İŞARETLER Göz yaşı ve Universitenin konferans salonu. Ma-| vi€ Vekili Hikmet Bey inkılâp tarihin-| den iyor: İ bahsediyor. — Paris konferansı sulh için küçük! Milletler murahhaslarını dinliyor. Yu-| ie menraıası BE. Vepizeler Taskyada| ie geniş bir toprak istiyor- #ülümsemeler.,, İ Maarif Vekili devam ediyor: İ — Ermeni murahhasları sulh konfe-| İlansma büyük bir liste ile geldiler. EKİ ılmıştır. Türum, Van, Bitlis, Srvas, Elâziz, Trab-; İ *enun bir kısmını ve Kilikayı ihtiva > İ den bir ermeni devleti istiyorlardı. Bu İsvbeti İurmak için müttefiklerin bu Memleketleri fethetmelerini de arru edi. “Dinleyiciler. arasında biraz daha kes. kin gülümsemeler... Ben, konferans salonunun kubbeleri. siz yapışan bu gülümseme.| me başka güne Döviz kaçak devam Döviz kaçakçılığı tahkikatı de VE sessiz, sesi Ü imânasız bulmuyorum. Millet olması için zamanın Şi vir Hi akne Ret. rülenlerin tekrar tekrar ifadeleri almmış, tahkikat, geç vakte kadar kurutabilmişlerdir. ürmüştü bir buçuk i nda boğdu. | — Yakat Türk hayatımda bumu bir ömür | çağ bile denemiyecek bir zamandı! *is konferanımın kahraman (bu. >> Dehri Etendi, Deyizti meb-| 4 Mazhar Müfit Beyin musikiye kaklı hir şikâyette bulunuyor. i umseme miydi a a “Dinleyiciler arasında hafif, mafif) Beyin müsteciri / kün yanmasına ait o davaya ,dün İstanbul ağır ceza mahkemesinde ... Lehistan, en) sürmüştür. hunçkarığını.. kei Adliye neler unmuştur. tmr okudun mu ? .. Köşk kasten mi yakılmış ? Kuzgunçukta Resneli' Osman Beyin sahibi ve İsmail o Cebbare Yangınm kasten yapıldığı nok- tasından tahkikat yapılmış , dava açılmıştır. Köşk, onbeş bin lira- ya sigortalı imiş. İ o Koço ve Hamparsum Efendi- İ lerle Ismail Cebbare ve Osman Beyler, davaya dahildir. , | Dünkü muhakemede bir çok şa- İ Hikmet Bey kazanılmış bir davanın) hit dinlenilmiş, muhakeme gelmi- ihini anlatıyor. Ve geçen günler ö-| yen şahitlerin çağrılması için kal- müzde aklın, hayalin kabul etmiyeces? şeyi dar gülünçleşmiştir. | Ayudoluda toprak istiyen bir yaban! | *mn aklıma gülüyoruz. İ | Anadoluya Trabzondan Mersine çeki-| kn hir hattın garbında bir ermenistan istiyenlerin düşüncelerine veri- cevap sade kahkahadır.. ıtır. 9000 lira davası İstanbul ağır ceza mahkemesin- | de, dün Beyoğlu Malmüdürlüğü pul memuru Şeref Beyin bin lira ihtilâs ettiği © iddiasiyle | muhakemesi görülmüştür. Şahitlerin celbi için, muhake- Tahkikatla birinci istintak hâ- şok geniş a-| kimi meşgul oluyor. Dün suçlu gö- yan, Klmmrde? Adliye sarayr enkazı arasmda ki araştırma devam ediyor. ki suç eşyasından tabanca, bıçak Ün gene yerini muhafaza eden bir kol.) balta ve bazı demir parçaları bu: İdtak oturyor. Kara gözlüğünü düzel kendisidir. Aynı salonda yere damlı. yan söZ YAŞ: ile, bu salonda kubbelere yaklaşan bir gülümseme kadar bizim ta- başına. Dihimize sembol olacak şeyi hatırlamı- Tavanlar Paris konferans kararlarile | Yorum. şarkı söylenirse yalnız şarkıyı söy» ! liyen deği, onu besteliyen de ha- | ler gibi yaşar, keyif sürermiş.. | sılâttan bir hisse alırmış... ., N bulunduğu köş- Resneli dokuz iştir. tahkikatı iyor yerinde ir, dir. Liman tarifeleri . .. birleştirilecek Türkiye limanlarında şimdiye kadar muhtelif tarifeler vardı. İk- sat vekâleti bütün limanların ta- rifelerini birleştirmeğe karar ver- miş ve bu hususta bütün liman ve iç memleketlerdeki ticaret odaları” nın fikirlerini sormuştur. i İstanbul ticaret odası da İstan- | bul limanı hakkında tacirlerin fi-| kirlerini toplamak üzere bir ko i misyon seçmiştir, l Bu komisyon dün ilk içtimamr | yapmıştır. Dünkü içtimada tica- | ret odası namına Suat, Sait Ömer, | vapurculuk Türk anonim şirketin- | den Burhanettin, Antalya anbarı sahiplerinden Mehmet Beyler ha! zir bulunmuşlardır. İ Dünkü toplantıda * İstanbul his| manının vaziyeti ve tarifelerdeki rakamlar üzerinde tetkikat yapıl- mış ve bunlar kısmen tesbit edil- miştir. i Komisyon tetkikatını ikmal et- tikten sonra hazırlıyacağı rapor ti- | caret odası tarafından vekâlete gönderilecektir. | — a — Telâviv sergisine iştirak edenler az Telâvivde toplanacak olan bey» | nelmilel sergiye memleketimiz de davet edilmişti. Ticaret odası bu davet üzerine İstanbuldaki ihra- | cat tacirlerini toplamış ve iştirak | şekli hakkında fikirlerini sormuş- | tur. Toplantıda ihracat ofisi namı | na raportör Akıl Bey de hazır bu- lunmuştur. İhracat (tacirleri tel âviv sergisindeki yerlerin çok pa» | halı olduğunu söyliyerek — iştirak | etmek istemediklerini bildirmişler. Ancak bir kaç tacir iştirak et- mek arzusundadır. o ——— Bu kurşun nereden geldi? Dün gece saat 10 raddelerinde Aksaray Horhor caddesinde 148 ! de söndürülmüşştür . numaralı sabık fetva emini kona- ğının üçüncü katmda belediye tan ! zifat memuru Hasan Efendi aile- sile beraber caddeye nazır bir oda- | da otururken birdenbire bir kur- şun camı delerek karşıya saplan-| mmiştır, Ev halkı bunun üzerine| büyük bir heyecana düşerek mese- ! leyi zabıtaya haber vermiştir. Fa- | kat yapılan araştırmalara rağmen | bu serseri kurşunun nereden gel- diği, kasten mi veya kazaen mi atıldığı bir türlü anlaşılamamıştır. | .. Bu sayede her bestekâr ver l gg VAKIT 19MART1934 — , SOHBETLER ' Londradan Gelen ses Bir kadın Tutuştu! Cibalide Demirhun mahallesin- de şair Nabi sokağında 2 numa | ralı evde oturan (o 47 yaşlarında | terzi Şadiye Hanım ipekli kumaş | ütülerken ütüye gaz sürmüş, gaz I tutuşarak Şaziye Hanımın iki eli ve ayakları yanmıştır. . Kadınm bağırması üzerine etraftan koşan- lar kurtarmışlar, Şadiye Hanımın ilk tedavisi yapıldıktan sonra Ha seki hastahanesine yatırılmıştır. Safa gazinosu sahibinin &şyası ne olmuş? Büyük Çamlıcada Safa gazino- su sahibi Selâhattin Efendi dün polise müracaatla (| Çamlıcada ipekçi Ahmet ağanm yanma bırak | tığı sandığınm kilidi kırılarak bir | durbün, gömüş zarflr fincan, ça-| tal, bıçak, yatak çarşafı, bir Rus | kılıcı, boyun atkısı ve bir eldive- İ nin çalmdığını iddia etmiştir. Ya- | pılan araştırma neticesinde eşya- | lar buhınmuş ve bunları yanaşma | Osman ile bahçivan İzzetin çaldı- | ğı anlaşılmıştır. ! Yangın başlangıcı Osmanbeyde Nigâr apartıma- j mında 9 numarada oturan Zeynep | Hanım dün sabah sobayı © fazla! yakmış ve kurumlar tutuşmuş ise | Otomobille araba çarpıştı! Dün sahab saat 4 te şoför Ce - milin idare ettiği 2263 © numaralı otomobil inhisar idaresi (Oönünde Süleymanın 'su arabasına çarpa” rak parçalamıştır. Otomobilin de bazı yerleri hasara uğramıştır. İn- sanca zayiat yoktur. Bir sandal parçalandı Dün saat 7 buçukta (o Osmanın Hanönü iskelesinde (bağlı olan 2209 numaralı sandalma Topha- | nede Kasâplar sokağında sebzeci Ahmet Efendi