YON EŞ iğ ee — 6 — VAKITI Laci kânun 1933 3 ierın : Umumi “ip LL ar a Erem SEE serer eşR ed e # R e Demir Ayakkabılarile” Merdivenden indi Aradan yarım saat geçmişti. Kaptan büyük bir asa- biyetle gözlerini denizin dibine dikmişti ği Maamafih, bu nokta bi. zim için ehemmiyeti haiz değildir. Bizçe mühim olan ci « het, o salâpurya ile beraber ka - salar içinde mahfuz on milyon İn giliz altınının da denizin dibine gitmesidir. Biz şimdi bu on mil « yonu tekrar dünya yüzüne çıka »- racağız. Biz geçen sene de bura - da idik. Şimdi (Mainland) in garp sahilinde şimal istikametin- de bulunuyoruz. Buda (Mar- wick) açıklarında bulunduğumu- zu ispat eder. (o Geçen sene gene burada iken bir çok defalar deni- zin dibine indim. (Hampshire) © zaman 60 — 70 metre derinlik- teydi. - Şimdi beraberimizde zırh- hı dalgıç techizatı vardır. Bunla. rın sayesinde 120 metre derinliğe kadar inebiliriz. Sefinenin kıç tarafı belki biraz daha çamurla - ra batmıştır. Ben geçen sene kru * şamandıra bağlamıştım. Şamandıranın halâ- tı sefinenin battığı yere gider.,, (Courtney) ile ben biribirimize bakmağa başladık. Yaptığımız iş kolay bir şey değildi. Fakat on milyon İngiliz altımı da düşünce - vazörün üzerine bir du. Deniz sakindi, Güverteye çıktık. MC68tEö)''ya "mükemmel bir dal- “gığ ebisesi giydirildi. Kaptan dört âdet ağır ve sağlam demiri denize saldırarak vapuru iyice olduğu ye- re tesbit etti, Tulumbalar işleme- ğe başladı. Demir merdiven de - nize doğru indirildi. e (Costello) ağır adımlarla vapurun küpeşte - sine yaklaştı. Demir ayakkabı - ları He merdivenden indi. Bağlı bulunduğu tel balat geril- di, vinç yavaşça gıcırdadı, ondan sonra kopuverdi, arkadaşımız su - ların derinliğinden kayboldu, git- ti. Biz sükünet (içinde güvertede bekliyorduk. Kaptan, dümenci ve biz ik; dalgıç bir müddet ses çı - | baktık. | karmadık denizin içine Ben demir halat ile hava hortu * muna dikkat ediyordum. Çünkü tecrübeli bir dalgıç bunları vazi - yetinden denizin £ altında işlerin yolunda gidip gitmedğini derhal anlar. Tabii (Costello) nun ağ- zı bir telefon aletine bağlıydı. Ve- rilen sedayı kuvvetlendirmek için hususi aletler de konulmuştu. (Costello) bir şey söyliyecek o lursa, bunu yüksek sesle yukarı - | daki insanlara bildirmek için bir de hoparlör vardı. Fakat hoparlörden hiç bir pa işidilmiyordu. Demirhalat gittik - çe uzuyordu. (Costello) oldukça derinliklere inmişti. Aradan yarım saat kadar geç - mişti, İhtiyar kaptan vapurun kü- peştesindeki (o parmaklığı sımsıkı tutmuştu ve büyük (bir asabiyet içinde denizin dibini keşfetmeğe çalışıyordu. Bu esnada birdenbire bir ses şidildi. Bu ses öbür dünya- dan gelen bir sedaya benziyordu. Hoparlörden işittiğimiz çok yük - sek ve titrek ses şöyle bağrıyor - du: “ Şamandıra yerinde, fakat * tiyordu lerimiz üzerine pek ağır basıyor - | İ İ ni gösterdi, Niçin beni intihap et- sefinenin gövdesi tamamen çamu- İ ra batmış!.,, Kaptan geniş bir Biz de pipolarımızı yakarak tek - rar beklemeğe başladık. Bu aralık işaret ipi çekildi. Demek ki (Cos - tello) tekrar yukarıya çıkmak is - Vinç makinesi yavaş ya” vaş işledi, Makineyi bizzat. kap - tanla dümenci idare ediyorlardı . Çünkü makine çabuk