Yazan nde Dumas fils ğini Selemi İzzet ayy, ların hepsi mantıkıydı, ma- | hal lü ve Prüdans'ın bu derete ma | Vaz düşünceli olabileceğini tasav - 2 bulamadım. Hakkı vardr. Eli- kaş atm ve nasihatlere teşek « *ttim, Gülerek dedi ki: > Haydi, haydi, hayat | zevkli | ; m ona camın ters tarafın - bakmamak lâzımdır. İstersen adaşım Gastona bir sor, işte o m muhabbeti benim anladı - gibi Mi: Aşkı ve muhab- #izde bu suretle anlamalısınız | la mânasız bir adam olacak - : — Şu yanımızda bir kız var gözle karşısındaki adamın mesini bekliyor, seni düşünü - e bütün bütün geceyi sans saklıyor ve eminim seni seviyor. iye haydi pencerenin önüne gi- delim, de Kontun kapıdan çıkma - seyredelim çünkü nerede ise Skacaktır, Prüdanş bir pencereyi açtı, yan Yana dayandık. » tek tük gelip geçenlere bakı» » ve hulya kuruyordum. pe meme beynimde o- ml düşündükçe doğru edine kanaat getiriyordum. 3 makulâtle anlaşamı - Omun için arada sırada içi- çekiyordum. Prüdans dönüp z bakiyor, hastasından ümi d dektör gibi omuz silkiyor ü an kendi kendime düşünüyor - 5 zi suratf KATIN - ia hayatin ne kadar kisa olduğu - nu anlıyor, Margriti iki gündenbe- ir tanıyorum, dündenberi met - oldu fakât fiktimi, kalbimi, ziyareti bânâ bir felâ - “miş gibi geliyor.,, i 1 Nihayet Kont çıktı. Arabasınz li, gözden kayboldu, Prüdans eyi kapadı. dm bu esnada Margrit seslen * — iy, nd girince Margrit köğtu, uma sığrayıp sarıldı ve siki | Mk öptü. Sonra dedi ki: — Gene mi surat ediyorsun? cevap verdi: Ş Hayır, ona nasihat ettim, Us Oturacağına söz verdi, — Memnun oldum !, Olgar ihtiyari yatağı baktım, yn gibi duruyordu, bozulma» ii işte. Margöritin üzerinde beyaz vir vardı. e oturduk Margöritin bü- tün güzelliği, bütün sevimliliği, bü Yap o rkunluğu üzerinde idi. Ba - da ondan, bun istemeğe hak - lmadığını itiraf ediyordum. e başka kim olsaydı Çâbuk gelin, sofra kurulu - ş ai im "m - ap yapıp on > “ğa sayret ediyor - yemek bitti,Margöritle dım. Her zamanki gibi €, ocağın ö önüne otur alevlere bakmıya | : yordu. Cevap verecek | © Margrite karşı duyduğum | öyle bir kaplayış kapladı ! Vakıt'ın edebi tef Mİ Kamelyalı Kadın : Terceme eden H Düşünüyordu! Ne düşünüyordu? | Bilmiyordum ona muhabbetle ve korku ile bakıyordum, onun uğu - | runa katlanabileceğim ıztırapları tasavvur ederek korkuyordum. — Ne düşündüm biliyot musun? | — Hayır.. — Bir kombinezon buldum da ! onu düşürüyordum. İ — Kombinezon nedir? — Bunu sana hemen şimdi söy liyemem, yalnız neticesinin we ola | sağını atilatâyım, Bundan bir iki | ay sonra serbest kalacağım. Kim- seye boötçlu bulunmıyacağım ve ya zı seninle beraber gidip sayfiyede geçiteceğiz. — Bünu vasıl yapacağımızı söy lemez misiniz? — Hayır, yalnız beni, benimi se ni sevdiğim kadar sev, her şeye muvaffak oluruz. — Bu kombirezonu siz yaltız i mi buldunuz? İ — Evet. — Yalnız ini tatbik edeceksi - niz? Margörit ölünciye kadar unut - miyacâğım bir gülümseme ile: — Acı taraflarını ben tatbik €- | deceğim dedi. Kârlı taraflarına or | tak olacağız. Bu kâr sözü üzerine, gâyri ihti | yari kızardım. Hatirıma Mösyö... B. nin Degriyö ile parasmı yiyen Manon Lesko geldi. Kalktım ve bitaz sert devap verdim. (devamı var) Pojle haberleri haberleri 55 Sepete mal çaldıkları imiş Üsküdarda hurda halinde gra- mofon ve dikiş makinesi satan sa» ! bıkalılardan Salâhattin sen gün - | lerdeki vazıyeti dikkati celp etmiş *e Üsküdar polisi tarafından yas pılan tahkikatta Selâhattin ile ar- kadaşları Bekir ve o Şükrünün bu malları hırsızlık yaparak ele geçir dikleri tespit edilmiştir. Bu üç ahpap bir ay içinde Üsküdarda 20 den fazla dükkân soymuşlar - dır. Bırakılmış çocuk yaşlarında bir kız çocuk bırakıl « dığı görülmüş ve derhal polise ha ber verilmiştir. El ve ayakları sa- kat olan çocuk darülâcezeye gön derilmiştir. Kürt Mustafanın metresi şikâyet ediyor Kasımpaşada Camiikebir so * kâğıda İ numatada Lütfiye H. dün polise müracaatla 2 seneden beri metres olduğu arabâcı Kürt Mustafanih yatak, battaniye ile bir kaç parça eşyasını çalarak kaç ığından şikâyet etmiştir. Bir kadın ottada yok Defterdar Mustafa Efendinin karısı Hayriye H. on gürdenberi kayıptır. Hayriye Hanimm bir kas zaya kurban gittiği tahmin olun- maktadır. german saros asndan : Yurttaş. Bugün Cumartesi; dünden kumbarana attığın paraya bu gün de biraz dâha kat. Şayet £ kumbaran yoksa derhal kum- İ bara al. Zira ikramiye günü ri Milli İktisat ve 'Tasarrıf cemiyeti i Davutpaşa camii karşısındaki i tahtaperde kenarına henüz iki germ UMUMİ HARPTE 16 Laci kânun IY33 samara (Teş kilâtı Mahsusa Fa amana MALAKLI VAKIT'ın yeni Tefrikası : 44 Yazan: A. MiL .Simdi Rus kruvazörü şelip sahili tutabilir ve motörleri batırabilirdi yıklarm yapılan ihtarları anlamı yarak yollarma devam ettikleri görülünce derhal nahiyenin jan - darma sandalı çıkarılarak bütün süratile motörlere doğru gönde - rilmişti. Sandalm içinde otu -| ran jandarma neferi bir taraftan | sandalcryı daha ziyâde süratle kürek çekmiye teşvik ederken di- ğer taraftan da motörlere verdiği işaretlerle onlara “durunuz, ileri gitmeymiz!,, demek istiyordu. Esasen jandarma sandalı görülür | motörler istikametleri » | ni tebdil ederek sandala doğru gitmeye başlamışlardı. İ Nihayet, işitilecek kadar yaklas- tıkları zaman sandaldaki jandar - ma neferi onlara bağırmıştı: “.- Çabuk olunuz, sahile ya » naşınız, ilerde tehlike var!.,, Bunun üzerine Nail bey motör ! İerin karaya yanaşmalarını em retmiye mecbur olmuştu. Motör - ler iskeleye yaklaştıkları zaman nahiye müdürü daha uzaktan on- | lara vaziyeti bağirarak anlatmı - ya başlamıştı: İ “ Bir küçük Rus kruvazö » rünün şimdi Batumdan hareket ettiği ve bu taraflara doğru sahi- | WU araştırarak o gelmekte olduğu | telgrafla bildirildi. Neredeyse çir kar gelir. Efradı hemen sshile pe bs Bu ihtar Nail beyi korkutmak için kâfiydi. Onun için herkes metörlerden ve kayıklardan dışa- rı çıkarılmış ve erzak ve cephane ve saire de tahliye ( edilmişti. Trabzondan hareket edildiği an » danberi böyle bir tehlikenin vu - kuu her an melhuz iken, onu hiç - bir kimse düşünememişti. Seyaha tin gece yapılması ve gündüz ko- naklanması lâzım gelirken böyle bir tedbire müracaat etmek kim » ber hatırına gelmemişti. Bere - İ ket versin son dakikada talih| yardım ederek birkaç yüz kışının i birden düşmana daha tek (bir kurşun atmadan Karadeniz sula rında boğulmasının önüne geçile- | bilmişti. Şimdi olsa olsa Rus kruvazörü gelip sahil; topa tutabilir ve iskes leye bağlı olan motörleri ve kayık ları batırmıya çalışabilirdi. Fa - kat efrat o kurtarılmıştı. Bunlar nasıl olsa karadan da Arhaviye sevkedilebilirdi. Nail bey ve be « raberinde avdet eden kâtibi mes- uller büyük bir tehlikenin atlatık masını müteakip hissedilen mem nuniyet ve inşirah içinde biribi - riyle konuşurlarken Nail bey çe tesinj o akşam Arhavide bekli - yen Rıza beye vaziyetin anlatı masina karar vermişlerdi. Çünkü karaya çıktıkları zaman orada Ri za bey çetelerinin birkaç gün - denberi taarruza geçmiş olduk * larını ve Ruslarla harbedetek i - lerlemekte © bulunduklarını ha » ber almışlardı. Nail Beyle mâiyeti bu habere evvelâ bir türlü inanamamışlar * dı. Kendi kendilerine diyorlardı ki: “.- Hudutta belki bir iki mü « orlaya çıkan rivayetler ağıza duyularak pek mübalâğalı sademe olmuştur da buna Cair ağızdan bir şekilde bulundukları mahalle kadar aksetmiştir.!,, Fakat Arhaviye telefone ede- rek Rıza beyle konuştukları za - $*'ow bildirdikten sonra demişti Asi “— Binaenaleyh kardeşim or | talık kararır kararmaz hemen ka» yıklara binerek Arhaviye geçer - smız. Düşmanla harbeden kuvvet j lerimizin çok sıkışık bir vaziyette man işittikler: habere inanımıya | oldukları bildirildiğmmden bera « mecbur olmuşlardı. Rıza ve Nail | berinizde getırdığmiz efradın a - ! Beyler arasında cereyan eden bu telefon muhaberesi çok meraklı olmuştu. Rıza bey vaziyeti hulâ- lessabah Arhavide bulunması el « zemdir. (Devam var) Kadinlar, hangi yaşta caziptir? Galip Beye Döre karısının (aş tarafı 1 ie sayfamızda) — Bu suali artist Galibe mi, yoksa Vakıt karii Galibe mi soru- yorsunuz? — Her ikisine de... Vakıt karli 1, Gafipten başla - drm: — Kadınım en çok cazip oldu- ğu yaş? -— Karımın yaşı! — Güzel. Peki bu yaşı sorma- ma müsaade eder misiniz? — Sizi anketinizin haricine çıkmaktan men için, söyliyemem ! dostum... — Bu da güzel... Size en cazip gelen kadın? — Karım! — Alâ... Siz, ne gibi hususiyetleri üzerinde toplıyan kadınlara cazip diyorsunuz? — Karımın hususiyetlerini... siz — Lüküs hayat öyle enfes bir operet ki, efendim! — Şimdiye kadar oynananlar- la bir mukayese yapabilir misi- | niz? — Fincancı katırlarını hiç mi hiç ürkütmek istemem... Maama « fih müzik itibarile......... a 8 — Artist Galip için her yaşm kendine mahsus cazibesi vardır. Baharın gülünü severim, kışın da krızantemine bayılırım... Ne ya - palım? — Artist Galip Bey cazip bir kadında ne gibi hususiyetler arı - yor? — Güzelliği gözlerinde kayna - şan bir zekâ... Marazi olmıyan bir hassasiyet... Daha ziyade fikren teshir eden kadın inceliği... yaşında! 4 ayrı şeylerdir, kanaatindeyim. Her cazibelinin güzel olması, her güzelin de cazibeli olması lâzım gelmez... Değil mi? — zn cazibesi, o cazibe- ye şikâr olan adamın ânına ve Za manına göre de değişebilir... — Bu mükemmel!... Artist Ga- ! lip Bey en çok hangi milletin ka. dinini cazip bulur? er — En çok “kadın,, Fransız ka- dınıdır. Zekâsr, inceliği itibarile.. Amma, profesyönel bir kurör gi- bi cevap veremem... İtiraf ederim ki, tecrübem çok az... ; ; Galip Bey provayı tatil etti. Artistin, çok yakın diye yeni taşındığı apartmanına, hiç bir yer de çıkmamış fotograf o aramağa gidiyoruz. Akşam... Yağmur.. Apartmanın dar, loş merdi « * * venleri... — Bahtiyarsınız Galip Bey.... Tiyatrodan çıkar çıkmaz, adetâ hiç yürümeden, evinizde oluyor. sunuz... Oxide wv Cevap yok, wp Beş kat ve sayılamıyacak ka dar çok bir yığın basamak çıktık.. Tık nefesler gibi soluyoruz... Ga- lip Bey deminki sualimin cevabı- nı şimdi veriyor: — Apartman yakına geldi, am- ma, Yol kısalmadı dostum... Das ha fenası, eskiden ufki yürüyor- / dum; şimdi amudi yürüyorum! Reşat ENİS Fazilet mükâfatı Her sene olduğu gibi bu sene — Artist Galip Beye göre, ca « i de ilk, orta ve yüksek mekteplere zibenin güzellikle alâkası var mı? İ — Güzellik mefhumu, cemi « yetçe kültüral, bedii hutut çerçi * vesi içinde sıkıştırılmamışsa, ca « zibeyle alâkası olmamak icap e * der... Güzellik, ilâhi kadar güzel vücutlu kadınlar bilirim ki, beni cezbedememişlerdir... — Meselii... — Sayılacak kadar a7... Çünkü ancak bir kaç tanesile görüşmek fırsatını... Hayır; şansını kazana- bildim... Hulâsa, güzellik ve cazi- mensup üçer muallime fazilet müs | kâfatı verilecektir. Mükâfat yılbaşında üniyersite salonunda merasimle dağıtılacak tır. Bu muallimleri tespit için $e- hirdeki bütün mekteplerde seçme yapılmaktadır. Orta tedrisat züm resine ait intihap bitmiş ve Kaba» taş lisesi tabiiye muallimi Sara- cettin Bey Kazanmıştır. e Yüksek N tedrisat zümresinden de Köprülü zade Fuat Beyin seçileceği zanno- lunmaktadır. Mi