11 Mart 1934 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 5

11 Mart 1934 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

pas Üzen! “Hikâye Bir . Resim Selâmi İzzet amg (Dünkü sayımızdan devam ve son) | İerimiz dirılmışlar, bir daha gö- O gece ve ertesi gün aklımdan | Tüşmemişler. Ne oluyosunuz? Ne- — geçenleri / anlatmıyayım. Karım bir genci tanıyordu, onunla baş- başa resim çıkartmıştı ve bütün bunlardan benim haberim yoktu. | Kıskançlık, şüphe, felâket kal- | bimi kemiriyordu. Şimdi ne yapacaktım? Karımı gözlemeğe, gözetleme- ğe başladım. Samimi ahbaplarımı arkasma gözcü koydum, takip et- | tirdim. Abvali hakkında, onun | bunun ağzını aradım, | Hiç bir şey öğrenemedim Birinin söylediği ötekinin söy- | lediğine uymuyordu. Dostları iyi | | söylüyorlar, düşmanları bıyık altı | imalarda bulunuyorlardı. Bu işten vazgeçtim. Fakat, karıma karşı vaziyetim İ değişmişti, Onu eskisi gibi sevmi- niz var? Öyle sararmıştım ki, bayılaca- ğımı anladı, telâşlandı. Kakotiyaık sordum: — 1910 da nerede oturuyordu” “— Güldü: — Evet o zaman çok parasız” | dık, dedi,,Erenköy taraflarında o- İ turuyorduk. — Suadiye cihetinde mi? — Sundiyenin daha iç tarafla- İ rında. O gece, beşerin duyabileceği en büyk acıyı duydum. Artık başıma | ne gelse, o gece duyduğum acıyı duyamam. Bir tesadüfle elime geçen resim bu kadının o zaman kocasile çr-| kardığı resim, hayatımı mahvet- | genç karımın hayatına malol- yordum, sevemiyordum. İtimadım İmiş, | kalmamıştı. Kıskanıyordum, hid- | Muştu. detleniyordum, kin bağlıyordum. Kavgaden, şüpheden hayatmı ze- | hirliyordum. İlik günler o da kızdı, isyan et- ti, Bağırıp çağırdı. Sonra saadeti- | mizin yıkıldığını görünce, boynu | nu büktü, kadere rıza gösterdi. Ben bazan düşünüyordum. Ma- sum, günahsız bir kadına eza yap- mış olmaktan özülüyordum. Fakat karıma karşı olan hıncım durmu- yordu, bitmiyordu. Artık eve gelmiyordum, önü- me gelen kadınlarla eğleniyordum. karıma her şeyi reddediyordum. | Hiç bir dediğini yapmıyor, bilâkis aksini yapıyordum. O ne yapıyordu? : Bununla da meşgul olmuyor-| dum. Haksızsın! (diyeceksiniz. Belki.. Fakat kıskançlık, insanda akıl fikir bırakmıyor ki, hem siz | de karınızı, bir gençle başbaşa re- sim çıkarmış görürseniz, buna ne dersiniz! Ne hüküm verirsiniz! Karımın kalbi her zaman zayıf- tı, Bugün artık gözyaşlarile itiraf ediyorum. Fena muamelemle, ka- dının ölümünü çabuklaştırıyor- dum. Hastalandı, anasmın evine gitti ve bir şubat akşamı bu dün- yaya gözlerini yumdu. Cesedin önünde diz çöktüğüm zaman nihayet onun masum oldu- ğuna kanaat getirdim, Bir şüphe uğruna kendime hayatı zihretmiş, onun bayatma nihayet vermi$- tim. Amma, şüphem, ne müthiş bir i şüpheydi! Karım öldükten sonra teselli bulmadım. Kendimi de bu ölüm- den mes'ul tutuyordum.. (Fakat yeniden dirilecek olsa, ayni ezayı çekeceğimizi de hissediyordum. Yirmi sene geçti; zevksiz, hazin yirmi sene.. Ben bir sersem gibi, şuursuz bir adam gibi yaşıyordum. Bir aralık kendime