binmiş, sandal Kü- çükpara Yemiş iskelesine yanâ- şırken iskele önündeki bir motörle | çarpışmış ve sandal parçalanmış» | tır. İçindekiler denize düşmüşlerse de kurtarılmışlardır. ! Kilim çalmış amma .. Dün saat 12 de Balcı yokuşun- da Yeni sokakta Sükrü Efendi - nin evine Adapazarlı Davut oğlu Enver hırsızlık maksadiyle girmiş | ve bir kilim aşırıp kaçarken yaka» | lanmıştır. Mektepte kumar! Arnavutköyünde Rum mekte- bi bahçesinde Marto oğlu Kigork ile Vasil kumar oynarlarken yaka- ! lanmışlardır. .. Bizde ise bestekârlara telif | hakkı tanınmadığı için zavallıla- rın hepsi meteliksizmiş!., İ v Doğru değil mi?, | İ Hasretin duvarına ruhumu çakar, gerer? İ Bir çarmıhtı o eşsiz gözler dört olss & İ Avcuma dolmak üzere alnımdaki bütün a kan. Puslssmr elile suya atan bir kaptan, © Gibi, muhayyilemi tesadüfe bıraktım; Borkırdan bu boz sise düşmüşüm bir de baktım. Londranın boz sisleri arasından siy- rılıp, Bozkurm berrak aksile, ufuklardan ufuklara uzanıp bize kadar gelen bu iç li ses, şair Behçet Kemalin sesidir. An- karadan ayrıldı ayrılalı, memleket has- retile yanan bu öz şairin, Anadolunun bu dinç çocuğunun gür sesi, içimde gur- beti canlandırdı: Nasıl kıvranma gelir ateşe düşen kıla, Oyle kıvrandırıyor ruhumu danesıla! İ Sıkacak el arıyor boşluklarda ellerim! Yeniden açılmayı istiyor emellerim: Çoğunun küşat resmi kalmış bügüne değin... Bu seste, memleket hasretinin, ne munis bir feryadı var. Bu anlatış, Türk şiirinin ne matlu bir ahengidir. Behçet Kemalin mira lari, “Büyük Şair,, lâkabını edebiyat ta- rihlerinden siliyor. Şairin büyüğü .we küçüğü yoktur. Sadece şair vardır. Behçet Kemal şairdir: Elimi sıkan ilk el, andırdı o meleğin Eminenin sırtını okşıyan kanadını.» İşte; bize sohbeti memleketin tadını Bir imbik gibi damla damla veren bir ağır; Her söz, bir dörtyol ağar: dördü de yurda giden! Behçet (Kemali (o tanımıyorsa « le kavrulmuş bir yüz, vatan ekmeğile serpilmiş uzun bir boy, geniş iki omuz, açık, apaçık pâk ve drahşan bir alın, hançer gibi iki göz: Münası ve ifadesi olan iki göz ve “samimiyeti, memleke- tn tatsız, bir imbik gibi damla, damla veren bir ağız...,, canlandırın ve sonra gene dinleyin: “Tekrar canlanıyorum, duyuyorum yenis den Veritlerimden bile geçtiğini al kanm: Göğsümü dolduruyor havası Ankaranm, Ta orda en büyüğün kulakları cınlasnı — Eller, kışta, bu sisli yolları arşmlasın, — Neşenin nisamna giriyor her heve- sim; — Sisleri dağıtıyor salonda çakan sesim: “Kulaklarımda birân çınlasın sesin diye, “Sana haykırıyorum: diye? Bana çocukluğumda Viktor Hügoyu okutmuşlardı. Hügo vatan şairidir. Bu gün her Fransız, Hügonun şiiri önünde hürmetle eğilir. Düne kadar, bende, / kadınsız, muhibbesiz, aşiftesiz şiire has- ret kaldığım zaman Hügoyu okurdum. İçimdeki özü, bu yabancı sözü dinle yip dindirmekle çalışırdım. Behçet Ke male benden selâm olsun: Hügoyu gör- medim ama, onu rana bilirim! Selâmi izzet | Yük taşımak için kavga Balatta Âyan caddesinde hamal sabıkalı Nihat ile arkadaşı Kadri yük taşımak meselesinden kavga etmişler, Nihat Kadriyi sol kası »« Dehri EF. — Evet, doğru. Fakat ban- ce Mazhar Müfit Bey şikâyet edeceğine mebusluk sıfatı kullanarak bestekâr- larm hakkını koruyacak bir kamın İlyi- hası teklif etse daha iyi olurdu. | ve mahayyelenizde Bozkırların havasi- sert Gazi nerdesin?