işlerse ha - lat kopabilir. O zaman dalgıç | mahvoldu demektir. nefes aldi) | Biz iki arkadaş bu esnada ha - | va hortumunun yavaş yavaş çe - kilmesine nezaret ediyorduk. (Cos tello) tam bir saat sonra vapurun içine almabilmişti.: Dalgıç işta bu kadar yavaş ve dikkatle yuka - rıya çekilmelidir. (Costello) nun başlığını çıkardığımız ağzında biriken tükürükleri yük bir kavis yaptırarak fırlattı. o Sonra birer birer baktı, ve dedi ki: “— Geçen seneye nisbetle ba - tan gemi altı metre daha derinde.. Şamandıra yerinde duruyor, halat ta ipi tutuyor. (Hava iyi giderse hemen işe başlayabiliriz.. (Zan - nedersem bir saate kadar arkada- | şımla denizin dibine inebilirim .,, (Costello) bunu söylerken be - zaman o bü - denize bize tiğini biliyordum. (Courtne)i yor mak istemiyordu. Çünkü o su altmda bulunan ka- saları ve kilitleri sökmek işlerinde mütehassıstı Onun için ben de ha- zırlandım. İkimiz birden suyun dibine in - dik. Yarım saat zarfında vapurun yattığı yere vasıl olduk. Şaman- dıra bağlı bulunduğu halatın se - fine gövdesinden içeriye girdiği bir açığa kadar yaklaştık. Fakat geminin içine girmek kabil olamı- yordu. Çünkü deniz birikintile - rinden mürekkep kalın bir taba « ka bütün gövdeyi kaplamıştı. Meydanda kalan delikler de ta- mamiyle tıkalıydı. Fakat (Cos - tello) bunu daha evvel görmüştü. Onun için beraberimizde yangm söndürmeğe mahsus olan hortum- lardan almıştık . Bu hortumlar dört atmosfer taz- | İ deni > | tebi yapılmıştır. Adana İ ne kondu. İ baren binasızlığı göz önünde bu - İ tişen çocukları için mektep isti - yikınde su fışkırtıyordu, Bu hor * tumları şamandıranın bağlı bulun» | duğu deliğe yaklaştırdık. Bu nok- | tada geminin gövdesini birikinti- | lerden temizlemeğe başladık, Taliimiz bize yardım etti. Bir gün zarfında kabil olabilecek şey yaptık ve o deliğin etrafını ve içi- ni temizlemeğe muvaffak olduk,. Fakat delik açıldığı halde oradan içeriye giremiyorduk . Çünkü bir cisim, hem de demirden bir cisim i gelmiş bu deliği boydanboya ka - | patmıştı. tatıl ederek ertesi günü demir kesmeğe mah - sus aletlerle tekrar inmeğe karar verdik. Bizi yukarıya çekerlerken denizin tekrar çalkanmağa başla- dığını farkettik. Suyun © içinde bir taraftan öbür tarafa sallanı - yaduk. Onun için işimizi (Devamı var) | dır. MEMLEKET Adana maarifi günden güne ilerlemektedir Yeni maarif müdürü işe başladıktan sonra — İlk Adana, (Hususi Muhabirimiz - | Adananın maarif cephe - sini biraz daha takviye eylemek zamanı gelmiştir. İlk tahsil çağında bulunan çocuk i ların bir kısmı binasızlık yüzün - den mekteplere alınamıyor. Şu on | yıl içinde yeni mektep binası ola - | rak merkezde yalnız bir Gazi mek gibi nü - | fusu hergün artan bir şehirde bir | mektebin bütün ihtiya Bu ders senesi bidayetinde Ada nanın yegâne ana mektebi maarif | müdüriyeti tarafından kapatıldı. | Üç dershaneli bir ilk mektep hali- İş hayatı genişliyen ve çocukla - rın ilk tahsile hazırlanmalarını ko laylaştıran, onların o melekelerini inkişaf ve tenmiye edenbu ana mektebinin lâğvı muhitte bir infi- al uyandırdı. Eski maarif müdürü Rasim Bey buna lüzum olmadığı” nı ve ilk metkebe daha çok ihtiyaç bulunduğunu söyliyerek işin için - den sıyrılmak istedi. Bir memleket | te terbiye noktai nazarmdan ana mektepleri de, ilk mekteplerde lâ zımdır. Ana mekteplerine Adana- da lüzum yoktur demek terbiye ve meslek sahibi adamlar için çok a- yıptır. Yeni masrif “müdürümüz Yu - nuş Kâzım Bey, geldiği günden iti lundurdu. Tahsil çağında bulunan çocukları imkân nisbetinde şube - ler açmak suretile - yerleştirmeğe çalıştı. Ve şimdi de yeni sene büt- çesine Adananın güzel bir yerinde —hiç olmazsa— bir tek asri mek- tep binası yaptırmak için tahsisat koyuyor. Maarif müdürünün kuvvetli de- illerle müdafaa edeceği binasız - lık tezi herhalde vilâyet meclisin - de kabul edilecektir. Çünkü bütün bir halk kitlesi ye yor, Köylerdeki mektep ihtiyacatı da tesbit edilmeğe başlandı. Şunu da ehemiyetle kaydedeyim ki köy» lüler mektep inşası için daha iyi çalışıyor ve gayret gösteriyorlar. Hattâ bazı köyler vilâyetin yardı - | mı olmadan mektep le yapmışlar: Bunların halkını ve idare a - | damlarını takdir eylemek bir borç tur. Bu gün Adana merkezinde 20! ilk mektep vardır. Bu mekteplerin muallimlerinin 63 ü kadın ve 5$ sı erkektir, Bu mekteplerde 4794 ta- lebe okumaktadır. Bunun 1831 i kız ve 2965 i erkektir. Bu mektepler içinde talebe mev cudu 500 den fazla olanlar da var dır. Bu meyanda Gazi ilk mekte - bini z kreylemek icap eder. Tra - ! homlu talebe ayrı mektepte oku - maktadırlar. Adana merkezine bağlı 24 köy vardır. Bu köylerde okuyan talebe sayısı 1188 dir, Kazalar içinde en fazla talebesi olanı Ceyhandır. Buranm merke - | zinde 500 talebe vardır. Köylerin- | de de 1047 dir. Ceyhandan sonra talebesi ve metkebi çok olan Ko - | zan ve Osmaniye kazaları gelir. | | mektep er— Kütüpane— Adanada kaç talebe var? | Bütün vilâyet ilk mektep talebesi nin yekünu 3753 ü kız ve 9510 u erkek olmak üzere 13,263tür. Bütün vilâyette ilk maarif hiz - metini gören 335 muallim vardır. Bunun 89 u kadın ve 246 $ı erkek tir, Kaza merkezlerinde Ceyhanda 2, Kozanda 3, Osmaniyede 3 me' tep vardır Diğer 6 kaza merkezin de birçe mektep vardır. Her kaza- da 10 dan aşağı olmamak üzere ilk mektep mevcuttur, Köylüler kendi gelirlerile, mo * dern mektepler yaparak köylerini bezemişlerdir. Ceyhanın 22, Kara İsalunun 20 köy mektebi vardır. Yeni maarif müdürü Yunus Kâ zım Bey mekteplerin ve muallimle rin terbiyevi ve mesleki cihetleri - ne fazla ehemiyet vermektedir. Merkezde bulunan 119 muallim her hafta Pazartesi günleri öğle - den sonra maarif müdürünün reis” liği altında toplantılar yapmakta” dırlar. Her muallim bunu kendi - sine vazife bilmiştir. Devam eden lerin miktarı 110 dan aşağı düşme mektedir. Şimdiye kadar iki mühim mese le ortaya atılmıştır. Bunlardan bi risi senelik (şema) yapılması işi - dir. Bunu müfettiş Doğan Bey bir konferansla anlatmış. - Bundan sora müzakeretere” başlanmıştır: içtimai, tabii muhit ve imkânlarla vasıtalar ayni olduğu için müm * kün olduğu kadar şemaların birleş tirilmesi ve mubitleştirilmesi için muallimler tecrübe ve mütalcaları nı söylemişer ve esasların her mek tepte ve behemehal tatbiki kabul edilmiştir. Bundan başka her sını fın mualimleri bir müfettişin re - isliğinde Gazi mektebinde toplan- | ular yapmışlar ve senelik şema - larmı tesbit