iş. aradım, “buldum. Çalıştığım arkadaşımla dost oldum. ei gece beni evine yemeğe davet Gittim ve kapı açılıp ta karşım» da karımı gördüğüm zaman, ne hale geldiğimi tasavvur edemez- siniz. Evet, karım dirilmiş, karşı- b o ma çıkmıştı. Evet, karşımda elli ıda bir Şahende vardı. ue ndan titremeğe başla- dım, © Destemun karısı: ik ia o. Yi dedi, Annem, karınız teyzesiydi. akat ben doğduğum zaman aile 1 Şu dünyada ne garip tesadüf | ler vardır. İşte kaderin cilvesi., — Bitti — Pols havsrleri Ka ragümrükte kanlı hadise On gün evvel Karagümrükte Bakkalzade sokağında oturan Mü» kerrem hanım isminde genç bir ka- dınım yüzünü behriyeli Salim iki yerinden jiletle kesip kaçmıştı. Bahriyeli Salim zabıta memurları tarafından aranırken evvelki gece ansızın eve girmiş, bıçağını geke- | rek evdekileri tehdide başlımıştır. .Bu sırada evde bulunan Ziya is minde birisi tabancasını çıkartmış; Salimin üzerine ateş etmiştir. Çı- kan kurşunlardın bahriyeli Salim bacağından ve karnından yaralan» ; mış, Cerrahpaşa h-etanesine kal- dırılmıştır. Ziya yakalanmıştır. Yük arabasının altında kalan kız Beyoğlunda O Hamam Külhanı sokağında oturan yedi yaşında Fatma isminde bir kız dün 3443 numaralı yük arabasının altnda kalmış, bacaklarından hafif (o su- relte yaralanmıştır. o Arabacı Ö- mer yakalanmıştır. Sucunun marifeti Fenerde Yıldırım o caddesinde oturan Mehmet efendinin bir kat | elbisesini çalmak istiyen saka Şe- rafettin cürmü meşhut halinde ya- kalanmıştır. ölümle tehdit Sabıkalı Halit ve “Ahmet dün Haseki caddesinde Saimin kahve- sine gelerek tabancalarını çekmiş- ler ve Saim ile arkadaşı Feyziyi ölümle tehdit etmişlerdir. Hiç yü- zünden bir tehdit karşısında ka - lan Saim ve refiki mütecavizlerin üzerine atılarak ellerindeki taban caları almışlar ve kendilerini de polise teşlim etmişlerdir. Evine giderken .. Ortaköyde Kilise sokağında o - turan Süleyman efendi. evine gi derken evvelce araları gergin bu- lunan ameleden * Yaşar önüne Çı- karak yeniden kavgaya başlamış- lar ve neticede Yaşar, Süleyman efendiyi bıçakla bacağından ya - ralamış, çocuk yakalanmıştır. Konyak hırsızı Heybeliadada bakkallık yapan Andonun dükkünmdan yedi şişe — Sizinle pel. yabancı değiliz, ! rakı ve konyak çalan sabıkalı İç | sepdir. Dört satımı geçen Hanlarm fazla İ İ maji şişelerle birlikte. . tar, Şehir içinde ser- bestçe dolaşan hastalar var Matbaamıza gelen bir genç, Telefon şirketinden alınacak paralarla bir hastane yapılmasını istiyor Naci isminde cüzamlı bir genç dün matbaamıza geldi. Kendisini hiç bir haştahanenin kabul etmediğini söyliye ivek telefon şirketinden alınacak 250 bin lira ile bir cüzamlılar hastahanesi açıl. masını bütün cüzamlılar namma (teklif ettiğini söyledi. Sıvasta O muallim iken icüzamlı olduğu anlaşılınca vazifesine ni- hayet verilen genç İstanbulda ve Anado- luda kensisi gibi birçok cüzamlılar bu- Ilanduğunu söylemekte ve cüzam mikro- saçan kendisi gibi hastalar için mutla- İla bir hastahane açılması bem cüzamlı- ların ve hem de umumun sıhhati nokta sından lüzumlu görmektedir. Cüzamlı- ların şehir dahilinde serbestçe dolaşmalar rınm umumi sıhhat için ne kadar tehli-| İ keli ve feci olabileceğini burada uzun u bu hasta gencin vaziyetiyle teklifi çok dikkate değer buluyoruz. TAKVİM Pazar Pazartesi IMART IZMART 24 Zilkade 25 Zilkade Gün doğuşu 6,19 G8 Gin itiş Gr KİZ Sabah s4maz 0,0 619 Öğle namaz! 