Deniz Hikâyesi: şi eyt 40 ay © KARA MEMİ Kara Memiş tarihin kaydetmediği bü yük kahramanlardan biridir. O, yıllarcı “Âkdenizde Türk sancağını dalgalandır- dı; yıllarca Akdeniz sahillerindeki mem Keketlerden ceziyeler aldı. Ve yıllarca Akdenizde kuş uçurmadı. — Kendini halis bir Anadolu Türkü idi. Babası, babasının babası yedi / göbek Türktü. o ) aki bu kan kaynadıkça denizde kimseye meydan vermiyece.sarıldılar. Tayfalar hazırlıklarmı tamar-|tu, Geminin bir başından girip bir ba-| .. diye söylerdi. ”,”,. Günler gibi hayat da çabuk geçer Her| üneşin battığı gün (insanları, 24 saat ll İşte... Kara Memiş de ünler geçtikçe ihtiyarladı. Ve nihayet| k yaşma geldi. İ . 05 yaşına gelmek ne demektir? Bunu ihtiyar olanlar bilir. Ömrünü deniz üs- tünde geçirenler | çok iyi bilir. Soğuk tekmeler üzerinde yıllarca yaşamak va) ber gün denizle uğraşmak (O müthiş bir| şeydir. Kara Memiş bunun dehşetini hakika- ten 65 yaşma geldiği zaman anladı. Ke.! diler kocayınca fareler meydana (çıkar. maş. Bizim koca Memiş de ibtiyarlayın. €a sağda, solda ufak tefek sıçanlar de liklerinden çıkmağa başladılar. e id — Koca Ali... . * | — Düşman geliyor. — Düşman geliyor... Bü ses Kara Memişin £ kadırgasında İolsa Koca Memiş ile karşılaşan mahvoi. yy yy 0) kalmadı. Uzun zamandanberi harp gör-| miyen ayakları zincirle bağlı esirler bile harekete geldi. Küreklere daha müthiş İndi, Ne oluyor? Henüz ortada yoktu. susamış olan Koca Memişin harp istiyorlardı. Harp... ».. bir şey Fakat uzun zamandanberi harbe | askerleri — Gelen İspanyollar... — Ispanyollar... . — Hey Koca Memiş. 40 senedenbe- ri namının dalgalandığı Akdeniz. © Bir, kan daha göreceksin... Koca Memişin yüzü güldü. Bükül müş belini düzeltti. Vücudu dimdik ol. du. — Bindirelim... iyyottt... ire Koca Memişin kadırgası ispanyolli gemisi üzerine bindirdi. Bu bindiriş öyle müthiş oldu ki... Öndeki İspanyol gemisi hemen kaç- mağa başladı. Hakkıda (vardı. Nasıl muştu. Kendisi de mahvolacak değil miy- di ya... Koca Memiş palayı çekti, Allah Allah diye kükredi. : Askerleri onun < (Allah Allah) diyebağırdığı zamanı çok iyi bi Müthiş bir akın halinde İ atladılar. Ölüm. lirlerdi. yol ge © Kan, “ Jölüyorum. Ölürken hiç mütee lar. Herkes vazifesini bilirdi, Kuman- dandan yeni bir #mir almağa lüzum yok-| sından çıktılar. Alacakların aldılar. Ve çıkarken Jspanyol gemisine bir (de ateş koydular.. Derhal gemilerini açmağa ve| uzaklaşmağa başladılar. Esasen ortalık-| ta kararmıştı. : » — Koca Memiş yok... Koca Memiş gemide yoktu. Döndüğü” nü de gören olmamıştı. (Nerede?), (Ne- rede?) diye bağırışırlarken vardadaki bir tayfa haykırdı: — Denizde bir ses var... Denize atlıyanlar biraz sonra sesin sa- hibini gemiye çıkardılar. Bu Koca Me mişti, Koca arslan kalbinden yaralan- mış bitap halde bulunuyordu. Santlerden! beri deniz üstünde çalkalanmış, dalga-| larla mücadele etmiş, ihtiyarlığına rağ. mem onlara galebe çalmıştı. Fakat hain bir kılıcın kalbinde açtığı yara onu mağ- lüp etmişti, Gemisine kavuşan Koca Memiş gözle- rini açtı. titrek bir sesle: — Evlâtlar... dedi, 40 senedir Türk- lük için çalıştım. Bugün onun uğruna ir deği-| lim. Çünkü vatandayım. o Vatan Türk | tel örgülerle örülmüştür. 