Vakıt'ın edebi tefrikası No. Kamely Yazan diğe, ürnade edersen Margörit - im, ben yalnız kendi dü | ji, güm ve tatbik ettiğim kom - | mların kârma ortak olurum. | Buda ne demek? | Unun ne demek olduğu âşı- UN kombinezonun ortağınızın Ra, dö G. olduğu muhakkak, O- t kombinezonun ne acı ta kiri, a İştirak ediyorum, ne de arm ortak olmak isti- | | öy çocuksunuz, beni sevdi - | Öle Me Zânnediyordum aldanmışım | m, | a da kalktı, piyanosuna otur - no bir türlü çalamadığı Ma - | va, asama kadar “valse da * ıçaldı, bayi salmak itiyadı idi, yoksa | tr ilk tanıştığımız geceyi mi ha Atmak istiyordu? Bildiğim bir | ray, sa bu melodi ile bütün ha - | Arım canlandı, yaklaştım, ba” | Ki,“ uçlarımın içine aldım, öp * | — Beni affettiniz mi? dedim. EA Affettiğimi görüyorsunuz di | iş, ap verdi, Fakat dikkat edin dün daha ikinci gün ve sizin bir Mizi affetmek mecburiyetnde Bana körükörüne itaat inizi söylemiştiniz. Sözü * durmıyorsunuz, öyle Ne yapayım Margörit. Sizi | Sig seviyorum ki, her düşün- teki; kıskanıyorum. Biraz evvel if ettiğin şey, beni sevinçten me fakat hu kombinezanun se Tan, ei kalbimi bir mengene gibi sıkı Müzde Ellerimi ellerine aldı. Hiç daya- dığım o tatlı tebessümile yü baktı: e Biraz makul düşünelim dedi. din seviyorsunuz değil mi? Üç Yağç benimle yalnız bir sayfi - da, oturursanız mesut olacaksı- d seninle yalnız kalırsam ben » Mesut olacağım, hem mesut ol üye de kalmıyacağım, buna ih da var işlerimi yoluna koy pan, bu kadar uzun bir zaman t n ayrılamam ve benim gibi kadının işleri de hayli karışık | €r şeyi yoluna koymanın da beni buldum. Hem işlerimi Doa sana karşı olan aşkımı yo- me koyacağım. Evet, evet hiç gül ia sevmek deliliğine tutul - Li Sen ise bütün azemetini ta- ağır sözler söyliyorsun dağ, hem de çok çocuksun. seni sevdiğimi düşün ve Taği ni bir şeyden çekinme, An “7 Sizin hep arzunuz evvelden mi *dilmiş demektir. kya, zle ise bir aya kalmaz bir birinde, ırmak kenarında Züp süt içeriz. Benim, Margörit nin böyle seyler söylemesi | ime gider bazan beni İ sttiğini sandığım Paris ca- Or ve bana çocukluk de - hay, mi hatırlatan daha sakin bir : özlerim. İ Mon, », ne biçim insan olursa e bir çocukluğu vardır. Ha « * Merak etme, mütekait bir bin dağ olduğumu söyliyecek Ying, Ben fakir bir köylü kızı- Mia altı sene evvel de is» Sin Yazması bilmiyordum. İ - hi, Fabat etti ya?, Aklıma gelen , Deden ilk defa seni or-| alı Kadın hik orum? Çünkü anladım ki endin icin değil, benim m çin seviyorsun. Halbuki ötekiler ! hep kendi keyifleri için sevdiler. Ben, sayfiyeye çok gittim, fa- kat hiç istediğim gibi gitmedim. Bu basit saadeti benden çok gör- me. Bu senin elinde. Yalnız şunü düşün: İhtiyar oluncaya kadar yaşamıyacak, ve bir gün, ilk iste dığım şeyi yapmadığım için piş « man olacağım; istediğini yapmak da çok kolaydı. İlk aşk gecesinin hatıralarını ! düşünür ve bir saniyeye intizar ederken bu sözlere ne cevap ve -| rebilirdim?. Bir saat sonra Margörit kolla- rımın arasındaydı; eğer ocinayet| isle deseydi, sözünü dinliyecek - tim. Sabah altıda gittim ve gider- ken de: —Bu gece görüşecek miyiz? dedim. Beni sıkı sıkı öptü ve cevap| vermedi. O gün şu mektubu aldım: “Yavrucuğum, biraz rahattı - zım. Doktor istirahat tavsiye et - t. Bu gece erken yatacağım, seni göremiyeceğim. Buna (o mukabil yarın öğle üstü gel, beklerim. Se- ni seviyorum., , İlk aklıma gelen şey: ihanet ediyor! Alnımdan soğuk bir ter boşans | dı. O kadını öyle çok seviyordum ki, böyle bir şüphenin beni harap etmemesine imkân yoktu. Bana * Teşkilâtı 4k i o 4o0aae pad SAMARA PIN i 4 Li iz Rdre Dumas fi İs umman SE lĞrrti 17z€t Eyy yayınına 0 AR A 45 E Halbuki böyle bir hadiseyi Margöritten her an ümüt cdebilir- dim: Birçok metresim de bana hanet eimişlerdi ama; pek aldir - mamıştım. Neden bu kadın haya- tıma bu kadar hâkim oluyordu?. Bunun üzerine düşündüm, ma- dem ki anahtarım vardı, her za « manki gibi gidecektim. Hakikati öğrenecektim. Eğer bir erkek bu- lursem tokatlıyacaktım. Vakit geçirmek için Şanzelize ye gittim. Dört saat kaldım. Mar- girit görünmedi. Gece, onun git » tiği bütün tiyatrolara girdim. Hiç birinde yoktu. Saat on brde Anten sokağına gittim. Margöritin pencerelerinde ışık yoktu. Buna rağmen kapıyı çal - i dım. Kapıcı nereye gıttığımı sor » du. Ded'm ki: — Matmazel Gotyeye. — Daha gelmedi. — Apartımanda beklerim. — Hiç kimse yok. Cebimde anahtar o olduktan sonra bu söze ehemmiyet vermi - yebilirdim. Gülünç bir kavgadan çekindim, çıktım. Ama evime gitmedim. Sokak- tan ayrılamıyor, mütemadiyen Margöritin o evine bakıyordum. / Her halde ya başka bir şey öğre- necektim, yahut da şüphem haki- kat olacaktı. Gece yarısma doğru, pek iyi İ tanıdığım bir kupa arabası, 9 nu- maraya doğru durdu. Kont G... indi, arabayı savdr, eve girdi. Bir an, ona da, bana söyledik « leri gibı, Margöritin gelmediğini söyliyeceklerınr ve onun da, be - nim gibi gerı döneceğini ümit et- tim. Fakat sabahın dördünde hâ- lâ bekliyordum, (Devamı var) VAKIT'ın yeni Tefrikası : 5 — VAKIT 17 Lnci kânun 1937 UMUMI HARP? E günün Mahsusa e 110 Yazan: A. MiL Emrinizi yerine getirmek isterdim ama buna imkân göremiyorum... Bunu yapmak ise Nail beyin hiç hoşuna gitmiyordu. O Trab- zondan hareket ederken harbe İ girilmesmin daha epeyce zaman uziyacağını ve o vakte kadar da bütün çetelerin kumandasını üze İrine alarak Rıza beyin yerine geçeceğini ümit ediyordu. Şimdi Rıza beyin kendisinden evvel davranmış olmasından dolayı in- kisarı hayale uğramıştı, O aylar - danberi Trabzonda uğraşarak bü- yücek bir şeref ve paye kuzanmı- ya çalışmak istiyordu. Nasıl olur da ondan vazgeçip bütün sâyü gayretini Rıza bey uğruna feda ederdi?. Onun için Nail bey bugibi mü- lâhazalara kapılarak telgrafında Rıza beye verdiği cevapta demişıt ki: “.- Emrinizi yerine getirmek isterdim ama buna imkân göremi | yorum. Çünkü artık gece oldu. | İ Düşman donanması böyle sularımızda taharriyat yaparken * bütün bir alayı tehlikeye bırak « mak doğru değildir. Onun için müsaade ediniz de karadan yolu muza devam edelim. Yarın erken den hareket eder ve seri yürüyüş- le bir an evvel (Arhavi) ye gel « meye çalışmalıyız. Bir de şinidi kayıklara yolumu za devam etmek için emir vere - cek olursam, belki efrat mırın kırın etmeye başlar, gitmek iste » | mez. Nail beyin bu cevabma kızan Rıza bey bu sefer daha sert bir li sanla ona demişti ki: “— Trabzondan berabermiz - de gelırdığınız müfrezenin yarın sabah erkenden harbe iştirak et- mesi lâzımdır. Buna karşı hiçbir mazeret dinlemem... Şimdi derhal yola çıkınız. Gece gidilmesi her halde daha muvafıktır, kadar öyle yapmamış olmanıza hayret ediyorum. Karanlıkta deniz yolculuğu yapılmasının da ha emin olduğunu düşünmeniz lâzımdı. Anlıyor musunuz, Nail Bey, yarın sabah erkenden müfre ze harbegirecektir. Binaenaleyh gece yarısından sonra (Arhavi - de) bulunacaksınız.,, Rıza beyin âmirane bir tavırla söylediği bu sözler tesirini yap » mıştı. Nail bey müfrezesiyle bera ber gene motörlere ve kayıklara binerek karanlıkta Arhaviye doğ- ru yola çıkmışlardı. Yolda hiçbir tehlike geçirilmeksizin ve düş - man kruvazörüne tesadüf edil - meksizin gece yarısından sonra saat ikide (Arhaviye) muvasalat edilmişti. Rıza bey gelen heyeti deniz ke narında bekliyordu. Heyet ve ef « rat karaya çıktıktan sonra Rıza bey, birkaç saat evvel telefon mu- haveresi esnasındaki sertliğini u - nutarak gelen tesklâtı mahsusa heyetini öpmüş, okşamış ve be - yanı memnuniyet etmişti, Ondan sonra hemen (Arhavi tabur kumandanlığına gidilerek başlamış olan harbin neticesi hak- kında müdavelei (o efkâr ve ertesi sabah almacak tedbirlerle çete - | kara | Şimdiye | lerimizin ilerledikleri noktalardan | İ itibaren yapılacak olan yeni hü - | cum hakkında müzakere edilmiş - ti. Bu esnada (Arhavi) tabur ku * | | mandanı, alınan haberlere ren Rusların faik kuvvetlere ma - lik oldukları anlaşıldığı için ha - | kiki vaziyet tebeyyün edinceye ka dar yeni hücumlardan sarfı na - İ zar edilmesini tavsiye eylemişli . İ Trabzondan yeni gelenler, cep - İ hedeki ahvala vakıf olmadıkla - rından, tabur kumandanına (hak | İ veriyorlardı. Fakat Rıza Bey hü- cum kararında inat ve ısrar ede - rek: | “— İçinizden her hangi bir kim | se hücum aleyhinde fazla söz söy- İ lerse onu harptan kaçmakla itham | ederim!.,, Diye bağrıyordu. Nihayet yeni | gelen yedi yüz kişilik çetenin er - kenden cepheye gönderilmesine karar verilmişti. Bu kuvvet yeni alman (Borçka) ya gidecek ve o- İ rada Kâmil Bey müfrezesini tak- viye ederek Batuma doğru ilerle * | meğe çalışacaktı, Onun için Rı- za ve Nail Beylerle diğer kadaşları sabaha kadar uyumıya - | vak yapılan muharebe hakkında İ malümat toplmak için (o (Arhavi) | tabur kumandanlığı binasında kal mışlardı. Bu esnada Kâmil naza” arka - Bey çetesi | ber kulaktan kulağa (o (Murgul) İ zun durduğu ve teşkilâtı mahsusa kuvvetlerinin geri çekilmekte ol - duğu rivayet < ediliyordu. Çele kumandanlarının o gönderdikleri raporlarda bu ric'attan hiç bahse- dilmediğinden ve o şayialar köy - lülerin getirdikleri ibaret bulunduğundan onlara ne dereceye kadar inanılması lâzım malümattan ' mülki idare tesis İ etmişlerdi. (Borçka) yı almış olmakla bera - | den gelen haberlerde taarruzumu- | geldiği kestirilemiyordu. o Onun | Etem Beylerle mülâzim Ramiz Beyin hemen (Murgul) cephesi - İ için kâtibi mes'ullerden Ferit ve | ne gönderilmelerine karar veril » di. Bunlar, çeteler şayet ric'at edi - yorlarsa elimize geçmiş olan ora * daki maden fabrikalarını muha - İ faza ve islâm ahaliyi himaye et * mek için lâzım gelen tedbirleri alacaklardı. Birde işgal olunan mahallerde edileceğinden harbi Rusyanın (içerisine doğru devam ettirebildiğimiz takdirde Etem Bey (Murgul) a ve: ikinci mıntaka olarak intihap edilmesi takarrür eden (Boçka) ya da Fe / rit Bey kaymakam tayin edilecek i erdi. Mülâzim (Ramiz Beyde çetelerden birisinin kumandasını İ deruhte edecekti. Bu üç zat, yanlarma (o eczacı Hayreddin Beyi de alarak, der z hal (Murgul) cephesine harek Bu heyet oraya olur olmaz cephedeki tahkik etmiş ve (Arhavi) ye gön- derdiği haberde taarruzumuzun durmayıp bilâkis daima ilerlemek te olduğunu bildirmişti. Bu ha» ber de çete kumandanlığından ge- len raporda de teyit edilmişti. Or- taya çıkan yanlış ve esassız şayi »« alar ise âtidekj sebepen ileri geli « yordu: (Devamı var) eler desinden bip ceset çıktı İzmirde limanda menderek dı sında bir ceset bulunmuştur, De - nizden çıkarılan cesedin kime ait olduğu hakkımda yapılan tahki » katta Ballıkuyu mahallesinde Ha- san Hüseyin oğlu Ali isminde bi- risine ait olduğu anlaşılmıştır. Ali, kırk yaşlarındadır ve bun dan iki ay evel delirmişti. Ev- vilki akşam evine gitmemiş ve ais les halkı kendisini aramağa çık- mıştı. Zavallının nasılsa gece de nize düştüğü ve boğulduğu anla » şılmış ve cenazesinin defnine ruh- sat verilmiştir. Alimin yavrusu Maymunun yavrusu Londra civarındaki kulübesi 933 (Bay tarafı 3 üncü suyafada) | “.— Zengin misin diye cevap ” alman yer yüzünde kendini ilme hat ikametgâhı vermenin mânası ne olur siz düşü | dardır. nün? en küçük davette en büyük | Fanteziyi bir bıraka» ilm mertebeniz de olsa frak ve | ım fakat 1933 te yaşıyan dünya - smokininiz olmadığından dolayı jya ilim, fikir ve para dağıtmakla içeri girmediğiniz bir âlemde âli. | şöhret kazanan devletler bile me - min rolü nedir? selâ başta İngilterede buhran lâfı En çok muvaffak olan bir kâşif çıkar çıkmaz bütçenin ilk satırı bile olsanız sonu ne olacak? hocaların maaşına indi, Nihayet Pastör gibi olacaksınız, | | İndiyona üniversitesinde bir Bu başkalarının koyunlarmı ölüme İ da rahibi gibi kendini ilmin nir karşı koruyacaksınız. oMevkiiniz | vanasına salıveren, idealist M. N. cemiyette iyi bir çoban köpeğin - | Kellog da bu cinse mensuptur. E « den daha mı farklı olacak? ğer Kellog bir Frik mitolojisini ha İnsanlığa 700 keşif veren Edi - fıçısından daha tarafa ay sonra vefat eden meşhur sine - | ma artisti (Rin—tin—tin) sahibi- | etmezdi. Daha evvelden bilirdi ki ne yüz binlerce dolar miras birak- | maymun yavrusu bu yarışta üstün tı. Bunu düşününce âlimleri | gelecektir. ban köpeği ile bile mukayeseye | dilim varmıyor. Meşhur büyük. Çünkü Frikler ilme sembol ola i > İ rak daima eşeği kullanırlardı... âli Ayinştaynin | Sadri Etem . te yaşıyan insan için Diyojenin ra- , i trlamış olsaydı bir profesörün ço- ! son borç içinde öldü; ondan sekiz | cuğu ile bir maymun yavrusu ara » / sında on altı aylık bir yarış tertip | 1 , vaziyeti ©