3 Mart 1934 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 5

3 Mart 1934 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

—. ME ir VE iz mmm No.13 Minimini Kız Ve Aşı — Çok bağırma baba, annemi du, Fakat Ali Bey, dimdik, Fikri- Din peşinden gidiyordu. Ve Marmara gecesi, zarif ay, hafif bir sis, kokular.. Bir tebes- süm gibi ufuklar... Birdenbire Ali Bey bu ahengi bozdu: — Neden yirmi yaşında değil sin Gülseren?.. Sana anlatayım... Yalnızım.. — Ben artık her şeyi anlıyorum | mem. baba,. Bir iki gündür her şeyi an İyorum. Anlat bana. Bir an, Ali Bey bu çocuk kadın sesiyle irkildi. Sonra, sonra. — Ne cici çocuksun, dedi. Öp beni bakayım. A Gülseren sokuldu, Ötekinden uzaktaydı. Neden erkekler mes'ut olmısın- lar? Çiçekler mes'ut, dalga mes > güneş mes'ut yarın sene doğu Gülseren inanamıyordu, geçen haftaki saadetin ortadan yok ai duğuna inanamıyordu. — Seni çok seviyorum baba. Geçen hafta annesiyle babası” ni seviyordu, babasını annesinden biraz daha fazla seviyordu. Nuri Beyi seviyordu. Biraz matmazeli Yazan: Selâmi izzet — Ah Gülseren, Gülderen, ha- yat bir facia.. — Babacığım! Minimini, hayatın facia oldu- ğunu biliyordu.. Ona henüz onlar hücum etmemişlerdi. Fakat öte- ki.. ve ötekinden babasma bahse- demiyordu. Babası da, kızma yap tığı dalavereleri söyliyemiyordu. Halbuki ikisinin de mazeretle- ri vardı. — Ne güzel saçların var kızm. İyi ediyorsun da kestirmiyorsun. — Sen izin vermeden kestir- pe “Ben mi?. Ve aklın gene fikir... Insanlarm yaşadığı gibi yaşa" mak neye yarar?.. İnsan boşluk gi kaybolmalı, toprağa karışma" k ,şu denizin, şu gökün, şu ihti yar çamın bir zerresi olmamalı. Ve fikir, — Eğer seni, sürmekten menedersemi, sürdü - ğün hayattan mes'ul olurum ve o- zaman da istemem ki.. Sustu, hayatı sevmiyordu. Kızı da sevmesin istiyordu. — Baba. — Ne var yavrum?. —— Mahzun olduğunu istemiyo- rum,. Bak! Baktı ve sade kızını, evlâdını gördü. Bu kız onun kanıydı, onun devımıydı.. — Seni çok severim kızım, Ba- İşrma gelenler sana dokunmasay- r. bie aldırış — etmezdim. Ben Kimseden,” hiğbir şeyden kork- yordu. Halbuki şimdi öteki onu | mam, çekinmem. yaralamıştı.. — Sana nasıl rum, — Beni budala mı sanıyorsun baba?. Ben aptal değilim. Gece haykırdı anlatayım yav» ii — Onların hepsi birer haydut! Minimini cevap verdi, kalbini döktü: — Onlarm hepsine biz karşı du Tacağiz. Ali bey kızının alnmı öptü ve © da kalbini döktü: — Çok çalıştım. va dalga, gecenin inilti İNG çalışma. Onan işini “Bir cambaz, diyorlardı, bir gün düşüp kafasını ktrıcak..,, Fakat cambaz lar, ipte oynamak için çok çalışır ire cağını bilir ve arkasmda kalacak. ları aç bırakmamak için ihtiyatlı Karısına ehemmiyet vermiyor. du pek.. O nasıl olsa kendini kur. tarrrdr. Onun hükmü yoktu, Fa- kat kızı, Gülderen, Gülsereni... — Canım babacığım. Babasının yanığını öpüyordu. Uzaklardan, çok uzaklardan bir ses geldi! — Yamansın sen! Evet yamandı ve bu mağlâbi- ye ons çok acı