— 4—VAKIT 18 ŞUSAT 1934 e Elâzizde Güzel Bir Halkevi Binası Açıldı Şark vilâyetlerimiz değerli bir kültür ocağı kazanmış oluyor ELÂZIZDE HALKEVİ BİNASI / > Elâziz, (Hususi) — £Yedi,sekiz “ay |kalmamışlar. Bir yandan inşaata devam $nce nazari bir surette projeleri çizilirledilirken, diğer taraftan da halkevinin ve konuşulurken başarılmasını herkesin |çalışma vasıtalarını ve binanın © mefru- şok güç ve uzak gördüğü (Elâziz halk. |şatını da ibzar buyurmuşlardır. wi) bugün yalnız Elâzizde değil, bütün! & Musiki şubesi hamam şimdiden faali- şarka ve hatta yurdumuzun onda seki-'yete geçmiş bulunmaktadır. (18) kişilik tinde emsali bulunmıyan muhteşem bir) yeni bir bando ve (5) kişilik bir salon halde vücude gelmiş bulunuyor. Yapıcılık işlerind: çok büyük bilgi ve görgü ve ona inzimam eden yorulmak ve usanmak bilmez gayretleri olan valimiz | Tevfik Sırı Beyin gösterdikleri cidden! takdir ve şükrana değer mesai ve hime-| metleri neticesi bu güzel yapı; bedeli keş- orkestra takımı teşkil olunmuştur. Bandonun başına evelce İstanbul şe- hir bandosu muallimliğinde bulunmuş o- lan Süreyya Bey ve orkastra (o şefliğine de musiki muallimlerinden Sadi Bey ta- yin olunmuşlardır. Her ikisi de mesle- Zinin ehli olan bu iki üstadın himmetle- i Memleket H Seferihisarda Genç bir kadın lular yakalandı Bundan on gün evvel Seferihi- İ sarm Orhanlı köyünde genç bir| kadın zorla dağa kaldırılmıştı. Hâdiseye mahalli zabıta ve adli- ye vaziyet etmiş; bu hâdiseye cür- et edenler yakalanarak İzmir A- ğırceza Mahkemesine sevkedil- mişlerdir. Tahkikata nazaran hâ- dise şöyle cereyan etmiştir: oğlu Hasanla kardeşi Akif, uzun zamandanberi Kırlıoğlu Hüseyin Efendinin genç karısı Emel Hanı- mı takip etmekte imisler... Bu fena maksatlı iki kardeş hâ- dise günü Emel Hanımın köy ke- narında ot toplamakta olduğunu haber almışlar ve derhal ve köyün dışma çıkmışlardır. Filvaki Emel Hanım orada kadm arkadaşlarile ot toplıyordu. Bu iki adam, Emel Hanımın ü- zerine gitmişler ve mavzerle teh- dit ederek dağa kaldırmışlardır, Keyfiyetten köy halkı haber- dar olunca bu iki mütecasir yaka- Dağa kaldırıldı ve suç- Orhanlı köyünden Kürt Ahmet | finin hemen üçte biri derecesinde az bir riyle gerek bando ve gerek orkestra bu- masrafla ve yedi sekiz ay kadar kısa bir gün memlekette cidden takdire değer bir taman içinde başarılmıştır. varlık göstermektedir. Tevfik Bey; bu eseriyle her (o Türke| ve bilhassa her idare memuruna azim ve umumiyesiyle halkevine (| nakletdilerek söbât ile her işin daima muvaffakıyetle'ayni zamanda evin kütüphanesini teş- başarılabileceğini öspat ve teyit £ etmiş |kil edecektir. bulunuyor. Salon için bir sinema © ve gösterme Takriben (1500) metre murabbar bir makinesi getirtilmiştir. Kapalı (beden sahayı işgal eden ve Elâzize ve şark di. terbiyesi salonuna lâzım olan bütün ve- İyarlarına nur ve şeref saçacak o olan bu sait sipariş olunmuştur. yapımın harici duvarları kesme, beyaz) (o Mefruşat © Gihetindende her odaya taş ve molon giri taştan yapılmıştır. ve salonlara (Gördes) ten mahsus halı. Plânı bizzat Tevfik Sırrı Bey tarafın- lar getirtilmiş, ber şube odasına gömme dan yapılmış ve yüksek mühendis mek- kütüphane ile bir yazı masası, O etajer, tebi tarafından ıslah ve tasdik