1zi4 Bt leimdi namazı 1SA? Sisa Akşam osmaz © GA,f 18.18 Yatsı namazı 19,01 ar İmsak .a1 “41 | Yalin göçen günleri G6$ w Yılınka'an 201 zn - ISTANBUL BELEDİYESİ ŞEHİR TıYATROSU TEMSİLLERİ 15534. MY saat 19,30 da | ISTANBUL EFENDİSİ İİİ, Yazan: Musihi Zade Celil si NN UMUMA Fevkalâde müsamere (12) Mart Pazartesi günü akşamı Şehzadebaşında MİLLET tiyatrosunda 934 senesi Türkiye komikleri» inin müsabakası, san'atkâr Naşit, Fahri, Dümbüllü İsmail ve Şevki Beyler tarafından icra edilecektir. Bu müsabakanın mükemmeliyeti için fevkalâde ehemmiyet verili - yor. VAKIT Gündelik, Siyasi Gazete Mstanbul Ankara caddesi, (VAETI) yurdu TELEFON NUMARALARI: Yazı işleri telefonu; 24879 İdare telefonu : 2iğı9 Telgraf nâresi: Istanbul — (VAKIT) Posta kutum No © ABONE BEDELLERİ: Senelik 6 aylık $ aylık 1 aylık Resimli iHânlarm bir satırı 10 kuruştur. KÜÇÜK İLANLAR; Bir defası 30, İki de*as: 50, üç defası 65, dört defam 75 ve on defam 100 kuruştur. Üç ayik #ün verenlerin bir defası mecca- satırları beg kuruştan hesap edilir İzadıya izah etmiye lüzum görmüyor ve, UMUMİ Çresiln Ibrahim Bey Radomir kayma- kamile bunlırı konuştuktan sonra muvakkat bir zaman için ma'yeti- le beraber Radomirde birleşmişti. Ondan sonra derhal telgrafhaneye bir adım göndererek Sofyaya çek- tiği bir telgrafnamede Radomirde maruz kaldığı muameleyi anlatmış ve ne suretle hareket edeceğininin serian kendisine bildirilmesini ri- ca etmişti. Bir taraftan İbrahim Bey Sof- yayı vaziyetten haberdar ederken İ diğer taraftan Ustrumcaya haber göndererek 150 kişilik kuvvetin oradan hareketle Cumaibalâya gitmesini emretmişti. Şayet çete- ler Cumaibalâda toplanacak olur- sa, onları o tarikle Sırbistana ge- | çirebileceğini ümit ediyordu. Fakat ertesi günü Sofyadaki merkezden gelen cevapta İbrahim | Beye deniliyordu ki: “Bulgar hükümetinin son gün- lerdeki tavır ve hareketi karşısm- da şimdilik bütün harekâtımızı ta- til etmek muvafık olacaktır. Bina- enaleyh Radomirden doğruca Sof- yaya avdetle bir müddet burada beklemeniz daha doğrudur.,, İbrahim Bey bu haberi alınca tabii Cumaibalâya gitmekten sar- fı nazarla maiyetile beraber Sof- raber Cumaibalâda toplanacak o- lan 150 kişilik kuvvetin orada kendisini beklemesini tenbih et- i mişti, İbrahim Bey İrfan Efendi me- selesinitahkik etmeki çin Nevre- kopa gittiği zaman oradaki tahki- katını Nevrekop çetelerine memur olan Halil. Efendi vasıtasile yap” mıştı. Bu tahkikat bittikten sonra Sofyada, Ustrumcada ve Valar- dovo müsademesi esnasında Halil Efendi hep İbrahim Beyin maiye | tinde bulunmuştu. Müsademeyi müteakıp kuvvetler gene Ustrum- caya çekildikten sonra Halil Efen- di gene Nevrekopa geri dönmüş” tü, Buesnada Bulgar komitecile- rinden (Filipof) ta Halil Efendi- ye refakat ediyordu. Yolda gider“ lerken iki arkadaş son Valandova müsademesi ve Bulgar komiteleri: nin tavır ve hareketi hakkında müdavelei efkâr etmeğe başla” mışlardı, Halil Efendi diyordu ki: — “Bulgar çeteleri kancıklık ettiler. Müsademe esnasında Türk çetelerini yüzüstüne bırakıp kaçtı- lar. Böyle bir hareket hiç komite- ciliğe yakışır mı? Bu ithamları (Filipof) haklı bulmuş ve demişti ki: Efendi, bizim çeteler böyle yapmı- yacakalardı, Fakat onlarda da ka- bahat yoktur. Bulgar çetelerini hareketten meneden gizli bir kuv- vet olmasaydı, onlar dediğin gibi müsademede kancıklık yapmaz- lardı, O gizli kuvvet Rusyadır. mın Bulgaristanda kullar- | dığı silâh ise (Sandanski) VAKIT'ın yeni Tefrikası: 126 — “Doğru söylüyorsun, Halil) ile | “e, 8 — VAKIT " MART 1934 — HARPTEa kilâtı Mahsusa) BAKAN ıl e . MiL 4 yi madıkça bizim davamız da girmiyecektir.,, Halil Efendi (Sandarki) nin vücudu ortadan o kal disine bir sır tevdi etmek istediği- ni ve fakat bunu söylemeğe bir türlü cesaret edemediğin anlamış- tı. Onun için (Filipof) a sormuş: tu: a — “(Sandanski) nin vücudu or. tadan kalkmadıkçı diyorsun. A » caba böyle bir tasavur mu var? O- nu öldürmek mi istiyorlar?,, — “Pek i; iyi bilemiyorum ama her blde Bulgar hükümeti on icraatma bir nihayet vermek isti. yor. İlama mahküm edildiğine dair bir rivayet var. Ama b ki yanılıyorum. İhtimalki Vi yet (Sandanski) yi korkutm Bulgar hükümeti tarafmdan sus ortaya çıkarılmıştır.,, — “Bizim bunu bilmemiz v dır. (Sandanski) ve fırkası Rusya- ya taraftar oldukça, bize daima muhalefet edeceği için un akibetini evvelinden biln müstakbel harekâtımız için faydalı olurdu. Onun için bir şey biliyorsan söyle de...,, (Filipof) burada Halil Efendi: rg “ ç tavırla: p ği «. Lâkırdıyı çok uzatma, arka» Söylediklerimi kendine sakla, s2. kın kimseye bir şey anlatma!.,, des mişti. Fakat Halil Efendi (F pof)un tavrı hareketinden ve dişeli bir lisanla söz söylem den her halde © (Sandanski) mini idama mahküm edildiğini anlar makta güçlük çekmemişti. Bir ko- mitecinin de bir kere idama mah- | küm olursa bu hükmün en kısa bir. zamanda infaz edileceğini o bildi-. ğinden, (Sandanski)nin artık son günlerini yaşadığına şüphe etmi”. yordu. , K Halil Efendi Ustrumcada Nev- rekoba giderken yeni o bir vazife. almıştı. Nevrekoba vasıl olur © maz Yunanlıların Lisa B nlas rında yapmakta oldukları tahki- matı tahkike gidecekti. . ö kili mahsusanın Sofya m rin len haberlerde Yunanlılarm o a bildirildiğind Müteahhit merhum İsmail E« fendi mahdumu Sabri Beyin altı yaşmdaki oğlu o İsmail Bey, elli beş gün devam eden pir bir hastalıktan sonra perşembe g nü vefat etmiş ve Yahya ei oi olali m —. daş toprakların da kulağı vardır. ğe Sofyadan gelen cevapta deniliyordu ki... Sözlerini işitince (Filipof) un İcei-i ; i nin sözünü keserek heyecanlı bir : yaya geri dönmüştü. Bununla be- ci

Bu sayıdan diğer sayfalar: