteşebbislerinin muhakemesine başlamıştır. Maznunlar Miyat O. ret, Anton Podgoreletz ve Yocua Begoviç nammda üç Hırvat gen çidir. Oret ecnebi o memleketlerinde çalışan Hırvat firariler arasında bulunmakta idi ve kral Aleksan- dre karşı suikast yapmak, yani, Yugoslavya hükümdarı bomba ile öldürmek için, eline bomba ve rovsİver verilerek (Yugğoslaryaya gönderilmişti. Oret aldığı emir üzerine Yugoslavyaya gelmiş ve kral Ateksandr'i, 17 kânunuevel- de Zagrep istasyonunda bekliyen- r arasına Kârişarak sufkastı icra- ya hazırlanmıştı. Fakat kral va- gondan çıkınca korkmuş ve elinde "tuttuğu bombayı istimal o edeme- miştir. Gece iki arkadaşiyle bulu- Yugoslav Kralı Romanya seyahati l esnasında zabıtasını keyfiyetten (o haberdar etmiştir. Oret kendisini tevkife gelen zabıta memurlarma karşı si” lâh kullanarak bunlardan birini öldürmüş ve birini de ağır yarala- mıştır. Muhakemeye, o maznunların idamını istiyen müddeiumuminin | ithamnamesi başlanmıştır. Maznun isticvabında, Macaris- tanda bulunan Huvat firarilerin- , den Perçetz ve Paveliç'in “Kıyam- cılar,, teşkilâtma mensup bulundu- oğumu, ; hergün silâh talimi yaptık- larını, 60 kişi olduklarmı, eylül de kral Aleksandr'e karşı suikast icrasına karar verildiğini, Paveli- çin suikasta mukabil (kendisine 590 bin dinar mükâfat vadettiğini, ile A eş taralı 1 in sayfamızda) paşanın Ankara ile olan muhaberelerin- den bunları anlıyoruz. Istanbulda hürriyetini kaybetmiş bir hükümet vardı; o Anadoluda da hür bir hükümet vardı. Istanbul hükümeti mu- rahhas göndermiş, ve Ankaranın da gön- dereceği mürahhasın da tabi bir vaziye - te girmesini istiyordu. Ankara ise, bu konferansa hür ola » rak girmek istedi ve reisi hariciye mazı - yı Bekir Sami B. olmak üzere kalabalık bir heyeti murahhasann Antalya tarikiy- le Romaya ve doğrudan doğruya davet edilmelerini bildirdi. Bunun üzerine İtal- ya hariciye nazırı vasıtasiyle heyeti mü- rahhasa doğrudan doğruya Londra kon- İferansına çağrıldı ve gidildi. Bu sırada geçen bazı hâdiseleri zikre- İdeyim: Biz ermenileri mağlüp edince Ferit paşa kabinesi düştü ve Tevfik paşa ka- binesi geldi. Ve Ankara ile uzlaşmayı muvafık buldu. ingiliz düşmanlığı Bu sirada İngiliz düşmanlığı baki idi İve biz de galip çıkmıştık. İ Gene bu sıralarda Ankaraya bir mev- ki sahibi olmak arzusiyle veya düşman- lara satılmış olarak bir çok (o kimseler gelmişti. Bunlar tabii sulhun birân ev- vel tekarrür etmesini bekliyorlardı. Londraya gitmek bizim için büyük bir fırsattı. Tabii diğer devletleri (bizi misakı milli için çağırmıyorlardı. Bunu Şerif paşanın Mustafa Kemal Paşaya çektiği bir telgraftan da anlıyabiliriz. Bu telgraf mevcut maddelerin — bazılarının tadil edilebileceğini işaret ediyordu. Ta- bii bu fırsat karşısında misakı milli mey- zu bahsolamazdı. Halbuki bizim max- sadımız misakı milliyi ileri sürmekti ve dünyaya bağırmak lâzımdı. “Türkler ne istiyorlar? Türkler hu- dutları içinde müstakil olmak istiyor - ları, Halbuki bunu yapmak diğer devletleri ve diplomatları kızdırmak demekti ve onlar “Türkler anlaşmak istemiyorlar, diyeceklerdi. Murahhaslara verilen talimat Mademki istediğimiz olmıyacaktı, © halde bunları bağırmak lâzımdı ve mu- rahhaslara bü suretle talimat verilmiş ve denilmişti ki: “Siz bunu bağırm, efkür: sürmüşlerdi ların sözleri Luitcorçu ikna etmiştir. Müzakereler gözlerine almışlar fakat kendileri mişlerdir. Ve demişlerdir ki: “İzmirde yeniden tahkikat Loit Corç Fakat tabii bumu Ankara reddetmiş izmirin tahliyesini istemiştir. Yunanlılar bunu tamamen lerdir. Kostantinin vaziyeti tetkik edelim: Vahdettin diyor ki: Kostantin milleti tarafından, Venize- los başvekil iken tahta çıkarılmıştır. O diyordu ki: “- Venizelos bu kadar menfaat elde etti, Halbuki ben daha az bir menfnat elde edersem tahtımdan olurum!,, Birinci inönü muharebesin- den sonra Fakat Yunan murahhas.) ti. Müzakerelerde Ingilizler ve Fransiz- lar Yunanistan için fedakârlık yapmağı için bir fedakârlık yapmaktan daima çekin - yapılsın ve bu tahkikatı biz yapalım ve halka s0- ralım ki hangi tarafta kalmak istiyorlar?,, Murahhaslar bunu kabul etmişlerdir. ve Halbuki veddetm.ş- Vakdettinin vaziyetini sulhperver, bili- yoruz. “ Biraz da'Kostantinin vaziyetini “Ecnebi devletler ne derlerse ben ©- nu yaparım ve esir bir milletin esir bir| padişahı olurum. Fakat tahtından ol. l 7. VAKIT O MARTISM in dersine devametti Fakat bununla da kalmamışlardır. Aynı zamanda gizli bir içtima yapılmış ve Yunanlılar teşvik & edilmiştir. Yani İsulh şartları bize verilirken Yunanlılara deniliyordu ki: “Siz taarruz ediniz, biz size mani olmayız.,, Fakat muharebe Yunanlıların mağlü- biyetiyle neticelendiği vakit vaziyet ka- rışiyor ve Yunanlıları galip gelecek di. ye gösteren Luitcorç müşkül (o mevkide kalıyor. Bunu yazdığı (o mektuplardan da anlıyabiliriz. Yunan divanı harbinde bir toplantıda | Yunan ricalinden birisi şu sözleri söyle- miştir: isan 1921 de paskalyada Londra da idik; Stavdisi gördüm; bana; “Lu- itcorcu gördüm, siz Yunanlıları resimde bile görmek istemiyorum,, dedi. Ayrı ayrı mukaveleler Londra müzakereleri bu kadardır ve İneticesizdir. Fakat Bekir Sami Bey İn. giliz, Fransız ve talyanlarla ayrı ayrı mu kaveleler yapmıştır. İngilizlerle yaptığı mukaveleyi göz « den geçirelim: “Bizde ne kadar İngiliz esir varsa ix de edilecek ve buna mukabil — bir kısmı esirlerimiz müstesna — bizim İngilizler. de olan esirlerimiz iade edilecek.,, Bu mukavelenin birinci maksadı bir kısım esirlerimizin iade edilmemesi idi, Bundan başka Maltadaki esirlerimiz fe- nâ muamele görüyorlardı. Anadoludaki İlngilizlerin bizim elimize esir düştükls- İri vakte kadar, bu fena muamele sürdü. Bundan başka İngilizler (e diyorlardı ki: “.— Zülum edenleri geri veremeyiz.,, Bu iki sebepten dolayı Ankara hükü- meti bu mukaveleyi reddetmiştir. Fakat bundan sonra yapılan bir mukavele ile esirler mübadele edilmiştir. Bekir Sami Beyin M. Brillant ile yaptığı mukavele arazi itibariyle bizim lehimizdedir. Fakat mukavele (O misala milli ile uygun değildi. Cenubi Anadoludan bir kısım o ara”i tekrar Türkiyeye veriliyordu. Fakat A- dana ve havalisinde, Cezair ve Tunusta olan vaziyet hasil olacaktı, “ Fransızların bıraktıkların kuvvetler aynen ipka edile- cekti. Ve ekalliyetlere bir hak verile - cekti. Fransızlar Anadoluda iş başma iste- dikleri adamları getireceklerdi. Halba- ki biz buna katiyen müsaade edemezdik. Bekir Sami Bey üçüncü mukaveleyi bunun üzerine Zagrebe (hareket ettiğini ve korku yüzünden suikas- tı icra edemediğini söylemiştir. umumiye ve onun yardımcısı olan gaze teler bu işte pek tesirli olacaktır.,, Fakat bu fırsat kaçırılmıştır ve bazı mânasız mukaveleler yapılmıştır. Londra konferansı 23 Şubatta başlar mış ve 12 Martta nihayet bulmuştur. Londra korferansında iki kısım var- dır: Müzakereler ve aktedilen mukave- leler. Mahrem bir vesika Fakat bunlardan evvel mahrem olan bir vesikayı gözden geçirelim. Londra konferanımdan bir kaç gün evvel İngiliz, Fransız ve Yunan murah- haslarından müteşeklil bir celse yapılm $ ter. Bu celsede Luitcorç Oo Yunanlıların vaziyetini öğrenmek istemiş ve Yunan müarahbası ise bütün meselelerin hallo - lunduğunu, Yunanlıların her fedakâr - ren avukatların sayısı altmış), yazı bulunduklarını ve şarkı olmak ikidir. Sorguya çekilecek olan | münasebetiyle Türkleri daha iyi bildik- şahitler 703 kişidir ve bunlar ara- İlerini söylemiştir. Fransızlar ise Yunan sında bir çok ricali siyasiye vardır. |kuvvetlerinin gayri kâfi olduğunu Sabık başvekil Vayda Voevod, ! ceneral Averesko, eski nazırlar- Birinci Inönü muharebesinden sonra Türk ordusunun yeniden teşkil edildiği anlaşılmıştır. Ve bütün dünya biliyor İki Türk inadı sonuna kadardır. Yani An- karada muvaffak olmazsa Sıvasa çekilir. Orada da muvaffak olamazan daha ye- riye çekilir ve harp devam eder. Bunun karşısında kostantin sulh şartlarını Yu- nanhlarca makul olmak üzere kabul et- tirmiye çalıştı. Bu zihniyet belli olur olmaz Luitcorç| kendisini bu işten çekmiştir. 12 Martta Italyan, Ingilizler ve Fran- İsızlar bize ve Yunanlılara bir sulh proje- i verrişlerdir ve demişlerdir ki: o “Siz bunu hükümetinize veriniz ve müzakere- lerinizi yapınız. Ondan sonra biz tek- rar toplanır ve görüşürüz. Bu projede bizi tatmin edecek hiç bir tarz yoktu. İzmirde Yunan askeri bo- lunacak, fakat bize sit olacaktı. Yani şehir büyük devletler tarafından paylaşıl mış oluyordu. Trakyadan bahsedilmi-| yordu; yani Yunanistana kalıyordu. Ermenistan metalibinin hiç bir tesiri kalmamıştı. Italyanlarla yaptı. Bu mukaveleye göre, Italyanlar Trak- ya ve İzmir işlerinde bize yardım ede cekler, fakat biz de onlara garbi ve cenu» bi Anadoluda iktisadi rüçhan tanıyacak- tık, Biz Londra konferansına gittikten sonra Ankaraya bir çok adamlar, Tevfik Paşa, Salih Paşa heyetleri gelmiştir ki, bütün bunlar fena bir tesir uyandırmış- tır. Bunlar diyorlardı ki: “— Siz, bütün müttefiklerimizi mağ” lâp eden bir kuvvetle mücadele edebilir misiniz?,, Diğer ikinci bir cepheden de propa- Zanda yapılıyordu: “— Ankarada bulunanlar barbi mah- sus uzatıyorlar. Tabii bunlar sulh olun- ca mevkilerini terketmek mecburiyetinde kalacaklardır.,, Tabii bu propağandalar memleketin sefalet ve felâket içinde yüzen kısımla. rında yapılıyor ve tesirler husule getiri- yordu. Bu da Fransızların dediği gibi ilik defetizm havasıdır. Fakat o vakit Mustafa Kemal maharet şarak Zagrep istasyonunda yapa- | madığı o suikastı kralın o Zagrep Kannedarlığına geleceği zaman | "yapmağa karar vermiş fakat Bel. Yugoslav efkâri umumiyesi mu- grat polisi üç suikastçımın tertiba- ! hakeme safhalarını çok büyük bir tından haberdar olarak © Zagrep' dikkat ile takip etmektedir. Bükreşte de mühim bir muhakemeye başlandı Romen başvekilini öldürenler sorguya çekiliyor 52 mevkuf, 62 avukat, yüzlerce şahit var a Romanya başvekili M. Dukayı katledenlerin muhakemesi (OBük- reşte ikinci ordu divanı harbinde başlamıştır. Efkârı umumiye bu muhakeme ile fevkalâde alâkadar olmaktadır. ileri reddedilmiştir. Muhakeme salonuna yalnız el- lerinde hususi müsaadeler bulu- han az kimseler (o girebilmiştir. Mücrimleri müdafaa edecek avu- katların sayısı pek çok olduğun-| dan dinleyicilerin adedini azalt- | mak mecburiyeti hasıl olmuştur. | Maznunların sayısı 52 olup cümle- ti mevkuftur. Bunlar arasında Gard dö fer teşkilâtı rüesasından üç kişi var. dır. Bunla. başında teşkilö* reisi Korneliyu Kodreanu bulunmak: tadır, Bur'ar, arkadaşlarını bekliyen ikileti paylaşmak için muhake Men'n başlır acağı günün akşam'n- İabiszat zw'i.e teslim olmuşlarrtır. Mazrununları müdafaa edecek dan Angelesku, Titülesku, Lupu gibi yüksek şahsiyetler şahitler a» rasmda bulunmaktadır. Muhakeme heyeti ceneraller- den müteşekkil olup riyaset vazi- fesini ceneral İgnat deruhte et- miş bulunmaktadır. Müddeiumumilik makamında ceneral Petroviçesku bulunmakta- dır. Buna miralay Opineanu mu- avin olarak verilmiştir. İlk celsede (o mücrimlerden Konstantinesku, Belimaçe (oOve Kanarika, kuvvetli bir müfrezenin nuwhe fazası altında salona getiril | mişle ve ithamname okunmuştur. İ Avvkatların muhakeme hakkında | serdettikleri bütün talepler ve iti» i razlar heyeti hâkime © tarafından ikinci celsede Gard dö Fer teşkilâtı reisi Kod- reanu muhakeme © salonuna ithal olunduğu zaman bütün maznunlar ayağa kalkmak ve faşist © usulü veçhile sağ ellerini havaya kaldır- mak suretiyle şeflerini selâmla- muışlardır. Mahkeme tarafından davet o- lunan 52 şahitten yalnız yirmi bir kişi, müdafaa tarafının davet etti: ği 800 şahitten de446 kişi davete icabet etmiştir. Bu içtimada ithamnamenin kr- raatine devam edilmiştir. İtham- namenin okunması tam on iki sa- at devam etmiş ve bundan sonra maznunların sorguya çekilmesi başlamıştır. Çünkü mağlüp olmuştu. yona maliye nazırı Fahri reis oluyordu. çetti, Kostanlinin korkusu nanlıların aleyhinde idi. nen taarruza geçti. meti kalmasını istemiyorlardı. Türk jan - darma kuvvetleri fazlalaştırılmıştı. Ma- Ti işle bunu tanzim edecek olan komis- Projenin belli başlı tarafi bunlardan iba- Bununla beraber şunu da görüyoruz ki, bize faydalı olmamakla beraber Yu- ve sebatla bumu gidermiye çalışmış ve muvaffak olmuştur. Bekir Sami Bey mukavelelerin redde- dilmesi üzerine tabii hariciye nazırlığın- dan çekilmiştir. Iste bu suretle Londra konferansı ni» hayet bulmuştur. Güzel sofi meselesi Metz, 22 (A.A.) — “Güzel So Kostantin bu projenin kabulünden korktu ve daha Türk murahhasları yolda iken ikinci İnönü maharebesiyle neticele-| fi,, ismiyle anılan casusluk mesele» sinde methaldar bulunanlar bida” ğe muharebenin sebebi projenin ka-| yet mahkemesi tarafından verilen edilmesi endişesiydi. Fakat muhak-| çe. ui ğ : külde yes ki, hilenin Yaş) mahkemesince art ihları teşvik eden Ingilizlerdi. Zira onlar bu şeraitle sulh olmasım ve Sevre karşı duran bir Ankara hükü- tırılmıştır. . Bu suretle eski tezgâh- tar Sop beş sene hapse, Alman mü hendisi Veber sekiz ay hapse ve süvari neferi Lestan dört sene hap" 12 Martta bu şartlar bize bildirilmiş-! se mahküm edilmişlerdir.