10 Aralık 1933 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 8

10 Aralık 1933 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

— 8 — VAKIT 10 Luci kânun 1933 Parisin Meşhur Yeraltı Yolları istivaneye açılan deliğe kadar in - | miye yardım ediyor. Bu oldukça güç bir jimnastik. İşte nihayet ora dayım. 2 metre 75 santim irtifamda ve 2 metre kutrunda bir odanın dibin | deyim. 10 kişi alabilecek kadar bir yer. Zira yerden çıkan moloz - ları kaldırmak için konan bir çık” “ yarısmdan çoğunu kap i asılmış cam bir fener , sönük & « ziya veriyor. Onun yakt omındaki iki musluktan birinden tazyikli hava geliyor, diğerinden kirlenen hava çıkıyor. Hava biti - şik kısımda tazyik ediliyor. Bu iş“ te yevmiye 15,000 metre mikâbr hava sarfediliyor ki bunun kıyme ti de takriben 300 frank tutar . *” Bacanın kas'çieki ağzına gelin- ciye kadar açık havadan ayrlmış değiliz. Harice açılan kapak hâlâ açık. Fakat nerde ise kapanacak. Hulâsa sıkıntılı geldi çattı, Paris belediyesi mühendisle- rinden olan rehberim gözlerini ü - zerinden uzun müddet ayıramıya- cağı yüksek tazyikli bir manomet zamanlar re aldı. Musluğu çevirdi. Tazyikli | hava ıslık çalarak girmeğe başla - | dı. Birden şiddetli bir heyecana ka" pıldım. Zira harici hava ile temas taki lumbar deliği iki sathmdaki tazyik farkı dolayısile sıkı #ikı ka pandr. Bir hamlede odaya olduk- ça fazla miktarda hava sevki lâ - zım, Birden bu ne sarsıntı. Kulaklarım uğulduyor, gözle - rim kararıyor, kalbim çarpıyor. Bana öyle geliyor ki zaten sıkılan göğsüme bir sürü kedi oturmuş kimisi pençelerile boğazımı sıkar- ken kimisi de atlayıp sıçrayıp be - ni tazip ediyor. i Yavaş yavaş fenalık geçiyor. Vücut ile onu saran hava arasında müvazenet hasıl oluyor. İlk tecrübe nihayete erdi. Mano metre 1,7 kilogramlık bir tazyik göslerince içeriye açılan kapak kendiliğinden kalkıyor.Çünkü her iki taraftaki tazyik de birbirinin aymidir. Bir kapağın kapanıp di - gerinin açılması arasında geçen bu zaman bir dakika sürdü ne dakika, ama ». . Kapak, bizi yutacakmış gibi, a - yaklarımızın altında hâlâ açılıyor. Bu iniş bacasının methali, liyor, çalışma odasından bir gü rültü yükseliyor, acayip bir koku burnunuzu yakıyor. 20 metrelik bir merdivenden sonra ulaşacağımız istivani boru karanlıklarda nihayetsizliğe doğ - ru uzanıyor gibi. 80 santim kutrun daki bacadan, tıpkı bir lâğımcınn | lâğıma girişi gibi, kayıyoruz, A» yak boşlukta aranıyor. Nihayet bir eşiğe rastlıyoruz. El demir par - maklıkta kayıyor. Her eşikte bu gayret tekerrür ediyor. Su seviye - sine ulaşımca bacanın etrafındaki suyun gürültüsü duyulmıya başi yor ve insan kanının donduğunu hissediyor, Bundan sonra zemine yaklaştık İ ça hararet yükseliyor, bir ışık beli- © riyor, nihayet her taraf aydınlığa .gömülüyç sce bes, altı daki Dipte | çok uzakta sönük bir ziya farkedi | kalık bir inişten sonra işte çalışma | odasındayız. | Baş değecek kadar alçak tavan- i h madeni bir sandık tepemizde 14 metre su. İçimi bir korku kapladı. rehberim temin etti: Bu değil şimdi, istikbalde bile | yıkılmaz. Demir aşınsa bile beton kâfidir, 40 kadar amele bacakları ça - mur içinde yere eğilmiş çalışıyor * ! lar. Madeni sandığın cidarlarına yakın zemini, yer yer kazıyorlar ve bu amca ayni şekilde tekerrür ediyor. Böylece madeni cidar günde 30 santim kadar toprağa gömülüyormu$. İ Fakat | Çamur rütubet ve boğucu bir ha va içinde çalışan bu insanlar saat- İ te 80 santim kazanıyorlar, günde | 11,5 saat çalıştıklarına göre yev - | miyeleri 9,5 franga kadar geliyor * ki bu da, o zamanda, tabii bir işçi yevmiyesinin iki misli, Yanımızda bir zil çalıyor. Tele- | fon Sen nehrinin altında telefon bize yukarı dönmemizi söylüyor. Karanlıklarda yeniden bi? seya - hat, Açık havaya çıkınca ilk his şu i teselli oluyor: Nihayet serbestim. İ Sonra bu işin güçlüğü, yaptıkları bu büyük iş dolayısile Parisin bu mühendislere ve işçilere ne kadar müteşekkir olduğu düşünülüyor. Bedi Nuri Arnavutlukta Yunan dilile tedrisatın yasak edilmesi mesele çıkaracak mı? Atina, 9 (A.A.) — Hariciye na zırı M. Maksimos, mebusan mec -| lisinde yapılan bir istihzaha ce *| yap olarak şunları söylemiştir : “Hükümet, o Argyrocastro ve | Santiguaranti mıntakalarında- navutluğun milletler cemiyetinde hüde mugayir olarak — yasak e -| dilmesini protesto Arnavutluk hükümeti dostça bir teşebbüste bulunmuş - tur. Bu teşebbüsün vereceği neticeyi hâlâ bekliyoruz. o Bununla bera - ! ber kral Zogu, bu meselenin mem nuniyeti mucip bir tesviye sureti - ne bağlanacağını Tirandaki Yu - nan elçisine vadetmiştir. Hükümet meselenin seyir ve in- | kişafını dikkatle (o takipte devam etmektedir. Yeni sıkan eserler Kaldi bizi kl bekliyor? Muharrir arkadaşlarımızdan Cevat Fehmi Beyin değerli gazete ilik tetkiklerinden mürekkep o» | lan bu eseri güzel bir kapak için- de ve resimli olarak intişar etmiş- tir. Merakla okunacak bir kitap- | ur. Tavsiye ederiz. Görülmiyen kadın Osman Nuri Beyin küçük hikâ- yeleri. Şafak kütüphanesi tara « ki Yunan cemaatlarına ait mektep /l lerde Yunan diliyle tedrisat ya -İl pılmasının —1921 senesinde Ar - | etmek üzere İİ nezdinde (li TAKVİM | Pazar 10 Kâ.evel Pâzartesi 11 Kâevel 23 Sab n Sabah namazı Öğle namazı geçen günler salan , ISTANBUL BELEDİYESİ Şehir Tiyatrosu Bu akşam saat 21 de O gece Yazan: La Jos z Zilaby NN Türkçeye çeviren: M. Feridun 4 perde | tablo Halk gecesi Lüks Hayat operetinin bilet- Temsilleri yy i leri şimdiden kişede satılmak- j tadır. BORSA | (Hizalarında yıldız içareri olanlar üzer. İ| | lerinde 9 İci ânun muamele olanlar: /İ | dır.) Rakamlar kapanış fiyadarını gösterir | emini idil Madrit * Bertin * Vuşora o? * Budapeşte. * Bükreş * aa sre * Belgrat | * Sofya -İ # Yokohama | # Amsterdam 84, —| « Alın | * Prsç 193, < | * Mecidiye | * Stokbo'm o 54, —İ * Banknot 203 44073 Stokholm # Viyana « Madrit 407.. | Berlin 20050İ4 Varşova 82,19 |e Budapeşte Genevre s4 Bütres # Sofya 80 3525) « Nelgrar İİ « Amsterdam 1.1730) Yokohama 15,92) Moskova * Nevyork #* Paris » Milâni » Aim 70,2075 447975 43080 1088 Şi Terkos 26.74 İli o8.so) » Çimento as. 1195 İl 405 Dey. 9000! 