etmislerdir. Bu şema: lara ve günlük plânlara dair ma - arif müdüriyeti esaslı bir tamim yapmıştır. Simdi de tedris mesaisi bu ilmi cephelere göre yapılmak - tadır. İkinci meseleye gelince; ilk mek teplerde inzibat meselesi o ortaya atılmış ve bu hususu evvelâ erkek muallim mektebi müdürü Naci B. tarafımdan bir konferansla izah e dilm'stir, Muallimler söz almışlar, tecrübelerini, müşahedelerini 8öy- lem'şlerdir. Bugün Adana mekteplerinde in zibatı tayin ve talebenin ahvalini takip için bütün muallim- ler anlaşmış vaziyette bulunmak - tadırlar. Maarif dairesj yeni mali bütçesini hazırlamağa başlamış - tır, Umumi meclisin açılmasma da çok bir zaman kalmamıştır. Her taraftan mektep istenildiği göze » tilerek bütçe yapılmaktadır. Mevcut mektepleri de kuvvet - lendirmek mecburiyeti vardır. Ma arif bütçesinin kabaracağına şüp - he yoktur. Adanalılar maarif hu - susunda hasis davranmıyacaklar, maarif dairesinin hazırladığı büt - çeyi şüphesiz kabul edeceklerdir. Maarif müdürünün reisliği altın da toplanan muallimler merkezde bir kütüphane tesis etmeğe karar vermişlerdir. Bu kütüphane için sene Haberleri Trobzorülğ” Alay Ölümle : , neticelendi Halkevi bandosu heyetin” 25 yaşlarında Türken oğulları dan Salih oğlu kahveci Nuri Ayasofya mahallesinden terzi rağı Ali ile evelki akşam Nuri” kahvesinde oturmakta ve birit leriyle alay edip eğlenmekte ik Ali kendisiyle fazlaca yapılar | laydan, şakalaşmadan sinirlef miş, fazlaca müteessir olmuş "| bancayı çekince hiç ardını önür” düşünmeden zavallı Nuri Ef ? kanlar içinde ansızın yere 8€' ve tabancasiyle gelip* kara teslim olmuştur. Maktulün cesedi halkevi b9” dosu arkadaşları tarafından İ falle kaldırılarak gömülmüştür imkan Bir kadınla üç çocuğu yandı Cidenin Hacı Ahmet köyün bir Facia olmuştur. y Hacı Ahmet köyünde Rıza # evlidir. Oturdukları ev, pek #” sit şekilde yapılmıştır. Rıza vw” gecesi ilk karısı Zülfiye ile bir © dada, ikinci karısı Huriye de pi ri on iki, diğeri 6 yaşlarında y kız ve üç yaşlarında bir erkek g cuğu ile diğer odada yatıyord” Ateş gece topraktan tahta kadar nüfuz etmiş ve alt taraf” dan bir delik açmıştır. Bu od. altı saman ve zahire doludur. teş samanlığa düşünce birde re büyüyerek evin her © taraf! kaplamıştır. Yangını ilk önce (haber ali Rıza, yangın kendi yattığı oda İ gelmeden evel karısiyle kendisi” kurtarabilmiş, diğer karısı ve © | çocuğu kurtulmak imkânmi bul” mamışlar ve feci bir şekilde yö” mışlardır. Bü Uyfü ölümle Gabunas ii dana da kül haline gelmiştir. Bır kadın 15 sene haps* mahküm o'du Mersinde dostu Topal Osma başka bir kadınla © “evlanec8ği hissettiği için öldüren Ayşe, İ ceza mahkemesinde muhakem* z dilmiş ve on beş sene hapse mai küm olmuştur. ——————7 her muallim ayda 10 kuruş ver* cektir. Yalnız bu taahhütle sened? 200 lira elde edilmiş olacaktır" na diğer membalardan da eklen” rek zeng'nleştirilmesi esbabi haz” lanacaktır. Çok yakın bir zamanda merke* muallimleri herhangi neşriyat! kip edecek imkânları bul a | dır, Kütüphanenin lann ibar€ Beş kişiden edile” hazırlanmıştır. bir komite tarafından idare cektir. Gelecek yıldan itibaren yilâye” tin diğer mantakasında birer sey” yar kütüphane kurulması için şılacaktır.