edilmiştir. bir kanepe, iki koltuk ve kütüphane sa- Evin yalnız elli altı metre murabbam-|lonları için kezalik koltuklar, kübik ma- daki bir salonunun zemin döşemesi tak. salar ve gömme kitap dolapları umumi ta olup kapı ve pencerelerden manda bü. salon için elli tane üzeri camilr tek ayak. tün aksamı taş ve betondur. lı kübik masalar ve (150) zarif ve üzeri Bina; ön cephede zeminden yukarı deri kablı koltuk hazırlanmıştır. iki kattır. Arka cephesinde ite birinci; | Bu mefruşatın ihzarında bilhassa şi. katı ön cephenin zemininde aşağı olmak mal Türk muhacirleri sanatkârlarından üzere gene iki kattır. Şu suretle arka) istifade olunduğundan möble zerafet ve cephenin ikinci katı ön cephenin birinci metanet itibariyle çok güzel olmuştur. katımı teşkil etmektedir. Arka cephe:| | Büyük salon için Gazi Hazretleriyle nin birinci katında kütüphanenin birinci|İsmet, Kâzım, Fevzi Paşalar Hazerstı- kat salonu ile kalörifer . dairesi, kiler,'nın, Şükrü Kaya, Recep Beyefendile- fırın, depolar ve temsil (o şubesinin ha-'rin ve (Mehmetçik) in tabii cesamette zırlanma odası vardır. iyağlı boya tablaları getirtilmiş ve duvar Ön cephenin birinci katında: Geniş larda ayrılan hususi mevkilere | talik haller, koridorlar, halkevi mesai şube- edilmiş olduğu (gibi gene bu salonda leri için sekiz oda, kütüphanenin ikinci mevcut beş konsula Gazi (o Hazretleriyle kat salonu — ki beher salon (95) metre İsmet ve Közum paşalar Hazeratmm bi- murabbaıdır — kapalı boden (o terbiyesi rer küçük kaide üzerine büstleri kon- salonu ve anfisi ve duş yerleri ve (276) jmak üzere bulunmuştur. metre murabbamda bir balkonlu ve yedi! & Salonun balkon korkuluğundaki ma- metre yüksekliğinde umumi içtima sa 'halle ilk büyük Millet meclisi ve şimdiki İlonu ve sahnesi. (fırka binasının ziyalı resmi o konulmuş- Bu sahnenin bir tarafında (54) metre tür. Memleket umumi kütüphanesi heyeti! —, lanmış; genç kadın da evine tes- lim edilmiştir. Maznunlar İzmire ötürülerek hapse sokulmuşlar- murabbar genişliğinde bilardo ve oyun salonu, diğer tarafında gene ayni geniş- likte mesai şubelerinin içtima salonu bu-| lunmaktadır. Bu arada bir büfe ile bir de mutfak ve üç kabineli halâlar vardır. Ön cephenin ikinci katmda ise: Banyolu ve üç odadan mürekkep yek- diğeriyle tertibatı bir misafir dairesi. Ayrıca gena banyolu iki odalı bir misafir| sikag Büfe, ve halâlar bulunmakta. Ba ke ttan binanın üstünü teşkil eden (4) tarasaya çıklmaktadır. Şu yazd'ğ'm tertibat ve taksimatı ih- tiva eden e Kariçten çok güzel ve zarif ir erimarivi gösteren ve dahilinde halk. inin büvün ihtiyacatını temin edecek halde bulunan binanın 19 sabatta açıl. | sesmi yapılacaktır. Holde büyük salonun iki kapısı sra- sina büyük balâskârm Türk gençliğine hitabesi tunç kabartma bir levha, bunun üstüne de halkevlerinin Ulu şefinin ziya- h ve yağlı boya bir resimleri asılmıştır. Binanm bütün elektrik tertibatı tama- miyle duvarlar içinde ve gizli yapılmış» ! tır. Üzerlerine halkevleri markası vurul-| muş (50) kişilik yemek ve (100) kişilik çay takımı sureti hususiyede sipariş © dilmiştir. Resimde görüleceği üzere dış kapının üzerine Ulu Gazinin son hitabelerinden (Ne Mutlu Türküm diyene) © vecizesi ceviz ağacından kabartma olarak takıl. mıştır. Şimdiye kadar gerek inşaata ve gerek dır. Bir batında tam üç çocuk! Bigadica Bağ'ıbaba köyünde Çelebi oğullarından Şaban oğlu Arif karısı Kezban Hanım bir ba- tmda üç erkek çocuğu doğurmuş- tur. Çocuklardan ikisi sünnetli o- larak dünyaya gelmiştir. Her üçü- nün de sıhhati yerindedir. Iki kız çocuk kayıp! İzmirde biri on iki, diğeri on üç yaşında iki kız çocuğu dört gündenberi kayboldukları zabıta» ya haber verilmiş ve aramalarına başlanmıştır. Kayıplardan birisi Temaşalık caddesinde Hafız İsmail Efendi- nin, diğeri de Kuyumcularda otu- ran Rus mültecilerinden Aptullah Jevvel mektspten evlerine gelince İ eşyalarmdan bazılarını alıp çık- | mışlar ve bir daha avdet etmemiş- lerdir. Bunların iğfal edilerek bir ye- re götürdükleri zsnnedildiğ'nden ehemiyetle taharrilerine devam olunmaktadır. nanay an el açılmamıştır. Yukarıda yazdığım gibi sırf vali Tev- fik Beyefendinin azimkâr (o himmet ve gayretleri neticesi bu müşkül iş muvaf- fakıyetle başarılmış ve şark elleri içinde bir insa rekoru ihraz edilmiştir. Çok temenni ederim ki: Banisinin bu unutulmaz himmet ve (gayreti; yarın halkevi mesai ve faaliyetini deruhte ede- cek arkadaşlara ve gençlere nümunei im- tisal olsun. Onun âzim ve himmetle meydana ge- trdiği bu bina; berikilerin ciddi gayret ve mesaileriyle Elâzizin ve bütün şarkın yu saydığım mefruşata verilen © masraf (45) bin lira içeisindedir. Ve bu husus- Valimiz. Tevfik (Sırrı Bey yalnız rapkuru bir bina meydana getirmekle ta kimsenin hamiyetine ve yardımına da medeniyet ve kültür kaynağı ve evi ol- sun. Turhan Efendinin kızıdır. Kızlar dört gün ! a am Ayyy e e ag ; Y aberleri. | Alsancakta bir tren kazası oldu Vagon, Şükrü Efendinin karnı üstün- den geçti, biçareyi ikiye böldü İZMİR, — İzmirde Alsancakta Aydin demiryolu kumpanyasına ait büyük ambarın önünde bir tren kazası olmuş, baskıcı İzmirli Şükrü Efendi isminde birisi va- gon tekerlekleri altında kalmak suretile feci bir surette ölmüştür. Ölen kır beş yaşındadır. Kaza şöyle olmuştur: Makinist Lâtifin idaresinde bu- lunan İokometfe bağlı bazı va- ğonlara manevra yapılmakta idi. Manevra esnasmda baskıcı Şükrü Efendi, lokomotif geçtikten son- ra arkadaki vagonlardan birisine binmek istemiş ve vagonun demir merdivenine atlamıştır. Fakat ayaklarında lâstik ayak. kabı vardı. Yağmurdan demityo- lu ile vagonun demir merdiveni yaştı. Lâstik ayakkabı birdenbire kaymış ve zavallı adam, raylarm üzerine düşmüştür. O sırada loko- | motif yoluna devam ediyordu. i Tam tekerleğin altına düşen Şük- rü Efendi, kendisini ani bir hare- ketle tekerlek altından kurtara- mamış ve tekerlek karnı üzerin- den geçmiştir. Ağir vagon zavallı adamaı çiğneyince karnından kes- miştir, ! Felâketi görenler düdük çal | mak suretile makinisti haberdar etmişler ve ondan sonra İokomo- tif durdurulmuştur, Hâdise derhal zabıtaya ve © radan müddelumumiliğe o haber verilmiş, müddeilumumi muavini Âli Bey tahkikata vaziyet etmiş- tir. Aksama kadar tahkikat devam etmiştir. Makinistin hâdisede hiç bir alâkası ve ihmali olmadığı an- lasılmıstır. Bir bisiklet kazası Bir kişi öldü, bir kişi yaralandı ADANA, — İstasyona giden asfalt cadde üzerinde bir bisiklet kazası olmuş, genç bir mektep ta- ebesi ölmüş ve bir telgraf memu- Tu öğir surete yâtalanmıştır. Telgraf muhabere baş memur- larından Recep Bey bisikletine bi- nerek evine gitmek üzere asfalt cadde üzerinde ilerlerken karşı ta- raftn gene o sür'atle bisikletle gelmekte olan Kolordu civarında oturan sabık Maliye veznedarla- rından Ulu Kemal Beyin oğlu or- ta mektep talebesinden on üç yaş- larında Esat Efendi ile karşılaşı- yor veher | ikisi de bs'kletlerini başka istikamete çevirmeğe ve durdurmağa muvaffak olamıya- rak çarpışıyor ve hemen yere yu- varlanıyorlar. Bu müthiş ve ani düşüşte o Esat Efendinin bisikleti nin demiri sol kaş alnı üzerine i- Polisi hang İzmirde şehit edilen polis Nuri efen- dinin katilleri Seyit Ahmet, Hüseyin oğlu Ahmet namı diğer Cemalin mah. kemelerine ağır ceza (o mahkemesinde başlanmıştır. Müddei mevkiinde merhum Nuri EÇ, nin refikası ve kerimesi hanımlarla mah dumu bulunuyordu. Samiin mevkii polis erkânı, gazete- ciler ve halkla hıncahınç dolmuştu. Koridorlardaki izdihamın önüne geç mek için hususi tertibat alınmıştı. Müddei mevkiinde oturan merhu - mun ailesi efradı muhakemenin deva- mı müddetince (hıçkıra hıçkıra muşlardır. Bu hazin manzara samiini fevkalâde müteessir etmişti. İstintak kararnamesi okunup maz nunların alelâsul hüviyetleri tesbit €- dildikten sonra isticvaba (| geçilmiştir. Maznunlar kabahati biribirlerine yük- lüyorlardı. Katil Cemal ifadesinde: Hâdise gü- | nü Seyit Ahmetle Mezbahapazarında bulunduklarını, karakola götür ürül dükle rini bağlı olarak polis Nuri Efendinin nezareti altında Bayraklı mevkiine gi - derlerken Seyit Ahmedin serbest ka- lan elile tabancasını çıkararak Nuri Et. 1S10 sabet ediyor ve zavallı çocuk der- hal bayılyor. Recep Efendi de su- kut neticesinde başmdan, ellerin- den ve ayaklarından ehemmiyetli ..ralba paralamıze. Ffraftan vat. şenler her iki yaralıyı Vatan Ecza- banes'ne kaldırıyor, polisin yardı- miyle yaralıların ilk tedavileri yas pılıyor. Esat Efendi gösterilen lü- zum üzerine hastahaneye kaldırı- iyor. Esat Efendi Memleket hastaha- nesinde vefat etmiştir. Recep Beyin de yaraları ehem- miyetli olduğundan hükümet ta- babetince bir hafta sonra tekrar muayenesine lüzum gösterilmiş ol- makla beraber (yakalanmış ve Cümhuriyet müddeiumumiliğine teslim edilmiştir, Tahkikata devam olunmakta" der. İdürmüş? yi vurduğunu, cinayeti müteakıp gene Seyit Ahmedin teşvik ve tazyik: ile kaçtıklarını söylemiştir. Seyit Ahmet bütün kabahati arka- daşı Cemale yüklemiş ve: — Cemali vaka günü sabahleyin ba na geldi. Salhane pazarına giderek ham mallık yapmağı teklif etti. Beraberce yola çıktık. Meğer bumu evvelce Mer- sinli civarında tanıyanlar varmış, polis se haber vermişler. Biz pazara gelince Yanımıza bir polis geldi ve bizi götür- dü. Üzerimizdeki bıçakları aldı. Sonra benim sağ kolumu bunun sol koluna bağlıyarak bizi Bayraklıya götürüyor. du. Yolda giderken arkadaşım kürtçe: “ Eyvah ben yandım, çoluk çocuk döküldü kaldı. Senin kepeneği arama dılar.. Orada tabanca olacaktır, bana ver dedi. Sol elimle kepenekten tabancayı ala rak Cemale verdim. Hemen polisin üzerine saldırdı. Polis: — Ne yapıyorsunuz?, derdemez ta- bancayı sıktı. Bıçakla kollarımızdaki i- pi kesti, kaçtık.,, demiştir. Şahitler de dinlendikten sonra di - ğer şahitlerin celbi için muhakeme 19 subat pazartesiye talik edilmiştir.