4 BUNLARI BiLiYOR MUSUNUZ?.. k | İngilterede en | yüksek bina | İngilterede ilk defa olarak yük- | sek bina Liverpolde yapılmıştır. Binanın yüksekliği 100 metre- dir. Üzerinde iki tane koskocaman kule vardır. Balık memleketlâri Atlas denizinde ve Şimal deni- zinde bir çok adacıklar vardır. Bu adacıkların ahalisi hepsi balıkçı- dır. Fakat balıkçı diyince aklınıza bir sandalla elinde olta ile balık tutanlar gelmesin. Bilâkis bura- lardaki balıkçıların en az 1000 ton büyüklüğünde gemileri (vardır. Bunlarla denizlere açılırlar. Haf- talarca denizlerde kalırlar ve ba- lık tutarlar, Tuttukları balıkları derhal ge- tiremedikleri için balıkçılığa mah- sus gemi yaptırmışlardır. Bu gemilerin alt kısmları ka- feslidir. Yani anbarlarn o etrafı Tutulan balıklan bu depoların içine doldurulur. Deniz suyu bu anbırların bir tarafından girip bir tarafından çıktığı için balıklar an- barlarda denizde imiş gibi yaşar- lar. Balıkçılar da memleketlerine geldikleri zaman bu balıkları taze taze istediği şekle sokarlar. yy Dünyanın en Sıcak yeri Dünyanın en sıcak yeri Hattı üstüvadır. Burası kimbilir ne sı» cak yerdir? Değil mi? Evet, Hattrüstüva çok sıcaktır amma buna mukabil çok yağmur. lu memlekettir. Buralarda insan- lar sıcaktan olduğu gibi yağmur- dan da oturamazlar . Müthiş yağmur yağar, arkasm- dan güneş ateş gibi tesir eder. Gü- neş kuruturken, tekrar yağmur baş lar, güneş kurutmıya uğraşır. Bunun neticesi olarak otlar yağ- mur, güneş gördükçe müthiş su- relte fışkırır. Hattrüstüva memle- keti sık ve insan girmesine imkân olmıyan ormanlarla dolmüştur, Buralarda dünyan en vahşi aslanlar, kaplanlar, müthiş yılanlar yaşar, Güzel papa hayvanlar, İ ğanlar, mükallit maymunlar da buraların konuşan hayvanlarıdır. , Japon adaları Japonya ile Filipin adaları et. rafında binlerce adalar vardır. Bu adalar öyle gariptir ki... Bir tara- fı Büyük Okyanus olan bu diyar- İda müthiş boralar, fırtmalar, ka- sırgalar, tayfunlar olur, Arkasından yanar dağlar çıkar, bir gün bir yerde bir ada görürsü- nüz.. Bir fırtma, bi kasırga, bir tayfun arkasından bir de yanar | dağı çıkınca o gös orada Bütrı. ğımı buna mukabil daha başka'bir yerde deniz üzerinde bir adanm bir rüzgâr gibi dolaştı. Baştan girdi ar. ateş. Feryat... bayrağının dalgalandığı her yerdir. ka tarafta dağıldı. Duymuyan işitmi Türk askerleri İspanyolları yıldırdı. Masalcı yy lr yy yy yl MAKEL Le AANADAAILA KINA MANASLAKANOAAADAN Asm EGE HELAK 010 SARIMLI, e İL 1934 Gürbüz Çocuk Müsabakası Müsabakamız devam edi- yor. Yavrularınızın fotoğ- lis yeniden çıktığını görür, hayret i- çinde kalırsınız. . TUK Ya: API ! — Oğlum. Şu bizim koyunlar | NAAM RAYI Evvel zaman içinde bir köyde bir çoban vardı. Çoban çok akıl- | İı olmakla beraber çok ta tenbeldi. ! Koyunları iyi güdemediği için he- | men her gün bir iki koyununu kurt kapardı. Çoban bu köyde koyunları yedi- | re, yedire koyun bırakmamış niha- yet başka memlekete kaçmıya mec bur olmuştu. Gittiği merplekette bir beye ço- ban oldu. Bey çok zengin olduğu İçin sürülerle koyunu vârdı. Bizim çoban burada da tenbel- Mğe başladı. Gel zaman, git ze man günler geçtikçe koyunlar da | birer birer eksildi. Fakat bey çok hiddetli, asabi ve aynı zamanda eli sopalı, yani (kızdığı zaman dayak atar) oldu- ğu için çoban korkusundan bun- İmrı söyliyemiyordu. Çoban dağda koyunlarla bera ber blduğu için haftada bir veya 18 günde bir çiftliğe gider, beyi görürdü, Bey bir gün çobana demiş ki: Çoban 'bu vaziyette beye döne: Ay yg Bg gg yy a gönderiniz, Yazısız Hikâye : kaç tane oldu. Biraz yoğurt, yağ, kaymak getir... Çoban derhal (Peki efendimi) bastırmış. Bir kaç gün sonra da gene bir tenbellik neticesi olarak iki koyunu daha kurta yedirmiş. Bu suretle koyunlar da üç tane kalmış. Çoban bu vaziyeti görün- ce gene kıçmıya karar vermiş ve bir kâse yoğurt alarak üç koyunu önüne katıp çiftliğe gitmiş. Beyin huzuruna çıkmış: — Beyim .. İşte.. Bir seneden beri yetiştirdiğim koyunların mah» sulü . — Kaç koyun var —üşç.. —Ne.. — Evet... Ellisini kurt yedi. 25 i çukura düştü. 10 tanesi selde bo- ğuldu.. Bey kızmış ve yoğurt kâsesini kapıp çobanın ktfasina atmış. Kâ- se kırılmış ve yoğurt ta çobanın yü züne gözüne dökülmüş. rek şunu söylemiş: — Yaptığım işte yüzümün akı ile çıkıyorum, beyim ... Inanırım — Beni kızdırma.. Elime ne ge- çerse başına atarım. Hattâ, tekme, yumruk.. —İnanırım. Bu kadar saçma at- tıktan sonra her şey atarsın. DEMEK İSTERİM Kİ! . f Bir adam hemen her cümleyi: Demek isterim ki... Diye başlar mış. Bundan usanan birisi ile bir gün gene konuşmağa başlımış : — Demek isterim ki... Demek isterim ki.. Karşısındaki adam sabredeme- mi; Evet.. Demek istiyorsunuz amma... diyemedikten sonra.. MANTIK!. — Kızım... Fatma ile oynamı.. Ona gitme.. O terbiyesiz bir çocu- ğa benziyor.... İ — Peki anneciğim. Ben terbiye- liyim. Ona söyliyeyim de o benim İ yanıma gelsin olmaz mı?. raflarını gönderiniz .. Güzel ve gürbüz çocuk mümhakamır çak rağbet kazandı. Okuyucularımız bize #eVgt- ularımın fotoğrafları mütemadiyen Elimizde basılmak İGİN &tra- sanı bekliyen bir çok fotiğraf ver. Bu fotoğraflarım bepsini güzel begredeteğiz. Ondan sonra fotoğrafı i redilen çocuklar arasında müsabâkamızı ter- tip edeceğiz. Müsubaka 'şurtlarını dahâ ileride uzun u zadıya yazacağız. Şimdiden okuyucularımızdan şunu ediyoruz: 1 — Yavrularımızın kartpostal büyüdü ünde çekilmiş fotoğraflarını hize önderi- niz, | toğrafım arkasına yavrunuzum is | örüsinizi yazmağı unutma 3 — Bu fotoğrafları (Vakıt çocuk sayfa“ & buharririne) gönderiniz. ! AERO ger AES M0mRAAE i EREK KnREzE İNE SEAN GELAR 150 Okuyucu- muza hediye ve- riyoruz, Bu haf. | taki bilmecemiz sok kolaydır. | Gördüğünüz re- simdeki - noktalı yerleri karalayı» nız. Ortaya çı. i kan şekli rica Zi bize be En güzel yan pan 150 okuyu. cumuzı muhtelif hediyeler verece- giz. Hediyelerimi. zin içinde saat, bisküvi, çikolâta, kitap, kortpostal vesaire vardır. İsimlerinizi ve adreslerinizi o- kunaklı olarak yazınız. (Vakıt hk (2 a e VERİ Kongo nehri Dünyanm en büyük nehirlerin- den birisi Amerikadaki OKongo nehridir. Bu nehir çok uzundur. Uzun olduğu kadar da bol su ile ve süratle akar, Mil; saatte 10 dur. Yani İstanbuldaki gemilerin iste- diği sürate maliktir. Burada nehrin içine doğru gire cek geminin sürati en az 15 mil ol- malıdır ki, nehirde yürüyebilsin. Bunların denize döküldüğü yer 9 kilometredir. Yani Beşiktaş ile Üsküdar arasının 10 misli geniş” tir. BIM BE E İN 5 ii ERA Ea çocuk sayfası muharririne) gönde“ riniz.