18 < > 1,80 | 4850 140 065 yaptığı beyanattan doğan teah - | ı Elektrik Tramvay Ergani Hahtim 233)8 Anadolu! s0je Anadan 11 9 İç Mümessil! 1083 da, ist, istikrazldı 05,80) Gümrükler 1928 Mü, A. Bağda Gündelik, viyam Gazete Istanbul Apkars Caddesi, VAKTT yurdu Telefon Numaraları: Yazı işleri telefonu: 24; Idare telefonu : 24376 Felgrat adresi İstanbu) — YARN Posta kutusu No, #9 Abone bedelleri: Senai”. 6 aylık $ aylık 1 ay ilân ücretleri: ficari Uânların (ân sahifelerinde anmti- mi 40 kuruştmn — başlar, Nik mahifmde 150 Kuruşa kadar çıkar Büyük, fazla, devami: dâo verenlere ai ayrı tenzllir vardır Mesai fintarım biz astım 1Ö kuruştur. «üçük ilânlar: Bir detası 30 fki defasi 0 Oç Geram b dört vefası T5 ve on defam 100 kuruştur. Uç aylık Hân verenlerin bir dafası medcca- endir. Dört satırı geçen iânların fazla satırları beş kuruştan besap eğilir. fından. bastırılmıştır, m İl lerken ağzım açıkta kaldı. Hayret» İl medığımız bütün işleri meğer İm» İl işleri hep birden biliyorlarmış.. “ İl söyliyecek sözüm yoktur. İl Tirim. Jin olsun.. Onunla ne kazanacak, İ | hem de saltanatımı, alâyişi hüküme nn Aptülhamidin Yüzü snra KEÇECİ HATIR ZADE | izzet Fuat Paşanın ALARI ALIR ALARI | İlmperator bizim mahut kepazelikle hatta mavzer hikâyesini bile biliyormü kr > ei j O akşam imparator, sofrada mü İtemadiyen cuma (o selâmlığından | İ bahsediyordu. O günkü azamet, as kerlerdeki heybet hakikaten impa- ratoru memnun ctmıştı. Bilhassa nişancı taburu askerleri ve diğer askerler çok nazarı dikkatini cel- betmiş. İmparator anlattıkça anla- tıyor, Abdülhamit de ağzı kulağı. | na vararak bu sözleri iltifatları, dinliyordu. İmparatorun İstanbuldaki misa- | firliği esnasinda edindiği fikirleri | öğrenmek hakikaten hoş olacaktı. si Bunu düşündüm, bir gün yaver lerinden birisine sormak istedim. Seryaver olan bu zat, söz söy - ten kanım donmuştu. Ne söyliye - ceğimi, ne yapacağımı şaşırmıştım. Bizim bin bir manevra ve kurnaz- lıkla imparatorun duymasını iste - parator bizden daha iyi bilmiyor kmu imiş?, Bizim mâhut kepazelikler.. He- le mavzer hikâyesi.. Kendisinin Abdülhamidi öldürme işi. ve diğer “ Bunları dinlerken ağzım açık kaldı. Fakat ne denir.. El oğlu her İ şeyi öğreniyor. Anlıyor. Yaver, benim sorgularıma top- tan bir yekün yerdi ve dedi ki: — Size bu hususta daha fazla Çünkü İ imparatorun geçen akşam söyledi- ği sözleri aynen size tekrar edebi » — Abdülhamit, görünüşte oldu ğu gibi bir hâkımı mutlak değil. O- İ nun sinirlerine hâkim birkaç kişi | hükümet onların elinde, | varki asıl Memlekete kg fenalık ediyorlar. i ne derlerse desinler, vatanına hain i bir adam görmüyorum. Niçin ha » İti o kadar seven adam. Niçin aksine işler yapıyor... Mec nun! O halde gayri mes'ul Kendi İ memleketmi tanımadığını anladım bir kerecik kendi hükümet ettiği memleketleri gezmediğini kendi bana söyledi. Cehaletine etrafında | kilerin cehaleti de inzimam edince | yaptığı şeyler vakıa ihanet şeklini alıyor. Mütereddi de diyemem. Çünkü faal. Fakat hepsi boşuna faaliyet.. ! Mesel maden suları var. Fakat onu içeceklerine, sokakları sulı - onu içeceklerine, sokakları sulı - yorlar.. Dünyanın en metin ve en İ güzel unsuruna malikler. Fakat haber veriyorlar ki Anadolu ha - rap imiş. Görüyorum ki dünyanın | en güzel yerlerine malikler, Fakat | ne halde bırakmışlar.. Ben böyle hareket etsem yahut müsait bulun sam memlekette müthiş bir inkr - lâp olur ve tahtıraı kaybederim.. Cuma günü selâmlık resminde haremi hümayun arabalarla dizik diler. Kadınlar böyle kafes içinde Barlimelrlerm ber mesela bini. enbe | iki gün evel Osmanlı İ paşa ve diğer alman ve 'mandanları... (Everest dağını gesi” büyük ve kuvvetli memleket o” maz. Bu halde, bir içtimai de teşkil edemezler.,, İşte bizim anlamaz dediği” imparatorun anlayışı... Resmi ziyaretler, gezmeler: İmeler'artık Her şey bitmişti. o ce son gece olacaktı. Tam bir asker olan imp ordusu”. raman zabitleriyle bir mübahasede bulunmak göstermıştı. Bunun üzerine İ çıktı ve proğrama son gece içi ni bir madde ilâve olundu: — İmparatorun askeri mü”” bahçesi den dolaştık. İmparator ha' sandalla gezmek istedi. O ve geçti. Ben de arka tarafa otu Yarım saat kadar devam edef gezintiden çok memnun olan if. i rator bana havadan sudan bi! şeyler soruyor, ben de ayni meğ”. | cevaplar veriyordum. Sözü nih#” çevırdı ve dedi ki: j — Geçen akşam sızm anls” nız rus harbi çok zevkliydi. BU , p şam da büyük asker ve hakiki raman Gazi Osman paşayla mek istiyorum. Bilhassa Plevi zerinde cereyan edecek müb selerimizin çok alâkalı olaci tahmin ediyorum. 4 İmparatorun bu sözleri üzere. sandaldan çıkınca doğruca kef. yeti mabeyinciler vasrtasıyle dülhamide arzettım. Abdülh rade çıkartarak Gazi Osman yı buldurmuş ve akşam yemi davet etmiş. Netekim yemek salonuna ğumız zaman Gazi Osman gördük. Paşa daha evvelden ratora takdim edılmış olduğu tam bir askeri vaziyetle onu ladı. sesi, O akşam yorgun argın gelince biraz sarayın gi vi ii z “a İmparator: *i — Çok memnun oldum. orf paşa hazretleri.. Sızınle bol pe rüşeceğimden çok memni e yurunuz.. diye elinden tuttuk pe Son gecenin, son yemeği gi yecanlı olmuştu. Abdülhamit” ğında imparator; impra' ğında elinden tutup gergi ğu Plevne Kahramanı ge ye” yeri Bu büyük sofrada 189 henk ve en modem aküde” | mahsus bir hal vardı. çö | İmparator arada sara ae ve nükteli kelimeler e di herkesi neşelendirmey€ adetin” du. Abdülhamitse sara? diy?” hiç söz söylememeyi tercib pi du. iğ Paris, 9 (A.A.) — EZ M. Lebrun Sorbonne be İ salonunda Everest ll İngiliz tayyarecisini meri ei bul etmiştir. o Dü sek tepesi üzerinden gösterilmiş ve bir de K

Bu sayıdan diğer sayfalar: