İl 9 — YAKIT 1 İnci kânun 1933mmmmue il İNYA HABERLERİ ©) (© D pen dünyanın en akılsız kadını imişim! «pe AİRENEĞN Bizim bey, kendi odasından başka ç bir tarafını bilmez,, evin hi Yağça i bi Men gok Uzun UZa hanımefendi kendi -| ir gi laa ben; a, 22 Evi m kadar akılsız ka- KE miyim, pe kadın mıyım, le hiç ilmem, Bizim Bey| beyi ii yu olrnaz. Evleneli- oluy, Sene geçtiği halde bir Muş. <1 Verişle meşgul oldu- Yani e *dim. Kazancından bi - l dana He ayırdığını her ay ba| Mahi, , m eder, Ondan ; 5 karışmaz. hn sonra ay Pa b; Ye bir €ve nakledecek olur - e mi Arıyan, kira pazarlığı aş liye arabalarını tu -| Ha » Yeni eve yerleşen hep | Mei Atâ bizim bey o kadar bu , “gul olmaz ki yeni eve ta kN mi kendisine “Bu - ! hür, Seçiyoruz, adresimiz Na, tam , tim , iy Akt gider ve ev değiştirdi. | ân» Mi Yaptığı yegâne külfet | a bun dönüşte yeni evi a- İk “vd, aktan ibaret kalır. Ona duğu gibi yeni evde de | * telaş sis ederim, Bey aksam 0 "Zaman doğru odasma ©n başka bir eve taşı - | bi ar kendi odes:ndan baş * Bir yerini bilmez. Sraya gelmeği unut ir evde senelerce otur - da acaba $u ev nasl şey sı vardır, hanım nasıl | '€ merak etmemiş ve bir €vin içini dolaşmamış - adeki mevcudiyeti an - | ya mk tepsisi vakit| a Odasına götürülme - | an hissedilir. Tam sant a1! 1 * Yy... “Psisinin odada olmasını a, altıyı bir dakika geçe TİN âcarak; Tepsim nerede Ye bağırır. Onun üzerine Hi, ii yukarıya çıkarılır. | Ga sün bilmiyorum ki| $u Veya bu yemek Pişsin tb, hı teğ Arzuda bulunsun, Ne pi - ne konursa onu yer. i rım, ondan sonra beye: “Haydi fi- lânca terziye git te ölçü ver, prova yaptır,, derim. Ekseriya terziye de! gitmez, zorla götürürüm. Bir gün daha yeni evli iken ken- | disinden bana bir tarak almasını | rica etmiştim, Çünkü tarağım kı -| rılmıştı, Boğaziçinde sayfiyede otu | ruyorduk, Bir tarak için İstanbula | kadar inmek istemedim, Akşam üstü bey bana nasıl bir tarak getir- se beğenirsiniz; haniya şu işporta- larda demirden mi, alüminyumdan | mı, neden olduğunu bilmediğim sert ve kırılmaz taraklar vardır, bana onlardan bir tane alıp getir - me sin mi? Kendisine fena halde kızdım ve: —“ Ayol ben senden saçımı ta- ramak için bir tarak istedim, at ka- şağı istemedim ki!,, Diye bağırarak getirdiği tarağı yüzüne doğru fırlattım. Yalnız, yalan söylemiyeyim, kırk | senede yalnız bir defa bana bir| çift iskarpin getirmişti. O akşam eve geldiği zaman iskarpinleri ba- na uzattı v6: — “Al şu iskarpinleri giy!,, de- | di. Evvelâ çok sevindim ve beni bir ! defa olsun hatırladığına memnun ' oldum. Fakat sonradan anladım ki bana o hediyeyi getirdiği gün bir arkadaşına rast gelmiş, o arkadaşı haremine iskarpin alacakmış, bi - zim beyle beraber kunduracı dük - kânma gitmişler, Arkadaşı iskar - pin seçerken bizim beyi de teşvik etmiş: — “Sen de hanımına bir çift is- karpin alsana!,, demiş, bizim bey de arkadaşına karşı mahcup düş - memek için bana o gün getirdiği iskarpinleri almağa mecbur olmuş, yoksa beni hatırladığından dola - | yı değil! İ Bütün arkadaşlarımın kocaları haremlerine ne hediyeler, ne elmas | lar alırlardı! Arkadaşlarımla bu - luştukça onlar kendilerine getiri - len hediyelerle öğünürler, dururlar dı. Ben ise, aptal kadın, bütün genç liğimi, hiç bir teşekkür ve memnu- Fennin kudreti dünyanın en yüksek tepesine de boyu n eğdirdi! Himalâya eteklerinde bir gezinti Dünyanın en yüksek tepesi, Hi- malâyanın Everst şahikasıdır. Fa - kat bu tepenin dünyadaki en yük- sek tepe olduğu ancak 1852 sene - sinde anlaşıldı. O zamandanberi insanları en çok cezbeden zevkler- den biri, bu tepeyi de çiğnemek ve onun sirlarmı ortaya dökmektir. Dağların bu erişilmez tepelerini tayyare ile keşfetmek fikri yeni de ğildir. Nice yıllar evvel Sules Vene bu mevzu ile oynamış, ona dair e- İ serler yazmıştı! Daha sonra Ceneral Bruce, bu zirveye yükselmek istiyenlerin tay yareden de istifade edebilecekleri- ni düşünerek tayyareyi yardımcı o larak kullanmak istedi. Daha sonra Alan Colbam mese. | leyi daha umumi bir noktai nazar- dan düşünüp bir plân hazırlamışsa da kutupları keşfetmek, Atlas Ok- yanusunu geçmek teşebbüsleri in- sanları daha fazla meşgul ettiğin- den bu iş geri kalmıştı. Ancak 1932 senesinin Nisanın - da İngiliz kaymakamı Blaker tay- yare ile Everst şahikasının üzerin de dolaşılabileceğini o anlıyarak bundan coğrafyaca fevkalâde isti- | fadeler temin edilebileceğine ka - ni oldu. Bu işi yapmak için tayya - renin bir pilet, bir müşahit ve bir sürü fotoğraf. teçhizatı taşıması i - cap ediyordu. Bristol tayyare şir - ketinin yaptığı Pegasus tayyaresi bunu temin etmekte idi, Blaker bu işi yapmak hususunda miralay Etertonla uyuştu, Fakat ortada siyasi, mali bir takım müş- küller vardı. Himalâyanm bu en yüksek zir - vesine varabilmek için ya Nepal' - lamak mümkündü. Hazırlıklarsa epeyi bir zaman sürecekti. Nihayet hazırlıklar başladı. Ve tayyareler yeni sefere göre teçhiz yöz ve sair teslihat ile mücehhez olduğu halde bu teslihat ber taraf | edildi. Tayyarelerin yükseleceği mesa - fe 33,000 kademdi. Çünkü bu sa - yede zirveden 4,000 kadem daha yükseğe çıkmak mümkün olacak - tı, fakat ilim adamları bu mesafe- den daba fazla yükselmek lâzım geldiğini ve 2,300 kadem daha al- mak icap ettiğini anlattılar. Ona göre tertibat alındı. Daha sonra e- lekirik tesisar ehemmiyet peyda et ti, Çünkü ancak bu tesisatın mü - kemmeliyeti sayesinde pilot ile müşahidin hayatını kurtarmak mümkün olurdu. Aksi takdirde bunlar da, taşıdıkları bütün alât ve edevat ta donar, ve bütün sefer akamete uğrardı. Fotoğraf maki - nelerinin donmasına mâni olmak için de tertibat alındı. Heyet bütün bu tertibatı aldık - İtan sonra hazırlıklarının hepsini bir gemiye yükliyerek Hindistana yolladı Ove Keraciden trenle Purnea'ya hareket etti. Purnea Ne pal mihraceliğinin serhaddinde - dir, Ve eskiden muhteşem bir şe - hirdi. Purnea Nepal dağlarından / altmış mil mesafede olduğu için heyete mükemmel bir karargâh teş i kil ediyordu. yapıyor, havanın vaziyetini tetkik İ ediyor ve son ihtiyaçlarını tamam- byordu. Arada bir takım arızaları yen - edildi. Bunlar esas itibariyle mitral | Heyet buradan uçuş tecrübeleri | .000) kadem yükselmiştik. Fo i mek Za“ mızda idi. Hilkatin danberi, bir kimsenin aşmetini, azameti kelime bulamıyorum. afında do mize buram ri kar yağıyordu. Biz alıyorduk. miz zaman bir bozdu. Fotoğraf den bazılarının al inmiüyordu. Fas inin iyi olması, bizi » Asıl hedefin Onun nü, teki çin Nisanın 19 uncu gü - 24,000 kadem var ın: keşfettik, Yeni - r aldık. Bizi en çok Fakat : tün endişelerimiz ber <tiğimiz bütün film otoğratf mak ta oldu. nükemmel- z muzaf | den yahut Tibetten uçmak gerekti. hikası ilmi | Tibetten uçmak imkânsızdı. Çün - aza ! niyet eseri göremden, beye hizmet etmekle geçirdikten sonra, şimdi mek ve makinelerin uğradığı bir | fer olmuş, ve Evers ya rakıday, istediği sonra istediği şey boyun e , Yoğurttan ibarettir. a aşağı yukarı yizmi se- Ayda p, yütekaittir. Bu müddet | N b Vo gün gidip tekaüt kiş ndisi almamıştır. Kar - Va şı, YAğmurda çamurda, s0 - | i bisi, ta maliyeye kadar gi - İ i iy insanlar arasında saat : Maaş, €N ve sıram gelip te be- Nİ alan daima benim. A, | N ala bir defa da sen gidip! yiz B in &İsan, ne olur? Hiç | Dul ma benim gibi bir e nedün zahrnet etsin! tk uz e beri karı koca ol - Sizi * bir gün görmedim in g7 bana ufak bir hediye | İltiya, atırtmı alsın! En kü - Seyi Vm: bile ben kendim te ll Ibisemi, çamaşırımı, | ei kendim,tedarik e -| > #miyormuş gibi üs - | pin eksiklerin; de benta rkasma siydiği elbi - n alırım, tezziyi pm be » Pazarlığı ben yapa -| İ de ihtiyarlığımda tam rahat edece- İğim bir zamanda, çocuk gibi hal - ler tokman beyin peşinden koşmak İ la ve ona bir çocuğa bakar gibi bak | makla ahır zamanımı tamamlama- | ğa çalışıyorum. | Doğrusu, gene tekrar edeyim, Ben dünyanın en akılsız kadını i - mişim, bey de benim gibi bir koca. | ya düştüğünden dolayı dünyanın en mes'ut erkeği Kübada bombalar Havana, 30 (A.A.) —- Dün ak - sam Havana sokaklarında üç bom- ba patlamıştır. o Polis müdürlüğü ekisperlerinden biri yaralanmış - tır, Fransa sefiri umuma hitaben vak: olan beyanalında vâziyetin güçlüğüne rağmen, sükünunu mu hafaz etmesini Küba halkma tav) siye etmiştir. Bu beyanat efkârı umumyice hüsnü telâkki edilmiştir . kü burası Lâmaların teokratik ida- resi altında idi, Bunlarşa böyle bir teklifi kabul edemezlerdi, Nepal hükümeti mümanaat et - | mezdi. Fakat onun mihracesini de ikna etmek için işin ciddi olduğu - nu göstermek gerekti. Nihayet bu- na imkân hâsıl oldu. Ve bu sirada Lord Olydesale de heyete iltihak etti, Mali müşküller de kolaylıkla bertaraf edildi, Çünkü Ledi Mons ton heyete yardım etti ve lâzım o - lan masrafları verdi. ten sonra yeni bir müşkü çıktı: Zaman ve mevsim meselesi! Bu sefer için en mükemmel mev - sim Teşrinievvel ve Teşvinisani ay ları idi. Çünkü Eylüle kadar müte- madi yağmurlar yağar ve ortalığı sisler kaplar, Kânunuevvel ve sani de tekrar yağmurlar yağar. Yağ -| mur ve sis ise fotoğrafçılığın en müthiş düşmenlarıdır. Halbuki ma cerayı, ancak Kânunusanide hazır. yk takımı sakatlıkları tamir etmek | - cap etliği için asıl büyük uçuş an - cak 1933 senesinin 3 nisanmda ya | Büyük bir yangın İ pılabildi. Heyet sabahleyin 8,25 te hare - ket etti, kaymakam Blaker ihtisaslarını şu şekilde anlatıyor: “Hazırlığıma ait bütün endi ri unutmuştuk. Ben adeta i ginde idim. Bir dakika e 7 nimden bin bir mesele geçiyordu. Bunların hepsi de zail oldu, Her ta Irafa baktım. Herşey mükemmeldi, sarka doğ- rdu. e Everst ile kar pede buzlardan ehram- Biz yükseldikçe gördüğ te- j peler çoğalıyordu. Bunlarm bir Tayyarelerin birini idare eden! Strasburg, 30 (A.A.) — Alman mülteci ailelerinin tekmil eşya - I siyle, vagonlar dolusu buğdayın ve sair emteayı muhtevi büyük ah- sap mebaniden müteşekkil ve bir nakliye şirketine ait Austerlitz li- manındaki bir ardiyeden bu sabah 6,30 da yangın çıkmıştır. e Daha sonra, iki cesim kömür deposuna sirayet eden ateş beş milyon fran- | gi mütecaviz ziyan tevlit etmiştir, imz | İsviçre hükümeti reisinin kızı evlendi Bern,30 (A.A.) — Bu sabah saat J1 de, Trinite katolik kilise « sinde, İsviçre hükümet reisinin kıs | zı Matmazel Melli Şultels ile Por « tekizin sabık Bem elçisinin oğlu M, Vasko d> Kuevedonun evlen « me merasimi icra edilmistir. Genç evliler hemen Portekize | hareket edeceklerdir.