geliyordu. Kim- #€,i adam yerine koymamıştı. Fa- bitmişti... Tehdit, şantaj bile onu kurtaramazdı artık.. Kredi bul — Ben de korkmam baba. Yalan söylüyordu. Ötekinden korkuyordu. Ali Bey sordu: — Matmnzeli sav madın mı?, e eri — Hayır, — Neden?, — O birçok şeyler biliyordu... Bunlar aramızda kalmalıdır. Kim İY Bey, çok şey bilen kızmdan şe — Ne demek istiyorsun?. — Seni severim demek istiyo- Tum baba. Ali Bey, başını avuçlarının içi- ne aldı ve inledi: — Bana darılmıyorsun ya.. Sa- kım darılma ve beni affet kızım. (Devamı var) Bir rekor Havada doğurtulan ilk köpek Amerikalılar ve İngilizlerin fevkalâdeliklere karşı merak (o ve zaafı billinen şeylerdir. £ tagiliz zenginlerinden biri geke köpeği nin doğurma ânı yaklaştığını gö- !' rünce bir tayyare kiralamış ve kö- peği ile seyahate çıkmıştır. Kö- pek Paris ile Klayton arasında do ğurmuş ve havada doğuran ilk kö- pek olmak, efendisi de böyle bir ra ilmi bir tec tecrübe Bir köpek bek evvelâ öldü- rüldü sonra diriltildi! Meşhur Rus âlimlerinden Pav- lovun talebesinden Profesör Smir- nov son zamanlarda çok hayrete değer bir ilmi tecrübe yapmıştır. Profesör Smirnov bir köpeği, vü cuduna mütekâsif elektrik cereya- nı salıvermek suretiyle öldürmüş ve ölüm diğer âlimler tarafından müşahede ve tespit edildikten son- ra bir saat geçince Smirnov köpe- ğin kalbine bir şırınga yapmıştır. Bu şırmganın tesiriyle köpek diril- miştir, Köpeğin kalbine şırınga © dilen madde Valsiyon'dan yapıl mış hususi bir terkiptir. Köpek dirildikten sonra eskisi gibi koşmağa, havlamağa başla” miş ve hiç bir marazi hal göster- memiştir. Iş günü kaç saat olmalıdır ? «Bap tarafı 3 üncü sayıfada) Ana ,sanatleri Türkiyede işlenmeyen sanatlerin bir nevi sanayi paraziti halin » de ortaya çıkması bize korunacak milli İbir sanayi hareketinin ane vasıflarını ve- remez. O bir nevi ve biraz şeklini değiştirmit ithalât ticaretinden başka bir şey değil dir. Böylece tutunmak isteyen sanayi ik* tsat kanunlarına göre ergoç iflâsa mab- kümdur. gelince bunlar hesaplarının sağlamlığın - dan dolayı iş kuvvetlerini daha insanca istismar ederler, Binaenaleyh ilk sene - lerinde vasati olarak yüzde 30 kâr ge tiren sanayi müesseseleri işçiye fazla sa- at yökletmeden kârlarını arttırmağa im- kân bulabilirler, Çünkü onlarm işçilere ve recekleri mallarının dir. Memlekette onlara rekabet edecek sanayi mevcut değildir. Rekabet sahası- na giren başka memleketlerde bile işçi çalışma saatleri veyahut e da memleket varsa onlar ne yapsalar Netekim hesaplarım sağlamlaştırmış ve planını iyi kurmuş biyük müesseseler şlnliden seki Saat iş ila vazifelerini ya) İş snlerine iie yaparak yürümek isteyen sanayi kendini başka (sahalarda düzeltıreğe salışmalıdır. Bir başka bakımdan iş saatlerinin ço- veya azaltılması işi piyasası na tâbidir. Bizde İf piysasını tanzim İşi iş saatinden gelir, Bizzat onu sa - nayiin bünyesinde aramak İâzım geldiği gibi memleketin yüksek menfaatlerinde 'de aramak Jözmdir. Sartarlaşmayı şiar) edinen bir cerriyetin hu risale sadece bir zümrenin eline bırakılamaz. Milli sanayie hizmet edecklerini sananlar eğer mutla - ka bir smif hesabıma fikir ve kanaat sa - hibi değilseler her şeyden evvel bozuk olan işleri düyeltmeğe çalışmalıdırlar. sosyal meselenin doğmasına da sebep ole muş oluruz. Bu mesele Türkiyede i;3izle- rin artması meselesidir. Hattâ bu mese » lenin bize göre daha hususi bir cephesi varır. Bu cephe nüfusun hemen pek çoğu işi, İzibatı bakımdan da hakiki bir kazanç haline koymak mümkündür, Çünkü işi ne! kadar çok insan arasında bulabilirsek, ço galtırsak bu vatanda o kadar çok rahat es! köpeğin eehibi bulunmak şerefini | deriz. ihraz etmişlerdir. Amasyada Hilâliahmer kongresi Amasya, 2 (A.A.) — Bugün nal için çırpmıyordu. Ama her | öğleden sonra Hilâliahmerin sene- tey bindiği i 7 | lik kongresi yapıldı. Sadri Etem Muğlada hava düzeldi Muğla, 2 (A.A.) — Şiddetli soğuklardan sonra havalar iyice ıammıştır. Geceleri hararök sifir ya yukarı 5 - 6 i. ba 5 — VAKIT 3 MART 1934 UMUMI YL Teş kilâtı Mahsusa) mı edilmişti, yoksa.. Silâhçı Tahsin Beyle arkadaşlar Tı arasında bir kaç defa yukarıki tarzda muhavereler cereyan et mişti Nihayet Tahsin Bey bir gün ortadan koybolmuştu. Onun gıya” ben idama mahküm edildiği ve hükmün de infaz olunduğu zanne- dilmişti. Halbuki bu rivayetin asıl ve esası yoktu. Tahsin Bey Bulga- ristanda idam edilmemişti. O bir gün kimseye görünmeden Sofya- dan trene binmiş ve doğruca İs tanbula gitmişti. Tahsin Beyin akıbeti Onun vazifesi başma gitmediği ve ortadan kaybolduğu tabit İstan- buldaki teşkilâtı mahsusa merke- zine bildirilmişti. Aradan bir müd- det geçtikten sonra İstanbul mer- kezi Tahsin Beyi bir gün teşkilâtı mahşsusa dairesine ocelbetmişti. Ondan sonra Tahsin Beyin ne ol- duğu malüm'değildir. Bilinen bir şey varsa o da merkeze celbedildi- | ginin ertesi günü ölüsünü Edirne- kapısı mezarlığında bulunmağıdır. O zaman Tahsin Beyin teşkilâtı mahsusa merkezinde iple boğul- mak suretile idam edildikten son- ra cesedinin oEdirnekapısındaki mezarlığa bırakıldığı söylenmişti. Vazifesi Obaşına gitmiyenlerin, izinsiz olarak vazifelerin; Uterke- denlerin idam ile ce. sndırıla- cakları teşkilâtı mahsusa talimat- namesinde yazılı bulunduğundan ve Tahsin Bey de böyle bir cezaya müstahak olacak bir surette hare « ket ettiğinden onun, vaktile riva- i | yet edildiği veçhile iple boğuldu- ğuna, ondan sonra karanlık basm- ca teşkilâtı mahsusa dairesinden cesedinin gizlice çıkarılarak Edir- nekapısına kadar götürülüp orada mezarlığa ( bırakılıverdiğine ve idam cezasmm bu suretle infaz 0- lunduğuna muhakkak nazarile bakmak lâzım gelir. Silâhçı Tahsin Bey İstanbula geldikten sonra da teşkilâtı mah- susa nizamnamesinde idam ceza- rıldığı zaman hiç tereddüt etme- : Tiğ ha sağ ve salim olarak çıkmıyaca- ğı evvelinden bilmiş, hiç olmaz- sa biraz hissetmiş olsaydı, oraya ayak basmıyacağınua şüphe yok- i| tu. Fakat