r © — «—VvAKIT 23 MART ISM (Memle - Yalovada kış günleri nasıl geçer? Mahalleler — Çarşı — iskele — Yalova transit şehri... Yalova, (Hususi) — » buraya ehemmiyet & vermemiş ve > he kes rasgeldiği yere ev yaptırıp oturmuştur. Bu yüzden eğri böğ- — rü ve daracık sokaklar meydan al- © mış ve fena manzaralı bir köy halinde senelerce yüz oüstü kal- muşta. “ Fakat şu son seneler zarfında © buradaki dağ O kaplıcalarnın bir i çok hastalıklara şifa olduğu anla” » şıldığından bir taraftan kaplıcala- ya sari şekiller verilmekle başlan» nış ve diğer taraftan da Yalovanın — imariyle uğraşılmıştır. Kasabanm eş sene evelki (o haliyle şimdiki “şekli arasmda yüzde nisbetle tarif © edilemiyecek derecelerde büyük © birdeğişiklik husule gelmiştir. İs- b eleye çıkar cikmaz Oo kasabanm > methaliyle karşılaşan bir insan bu- N i Yalova kasabası eskiden sıtmalı ve batak- “lk bir yer olduğundan hiç kimse ii al KAYMAKAM ŞEFİK BEY VE MUHABIRIMIZ yoğurtlar çok şöhret almışlardır. Bu çiftliklerin mamulâtmdan olan yogurt, yağ ve o peynirlerle yu- © rada bir ferahlık © hisseylemekte | murtalar için Beyoğlu ve Kadıkö- Live daha ileriye doğru giderek as» | >falt cadde üzerine çıktığı zaman | yünde satış şubeleri vardır. Böyle olmakla beraber şurası - dadabüyük © bir zevk ve sevinç | da tuhaftır ki o yoğurtlar buranın © duymaktadır. b b Yalovanın iç mahallelerini de ayni surette tanzim için yapılmış olan müstakbel harita tedricen tat- — bik olunduğundan birkaç seneye kadar kasabanm her tarafı asri bir şehir halini almış olacaktır. Kasa- © ba içindedaha çabuk bir terakki , hasıl olmak için burada herhangi ük bir fabrika yaparak amele tım uyandırmak lâzımdır. 'oksa herkesin dediği gibi kasa- bada muhacir oturtmanm bir fay- olamaz. Çünkü onlara veri- k arazi kalmamıştır. Fakat bu N r meselesi köyler | içi faydalı olur. — ça : Yaloyada hayat ç Kam Yalovada hiç hayat — yoktar. Etraftan gelip giden ol- madığı iğin bura halkı biribirleri- le başbaşa kalırlar.. Her ne kadar p her gün vapur “geli K da buraya © çikan yolcular — hiç durmadan otobüslere aktarma , olarak Bursaya gidiyorlar ve Bur- — sadan gelenler de otomobillerden çıkmaz vapura koşarak göz- kayboluyorlar! m Eğasen yazm dahi burada kimse © Onun için Yalova iği yarım saat kadar kısa bir amana münhasır kalmaktadır. - Hattâ yolcular sigara ve kibrit- ini bile ( İstanbuldan alırlar. çarşısında satılmıyor. Ben “Yalo- vada doyasıya bir yoğurt yerim!,, derken bir de ne bakayım?. Bir kaşık yoğurt bile bulduramadım.. Sebebini sordum: (Burada kilo- sunu otuz kuruşa kimse almaz, o- nun için çiftliklerden doğruca İs- tanbula gönderiyorlar.) dediler. Yalovada pazar Buranın çok meşhur bir pazarı vardır ve cümartesi günleri kuru- lur. o Bu pazarda o bütün kaza köyleri geldikleri gibi, İstanbul, Karamürsel, Orhangazi ve Gemlik ten de iştirak ederler. Bu pazarda o kadar kalabalık olur ki adım atacak yer bulunmaz ve omuz omuza insan dalgaların- dan geçilemez. Pazar yerinde en ziyade alış ve» riş yapanlar kadınlardır. Bunlar siyah çarşafları içinde, her birinin önünde yağ ,yoğurt, yumurta, fa- sulye, tavuk gibi bir çok yiyecek sepetleri ve torbaları vardır. Da- na etleri 20 kuruşa, kuzular 45 e ve koyun etleri de 50 ye satılmak- tadır. En ucuz satılan Ooyumurtadır. Öğleye kadar 40 paraya olan pi- yasa ikindiye doğru 30 paraya düşmektedir. o Tavukların âlâsı kırk, elli kuruşadır. İstanbuldan gelen bir çok kimseler | tavuk ve yumurta toplıyarak götürmekte dirler. Bütün hafta alış veriş edemi- yen çarşı esnafının bu pazar gün- lerinde yüzleri güler. Mahsulâtmı satan köylüler elle- rindeki parayı bu esnafa vererek bir kısmı borçlarını öderler ve bir kısmı da kendilerine lâzım olan gaz, tuz ve basma gibi eşyayı alıp köylerine dönerler. Ragıp Kemal kef i İzmirde Polisi öldürenler Onsekiz sene hapse mahküm oldular Geçen kânunusaninin o üçüncü günü akşamı Salhane ile Bayraklı arasmda feci bir surette şehit edi- len polis Nuri efendinin katilleri Seyit Ahmet ve Cemali haklarında bir müddettenberi İzmir ağır ceza mahkemesinde devam eden muha- keme bitmiştir. Ağır ceza mahkemesi; bu hu- sustaki kararmı vermiş © ve maz- nunlara tefhim etmiştir. Bu karara göre her ikisinin de müşterek fail addiyle T, C, K, mu nun 449 uncu maddesinin oZinci bendine tevfikan on sekizer sene ağır hapse ve müebbeden amme hizmetlerinden mahrumiyetlerine ve mahcuriyeti kanuniye halinde | bulundurulmalarına ve ölüm taz- minatı olarak bin liranın kendile- rinden alımmasına ittifakla karar verilmiştir. Kararın tefhimini müteakip re- is Suat Bey; evrakın temyiz mah- kemesine gönderileceğini ve ister- lerse kendilerinin sekiz (ogün zar- fında mahkemeye birer lâyiha ver» | mekte serbest bulunduklarmı $öy- | lemiş ve suçlulardanı Seyit Ahmet: “Pek âlâ,, ve arkadaşı Cemali de “Biz hakkımızı orada ararız,, di-! yerek jandarmaların muhafazası altımda hapisaneye iade edilmiş- lerdir, Kocaeli halk bankasında İzmit, o (Hususi) — Kocseli Halk Bankası senelik heyeti umu- miye içtimamı aktetmiştir. (o Ev- velâ alelâde içtima ruznamesi mu- cibince heyeti idare ve mürakıp- lerin raporu okunmuş ve bazı fay» dalı münakaşalardan © sonra itti fakla tasvip edilmiş ve müddetleri hitam bulan meclisi idare âzalık- larına Hasan Bedreddin Raif, Sa- dettin Beyler seçilmiş, geçen #€ * neki mürakipler aynen ipka edil- miştir, Bunu müteakip fevkalâde içti- ma ruznamesine geçilmiş ve mec- lisi idarenin nizamnamede tadili- ni teklif ettiği maddeler müzake- re edilmiş bu meyanda bankanın badema muamelâti tüccariye ile iştiğali © hakkındaki teklif dahi kabul edilmiş ve ( sermayenin bir misli tezyidi hakkındaki hissedar» ları kanuni teklifi bilmüzakere ittifakla kabul © edilerek içtimaa nibayet verilmiştir. M. Kifre af kanunundan istifade edecek mi? Emniyeti sui istimal ve sahte- kârlık maddelerinden maznun sa“ bık İzmir rıhtım veliman (o şirketi müdürü M. İv Kifrenin 2330 nu- maralı af kanunundan istifade © debilmesine dair Asliye ceza mah- kemesince verilen hüküm temyiz mahkemesince bozularak iade © | lunması üzerine tekrar yapılan du- | ruşmasında mâznunun firari olma- aâDe berleri | LL EL Adanada Çanakkale zaferi kutlulandı Halkevinde yapılan topluluk nu- tukla, şiirler, musiki Adana, 19 (Hususi) — Türkün Çanakkalede yarattığı büyük zafe- rin on dokuzuncu yıl dönümü hal- kevi salonunda emsalsiz (surette kutlulandı. Fırka kumandanı oKeramettin paşanın ve (yüzlerce zabitanın, mektep muallim ve talebelerinin, muhtelif sınıfa mensup kadm ve erkeğin iştirakiyle yapılan bu top- lantı şimdiye kadar £ yapılanların en güzel ve manalısıydı. o Askeri bandonun çaldığı istiklâl marşı ile başlandı. Erkânı harp binbaşısı | İsmail Hakkı Bey, 18 mart zaferini pek canlı ifadelerle anlattı, Türkün büyük harpte yarattığı bu emsalsiz zaferin kıymet ve ehemmiyeti üze- rinde durdu. Orta mektep tarih muallimi Ö- mer Kemal Bey de, Türk inkılâ- bı ve Gazi mevzuu üzerinde güzel tahliller yaptı. Türk inkılâbı ve Gazinin biribirlerinden ayrılık ka- bul etmez tarihi bir medlâl oldu- ğunu, Türk tarihinin Gazi kelime- siyle başlı başma bir (devrin, bir asrm dönüm noktası ve ifadesi o lacağını, ümitlerin söndüğü, istik- lâl ve istikbal mefhumlarınm hafı- zalardan silindiği bir anda mille- Ün imanlı iradesinin onda tecelli etttiğini, milli azmin yaratacağı mucizeyi sezdiğini, inhilâl ettiği zannedilen hayat ışıklariyle bezen- miş mesut ve feyyaz bir hayata çı- kardığını anlattı ve istiklâl müca- delesinde Gazinin muhtelif yerler de söylemiş olduğu nutuklar üze- rinde (o tahliller yaptı ve omuasır Türk cemiyetinin kuruluşunu izah etti ve sözlerini şu cümlelerle bi- tirdi: “Hulâsa Gazi; kendi şahsında millet iradesini ve inkılâbı tecelli ettiren, Türkü hiç (o beklemediği bir istiklâl ve istikbale götüren em- salsiz bir kahraman, eşsiz bir da- hidir. İnkılâbımızın şümül ve ehem- miyetini ecnebi gazete muhabirle- rinin sözlerinden, diplomatlarm ağızlarından nakletmiyeceğim : Bu inkılâp bizimdir. Onu kendi saadetimiz, istiklâl ve istikbalimiz için yaptık. Şunun bunun met hiyesi bizim ezelden mevcut olan iman ve aşkımızı daha fazla kuv- vetlendiremiyeceği gibi beğenme- yişleri de bizi yolumuzdan alıko- yamıyacaktır. Bugünkü Türkiye, dünkünden çok kuvvetli, fakat ya- rınki bugünkünden daba çok kuv- vetli ve zinde olacaktır. Zira iman lar ayninoktada temerküz etmek- te, kalpler ayni emel için o çarp” maktadır. Ey Anafartalarda dünü ve bu- günü kurtaran kahraman, (hayat ışıklariyle bezenmiş bir istikbal yarattığın ve bize (verdiğin için sevincimize son yoktur. Senin isa- betli iraden, karanlığı aydmlatan gözlerin, maniaları aşan, yokluk- tan varlık yaratan kudretin önün- de sevinç duyarak izinden yürüyo- dığı anlaşıldığından eski hükümde ısrar olunmasına karar verilmiştir. TUZ. de, yarın da gene seninle berabe- riz! dedi ve şiddetli bir surette ak kışlandı. Bundan sonra kız lisesinden İc- lâl, kız muallimden Dürdane, or- ta mektepten Fatma, Aydm, er- kek muallimden Rıza ve Haydar efendiler ve hanımlar, Çanakkale harbine ait yazılmış olan (şiirleri güzel bir surette — okuyarak alkış- landılar, Erkek muallimden Raşit Bey, söylediği hitabesini şu cümlelerle ikmal etti: “Bazı zaferler ve müdafaalar vardır ki, bizatihi ehemmiyetlidir, değerlidir. Bir budun için öğün meğe değer başlı başına bir kıymet teşkil eder: İşte Çanakale savaşı. Dünyanm en kuvetli budunları- nın savaş için toplandığı bu yerde Türk tarihi, en şanlı savaşlarından birisini kaydetti. Bizlere sonsuz kuvvet ve heyecan overdi. Şeref ve namus varlığı yarattr. Şehitle- rinin mezar taşlariyle (e serhatlere sınır çizdi. Ölümlerle eğlenen, saldırıp dönmiyen, tunç (yürekli yaşıyan ölülerimiz, etin, ençe tin, en sert her şeyi tepelediği Ça» nakkale, Her şeyi kemiren ve bi- tren kara topraklarda aegu “yuce Turk budununun asil kalbinde gö- mülüsünüz. Bir budunun büyük» lüğü, tarihte, yarattığı vakalarla ölçülürse Çanakkale buna bir misaldir. Bu büyük varlık ulu (odahinin yarattığı bir tarih mucizesiyle esa- retin esrarını yırttı. Dağlar yürü- dü, uzaklar yakınlara geldi. Asır- lar yıllara sığdı.,, dedi ve alkışlan- dı, On dakika istirahat edildikten sonra fırka kumandanıKeramettin Paşa söz aldı. Türk o gençliğinin orduya karşı beslemiş olduğu yük- sek muhabbetten memnun olduğu- nu, Türk milletinin özünü teşkil eden ordunun buna her zaman hak kazandığını ve kazanacağını an- lattı; ve sözünü Çanakkale harbi- ne intikal ettirdi. Goben ve Bres- lav zırhlılarının boğaza nasıl gel- diklerini, bir torpito ile bu gemi- ye maıl gittiğini, amiral Şosonla (| neler konuştuğunu ve İngiliz donanmasnın ya rım (osaatsonra (boğaza ya naştıklarını, içeriye (o girmelerine müsaade edilmediğini söyledi. 5 martta İngilizlerin İzmir körfezine yanaştıklarını ve Türk kuvevtleri- nin bu cihete sevki için bu tarzda hareket ettiğini (o ve buradan ne tarzda uzaklaştırıldığını izah etti. Bodruma yaklaşmak istiyen Fran sız bandralı altı bacalı bir geminin otuz martinli bir kuvvet tarafm- dan nasıl uzaklaştırıldığı söyle- di ve Türk (o kahramanlığma ve Türk neferinin büyüklüğüne temas eden bazı hatıraları anlattı. Türk gençlerinin yüksek © vazifelerine işaret ederek nutkuna (nihayet verdi ve alkışlandı. Hep birden cümhuriyet marşı söylendi ve bu güzel ( toplantıya gelenler derin hazlar duyarak hal Dün seninle beraberdik. Bugün | kevinden ayrıldılar. , * * mi 0) Md “ii arr PP güzel -