teşkilâtı mahsusa merke- zinin Tahsin Bey (hakkındeki idam hükmünü verdikten sonra o- nu teşkilât merkezinde olmusa bi- le, başka bir yerde yakalıyarak cezasını vermekten çekinmiyece- ğine de şüphe yoktu. Bir namzet daha Silâhçı Tahsin Beyin maruz kal- dığı akrbete Nevrekopta Halil E- fendi de namzet bulunuyordu. İr- fan Efendi Nevrekopta teşkilât iş- Li aa ! VAKIT'ın yes Tefrikası: 119 4 - Silâhçı Tahsin Bey idam çi lerile meşgul iken merkezden isin almadan İstanbula gitmişti. Bina- enaleyh talimatname mucibince 0- nun da idam edilmesi lâzm geli- yordu. Hakikaten teşkilâtı mahsu- sa merkezi onun bilâ mezuniyet İstanbulda bulunduğunu haber a- lr almaz merkeze merbut olan he- yetin bir içtimaımda İrfan Efendi- nin idammı istemişti Fakat İrfan Efendiyi tanıyan ve onun bilâse- bep böyle bir harekete teşebbüs etmiyeceğini söyliyen heyet âzasn dan bir zat İrfan Efendi hakkında idam kararı verilmeden evvel tah- kikat yapılmasını şiddetle talep et- mişti. Bunun üzerine keyfiyet İb- rahim Beye bildirilerek tahkikat neticesinin merkeze iş'arı emro” lunmuştu. tbrahim Bey bu tahkikat emrini alır almaz derhal Nevrekopa gide- rek tahkikata başlamıştı. İbrahim Beyin yaptığı bu tahki- kat neticesinde meydana çıkan ha- kikat şu idi: Makedonya ve Trak- ya Bulgar komitelerini teşkil eden (Sandanski) ile (Paniçe) ve (Pro- togerof) ile (AÂleksandrof) arasın. Bulgaris- da ihtilâfı efkâr vard. tanda teşkil olunan çeteler Make- donya komitesile çalışmakta Halbuki Nevrekopta Trakya komi tesi hâkim bulunuyordu. İrfan E- fendi Bulgar komite reisleri ara sındaki ihtilâf karşısında hangi ta- rafı iltizam edeceğini bilemiyor” du. Onun için teşkilâtı mahsusa- nın İstanbuldaki merkezinden bu hususta telimat almak lüzumunu hissetmişti. İbrahim Beyin kanaa- tine nazaran İstanbuldan talimat almadan ve vaziyeti orada tama- mile izah etmeden Nevrekopta bir iş görülmesine imkân yoktu. Binaenaleyh İrfan Efendide İs- tanbula gidip talimat almağa mec- bur idi. Tahkikat neticesinde .. İbrahim Bey tarafından yapı- lan tahkikat bu neticeyi verdikten sonra onu bir raporla İstanbula bildirmişti. Bu raporda gösterilen esbap ve delâil muvafık ve makul görüldüğünden İrfan Efendinin bilâmezuniyet işinden ayrılıp İs tanbula gelmesi şayanı af görül. müş ve idamından sarfı nazar © dilmişti, İbrahim Bey tarafından yapılan tahkikat sayesinde Irfan Efendi silâhçı Tahsin Beyin akıbe- tine uğramaktan kurtulmuştu. İbrahim B. Nevrekopta İrfan E- fendi hakkındaki tahkikatı yapar ken orada bulunan (Paniçe) ve (Kantarciyef) ile müştereken ças lışılması lâzım geldiğine kani ol muştu. Çünkü Bulgar hükümetine muhalif olan bu nüfuzlu ve büyü komite reislerinin yardımı ö kolay kolay ihmal edilecek bir şey. değildi. Onun için Ibrahim Bey komite reislerile hususi surette bu luşarak yapılacak müşterek mesaj hakkında onlarla müzakereye baş- lamıştı. ! e (Devamı var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: